19 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

19 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— i— VAKİT Bir mukayesedeki yanlışlıklar Bag” (Baş tarafı 8 üne sayıfada) linleri İstanbul çarşısının eşya - siyle süslenirlerdi. Bosnasaray pazarları bulla alış veriş ederdi. 3 — 1869 dan sonra İstanbul | ehemmiyetini bir kere daha kay- betti. Süveyş kanalı o açıldıktan sonra İstanbul limanı biraz da- ha fakirleşti. 4 — Buharlı gemilerin seferlere başlaması İstanbul limanındaki iş faaliyetini de azalttı. çünkü yelkenli gemileri evvelce İstan - bul limanında. uzun zaman ka - lırlardı. Halbuki buharlı gemi - nin icadından sonra bu vaziyet olduğu gibi kalmadı. 5 — Balkan harbinden sonra İstanbul son kalan hinterlandını da kaybetti. Balkanlarda Os - manlı arazisi azalmıştı. 6 — Büyük harpten sonra İstanbul büyük bir imparatorlu- ğun yıktığı büyük ticaret mües - seseleriyle (o karşı karşıya kaldı. Yüzlerce senelerden beri yıkı - lan imparatorluk ökonemik bir yük olarak bu müesseseleri bı - rakmıştı. 7 — Bugün İstanbul yeni bir plânla karşımıza çıkıyor: Sana - yileşen Türkiyenin bir köşesi.. Bu, İstanbulun eski hayatiyle mükayese edilemiyecek bir va - ziyettir. Ve normal manzarası - dır. İstanbul limanından geniş im- paratorluk sirkülâsyonunu isti - | yenler hata ederler. İstanbul limanında ve ulusal ökonominin aykırı davalar güdenler er geç aldanmaya mahküm olacaklar - dır. İstan - modern tezlerini Sadri Etem Istanbulun plânı etrafında tetkikler İstanbulun müstakbel plânı et- rafında birer rapor veren üç müte- hassısın raporları vali ve belediye reisi ile belediye fen heyeti müdü- rü Ziya ve imar (şubesi müdürü Ziya beyler tarafından tetkik e - dilmektedir. Jüri o heyeti azaları tarafından yapılan tetkikat biti - rilmiştir. Jüri heyetinin yakm bir zamanda toplanmaya ( çağrılacğı anlaşılıyor. Jüri heyeti görüşme - lerinde her üç mütehassısın ileri sürdükleri fikirler etrafında mü - nakaşalr yapılacak ve neticede ra- porlardan biri kabul edilecektir. erbil Tekirdağ borsasında Son hafta içinde Tekirdağ bor- sasmda dört buçuk kuruştan 17 bin 211 kilo buğday, dört kuruş- tan 4,077 kilo arpa, üç kuruştan 1220 kilo mısır, dokuz kuruştan 1548 kilo kuşyemi, yedi buçuk kuruştan 1460 kilo keten satılmış- tır. | 15 Yıl Evvelki VAKIT 19 Zinci Teşrin 1920 Ankarada ikametgâh ves'kası Ankara polis idaresi Meclisi Mebu- san azaları müstesna olmak üzere-An- karada ikamet eden memurin, tüccar, esnaf ve saireden o ikametgâh vesikası” almıyanlar hakkında takibatı kanuniye yapılacağı bildiriliyor. Atinada müsademeler Kral Kostantinin ölümü üzerine vu- kua gelen karışıklıklardan sonra, şehir, vadişebahş bir manzara arzediyor. Ve- Bizelon aleyhtaranı muarızlarına karşı | silâh istimal etmiştir. İki çocuk mak- tul düşmüş, askerler müdahalectmiş- i Ben, burada. 19 İkinel teşrin 1934 rasıya seviyorum. Şayet benden başkasını seversen öldürürüm Hademe Bülücistaniı Ati Efendi, Ziraat Bankası memurlarından “Leman Hanımın yolunu keserek bu sözleri söyledi diye mahkemeye verildi Ali efendi, esmer, tıknazca bir adamdır. Temiz gi « yinmiştir. Kendisi; Bulucistanlı - | dır. Evvelce “Ziraat,, bankasında hademe imiş. Bir müddet evvel o- radan çıkmış. — Ali efendi! Dün akşam üzeri, mübaşir tara- fından Sultanahmet birinci ceza | mahkemesi salonuna çağrılan Bu- lucistanlı Ali efendi, hâkim Reşit Bey tarafından sorguya çekildi. — Ben, çolük çocuk sahibi, evli bir adamım. Bulucistanda bir ço « cuğum var, Annemin ismi, Şehba - nu.. Ailem oradadır, ben burada- yım. Ben, Türk tebaasındanım. — Peki, şimdi hakkınızdaki şis kâyete cevap veriniz. o “Ziraat, bankasının memurlarından Le- man hanım, sizden şikâyetçi! — Evet, efendim, benden şi - i oh Fakat, bu şikâyete Arzuhalci Hayri Efendi mahkemede tevkif edildi Sarhoşlukla polise karşı yakı - İ şık almıyacak sözler söylediği id- | dia olunan arzuhalci Hayri efen - dü, dün akşam üzeri Sultanahmet | birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiştir. Polisçe tutulan (ozapta göre, Hayri efendi, sarhoş bir halde dolaşıyormuş. Bu sırada Sirkeci » de nokta bekliyen polis memuru Vecdi efendiye, sonra da karakol- daki memurlara karşı ağzına gele- ni söylemiş, Hâkim Reşit Bey sorguya çekilen Hayri efendi, kendisinin âli tahsil görmüş bir a- dam olduğunu, böyle şeyler yap - madığını söyliyerek, sözlerine şöy- le devam etti: — Hiç sarhoş olsaydım, beni muayeneye sevketmezler mi idi?. Sonra karakolda birçok polise karşı sövüp saymak için, insan, pek düşüncesiz, pek ihtiyatsız ol - tarafından malı! Bunların hiç birinin aslı | yoktur. Ben, gece Sirkecide tram» vay bekliyordum. Oradaki polis “Hayri be, ne âlemdesin?,, dedi. Ben de bana “Hayri, be,, demesi- | , İ niden eşya tedariki için benden ne kızdım, “benim adımı sen mi koydun?,, dedim. İşte bunun üze- rine polis beni çalyaka edip kara- kola götürdü. Hatti, ben polislere bir sey yapmadığım halde, onlar beni dö- | verek bir dişimi kırdılar. İşte, kırı- lan dişim burada! Hağri efendi, parmaklarının u- cu ile yeleğinin cebini bir hayli a- raşlırdıktan sonra, irice bir diş çı- kardı, hâkime gösterdi ve şöyle dedi: — Ben, iki senedir hiç mahke- meye gelmiyorum. Kendi derdim- le yanıyorum ! — Sen gelmiyorsun, ama Hayri efendi, dosyaların geliyor. Gecen pün de burada bir davan vardı. İç- ki içmekten vaz geçmeğe çalış! Hayri efendi, tevkif edildi. Mu- orta yaşir, | | Ben ona “İllâki hakemesi, şahitlerin çağırtılması « tir. na bırakıldı. benim aklım ermedi doğrusu!.. aklım ermedi doğrusu!.. — Aklım ermedi, ne demek?. Şikâyetine cevap veriniz. Polisçe yapılan tahkikata göre, siz Emin - önünden bu hanımın yolunu kes - miş, kolundan tutmuş, çekmiş, “Ben, seni çıldırasiye seviyorum. Senin için yanıp tutuşuyorum. Şâ- yet benden başka birisini sevecek olursan, hem seni, hem de kendi - İ mi öldürürüm,, demişsiniz! — Haşa, haşa! — Hakkınızdaki şikâyet böyle. Leman hanım da polis çağırmış, sizi teslim etmiş, Bulucistanlı Ali efendi, iki eli- ni yukarıya doğru kaldırarak, göz- lerini kapıyor, dudakları arasın - dan şu sözler çıkıyordu: — Haşa, haşa! Ben, ne diye ka- İ rışayım bu hanımın başka birisini sevmesine? Benim karım değil, kız kardeşim değil, kızım değil. Hiç bir şeyim değil. Onun ne zev « ciyim, ne biraderi, ne de pederi! İ Hattâ ne de vasisi! — O başka mesele! Bu hanım iddia ediyor ki, siz... — Hayır, hayır!. Aramızda bir sevda yok!. nasıl olur genç bir kıza karşı bende sevda?.. O genç, ben orta yaşlı!.. Ben Bulucistanlı bir adam, o buralı bir kız. Nasıl olur orada sevda? Aslı yoktur bunla - rın! — Aslı yoktur, başka. Fakat, | sevda, memleketler hudutlarını a- şamaz mı?! Bulucistanlı Ali efendi, israr €- diyordu: — Ben sevmiyorum bu Leman hanımı, asla! Onun için yanıp tu- tuşmuyorum ben!.. Sevmesin beni. beni seveceksin, yoksai...,, falan demedim! — Peki, böyle bir şey söyliye « rek tehdit etmiş olmadığımız hal « de, hahım neden polis çağırdı? — Orası bence meçhul, efen » dim! Ben, bankada hademe iken, . İ tabif evrak getirir, götürür, bu ara- da muhabere kalemine de uğrar - dım. Vazife itiarile ben bu banı » mı tanırım, o da beni! — Günün birinde, bu hanıma para lâzım olmuş. Çünkü, evine hırsız girmiş, eşyasını aşırmış. Ye- karzan para istedi. “Peki,, dedim, biriktirdiğim kırk altı lirayı ver * dim. — Ödünç olarak? — Efendim? — Yani, sonradan borcunu ödi- yecekti, değil mi? — Orası öyle, oparayıbenden karzan aldı. Lâkin, her ay on lira — Sizin hanıma sevdadan bah- settiğinizi işiten de varmış. Banka memurlarından Burhan Bey! — Burhan bey, hanımın yanın da mı idi, değil mi idi? Önceden farkında değildim. o Burhan bey sonradan o geldi. O işitmemiştir sevda lâfı! — Yani siz bahsettiniz, fakat o | işitmedi mi? — Haşa, efendim! Ne ben ağ - zıma sevda lâfını Burhan bey işitti! Hâkim Reşit bey, dosyayı göz - den geçirdi. Kararını bildirdi: — Sizi tevkif etmiyorum, Ali efendi. Yalnız bu ayın yirmi seki- aldım, ne de zinci çarşamba günü saat on dört- | te buraya gelceksiniz. O gün şikâ- yetçi ile şahidi dinliyeceğiz. Sakın gelmemezlik etme, haaaa! — Allah ömürler versin, efen - dim. Dakika geçirmem, o gün tam | saatinde burada bulunurum! e sarianmseamasi serer rana nan a00 3 Mat rene Bir memur Tevkif edildi, sebep bir oteldeki hırsızlıktır Ordu vilâyeti o evrak memuru Behcet Bey, dün tevkif edilmiştir. Behcet beyin tevkif edilmesine sebep, aleyhindeki bi: hursızlı id diasıdır. Bu hırsızlık, kendisinin birkaç gece müşteri olarak kaldı - ğı Sirkecideki “Büyük Karadeniz, otelinde olmuştur. Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen Behcet Bey, kendisinin temiz bir ailenin tek çocuğu olduğunu, şim- diye kadar ne (karakola,ne de mahkemeye işi düştüğünü söyle - miş, şöyle demiştir: — Ben, altı senelik bir memu - yum, Yirmi üç yaşmdayım. Bu ya- şa gelinceye kadar, böyle kötü bir isnatla (o karşılaşmadım. Otelde müşterilere ait bazı şeylerin kay - bolduğunu ve benden şüphe edil- diğini öğrenince, derhal polis çağ- nlarak tahkikat yapılmasını ken- dim istedim, Bugün kalkan vapur- la Orduya hareket (o etmek üzere bulunuyordum. Hattâ, pasomu bi- le almıştım. Otelciler, otelde e yapılan bir hırsızlığa bir fail bulmak lüzumu- nu hissettiler. Bula bula beni bul- dukları anlaşılıyor. Vakat, müret- teptir. Bu suretle, istikbalim mah - vedilmek isteniliyor. Vicdanınıza sığınırım. Hakim Reşit Bey, dava mevzu- unu teşkil eden suçun mahiyeti ve vererk ödiyeceği halde, ödemedi. | Bankadan çıktığım için, kendisini her gün göremiyordum. Arada sı - rada gidip istiyordum paramı.. O da “şimdi param yok. Bir az daha bekle,, falan diyordu. “Bugün, yarın,, günlerde Leman hanımın Anka » raya gitmek üzere olduğunu ha » ber aldım. Paramı ele geçirmek i- İ çin, aradım. O gün, paramı ister - ken, hanım çağırdı polisi, yakalat- tı beni, efendim! derken; son İ Behcet Beyin burada muayyen bir ikametgâhı bulunmadığı noktala » rından, tevkif kararı vermiş, dava- cımın ve şahitlerin çağrılması icin muhakemeyi başka güne bırak - mıştır. Antalyanın ihracatı Son hafta zarfında Antalyada | vasati üç kuruş olmak üzere 336 | bin 278 kilo buğday ve vasati iki ! buçuk kuruştan 751,191 kilo arpa, vasati on kuruştan 14,937 kilo su- sam, yirmi bir kuruştan 2,184 kilo keçi derisi satılmıştır. Temsil Amerika - ap, rekabeti hâ id mahiyet alıy, Haber verildiğine BÖ yl sonunda Amerikanın bir “eğdi Büyük Okyanosu uçarsk larına gidecek, San Eg reket edecek olan bu çile çak çerek Havay adalarına “ İ sonra Guama giderek 3000 safeyi geçecek, ondan so” daha katederek Filipin | kezi olan Manbilyaya , Amerika tayyareleri (97. | pilacak bu toplu hava le yaya karşı bir nümayi$ 5 gi yor. Maksat Amerika il€ sında bir hava köprüsü ki niz konferansına sit mü” a celenmezse Amerika bükü' Vek dası, Miavey ada” va üsleri yapacak ve bi mi yanın Büyük Okyanos tağı ünlere mukabele eöersk” yi Hali hazırda Amerika su, dünyanın en kuvvetli yıl zarfında bu miktar racak ve ihtiyat kuvvetl#” recede büyük olacaktır. Amerikanın 38,000 rinden ber biri 72 tayyar” v4 tedir. Bunlardan başka ö şıyan gemileri bulunduğu yare taşıyacak gemiler dır, Amerikanm tayyar? gemisi 30 mil süratle par başka 374 tayyare taşıyo”” Amerika harp senli rinin üç tayyaresi, her zörünün dört, orta kruv”. gil tayyaresi bulunmaktadır. “fi miler tarafmdan taşınan “fl adedi 174 e varıyor ve bü rika donanmasının öne #** reler 851 e baliğ oluyor. çi Hele yeni üsler de YAP"! buralara da bin bombardı”? Sat yelegi. ii Bütün bu hazırlıklar “ei Japonya arasındaki çeki bir safhaya vardığını göt” & Kadın ml Türk Ginekologi * seneki ilmi planlar cisini Prof, Kenan Te Ah Esat beylerin reisi da yapmıktır. Toplar Ömer paşa da bulun". . Ali Esat Bey, tamir : miyan geniş bir met#” muvaffakiyetle yapb meliyesinden bahset” gf” Ahmet Asım Be” çıkardığı üç meme ** termiş, meme kanseri) İ zır tedavisi hakkınd? miştir. 1 Hadi İhsan Bey: ile tedavi ettiği üç"? ei | ri vakasının müşahede miş ve hormon teda" ge“ güne edilen istifade” anlatmıştır. Nuri Süleyman e # İ telif kusuru olan YE bir çocuk gösteri İ günedilen istifader” mıştır. - * Bu vakalar üzeri # Ni ni münakaşalara 4”. vi v ik Paşa ile Kenan Te 1 Ahmet Asım, Orbay di İhsan, Nuri ül” İ : Behar Beyler iştirs Türkiyenin 7“ hassa İtalyada >> idi. Fakatson # ge tiye di Tunus zeytin y8 satıldığından Ja Tunus zeytin yağı muştar, | gi di Hd, ' di er ei merikunım 1000 birinci BASİ İ bulunduktan başka önü eyl N * mil

Bu sayıdan diğer sayfalar: