o —8— VAKIT * 12 TEMMUZ 1014 Yazn : Meraklı bir sergüzşet romanı Edgar Pip'in son maceraları Arnold Galopen İmali arasına karışarak vapur- dan çıkmağa muvaffak oldum! im Zi Benim kurtarıcı tekrar gitti, Bu adamcağız bana itimat hisleri telkin ediyordu. Kolon limanına gelmiştik. Va- © Pur demir attı, Bir aralık kömürcü > tekrar göründü ve bana çok tat-' “siz bir haber verdi: 1 — Kaptan gemi tayfalarının © karaya çıkmalarını menetti. Maa- - mafih sizin için ümit kesilmiş de- — gildir. Hammallar çantaları ve ba- vulları çıkarıyorlar. Cesür olunuz ve muavin hammal gibi hammal- lar arasına karışınız. Evet, cesur olmaktan başka ça-! - re yok. Güverteye çıktım ve büyük — bir sandık yüklenmiş olan bir ham malm arkasından küya yardım edi « yormuş gibi yürümeğe başladım. © Tesadüf bu ya... Kimse farkına - varmadı ve ben de rıhtıma indim. i Kolon, bildiğiniz gibi panama © Cumhuriyetinde bulunmaktadır ve ğ bir adı da Aspinvil'dir. Bu şehir © de yetmiş ikibuçuk millete men sup insanlar görürsünüz. © Limandan uzaklaştım ve polis memurlarını görünce yan çizerek tenha bir parkta kanapelerden bi- rine oturdum. üstüm başım kömür içinde idi. Na- tarı dikkati celbetmeden şehirde olaşabilmem için temizlenmem idi. Evvelâ üzerimdeki ge-' “mici elbisesini çıkardım. Bunun altında kendi elbisem buruşmuş! “ve berbat olmuştu. Bundan sonra! gömlek vesaire gibi lüzumlu şey-| er tedarik ettim ve insan kılığına girdikten sonra Konçita'nın bu- duğu Santa- Lucia Cumhuriye| geçmek çarelerini araştırma»! ğa başladım. ç Kolon Paris gibi bir şehir de- ğildir. Buradaki taksi otomobille- harap şeyler. Hiç bir şoför beni Santa Lucia Cumhuriyettine atma-| “ğı kabul emedi. Düşi üz! Koca bir şehirde yirmi millik bir seyaha-! ti göze alan şoför bulmak kabil de-! fil... En nihayet bir otomobil satın| almaktan başka çare yoktu. Bu kararı verdikten sonra ilk ki düğüm garaja girip bir otome- il seçtim. Otomobil eski bir şeydi, parasile bin dolara pazarlık tim. Parayı verirken: — Çok behalı, dedim, yedi yüze İmaz mı? Hay hay, dedi, olur. Yalnız istemem. Paraları saydım. Al- ih bilir, beşyüz deseydim herif o- da razı olacaktı. Garaj sahibi o- ile ait evrak ve vesikaları rdi ve Nesefor namında bir siya- an arabayı çıkarmasını etti. Müdür, doğrusu buya, hiç lüzumsuz söz söylemiyen ve — kestirme yoldan giden bir zat... 'Nutuklar irat etmek gibi şeyler Kapıdan çıkarken siyahi yanı- geldi: Size şoför lâzım değil mi? Hayır, dedim, kendim idare lik. Ben size şoförlük e- lim, Siyahi belki de işime yarardı. — Ne istiyorsun? dedim. i laşirken çok dikkat — Ne verirseniz, veriniz. Bizim patron yakında dükkânmı kapaya cak. İflâs etmek üzeredir. Bunun için ne verir iseniz kabul ederim, dedi, Pek âlâ, diyerek yola koyulduk. XV Ah!.. Turistler bu havalide do - etmelidirler. Kolondan Santa - Lucia'ya giden yolda başıma gelen felâket başım- dan değil hatırımdan bile geçmiş değildir. Şöyleki, henüz bir çam ormanından çıkmış ve yolumuza devam etmekte bulunmuştuk. An- sızın üzerimize dört kişi hücum et- .ti, Ve kumarda çok para kaybet- tiklerinden bahisle beni soydular... Yani varımı yğumu aldılar, Hırsız- lar cüzdanımın içinde beşyüz bin İranga yakın para bulunduğunu görünce teşekkür mecburiyeti his- settiler... İçlerinden biri: — Ah efendim, dedi, sizden bu kadar büyük bir cömertlik bekle- miyorduk. Size hem kendim hem- de arkadaşlarım namına teşekkür ederim. Uzun lâfın kısası yanımda sim- siyah bir arap, altımda külüstür bir otomobil ve cebim tamamen boş olduğu halde Santa Lucia Cum huri İl Cia şehrine vasıl oldum. nasile mahvolmuştum.. Bir hırsıza karşı alınacak ilk ted bir polise müracaatla meseleyi bil- dirmektir. Ben de polise gittim, Fa kat bütün polis daireleri kapalı bu- lunuyorlardı. Polisler maaşlarında yapılan azaltmayı protesto maksa- dile grev ilân etmişler. En iyisi ta- kibattan vazgeçmek idi. Bunun i ik çin şoförüme: — Salvador otelinii biliyor mu- sun? dedim. — Evet, dedi, buranın en büyük otelidir. — Çek oraya... Otele gelince kapıcıya sordum: — Madam Konçita burada mı? — Tanımıyorum. Belki müdür bilir, Müdür de kapıcıdan fazla birşey bilmiyormuş, Konçita'nın işkâlini anlattım. Yok, yok, yok... Dedim ya, cebimde mangır kal- mamıştı. Bunun için benim siyahi otomobili taksi olarak işletmeği teklif etti ve işe başladı. Böyle bir vaziyet çıkacağını kim aklına getirebilirdi. Edgarpip şofö rünün getireceği bir lokma ekmeğe muhtaç kalmıştı. Konçita'yı bulup onunla bir dalavere çevirinciye ka- dar bu vaziyeti olduğu gibi kabul etmekten başka yapacak bir şey yoktu... Şu zenciyi bana Allah göndermişti. Konçita'yı bulabilsem çok iyi 0- lacaktı. Onun yanında herhalde pa ra vardır ve bana yardım etmek- ten kaçmaz. Bu Santa Lucia Cumhuriyeti a-| halisi de ne tuhaf şeyler. Erkekler bütün gün serseri gibi sokaklarda dolaşıyor ve kadınlara sarkıntılık etmekten başka bir şey yapmıyor- lar, (Devamı var) a kesip kuyuya atmışlar! Turgutlunun Ahmetli nahiye- sine bağlı Derici köyünde gayyüp hadisesi olmuştur. Balı- kesirin Kepsut nahiyesinin Dağ «| bağ köyünden Mehmet çavuş elli gün evel kaybolmuştur. Mehmet çavuşun tegayyüp et - mesi ve kendisinden en ufak bir haber alınamaması son günlerde köyde herkesi meraka düşürmüş” tür, Zabıta keyfiyetten haberdar e- dilmiş, Turgutlu kazası jandar - ma bölük kumandanı (Saim Bey hadise ile yakından alâkadar ol muştur, Yapılan tahkikat ve takibat iyi netice vermiş, hadise aydınlan- mıştır. Kaybolan Mehmet çavuş, Derici köyünden Kürt Mehmet oğlu tarafından öldürüldüğü © ve Derici köyünün bir kilometre me- safedeki bir kuyuya atıldığı anla- sılmıştır. Zavallı adam boynun- dan kesilmek - suretiyle öldürül müştür. Cinayetin sebebi meçhul- dür, Ceset kuyudan çıkarılarak mu- ayene ettirilmiştir. Meh vuşun parasına tamaan öl. ğü zannediliyor. Katil yakalan - mış, adliyeye verilmiştir. 125 yaşında bir kadın öldü Aydının en ihtiyarı 125 yaşın- da Hatice nine Aydında ölmüştür. beşinci kocasmdan da elli sene evel bo- sanmıştır. 125 lik nenenin yalnız dördüncü kocasından bir kızı ol - muştur ve sağdır. mış, dört kocası ölmüş, Fakat Hatice nine kızının ya - nında otürmaz, “orta mahalledeki bârakasında yalnız ve komşuları» nın yardımiyle yaşardı. On beş sene evel Aydının düş- man tarafından © işgalinde yaya olarak Çineye gitmiş ve istirdatta da ilk gelenler arasında yaya ola- rak dönmüştür. Hatice nine beş sene eveline kadar mükemmel yürür ve gezer- di. Beş sene evel ayakları tutul - muş, sürünerek © konu komşuya| gider olmuştu. Bir senedenberi de yatağından kalkmamıştır. Fa - kat yatak vaziyetinde de çenesi ve midesi değme gençlerden iyi işle- miştir. Ölümünden bir gün evel Aydı- nın meşhur kebapçısı Ahmet ağa- nın kebabından istemiş, kebabın üezrine karpuz yemiş ve bir tas da karlı su içmiştir. Ondan sonra ertesi gün saat 16 da ölesiye kadar hiç bir şey yeme- miş ve içmemiştir. Fakat son ne- fesine kadar söylenmiş, konuşmuş, çenesi gözlerinden sonra kapan- mıştır. Zengin bir kadın kayboldu! Malatyada Halfettin mahalle- sindeki evinde oturan 46 yaşların- da Zeyneltin zade Zehra hanım beraber oturduğu (kızı ile kavga etmiş, sonra belirsiz olmuştur. Ka- dının akli vaziyeti normal olma- dığı için kayboluşu endişe uyan dırmıştır. Diğer taraftan Zehra hanım oldukça zengindir. Kaybo- lan: kadını zabıta her tarafta a - raştırmaktadır. Elâziz istasyonu zafer | l bir ta-! bayramında açılacak Köyleri basan seller pek acıklı hadiselere sebep oldu ilk tren Elâzize vardığı zaman.. Elâziz, (Hususi) — İlk trenin Elâzize girmesi münasebetiyle E- lâzizlilerin yaptıkları coşkun teza hüratı telgrafla yazmıştım, O gün! alınan iki fotoğrafı da gönderiyo- EN İstanyon binaları bitmek üzere- dir. Ağustos sonunda her şey biti- rilmiş olacak ve zafer bayramın- da Elâziz istasyonunun açılma tes mi yapılacaktır, Cümhuriyet devrine kadar çok iradeli Demirkolu ulaşmış bulunu- yor. En az yirmi günde bin müşkilât ve tehlike içersinde Samsun Gire- sun yolu ile İstanbula ulaşabilen Elâzizliler şimdi üç günde rahat ve emin bir surette İstanbula var-| makta olduklarını görünce vakti-; le kimsenin hatırmdan bile geç! miyen hayalleri bu gün hakikat yapan Cümhuriyet kudretli yapıcı ve kurucularına candan bağlılık ve şükranları art: maktadır. Bolluk ve sel Elâziz ve havalisi bu yıl bir be- reket içindedir. vaktinde ve düzgün yağmıştır. Her köylünün yüzü gülmektedir.! Mahsul bire yirmi vermiştir ki Babasının tabancasile oynarken Sındırgıda muhasebei hususiye memuru Adil Beyin oğlu İsmet e- fendinin ölümiyle neticelenen feci bir kaza olmuştur. Sekiz yaşında| zahüratla büyük şefi bir çocuk olan İsmet efendi geçen! hürmet ve minnettarlıkla andılar» cumarlesi günü (babasının evde İstiklâl marşı ile başlıyan bu m€” saklı bulunan tabancasiyle oynar- ken tabanca birden bire patlamış Ve gençliğin içten gelen duyguls* ve kurşun çocuğun © karnına sap- lanmıştır. Çocuk o gece Balıkesi- re getirilip memleket hastahanesi- ne yatırılmış ise de kurşun mideyi tahrip etmiş olduğu için her türlü ihtimama rağmen hastahanede öl- müştür. slime Lâpseki sahil sıhhiye idaresi Lâpseki sahil sıhhiye idaresi ilga edilmiştir. hükümetinin | Yağmurlar çok | | ER İ | 5| Ve akşama doğra | temmuz 1934 tarihinden itibaren! mesire yerinde bir Tvefik Sırrı beyefendi tarafım dan temel atma resmi yapılmış” ) i tır. İ Hilmi İ yaptılar, ç ği EŞİ bu havaiide pek az berekettir. Bu arada dolu vurmak, sel bas- mak gibi bazı hâdiseler de eksik olmadı. Bunlardan bir ikisi, çok acıklı olmuştur. Meselâ Baskil kazasının (Mu- şar) nahiyesinin (Kale) köyünü gece yarısı birdenbire sel basmış (38) evi tekmil eşyasiyle (Firat) nehrine sürükleyip rmüştür. Sekiz, dokuz yaşında iki kız ço- cuğu ile 90 kuzu ve oğlak 20 ö- bi dı erd Tallamen arap olmuş gitmiş, tarlaları kum ve taş ile dolmuştur. Bundan başka o civardaki di- ğer üç köyden ikisinin de mahsu- lâtını kâmilen batırmış, diğer bi- risinde de İİ merkep, İZ at, 64 oğlak boğulmuş evlerinin bepsi yıkılmıştır. Bu felâkete uğrıyan- lara Hilâliahmerce yardım edilme si için vilâyetçe teşebbüsatta bu- lunulmuştur. Maden kasabasında Günden güne şenlenmekte ol - lan (Maden) kasabasında yeni yapılan mektep binasınm yanına mödern bir belediye dairesi yapıl- ması kararlaştırılmış ve dün vali görülen bir Antalya muallimleri İsparta, 11 (A.A.) — Şehrimiz” de misafir bulunan Antalya mual- limleri bugün saat 10 da Gazi hey” keli önünde yapılan fevkalâde te derin bir rasim pek canlı ve parlak oldu. rını izhar eden nutuklar söylendi. Saat 12,30 da ordu evinde ticaret odası tarafından misafirler şer€” fine 65 kişilik bir ziyafet verildi” Ziyafetten sonra © misafirler ik#” metlerine tahsis edilen cümhuri mektebinde kısa bir istirahatte” sonra iplik ve deri fabrikalariyl€ © | gülyağı ve halı imalâthaneleri ve bazı milli müessesatı gez: ur ağ ge