— if - VAKM J3 PAİR şev Kimi Ve iNeyı İienkit UBağtarafı 1 inen sayfada) l dahilinde kalmıyor!. Bir memle- ketin ilmi varlığı hakkında yapı - lan menfi propagandaların nere - lere kadar uzanacağını takdir et-. memek bir ftr. Bu işte her| kesin, Bilhı biz hekimlerin munsif ve bitaraf olmamız lâzım- dır. Bu itibarla ben de noktai na- zarımı kısaca arzetmeği faydalı buldum. Fakat burada ne bazı lerde kanuna ve arada yapılan) mukavelelerin ahkâmına uymıya-! cak şekilde bilfiil çalışmalarile| kanuni vaziyet arasındaki müna -| sebete temas edeceğim, ne de ga- zete sütunlarında kötü bir reklâm kıymetini geçmiyen münakaşa ve| idiaların çirkinliğini izaha kalka- cak değilim. Çünkü biri, böyle| bir şey varsa, doğrudan doğruya-' kanurzı tatbik ettirecek makamla- va aittir. Diğeri de akademik bir meseledir. Çünkü ilmi varlıklar ancak ameliyat masasinda, hasta başında ve akademide gösterilebi- lir, Binaenaleyh bu münakaşala- rın yeri gazete sütunları değildir.. Ben burada, ne bir hekimin ica- bında fedakârlık etmesi, hasta başında şefkat ve insanlık duygu- larınm hakim olması lüzumuna işaret edecek, nede yalnız bir zengin için ibzal edilen merhamet ve şefkat duygularının daha muh- taç olan biçareler için de esirgen-| memesi hakkında yersiz ve mev - simsiz fazilet dersi vermeğe kal- kışacağım. Çünkü, böyle dersler genç dimağlara ancak dershane -| lerde telkin edilir. Ben burada, Türk hekimlerinin ilmi varlıklarını yakından görme- dâhi, Türk milletinin ilim ve sanat kabiliyetlerini tetkik edecek ka - | dar zaman ve fırsat bulmadan iz- ansız, insafsız hükümlerin yanlış- lığını isbat ve bununla efkârı u-- mümiye müvacehesinde ne denil- mek istenildiğini de izah edecek değilim. Eğer böyle bir zanda bulnanlar varsa, bilmelidirler ki, Türk memleketi . .... değildir... Bu ecnebi hekimlerin vazifele- rinde muvaffak olup olamadıkları hakkında da bir şey söyliyecek değilim. Çünkü, kulaktan kula - ğa intikal eden ve dedi kodu ma- hiyetini ogeçmiyen rivayetlerin sıhhatini tetkik etmenin yeri, -ga- zete sütunları değildir. Bunun doğ ru veya eğriliği ile alâkadar ol - mak istiyenler varsa, hastanelerin! progolleri, istatistikleri gibi müs - bet vesikalarına müracaat edebi -| lirler. Bu kadar müsbet hüküm - leri verdirebilecek olan bu vesika- ları bir tarafa bırakıp ta efkârı u- mumiye müvacehesinde bu veya! su tarzda mütalâa beyan etmek,| manasız olduğu kadar da halkm | selâmetini teşviş ve alâkadarları! rencide etmesi itibariyle, fayda - sızdır. Ecnebi profesörlerden istifade! edilip edilemiyeceği cihetine ge - lince, işte benim temas etmek is- tediğim mevzu ile alâkası olan mühim bir nokta... Bunu bir az sonraya bırakalım. Niçin mi Tıp. fakültesine ecne-| bi getirdik?. | Muhterem meslekdaşlarıma ve | seki Darölfünümun hocalarına di-! yorum ki, Türk fakültesine ecnebi profesörü getirmek sebepsiz mi- dir?. Bu yapmak bir günah mı- dr?. Eğer bu teşebbüsün günahı varsa, bunu kendimizin haricinde aramak daha doğru mudur?.ş# Bence bunun maddi ve manevi > z i | ri neden filiyatınızla red ve terh ecnebi hekimlerin hususi hastane- | tmediniz?!, Siz hocslarımız Yapı: İ ki hamam, eski tas,, sözüne lâyık! İ mevzuu bahsolduğu anlarda, ida - mesuliyeti ne şunda, ne de bunda» dır.. Bizzat kendimizde!.. Fa- Kat, evvelâ sizde, sonra bizde!..! Neden bu acı hakikati teslim et - mek istemiyoruz? !... İlim adamları kadirşinas ve hakperest olurlar. Siz üstatları - mız eski Tıp fakültesinin gazete sütunlarında destan edilen zaafı, kifayetsizliği hakkındaki iddiala- lan İsnatlara neden ilmi müsbet eserlerinizle susturucu cevaplar| vermediniz?!.. Ben, o vakitler, Tıp fakültemize karşı yapılan o taarruzlara, Tıp fakültesi müh - | tacı ıslah olabilir, fakat, evlâdın- dan hakaret gören bir ana vaziye- tine sokulmamalıdır, serlevhasile intişar eden yazımla cevap vermiş, | hissiyat ve kanaatimi dökmüştüm. Sizler nerelerdeydiniz?. Fakat nedense, siz, fakültenin d'nkü yi- kıcıları ve bugünkü yapıcıları “es- hareketinizde israr ettiniz. Siz bu işin böylece yürüyebileceğini| zan ve ümit ettiniz. İş öyle olma- dı ve olamazdı da!.. Tenkit ederken azap ve iztirap çektiğim bu hocalarımızın zaafı itiraf edilmelidir ki, kifayetsizlik- ten ziyade ilmi varlığın müsbet eserlerini göstermek kudretsizli - ğinden doğmuştur. Her biri kendi sahalarında cidden birer kıymet olan o hocalarımız burada tahli - lini muvafık bulmadığım şerait altında, nedense derin bir yese dalarak ilmi varlıklarını kaybet - miş görünüyorlardı. Ne ölursa olsun, esersiz ilim adamı yok de- mekti!, Binaenaleyh bizi yaban- ct unsurlardan müstağni barsk - mak, herkesten evvel onlara dü - şen bir vazifeydi. Bunu yapma - manın, bir memleket hekimini düşkün bir vaziyette göstermenin mesuliyet ve günahı hocalarımıza teveccüh eder dersem beni nan - kör bir talebeleri sırasına kaydet- memelerini rica ederim, Hükümetimiz darülfünunu ıslah etmek ihtiyacını hissettikçe ıslahı keyfiyetini gene hocaların ilmi salâhiyetlerine - bırakırdı .Fakat burada daima post kavgası, şahsi endişeler, batır, gönül, merhamet duyguları gibi ciddi işlerde, ba - zan çok tehlikeli olan âmiller ha- kim olurdu. Halbuki ilmi mües -| seselerin ıslah ve tensikinde, mem- leketin o yüksek menfaatlerinin rei maslahat gibi sakat bir siyase- tin yeri olmamak lâzımdı. Bu iş| lerde hatır, gönül gibi ahbaplık ve arkadaşlık duyguları yerine doğruluk ve bitaraflık bakim olsa! idi, hiç şüphesiz netice böyle ol * #mazdı!.. İşte bu sakin itiyadın ta- hakkümü altında, şahsi endişele - rin tesiri altında evvelâ kendi - mizi, sonra da yakinımızı düşün” dük... Bu işte bizi tenkit ederler ise haksızlık mı etmiş olurlar?! Bunun mesuliyetini başkaları - | nın sırtına yükletmek hakikaten | insafsızlık, daha ileri gidilirse iz“; ansızlık olmaz mı?!. Ecnebi profesörler getirildikten sonra bugün Türk hekimlerine düşen en ciddi vazife, milletin yaptığı fedakârlığın mukabilini onlardan istemek ve muvaffaki - yetleri için onlara muzaharet et- mektir. Ecnebi ( profesörlerin memleketimize (getirilmesi, bu memlekette ilim ve irfan noksanr- nın bir ifadesi değildir. Ve bu da O Bümün içirave me Edi İns | iyoruz?.. memleketimiz için yeni bir hadi- #e zânnedilmemelidir. Daha bir çok zamanlar evvel Gülhane seri- riyatınm tesisi Rieder Paşaya tev- di edilmiş ve sırasiyle Dey- ke ve Vieting Paşalarla Brü- ning ve Zeling Beyler de © mülessesede çalışmışlardı. Ordu dahi ecnebi ıslahat heyetle- rinden istifadeye çalışmıştı. Bu gibi mütekabil istifadeye matuf olan davetlerden, hiç bir memle-| ket, ne kadar ilerlemiş olursa ol- sun, müstagni kalamamıştır. Bu - rada Türk hekiminin istiyebilece- ği yegâne şey, müdafaa edeceği yegâne tez, ancak şu olabilir: “Milletin, şu buhranlı zamanın- da, birçok fedakârlık Okarşılı- ğı olarak getirttiği bu ecnebi pro- fesörlerin (o ancak getirildikleri maksat dahilinde çalışabilmeleri- ng müsaade (edilmesini ve bir- Türk hekimi için bir vatandaş hakkının, milli hekimliğin selâ - meti namına, vikaye ve siyanetini temenni etmek...., Nitekim Ret derler, Deykeler, Vietingler de ancak böyle çalışmakla müfit ola- bilmişlerdi. İşte bugün, hatıraları kalbimiz-| de ebediyen yaşıyacak olan o ec! nebi profesörler, memleketimizde hekimlik sahasında bugün yaşı - yan bir varlığın temelini kuran Türk meslekdaşları arasında ön safta yer almış Memleket hekimliğine hizmet e- den o meslekdaşlarımızı istiskal (8 etmek hiç kimsenin hatırından bi- le geçmiş değildi. Ve bugün ka-'Z lanlarını minnet ve şükranla, ölen- lerini de hürmet ve tazimle ana -| 5 kimi, bugün ecnebilerin getirttiril- diğini tenkit etmekten ziyade iyi| > talebe yetiştirmek, iyi hekim ye-/X tiştirmek gibi, çok esaslı bir dü - şüncenin tahakkukunu sabırsızlık- hocalarımızdır.|S& Postafa telgraf ve telefon binalar . ve levazım müdürlüğünden: Osmaniye telsiz irsal istasyonunda mevcut lokomobil, hurda ” kine alât ve edevat müzayede ile satılacaktır. Talip olanların m” küreşyayı görmek üzere her gün O smaniye telsiz istasyon mühendi liğine, müzayedeye iştirak etmek içinde 2 —8 — 934 tarihi müsadif perşembe günü saat 14 te Beyoğlu Posta T. T. Merkezin” İüçüncü katında Levazım Müdürlüğünde müteşekkil mübayaat kom yonuna müracaat eylemeleri ve her şün şaratnameyi alabilec i jilân olunur. (3811 S5 Askeri Fabrikalar U. Müdürlüğündef « Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünün Küçük Yozgattaki m lessesatında çalışmak ve 150 lira ücreti maktun verilmek üzere hekime ihtiyacı vardır. Talip olanların diplomaları ile evvelce 6*İX Ilıştıkları yerlerden almış oldukları vesaiki ve nüfus hüviyet cüzdai larin: raptedecekelri bir istida ile 15 temmuz 1934 tarihine kadi « JAnkarada Umum Müdürlüğe müra caatları ilân olunur. 7 Istanbul! Eeleciye ilanları | Hocapaşada Ebussut caddesind e kâin 7/9 No. lu dükkân kira i verilmek üzere açık müzayedeye konulmuştur. Talip olanlar şer#' anlamak üzere Levazım Müdürlüğ üne, müzayedeye girmek için 27 Kiralik teminat akçesi makbuzu ile 2 — $ — 934 perşembe gü saat on beşe kadar daimi encümen e müracaat etmelidirler. mii İd Kİ (3848) Istanbul Posta T. T. Başmüdürlüğünden Hurda vesaiti nakliye bilmüzayede satılacaktır. Talip olanları teminatlarile 22/7/934 Pazar gönü suat onda Galata Sarayında Beyoğlu Posta -T, T. Merkezi binasında müteşekkil komisyona ve satılacak hurda vesaiti görmekiçin de İstanbul Posta Müdüriyeti Nakliyat Kalemine müracaat eylemeleri. (3587) Selânik Bankası Tesis tarihi: 1888 Sermayesi: 30. 000. 000 Frank İdare merkezi : ISTANBUL Mina m ei e Istanbul ( Galata ve Istanbuly'Izmir Samsun. Mersin . Adana Yunanistandaki Şubeleri : sss 25558555: il ia beklemelidir. Filvaki ecnebi meslekdaşlarımızın bu düşünüş harici hareket ve teşebbüsleri va-| ki ise kastedilen programın zara-| tiyacımız olduğunun iddia edilmiş | ihl: Bizim, hekime değil, profesöre ih- tiyacımı zolduğunun iddia edilmiş olmasına nazaran başka türlü de olmaması icabeder. Bu itibarla memleketimize getirttirilmiş olan profesörlerin bütün kudret ve kuvetlerinin, genç tıp talebesinin- ilmi inkişaf ve terakkilerine mas-! ruf olmasmı ve bu mesainin şah- si emellerle sarsılmaksızın Üni - versitenin duvarları içine inhisar ettirilmesini istemek, hiç şüphesiz yerinde olan bir temennidir. Riederler, Deykeler, Vietingler | in de muvaffakiyetini de bu şarai- tin tatbikinde aramak lâzımdır. Acaba böyle yapmasalardı, bu ka- dar muvaffak olabilecekler mi | idi?... Bu hususu bizden daha iyi düşü” nenlere terkederek en çok alaka dar olduğumuz bir noktaya avdet edelim. Türk hekiminin menfaati yalnız mesleğine ve memlekete munhasir olan her hengi bir va - tandaşın meşru bir hakkını ara - ması kadar tabii bir şey olamaz. Mütekabil menfaat ( kayitlerile bağlanmış olan vatan ve vatandas! arasındaki samimi münasebet da-| hi, bu meşru hakkın teslimini icap; ettirmektedir. Şu halde bir Türk hekiminin mukadderatını bağla - dığı kendi memleketinde sanatını ve İ ve irfammızın genişletilmesi için İ vazifenin güçlüğünü düşünerek Selânik. Kavula. Atina. Pire Bilümum Banka muameleleri, Kedmektupları. Cari bir hesap tarı küşadı. Esham ve Tabvilât Kasalar icar lime öğretene kul olmuş, müti zi insanlarız. Türk meslekd rınız içinde, sizin yaşıyamıya” ğınız bir havanın estiğine hük diyorsanız, hata ediyorsunuz. ” ğer sizce böyle bir hava varsa raf idiniz ki günahı size tevec” eder, j Ben gâzete sütunlarında HN hekimlerinin izzeti nefsini cer” dar edebilecek beyanatta bulu” duğunu kabul etmek istemiyo! Çünkü, ecnebi meslekdaşlar!" zın ne terbiyeleri mukâvele mıpın ancak vicdan kont tabi olan noktalarında lâübali reket etmelerine, ne de deon' ji kaideleri kendilerine Türki ia, kimlerinin izzeti nefislerini i hadar etmeğe müsait olsun. Hakimiyeti Milliyede. net” len mektubunda genç taleb. gazete sütunlarında ahlâk veren bir ecnebi profesörün beyanatı da bu ümidimizi 19” 4 ve bir hekimin meslek hay#” çi ahlâk kaidelerine ne kadar * kâr olması icabettiğini - Pi” daha teyit etmiş oluyordu. barla bu basit meslek âdaP “ idelerine karşı gösterdiklef! yi diyeti takdir ve tebrik ©” meslekte bize ve talebele”' 7 gençlere deortolojinin tatbi da da faziletli birer model © kalır da hak ve imtiyazlarının sr yanetini isterse, fazla bir şey iste- miş telâkki edilebilir mi?. Biz Türk hekimleri, her sahada milli varlığımızı inkişaf ettirmek gaye- sini, büyük bir hassasiyetle takip eden reislerimizin bu hakkımızı bizim kadar düşüneceklerinden bir an tereddütetmiş değiliz. Bir az da muhterem ecnebi meslekdaşlarıma hitap etmek is- terim: Muhterem meslekdaşlarım, ilim Fİ SESESL davetedildiniz, Memleketimizde | sizin bilgi ve tecrübelerinizden is- tifadeye çalışmamak için hiç bir- sebep yoktur. Deruhte ettiğiniz sizlere muzahir olmak, her Türk hekiminin vazifesidir, Size bu iti- barla da sevgi ve saygı ile bağlıyız. Eğer yanlış telkinler altında yan- lış bir kanaat edindinizse, tashihi de sizin için borçtur. Bir taraftar size meslek birliğinin icap ettirdi- ği muhabbeti, diğer taraftan da sizin için çok yabancı sayılan ve- tanımızda misafirperverliğin icap ettirdiği hürmet ve sevgiyi Türk meslekdaşlarınızda bulabileceği - nize emin olabilirsiniz. Bu mes »- lekdaşlarınızın ecnedilere karşı hürmet ve muhabbet duygularını baya bir kıskançlığa feda edecek- lerini zannediyorsanız, aldanıyor-| tatbik ederken haksızlığa maruz larını ümit ederiz. mal | sunuz. Biz Türkler, bize bir ke.) Mim Ke ”