b iy “ Öğleden sonra gezinip Versa - i gittik, Akşama yakın oraya var Geniş bir saray, mükeşmel ir bahçe gördük ki evsafını tarif h olunca o sarayın nazırı ve di- reisleri gelerek: — Bahçe seyrine buyurun! Dediler. Kralın gezinmesi için apılmış iki tekerlekli bir o araba şetirdiler. Dört kişi çekiyorlardı. Evvelâ bizi bir yere (o götürdüler. ası sanki başka bir daireydi. iribirine münasip ve yenilmiş a - larla dolu bir koru. Bunların râsma muvazi sokaklar açmışlar cümlesi "biribirine çıkıyor ve her köşede bir şadırvan ve bir ha- vuz yaptırmışlar. Her havuzda bir hayvan heykeli var. Su bu hayvan n ağzından fışkırıyor. Bu bah- “içinde tam 39 tane şadırvan dı ki herbiri esatirden bir hi - kâyeyi anlatacak heykellerle süs- idi. Bunların hangi hikâyeye a- it olduğu bir levhaya nakşedilmiş oradan bir yere vardık ki otuz sütun üstüne 32 kemer yap - il ar. Bu fıskiyeler parmak nda su akardı. p Oradan büyük bir;havuza gel - dik, Ortasma 235, fıskıye koymuş- lar, üç katı vasati olarak seksen a- yak yüksekliğinde fışkırırdı! İkin- ci katı da”nakıs| Üçüncü katı da .nakıstı ki mecmuu bir servi gibi o- luyordu. Oradan bir havuza daha gel - süslü parmaklık çevrilmiş, iki üneşlik yapılmış ve fıskıyesi yüz ayak miktarı fışkırırdı. dan yükseğe fışkıranı görme - Şiddetle çıkarak bir servi rası verirdi ki ancak bu ka- ar olur. > Oradan daha büyük bir havu- önüne geldik, burada beş çif- e kayıklarla gezmek mümkündür. ti tane fıskıyesi vardı. Suları akın ca gümüşten altmış iki servi iraya dizilmiş gibi görünürdü. © Bunun gibi daha nice nice ha - ül açar. Sular tk: heyet arzeder.. dikçe anlaşılmaz. > b tarafmda bir de saray vardı “ki Tiryanon diyorlardı. dık, © Bu sarayın mimarisi lar. Gayet zevkli olmuştu. , fiskiyeler vardı ki tarif edemem, ru 6 — VAKIT 8 Haziran 1933 217 sene öncebir Türk sefi 28 Mehmet Paris Seyahatnamesi — 16 — ekte bu kalem âciz kalır. Sa «| mışlar ve her kemer altma fıskiye | Etraf iki kat somaki mermer-| ında renkli mermerden iki; © “Senklo,, fıskıyesinden © sonra| İkişer sıra baş parmakta kalın al- iki ar, şadırvanlar var ki seyri fışkırmca bir Havuzların her birine bir sıfat konmuş, bun - larm biç biri bir başka ( bahçede görülmemiştir. Tarif ve tavsifi hiç veçhile kabil değildir. Görül - Bu kadar havuzların suyundan nehir vücuda getirmişler ve bu | " hir bir salip şeklini almış. İçin- | > de bir çok kayıklar var, Bahçenin — Bu sarayı seyretmek için ertesi günü mükellef dayalı, döşeli, üstü örtülü krala mahsus bir sandala binip nehir yoliyle gitmiye başla - kendine mahsustur, Her sarayı üçer dörder kat yaparlarken bunu bir kat yap- Bahçesi de pek lâtifti. Bunda da türlü türlü havuzlar, şadırvanlar , ri Efendinin bir saray. Bu sarayda bir çok kuş- haneler vardı. Kümes hayvanları Polis Haberleri merasime rare seren sesreresrmeranen Azgın bir manda bir ço- cuğa çarparak yaraladı Hasköyde Kızılminarede her tarafı heyecana veren bir hâdise olmuştur, Mezbahadan kaçan azgın bir manda sokağa (fırlamış uluorta i koşmıya başlamıştır. Manda etra - » “ea we Kurt, Kn Kartal Kavgası Muharriri : Ömer Rıza ai Zabit Meryeme evi hakkında İ bir takım sualler sormuş, o da hep ve kuşlar için hususi, kârgir kü -| fa çarpmakta ve böğürmekteydi. i sine serbest cevaplar vermişti. On mesler yapmışlar. Her kümesin ö- nünde bir meydanı ve havuzu, şa- dırvanı bile var. Hepsinin ortasında biribirin- den geçme beş altışar küçük oda yapılmış, öyle musanna ki gayet kıymettar döşemeleri ve sırmalar- riyle göz kamaştırıyor . Bu sarayda oturup etrafındaki kuşları ve hayvanları seyretmek mümkündür. Bu acayip mahlükları seyrettik. Bir çok ahali de gelerek bunları seyrederlerdi. Kaldırım taşlarının arasına küçük fiskiyeler koymuş- lar, ahali bu hayvanları seyrile meşgulken su koyduruyorlar, Fis- kiyeler ahalinin arasından fışkı - rınca bir alaydır gidiyordu. Hattâ biz de nezaketle bilmiyormuş gibi yapup adamlarımızı kuşları seyret- mek üzere bu kaldırımlara indir - dik. Sonra suyu koyuvererek bir alay vesilesi bulduk. (Devamı var) Büyük bir kaza 100 yaralı ve 14 ölü veren tren kazası Parisle Naut arasında feci bir teren kazası olmuştur. Naut isyasyonundan 7 kilometre mesafede, tamir edilmekte olan ve 30 kilometreden fazla sür'atle ge- çilmemesi lâzım gelen hattan, ekis- pres 90 kilometre sür'atle geçmiş ve yoldan çıkmıştır. Sabaha karşı, kaza mahalline gelinmiş ve çelik yığınları arasın- dan cesetler çıkarılmağa başlamış tır, Ağır ve hafif olmak üzere yüz yaralı ve on dört ölü bulunmuştur. Şayanı hayret bir tesadüfle ma- kinistle muavine bir şey olmamış- tır. Bunlar, ölüme sebebiyet mad- mahkemesine desinden cinayet verilmişlerdir. —— İngiliz hariciye nazırının istifası şayiaları Londra, 6 (Hususi — M. John Simonun istifa şayilarar, son gün- lerde kuvvetlenmişti. Cenevreden Londraya gelmesi ve burada hiç bir beyanatta bulunmaması, iktı - sat konferansında bulunacağı ha - berlerine rağmen, istifa şayialarını zayıflatmamıştı. Buzün, resmen, istifa şayiaları tekzip ediliyor. Bu şayiların ikinci defa tekzip edili - şidir. Sosyalist tezahüratı Beren, 6 (Hususi) — Biennden 200 genç sosyalist gelmiştir. Hep- sinde kırmızı rozet vardır. Şehirde sükün bozulmamıştır. ika Muğlada havalar İ Bu esnada Ismail oğlu Hüseyin is- minde bir çocuk sokaktan geç - mekteydi. Halk bağrışmıya başla- dı. Fakat kimse çocuğu sokak orta sından çekmeğe cesaret edemiyor du. Çünkü manda süratle ilerli - yordu. Bu esnada bir kadın çığlığı bastı. Manda bu sekiz yaşındaki çocuğa çarpmış ve zavallı yavru - yu yere sererek ayni hızla koşmı- ya başlamıştır. Manda güç halle yakalanabilmiştir. Yaralı çocuk ço cuk hastanesine kaldırılmşıtır. Bir hırsız kaçarken... Galatada Vekilharç sokağında oturan sabıkalılardan çalgıcı Mit- hat, Ortaköyde bir evden bazı kıymetli eşya çalarak (kaçarken yakalanmıştır. Mithat Ortaköyde o Boyacıköy mahallesinde taşçı Koçonun kızı Olisanın eyine girmiş konsol gö - zünden dokuz tane gümüş bilezik, iki elmas yüzük, bir elmas iğne, mahfaza içinde bir altm saat çal- mış, kaçarken görülmüş, yakalan - mıştır. Bir evde bir kaza Kasımpaşada Hacı Hüsrev ma hallesinde Ebe sokağında 15 nu - maralı evde bir kaza olmuştur. Hü seyin efendinin 16 aylık çocuğu annesinin ihmali yüzünden iki kat | İı evin penceresinden düşmüştür. Çocuk yaralanmış, Şişli çocuk has tanesine kaldırılmıştır. Sirkeci - Edirnekapı yolunda... Sirkeci — Edernakapı yolun - da işliyen 12 numaralı tramyay Şehremaneti istasyonunda hare - ket edeceği esnada, atlamak isti - yen Zühtü efendi muvazenesini kaybederek düşmüş ve hafif su - rette yaralanmıştır. $ Beyoğlu Ağahamamında İsmet apartımanında oturan Dimitri kı - zı Rozili zabıtaya müracaatla, O - jeni ile Harikliyanın kızı tarafım- dan oda kapısı kırılarak dövüldü- ğünü iddia etmiştir. Zabıta tahki - kat yapmaktadır. $ Fatih Atpazarında Mustafa E- kalanmıştır. $ Kasımpaşada Mektep sokagın- da oturan Jan Külhan sokağında yakalanmıştır. $ Feriköy ermeni ilkmektep tale- besinden Dikran oğlu 8 yaşında Karnik Şişliden gelen 296 numa - ralı şoför Şevkinin idaresindeki o- tomobil tarafından yaralanmış - tır. $ Üsküdar Selâmi Ali mahalle - ile sinde oturan okömürcü Yani Koço kavga etmişler, kavga neti- MUĞLA, 7 (A.A.) — Devamlı| cesinde Yaninin üç dişi kırılmış - yağmurlar durmuştur, Yağmur, tü| tır. tün mahsulüne tesir etmem$şitir. Mahsul, çok iyidr. Bugün poyraz esmeğe başlamış- ca İ tir. pa g i diği takdirde bu meseleden yarm ' tekrar behsetmek üzre şimdilik su i suyorum dn fendiye ait Guraba hastanesi ya - nında bulunan 1000 adet tuğla- şey, çomura şekil vermekti. Onun dan yüz tanesini çalan Hasan ya * bu işe fıtri istidadı vardı. Onun lar konuşurken birdenbire çalılık- / Jar arasından biri peyda oldu. Mer i yem onu görür görmez anlattı: — Kalip! Bu zat Essenlerle ko nuşmak için gelen zabit Marküs - tür. Kendisini lütfen köye götürü- nüz ve dayımla tanıştırınız. Çün - kü ben evime gideceğim. Kalip, Romalıya sert sert baka- rak cevap verdi: — Romalılar gidecekleri yeri bulurlar ve bir yahudinin onlara yol göstermesini istemezler!, Sonra Kalip tekrar çalılıklar arasındasın(la kaybolmuştu. Mer - yem itizar etmek isted': — Kalip nedense yabancıları pek sevmez!.. | — Öyle anlaşılıyor. Fakat ben de ondan hoşlanmadım. Onun gözünde bir ustura ucunur. kes » kinliğ: var. Meryem zabite yolu göstererek İ ona veda elmiş, kendi de Nu ile beraber kendi evire kiden yolu tutmuş ve zabitte veda etmiti. Meryem ile Nu evlerinin bahçe- sinde dinleniyorken dayısı İsiel geldi ve anlattı: — Zabit Markos köyümüzde bulunduğu müddetçe misafirha - nede kalacık.. Onu» için bahçe - nin etrafında gelen giden görür - seniz korkmaymız.. Ben de bura- da kalarak onu izaz edeceğim. Kendisi çok iyi bir zalttir. — Biz de demin onu gördük. — O halde siz sokın bir daha yalnız başmıza dolaşmayınız. ya- nınızda bivaderlerden bir ikisi bu- lunsun da muhefazanızla meşgul olsun.. Her zamar adamın iyisi- ne tesadüf edilmez Bazan da kö- tüsüne veya sarhoşuna rast geli - — Feki!.. Meryem 1'e dayısı odalarını çe- kili'ter ve yatlar. Önce Markos, Me.yemin -üyasına girdi. S.nki ikisi de birlikle seyahat ediyor, Kalipin iştirak ettiği bir çok ma- ceralnıa atılıyor ve Markos onu her tehlikeden koreyordu.. Mer - yem uyandığı zamar ortalık ağar- mış v: sabah olmuştu. Meryemin Essenler içinde gör- * düğü tahsilden en çek zevk aldığı İ yaptığı modelleri Essenler satıyor İ ve getirdiği paralar fakirlere da- ! gıtılıyordu. Meryem ara sıra Es- oturan kahveci Ahmetle kavga et- | senlerin Eriyhadaki saray harabe- mişler, Jan Ahmedi döğdüğünden | lerinden geirdikle-i demir parça” ları üzerinde çalışıyor ve bu sıra- larda dayısı İsielin bir büstünü yapıyordu. Ertesi gün kendisi bahçesinde - ki gölgelikte çalışıyorken dayısı ile Romalı Markos gelmişler, Mer- nat eserleri karşısında derin bir hayranlık duymuş ve hislerini sak lamamıştı: — Sezarın tahtı namına yemin eser yaratamadı!. Meryem derin bir zevk içinde ceiağ verdi: iddi 4 j arzusunu da yerine 4 yem, onların ansızm gelmelerin -| doğru olmazdı. Kendisi den kızarmıştı. Romalı genç, sa-| | pacaktı. Onun için in İ pılmasına, yalnız Meryem pu” sx İsel ile diğer iki murakıbı” * İ zurunda çalışmasma kar” “| ederim ki büyük Glaucus böyle bir | fi — Acaba Glaucus bu eseri gör” seydi beyenir miydi?. — Hem beyenir, hem kıskanır” dı. Onu mutlaka Yunanilerden kalma sanırdı. Azizim İsiel, PU eser Romada teşhir edilse bu gen$ hanım bir hafta içinde şöhret ha zanır!. Bu eserler, bütün bu kür çük eserler, deha mahsulü!. Siz bu eserleri ne yapıyorsunuz?. İsiel cevap verdi: — Satıyoruz da gelen para” fukaraya veriyoruz. — Affedersiniz ama kaça salt” ğınızı sorabilir miyim?. — Seyyahlar bazan bir gümüt stekel veriyorlar(1). Bir defa bir parcaya dört stekel verdiler. — Bir stekel, dört stekel mi7" O halde ben bunların hepsini 59” | tin alıyorum. Bu büstü de satâ “ cak mısınız?. Meryem cevap verdi: — Hayır. Onu dayıma hedif€ edeceğimde amcalarim onu içti * ma odalarına koyacaklar!, Makusun kafasında bir fi çaktı: ' — Ben burada bir kaç hafi* kalacağım. Acaba dayınız, beni” de bir büstümü yapmanıza müs” ade eder mi?. Bnuun için her f€ dakârlığa katlanabilirim. İsiel cevap verdi: — Fakat mermeri bulmak Sonra Meryemin bütün âletlefi körleşti. Hiç olmazsa, elli masraf var.. j — Ben zengin bir adam deği” lim. Fakat iki yüz stekel verm ğe hazırım. ç — Elliden fazla kabuletme: — Onu siz bilirsiniz. Far medeni bir memlekete gitti sonra size öyle siparişler gön ceğim ki yakında bütün kö zengin olacak!. Siz benim büst” mü yapmayı kabul ediyor m nuz?. — Amcam musaade edersek Markus, İsiele bakarak cevf” bekledi: gl — Bunu ancak yüzler m mesi kararlaştırabilir. e Bunu” beraber Meryem çamurdan *, model yapsın.. Şayet mahkem muvafakat etmezse onu kırarı” — Mahkemenin muvafakat di mesi kendi lehinde olur. Em diniz Hanım, nereye oturayım! il — Şu sandalyaya oturumu? bana doğru bakınız. — Emredersiniz. i Marus hemen oturdu. egg Markus ve Kalip Mahkeme ertesi gün voplanaf!k meseleyi münkaşa etti. lerin kimi lehte, kimi alı ler. Aleyhte olanlar gevşek olması pek bir Romalımın Essenlerin dikleri bir hanımla kar$* kar saatlerce kalmasında Mn görüyorlardı. Fakat yek gen gi köyü e kadar edecek mrühim tahkik?” ver m yay Devam v0) 3 () Takım bir Jira Ke ve " Dap