18 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

18 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lecli Büştarafı Birinci Sayfada bir maal cevap veren Gümrük ve air vekili Râna Bey, bütçe- alıy, cebi mütehassıslar tahsi - N yalnız gümrüklerde çalış i müşavire ait olduğu - ”* İlaret ederek: demiştir ki: dele, müşavir, bir sene müd- ali iştir. Bizim gümrük 2 tetkil, » gümrük kanunlarımı- DE gib; etmektedir. Bunlar için i aslahat yapılması lâzım Bönteri bize gösterecektir. Biz Seğiz. ilecek bu yolu takip ede- de Vekâletin inhisarlar için ki, ii mütehassıslar vardır bar iğne bir heyet halinde inbi - taj lerini sınai ve ticari nok- ler. y tetkik etmektedir- İç, Pilmasıa lüzum görecek - nı b hat hakkındaki raporları - “kleçgi nihayetine doğru vere- Bı , li batan sonra Gümrük ve vekâleti bütçesi dört kn 81 s3 bin lira olarak ka- $ miştir, vekâleti bütçesi ç Sha ve Maüveneti İçti - Vekâletinin — bütçesinin e bazı suallere cevap Sihhiye vekili Dr. Refik di » bulaşık ve salgın hastalıklar idare hususiye ve belediye - m, Vr! tahsisatları bulunmadı - © bu idarelerin ancak şehiz ki merkezlerdeki hastane- iç ğ bulunduğunu inde a 1932 senesi ing bom Mücadelesi için her Mak td birey dispanser bulun- tiz, Marşa 20, Gaziantep 10, Kiliste 17, A- takı, a 20, Malatyada 17, ya- Ne taneler açıldığını ve se- & itibaren Urfada 10, Maraşta 16 ya 605 olduğunu, hastanın tespit 1 1,109,665 kişinin a- 1584 kişinin de yatırılarak edildiğini söylemiştir. mücadele işi veremle mücadele i - sonr; iç Yeni umumi merkei dergi anda faaliyetlerini tek diğer taraftan doğru- devlet teşkilâtı ile çe- ni ki, duğunu söyliyerek de- Yen eb belin dada verem sanator Yatağı, kagıatan başlıyarak 125 haricin gö aa karılmıştır. Bunun Yerem mücadelesi taraftan memlekette | mücadele teşkil”: ste Bütçe Müz i Maarif, Dahiliye, Sıhhat ve içtimai muavenet Vekilleri izahat. verdiler. Bir aralık doktorlara şiddetli hücumlar yapıldı — Müsade buyurulursa Sıhhat vekili bey arkadaşımıza evvelki celselerden birinde de söylediğim bir sözü bu defa huzurunuzda da İ arzetmek isterim. Sıtma mücade- İ lesi hakkında muhterem vekile di- | rektif verecek değilim. Yalnız bu i mücadele işinde bataklıkların ku- rutulması en mühim noktadır, Ger içi bu işle memurlarımız meşgul ol makta, hattâ bu yüzden hayatları» nı bile tehlikeye koymaktadırlar, Sivri sineklerle mücadelede di - ğer memleketlerde tatbik olunan ve bizde, her nedense, ihmal edi - İ len bir noktayı arzetmeği bir va- i zife bilirim. Sıtma alelıtlak batak- lık yerlerin eseridir. Bataklıkların kurutulması için bir Fransız müel- lifinin usulünü okudum. Okaliptüs ağacı sayesinde bir çok bataklık - ların kurutulduğunu, sıtma men - balarından eser kalmadığını öğ - rendim, Bir Fransız; Fas müstem- lekesinde bataklıktan değil sıtma mikrobundan bile eser kalmadığı- nı, eğer bir hasta da sıtma mikro - bu varsa bunun kanda gizli kalmış bir mikroptan nüksettiğini, mikro- bun bataklıktan sirayet etmesi ih- timali kalmadığını, bunun sinek te fazla okaliptüs ağacı dikilmesi olduğunu söylemiştir. Ayni noktai nazardan Roma ve | İtalyanm da bu suretle sıtmadan kurtulduğuna dair bir kanaat var- dır. Bizde de Aydın ve Muğla gibi “bazı vilâyetlerimizde daima sivri sinekler vardır. Buralardan geçen Menderes, Gediz ve saire gibi ne - hir ve çayla feyezan zamanların - da civarlarına bataklık ika edici vaziyettedirler. Sıtma mücadele memurlarımız sivri sineklerle gaz le mücadele ediyorlar. Ağaç kök- lerine gaz dökerek sivri sinek to - humlarını imha etmeğe çalışıyor - lar. Fakat bu faaliyet nakıstır. Bütün sıtma mikroplarının im- hası için, az bir masrafla, okalip- tüs ağaçlarından istifade etmek kabildir.,, dedi. Sıhhat vekili cevap veriyor Sıhhat vekili bu mütaleayada ce vap vermiş ve demiştir ki: — Okaliptüsün muhtelif cinsle- vnden hangilerinin memleketimiz S2 yaşayabilecekleri üzerinde tet- likatta bulunulmuş ve bulunul - maktadır. Bunların ufak su biri- | kintileri üzerinde büyük tesiri var- i dır. Fakat bu hiç bir zaman büyük ! küçük Menderesin vücude getirdi- ği büyük bataklıklar sahası ku- rutacak bir çare ve tedbir değildir. Bununla beraber elimizde mevcut vesait derecesinde buna biz de te- vessül etmek isteriz. Fakat, şunu da söyliyeyim ki, bugün o kadar çabuk sirayet vasıtası olan bir mın takada afetzede olan vatandaşlara yardım etmek mecburiyetindeyiz. Kinine tahsis ettiğimiz paradan bir miktar ayırarak okaliptüs tar- iJaları vücude getirmekte çok tered düt ediyoruz. Bu hususta Ziraat vekâletinin iştirakile © elimizden gelen faaliyeti yapmak istiyoruz. Ve maalesef fazla ilerisine gidemi yoruz. İlâçlar pahalı mı ? Vekil Bey, doktor ve ilâç ücret - lerinin yüksekliği üzerinde vaki mütaleaya da cevap vermiş, vekâ- ; letin millet meclisinin tasdikıma arzedilen hususi hastanelere ait kanunu lâyihasının bu yerlerdeki ücret meselesini kökünden hallet- tiğini, hususi surette doktorluk ya- panların ücretleri meselesine gelin ce fazla ücret almış olanlar varsa vekâlet ve mıntaka etibbaları ha- berdar edildiği takdirde alınan faz la paranın istirdat edileceğini kay- detmiş ve demiştir ki: — Yoksa doktorla hasta arasın- da manevi bir mukavele vaziyetin de bulunan ve vekiletin hiç haberi olmıyan ücret meselesini tahdit et memizi istemekte ben bir hak gö- remem. Etibba tedavi ücretlerini bugün kanunen tahdit etmek im- kânı vardır. Ve meclisi âlinin ka - bul etmiş olduğu icrayı sanat ka - nununda bu hususta lâzım gelen selâhiyetler verilmiştir. İlâç fiyatları hususunda vekil bey, her hangi bir suretle bunlara konulacak narkın halkın aleyhin- de olacağını ilâve etmiştir. Doktorlara hücum Rasim Bey (Tekirdağı) —Dışa- rı kazalardaki doktorların sıkı bir imtihandan © geçirilmeleri, Türk köylüsünün dışarda çalışan dok - torların cehaleti yüzünden hayat- larını kaybettiklerinden bahsetmiş ve mesleklerindeki terakkileri ta- kip etmiyerek vakitlerini poker oy namak ve içki içmekle geçirdikle- rini söylemiştir. Türk heyeti sıhhiyesi tam altı senedenberi hariçten tek bir mu- avenet görmeksizin tekmil müca- delelerini bütün dünyanın anla - dığı sistem bir usul dairesinde yap miş ve muvaffak olmuştur. Bunu yapan Türk tabibidir. (Bravo ses- leri alkışlar). Türk tp mensupları sıtma mü- cadelesinde olduğu gibi Trahom mücadelesinde olduğu gibi, zühre- vi hastalıklar mücadelesinde ol duğu © gibi, son senelerde beyin zarı iltihabında yahut diğer has- talıkların kâffesinde O muvaffak olmuş, hattâ vesaiti yoktur dedi- ğiniz memlekette seromunu, aşısı- nı kendi yapmağa başlıyarak bü - tün dünya ile omuz omuza fenni noktadan yürümeğe başlamıştır. Bakteriyoloğ Refik Bey (Bur- sa) — Hattâ daha evvel, Sıhhiye vekili Dr. Refik Bey — Çok daha evvel, “ Binaenaleyh bu meselede ve- sait yoktur literatürü takip etmi: yorlar,, demeniz hatadır. Ben hiç bir zaman huzurunuza çıkıp ta “ artık benim vesaitim tamam ol- du. Bütçeme on para zam etmeyi» niz,, demedim. Ne verirseniz da- hasmı O istemek Omevkiindeyim. Çünkü asırlar ve asırlardan beri yapılmamış işleri yapmak hepimi- zin omuzlarına yüklenmiştir. Ve siz de mes'uliyeti bizim omuzla: rımıza yüklemişsinizdir. Her ne verirseniz verin daha fazlasını is- temek mevkiindeyim. Hiç bir şey bulmadık. Bulduksa da yarım yarım bulduk. Hepsini yeniden yapmak © mecburiyetindeyiz. Ya- panlar kimlerdir? Türk doktorla- rı, Fenden, ilimden, dünya âli- minden müstağni değiliz. Bildiği: mizi biliriz diye iddia ederiz, bil- mediğimizi gider öğreniriz. Fa- kat dediğiniz gibi değiliz. Bu fasıl üzerinde münakaşalar mevzuu tamamile (değiştirmişti. Doktorları şiddetle ( tenkit edem ler de oluyordu. Hattâ gözüne kan toplanan bir hastanın O gözüne doktor tarafından tentürdiyot sü- rüldüğü bile ileri sürüldü. Bu sr- rada söz alan Urfa meb'usu Saip Bey doktorların fazla para istedik leri yolundaki sözlere cevap ver- di. Doktorları gücendirmenin doğru olmadığını söyledi. Denizli meb'usu Mazhar Müfit Bey de Ali Saip Beyin fikirleri- ne iştirak ettiğini, bir vakitler te- davi için Viyanaya gittiği zaman oralı bir doktorun (kendisine: “Tuhaf buraya kadar (o geldiniz? Türkiyede çok iyi doktorlar var,, dediğini söyledi. Ve Türk doktor- larının kıymetinden uzun uzadı - ya bahsetti. Müteakiben fasılların müzakere sine devma edilerek Sıhhiye vekâ- leti bütçesi 4,196,884 lira olarak kabul edilmiş ve Adliye bütçesinin müzakeresine geçilmiştir. Bu münasebetle #öz alan Refik Şevket Rey (Manisa), dört ay ev- vel mecliste bir mesele mevzuu bahsolurken meclisin müsaadesi olmadan tahkikat yapılmıyacağı hakkındaki teşkilâtı esasiye kanu- nun maddei mahsusasına rağmen tahkikat yapıldığından bahsede- rek bunun sebebini sorduğunu ve Adliye vekilini bu mesele ile meş- gul olarak cevap vereceğini söyle- miş olduğunu hatırlatmıştır. Vekil bey biraz daha müsaade edildiği takdirde bu vadin ifa edi- leceğini bildirmiştir. Adliye vekâleti bütçesi 7,958,478 lira olarak kabul edilmiştir. Bundan sonra Dahiliye vekâleti bütçesine geçilmiştir. Diyarbekir mebusu Zülfi Bey 315 inci fasıl hakkında izahat is- tedi. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey bu faslı şu suretle izah etti: — Ağrı dağında evleri yakılan veya yıkılan bir takım adamlar vardır ki, bunların garba nakilleri mukarredir. Bunların orada kal - dıkça tekrar şekavete sülükleri muhtemeldir. Onları garba naklet- mek isteriz. İşte bu fasıldaki 250 bin liralık tahsisat bu iş için ko - nulmuştur. Dahiliye vekilinin bu izahatı al. kışlarla karşılandı. Dahiliye vekâleti bütçesi dört milyon 149,861 bin lira, Emniyet umumiye bütçesi 4,101,500, jan - darma umum kumandanlığı büt - çesi de 8,679,379 lira ve Hariciye vekâleti bütçesi 3,014,740 lira ola- rak kabul olunmuştur. Bundan sonra Maarif bütçesinin müzakeresine geçilmiştir. Manisa mebusu Refik Şevket B. söz aldı. Tarihi evrakın satılması etrafında geçen celselerde söyle - diklerine temas ederek vekil beyin bu evrakın bir parçasının bile z1-| yaa uğramıyacağı hakkındaki söz- lerini hatırlattı, “Vekil beyin bu sözlerinde ne dereceye kadar dur- duğunu soruyorum.,, dedikten son ra ilk mekteplere dair bazı sözler söyledi. İlk mekteplerde beş sını- fın ihtiyaca kâfi gelmediğini, ders ind s2 N KAPANIŞ 9 — VAKIT 18 Mayıs 1933 akereleri Devam Ediyor kesimi imtihanlarında mümeyyiz numarlarının çocukların mektep değiştirmelerine sebebiyet verdi - ğini, bunun iyi bir netice olmadı” ğmı söyledi. Ve: — İmtiban usulleri bir madra- (| bazlıktan başka bir şey değildir.,, diyerek bunun için yeni bir tedbir bulunması lüzumunu izah etti, Maarif Vekilinin sözleri Maarif Vekili Doktor Reşit Ga- lip Bey sorulan şeylere cevap ver- mek için söz almış, hatiplerin ken di şahsı hakkındaki teveccühkâr ve iltifatkâr sözlerine teşekür ede- rek demiştir ki: “Bana gösterilen vazife sahasın | da millet için milletin, onun büyük i meclisinin ve şeflerin teveccühleri- İne liyakatımı daima muhafaza e « | debilmek gayretile ölürcesine ça- lışmayı en iptidai vazife, memle- ket vazifesi, vatan vazifesi ve en nihayet namus ve haysiyet vazife- si bilirim ve daima öyle bileceğim (alkışlar) . Fazıl Ahmet Beyefendi kıymet- li bir maarif nutku yaptılar. Bu parlak nutl:un üstüne ikinci bir maarif nutku eklemek istemem. Sözleri hepimiz için edebi ve fikri bir ziyafet oldu. Bu sofradan ben de kendi payıma düşen rızkı ve nis meti aldım, teşekkür ederim. Darülfünunun islâhı İlk söz alan Refik Şevket Bey- efendi evvelâ Darülfümundan: “bas his buyurdular. Darülfünunun; muhtelif müesseseler halinde veza man zaman kurulduğu gündenbe- ri ıslahı daima mevzuu bahsolmuş- bir müessesemizdir ve zaman za- man bazı ıslahat geçirmiştir. Bu ıslahatın mütlakıyet devrine ait kısımları olduğu gibi meşrutiyet ve cümhuriyet devirlerine ait kısım- ları olduğu gibi meşrutiyet ve cüm cümhuriyet devrlerine ait kısımları da vardır, Fakat büyük meclis öte- denberi bu ıslahatın cezri ve esas- İr bir surette yapılması arzusunu izhar etmiştir. Ve bu arzuya cevap vermek bu arzuya mutavaâtini göstermek için hükümet te bir kaç senedenberi bu iş üzerinde tetki- kata girmiştir. Tetkikat artık hi- tam bulmuştur. İcraat safhasr hu- | lul etmiştir. Islahın birinci merha- İlesine ait kanun lâyihası Maarif vekâletince hazırlanmış Vekiller heyetine gönderilmiş ve Vekiller Heyetince de teklif şekli tasvip e- | dilerek lâyiha Büyük Meclise gön- derilmişir. Belki yarından itibaren ait olduğu encümenlerden geçtik- ten sonra Büyük Meclie bu iş lâ- yık olduğu ehemmiyetle müzakere edilerek arzu edilen şekilde tatbi- kat sahasına yürütülmüş olacaktır. Bu sebeple Darülfünun ıslahatı et- i rafmdaki mütaleatım daha geniş mikyasta bu kanun geldiği zaman müzakere edilebilecek ve arkadaş larımızdan o anda daha vaktinde olarak istifade edebielceğimizi sa İ nıyorum, Maruzatımı da o ana te hir ediyorum. Tarihi evrak meselesi i Refik Şevket Bey arkadaşımın evrak hazinesi ve eski eserler iş“ dinledim. Filhakika muhterem ar- i kadaşım yerirde olarak bu iki mü i j (Lütfen sayıfayı çeviriniz) o. a Ee AR DA A SAM İ ! | d i # lerinden bahseden mütalealarını :

Bu sayıdan diğer sayfalar: