: Belediye hesabını | bilmiyor muymuş ? ii (Birinci sayıtadan devam) © Dün belediye reis muavini Nuri © Bey, bu hususta izahat verdi. , Belediye hesabını bil- ii, miyor mu? Bu izahata göre 1933 senesinin verilmiş olan malümat ve serdedi- len noktai nazarla filiyat arasında ui farkolduğu anlaşılmıştır; (onun > için bu hesabın heyeti umumiye - “ye arzedilmemesini makamı encü- “menden istemiştir. Nuri Bey encü- mene verilmiş olan hesap kesimin» de belediyenin 1931 bütçesinde — mühim bir açık görüldüğünü, fa - kat bunun nazari ve şekle ail bir > açık olması ihtimali kuvvetli bulun duğunu söylemiştir, şunları ilâve p etmiştir: z susiyenin tevhidi senesidir. Bu mü- ' .nasebetle önce üç aylık bir mu- “vakkat bütçe yapılmıştı, sonra bir senelik muvakkat bütçe yapıldı, daha sonra bu bir senelik muvak - kat bütçede biri yedi aylık, öteki - si beş aylık olmak üzere iki kısma ayrıldı. Gene o sene belediye me- murlarma barem tatbik edildi, ma- rında değişiklikler oldu, hülâ- a 1931 senesi hesapça muamele$i t çok ve pek karışık olan bir se- “nedir. Tevhitten mütevellit güç - likler karşısmda muhasebe vazi - yeti tespit edemiyor, Muamelât “neticesini bilmiyoruz. Bununla be- ber muhasebe geceli gündüzlü çalışmaktadır, bir iki ay içinde kat'i hesabı vermeği vadediyor. o hun içindir ki, bizde 1931 tetki- ki hesabının meclisin teşrin devre: sine bırakmasını rica ediyoruz. E- n tetkiki hesaptan maksat on | a an almacak neticeye göre gele - cek senenin bütçesini yapmaktır. Halbuki müteakip senenin bütçe - si yapılıp tasdik edilmiş olduğuna bu tehirin bir zararı da yok- inden çıkılmaz hesap p karşısında © Nuri Beyden sonra daimi encü - men namma Avni Bey söz söyle - İ, ayni noktai nazara iştirak et - ti. Tetkiki hesap encümeni maz - Sata muharriri İsmail Şevket Bey encümen nâmına beyanatta bulun- u. İsmail Şevket Beyin izahatına aran Nuri Beyin nazari ve şek- i dediği açık beş yüz şu kadar bin liradır. Tetkiki hesap encümeni z makamın tehir arzusuna ulavaat etmiş olmak için değil, den çıkilmaz bir hesap karşı - kaldığı için şimdiye kadar etkiki hesabım masraf kısmını he- yeti umumiyeye getirememiştir. Hesaplardaki karışıklığın, mua - nelenin bir türlü çıkarılamaması - wn mesulü de şahıslar değildir, a hal doğrudan doğruya beledi - » ile vilâyetin birleştirilmesinden ü n kanuni vaziyet icabıdır. Kabahat kimde ? izahattan sonra Galip Bahti- | ar Bey söz aldı: Pi iesulü olarak yalnız tevhit gös - i, bence bu halin sebebi yal- liz tevhit değildir, anlaşılıyor ki, e ide de ahenk temin edileme - niş. Tetkiki hesap encümeni he - abı ne yaptı, makama iade mi et- etkiki hesap encümeni kendi- ine verilmiş olan hesabata göre tkikini yapıp gördüğünü bize ra- la bildirmelidi! Belediyenin alacağını verece Ki p kesimi hakkında encümene | > — 1931, belediye ile idarei hu -| Hesap karışıklığının mücrimi | ğini, taahhütlerini ve sairesini bil- mediği anlaşılıyor. Mazbut ve muntazam hesap cereyan eden bir yerde taahhütlerin ve sairenin bi- linmemesi de tuhaf olur. Tevhit iyi olmuştur Belediye reis muavini Nuri Bey, Galip Bahtiyar Beye cevap verdi: — Cuürüm isnal edilen tevhit de- diler; tevhit iyi olmuş değil, hat - ta fevkalâde iyi olmuştur. Kaba - | hat tevhitte de değildir, böyle bir şey söylemedik. Tevhit, başlan - gıçta müşkülâtı mucip (olmuştur, fakat neticesi çok iyi ve faydalı olmuştur. Mesaide de ahenksizlik yoktur. Vilâyetle belediyenin def- terlerini birleştirmek güç oldu. He saplar ozamkla birleştirilmiyor, bunların her bir kalemini ayrı ay- rı tetkik etmek, kendi tabi olduk - i ları nizam ve usullere göre mua - mele görmek lâzımdı. Ne ahenk - i sizlik vardır, ne de tevhit (şöyle ! böyle olmuştu. Bilânço yapmak için ne lâzım ? Tetkiki hesap encümeni mazba- ita muharriri İsmail Şevket Bey de Galip Bahtiyar Beye ceavp verdi: — Ben tevhide mücrimiyet at - fetmedim. Nefsimi tenzih ederim. | Tetkiki hesap encümeni mutlaka bir rapor vermelidir, diyorlar. Tet | kiki hesap rapor değildir, bilân - çodur. Meclise bilânçonun seyir ve hareketi gösterilmek üzere rapor şeklinde de yazılıyor; fakat bu! mahiyeti itibarile bilânçodur. Bi - lânçoyu yapmak için lâzım olan hesap unsurları elimizde yoktur. | | Gerçi heyeti umumiye itimat gös- termektedir, verdiğimiz bilânço - ları tetkik lütfunda bulunuyorsu - nuz, fakat biz bu itimadın zerresi» Almanlarla Yahudiler Boykotaj Yarın başlıyacak mı, henüz belli değil MÜNİH, 3 (A. A.) — Boykot merkez komitesi reisi M. Streicher, Yurt severler birliğinin verdiği bir müsamerede söylediği (onutukta demiştir ki: “Boykot hareketine çarşamba günü tekrar başlanacağını ve de » vam edileceğini aklım kesmiyor. Bu milyonlarca Almana çok mü - essif görünecektir. Fakat, böyle olmasına rağmen, disipline uymak lâzımdır.,, Milletler cemiyeti Bulga- ristana heyet gönderiyor BERLİN, 3 (A. A.) — Millet ler Cemiyeti mali işler komisyonu tarafından Bulgaristana gönderi -| lecek ve 6 Nisanda Sofyaya gele - | cek olan murahhas heyetine Mil « letler Cemiyeti kâtibi umumi mu * avini M. Trendelenberg de refa - kat edecektir. Ancak salâhiyettar Alman mahafili M. Trende- lenbergın bu murahhas heyeti -| ne Alman mümessili olarak değil, fakat Milletler Cemiyeti mali ve iktisadi işler şubesi müdürü sıfati - le dahil olacağını, her hangi bir anlaşamamazlığa mahal bırak - mamak için tasrih etmektedir. aeimssirenrraserrrerersesesi rare vaziyete maruz kalmıyacağız di - yorlar. Acaba böyle midir? Eski hesap düzeltilirken yenisi duru - yor, bekliyor mu, yoksa icap eden tedbirler alınıyor mu? Belediye reis muavini Nuri Bey bu sözlere cevap olarak gelecek sene böyle münakaşalara lüzum hâsıl olmıyacağını, bütün tedbir - lerin alınmış olduğunu söyledi. ni sulistimal edemeyiz, onun için- dir ki, elimizde anasırı hesabiye i yokken buraya tetkiki hesap ge - İ tiremem! Galip Bahtiyar Beyefen- diye hassaten tavsiye ederim, be - lediye ve idarei hususiye nizam - namelerini tetkik < buyursunlar. Bunların mütearız hüküm ve eş - kâli vardır, Bunlar arasında tica - ri hesap çıkarılmağa çalışılıyor. Ortada bir ihmal vardır Bu mevzu hakkında Mehmet Ali ve Cevdet Kerim Beyler de söz söylediler. Mehmet Ali Bey: bir talisizliği var, dedi, üç senedir burada bunun kendisinden ziyade teşrifatile meşgul oluyoruz, geldi, anlamadığımız gibi sebepleri üze « rinde de manasını o çıkarıyorum. kat bunlar üzerinde de vaktile ted- bir almak imkânı da vardı. Maze- rete müslenit olmakla beraber or- | tada gene bir mesuliyet vardır, makamdan itibaren derece dere - — Bu tetkiki hesap işinin garip| gelmedi diye... Bundan hastalığı! Müzakere kâfi görüldü. 1931 yılı hesap kesimine ait tetkiki hesabin | önümüzdeki teşrin devresine bı - rakılması kabul edildi. Belediyenin yardım ettiği müesseseler Geçen- devrelerde belediyenin yardım ettiği müesseseler bilânço- ları hakkında meclise malümat ve- rilmesi kararlaşlırılmıştı. Bu ka - rara göre Üsküdar tramvaylarınm geçende şirketin umumi içtimam - da tasdik edilmiş olan senelik mu- ameğât ve besabat raporu şehir meclisi azasına dağıtıldı. Abdül - kadir Ziya Bey esnaf bankasına ait raporun da getirilmesini iste * di. Cevdet Kerim Bey esnaf ban - kasına şimdiye kadar idarei husu- anlaşamadığımız | siye ve belediyeden 210,000 lira Gös - | terilen sebepler kısmen vardır; fa- I verildiğini, bu bankanın küçük es- nafa kredi vermek gibi güzel bir maksatla kurulduğunu, balbuki bugün bu maksada hizmet edeme- diğini söyledi, “Şehir parasile şe- hir esnafı için kurulmuş bir mü « €ssesedir, bugünkü derdine belki ce hepimize taallük eder. Hesabı - mızı çıkaramıyoruz dersek bunun hariçteki in'ikâsları ne olur? Bun- i dan sonra olsun tekerrür etmeme- si için lâzım gelen tedbirleri ala - Irm. Ortada mazeretlere müstenit te olsa gene bir ihmal vardır. Tedbir alınıyor mu? Cevdet Kerim Beyde şunları söyledi: — Mehmet Ali Beyin işaret et - tiği mühim noktalar var. Çalışılır - yor veya çalışılmıyor, ortada bir netice var ki, o da hesabın içinden çıkılmamasıdır. Bozukluk bir defa halledildi mi artık bir daha böyle ie Li bir çare buluruz, banka böyle bir çareden müstağni değilse biz hiz - mete hazırız. Yok bu samimi alâ - kadan müstağni ise bankayı ikaz edelim!,, dedi. Esnaf bankasının geçen seneye ait muamelât ve hesabat . rapo - runun şehir meclisi azasına dağı - tılması, bankanın bu seneki vazi - yeti hakkında da makam tarafın - dan izahat verilmesi kararlaştırıl- dı. Şehir Meclisi bayramdan sonra Pazartesi günü saat on dörtte top- lanacaktır. | Beyoğlunun büyük bir (Baş tarafı birinci sayıldı) Zabıta bu sahte para işinde bir çok yanlış şeyler yazıldığını gör - düğünden tahkikat bitinciye ka -| dar hiç bir gazeteye malümat ve *| rilmemesini şube müdürlerile a - lâkadarlara bildirmiştir. Ye- niden piyasada sahte yüz liralık bulunmamıştır. Cümhuriyet Bankası İstanbul şubesi de yeni bir vak'a bulunma - dığını ve şubelerden sahte para - lar bulunduğuna dair ohaberler! gelmediğini söylemiştir. Bu da gösteriyor ki; sahtekâr -! lar kalp 100 liralıkları evvelâ İs - tanbulda sürmiye başlamışlardır. Fakat bir tesadüfle sahte parala - rm hemen farkma verilmiş, bu suretle sahtekârlığın önüne çabuk geçilmiştir. Dün haber aldığımıza göre, çiçekçi mağazasında tuhaf bir vak'a ol - muştur. 100 liralıkların — sahtesi| çıktığını duyan ticarethane sahibi | memurlara gayet dikkatli bulun -' malarmı tavsiye etmiştir, Evvelki gün ticarethaneye gayet şık bir ecnebi Madam girmiş, sekiz lira - lık kadar çiçek ve tohum aldıktan sonra kasadara çantasından © Çı -| kardığı bir 100 liralığı uzatmıştır. | Kasadar parayı hemen mağaza sahibine göstermiş, bir (müddet tetkik ettikten sonra hakiki oldu - ğunu anlamışsa da almakta te - reddüt göstermiştir. Bu 100 lira - ık bir memurun eline (o verilerek dükkân, dükkân dolaştırılmış, fa - kat para bir türlü bozulamamıştır. Nihayet dükkân sahibi kadına: — Bozduramadık efendim Bor cunuzu başka bir zaman geçerken ödersiniz! Diyerek Madama ve- rilmiştir. Buna benzer hâdiseler hemen her tarafta görünmektedir. Tehlike var! Ziraat bankasının Anka- radaki yeni binası tehlikeli bir vaziyette ANKARA, 3 (Hususi) —- Ziraat Vekâletinin Ankarada yap- tırdığı umumi merkez (o binasının inşasında bazı kusurlar olduğu an- laşılmıştır. Bina günden güne da- ha tehlikeli bir vaziyet almakta - dır. Binayı yapan inşaat şir- ketile banka arasındaki dava de - vam etmektedir. Diğer taraftan binanın tehli - keli vaziyetinin önüne geçilmek üzere temel etrafında betondan i- kinci bir temel daha yapılmasına karar verilmiştir. Bu iş için 250 bin liraya lüzum | gösterilmiştir. Balıkesir muallimlerinin seyahati ANKARA, 3 (Hususi) — Balıkesir ve Edremit muallimle - rinden otuz bir kişilik bir grup bayram tatilinden istifade ederek Ankarayı ve civarını gezmek ü - zere buraya geldiler. Maarif Ve - kili Reşit Galip Beyi ziyaret etti - ler ve yanında iki saat kadar ka - larak mesleki mevzular üzerinde | basbühallerde bulundular. | müştür. j kaptan yemek yemekle, Çorumda muhakemeler ÇORUM, 3 (Hususi) — Muha: kemelere bugün de devam edildi. Bugün muhakeme edilenler Bar- tanlı muallim Fevzullah, arkadaşı Hasan, Bursalı Muhtar Haci E- min, Bigalı Apti oğlu Hacıali, 1z- mirde Salepçi camii imamı İlyas; Zilenin Alikadı köyünden Şeyh Muharrem Efendilerdir. Bunlardan gizli tekkecilik yap- | (Bifinel sayıfudan ma teşkilâtının çıkardığı gazetede, bu bahis etrafında le bir haber görülmüştür: | “Kanser hakkında bugün V€' ye sürülen bir çok nazariy yürütülen iddiaların aksine © mikro organik bir intanın çeşitlerinden hiç değilse bir 1 ni husule getirmesi mümkündü" Bu raporun neşrinden evvel tidai mahiyette yapılan bir tecrübeler, bu keşfin doğrul! jteyit etmiştir. Bu keşif, sihhati koruma enstitüsü İaboratuvarlarında lışan Dr. Glover ve Dr. lin yaptıkları araştırmaların diği bir neticedir. Bu araştırmalar, dört sene Kanseri iyi etmek bir çare bulmuş değildirler. Yal Dr. Lüge ve kansere ait mesel: de büyük bir salâhiyet ve fuz sahibi olarak tanınmış kim ler, kanser illetinin sebebinin * taya çıkarılmasının kanser şitlerinin bazısının yukarıda geçen intani hastalıklardan yet edebileceği fikrinde maktadır. Dr. Glover ve Dr. Engel, kobayin dişisine kanserli bir h tanın göğsünden O çıkarılmış kaç hücreyi aşılamışlardır. aşı neticesinde, bu hayvanda ser nevinden bir tümör çıkmıştıf Bu hususta yapılan tecrübel& rin hepsi bunun bir kanser oldi ğunu meydana çıkarmıştır. cak hemen hemen hiç bir vakit kobaylarda kanserin kendiliğ” den hasıl olduğu görülmemiş old ğundan, salâhiyettar tıb âliml bu aşılanmış kaboyda çi Ymmayim Samılacla Jae gi len kanserden ileri geldiğine hü metmişlerdir.,, Bu haber üzerine, dün Profet Dr. Akil muhtar Beyin tekrar fik rini sorduk. Kendisi, evvel€ kanserin sari olmadığını söyi€ , bul i mişti, Akil Muhtar Bey, Nevyorkt gelen haberi tetkik ettikten soni şu izahati verdi: — Bu haberin çıktığı m yı henüz görmedim. Gösterdiği niz yazıda, bundan hulâsa © rak bahsediliyor. Bu yazıda bahsedilen şey, Y yeni ve mühim bir hâdise sayı!* maz. Böyle tecrübeler evvelce © yapılmıştı. Kanserli bir hart dan çıkarılmış bir kaç hücre, koboya aşılanmış, bu aşı netic” sinde, bu hayvanda kanser nevi den bir tümör çikmişeemess: Bu şekilde yapılan bir te nin bu neticesi, kanserin sari © duğunu ispat etmez. Kanser, bö aşılama şeklinde bir n üzerine, nakledildiği yerde tutabilir, yayılabilir. Fakat, bö? le olması, herkesçe bilinen nada bu hastalığın sirayet mesi demek değildir. Kanser, meselâ öpmekle, bardaktan su içmekle, yahut hi biribirlerine yakın © bulunm kanserli bir adamdan hasta bif dama geçmez. Bunun bu sur€ geçtiğine dair şimdiye kadar bir delil ve emareye tesadüf ol” mamıştır, ij Bu itibarla, “Acaba geçer © i geçti mi?,, diye endişeye kap” ya lüzum yoktur. Bu, boşuns hama uğramaktır! a maktan suçlu Şeyh Muharrem fendi üç ay hapse, 50 lira para © zasına mahküm oldu. i le