— Sayıfa: 6 ” Sahnemizde Yirm San'atkâr Behzad'ın Hayatı Biri Ahmet Mitat Efendiye, ötekisi Apturrahman Şeref Beye ait iki hikâye — 31 Mart akşamı yapılacak olan Darülbedayi san'atkirlarından — Behzat Beyin sahneye intisabının yirmi beşinei yıl- dönümü mlinasebetile 31 Mart alışamı Tepe- bası tiyatrosunda bir Jübile verileceğini yaz- maştık. Darülbedayi mecmuası o gün intişar edecek olan kırkıncı sayısmı Behzat Beyin wamına tahsis etmiştir. Bu sayıda M, Kemal Beyin “Behzet'im hayatı, isimli bir makalesi vardır. Aşağıdaki satırları bu makaleden alıyoruz! ! Mehmet Behzat 1891 yılında! Bursada doğdu. Babası eski gazete cilerden Halil Hâki Beydir. İstan bulda Mercan idadisinde, sonra güzel sanatlar mektebinde okudu. | Meşrutiyetin ilânından bir gün e- vel (1908) Yakacıkta ressam Mu- azzez Beyin oğlunun sünnet dü - gününde ressam Muazzez, İbnirre fik Ahmet Nuri, Rıza Tevfik, Baha ve Beylerbeyli Fuat Beylerin işti- rak ettikleri orta oyununda kavuk | lu arkasında fener taşıyan figüran | rolile sahne hayatına girdi. Meş -| rutiyetin ilânından sonra teşek - kül eden “Sahnei heves,, isimli ti- yatro heyetinde oynadı. Bu amatörlerden mürekkep he-| yet, Şehzade başında simdiki Mil | li sinemanın olduğu yerde işe baş- lamıştı. Değerli Türk gençlerinden müleşekkil bu heveskâr heyetin i- | çinde komik Naşit Bey de bulunu- yordu. İlk temsil ettikleri eser. “Beyimin tiyatroya merakı,, adir bir.komedidir. Fakat “Sahnei he- ves,. trupu henüz faaliyete başlar ken tiyatro binasının tamiri elzem görüldü. Burnun üzerine bir müd - det için yersiz yurtsuz kalan he - yet Beykozda muharrir Ahmet Mi* hat Efendinin himayesinde “Bey - koz İttihat ve teavün,, Cemiyeti namına “Beyimin tiyatroya mera- kı,, komedisini oynadı. Lâkin gari bi şu ki; komedinin mevzuunu teş kil eden eser provası, aktörlerin şaşırması ve saire gibi tiyatronun iç yüzünü karikatürize eden sah- neler, seyirciler üzerinde akşi bir | tesir bırakmış, perde kapanır ka - panmaz Ahmet Mithat Efendi mer hum, sahneye koşarak ressam Mu. azzez Beye sakalı titriyerek hid - detli hiddetli: (— A oğlum, beni rezil ettiniz! İnsaf yok mu sizde!! Oyunu pro- va etmeden, ezberlemeden hiç halk önüne çıkılır mı?.. Beni mak vettiniz!1..) demiş vaziyeti ve ko- medinin anlaşılamadığını kavrıyan gençler, Mithat Efendiye izahat vermişler, ikna etmişler. Mithat Efendi de perde önüne çıkarak bu yolda halka bir konferans vermis, işin iç yüzünü anlatmış. Halk ta bu izahattan sonra komediye gülmüş. 5 ? “Sahnei haves,, , “31,, mart hâ- disesi üzerine faaliyetine nihaye! vermiştir. Behzat sanayii nefiseyz devam ediyordu. Bir gün, hep er- kek modeli karşısında çalışmak - tan bıkan talebeler, müdürü Ham- di Beyden kadın model istemişler mumaileyh te menfi cevap vermiş | ti. Bunun üzerine ressam Ruhi mer hum, Çallı İbrahim, Hikmet Bey - lerle Behzattan teşekkül eden bir murahhas heyeti maarif nazırı Ap| Mirratıman Seref Bey merhumun # / lardı... Nazır da onları kemali sü - künetle dinlemiş, nihayet ayağs| kalkmış, hademesine - seslenerek kaloşlarını getirtmişti, genç res - tamlar nazırın bu halini görünce İ fevkalâde memnuniyet izhar etmiş ler, çünki Apdurrahman Şeref Be- Behzat Azarya o piyesinde yin cezri hareket edeceği zannına düşmüşlerdi... Halbuki nazır kaloş ! İarını giydi oda kapısından çıkar- | ken “Hamdi Bey nasıl isterse, öy- İle yapar!,, demiş ve gitmişti.. Li s a Bu küçük hâdise iki meslek g den Behzada; taassup ve dar zihni dü - yetin bizde kadını uzun müddet | için sanayii nefiseden uzak yaşa - tacını bir daha öğretmişti. Behzat, sanayii nefise mektebi- ne devam ediyordu. Nihayet bir kaç haveskâr arkadaşile “Sanayii nefise tiyatro heyeti,, ni teşkil et- ti. Şehzade başında Letafet apar- tımanı karşısındaki “Osman ağa, | tiyatrosunda “Ancelo Mari Piyer,. isimli terceme bir piyes oynadılar. ! Hâsılat yapamadılar, sahneyi tef - riş için Behzadın evden getirmiş | olduğu halılar ve sair eşya tiyatro- da rehin kaldı. Heyet te dağıldı. İşte bu ara hariciye nezaretinin de- lâletile Behzadın da bulunduğu dört kişilik bir talebe grupu, İtal. yaya elektrik mühendisliği tahsil | için gönderildi. Roma sefiri Hak- kı Paşa vasıtasile “Toskana, elek- trik fabrikalarına yerleştirilecek - lerdi. Fakat İtalyada amelenin yaptığı | umumi bir grev hasebile buna im kân hâsıl olamadı, Behzat, iki ay kadar Romada ve Napolide tiyat - iroları gezdi, nihayet İstanbula dön du. Burada beş sene zaman zaman teşekkül edip kısa bir müd- det içinde batan, dağılan muhtelif tiyatro heyetlerine girdi, bu heyet | lerle Anadolu türnesine çıktı, 1912 de gönüllü asker olarak Balkan| muharebesine iştirak etti. Nihayet 1914 te İstanbulda Darülbedayi te şekkül etti. Buraya talebe olarak müracaat eden 165 genç arasında. | Behzat Bey de vardı. Behzat bura: | Kuzuruna çıkmıştı. Uzun uzadıya dert yanmışlar, şikâyette bulunmuş ya Molyerden Ahmet Vefik Paşa: | nın adapete etmiş olduğu Zor Ni- jJübilesi münasebetile — | “Behzat, Molyerden dilimize çev | pozisyon rollerinde muvaffakiye » yorgunluğu ve koruma çareleri,,. İ ibe kâhı isimli eserdeki Ivaz ağa rolün den imtihan verip muvaffak ola - rak girdi. Fakat umumi harp ilân edildiği için askere alındı, Çanak- kaleye gitti, flâmacılık yaparken kolundan yaralandı. Döndü, gel - di. İyileşince Darülbedayie devam | etmiye başladı. Evelec Halit Ziya | Beyin “Füruzan,, isimli piyesinde, sonra Hüseyin Suat ve Münir Ni - gâr Beylerin “Kayseri gülleri,, i- simli eserlerinde rol aldı. “Kayse- ri gülleri, ndeki oBodos ağa rolü Behzadın şöhret bulmasına sebep oldu. Behzat, o zamandanberi on do - kuz senedir aradaki bazı fasılalar müstesna, Darülbedayidedir. Da - rülbedayiden ayrıldığı sıralarda zaman zaman"Yeni sahne,, “Türk tiyatrosu,, , “Milli sahne,, isimli te şekküllerde çalışmıştır. rilmiş olan komedilerin temsilinde büyük rollerde bilhassa büyük mu vaffakıyet kazanmıştır. Bunlardan başka Ştrindberg'in eserinden Er- tuğrul Muhsin Beyin dilimize nak- letliği “Cehennem,, piyesindeki “İmam,, rolünü ibda etmiştir. Bek zadın bunlardan başka şöhret ve muvaffakıyetini temin eden birçok mühim rolleri vardır. Bilhassa kor & büyüktür. Sıhhi konferanslar Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi, 42 YMCA salonunda Sihhat Haftası münasebetile beş mühim konfe - rans verilecektir. Konferanslar sa- at 19 da başlıyacaktır. Mart 23, Perşembe — Dr. She- pard tarafından “Maneviyatın sihhat üzerine tesiri,,. Mart 25, Cumartesi — Mr. Kri- der tarafından filmle “Hazım ci- hazı, sineklerden korunma, Edi - son'un hayatı.,, Mart 27, Pazartesi — Dr. Ha- san Kenan Bey tarafından “Ma - saj ve ziya ile tedavi... Mart 28, Salı — Prof. Dr. Ke - mal Cenap Bey tarafından “Natu- ra'nın savaşları ve zafer vasıtala- FL, Mart 29, Çarşamba — Or. Ce- vat Zekâi Bey tarafından “Fikir ÖMODA Gözleri örtmek için kullanılan ince tüllere son günlerde yeni bir şekil verilmiştir. Resimde görül - düğü gibi başlığın her tarafından sarkan, ve gözlerin üstüne düşen, etrafa yayılan bu tüller, zarif bir süs te teşkil etmektedir. e ak kad nil ei ş Yıl | Dün ilkbaharın ilk yani günü, e Dün Iran sefaretindeki Dün ilkbaharın ilk günü, yani Nevruzdu. Bu münasebetle şehri- mizdeki Acemler dükkânlarını ka pamışlardır. İran sefaretinde ayrıca merasim yapılmış ve bu merasimde birçok İraniler hazır bulunmuşlardır, gm v0 00004 AA A0 AA YAAA BANANA Aya L Memleket Haberleri vereme verse are em e Güzel Rum kızı Nusret Beyin kokainden ölmesine sebep mi olmuş? Ankara ağır ceza mahkemesin - de Avunduk Beye kokain çektirerek ölümüne sebebiyet vermekten maznun Alek sandra adındaki kızın muhakeme- sine bakılmıştır. Aleksandra yirmi yirmi beş yaş larında oldukça'güzel bir Rum kı- zıdır. Aleksandra Merkez Barında konsomasyoncu olarak çalışırmış. Bir gece Nusret Beyle tanışmış. Nusret Beyin hoşuna gitmiş ve bir gün de Öksüzçe mahâllösinde bir evde (o bulunmuşlar eğlenmişler. Bundan bir kaç gün sonra da bar-! İdabu iş olmuş. Aleksandra diyor ki: — Ben ona kokain vermedim za- ten onunla muarefem bu kadar ile- ri değildi. Arkadaşı Bektas Efendi ona kokain vermiş o da bana kok | lıyalım çok zevkli oluyor diye 1s- | rar etli ben olmaz diyince iki de tokat vurdu. Sonra çektik kokaini. Fakat o çok fena olmuştu. Ben Bek taşa bunu doktora götürelim de - dim. Dışarı çıktık bir otomobile bindik Bektaş bizi kendi evine gö- türdü, Nusret kendini bilmiyordu. Onu yatağa yatırdı beni başka 6- daya götürdü ben bağırdım. Tek- rar bizi otomobile bindirdi Saba - ha kadar kırlarda gezdirdi. Ben Nusret çok fena oluyor bir dokto- ra götürelim dedikçe o: “— Sen bilmezsin o benim arkadaşımdır, ber zaman böyle olur.,, diye bir türlü bizi bırakmadı. Sonra sabaha karşı onun da ak- h başına geldi bir doktora gittik doktor bizi hastahaneye götürdü ama iş işten geçmişti.,, Bektaş Efendi de bunun aksini iddia etmektedir. Dinlenen şahit - lerden bir tanesi Aleksandranın İs tanbuldan geldiği zaman kendi e - vinde oturduğunu ve onu “Hero - in,, kullanırken gördüğünü, diğer bir şahit te merhum Nusretin bir İ gün kendisine kokain kullanmak zadelerden Nusret Nevruzdu merasimden bir sahne Merasimde İran milli marşı ile İstiklâl marşı çalmmış, müteaki - ben İran ceneral könsolosu Es'a - dullah Han Behnam bir nutuk söy lemiş, İran ve Türk dostluğundan bahsetmiştir. Merasim hazır bulu- nanlara Nevruziye ikramile niha « yet bulmuştur. rae neee Parasına tamaederek İki gözü kör karısını nehire atmış Ceyhanda Canbak mahallesinde Arap Ali namında biri, parasma tamaan evlendiği ihtiyar ve iki gi zü görmez karısını parası olmadığı nı anlayınca götürüp Ceyhan neh» rine atamştes. Ali kaçmıştır, aran * maktadır. : Bir köy muhtarı öldürüldü Tavşanlıda Kör ağaç köyü muh tarı Hacı Hüsam köy odasından #- vine giderken mavzer kurşünile öl- dürülmüştür, Adli tahkikat neticesinde vak'a- nın failleri yakalanmıştır. Cinaye tin para teklifi suretile bir teşvik eseri olduğu anlaşılmaktadır. Bor hususi muhasebe memurluğu BOR (VAKIT) — Mülkiye bas müfetişi Hacı Hüsnü Bey tarafın- dan yapılan teftiş ve tahkikat ne ticesinde kazamız muhasebei hu susiye memuru Rasim ve tehsildaf ları Hamdi, Eşref Efendilerin 1777 numaralı kanun mucibince vazife” lerine nihayet verilmiştir. Muhase bei hususiye memurluğuna memle ketimizin münevver gençlerinden Belediye kâtibi Abdullah Naci Bey tayin edilmiştir. Abdullah Beye ye ni vazifelerinde muvaffakiyetler | İ temenni ederiz. mmm çok zevkli oluyor dediğini söyledi» | Aleksandra şahitlerin yalan söyle” i diklerini söyledi ve bunlardan bif tanesini de yirmi lirasını çalmak” la itham etti ve İstanbuldan kem disini çok para kazanacaksın diy€ getirdikleri halde burada hiç ka * İ bahati olmıyan bir felâkete uğra dığını yana yakıla anlatmağa ç8 lıştı. Muhakeme yeniden gösterilen #* hitleri dinlemek için aym yirmi Y€ disine kaldı. DE ey e İş hn, “o “in tik