VAKIT'ın Edebi Tefrikası “No, 27 Bir Yastıkta Kocayın.. Hayretle dinliyordu: — Oralarda ne işiniz vardı?. Neden gittiniz?. Aklım, havsalam almıyor! Fazla mütecessis olmıya başladınız. Bedia hafifçe gülümsedi: — Haksız yere darılmayn, o ralara tecessüs için gitmiyorum. — Ama şimdi gitmiyorsunuz. | — İllk zamanlar, oralarda fa » kir fıkara oturduğunu söylemiş lerdi. Gittim, fakirlerini tanıdım. — Artık gitmeyiniz, — Gittiğim zaman, gözlerimin | önünde bir adamı düşünmemiştim. l Titredi. Nazif, müşfik bir hid :| detle ona bakıyor; titriyen ellerini | öpüyordu. — Artık gitmezsiniz değil mi? Bu size ders olsun. Madem ki size mâni olacak kimseniz yök, müsa ade ediniz de buna ben mâni ola» yım, Para verecek fakir arıyorsa» | nız, oralara kadar gitmiye lüzum yok, ben size istediğiniz kadar fıkara bulurum. Bana *Yadediniz | sözünüzde duracağınıza eminim. | Bedia başmı sallıyarak gülüm sedi. İçinde, Nazifin gösterdiği a- | lâkayı gördükçe bir sevinç dalga! lanıyordu. öldürüleceğini İ — Manlesef size söz veremiye- | ceğim. — Neden?, — Çünkü bu işe bir kere giriş tim, yapacağıma söz verdim, geri| dönemem. | — Siz bu işe ne zaman başla-! diniz? Çek oldu mu?. Elleri, gene Nağifin elleri-için “ May: İl Keke — Montekarlodan geldikten sonra.. yer yüzünde yalnız kendi zevkim, kendi keyfim için yaşa - mak istemedim. Teşvik'de etti - | ler,. | Nazif itiraz etti: — Bu sevdadan vazgeçin Be -! dia. İstanbulda bu işlerle meşgul olacak, kıyıda köşede kalmış pek gok ilitiyar, çirkin kızlar O vardır. Siz yardım etmek İstiyorsanız, « başka türlü yardım ediniz. Balo - larda vazife alınız.. Fıkara men- faatine müsamereler tertip edi - niz.. Esasen böyle ferdi yardım hiçbir işe yaramaz. Size de temin etmez. zevk — Ben zevki düşünmüyorum. — Faydanız dokunmuyor, | — Karınca, kararınca demiş - ler, Keyfimi kaçırmayınız. — Peki, sustum. | Göz göze geldiler. | — Bedia, dedi, sen ilâhi bir ka- “dmsın!.. Senden aşk istiyorum,| senin ruhuna sahip olmak istiyo - | Tum. Yanımdayken, kendimi cen - Nette sanıyorum. Bedia, çekilmek istedi. Nazif omuzlarından tuttu ve dudaklarını Bedianın saçlarına değdirdi. — Kaçma Bedin.. Bir an, ben | den kaçmadığını duyayım.. | Bu sözü dinledi, kaçmadı, çe » | kilmedli... la ee © Tam bu esnada kapı açıldı.. | £ Hizmetçi çay getiriyordu. | Nazif fena halde kızdı. Bedia | Bülümsedi. b Kız, tepsiyi mâsanm üzerine | irakırken, Nazif: 5, <> Buyurunuz, dedi, bali bilet O günün zevki de inkisarı hayale u kaçmıştı. İkisi ğramışlardı. Yazan: Mediha Münir —9— O günün acısını, baloda çıkar- dılar, Nazif, Bediayı almıya geldiği zaman, ona hayran hayran baktı. Bedia, her erkeğin, iftihar ederek “İyanmda gezdireceği bir kadındı. | Bedia, Nazifin bu fikrini göz- lerinden okudu ve yanakları se vinçten kızardı, gözlerinin bebek leri güldü. Kendini, meşhur Nazif Beye, o kimseleri Obeğendirmiyen Nazif Beye beğendirmişti. Nazif, genç kadının elini öper ken: — Her gün biraz daha sıklaşı- yor, güzelleşiyor, zarifleşiyorsu »- nuz! dedi. Sizinle iftihar ediyo ram, — Yani talebenizle iftihar e - diyorsunuz. — Neden?, — Çünkü ben giyim hususun- da sizin talebenizim. — Anlamadım. — Öyle ya; bana giyinmek zevkini siz verdiniz ve giyinmeyi ! siz öğrettiniz. Dersinizden istifa -| ha! de etmesini bildim. Ne mutlu ba- na. Gidiyor muyuz?. — Gidiyoruz. Gidiyorlardı. Nazif de, bir an evvel baloya gidip Bediayla dan setmek için can atryordu. Onu kollarının arasında sıkacağını dü - şündükçe çıldırıyordu. # a # Baloya girdikleri zaman on biri İ geçmişti. Bir iki tur-dansettiler, Bir müzik fasılası oesnasmda, Nazif sordu: — Şimdi bir yemek yiyeceğiz değil mi?.. Supe etmemiz lâzım. Bedia, Nazife tatlı tatlı hakti; —ılkazım, dedi. — Haydi oturalım. — Hayır, oturmıyalım. — Ya ne yapalım. — Beni başka bir yere götürü- nüz, burası çok kalabalık. — Nereye gidelim?. — Ne bileyim, meselâ barlar - dan birine gidelim. Orada yemek yiyelim.. Çünkü bir daha bara git- memize imkân yok. — Neden olmasın, bir gece gideriz. — Hayır, gidemem.. Bu gece, yalnız bu gecelik. Biraz yaramaz- lik etmek içimden geliyor.. Yalnız bu gecelik... Nazif güldü: — Bu gecelik demeyin.. Sizin her gece ve her zaman eğlenmek hakkınız... Mırıldandı: — Böyle kötü nasihatler ver - meyiniz.. Hem haydi çabuk gide - ceksek gidelim, yoksa tayarım, €- ve giderim, — Sakın ha!.. Haydi çıkalım. (Devami var) vava 28 eee TEEN BRA EM YAAA Inhisarlardaki Amerikalı mütehassıslar İnhisarlar idarelerinin ıslahı iş - lerile uğraşmaları için çağırılan Amerikalı mütehasstslar tetkikle- rine devam etmektedirler. Müt hassıslar on güne kadar buradaki işlerini bitirecekler ve Samsuna istediğiniz | giderek oradaki tütün fabrikasını göreceklerdir. Heyet oradan An - karaya gidecek, o civardaki kaya tuzu madenini gezecek, sonra İz - mire geçecektir. Mütehassıslar İz- mirde de tütün fabrikasını ve Çam altı mahallesini gezeceklerdir. | o (Armenakt: yi IM 2 “NM | Yeni on dört kelimenin | | karşılığı ve kullanışları | | 1 —LAKAP: San Adım Ahmet sanım kulaksız oğ- | fu. | 2 — LAKIN: Yalınz, ise de, an- cak | Bu iş böyledir yalnız dikkat et- | mek gerek. Çünkü bütün kazanç - i lar elden gider. | İ- Sen bana darıldınsa da ben sa- İ na darılmadım. Dedidiğin olur ancak istediğimi verme 3 — LÂMİSE: Dokuntu duygu- su İnsanda bos d uygu vardır: Gör- ma duygusu, kok- lama duygusu, duyma duygusu, dokunma duy 4—LÂNE ler arasında kullanılır). Arkasından ilendim. 5 —LÂFZİ: Sözde Bu adamlar e erkek! 6 — LAÜBALİ;: Yılışık, senli benli olmak. Bu adam amma yılışık şeydir Kendisile senli benli Yuz. 7 -— LAZIM: Gerek | Bu ak$am eye ötebeti almak ge- rek. 8 — LEH: İyiliğinde, ondan ya- na Bir saat boyuna ondan yana söyledim rey al İL. Onun için sordular ben de kötü- | lüğünden değil, iyiliğinde söyle - dim: 9 — LEHÇE: Ağız Şeref Bey çıtak ağzile çok güzel konuşur. 10 LETAFET: Güzellik, se - Vimlilik, cana yakınlık, tatlı. Güzel bir manzara, sevimli bir adam. Şu kızın gözleri ne kadar cana yakm. Sen ne kadar tatlı konuşuyor - sün? 11 — LEVHA: Tablo Bu tablölar çok güzel şeylerdir. 12 — LEYLİ: Yatı Oğlumü bu sene yat ımektebine vereceğim. 13 — LİYAKAT: Değerlilik İmtihanda değeri olan geçer. | 14 — LÜGAT: Söz Bu on dört sözün Ki de bulunuz. Istanbul Ticaret mintakası kongresi İstanbul Ticaret mıntakası kon- gresi nisanın ilk haftasında İstan- bulda toplanacaktır. Kongreye İstanbul Ticaret | mıntakasına dahil olan bütün tica | ret odalarının murahhasları iştirak edecektir. Kongrede görüşülecek mesele - ler tespit edilmiş ve muhtelif ra - İ porlarda hazırlanmıştır. Raporlar geçen seneki kongrede verilen bir kârar üzerine kongreden evel mu - rahhaslara dağılmak için tabed:!- | meğe başlanmıştır. konuşu - rşılığını siz lap tabı bitmiştir. Ve dün Ticaret Odaları murahhaslarına gönderil - i miştir, ———— İstanbul vilâyet maiyet memur- ilağuna hukuk fakültesi mezunla - AKAN ALLAK GLA ARALAR AA AVLAK AMLAR . Onuncu listenin karşılıkları Mehmet Nurettin Beyin bulduğu karşılıklar Kabahat — Suç Kabiliyet — yatıklık, yatkınlık Kabul — Alma, benimseyiş, be- ğenme Kabir — Gor, mezar, çukur Bir ayağı çukurda Kader — Alın yazısı Kadir — Değer Kadit — Kuru, arık, kurgaz Kw.“ile — Bölük, dizi, kalaba, Kervan Kafiye — Ayak Kaide — Kural, temel Kâinat — Acun (ajun) Kamus — Söz bitiği Kanun — Yasa Kadıköy lisesi hocalarının buldukları karşılıklar Kabahat — Suç Suçlu cezasını bulur. Kabiliyet — Yatgınlık Bu işte doğrusu çok yatgınlık gösterdi. Kabul — Benimseme, alma Verdiğiniz işi benimsedim. Kabir — Gi yetlerinde kullanılır.) Kader — Yazı Ne yapalım, yazma küs! Kadır — Değer Gördüğün iyiliğin değerini bil Kadit — Kemik, sümük (cenüp türkcesi) Zavallı adam kemik kesilmis, Kafile — Sürü Sürüye ben de Katıldım. Kafiye — Ayak Bu maninin ayakları o uygun düşmemiş. Kaide — Kural (Divanı lüga- tüttürkten) oturak, yol Kâinat — Varlık Ey varlığı var öden ulu Tanrım İ ece, Istkların yanmıyor, gök yüzün - de keyfimce... Kamus — Sözbilik Bu kelimenin karsılığını sözbilik - te bulamadım. Kanun — Yasa, tüzük ım tüzükler adl: k Düyunu umumiye binasında bir Kollej yapılacak Düyunu umumiye binasının Me- arife devri hakkındaki vekiller he- yeli kararı dün vilâyete tebliğ edil miştir, Vilâyet bu kararı yakında infaz edecek ve halen defterdarlık em - rinde bulunan bina maarif idare- sine teslim edilecektir. Binada e- velce yazdığımız gibi bir kollej te- sis olunacaktır . ——e-— Onlar yapıyor, biz hazır- lıkla meşgulüz! kadar Bulgar hükümeti Varnanin Ka- radenizde en güzel bir eğlence ma hali olmasını ve Varnaya seyyah- ların celbini temin için her sene Varnada bir sergi açmıya karar serit eli ser Dem sisi maddelere dair olacaktır, Bu ser- gide Bulgaristanın bütün zirai yahlara da kolaylık gösterilecek - tir, İstanbul Ticaret Odası seyyahla iyot siniğet sbiaiüğü rm İstanbula daha fazla gelmesi için ne yapmak lâzım geldiği hak- kında tetkikata başlamıştır. Tet - kikat ikmal edildikten sonra Tu - İrmda Sadettin Kâmil Bey tayin e- dilmiştir. ring klüp ile görüşülecek ve tatbi - kata geçilecektir. in (Cenup vilâ - j İstiklal lisesinden (Mü -Ze- !I Mu-Ni) Beylerin buldukları karşılıklar İbda — Yaratmak, varetmek (San'atita yaratış aranır) 1 İcmal — Kısaltma, ufaltma, kıs | sış (Bu yasa kısaltılmışıtır) İcra — Yapış Buyruk doğuya y: apıldı, İçtihat — Düşünüş | i vevi dinde düşünü: © U ak etmiştir. İdare — Çevirme, döndürme nız o döndürebilir Bunu İddia — Direnme Ali sözünde direndi. | İdman — Alışma Idrak — Ermek Senin buna aklm ermez İhale — Üzerine bırakma İhdas — Ortaya koyma İhraz — Alma Kabahat — Suç Bunda Kabiliyet — Başarma gücü y Bu zorluğu onun başarma güs” | cünden umürım, ai Kabul — Almak â Kabir — Kurgan a Çalap kurgan sıkıntısı gösterme. sin Kader — Alın yazısı Bu benim alnımın yazısıymış Kadit — Kemik Kafile — Sürü Haçlılar sürü sürü anauomusu © geçmişlerdi. Kafiye — Uyuk Bu uyuklar tam değil Kaide — Türe Kâinat — Varlıklar Kamus — Laflık, Söz derleği © Aç ta, (söz derleğine) İaflığa d | bak! iz | Kanun — Yasa Yasa böyle buyurur. Kâbus — Fena, sıkıntılı düş bir düş gördüm massanssaniazanekeeaie Hudut haricindeki Yunan suçum ne? | | l | tebaasına dair Yunan hükümeti hudut haricin: “ de bulunan Yunan tabeasi hakkm da bir istatistik neşretmiştir. Bu is tatistiğe göre muhtelif memleket- İlerde yarım milyona yakm Yunan tabeası vardır. J | Bunlar içinde 213 bin Rusyada 4 İ ve 166 bin Türkiyede ve 37 bin de ! Fransada yaşamaktadırlar. 4 sakasi Kaymakamlar ve varidat | | | | Bütün kaymakamların, biray zarfımdaki varidata ait müfredat cetvellerini müteakip ayın sonuna i kadar göndermeleri mecburi oldu ğu halde bazı kaymakamların mu | ayyen vakitler geçtiği halde halâ | göndermedikleri anlaşılmış ve da» iğ İ hiliye vekâletinden dün vilâyet ve | belediyeye bir tamim gelmiştir. Bu tamimde varidat müfredat « ilk rapor Hakkı Nezihi Beyin 0* | maddeleri teşhir edilecek ve sey - | vellerinin süratle gönderilmesi ve buna dikkat etmiyenlerin cezalan- | dırılacakları bildirilmiştir. | luk eğiğie Rıhtım hissedarları Rıhtım şirketi hissedarlar umu- | mi heyeti yakmda toplanacaktır, Bu toplanmada şirketin murahhas azası M. Vivier dün şehrimize gek | mpistir. RR