Fransada Alman filmleri Berlinde “ Tahta haçlar , menedildi — Pariste Hitleri gösteren havadis gazeteleri ıslıkla karşılanıyor Paris, Mart (Hususi Muhabiri mizden) — “İ F, cevap vermi bütün muvaffakıyetle Pariste gösei terilirken Berlinde “Tahta © haç-| lar,, menedildi. Fransızları asıl si-| nirlendiren mesele bu filmin ge -| çen Eylülden beri (o Almanyanın hemen bütün şehirlerinde rağbet görerek aylarca beyaz. deleri tutmuşken birdenbire Şubatta Başvekil Mösyö “A, Hit İer,, in bir emrile sansür edilmesi-! dir. Parisim ince sinema münek Kitlerinden biri bu vak'a üzeri wzun bir makale yazmış, söy diyor: “Berlinde “Tahta Tar,, menedildi. Bu suretle Hitlerin Almanyası bütün dünyaya suli lay Bi iyi etti. Bu münevi| ilânı ilk kurşunu yiyenin bir Fransız filmi Şiir ak kat verici bir noktadır.Alman film lerine kollarımızı açmanın zama - m geçmiştir. Onlar bize ne türlü muamele ediyorlarsa bizde onlara © suretle mukabele etmeliyiz... İşte ben muharririn bu son cüm lesi üstünde durmak istiyorum. E- ğer Fransızlar Alman filmlerinin gösterilmesini menetmeğe kalkı - şacak olurlarsa Alman sinema sa- nayii bundan adam akıllı mütees- sir olacaktır. “Ufa,ımın vaziyetini düşünün, bütün filmlerini iki nüs- ha: Fransızça ve Almanca çeviren bu mühim kumpanya çalışma sa - hasını yarış ettirmek mecburiyetin de kalacaktır. Alman filmlerinin Fransız piyasasmı nasıl sardıkla - rım anlatmak için kısa bir zaman da gösterilen filmlerin adlarını sa yayımı Üniformalı genç kızlar, Emil ve Polis hafiyesi, ismini kaybeden a- dam ! Hamburg geceleri, kayıktaki 8 kız, cani, bayıltıcı zehirler, ma- vi ışık, güzel Mavi Tuna, gizli va- zile, Ren nehrinin öte tarafında güneşe doğru, kübik palyaço, ev- lenme seyahati, bir gece ağ pa raya lüzum yok ve saire... Fransadan Alman hududuna gi- ven Fransız filmlerinin adedine ge Ence ber halde bir senede onu ge mez. Pariste seyircilerin “Ufa, nın filmlerini halis Fransız filmi imiş gibi alkışladıklarını gördüm. Si - nemayr seven Fransız dostlarımın: — Biz galiba hiç bir zaman sine - ma tekniğinde Alman ve Amerika Klara yetişemiyeceğiz.. diye keder lendiklerine şahit oldum. Müzik cihetinden, fotoğraf ve ışık, nihayet sahneye konuş ve ses tarafından Alman filmleri Fransız filmlerile mükayese edilemiyecek mükemmelliktedir. İtiraf edeyim Ki, bu fark ben İstanbulda iken gö züme şiddetle çarprmyordu. Zira bizde gösterilen Fransız filmleri en iyileridir. Fakat Pariste sinema salonlarının beyaz perdelerini ay - dınlatmaktan ziyade karartan, her cihetten bozuk, bir sürü manasız film gördükten sonra fikrimi de - Ziştirdim. Ren nehrinin öte tarafından ge- len eserler her defasında bir yeni- Tik getirirken, Pariste yapılanlar fecissurette yerlerinde sayıyorlar SARIŞIN MN SINEMA 6G parlak eşkâli zahiriyesinin celbet- | şüphelendiği Madam Klug aleyhi- tiği güzel, genç saf kızları menfa- atlerine âlet eden bir takım sergü- zeştçi kimselerin hayatta oynadık- | ları meş'um rolü ve bu zavallıları tuzaklarına düşürdükten sonra a- vuçlarının içinde tutmak için ne gibi vesaite müracaat ettiklerini gösterir çok calibi alâka bir mev- zudur. Madam Klug isminde biri, safiyetlerinden istifade ettiği kız - ları kendine simsarlık eden ahlâk- sız Lipkoviçin delâletile elde et - mektedir. Bu suretle mekteplerin - den kaçan iki güzel ve dilber kızı da tuzağına düşürmüştür. Kızların mektepten kaçıp kayboldukları po ne takibata başlamıştır. Madam Klug bu suretle elde ettiği 8 kızı takibattan kurtulmak üzere Berlin den kaçırarak Saray Bosna tariki ile Dalmaçya sahilinde Ragozaya götürür. Yolda, kızlardan birine âşık olan bir delikanlı onları takip eder. Bu hararetli aşk yüzünden çalıştıkları Mulen Rujda keşfelo -| nan Madam Klug, kızları beraberi ne alarak sıvışır. Fakat genç ile po lisin heyecanlı ve şiddetli takibat neticesinde bunları ele geçirecek - lerdir. Bu film bu Çarşambadan itiba- ren Öperada gösterilecek. İKİ MESUT KALP Bravn marka otomobiller acen- | Madamla kocasımın gözü önünde tası olan Bauman, acentayı teftişe | kur etmeğe başlar, hattâ pek lâtif gelen mal sahibini evine davet e - der. M. Bravn gelmeden evel, E- fendi ile Hanım arasında köpeğin sofrada oturup oturmaması yüzün den kavga çıkar ve Madam kızıp annesine gider. Efendi mal sahibi- ne karşı müşkül bir vaziyette ka - hır, ve karısile darğınlılığını anlat- mamak için eve gelmiş olan kâti - besini karısı diye takdim eder. O esnada yaptığına nadim olan ka- rısı da eve döner. Kocası bu sefer karısını kâtibesi diye takdime mec bur olur. Patron kâtibe zannettiği vehattâ,... Yazımı bitirmeden son günler - de hemen bütün sinema salonların da şahit olduğum bazı nümayişle- ri anlatayım: Havadis gazeteleri gösteren sinemalarda son Alman mebus seçmeleri, Hitler alayları - nın resmi geçitleri ıslıkla karşıla - nıyor. Hattâ Reisicümhur Hinden burg'un reyini vermek için seçme salonuna geldiğini gösteren sahne de seyircilerden birinin yüksek sesle: — Buna mutlak voronof a- şısı yapmışlar! dediğini işittim. Bütün salon halkı bu fikre kah- kahalarla iştirak etti. Fena bir tali neticesi “Tahta haçlar,, Amerikada Fransa borcu- nu vermediği için, Macaristanda da fazla sulhçu olduğu için mene- dilmiştir. A. Fuat bulduğu kâtibeyi Amerikaya gö - türmeğe bile kalkar.. Bir köpek yü zünden içine düştükleri bu müşkül vaziyetten kurtulmak için Efendi ile Hanım epey ter dökerler. Niha yet, iş anlaşılır ve M. Bravn, mem nun kâtibeyi alarak Amerikaya gi der... Bu film perşembe akşamından itibaren Artistik'te gösterilecek - tir, sy sazan nasa manasi i KISA HABERLER : $ “Serenade de Toselli, nin fransızca ve almanca iki nüsha o- larak filmi yapılacaktır. $ Hindenburgun hayatma ait Almanlar bir film çeviriyorlar. $ Gene Almanlar, Versay mua - hedesi, dünya harbi, Alman ihti - lâli, Rur'un işgali ve Almanyanın uyanışı devrelerini gösteren bir milli film yapıyorlar, $ Polonyada yapılan bir müsa - bakada, 1932 senesinin en güzel eseri olan “Yaşasın hürriyet,, fil mi seçilmiştir. $ Polonyada yarısı Polonya yarı sı Çek lisanı konuşan sözlü ve müşterek bir film yapılacaktır. $ Jean Richepin'in “Ökse,, isim li eseri filme alınıyor. $ Kış sporlarına ait İsviçrede bir film çevrilmiş. $ “Madenin Sesi, isimli bir film çevriliyor. Acaba hangi ma- Yogoslavyada shval gittikçe daha Ziyade karışıyor. Hırvatlar. Sırplar, Slo- venler ara ki aynılık meyillerinin artmasından ileri gelen bu vaziyeti gös termek için son zamanlarda aza smdan Süperina tarafından Okunan bir beyanname kâfidir. Filhakika bu zatın mensup olduğu Hırvat Milli grupu bu günkü kralığa sadakatile | tanınmışar. Fakat bahsettiğimiz beyanname ile bu grupun da nihayet Hırvat, S ven unsurlar arasında fed. ve En Gâvâ- sm güdenlere kaldığını ispat etmekte dir. Zira âyan meclisinde okunmuş olan beyannameyi bütün grup azaları da im- za etmiştir. bu itibarla mühim bir ve sika mabiyetini almış olan bu beysnna- meyi kısmen terciime dercediyoruz; “Siyasi ahvalin ve hadisatın inkişafı, milli menfaatleri koru- mak ve devlet menfaatlerini ko- laylaştırmak niyetile kânunusani 1929 tarihli beyannamede ifade edilen yatıştırıcı, sağlamlaştırıcı, ve hazırlıyıcı siyasitin kuvveden ederek aşağıya a ” file getirilmesine gerek bidayet- Sarışın Kızlar ticareti; hayatın |lise haber verilmiş ve polis çoktan | ten beri ve gerek bilahara ge- çen zaman zarfında birlikte ça- lışan biz Hirvatları dahi, bir taraftan siyasi mabiyette beya- matta bulunulduğu, kararlar alın- dığı ve mektuplar yazıldığı diğer taraftan da mavakaa mütabakat ve dürüst niyetler noksanile si- yasi işlere vüsüktan mahrum ve indi bir mana atfedildiği bir zampnda muayyen bir vaziyet almağa mecbur etmektedir. Yugoslav: mili vahdet ve” te- mamiyeti. noktasından: teyit.ede» riz ki, Devletimiz muhtelif bir devlet teşkilâtı olup müteaddit taribi- siyasi kitlevi ferdiyetlerden mü- rekkeptir, ve Yugoslavlık Sırp, Hırvat ve Slovenler gibi üç milli âmilin müşterek telekkisidir ki bunlar da ayrı ayrı milli vasıf. | siyasi-taribi kitle ferdiyeleri | *8 * lara malik bulunmaktadırlar. hesaba katarak hemşehrilik ka- | 9*€ Mevcudiyet, sağlamlaşmak ve | nununun demokratik prensiple | Müy tekemmül şeraiti tabiiyesine göre | rinin ve siyasi büriyetlerin tama- E birlik prensibinin bizimki gibi | men tatmini ve dahili teşkilât | saf mürekkep bir camiaya makul | sisteminin en geniş bir mubta- | di. bir tarzda ve muvaffakiyetle | riyete istinat ettirilmesidir.,, $ar sussesanasssasan, eesessemsazaasaramsanssaransanamannsiararansasass4 sas manasmsnmai | ey Dokuma fabrikası | Konyada iki banka | ve KAYSERİ, 19 (A.A.) — Doku- ma fabrikasının Kayseride yapıla” cağı hakkındaki haber, Kayserili- leri çok sevindirmiştir. Ticaret odasında yapılan toplan uda, bir şükran armeganı olmak! lantılarını yapmışlardır. üzere fabrika yapılacak yerin pa - rasız olarak verilmesi kararlaştırıl mıştır. yasemen denin?. Muhakkak altındır. $ Jeannette Mac Donald Lon - drada “Kraliçe,, isimli bir film çe- virecek, ere ertan $ “Paraya lüzum yok,, diye bir film yapılıyor. Fakat bu film mu- hakkak gene para verilerek sey - redilecek olduktan sonra... $ “Vakitsiz baba,, (filminde Fernand Gravey iki rol oynuyor. Bunlar hem baba, hem de oğul rolleridir. “Richard Arlen,, “Doktor Mo- reau'nun adası,, fiminin başartis- tidir. Bu artist, “Meşru cinayet, | ki istihsalâtı vilâyete her sene top” isimli bir film daha yapacaktır. * Clarek Gable artist olmadan evel bir çok işler yapmıştı. Kendi- sinin bir fabrikada bekçilik yap - | pancar ekimi bu sene daha genif tığını da öğrendik. törlük idaresine karşı yüz çevirdiler tatbiki Hırvat, Sırp ve Sloven arasında birinin diğeri üzerin deki tefevwvukunu kabul etmeye? tam bir müsavat esasına İstinat etmekle kabil olur. Yugoslavlık kaziyesinde tari bi inkişaftan neşet eden muhte lit bir esasa müstenit olan birlik prensibi yeknasak bir devlet teşkilâtına yol açamaz ve aç mamalıdır. Yugoslav siyasi birliği inkişe” fının balen vâsıl olduğu mertebe) itibarile merkeziyetçi devlet teş” kilâtınn tamamiyeti siyasiyey€ uygun bir şekil olmadığı bida” yetten beri sarahatle anlaşıldığı gibi bu cihet milletin muhtelif kısımlarını gayrı kabili münaka" şa iradesile de müteaddit kere" ler sabit olmuştur. Bu vakısları, tecrübeleri ve açıkça izhar olu" nan niyetleri tanımamakta israf etmek muhakkak bir muvaffa" kiyetsizliğe isal eder ve aksi tesirden başka bir netice hasıl etmez. Tam vahdet prensibi Federasyon ve muhtariyet vasıf- t ları ile geniş muhtariyetlerin li dahilen teşekkülünü kabul eder. |” Yugoslavya Devletinin dahili teşki'âtı eylül teşkilâtı esasişer sine göre kati bir mabiyeti haiz | telâkki edilemez. | dek Belediye ve banovin (vilâyet) yan lerin mubtariyeti, içtimalar ve meş siyasi tesekküller, serbestii mat- buat ve usulü intihap yibi sik 4 redilen veya ruznameye konulan teki meselelerdeki noktai nazarımız, | den müsavat ve bakkaniyeti zamin Haş olacak ve federatif bir teşekkül ğun kaziyesinde olacağı veçhile siyasi | “€ « imtiyazları ve iktisadi istismarı bertaraf edecek salâhiyetlerle KONYA, 19 (A.A) —İ | Iktısat ve Ahali bankaları heyeti umumiyeleri mebus Kâzım Hüsnü Beyin reisliği altmda senelik top * Banka muamelelerinin iyi vej üz düzgün gittiği görülmüştür. Iktı *| te sat bankası yüzde beş temettü da" ğıtmaktadır. Ayni banka spor klüp V lerine, milli kütüphaneye, Halke * Ya vine nakit yardımlarda bulun * — muştur. ——— Tömbeki ekimi KONYA, 19 (A.â.) — Vilâyetimizin bazı mıntakaların * da verilen müsaade üzerine töm” beki ekilmiştir. Yapılan denemelef Aladağ ve Hadım topraklarınd8 temiz ve nefis tömbeki yetişebile ceğini ortaya koymuştur. Tömbe” lu bir para getirecektir. Ilgım ve Akşehir mmtakalarınd8 mikyasta yapılmaktadır.