20 Mart 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

20 Mart 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: Türkiye ve Mac İ Donald plânı KARA, (Telefonla Başmu- irmimder) — Silâhları azalt- ma meselesi İngiltere ilinin ortaya attığı plân, umumi hatlarile çok güzeldir. Plânda eksik olarak göze çar pan yalnız bir nokta var: Türki- ya baklanda kaf derece izahat vikeliz Başvekilinin; bu mesele- de Türkiyeyi nasıl mütalea etti- ği, hangi devletlerin sırasma koy- duğu, devletleri taşnifte Türkiye- ye karşı tam bir adalet ve müsa- vat hissile hareket ettiği anlaşıl muyor, İlk manzara ne olursa ol- sun, Mr. Mac Donald'm hususi politika tesirleri altında Türkiye- yi ihmal ettiğini düşünemeyiz. Bu hükmümüz; kuvvetli sebeple- re dayanıyor: Bir taraftan Büyük Britanya devletile omünasebeti- miz; çok samimi, çok dostanedir. Öbür da Başvekil Mac Donald'ın Türkiyeye karşı hususi bir sempati beslediğini iyi biliyo- ruz. e Doli pi her dev- çıkarabileceği ordunun sa- yısı ve kuvveti gösterilmiştir. Halbuki Türk ordusunun sa- yısı ve kuvveti hakkında plânda tin açık bırakılması, Türkiyeyi Şereykanan tutmak- yanlış ve sakat bir sikiy ifadesi midir? Yoksa bunun makul, izah ve müdafaası mümkün başka sebep- leri var mıdır? imdilile işin içi ödü he yk old bime daha doğru kişafına kadar tereddütlerimizin, hattâ e devam et- mesini > tabii Jâzımdır. mi Donald LR me pe im Sel tayyare yası bir mesele halindedir. İlk bakışta bu. mikdarlar içir mim memleketimizin şeraiti, hele başka e mü- nasebet ve mukayesesi ciheti hiç göz önüne hükmet mek zaruri oluyor. Meselâ plân. da Yugoslavyaya Türkiyeye nis- betle iki kat fazla tayyare veril- mesi, Belgradın Roma ile iyi ge- ginmemekte olması bilâkis Türki- yenin İtalya ile dost bulunması mıdır? Gene bunun: gibi Roman- ya) ıyrılan tayyare mikdarının Türkiyeye verilen mikdardan iki kat fazla olmasına sebep, biri- nin Sovyet Rusya ile daimi ihti- lâf halinde, ötekinin de seneler- den beri Moskova ile anlaşmış dost vaziyetinde olması mıdır?, Her halde muvaffak olmuş müsbet eserlerini ortaya sulh a dalet ve sulh politikası namma mahküm edileceğini bir an için ferzetmiyoruz. Adaletin zaferi için kullanılacak silâh adaletsiz- lik olamaz. Bu itibarla İngiltere- nin Başvekili Mr. Mac Donald'ın teklifinde Türkiye noktai naza- rından karanlıkta kalmış nokta- ların bir an evvel aydmlatılacağı nı kuvvetle umuyoruz. Siirt Meb'usu MAHMUT C. Plâstiras nerelerde? Yunan Cenerali Plastiras'ın bü- tün taharriyata rağmen nerede bu. lunduğu o tespit ememiştir. Dün Beyoğlu mehafilinde devam eden bir rivayete göre, Plâstiras, Yalova'da bulunmaktadır. Bunun. Ja beraber; bu şayianın tevsiki ka- bil olamamıştır. Diğer taraftan Ceneral Plasti- ras'ın dün Köstenceye gideceği de rivayet ediliyordu. Dün saat 11 de Köstenceye giden (o Prençipezya Marya vapuru ile giden yolcular arasmda > gazeteciler beyhude Plastiras'ı araştırmışlardır. Bir a- ralık papas kıyafetinde birini Ce- ral Plastiras'a de işlerse © papasm İstanbulda kaldığı gö- | rülmüş, bu zan da tahakkuk etme- miştir. Ceneralin Fener Başpapaslı- ğında gizlendiği rivayetleri de de- Yam etmekle beraber, teeyyüt et- memiştir. PAZARTESİ 20 MART 1933 8 irci sene No. 2553 NUSHASI 5 KURUŞTUR Sahip ve Başmuharriri Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET Maarif mektep kitapiarı| programını çizdi Mektepler açılmadan 10 gün evvel hai teta li yetiştirilecek Maarif Vekili Dr. Reşit Galip B. ANKARA, 19 (Telefonla) — Maarif vekâleti bu sene zarfında ilkmektep kitaplarımın hepsini ve ortamektep kitaplarını da kısmen tek kitap haline koymak için lâzrn gelen tetkikatı ikmal (etmiş ve programını çizmiştir. Vekâlet, kararlarmı, — bir kaç Gayrimübadiller cemiyeti azası dünkü konserleri esnasında... Kongredünhararetli oldu. Gayrimübadiller hükümetten ne istediler, ne cevap aldılar Gayrimübadiller Cemiyeti kongre- si dün Halkevinde saat 15 te toplan- dı. Çelseyi | İsmail B. açtı. Bundan evvel 23 martta (toplanan kongre kararile Ankaraya giden 3 kişilik heyetin izahatı dinlenecekti. Halil Pş. izahat verdi. Evvelki kon- grede tespit edilen dilekler hakkında Maliye Vekâleti Ziraat Bankâlarile muhabere etmiş ve heyete bu cevap- ları vermiştir. Heyet Maliye Vekâle- tinden aldığı cevapları cemiyet idare heyetine vermiştir. Halil Pr, mın İsa hatına göre evvelki kongrede tespit edilen dilekler ve Vekâlelin verdiği cevaplar şunlardır: 1. — Yeniden bono tevzii, Vekâletin bu husustaki cevabı şu- dur: İmha edilmemiş 2.5 milyon lira- gün içinde ilân edecektir. Ortamektep kitaplarının müte- bukisini de gelecek sene tek kitap haline getirecektir. Vekâlet, mektep kitapları telif usulü, müsabaka ve imtihan şekil- leri, telif hakkı, derece ve nispet- lerini etraflı bir surette ihtiva €- den bir talimatname hazırlamış- tar. Bu talimatnameye göre kabul edilen kitap 3 sene müddetle de- öiştirilimiyecek ve üç sene bittik- ten sonra değiştirilecekse bu da bir sene evvel ilân edilecektir. Kitap yetiştirilecek Kitap tab'ı, uhtelerine verilen kitapçılar mektepler açılmadan on gün evvel memleketin en uzak köşelerindeki köy & mekteplerine kadar kitapları yetiştiremezse mahallinin iş'arı ve Maarif Müdü- rü ile vilâyet müddeiumumisinin meseleyi tevsik ve tespiti üzerine vaktinde taahhüdünü ifa edemi- yen bu kitapçıların depozitolarına (Devamı 2 inci sahifede) imkân: olamaz. Bunun için de asgari 4 ay beklemek lâzımdır. 2. — İstanbulda müzayedenin dur- durulması. Vekâletin cevabı. şudur: İstanbul- da emvalin satılması bonoların kıy- metlenmesi için alınmış bir tedbirdir. Binaenaleyh satışa devam zaruridir. 3. — Bu defa verilecek ikinci tertip bonolardan sonra bakiye kalacak iş- tihkak meselesi. Vekâlet şu cevabı vermiştir: İkinci tertip tevziattan sonra baki- ye kalacak olan matlâbat için evvel- ce kararlaştırılan . #sâs dairesinde hareket edilecektir. (Devamı 4 üncü sahifede) Bazı komünistler mevkuf Şair Nazım Hikmet B. de tevkif edildi, daha bazıları var... Nazım Hikmet Bey Gece gelen telgraf şiir kitabı içinde ğünden dolayı şair Nazım Hik- met Bey aleyhinde takibat yapıl | dığı yazılmıştı. Nazım Hikmet Bey, rahatsızlığına dâir rapor gönderdiğinden isticvabı bir kaç gün geri kalmıştı. Nazım Hikmet Bey, iyileşince Yedinci istintak hâkimi huzurunda isticvabı yâ- pılmiş ve isticvap neticesinde kendisinin tevkifine lüzum görül. | müştür. Nazım Hikmet Bey hakkında tevkif müzekkeresi * kesilmiş ve kendisi tevkifhaneye gönderilmiş- tir. Komünistlikle alâkaları bulun- Bir hadise Fakülte Reisini tokat- hyan'bir asistan AN Muzaffer B. Ankaraya gitti AK * Muzaffer Bey Edebiyat Fakültesi Talebe Cemi- yeti tarafındasi cuma akşamı Tokat- lıyan salonlarında bir çay ziyafeti ve- rilmişti. Öğrendliğimize göre bu çay- da müessif bir dayak hâdisesi olmuş- tur, Dayak yiyen zat Edebiyat Fakül- tesi Reisi Pr. Ali Muzaffer Beydir. Dayak atan da © Edebiyat Fakültesi tarih zümresi asistanlarmdan Nihal Beydir. Yaptığımız tahkikata göre hâdise şöyle olmuştur: Muzaffer B. önlonda masasında ba- 7 zevatla oturürken Nihal B. bu ma- saya doğru yaklaşmış ve oturanları selâmlamışlır. Fakat Nihal B. Müzaf- fer Beyi selâmlamamıştır. Biraz son- ra Muzaffer B; dışarı çıkmıştır. Ko- ridorda tesadüfen Nihal Beyi gören Muzaffer B. asistan Beye: — Biraz evvel herkesi selâmladın (Devamı 2 inci sahifede) “Timur Taş Han Mahküm o'du celsesinde apmış olduğu üzakerelerden »nra eski saray azırı Timür Taş lan'ı 5 sene apse ve 63.000 imen para ceza- na mabküm et- iştir. Mahkü- üyetinin sebebi, «tikâp ve dolan- dırıcılıktır. Kadınla Erkek! İtalyan ei tetkikat yapıyor | İtalyan © yazıcılarından OML Marcella D'arle Mısırdan şehri- mize gelmiştir. Dün matbaamızı ziyaret etmiştir. Romalı ve yirmi beş yaşında ol- duğunu söylüyor. Kendisi kadın- la erkeğin hak ve vazife cihetin- duğu zannedilen daha bazı kimse - lerin de tahtı zanna alındıkları söylenmektedir. den bundan elli sene evvel, şim- | İ di ve elli sene sonraki vaziyetlerini (Devamı 4 üncü sahifede) Dil anketi Rus heyeti gitti Heyet Ankarada bir ay kadar kalacak, tetkikatta bulunacaktır Hükümetimizce vukubulan davet üzerine evvelki şehrimize gelen il âlimi M. Mar ve Rus Fen A- dün öğleye kadar Boğazişinde bir tenez- züh yapmışlardır. Bu tenezzühte ken dilerine Darülfünun Edebiyat Fakül- tesi Reisi Muzaffer B. refakat etmiş- tir. Rus âlimleri, öğle yemeğini misa- fir oldukları Tokatlıyan otelinde ye- mişler ve akşam trenile ( Ankaraya hareket etmişlerdir. , Güzel türkçe konuşan M. Samoilo- Tokatlıyan otelinde kendisi- üşen muba ze şunları söy- İ lemiştir: — Bugün Boğaziçini gezdik ve çok beğendik. Bu akşam dil ve tarih mev- zuları etrafında Maarif Vekili B. ile görüşmek üzere Ankaraya gidiyoruz. Bir aya kadar avdet edeceğimizi zan- Dederim.” Gelen karşılıklar Liste “8” (an “akıl ve fikirde” © tutabilmek «kuvvet» gücü). Hâkim: Buyurucu, üstün. Hâkimiyet: Buyurukluk. Hal: Bulunuş, biçim; güç, zenginlik, şimdi bugün. Halis: Duru, temiz, ak, kat- kısız, karısık deği, karışmamız; kur- tulmuş. Hasıl bir şeyin ve bir vergi: Hatır: Ah, İp (ib), ciltmek, darıltmak; incinmek, kırılmak; hatır etmek: 88Y- mak, iplemek; hatıra bakmamak 9 uncu liste T. D.T, Cemiyetinin bistesi ANKARA, 19 A.A. — T.D.T. Ce #miyetinden verilmiştir: | Karşıkikiarı aranacak arapça ve Fars ça kelimelerin 9 numaralı listesi şu- 3— İCMAL 4 — İCRA 5 — İÇTİHAT 1 — İBDA (Bedaatten) BRA | 10 — İHALE 11 — İHDAS 12 — İHRAZ Listede çıkan kelimelerden manala- rı birden fazla olanların her mânası i- çin ayrı karşılıklar ileri sürülebilir. lenmek). Hâtra: İp (ib), anıltı. Muallim: Ragıp TEVFİK Sekizinci dizi Haber: Bildiriş. Hâdise! Çikrverme. Hafıza: Ezberleme, (düşünce gücü. Hâkim: Yasacı, yasa veren, gemtutan. Hakimiyet: Son söz söyle ime. ül: Gidiş, imdi. Halis Arı, te- miz, öz; Harika: Şaşılacak. Hasılat: Verim, verimler. Hassa: Yarama. Hassnsı: Yaramas. Hatır: Gönül, Hatır © (hatır almak: gönül almak. Hatırdan çıkarmak: Gönülden çıkar- (Devamı 2 inci sahifede) Bin bir hile buluyorlar Gümrükte yeni ve mühim bir ka. çakçılık meydana çıkarıldı Gümrükte muayene memurları çalışıyorlar Gümrük muhafaza memurları hazineye milyonu bulan bir zarar kapısı açan bir resmi ka- çakçılığını meydana çıkarmışlar. dır. Geçen sene gümrüğe balyalar i- çinde-zâhiren bez gibi — görülen bir takım parçalar bir firma namr- na gelmişti. O vakit bu parçalar Hâkimiyet'te yazımı yazıyordum. Gazetenin dil işlerini idare eden değerli arkadaşım yerinden fırladı ve bana doğrü hızla gel ei e öslinii uzatıp haykırırcasına sö; — Bak! Şunlara bak! Elinde bir tomar kâğıt gördüm. Fakat yüzü beni daha çok ilişiklen- dirdi; Benzi uçmuştu. Dudakları titri- yordu. Ve gözleri yaşla doluydu. Dışa vuran gözyaşı beni çok duy- gulandırır. Arkadaşım neden ötürü böyle? Hangi acı, yaş olup gözlerine dolmuş? Acaba kötü bir haber mi? Hepsini sordum. Hepsine bir tek karşılık verdi: — Değil! Değil! Değil! — Öyleyse neden gözlerin yaşlı? Benzi birdenbire kesildi. Dudakları gerildi. En tatlı ve uzun bir gülümseyişten sonra gene elindeki tomarı gösterdi: — Bunlardan! Bunların verdiği öl- çüsüz sevinçten! bir araya gelerek elbise olabilece- ği hatıra gelmiş ve muamele dur- durulmuştur. Yapılan (o tetkikat mevcut parçaların elbise yapıla mıyacağı neticesine | varılmıştı. Bu netice üzerine o parçaların adi paçavra Gibi imümdeye tb te tulmasma ve paçavra resmi" alm- masma karar verilmiş ve böyle de olmuştur. Bu karar ve vaziyet üze- rine bu firma faaliyete geçriş ve işin şayanı dikkat safhası bundan sonra başlamıştır. Bu defa hakiki elbiselik kumaş- lar gümrükten paçavra diye geç- meğe başlamıştır. Fakat Muhafa- za Başmüdürlüğü de işi takipten geri kalmamış ve nihayet “geçen gün bu firmanın imalâthanesine gidilerek paçavralar eklenirken, ütü yapılırken ve hazırlanmış el- Biseler bulunmuştur. Buradan mü- muneler alınarak vaziyet derhal yüksek makamlara bildirilmiştir. Bu yüzden hâzinenin zararının vi büyük olduğu anlaşılmakta- e e pi Ma ZYAŞI — Nedir onlar? — Dil seferberliğinin ilk zafer ra- porları? Sayısız kâğıtlara hep beraber bak- teh, Dil sorgusuna gelen cevaplar. , Milletin ne kadar ve nasıl candan Bağlamıp, ilişik gösterdiği anlaşılıyor- da. Asırlardanberi acı ve yas için göz“ ya döken bu millet / artık mat için, sevinç için gözyaşı döhmeğe alıştı. Bu döktüğümüz gözyaşı, o döktü- ğümüz hanların mükâfatıdır. Biz devlet istiklâlinin kurulduğu Dumlupınar günü de böyle ağlamış- tık. Biz Lozandaki İsmet Paşa günün“ de de böyle ağladık. Biz, işte milli varlık ve benlik kur- tuluşu olan bu dil gününde de böyle ağlıyoruz. Ve daha nelere böyle ağlıyacağız. Böyle gözyaşlarımız tükenmez ve kutlu olsun. Aka GUNDUZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: