“Bir Yastıkta — Eğer gidersen, senden ayrı- lacak. Şıpsevdi olduğu için de seni derhal unutacak. O, o kadar şıpsevdidir ki, senin peşine takılıp İstanbula gitmek zahmetine bile katlanmaz... Burada, senin gibi kadın bulamadığı için oetrafmda döneniyor.. Sen gidince, gene es- Kocayın .. Yazan : Mediha Münir ni unuttum canım... Senin, ben arkandan gelirim. Bir erkek sesi derhal cevap verdi: — Ben gidip arıyayım mı?. — Hayır, bulamazsm, sen in. Bedia, Raşidenin koşa koşa tekrar yukarı çıktığını duydu. ki zevki olan kadmlara döner. Cevap vermedim. İçin için Lâmiaya bir daha hak verdim. Lâmia tekrar sordu: — Doğru söyle teyze, sözleri - me darılmadın ya?. Emin ol, his- settiklerimi herkese (söylemem. Fakat seni çok sevdiğim için, bil- diklerimi senden gizlemek iste - mem. Eve girince, Lâmiayı bğarrma bastırdım: — Teşekkür ederim Lâmia, bana dostluk gösterdiğin için sa - na minnettarım, seni her zaman * dan fazla seviyorum. Ikinci kısım sal tiği Bedia perdeyi kaldırdı. Yağmu- run dinip dinmediğine baktı. Pen- cerelerden halâ su damlaları akı - yordu, fakat bulutlar ağır ağır Bedia İstanbula fena bir hava- da gelmişti. Kâh yağan, kâh du - ran bir yağmur, insanm canımı $r- kıyordu. Etrafı sarı bir renk bürü- müştü, Odalarda sobalar yanıyordu. Montekarloda ne kadar da gok zaman kalmıştı! Buna hayret ediyordu. Halbuki oradayken, za- manın geciktiğini fark bile etme- mişti. Şimdi, kalbinde, Montekarlo - nun hasretini duyuyordu. Muhakkak Nazif Beyin ahı tut- muş olacaktı. Evine kavuşmuştu ama, bir türlü içi rahat değildi. Rahat edemiyordu. Evinde buldu- ğu zevki artık bulamıyordu. Canı sıkılıyordu. Bu hayatının, bir kere daha de- ğiştiğine delildi. Evet, bir kere daha hayatı alt üst olmuştu. Kavuştuğu hürriyetin tadını çı- lan, serbestinin zevkini ta- tamadan gene esir olmuştu. Ama şimdi kime esirdi?. İşte bunu bir türlü anlıyamıyor, ve an- lamak da istemiyordu. Hayır, bunu O anlamıyacaktı. Hissettiklerini kendine bile itiraf etmiyecekti, Bunu itiraf edemezdi. Kendini toplaması lâzımdı, bu şarttı, elzemdi, evine gene ısınma- Mıydı. O gün, Raşideyi görmiye gitti. Teyzesi tenbih etmişti: — Rica ederim, demişti, İstan- bula ayak basar basmaz hemen &idip Raşideyi gör. Yağmur biraz dinmişti. Islanan , kirli bir güneş ışılda- tyordu. Bedia — doğru Raşidenin meme gitti. Kapıcıya sor - : — Raşide Hanım evde mi?, — Evdedir efendim. erenleri tırmanmıya baş- Bu aralık kapandı. Min yukarda demir kapı- Sesler duyuldu. Raşide - sesi çınlıyordu.. — Alacağımız şeylerin llistesi- Bedia olduğu yerde kaldı. Aşağıya, Raşidenin “Mecnun,, Refik Bey iniyordu. Bedia gay- ri ihtiyari: — At... dedi. Birden sustu. Fakat geç kal - mıştır. Adam sesi duymuştu. Başı- nı kaldırdı: — Geldiniz mi Bedia Hanıme* fendi?. dedi.. Raşidenin... Raşide Hanımefendinin haberi yoktu. — Dün geldim. İkisi de sustular. Bu karşılaş - manın fena olduğunu ikisi de his- setmişlerdi... Sustular. Yukardan tekrar Raşidenin se- si duyuldu: — İşte geldim Refikçiğim.. Birden duraladı. Bediayı gö - rünce gözlerini uğuşturdu: — Sen misin, yoksa rüya mr görüyorum? — Benim Raşide... Dün gel - dim.. Annen gözlerinden öptü. Se ni muhakkak bekliyor. Sanki bu tesadüfte gayritabii bir şey yokmuş gibi, tabii konuş - mıya gayret ediyordu. Fakat Raşi- de, Bedianın o sesindeki teyzeliği farketti, i Şimdi ne yapması lâzımdı?. Bu vaziyeti olduğu gibi bıraka- cak mıydr?. Yoksa izahat mı ve- recekti?. Bunların hangisi lâzım- dı?. Hangisini yapmalıydı?. Birden kararını verdi: — Bedia, dedi, ben sana doğru- sunu söyliyeyim mi?.. Esasen bir şey söylemiye de lüzum yok.. İşte görüyorsun.. z Bedia boynunu büktü, önüne baktı. Raşide devam etti: — Şimdi neden İstanbuldan ayrılmadığımı anladın. Esrarımı» zı elbette kendine saklarsın değil mi?.. Birkaç zaman daha. Ondan sonra, vaziyeti ben anneme söyli- yeceğim.. Refikle elbette bir şeye karar vereceğiz. Bedia gene ses çıkarmadı.. Yalnız başını kaldırmıştı. Gözle - rini Raşideden ayırmıyordu. (Devamı var) ——— PARIS PANAYIRI 13 ilâ 29 Mayıs 1933 Teşhir mahalleri; Setgi komitesi malla» rını teğhir edenlerin emrine 3 nevi ma- bal vexeder. 1 — Dükküânlar, bunların bedeli 1800 Yrank olup 4 metro arzmda 3 metro tullinde 2,90 metre İrlfam. dadır ve büsbütün boştur. Tesanti dahi- Myesi müstecirlere aittir. Ve derununda Mlediği inşastı yapabilir. Şayet bir çok dükkân isticar (ederlerse aralarındaki bölmeler kaldırılabilir. 2 — Haller, bun- ların dahilinde isticar olunan yerler met- ro mik'abı suretile verilir ve fiâllar yeri. ne göre tahavvil eder, Tesisatm nevine göte 175 ile 290 #rank © arismdadır. Standların derinliği 23 ile 4 metro ara- #udadır. 3 — Aşık yerler, bunların a» gari vüstati 8 metro murabbat olup beher metrosu 25 #ranktır. Açık yerlerde müs. tecir atandlarmı kendileri inga eder ve- ya zemin üzerinde makinalarını yerley- tirir. Fakat inşaatm plânları evelemirde sergi o komitesinin (o tasvibine © arzalunur. Her türlü tafalât için Beyoğlu Meşruli. yet caddesi, 4i numara © (Sabık Kabris tan sokak) “Şambr dö Komers Fransez, temiyetine müracaat olumur. r po Yeni 12 kelimenin Türkçe karşılığı ve kullanılışları Dünkü 17 kelimelik listeye gelen cevapları da basiyoruz T. D. T. Cemiyetinin, karşılık- ları bulunmak üzere tebliğ ettiği (17) kelimeyi ve bunlara buldu - gumuz karşılıkları dünkü sayr mızda bâsmıştık. Bugün ayni vasıta ile gelen 12 kelimenin karşılıklarmı da yazı - yoruz. Okuyucularımız bu kelimelere buldukları karşılıkları bize gön - derirlerse dilimiz sütununda yer bulur. Nitekim bugün muharrir arkadaşlarımızdan Mehmet Nu - rettin Beyin ve okuyucularımız - dan (K. L.) ve Muallim Hayrettin İlhan Beylerin buldukları karşı - lıkları koyuyoruz. 12 yeni kelimenin karşılığı Cadde — Büyük yol Sokağı sap, büyük yolda üçün- cü ev. Cahil — Bilgisiz Bu adam o kadar bilgisizdir ki, bilgisizliğile meşhur Karagöz © nun yanında hilimli kalır. Caiz — Olabilir. Bu sene havalar iyi gittiği için buğday çok olabilir. Cali — Yapmaca, yapmacık Şu adamın gülüşünü keyiften sanma, yâpmacıktır. Camit — Donmuş, donuk Şu adamım duruşuna bak ne ka- dar donuk? Olduğu yerde donmuş gibi kal- dı » Cati Yön” Ankara büyük yolunun hangi yöününde oturuyorsunuz? Casus — Gözcü Kumandan düşman ordularının vaziyetini gözcülerile öğrendi. Cazibe — Alım Şu kız güzel değil amma alımı var, Cazip — Alımlı Şu taze doğrusu çok alımlı, Cebir — Zor, zorlama Evime zorla girdi. Beni zorlama. Cephe — Alın Düşmanı kavganm alnında bas- tırdık! Cerrah — ? (Bunun karşılığını bulamadık hak arasında da cerrah diye kul- lanılır). 1 K.L.Beyin bulduğu karşılıklar Bahil — Cimri, esirgeyen, pin- ti, nekes Bahis — Söz açma, konuşma Bahusus — Hele Baht — Baht Bais — Sebep olan Baki — Geri kalan, artan Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş... Baki Allah bes, baki heves! Bakire — Kız oğlan kız Baliğ — Ergen; yetişici, irişici Batıl — Çürük, boş Vakit olur ki, hak çıkar vaktile batıl sandığın... Becâyiş'— Yer döğlşirme * “| Bedbin — Kötü gören Bedel — Karşılık, diyet, değer Beden — Gövde Bedevi — Göçebe, Çöllü Bedi — Eşsiz Bedihi — Besbelli Hak bedihidir, bedihiyatta ima- DİLİMİZ Çıkan üç listedeki kelimelerin karşılığı T. D. 'T. Cemiyetinin gönder - diği listelere okuyucularımızdan gelen kâtşılıkları koymadan evvel bu işle gazetemizde uğraşan mu- harrir Mehmet Nurettin Beyin bulduğu karşılıkları aşağıya alı - yorüz: 1 — BAHİL: Cimri, pinti, kır naz, sıkı. Tutumlu olmak fena değil, fa- kat cimrilik fena, İhtiyarlığı ilerledikçe pintiliği artıyor. Eli çok sıkıdır, kırnazın biridir. 2 — BAHİS: Söz etmek, öğdül komak. Demin senin sözünü ediyorduk. Bu yarışta öğdük kondu. 3 -— BAHUSUS: İlle, hele. Ey kimsesiz, avare çocuklar, hele sizler, hele sizler.. T. Fikret Baloda herkes güzel giyinmiş- ti, ille o mavi hanım. 4 — BAHT: Baht, talih, kut. Sanki içimde bahtın damlası varmış gibi... M.N. Zavallı talihsiz kız. Bu yağız at bana kut getirdi. 5 — BAİS: Sebep, yolaçan Bu söz çarpışmalara sebep oldu ve gürültüye yol açtı. 6 — BAKİ: Artar, gerikalan, kökleşen, Aranızda bölüşün de artarını bana verin. Kökleşen atlar. ör. emaşa yerlerinde belediye hissesi Son zamanlarda bazı tiyatro ve kumpanyalarının belediye hissesi 7 — BAKİRE: Kız oğlan kız. 8 — BALİĞ: Ergin, tutar. Çocuk on dördüne bastı, artık ergin sayılır. i Bu paranın tutarını hesapladı nız mı? 9 — BATIL: Sası. | “Sası dinli kâfire tutsak olsay« “ dın.... , , Dede Korkut 10 — BECAYİŞ: Değiştirmece Memurlar arasında yeni bir de« giştirmece yapılacağı doğru değik © dir. ğ 11 — BEDEN: Gövde. i Koca gövde, boylu boyuna yes re serilmiş yatıyor. 12 — BEDEL: Öktü (üktü), de (teri) Atın öktüsünü verdim, Bu adama ayak deri (teri) olas rak ne vereceğim, 13 — BEDBİN: Karagörüşlü... Karagörüşlülük sana yakışmaz. 14 — BEDEVİ: Göçebe, yörük. 15 — BEDİ: Görülmedik, güzel Görülmedik bir eser! m 16 — BEDİHİ: apaçık. Bu, apaçık bir hakikat 17 — BELİS: Zarar. Zarar yok, öyle de olur. Düzeltme: Dünkl sayıda çıkan karşılık sözler ara” smğa Üç tane dizme Yanlışı vardı; durun düzelteyim; 1 — AMADE: karşılığı “Bağmban,, de 41, Bağıngan,, olacak, Bu kelimeye Divan. An iki güzel karşılık buldum, şunlar: ANIK, © ANITGAN, , H — “Gocuntu,, kelimesi de “Gucuntu, | diye dizilmiş. MI — “ASUDE, sözü için de yeni bul. duğum şu karşılik fena değ: “TÜLEK,. Belediye koopera” tifi satış mağazaları Belediye kooperatifi şehrin muh telif semtlerinde satış mağazaları ile darülâceze aidatını vermemek | açmak teşebüsüne girişmiştir. Bu için başka kumpanyalar namına| mesele hakkında kooperatif mecli eskiden basılmış ve damgalanmış| si idare azasından Servet Bey des bilet kullandıkları görülmüştür. Belediye bu gibi biletlerle, bilhas- sa asri temsil heyeti namına bas - tırılmış biletlerin hiç bir tiyatroda kullanılmamasını bütün şubelere bildirmiştir. —m Teftiş heyeti reini Bir müddet evel teftişatta bulun mak üzere Ulu kışla ve civarma giden İstanbul mülkiye teftiş he - yeti reisi Hacı Hüsnü Bey oradaki işini bitirmiştir. Raporunu hazır - lıyarak Ankaraya © götürdükten sonra şehrimize dönecektir. nm mı yok? Beis — Zarar, güçlük Hayrettin ilhan Beyin bulduğu karşılıklar Bahil — Kısmık Bahis — Sözleşme Bahusus — Ayrıca Baht — Alınyazısı Bais — Yolaçma Baki — Sonra Bakire — Kız Baliğ — Ergin, yetişik Batıl — Boş, bo: apyiş— deği Bedbin — Karanlılık Bedel — Karşılık Beden — Gövde, ten Bedevi — Dağlı Bedi — Güzel Bedihi — Açık Bein — Dokunur miştir ki: “Şimdiye kadar gayemiz, me 4 murların gıda, odun ve kömür ih» tiyaçlarını temin edi, bunu yap « tık. Lokantada her gün yemek yi yen memur ve talebenin mikdart 300 ü geçmiştir. Her gün adliye,! vilâyet polis memurlarından bir; çok müracaatlar yapılmaktadır. Fakat bunları yerimiz dar oldus a ğu için reddetmek vaziyetinde kal dık. Lokantanın bir şubesini aç i mak için teşebüse giriştik. Bundan başka lokanta haricinde kalacale malzemenin memurlarca ucuz ve | iyi bir şekilde temini için de faa - liyete geçeceğiz. İlk olarak memur lar için bir mağaza açılacak, bunu diğerleri takip edecektir. ğ Mağazalar bütün İstanbul hal « kma açık bulundurulacaktır. suretle halk mutavassıtlara vere « ceği paralardan kurtularak gıdai ihtiyaçlarını temiz ve ucuz olarak temin edebileceklerdir.,, —.— Bir madamı yaraladılar Dolapderede oturan Katina ig « | minde bir Madam geceleyin evine giderken Papaz köprüsü civarında a meçhul bir adam tarafından yara lanmıştır, Meçhul adam Madamın sırtına bir biçak sapladıktan son « ra uzaklaşmıştır. Madam Katina tedavi altına alınmıştır. , Bu 9 |