ya ” vletleri ne halde ? —12— Yazan: Edourad Helsöy Komiteci deyince, aklmıza, şüphesiz saçı sakalma karışmış, bı yıkları düşük, kıllı vücutlu, ateş gözlü insanlar gelir. Haydi diye Jim, bu gizli teşkilât alelâde ne- ferleri bu tarife benzerler. da emin değiliz ya.. Münakaşa et memek için kabul ediyoruz. Fakat başlarındakiler (birer (O “mösyö, dür. Sofyada, sakin salonlarda, bir çok adamlar beni gayet kibar bir surette kabul ettiler. Bunlar teş kilâta çok yakından mensup kimse lerdi. Belki Mihailofu dağlarda omu- zunda tüfenk belinde (bombalar dolaşan bir haydut zannedersiniz İcap ederse bunu da yapar. Fa - /kat emin olunuz ki, icap ettiği za- man, bu zat Sofyaya gelmektedir bir çete değildir. Gizli bir ettir, Fedaileri, onun ordu sunu teşkil eder. Fakat kadrola - ,r, resmi mümessilleri, idarecileri ve siyasileri de vardır. Orim kendi tayin ettiği vergile- #i alır. Hükümetin beş para vergi alamadığı yerden, o vergi alır. Ba- zan hükümetin memurları onun adamıdır. ; Petriç'te, Orim tahsildarların - dan birisile hükümet tahsildarla - ozmın makamları yan yanadır, ve Orim tahsildarının ihbarnameleri daha ziyade müessirdir. Size daha kat'i bir misal ve - reyim, Bundan bir hayli evvel, Kös - adil Fransız konsoloshanesinin kapısmdaki Fransız arması kay » bolmuş, duvarlar tahrip ( edilmiş, #apıya hakaretamiz yazılar yazıl- muştı. Sofyadaki Fransız sefiri şid detle protesto etti. Kendisine te - minat verdiler ve bir tahkikat a - sıldı. Jandarmalar fanliyete geç - *i, bir netice elde edilemedi. Fransız sefiri rerar etti, Sufya tekrar teminat verdi, jandarmalar faaliyeti arttırdılar. Gene (neti yok. © ice Bir gün, Köstendil konsolosu - #uza, birisi müracaat etti. Bu a - Jam komitecilerle münasebette | - #ki. Konsolosa dedi ki; — Bu mesele hem gülünç e artık kabak tadı verdi e #aade ederseniz ben meşgul ola - cağım, Ertesi gün arma konsoloshan kapısma aaılmıştı. i Orim'in bu kudretini, Sofyada inkâr eden yok. Arasıra iz gis bi görünüyor, fakat müşkül za - manlarda derhal ortaya çıkıyor, Vitoş dağlarında kar ziyadeleş- tiği zaman ve soğuklar artınca kurtlar dağdan inerler, Boris par- hı etrafında dolaşırlar, Siyasi ufuk kararmca, Make - donya kurtları gelip parlâmento - nun kapısında ulurlar, ve onlara itaat eder. Niçin?, Bulgar siyasi adamlarını cesa - vetsizlikle itham etmeyiniz. Eğer mesele sadece tabancalara karşı mücadeleye girmek olsaydı, emi - nim ki, Bulgaristanda bundan çe - kinecek nazırlar bulunmaz değil, Polis var, ordu var ve Orim niha- yet yenilmes bir kuvvet, onlar, dl verefte ortadan kaldırmıya harar verseler, bu olmaz bir sey değildir. Buna | Yugoslavya olsun, başka dev letler olsun, Bulgaristana: — Bu komitecilerin yaptığı ta- hammül edilir iş değil. Şunları ba- şınızdan defediniz. Hükümet için- de hükümet olur mu? Aksi tak - dirde onların hareketlerinden sizi mes'ul tutarız. Dedikleri zaman, Bulgar hükü- meti şu cevabı veriyor: — Hakkınız var.. Orim bizim için bir badiredir. Fakat ne yapa Şi Iım?. Elimizden bir şey gelmiyor. Bu, tamamile hakikat değildir. Zira komitecilerin bu saltanat sürmeleri, nihayet halkın da işine | geliyor. Usullerde de mi? Hayır.. Fakat nihat gaye itibarile .. Hem komitecilere karşı hareke- te geçmek, Bulgaristana: — Artık Makedonya hakkımda metalibatmızı nazarı dikkate al- mıyoruz. Demektir, Halbuki buna değil bütün millet, kral bile razı olmaz. Fakat bütün bunlara inanacak mışmız bilmem. Diyeceksiniz ki: — Ne de olsa, bu komitecilerin biribirlerini öldürmelerine millet razı olmaz ya?. Bu hususta nasıl olur da ittifak edebilirler?. Mihailof taraftarları ile Sofya- da görüştüm. Protogerof taraftar - ları * Te görüştüm. Mihailof ta - rafta. ri diyorlar ki: — Protogerof'un o partizanları, Sırplardan para alıyorlar, Bu a - damlar vatani satıyorlar, Protogerof taraftarları ite, şöy- le diyorlar: Mihailof Oo partizanlarma 1- talyanlar para veriyorlar. Bu a - damlar, Bulgarların ellerini, ayak- larmı bağlıyorlar. Milli istikbal namına fena hareket ediyorlar. Sağdan soldan para alınması hususunda bir şey söyliyecek de: ğilim. Bu teşkilâtlar çok masraflı oluyor. Gelen parayı reddetmemek bizi hayrete düşürecek hâdise de- ğildir. Hem Bulgaristanda, bu işin meslek haline gelmemesi için sü- rü ile komiteci, bir sürü de gizli reisler var. (Devamı var) a Türk halıları ve ecnebiler İsparta ticaret odası, İstanbul ticaret odasına gönderdiği bir tez kerede Türk halılarının Avrupa - nm ve Amerikanın muhtelif taraf- larındaki vaziyeti halkında malâ mat istemiştir. Ticaret odası bu hususta tetki - İpek fabrikatörleri Ipek fabriketörleri kendi arala- ka sölemizez. Ankara Halkevleri mocmuaat olam (Ul. kü) mecmüasnm birinci sayısı Evimizde İdare ve Kütüphane Memurluklarından te- darik edebilirler , miz bir Bask: fe çıkarılan bu eser, Peyami “ || bi ve sanat | konmasını bu suretle mananm şü- kata başlamıştır. il im rmda bir birlik yapmışlardır. Ülkü Mecmuası İstanbul Halkevi Melsiğinden: satılmaktadır. Arzı ederler Cağaloğlu merkezimizdeki | Piati 25 kuruştur. Bir tereddiidün romanı Bafa Beyin en &cü yaadıği romandır. Flat bir liradır. | gönderilecektir. ii e m Bl Yludağda sporları Atletizm antrenörü Her Abra »| ham ile Vedat Abut Beyin riyase- tindeki heyet Bursaya giderek ka yak sporu için Ulu dağda tetkikat yapmışlardı. Bu tetkikat neticesinde Ulu da- ğm ski-kayak sporu için pek mü - sait olduğu ve yalnız yollarda im-| dat yerleri yapılması lâzım gel - diği anlaşılmıştır. Kurban bayra - mında Vedat Abut Beyin riyaset edeceği yirmi beş kişilik bir heyet Bursaya giderek Ulu dağda bir hafta kalacaktır. Bu heyete 8 ha- nım da dahildir. Şimdiden yerli kayaklar hazırlanmaktadır. Bur - sa belediyesi bütçesine 1000 lira tahsisat koymuştur. Bu para Ulu dağda yapılacak imdat yerlerine sarfedilecektir. Zingal orman şirketi de im - dat yerlerinin kerestesini mecca - nen vermeyi taahhüt etmiştir. Bur sa belediye reisi Muhittin Bey, Bur sadaki nakil vasıtalarından kayak sporu yapmıya gelenlerin ucuzca istifade etmeleri için teşebbüsata girişmiştir. Gelecek kış mevsimin- de Ulu dağa kayak sporu için bir çok heveskârlarm gideceği ümit edilmektedir. Türkiye - Fransa ticaret muahedesi Fransa hükümetinin, müddeti altı a” sonra nihayet bulan Türki- ye — «ransa ticaret muahedesini yenilememeğe karar verdiği ve bu kararını hükümetimize de bildir - diği yazılmıştı. Bu karar mucibin - ce şimdi mer'i olan ticaret muahe- desi ağustosta tatbik edilmiyecek tir, Haber aldığımıza göre Fransa hükümeti yeni esaslar dairesinde bir ticaret muahedesi hazırlanma- $ı için müzakere açılması tekli - finde bulunmuştur. Hükümetimiz bu teklife henüz bir cevap verme - miştir, Mezuniyetle Fransada bulunan Fransa elçisi Kont dö Şambrön bu ay sonunda bu mesele hakkında! hükümetinden aldığı yeni talimat- la memleketimize gelecektir. Mev cut muahede tatbik sahasmdan kal | dırılmcaya kadar yeni muahede » nin müzskeresi yapılacaktır, Fransız elçisi memleketimize geldikten sonra Türkiye — Fran-| sa ticaret muahedesinin müzake «| releri başlıyacağı gibi ayrıca ge - çen kânunusanide başlanıldığı hal de bir müddet için tehir edilen Türkiye — Suriye ticaret muahe desinin de tekrar müzakeresi baş- hıyacaktır, N Esnaf yerine kullanılacak kelime! İktısat vekâleti kimlere (Esnaf) denileceği hakkında ticaret oda - sından malümat istemişti. Bunun üzerine toplanan bir komisyon u- zun müddet yaptığı tetkikat neti- cesini ikmal etmiş ve bir de rapor hazırlanmıştır. Komisyon bu raporda esnaf ke limesinin değiştirilmesini ve bu - nun yerine (Küçük sermaye sahi- sahibi) kelimesinin mullü bir şekilde anlaşılacağını ileriye sürmektedir. Rapor oda idare meclisinde mü zakere edildikten sonra vekâlete Himalâya dağının en yüksek tepesinde Tayyareler uçarak keşif yapacaklar Bu ay içersinde, havacılık fa - aliyetinde mühim bir hâdise kay - dedilecek. Bu hâdise, şimali Hin - distanın göklerinde olacak. İngi - lizlerin Mount Everest dedikleri, Yeni Himalâya dağının dünyanm en yüksek tepesi olan en yukarı kısımlarınm keşfi, gözden geçiril- mesi, tetkik mevzuu olması için yapılan teşebbüste, tayyarelerden istifade olunacak. Tayyareler, bu dev görünüşlü dağın en yüksek te- pesi üzerinden aşmıya uğraşacak- lar. bu mühim hava soyahatini ter - tip eden mühim simalardan Lord Burnham, uçuş hazırlıkları, hava soyahatinin nasıl yapılacağı husu- sunda bir makale yazmıştır. Bu makaleyi, naklediyoruz: “Himalaya uçuşuna iştirak ede- cek olan iki tayyare, İngiltereden vapura yükletildi, yola çıkarıldı. Bunlar, 6 martta Karahide bulu - nacaklar ve orada uçuş tecrübele- rine başlıyacaklar. Bir hafta sonra da, Karahiden hareketle Delhi üzerinden Purne - aya uçmak üzere hazır bulunacak- lardır. Havadan keşif seyahatinin başlangıç noktası, Purnea olacak- tır. Buradan ilk keşif uçuşu tecrü- besinin de 18 martta oyapılması kuvvetle muhtemeldir. © * “ Tayyarelerin gelmesi gecikmez; yahut tahmin edilmiyen her hangı bir mâni çıkmazsa, havadan ke - şif seyahati hazırlığı, 25 martta kat'i surette bitmiş olacak, ertesi günü, yani 26 mart sabahı, hava berrak ve rüzgârın tazyikı, yük - seklerde çok (şiddetli olmadığı takdirde, “Houston Westland,, ve | seyahat arkadaşı “Vestland Val - laec,, tayyareleri, Purneadan ha- valanacaklar, Mount Everestin en yüksek tepesins doğru yol alacak! lardır. Uçacakları mesafe, Purne - | adan itibaren 116 mildir. Çıkacak- ları yüksekliğe gelince, bu da 8 bin 700 metredir. Bütün bunlar, şimdiden etraf - lıca tasarlanmış şeylerdir. Fakat, farzedelim, ki pilotlar, bu keşif se. yahatinden müspet bir netice ala- bilmek için, biraz daha beklemek zaruretile karşılaştılar. Ne de ol » sa, nihayet mayıs sonuna kadar bekliyebilirler. Çünkü, haziranda yağmur mevsimi başlayınca, te - şebbüse girişmiye bu sene için ar- tık imkân kalmaz. Bütün bu çetin hava seyahati- nin masrafını, Lady Houston üze- | rine almıştır, Mali vaziyeti tarsin eden onun parası ve bu harikulâ- | de tasavvuru tatbik sahasına geçi | ren, onun derin alâka, teşvik v- tahriki olmuştur. Bu asil ve zen- gin kadın, cidden sonsuz takdire lâyık bir şahsiyettir. Eğer plân muvaffakıyetle ne - ticelenirse, Mount Everest üzerin- de ve etrafında uçuş, iki ay içer - sinde tamamlanmış olacak, daha biç bir zaman insan ayağı basma- mış yerlerin fotoğrafla ( alınacak resimler igözlerimizin önüne ge- tirilecektir. Bunun, ne kadar mühim bir iş olduğunu daha iyi anlatmak biraz izahat vereyim. Himalaya “ ğınm bazı kısımlarını doğ doğruya, yahut fotoğraflarına karak gören kimseler, o burağ?” sıra dağlar vaziyetinin hakiki li ve mahiyeti hakkında mümki değil sarih bir fikir edinmiş © mazlar, Sarih bir fikir edinebili olabilmek için, buradaki sıra d ları tahminen 1200 mil mesafe kadar uzandığını ve bu sıra dai ların 6000 metre yüksekliğin birçok yüksek tepeleri bulun ğunu tasavvur etmek lâzımdır. Bu sıra dağların vaziyetini kik ve tesbit etmek için şimdifi kadar türlü zahmetlere katlar! mış, bin bir meşekkat (o çekile dağların eteklerinden yukarı t8 raflarma doğru tırmanılmış, fi çok defa tepelerin pek aşağı! da kalınmıştır. Tetkikler, burada sarplıkiğ,. karşılaşmca durmuştur. Daha fa$$) la cesaret ve azim sahibi olar da, ancak tepelere yaklaşabilri ler, bu kadar tırmanışı, kâfi mek çaresizliğini hissetmişlerdir" Bu itibarla, Himalaya dağı en yüksek tepesine erişmek, ehe miyeti çok büyük olacak bir m vaffakıyettir. Bu da öyle umuyf ruz, ki tayyareyle uçuş sayesinf mümkün olacak, tayyareler, tep# ye erişmekle kalmıyacak, hatta penin üzerinden asacaklardır. Bu uçuş esnasında havadan yüksek tepenin yukardan ve e fından fotoğrafları çekilecek, k€ şif ve tetkik seyahatine saha ol cak bütün civar dağların, tepel€ rin görünüşü, kuşbakışı olar objektife ve objektiften cama settirilecek, elde edilecek resiml bu dağların ve tepelerinin şekille! rini karita üzerinde tayine yi caktır. Bir cümle ile, bu uçuş, ritada kat'iyetle şekil verilemi bu yerleri şekillendirmemizi edecektir, Bilhassa, yeni bir kabartma b* ritanın bu uçuş neticelerine vücuda getirilmesi, bu yüksek m“gi, vaffakıyetin en iftihar edilecek bidesini teşkil edecektir. Alına: resimlerle beraber, müşahedel notlar, krokiler şimdiye di müphem, daha doğrusu kı kalan bir vaziyeti, aydınla! Hiç değilse, Himalayanın kısmını şöylece olduğu gibi gösterebilmek, gene bu çetin şun mükâfatı olacaktır. in Himalayayı havadan keşif ğ tetkik için icrasma girişilen bu teşebbüsün temin edeceği netic€ ler, her halde bizi tatmin edec#”” tir, kanaatindeyiz. Bundan ki senelerde de, eksik kalan cib” | İeri ikmal yolunda tetkikata vam edilmesi, ihmal edilmiyecek” tir. Teşebbüsün bu seferlik a9 mete uğradığı bir an için farz© sun, Biz, hedefimize erişmek 79, lunda uğraşmaktan vazgeçmiY?. | ğiz. Evveixi gün muhal olan, “.. muhtemeldi, bugün kuvvetle temeldir. Yarın için de şöyle ruz: Muhakkaktır!,, Zİ A Mn