Balıkesirli o amatör artist Mehmet Bey san'ata dair söylüyor Balıkesir mual- mektebinin şantresinde- Mehmet" ve bir i arkadaşları arşıladılar. ktebin okori- larını, salon- w, odalarını Btzerken ben de eskâr artist OMehmet Bey hmet Beyle mülâkat yaptım: 1 — Sahneye ne zaman çık - uz? Sahneye ilkmektebin dördün - ti smıfında çıktım, Çok hevesli Mim. Hevesim ta bu ana kadar etti. Hâlâ sahneden ken - dimi alamıyorum. Daima sahne - de uğraşmak, daima sahneden ba- Ürmak istiyorum. Bilhassa son *nelerde hiç olmazsa haftada bir imi sahnede görmek istiyo - Tüm. Bu sönmez aşkım ilânihaye am edeceğine kaniim. 2 — Amatörler ve profesyo - Rellerden takdir ettikleriniz? Amatörlerden çok takdir etti - #lm Akında İstimi han rolünü a - İn Hibmi, Demir rolünü “alan Haydar Beylerdir. Rollerinde çok Muvaffak olan Hilmi ve Haydar | ilerden âti için ümitvar olabi - © Bey İri İriz. Ankâradan Muhsin Ali Bey İsndisine verilen rolleri muvaffax e başarmıştır. e Ankaranm | kıymetli halkevi daha bir çok a - | Mâtör yetiştirecektir. İstanbuldan | Wzak olduğum için oradaki ama - törlerimizi yakımdan takip ede - miyorum, Balıkesire gelen Genç - | mabhfeli içerisinde kıymetli a- matörlerimiz yok değil, Yahya, Ali Zihni, Nurullah Beyler çok | Muvaffak oluyorlar. Profesyonel imesi hoşuma gitmez. Amma em ki istiyorsnuz söyliyeyim: ğrul Muhsin, Raşit Rıza, İs - Mail Galip Beylerle Neyireneyir anımı çok takdir ederim. 3 — Türkiyede yeni başlıyan “beret salgını hakkında fikriniz? Bu sualin cevabı bence çok u- #undur. Fakat ben fazla söyliye - Miyeceğim. çok sevdiğim operet hali hazırda çok rağbet görmek - ir. Operet bu rağbeti muhafa- “a ederse büyük muvaffakıyetler *lde edilecektir. Fakat biz bir şey Yeni çıkarsa ne olursa olsun ister Vi ister fena çok severiz. Sonra emen soğuruz. İşte bunun için Korkuyorum. Herkesin hoşuna gi- den operet sonra yapyalnız kala- Sak, 4 — Film sanayii hakkında niz? Her ne cihetten © düşünürsek ünelim bizim için film sanayii Sok faydalıdır. Bu yüzden binlerce lira dışarı çı kar, Bunun için film ibtiyacımızı kendimiz temin edersek ne bahti- Yarız. Sonra kendi lisanile, kendi İdetile, kendi hareketile vak'ala - seyreder, Diyeceksiniz ki: Yaptığımız film bize yetişir mi? Ha » film sanayii ne demektir. 5 — Gayeniz? Gayem, mektepten çıktıktan | Gençlik ve Edebi Müsabakamıız | Gençler için açtığımız edebi yazı müsabakası devam < ediyor. Müsabakamız daha bir müddet de vam edecektir. Her hafta bir hi - kâye ve bir manzume neşredece » giz. Yazıların neşrinden sonra o - kuyucularımızdan en çok beğen - dikleri hikâye ve manzumeyi bize yazı ile bildirmelerini istiyeceğiz. En çok rey alan genç: yazıcı bu suretle müsabaka birincisi olacak- tır. Müsabakayı kazananlara mü-| kâfat vereceğiz. Bu müsabakanın dördüncü hikâyesi dördüncü manzume - sini dercediyoruz. Migile ÇAN Nefes nefese gelen delikanlı muhtarın kulağına iğildi: — İşittin mi diye söylendi. İşit- tin mi ağa?.. .. Taze kokularla esen sabah rüz- gârı bahçedeki menekşeyi salla - dı. Menekşe gülün kulağına iğildi: — Haberin var mi kızıl sevgili dedi, haberin var mı? — Ya.. Kardeş.. Bir leylek kuru yuvası üzerinde gerindi. Çalılar çatırdadı. Diğer yuvadan buna dal kırılışları ce - vap verdi. İki leylek konuştular: — Duydun mu bacı?.. — Ah, kınalı, ne günlere kal dık. Tekir kedinin (duvardan düşür düğü kiremit, yerdeki kireç parça- sının omuzuna vurdu: — Duydun mu neler olmuş, de- di, duydun mu?.. Toprağın altın - da kalan bir karınca çıkmıya ça- balarken kireç parçası kaydı. Ki- remide dokundu: — Duydum ya, dedi. Duydum ya. »: Haber mühimdi efendim. “Sa- dık ağa,, nm evinde “Çan,, bulun- muştu, Ama, hani deve çanı gibi filân değil ha... Öyle olsaydı eğer, iş kolaylaşırdı. Lâkin bu görülme- ye değer koca bir kilise çanıydı. ... Çay kenarından, çamaşır yıka - maktan dönen köylü karıları mes- çidin önüne toplanmış kalabalığı | görünce şaşırdılar. Yaşmaklarına l daha sıkıca büründüler. Bürgüle - j rine daha çok sarmdılar. Ve şa - dırvanın önüne seğirttiler. Haber kulaktan kulağa bir arı gibi dolaş- tı: — Çan bulunmuş... — Çan bulunmuş... — Çan bulunmuş... wa Sadık ağaya, günlük, haftalık, aylık erzakmı temin eden köyün bakkalı yüz vermez oldu. Karısı Ferdane hanım, şadırvandan bak: raçlarile, eli boş döndü. Küçük oğ lu köylü arkadaşlarından yüz bu- lamadı. Ağayı bugüne kadar ih - mal etmediği camie sokmadılar. Nereye girdiyse koğuldu, nereye baş vurduysa “Gâvur,, tahkiri ö Pi e a O lr | sonra müsait bir muhit bulup orada bütün varlığımla ça - lışmaktır. Bu sönmez aşkımı ba - kalım hayatta giderebilecek mi » yim? Melih Nazmi Kızıl sular .. Ufuklar, Güneşin saçlarımı tarıyor; Gönül arıyor sevdiğini, Ken salar, Dudaklarına almış kanlı gül rengini, Bülbül yavaş yavaş ağtıyan ahengini Bir ümidin bestesile dinliyor. Kıza sülarm kalbi ioliyor.. inliyor... Vo akşamı, Bin bir kederin, Derin Bsrarma bakan Bir, iki çam... Ve sularm Kizil saların Yanıklarındıa Perde, perde kanl... Akşamı, İçli bir sükütün sesile Saçlarını tel tel uzatıyor suya, Ağaçlar, yapraklarında, Küzgürin nefesle, Yattı kalbim gibi sevdalı? uykuya Ay, sarhoş bletarm Ağaçlarına takılan saçlarını uzattı, Ve sanki bulattan kanatların Sartına, kendini attı, Ve mların, Kizd suların Kalbi inliyor, İnliyor. Hasan Şimşek Tarsus : 14-8 932 ama nünde katı bir mevcudiyetle ge - rildi. *. Ağa günahsızdı halbuki.. Son günlerde büsbütün çoğalan sü - rüyü otlaktan sonra tekrar çiftli- ğe götürmek yorucu oluyordu. A- ğa, düşündü, taşındı. Yeni yaptır- dığı evin büyük bahçesine bir ağıl yapmayı doğru buldu. Ama, bah- çe koyunu içeriye almak lâzımge- lecekti. Nihayet ağa düşündüğü - nü yaptı. Üstünü iyi kapamadık - ları kuyu bir hafta sonra iki ko - yun yok etti. > ; 4 “ Bir gün otlaktan dönen küçük çoban da düşmüş, düşerken hır- palanan başı onu sersem bırakmı- ya kâfi gelmişti. Nihayet kırda bulduğu küflü çanı yerleştirdi. Doğrusunu isterseniz “Gâvur,, o - lacağını düşünmemişti. ».. . Köylüler, muhtar düşündüler, Çanı köyden uzaklaştırmak lâ . zrindı. Hem çan köyde durdukça belâ eksik olmryacaktı. yy” # “Yako,, o gün gene köye uğra- mış, köylüler tarafmdan OÇınarlı köy yolunda karşılanmıştı. Köy - lüler “Yako,, ya Musa gibi inanır- lardır. O peygamber yapılı bir a - damdı. Belki de “Musa,, da oydu. Her derde deva bulur, her müşkü. lü hallederdi. “Yako,. o buğdayı, arpayı da pahalı alırdı. Muhtar misafir odasında dinlenen “Yako, ya gitti: — Ne olursa, senden olur, Ya- ko dedi. Dinin aşkına.. Vak'ayı an. lattı. O başını önüne iğdi. Gözle - ri parladı. Rütubetten patlamış du varlara göz gezdirdi. Son zaman- larda buğday fiatı hayli yüksel - mişti: — Olur ama, dediler. — E... ama diye sevindiler, Onlar ne olursa olsun yapmı - ya, güç de olsa katlanmıya razı idiler, — Elli şinik buğday olursa... — Hay hay.. — Peki peki.. — Nasıl olmaz canım, ... Güzeldi efendim ama., Bunu kapısını gene kapalı buldu.. kim verecekti. Halti kendileri iş lememişlerdi ya... 5 © : “Yako,, köye tekrar uğrayışm- da cami avlusunda saklı çanı, “Sadık ağa,, nın kışlık zahiresini de yüklendi. Köylüler: — Toprak tut, altın olsun.. | — Var ol, Yako dediler. İ O, köy halkının duasını, “Sa - dık,, ağanın günahımı da aldı. . # * | Fakat çanın köyden uzaklaş - | ması ağaya dinini iade etmedi. O| gene köyün ağzımda “gâvur,, diye gevelendi. Gene bakkaldan yüz bulamadı. Ağayı gene camie sok-! madılar. Karısı komşularm kapalı »» 4 Bir gün “Gâvur,, öldü dediler. Kimse bakmadı. Kimse aldırmadı. Civar köyden gelen bir adam ona son hizmeti etti. Köylüler onun asıl mezarlıktan uzak mezarına çapraz iki tahta diktiler. Her ih - timale arşı da: — Dinince dinlensin.. dediler. ... Ağanın oğlu büvüdü. O da ba- bası gibi yüz bulamadı. Köyde bir çiftçi oldu. İhtiyarlar: — Erkek evlât babasının fena- lığını benimser #ediler. ... Yıllar geçti. Uzun yıllar geçti; günler hiçlik kabına bir su gibi aktı. Fakat “Gâvura iyilik günahtır,, sözünü unutturamadı. “Sadrk,, a - ğanın oğlu tarlalarm çoğunu sattı. dar ucuz, Yako yüklendi. dar ucuz, Yakoya yüklendi. ».. Bir gece ana, oğul, köyden giz-! lice kaçtılar. | MÜMTAZ ZEKİ | Viyanada bir Türk kızının muvaffakıyeti .stiklâl lisesinde Çarşamba gecesi İstiklâl lisesinde mu- tad talebe gecelerinden dördüncüsü yapı - guytır, Programa rıyallim Servet Bayin kon feransile | başlanmıştır. Servet Bey dünya buhranında para ve sitin meselesi mevzu - Iu bir konferans vermiştir. Bu konferans dünyanın son vaziyetile alâkadar bulunması hasebile çok dikkatle dinlenmiştir. Konfe » Tanst müteakıp meklep (| müsllimlerinden Nurettin Bey bir konser vermiş mefis bir kaç parça çalmıştır. Şiddetle alkışlanan bu konserden sonra akademi temsil grupu Mahmut Yesari Beyin (Leon Bonef) ten İ naklettiği mektep arkadaşı isimli komediyi temsil otmiştir. Eser umumiyet itibarile gis Zel oynanmış ve talebe güzel bir gece ge - girmiştir. Bu gece gelecek Çarşamba talebe velilerine de tekrar edilecektir. Musikli komedi Genç ve kıymetli musikişinas Necip Ce- Vi Beyin yazdığı ve İstiklâl Haesi talebesi den ve caz şefi İhsan Ceâlin bestelediği ) güzl bir musiki komedi yakında İstikiği Usesinde vazı sabne edilecektir. Operette ibtiyar kadm rolünü Nusret Tuza, papas rolünü Tarık Niyazi, ve diğer beli baştı rolleri de Mümtaz Zeki ve Mustafa Niyazi oynıyacaklardır. Komedinin mükemmel ol « mas için çalışılmaktadır. Gençlere muvaf e fakıyet dileriz. istiklâl lisesi mezunları İstikli Mzesi mezunlar cemiyeti geçen akşam Park otelde bir eğlenti tertip etmiş - tir. Bu eğlenti de mektebin bu zamana Ka- dar yetiştirdiği külün gençler, muailimler hazir bulunmuşlardır. Cemiyet reisi mü - alim Fuat Beyin rahatsız bulunması hazıra BU müteessir etmişme de gittikçe iyiliğe doğru gitmesi meclise yeni bir neş'e vermiş gençler geç vakte kadar eğlenceler (tertip ederek eğlenmizlerdir. üsküdar gençler mahfelinde Geçenlerde on birinci o müsamerelerini yapan Üsküdar gençler mahfeli bu defa da muvaffakiyetlerile halkım takdirlerine maz, har oldu. Müsamerede mahfelin 10 kişi » Mk cazbandı ve ağız armoniklerile çalman parçalar musikiye verilen ehemmiyetin cüm- kk birer maiaali #diler, Bundan sonra mahfel gençlerinden Nedim Beyin parça durgun oynanmakla beraber, akşam fevknlâde olmuş ve bilhassa BÜ pi & yesi yazan gençteki edebi kabiliyet pi nıyanlardan Nihat, İhsan AN Bayide EA . detle alkışlanmışlardır. Bundan sonra gene rmahfel gençlerinden A. Zeki Beyin yazdığı (Bir çiçek, t; böcek) ismindeki üç perdelik Konsedi oynandı. Li ... Bir kaç akşam sonra gene fırka Me (Lütfen sayfayı çeviriniz) Rfonku Atina shalinine soruyordu: — “Hangi hayvandır ki sabahleyin dört Vahdet Nuri H. Viyana musiki akademisinde şan tahsil etmekte olan devlet de- miryolları müfettişlerinden Nuri beyin kızı Vahdet Nuri hanım Vi- yana akademi tiyatrosunda büyük bir muvaffakıyet kazanmıştır. Vahdet Nuri hanım, (Schein * pflug) un şarkılarmı pek muvaf - fakıyetli bir surette taganni etmiş- tir. Taganni yirmi dakika sürmüş- tür, Konserde hazır bulunan musi - kişinaslar bu güç eserin muvaffa kıyetle taganni edilmesini hay - retle takdir etmişlerdir. Türk zekâsmı ve Türk istida dımı Avrupada Omuvaffakıyetle temsil eden Vahdet Nuri hanımı tebrik ederiz, ayakla, öğleyin iki ayakla, akşam üç ayak- la yürür?, Bunun cevabını yalnız “Wdipos, verdi. Nasıl siz de verebilir misiniz? Mükâfat kazananlar Geçen haftaki bülmecemizi doğru hal . ledenlerden, İstanbul telefot şirketi muAye ne memurlarından Ali Şükrü, İstanbul Bre kek Msesi talebesinden 1114 Numaralı Hü mi Saban, Gazi Osman Paşa orta mekte » dinden 301 numaralı Mehmet, Kasımpaşada Tekke sokağmda Mehmet Beylerie Beyoğ « lunda 4 üncü Hkmekteple Muazzez, Konya muhtelit orta mektehi talebesinden 480 La. man, Fatihte Manisalr firm sokağında 23 numarada Ümmügülsüm Hanımlar birer ki. tap kazanmışlardır. Coğrafya dersnde Muallim — Denizler niçin tuzludur oğ e tum? Talebe — Balıklar kokmasın diyet Hendese ders'nde Muallim — Yanyana iki daire bakayım? Talebe — Ziraat bankaslle maarif mi diriyeti? Hı'zısısha dersinde Muallim — Burnun kanaymca n6 yapar « sm Feridun? Talebe — Ah, hani o günler (ozmallim bey, bele bir kanasa da ne yapacağımı gü « rürsün? Muallim — Ne yaparsın bakayım? Talebe — Sizden izin alır, eve giderimi Z'ramt dersinde Munilim — Toprak fazla Kireçli olursa ne yaparsmız? Talebe — Evin duvarmı riz Efendim! bedanş edi © yazdığı (Piçin © Aşkı) ismindeki piyesi birinci aksam bir i i i | Yeni bilmecemiz | ğ