Canım Ayşe, Ahmet Barun! Bey le Yap yalnız, başa başa kalacağı- », M düşündükçe tiksiniyordu. Ahmet Baruni bey anlatıyordu: — Doğru Majurk adasına gide- tiz. Palme limanında demirleriz. Avrupaya gitmekten ne çıkar?.. Balear adalarının güzelliğini ta - * İlavvur edemezsiniz. Parlak bir gü Meşin altında pırıl pırıl ışıldarlar. iller, ağaçların gölgelerile yem « * Yeşildir. Gök yüzü daima berrak “Ve mavidir. Orada bir kaç gün kalacaklar - dı. Dünyadan kâm alacaklardı. Böyle bir hayat, iki sevdalı için tidden bir cennet hayatı idi. Sevi- Yen iki kişi için, bundan daha gü - zel bir seyahat olamazdı. Fakat Ayşe bu sözleri dinlemiyordu bile. “İ Onun kulağı hep dışarıdaydı. Oto mobil seslerini dinliyordu. Hep bekliyordu. Muhakkak bir hâdise Şıkacaktı. O düğün geri kalacak - Yemek hâdisesiz bitti. Ayşe tek kelime söylemiyordu. | Şefik Bey kızımdan ayrılacağı için ni i Şok müteessirdi. Hele, hususi bir si) Yatla gideceklerini düşündükçe ği bütün bütün canı sıkılıyordu. Ah - er i met Baruni beyin, genç kızı sırf Kez kendine hasretmek, onu dünyadan uzaklaştırmak için bu seyahati ter a, | ip ettiğini anlıyorduve bu anlayış 4 keyfini kaçırıyordu. ) | Şefik Nuri Beyin, Ahmet Barun! — beye pek fazla emniyeti yoktu. Bu # - yık, zarif vapur, belki de kızı için si bir mahpes olacaktı. Zavallı yay- za ucak, o vapurda, kimseyi imdadı» sna cağıramıvacaktı. wi Bu ce, Şefik-Nuri Beyi" İretiyordu. Bu seyahatten sarfına- zar etmesi için Ahmet beye çok söylemiş, fakat onu fikrinden dön eği dürememişti. 30 Ahmet Baruni bey şimdilik ses- - 88 siz duruyordu. Sanki ağzı var, dili oi yoktu, Fakat nikâh kıyılır kıyıl - maz, hâkim mevkie geçeceği anla- yerl hlıyordu. Şefik Nuri bey bunu se- 3 Kof, Zİyor ve endişeye düşüyordu. «8 Hem, artık şimdi ne yapabilir - anil di? Artık iş işten geçmemişmiydi? pereti Kızını, Ahmet Baruni beye nişan- ası için mevcut olan sebepler Malâ mevcuttu. İbtiyardı, hasta el idi, Ölürse kızmı yap yalnız, kim- ., 4 Sesİ bırakmak istemiyordu. Ayşe onser| Bin Kemalle evlenmesi de iyi bir #ey değildi. Şefik Nuri bey içini çekiyordu. ve müfekkiresi yorulunca, İşe iyi bir gözle bakmıya başlıyor. du. Ahmet Baruni bey yaşmı ba - #nı almış, mükemmel bir adamdı. Zeki idi. Nasıl olsa karısma ken - dini sevdirmek yolunu bulurdu. Yemekten kalkınca, Ayşeye: — Haydi, sen artık git yat, dedi. Ayşe gidince, Ahmet Baruni be Ye döndü: — Müsaadenizle ben de odama biraz yorgunum. — Allah rahatlık versin efen - Gece geçti. z Bu, İstanbulun güzel gecelerin- biri idi. Etrafta çıt yoktu. Tat bir rüzgür, hafif hafif dalları ok: Myor, yaprakları hışırdatıyordu. ve yıldızların ışıltısı ile aydın- Ayşe, bütün gece gözünü yum - İ ' e. 2 gil 20 to ki Tan yerinin ağırmasını seyretti. Güneşin ilk pembelikleri odasına Mw 48 CANIM AYŞE Selâmi izzet doldu. Duvarda asılı duran bir resme baktı. Birden hatırladı: Bu resmi alırken, düşmüş, ca- mı kırılmıştı. O zaman Leylâ bunu uğur telâkki etmemişti... Güneş iyice doğduktan sonra da dısı geldi. Ayşe dedi ki: — Ne var ne yok dadı” — Hayırlar. — Gelen giden? — Kimse gelmedi. Amma dur bakalım, daha vakit var... Hiç me rak etme, Cenabıhak kuzuyu kur- da kaptırmıya razı olamaz. Fakat zaman geçiyor, Ayse sa- bırsızlanıyordu. Sık sık konağın kapısı çalınt - yordu. Her kapı çalınışta, deli gi- bi dışarı fırlıyordu. Merdiven ba - şmdan aşağı sarkıyordu, bakıyor, dinliyordu. Gelen Kemal miydi? Birden aklına başka bir şey gel- di. Belki de Kemal bahçenin arka kapısından girerdi... Bu aklına gel diği zaman terzi de geldi. Ayşe, o esnada terziyi, elbiseyi görecek halde değildi. Derhal arka tarafa gitti, pencerelerden birini açtı, bahçenin arka tarafını gözetlemi - ye başladr. Bahçede kimseler yoktu. Küçük kapı kapalı idi. Kemal yoktu. Terzi ile çırak hayret ediyorlar, Ayşenin düğün elbisesine lâkayt kalışıma bir mana veremiyorlardı. Nihayet Ayse odasına geldi. El- bisesini giydi. Bu elbise ona öyle yakıştı, öyle güzelleşti ki, terzile * rin ikisinin de ağızları dört karış açık kaldı, âdeta haykırdılar: — Aman ne güzel oldunuz hanı mefendi!i (“© : mal görmiyecek olduktan sonra, bu güzelliği neye yarardı? Bu esnada Şefik Nuri bey odaya girdi, sordu: akk — Hazırmısın kızım? 3 Ayse ürperdi. Ağlar gibi: — Hazırım, dedi. Vakıt ne çabuk geçmişti?.. Ya Kemal, Kemal nerede idi? Ayşe, biraz daha vakit kazan- mak istedi: — Doğru gidecekmiyiz, yoksa aşağıda oturacak mıyız? — Biraz benim odama gel kı - zum, — Ahmet bey orada mı? — Hayır, kimse yok. Seninle yalnız konuşacağız. Ayşe, babasmın ellerine sarıldı: — Bana söyliyeceklerin mi var baba? ', . — Evet. Şefik Nuri beyin, Ayseye söyli- yecekleri vardr. Nihayet, kızt ile konuşmağa niyet etmişti. Nihayet kızını gönlünde bir sır olduğunu sezmiş, bu sırrı anlamak kaygusu- na düşmüştü. Ahmet Barunt beyden emniyeti bütün bütün kaçmıştı. Odaya girdikleri zaman, Ayşe, babasının ağladığını farketti: — Baba, babacığım, dedi, de - mek biliyorsun, demek anladın, demek beni kurtaracaksm!.. Dışarıdan sesler aksetti — Gelin nerede?.. Gelini isti - yoruz lu. Bunlar, Ayşenin kadınlı erkek- li arkadaşları idi. Hepsinin ellerin de birer kocaman çiçek demeti var dr. Gülerek, bağırarak, neşe için- de gelini arıyorlardı. (Devamı car) Nİ Mae kin e Ey 304 -324 Doğumlu efradın ihtiyat yoklaması 229 doğumluların | esna ilk yoklaması ve | V (ni İ Kunduracı ve terlikçi fının korktukları Geçen sene şubatında perakende | maktadır. İstanbul o piyasasında i kunduracı ve terlikçi esnafının yap | 1928 senesi zeytin mahsulünün 328 liler. | F. 1 askerlik dairesinden: i 1 —304- 324 (dahil) doğum- İların ihtiyat yoklamaları yapıla - caktır. İstanbul şehremaneti hudu du dahilinde bulunan bilcümle mü kellefinin nüfusunda mukayyet oldukları mahallelerin mensup ol- dukları kazaların Askerlik şubele- rine hemen müracaatları. Mazereti kanuniyesi dolayısile şubelere gidemiyen mükellefinin nüfusta mukayyet oldukları ma - halle, hane ve sokak gösterilmek ve yeni adresi açık olarak yazılı birer taahhütlü mektubun şubelere göndermek suretile malümat veril mesi. Bu suretle şubelerine müra - caat etmiyen ve bu gibi müracaat etmiyenleri malümat vermiyen ih- tiyar heyetlerine yoklama müdde - ti hitamında askerlik mükellefiye- ti kanununun (95) inci maddesi ahkâmı tatbik olunacağı. 2 — Ibtiyatlar ile beraber 329 doğumluların ilk yoklamasma da başlanmıştır. Bu doğumluların biz zat veya bilvasıta şubelerine müra caat ederek yoklamalarını yaptır- maları. mış olduğu yazlık keten iskarpin ler büyük esnaf tarafından derhal satın alındığı halde bu sene için yapılan ayni iskarpinler şimdi bü- yük esnaf ve mağazalar tarafın | dan satın alınmamaktadır. Onun için şimdi küçük dükkânlarında yazlık iskarpin yapan esnafın bu! iskarpinler ellerinde kalmaktadır. Bunun sebebi de her sene bu ay - larda bu gibi yazlık iskarpinleri toptan alan büyük esnaf ve mağa i zalar bu sene İstanbulda açılan ciz lavet lâstik şirketinden çekinmek tedir. Çünkü bugün küçük esnafın yapıp büyük mağazalara devretti ği bu yazlık iskarpinlerin yarın Cizlavet şirketi tarafından daha ucuz olarak piyasaya çıkarılmasın dan korkulmaktadır. Nitekim E - yüpta kurulmuş olan bir lâstik sir keti bu kışm başlangıcında büyük mağazalara tanesi yüz elli beş ku ruştan lâstik dağıttığı halde bir ay sonra ayni lâstikleri küçük esnafa yüz kırktan vermiş ve bu suretle bü yük mağazaları zarara uğratmış - tır. İşte bunun için şimdi de büyük mağazalar, küçük esnafın kendile rine arzettiği iskarpinlerin yarın 3—316— 328 doğumlu kısa| sirket tarafından daha ucuz olarak hizmetlilerden ahzı asker meclisin | piyasaya dökülmesinden çekinmek ce asker edilip te henüz talime sev | tedir. ; kolunmıyan ef.lerle askerlik mec -| (Buna mukabil ise az sermayeli lisince askerlik edildikten sonra aa v— sirri yeni bir çareye tahsil dolayısile tecil edilmi vurmuşlardır ki, oda yazlık yısi| il miş veya < irin e - dilmiyerek ertesi seneye terkolu - | iK Yerine daha dayanıklı olan yer Ban bilcümle mükellefinin 15 li kösele ile ve ökçeli olarak yapıl dır, 933 tarihine kadar şubelerine ge - ppi de 5 rek bizzat ve gerekse bilvasıta mü Emel esnaf şimdi hep buna ça i makta ve bu seneki yazlık ke - racaat ederek ilk yoklamalarını| ten iskarpinlerin altlarını sade kö yaptırmaları ilân olunur. İ sele ile ve ökçeli olarak yapmak - 12000” Türki Kii | ef seniklen a kaçıran şef neler de göndermişlerdir. sne Dine ol Belçika ve tütün kaçırmıya teşebbüs etmekten suç - Londra ticaret mümessilliğimiz lu Avrupa ekspresi şefi M. Marsej | den gelen habere göre, Belçike hü Pillonun muhakemesine dün İstan | Kümeti tütün ithalâtından aldığı bul üçüncü ceza mahkemesinde | resim mikdarmı arttırmıştır. Mem devam olunmuştur. leketimizden Belçikaya gönderi - Suçlu, evelce bir sene hapise ve len yaprak tütünlerin beher yüz ki altınların müsaderesine mahküm losundan 350 frank resim alınır - edilmiş, temyiz, bu kararı bozmuş ken bundan sonra 500 frank, ecne tu. Bozmaya uyulmuş, bazı cihet- bi malların damarı alınmış beher lerin daha tahkikine başlanmış - yüz kilosundan 600 frank almır - duble cinsinin toptan okkası 23-24 kuruş, birinci 18-19, ikinci 16-17 kuruştur. 929 senesi mahsulü 17- 25 arasındadır. Fiyatların yakında yükseleceği tahmin edilmektedir. Memlekette hayli mikdarda iyi zey, tin stoku vardır. 4 Hayvan satışları durdu ç Koyun ihracat mevsimi olması» di ra rağmen son zamanlarda ihracat durmuş gibidir. Bilhassa Yunanis tan pek az hayvan almakladır.' Hayvan ihracatı ile meşgul olan tüccarlar arasında diğer maddeler gibi hayvan ihracatının da takasa tabi tutulması hususunda bir ce < reyan uyanmıştır. İktisat vekâle « tinin bu işle uğraşacağı ümit edil - mektedir. Memlekete çıkarıl-. mıyan mallar hakkında Gümrüklere gelmiş ve konten « jan ve diğer bazı sebeplerle mem“ lekete çıkarılmamış malların cinsi ni, mikdarını bildiren listeleri tü carlar gümrük birliğine vermekte -. dirler. Müracaat müddeti şubat ni hayetinde bitecek ve memleketin ber tarafındaki gümrüklerde biri « ken malların yekünu almdıktan sonra hangi ihraç mallarımızla ta kasa tâbi tutulacakları mart orta», larma doğru bildirilecektir. j Romanya ve buğdaylarımız Romanyada büyük bir firma tanbul ticaret odasmdan Türkiy nin buğday istihlâk ve istih e nı ve ihracatını mufassalan bildir- mesi istenmiştir. Oda verilecek ce vabı hazırlamaktadır. il Amerikada şiddetli bir soğuk var ! Nevyorktan gelen haberlere gö“ re, bütün Amerikada çok şiddetli. bir soğuk dalgası hüküm sürmek- tedir. 130 kişi, soğuktan donmuş» tur. Henüz tesbit edilemiyen don« ma hadiseleri de olduğu tahmin © lunmaktadır. “ği Bu vaziyetin, ziraat sahasında büyük menfi tesirleri o görüleceği muhakkak sayılmaktadır. Zara “ rın, şimdiden milyonları bulduğu anlaşılmıştır. | | du ken 900 frank alınacaktır. Dünkü muhakemede, suçlu, ser! (o İtalyanın zeytin best bırakılmasını istemiş, hazine mahsulü vekili, hazinenin zarara uğrama -| O Triste ticaret mümessilliğimiz « ması için bu isteğin ancak kaçırıl- den ticaret odasına gelen bir ra - mak istenilen para mikdarında ke. porda, İtalyanın zeytin ve zeytin falet gösterilmek suretile yerine getirilebileceğini — ileri suçlu vekili, bin altının müsadere yağı vaziyeti ve piyasa hakkında sürmüş, | şu malümat verilmektedir. Bidayette geçen seneye nazaran edilmiş olmasma göre, buna Tü -| fazla çıkacağı tahmin olunan zey- zum olmadığımı söylemiş, mahke- | tin mahsulü resmi tahminlere gö « me kefalet isteğinin tetkiki ve mü | re noksan çıkmaktadır. 1932 mah- dafaa şahitlerinin çağırılması için | muhakemeyi yirmi beş şubata bı- rakmıştır. GA ——— Darülfünunda bir konferans Darülfünün müderrislerinden Halil Nimetullah bey tarafından “dil inkılâbımın mahiyet ve şümü- Tü,, mevzuu ile Darülfünun konfe - rans salonunda şubatın 20 inci pa zartesi günü saat 17de umuma mahsus bir konferans verilecektir. İ sulünün 13172550 kentaldan fazla İ çıkmıyacağı teeyyüt etmektedir, Filistin, Bingazi, Portekizde zey - tin mahsulü pek az olduğu gibi randman da keyfiyet ve kemiyet itibarile fenadır. Bu seneki dünya istihsalâtmın 8 milyon kentala ba- liğ olacağı anlaşılmaktadır. Memleketimizin zeytin istihsa - lâtı ise gayet iyidir. Zeytin ve zey yasasında aranacağı ümit olun - Birçok fakir için, sığınacak | yerler temin edilmiş, bu O arada Nevyorktaki tünellerin bekleme yerleri de bunlara tahsis olunmuş tur. , xx , si 1 vi ——e—— ;. Yeni ispanya konsolosu Yeni İspanya konsolosu M, Ji Ei yo Palançiya Alvarezo şehrimize gelmiş ve dün vali muavini beyi zi. yaret etmiştir. nifatura mağazasından gn çıkmıştır .Yangın biraz sonra tişen itfaiye tarafmdan : kısmen yandığı halde söndürül « da tahkikat yapılmaktadır,