19 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

19 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e iken : * İktibasmakil, tercüme hakları mahfu; Celâl Nuri | Son adar Ş | Osmanlı devleti demek, bir memurlar! devleti Osmanlı devletinin son elli, alt mış senesinde basılan “Salname,, yi bilir misiniz? Bu kitabı cansız, ruhsuz, tatsız, tuzsuz sanmayınız. | Fikrimce salname o sadık bir aynasıydı. Sultan Hamit ahtında en mü - him şey neydi?, Memuriyet, rüt el istatistik, Bunların be ve nişan! Ticaret, malümat, hesap, kitap. hiç ehemmiyetleri yoktu. Herkesin ! gözü padişah tarafından ihsan e-| dilen mansıplara mün'atıftı. Sürü sürü, tabur tabur vezirler ve müşirler, balâlar ve ulâlar, beylerbeyleri ve ferikler.. Ambar-| lar dolusu nişan ve madalyalar.. Kof meclislerin boş âzaları.. Kim kimden kıdemli?.. İşte mesele! Padişahın orta bir şehir kadar, Manisa veyahut Tekirdağ kasaba- $ı kadar nüfusu havi bir mahalle- si vardı. Açmız salname sayfala « rını: Mabeyni hümayun, kurena - lar, kâtipler, hususi kâtipler, cep kâtipleri, mütercimler, ecnebi tah-| rirat kâtipleri,... Kalemlerden, ev: raktan bahsim yok. Padişahın i- mamları: Bir güruh, Padişahm ya- verleri, yaveri ekremler: Tam bir alay asker, Teftişi askeri komis- yonu diye bir heyet vardı ki oda tam bir alaydı, lâkin, asla bir iş görmezdi, Yaverlerin arasınad ço- cuklar da bulunuyordu. Tam ter- tip bir imarethane... Kocaman bir hazinei hassa. Bu dairenin nazır- ları, son zamanlarda, ermeni ol - mak şart gibiydi: Agop paşa, Portakal paşa, Ohanes paşa! Ha- zinei hassa deyip de geçmeyiniz. Burası mutfakları, ahırları, fabri- kaları, madenleri, çiftlikleri idare ederdi. Devlet içinde bir devletti! Salnameyi okursanız bütün bı çürük teşkilâtı zaruri ve tabii rürsünüz. Halbuki 1908 de bütün bu işlere paydos dediler. Kürei arz gene hareketinde devam etti. Abdülhamit devrine gelinceye değin sadrazarodan, şeybülislâm « dan sonra devletin en büyük ada- mı kızlarağası idi. Devletlü inayet. lü ağa hazretleri. Afrikanın kız - gm çöllerinde, küçük yaşında, bir tvaşan veyahut keklik gibi avlan- mış, derhal erkeklik âzası üzerin- den ve dipten ustura geçmiş, üze- rine kızgın yağ dökülmüş, sonra bir gün bir gece kuma gömülmüş bu mahlükat Osmanlı imparator- luğunda prens rütbesini haizdiler. Kırk tanesinin bir tek incir çekir- deği dolduracak kadar akılları yoktu; bununla beraber dalavere gevirirlerdi. İşin garibi da olurdu!... Bu usul (Bizans) tarMOsman- lara aynen geçti... Salnamenin sayfalarını çeviri - yorum: Hariciye istişare odasın - da, tahrirat kaleminde her iskem- leye 17 efendi isabet ediyor. Osmanlı devletinin n& çok rica- li varmış, yarabbi! Kaldırım üstü büyük adamlarla dolu. Binlerce Excellence! Şurayı devlet beş, al- tı daire... Bunların içinde cidden mühim adamların, âlimlerin, tec - rübeli memurların yanında henüz yaşma gelmemiş paşazade bel im seye da ml —devk zamanların | | karıları | demekti meclisleri pek çok: Sehremane- tinde, rüsumatta, maarifte, evkaf- ta, sihhiyede de meclisler harıl! harıl çalışıyor. Bu meclislerin en| | iyisi (cemiyeti rüsumiye) idi, çün kü orada aylık muntazam çıkardı. | | Aza gelir, gelmez, iş görülür, gö- rülmez... Bunun hiç ekemmiyeti yok. Kâğıt üstünde ise devletin teşkilâtı mükemmeldi. Salnamenin sayıfalarını hep çe- viriyorum: Şeyhülislâm (kapısı... Orası da baska bir ölem.. Çeşit çeşit, cins cins sarıklılar... Bunla” rın içinde büyükleri, ortaları, kü gükleri, küçücükleri karınca gib kaynıyor. Rütbeleri de gayet mü- tenevvi, Meşihat kocaman bir fabrika gibi, Ayvansaray değirmeni gibi harıl harıl işliyor. Sarıklı memur: lar makine gibi çalışıyorlar. Yazı- ları da başka: Talik. Lâkin, aca- ba bu muazzam değirmen ne öğü- tüyor? Hiç Şeyhülislâm kapısmı kapadılar. Ne oldu? Güneş gene| şarktan doğuyor, garpten batıyor. Osmanlı devleti bir memurlar devletiydi: Gene sayıfaları (o çeviriyorum: Vilâyetlere geldik. Her vilâyette ayni memurlara rasgelirsiniz. Vi - lâyet merkezlerinde oObasmakalıp erkân. Sancaklar biraz daha muh- tasar. Kaymakamlıklar onlardan) daha az. 30 vilâyetin her birinde ayni teşkilâtı görürsünüz. Zanne- dersiniz ki Ankara ve Konya her neyse Yemen ve garp Trablusu da odur. İlâhi! Bu (Memaliki mahru- | sa) ne kadar yekmasakmış!... Hal! buki arada ne büyük farklar var dı... Hicazla adalar, Bağdatla Yan | ya hiç ayni şekilde idare olunabi- lir miydi? Osmanlılar müstemle - ke kelimesini bilmiyorduk. Lâkin salnamede biraz derin tetkikat ya parsanız bazı garabetlere tesadüf edebilirdiniz. Meszlâ Hicazda hem vali vardı, hem de emir. Bunlâr «| dan hangisi devleti temsil ediyor? | Kimbilir. Bu binlerce memur ne yapar: lârdi? En basit işler bile görül- mezdi. Meselâ koca bir nüfus ida- resinden sarfımazar bir tek defa olsun nüfus tahrir edilmemişti. Maliye nezaretinden, divanı mu “| hasebattan, o divane muhasebat tan, rüsumat emanetinden, defte- ri hakani nezaretinden, düyunu umumiye idaresinden, muhtelif maliye komisyonlarından sarfına- zar koca devletin bir bütçesi bile | yoktu. Varidat, masarif gelişi gü- zel idare olunuyordu! Divanı mu hasebat taşra hesaplarına bak- mazdı. Kocaman bir bahriye nezare - ti, muazzam bir tersane.. Bunlar tahsişatları resmi ve hususi bir surette yemekten başka bir iş gör- mezlerdi. Zırhılılar, birer gemi ce- nazesinden başka bir şey değildi. Maarif mi? Uyduran ne güzel uydurmuş! Maarif nazırı demiş kiz — Ah, şu mektepler olmasa... memurların maaşlarını ay sonuna gelmeden öderdim. Kuru kalabalık. Boşuna yer- DEŞATELERN SOD PMI YAKI. Böksö ölüm hâdisesi üzerine esasından değişecek Teigraflar meşhur İtalyan bok- sörü Karnera ile Ernie Shaof ara- sındaki maçtan, ve Ernie Shaofun İ ölümünden bahsetmişti. Verilen malümata göre Shaof, | hasmının müthiş bir yumruğiyle| yere serildikten sonra derhal has- taneye sevkedilerek beynine son| derece mühim ameliyat yapılmış, ameliyat ile beyni tazyik eden kan- İarın atılmasına ve bu suretle ha- sıl olan felcin izalesine çalışılmış» tı, Doktorlar çok ümitvardılar. Karneranın kendisi de zabıta tarafından isticvap olunmuş, o - nun isticvap edildiği sırada Shaof wn ölmesine rağmen, zabıta onun suçlu olmadığını görmüştür. Bununla beraber Karnera büs- bütün gayri mes'ul sayılması, dok- torlar tarafından verilecek rapo- ra bağlıdır. Zabıta doktoru, Shaofun tabii sebeplerden öldüğünü takrir et - misse de dört mütehassıs onun i çar olduğu sademeden öl fikrind Hadise, Nevyorkta boksörlüğün bütün şernitini di ahi- yettedir. Onun için boksörlük nizamatı kâmilen değiştirilecektir. muta * hasssıslar yeni lâyihalar hazırla - makla metguldürler. bir kabimeteşkib etm öğ Vü- kelâ, bostan korkuluğu. Memuri - yetler birer imaret. Sarıklılar için | ihdas Bu lâtif ma-| re güzel, ne nefis maaşlar Arpalık?!... e aşkolsun. Arpa zı da, manası da, ik tiği cinas da gerçekten şaheter. Bu tabiri bulan pek zarif, zama- nını müdrik, psikolog O biriymiş, ! her halde! Kezalik, (Kapıaltı hasılatı) ta- birini icat eden de, besbelli, kula- ğı gayetle delik biriymiş. Bahriye, son kısım Osmanlı ta” rihinde, en ziyade para garkeden nezaret olmakla meşhurdur. Kap - tan paşa ölmüş. Rivayete göre türbe yapmışlar. Türbe türbedar- 8ız olmaz. Evkaftan oraya böyle| biri tayin olunmuş. Bilirsiniz. Bu i makule insanların aylıkları az o- lur. Gelenler, geçenler, evliyala- rın üzerine mangır atarlar. Tür - bedarlar, sonra, bu paraları top- layıp geçinirler. nasbolunan türbedar, üç beş gün sonra evkafa gelir, istifasmı ba - sar. Sebebini sorarlar. Cevaben der ki: — Efendim, bana bir şey kal - mıyor ki... Merhum gece yarısı kalkıyor, sandukanm üzerinde ne varsa topluyor. Eski huyu... Ke - zalik rivayet ederler ki kaptan pa- şa ölür ölmez ahretin en sıcak ye- rine — tabiatile — gönderilmiş. Lâkin biraz sonra orada bir ku * tup soğuğu hükümferma olmiya başlamaz mı? Cehennem halkı donmuşlar. Sonra tahkik edilmiş. Meğer kaplan paşa cehennem i - rlük G3 üzere kurulan Ülkü leri mecmuasının ilk sayısı | mışlır. rer fotoğrafileri ve bırakarak şerefli ve aydınlık | mını beslemek, cemiyetin kanında- | ki inkilâp unsurlarmı ısıtmak, ile- ri adımları sıklaştırmak i li dile, milli tarihe, milli sanatlara ve kültüre hizmet için, | yor. caktır. Ülküye yazanlara yazı pa - O, herkesin müşterek malı olacak- | tasile hiç bir şey alınıp satılmıya -| caktır. zılar vardır: rinin açılma nutku (Recep), Anka | ranm Gazi bayramı (Naşit Hakkı) Gazi Mustafa Komal hakkında nu tuk (Reşit Galip), Ergenekon-şiir (Aydoslu Sait), Konuşunuz ve ko- nuşturunuz! (Recep), birinci Türk suf), Türk dili tetkik cemiyeti (Ra gip Hulâsi), milli misakın tarihi | kıymeti (Ağa oğlu Ahmet), inkr- lâpçılık (Mehmet “| kuvveti (Nüsret yasetimiz (Ali Süreyya), Turizm Kaptan paşaya| > daresile taahhüde girişerek oraya Ereğlinin toz kömürünü vermiye başlamış. . 41010 104 SEBA SOBEE Yeni neşriyat saman öne masama mamaya Ülkü çıktı Ankarada iki ayda bir çıkmak mli Halkev- | çık - Ülkünün ilk sayısı Gazi Hazret lerinin ve İsmet paşa Hazretleri - nin mecmuaya hediye ettikleri bi - el yazılarile| bir kere daha kıymetlenmiştir. C.H. F. umumi kâtibi Recep B., baş yazıda mecmuanın niçin çık - tığını anlatıyor: Ülkü, karanlık devirleri arkada bir istikbale giden yeni neslin heyeca in, mil- bütün bu | gayelere hizmet yolunda çalışan halkevlerinin ruhundaki harareti! yazı vasıtasile yaymak için çıkı - Mecmua, hiç bir kâr ve kazanç fikri takip etmeden vazifesini ya- pacaktır. Ülküye ilân konulmıya- rası da verilmiyecektir. Ülkü bir mefküre mecmuasıdır. tır. Ülkü'de fikir, bilgi (o ve sanat teşhir olunacak, fakat onun vası - Mecmuanın bu sayısında şu ya- 19 Şubat (Nesip Ali), Halkevle (Behçet Kemal), Ölü we'diri tarih tarihi kongresi (Akçora oğlu Yu - Emin), Halk Kemal), Dahili borç (Kemal Zaim), Demiryolu si (Reşit Saffet), Spor telâkkimiz (Burhan Asaf), Halk sihhati (Ze- ki Nasır), İlim ve fen âleminde (Salih Murat), Yağı alınmış süt — hikâye (Sadri Ethem), Geçen yılın kitapları (Mustafa Nihat). Mecmua, kalın ve iyi kâğıt üze- rine temiz ve güzel bir şekilde ba- sılmiştir, fiatı ancak 25 kuruştur; alınız, okuyunuz. TAKVIM Pazar 19 Subat 24 Şevval Güs doğuşu Gün Hatış Sabah iamazı Öğle samanı Pazartesi 20 Şubat 25 Şevval 633 6m 17,05 601 2 Yola geçen günle Istanbul Belediyesi: ! Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsillari : İSTANBUL BELEDİYES: Bu ökşam saat 21,30 da | Eski Fransız Tl Nakili: Bedia 1, Galip Hanım Komedi 4 perde İ tl | TN Hizalarında yıldız işe olanla lerinde 18 ş Rakkamlar ka; ie ol *i Pezeta »iM *90 Lirer #0 £ Belçika 30 rahimi “0 İsviçre Kİ erroneç 120 ava N Alın “a. *1 Meçldiysğ Me *i Bankect tin & sü) Kuron Çek #Nev.York *Mildmı #ürikse # Atina Esham N Terkos A #Çimerin Aİ Oz Ünyon Dey Sare Mey, İL Mahya Şark m. ce Telefon Tahvili Elektrik Tramvay , Tünet Şe Raha Ya bü — »w 43i 18, 1,30 10— 7505 <a ie t. istikrazlar İst dahil *ğark İ.yollan #N.Muvahhide Gümrükler Ss ahı 95,95 183 SEE | sAnadole 1 1175 | #Anadolu #l — | sA, Mümessil Rat Askeriye HAVA — Yeğilköy Askeri rasat İ İyi zinden verilen malâmata güre, bugü ke tamamile kapalı ve yağışlı, mütehat rde kuvvetli rüzgürl olactl Uz ünkü sıcaklık en fazla 8, en ISTANBUL — 15 den 18546 Süz (Nibel Tevfik Hanım), 18,45 & kadar Örkesirs, 19,30 dan 20 € at İmali Bey tarafmdan (Dig İfzs” sı hakkında) konferans, 20 den 21,30, İn dar, Radassik eaanileiyre sayek SU 2250 Neme cerarmronr eğ Haberi, Bast syarı N Bugün o VİYANA Gi, m.) 8,40 Konser — 10,85 Org konseri garkıları — 1280 konser — 1850) Orkestre — 160 sikini — 1755 Askeri bando — 18, inan musikisi — 19,50 Serge Börtü 2230 Kunier — 23,20 Konser. LİVZİG (880,6 m.) 7,15 Jimnastik — 7,35 Konmer Org konseri — 18 Konser — 16/40 yano ve kemençe trio — W8 Kı BÜKREŞ (3942 m.) 11,30 Dini merasim — 12 K Konser — 18,25 Konser — 21 Opori KOMA (412 m) Zi Haberler — 2145 Keman son haberler. BUDAPEŞTE (5595 m.) 11 — Konser — 1830 Konser Konser — 20,45 Çigan orkestresi Jazbant orkestreai — 24 Trio konsel MOSKOYA (1304 m) 19,30 Konservatuar — 22 İngil riyat — 22,55 Kızı meydan — 280 ber. VARŞOVA (1412 m.) k konser — 15,20 Pi kestrasl — 17,25 Plâk — 18 Solo 19 Konser — 20,25 Lamberg — 21 — 12,20 Piyano kanser — 23,0 24 Dana muniklai, Yarın YIYANA (518,1 m) 1230 Konser — 1340 Plâk — Konser — A8 Konser 10,30 Mai 2045 Opera -- 2305 Danş musikisi. LEİPZİG (896 m.) 745 Jimnastik o — 785 Konser Köbser — 17 Pikk — 20 Harmenik$i. ser — 21 Senfonik konser — 2305 BÜKREŞ (394,2 m.) 13 Piâk — 14 Plâk — 18 Rome kiat — 19,26 Konser — 21 Oda im 21,45 Taganni: Nina Atirsiinm tarafı ROMA (41,3 m.) 31 Piâk — 2145 Konsor — ber. BUDAPEŞTE (500,5 m.) 10,13 Balon orkestresi — 1305 — 1330 Pik — 19 Kanser — 23 eğlekceler — 2430 Çigan orkestresisi MOSKOVA (i8M m) 18,39 Mozart, Becthdven, o Se parçalar — 19 Münskaşalar — 22 neşriyat — 22.55 Kızıl meydan « 35 vadis, VARŞOVA (1412 m.) 1310 Plâk — 10,50 plük — 18 > 18 Hafif konser — 21 Halk

Bu sayıdan diğer sayfalar: