19 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

19 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tayıfa 6 M : KAHİRE, 13 (Hususi) — Es - © ki Mısırın en güzel kadını oldu - “ğunda şüphe olmıyan kraliçe Ne - — fertitinin, tabii hacimde yeni bir - heykeli keşfolundu. Ve bu heyke- Jin bulunması bütün Mısırda de © rin bir sevinçle karşılandı. k Bunun sebebi, kraliçenin daha evvelce almanlar tarafından keş - — folunan büstünün alman âlimleri “tarafından Berline © götürülmesi Sidi. Hatta bu yüzden Mısırla Al - » manya arasında birçok müzake - > reler, münakaşalar vukubulmuştu. © Yeni heykel, eski büstü aratmıya- “cak derecede nefistir, © dan bu heykelden başka, bir çok - heykeller bulunmuştur. Bunların ri milâttan 1392 - 1374 seneleri arasında hükümran olan ve on — sekizinci sülâleye mensup olan © Firavun dördüncü Amenofisindir, © Firavunun kaşları, ve mavi renktedir. ; Firavun Amenofis eski Mısırın en sayanı dikat şahsiyetlerinden 3 biridir. Çünkü bu firavun Mısırlı. Jarr Amon Raya tapmaktan vaz « © geçirmek ve onları güneşe taptır- ç mak istemiş, onun için adını da — değiştirerek kendine “Güneşin ru- © hu, manasında Ahenatin adını — takmış, bu mezhebi terviç için kendine yeni mabetlerle tezyin o- huş yeni bir payitaht ta yaptır kirpikleri ısırın “dinini de-| -Şiştiren Firavn'ın| heykeli © En eski Mısırın en güzel kadını da ortaya çıktı sİ selefinin bütün mabetlerini yık Mısır hafriyat heyeti tarafın -| Mısırınen güzel kadını Bu firavunun ölümünden son- ra onun yerine son senelerde dün- #anın her tarafında şöhret kaza - nan Tut - ank “amen gelmiş, ve Mısırlıları eski dinlerine çevirmiş, i mış, onun yaptırdığı şehri hâk ile yeksan etmişti. Onun için Ahenatona ait mü - him bir şey keşfolunması umul - muyordu, Kâşif, pek büyük müşküllerle savaşarak bu yeni heykeli bulmuş- tur, Heyet bundan başka kraliçe Nefertitinin heykeltraşı tarafın - dan yapılan gone heykelleri de “eşfetmiş bulunuyor. Nubye sahasında yapılan araş- tırma neticesinde Roma O devrine ait bir habeş reisinin mezarı da keşfedilmiştir. Mezarm tetkiki o nelicesinde o zaman bir habeş büyüğünün nasıl gömüldüğü anlaşılmıştır. Mezarm kapısı yanında gömülü olmıyan i- ki kölenin kemikleri duruyordu. Vaziyetin tetkiki © neticesinde — v 8 | Kari Mektupları | Kurtarma işinde ecnebi mütehassıslar Dün bir Türk kaptanından şu mektubu aldık: Gazetenizin 15/2/993 tarihli nüshasında Türk Gemi kurtarma (şirketindeki eenebi mütehassıslar meselesi hakkında münakn - şa cereyan ettiğini okudum. Gemi kurtarma işlerinde galışmaklığımın bahşettiği sali - hiyete binsen bu hususta bir kaç söz sy - liyeceğim. Hükümetimizin pek isabetli bir kararına istinaden Fesmi ve hususi müesseselerin ba- zılırında ccwebi mülehassnlar istihdam © - lunmakta, ancak bunların ihtismsı derece - sinde Türk yetiştikçe o vazifelerine nihayet verilmektedir. Gemi kurtarma işlerinde eo nebi mütehassna İlizum yoktur, Türk mü — tehasstsların Kümandasmdaı bulunan gemi kurtarma şirketine mensup Sezar ve Kal kavan zedere ait Adalet gemilerinin baş - Ubayına başardığı işleri tetkik etmek bu id- diayı ispata kâlidir. o Kurtarma | işlerinin Türk gemilerine tahsisi tarihinden itibaren bu İki geminin kurtardığı gemilerin adedi miihim bir yekün teşkil eder. Kurtarma iş- lerinde mütahassıs naeselesinin halli hususu, mütehassıs ecnebilerin kavli | mücerredinee değil, yukarıda isimlerini saydığım id germi- min başardığı işlere İstinat etmelidir. Türk - lerin gemi kurtarma işlerini başarabilecek - lerine dair İngiliz mütehassıslarinn Fupor- larına intizar edrerk kadar safdil olmıyalım, Yakm zamanları kadar şirketin gemi- lerinde makin» mütehaasısı ecnebiler istih - dan olunmakta İli, Oİumların vazifelerise nihayet verilip yerlerine Türk makinisiler almdıktan sonra mucibi şikâyet bir hareket görülmüş müdür? Kara salarımızdı kazaya tuğrıyan gemi derin kurtarılması ameliyatı oldukça basit - tir, ve ba işleri başaran Türk kaptan, Türk makinist, Türk dalgıç, Türk marangoz ve Türk gemicidir. Kenebi mütehassıs için ya” pâcak nazari ve ameli biç bir iş yoktur, Şirketin yüzde yetmiz baş hissesine sa- hip olan hükümetimizin bu meseleye Tüzumu kadar ehemmiyet vermesini rilen #aksadile habeş reisin mezara ; gömülmesi üzerine bu iki kölenin (kesilerek kurban edildikleri anlaşılmıştır. Habeş reisinin başında gümüş- ten bir taç vardı. Bu taç tamamile elde edilmiş; bundan başka-reisin! Avusturya id Avusturyada son. günlerde o - lan bir hâdise, fevkalâde heyecan uyandırmıştır. | — Bütün gazetelerde tafsilâtı sü-| tun şütun yer tutan bu hâdise, şu- dur: Avusturyanın oldukça tanın- © mış kadın muharrir ve bakteriyo- , gün Viyanadaki hasta işçilere yar dım sandığı binasındaki çalışma o Odasmda otururken, kendisine bir suikast yapılmış, bir genç, ken- disine görünmeden odaya girmiş, bıçağını çekmiş ve kadının sırtı - dört defa saplamıştır. © Madam Rozi Meller, bu ani hücum üzerine, kendisini koru miya davranmış, boğuşma sırasın Ga genç tarafından alnına iki şid indirilerek, sersem- nir. Hitler tarafından.. Bu hüviyeti meçhul genç, taar- sturyada bir kadını niçin bıçakladılar ! - Bu kadın muharrir, kimse beni vur- o madı, ben uydurdum! diyor, niçin ? ne sebep, ne müsebbip malüm! loglarından Dr. Rozi Meller, bir! ruz sırasında “Ben Adolf Hitler tarafından geliyorum!,, diye ba - ğırmıştır. Mücadeleden hafifçe yaralanmış olarak çıkan meçhul genç, pencereden atlıyarak, kaç - mıya muvaffak olmuştur. Biraz sonra, odaya girilince, erde baygın ve yaralı ola- İunmuş, derhal doktor ça- gümüş kılıcı da ele geçmiştir. ğırılmış, hastaneye kaldırılmıştır. Odada, meçhul gencin acele kaçarken cebinden. yere düşür düğü anlaşılan bir kâğıt parçâsı bulunmuş, bunun üzerinde, öldü - rülmesi düşünülen Avusturyanın meşhur iki muharririnin © isimleri yazılı olduğu görülmüştür. bu satırları yazmağı bir vicdan borcu say - dim, Ne olur, iki lâmba! Sur haricinde oturan bir karli - miz yazıyor; 3 e selman öl İinabal Ssk tanesi, lâahbi, giüdilik Bize Yöler de arter bile! Hatta İki tanecile llmbe, şimdilik © bizim canınızı slır! İki gün evvelki gazetelerde Mürterem belediye reisimiz pek yakında sr haricindeki yolların kâmllen asfalt yapıla » İ Harp birden bire Amerika bir tayyare hü- | cumu karşısında kalırsa. (4 başlıyacak, haber verilmeden, ilân edilmeden.. Donald E. Keykoe, havacılığa | ait muhtelif oeserlerile tanmmış Amerikalı bir mütehassıs muhar - rirdir. Kendisinin “Lindbergle u - çuşlar,, isminde bir eseri de vardır ve bu eser, şöhretini arttırmıştır. Donald E. Keyhoenin “Amerika Müttehit cümhuriyetleri üzerinde bombardıman tayyareleri, omüs- takbel bir hava o muharebesinin dehgeti,, serlevhası altında son hafta içersinde neşrettiği dikkate değer bir yazısını'naklediyoruz: Haber verilmeden harp | “Askeri mütehassrsların kana- velâ bir devlet tarafından diğer bir devlete nota verilmeden ve| harp resmen ilân edilmeden, bir denbire başlıyacaktır. Ani olarak hava filoları, düşman memleket - lerin büyük şehirleri, sanayi mer Kevleri ve askeri mevkileri üzerin de görünecekler, eğer düşmanı ta-| rafından bu suretle müthiş bir bü:| cuma uğrıyan devlet, bu ani hü: cuma karşı memleket üzerine kap İryan düşman tayyareleri sayısın - dan üç kat fazla tayyare havalan: dırarak, kuvvetli bir müdafaaya girişemezse, harbi birkaç saat i * çinde kat'i olarak bitiriverecekler- dir. Zehirli gaz salıveren, infilâk - lar tömin eden, yangın çıxaran! bombalar ve alçaktan, fakat son derece süratli uçan hücum aerop- lanlarm, ahaliyi paniğe uğrata - cağını vaad buyuruyordu. Biz, bu vanda gk sevinmekle beraber, yirmilik Kdireler - pi dışarısından defterdara inen zifiri ka - ranlık ve çamur deryası yol için yalnız iki tanecik Ilnba istiyoruz, Efem de bu Hunba İsr ne Bimbası olursa olsun! Buradan ak » şamdan sonra geçmek mecburiyetinde ka - lan bir gök yoldulur, ümeleler, Kadınlar bü simsiyah serviler arasındaki müthiş batak - lıktan göperlerken geler çekiyorlar, Karan - hıkta çekilen korku da enba! Ne olar iki tümba, Şimdilik burasını ihya eder, fifçe bıçaklatmış. Bu kadm deli midir, kendisini niçin bıçaklatmış?.. Maksadı neymiş? Kadınım id. diasına göre, sebep, kendisini se » ven ve tarafından reddedilen bir doktorun, bu ret cevabından sön- ra hastalanması, çok meyus olma- Kadını yaralıyan meçhul genç, her tarafta aranmış, bir türlü dn lunamamıştır. Acaba, evvelâ zannedildiği gibi hakikaten bir suikast yapıl - mış mıdır, yoksa bu uydurma bir suikast midir? Her iki ihtimal de vardır. Ha - kikat, henüz örtülüdür! Tek şahidi olmıyan bir suikast! Bu şüphe uyanınca, madam Rozi Meller, tekrar sorguya (o çekiliyor ve dört saat süren sıkı bir istic - vaptan sonra, şaşırtıcı sualler kar- şısında, herkesi hayrette bırakan itiraflarda bulunuyor: — Suikast filân uydurmadır. Bunu ben uydurdum! Diyor. İtiraflarına göre, kadm, telefon memurunu ve o kapıcıyı mahsus uzaklaştırmış, ismini bir türlü söylemek istemediği bir ta - nıdığına, evvelce kararlaştırdıkla- rı veçhile, kendisini sırtından ha- sı, Madam Roza Melleri müteessir etmiş, vicdan azabı duymuş, âşıkı na çektirdiği ıstırabı, kendisi de vücudunda yaralar açtırmak, acı çekmek suretile duymak istemiş. Kadın, tıbbı adlide o müşahede altına alınmasına lüzum görülmi - yecek derecede âsabı doktorlarca sağlam görülmesi, onun ruhan 1s- trap çekecek yaratılışta olmadığı fikrini kuvvetlendirmiştir. Kendi- sini başkasına bıçaklatarak ıstr - rap çekmekle, zevk aldığı netice- sine varılmıştır | Diğer bir mülâhazaya göre de, kadın, bu hadiseyi şöhretini art - tırmak için tertip etmiştir. Müddeiumumilikçe, madam Rozi Meller nefsine eza verdir - mek, hâdise uydurmak ve zabıta- yı yanlış yola sevketmek suçların- dan mahkemeye verilmek üzere - dir. Onu bıçaklıyan genç yakalan- mamıştır, cak, her türlü mukabil tedbir al- ma vaziyetini, imkânsız bırakacak tır. Fransızların plânları © Fransız hava nezaretinin elin- de yeni bir takım aeroplanlar vü- cuda getirmek üzere gizli tutulan bazı plânlar vardır. Bu plânlara nazaran, yapılacak son sistem bir aeroplan, 15,000 metreden ziyade yüksekten uçabilecek, saatte 700, 800 kilometrelik bir mesafeyi ge - çebilecektir. Şu halde, altı saat içersinde, Fransa sahilinden Ame. rika sahiline varacak, demektir. Yani, böyle son sistem aeroplan - lardan teşekkül eden bir filo, or- talık karardıktan sonra Avrupa - dan havalandı mr, ayni gecede, karanlıktan bol bol istifade ede- rek, kendisini hiç farkettirmeden, Amerikaya erişecek, Amerikalıla- ra korkunç bir sürpriz yapacaktır. Sun'i adacıklar Fransızların vücuda getirmeyi tasavvur ettikleri bu esrarengiz a- eroplanın, böyle fevkalâde bir va- ziyet ihdas edecek mahiyette ya - pılamadığını, tasavvurun tam ola- rak tahakkuk etmediğini farzede- lim. Amerika, gene Avrupadan gelecek tayyare filolarınm tehdidi altındadır. Atlantik okyanosunda, tayyare filoları için istasyon vazi - fesini görmek üzere sun'i adacık- lar yapılması için o uğraşılıyor, atine göre, müstakbel bir harp, ev: | Bunlar, pek tabii olarak ani hü - ması maksadile, faaliyete geçildi bile. Böyle bir hava filoları istas- yonu yapıldı mr, bunun tatbiki ka* bil olduğu ilk örnekle anlaşıldı mı, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedincisinin, sayıları he? an biraz daha çoğalmak üzere, vücuda getirilmesi faaliyetine ge“ çilecek, dolayısile kısa bir zaman | sonra, Amerika ile Avrupa ara “ sında, birinin diğerinden uzaklığı tahminen 400 milden ibaret olacak birçok adacıklar haritaya ilâve e dilecektir. Esrarengiz tayyareler gibi, suni adacıklar plânlarımın da suya düş tüğünü farzederek, faraziyede bir az daha ileri gidelim. Tehlike, ge“ ne ortadan kalkmış olmuyor. Tay» yarelerle teçhiz edilmiş deniz fis lolarının tehdidi o karşısındayız. Şimdi, hiçbir devlet, donanmasını tayyarelerle de teçhiz etmeyi, bu suretle taarruz kabiliyetini kuv- vetlendirmeyi ihmal etmiyor. Amerikanın tetbirleri Amerikalı mütehassıs muharrir, memleketini tehdit eden vaziyeti böyle tesbit ettikten sonra, Ame « rikanın, bu tehlikeye karşı aldığı esaslı tedbirleri anlatıyor: “Keşif ve aeroplan, tehlik Hamle Semp SÜREK ŞERİ SA denize açılacaktır. Taarruzu im » kânsız bırakmak için, geniş bir saha dahilinde yayılacak, her zırh - ldan aeroplanlar havalanacak, düşmanın vaziyetini yukardan tet- kik edecektir. Düşman filosu iyice seçilir seçilmez, aeroplanlar, işa- ret verecek ve büyük harp gemi “ lerinden ağır bombardıman tay » yareleri birer birer havaya yükse lecektir. Bu bombardıman tayya * relerinden herbiri, küçük bir şehri tamamile havaya uçuracak miktar da bomba yüklüdür. l Bu kocaman bombardıman tây- yarelerinin peşi sıra, Amerika do” nanmasının en hususiyeti haiz ha“ vadan müdafaa vasıtası olan kü * çük bir takım tayyareler, üçer ü“ çer uçacaklardır. “Tepeden inme, tabir edilen bu tayyareler, her şeyden evvel düşman donanma” sını rahat bırakmamak, mümkün olursa tahrip etmek vazifesile mükelleftir. En son sistemde ya * pılmış olan bu tayyareler, radyo ile de mensup olduğu harp gemi» lerile muhabere edebilecek, ora * dan talimat alabilecek şekildedir. Tepeden inme ! Bunlar, evvelâ donanma topla* rının gülleleri yetişebilecek yük * seklikte üçer üçer uçacaklar, son” ra aldıkları talimata göre, tahrip etmeyi tasarladıkları düşman zıh* lısıma doğru, birdenbire hızla 4$8* kuli olarak alçalacaklar, 600 met* re yukardan zıhlının tam üstüne nişan alıp bomba atacaklar, sonr8 bemen son süratle tekrar yukarı * cum tehdidini Amerika toprakla -| ya çıkacaklardır. İsabet vaki ölür” rma daima yakın bulunduracak - sa, tabii sühim surette rahne aç!” tir. sinin Okyanos üstünde yer tut - lacak, zırhlı saf harici olacak, ih Bu sun'i adacıklardan birinci - | timal batacaktır. (Sonu yarın); di Dİ z EESESEE SE OB EEEESYEEEEEE $ FEDERE FESEEZSESPİFERLE SEFİŞEEİF

Bu sayıdan diğer sayfalar: