i Cumhüriyet gazetesine cevap esmranasensearememarsereerree erer eeEeANENE > bakalım (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) Bu yazıda güzellik müsabaka” sı meselesi etrafındaki neşriyata dokunularak meb'us Mahmut, meb'us Necmettin Sadık, mebus Asım ve Hakkı Tarık Beylerin gazetelerinde meb'us Yunus Nadi Beyin gazetesine hücum edildiği yazılmak suretile siyasi arkadaş - Ik tesanüdü ile telifi kabil olmı - yan bir tarzda hareket olunduğu- na işaret “edilmiştir. (VAKIT) kendi hesabına meb'us Yunus Na. di Beyin siyasi şahsiyetini renci « de edecek en küçük bir imada bi- le bulunmadı. Bilâkis Cumhuriyet refikimizde daha ilk gün Aka Gündüzün meb'usluğu mevzuu bahsedildiği zaman güzellik mü - « sabakası ile siyasi vaziyetler ara - sında hiç bir münasebet bulun - madığı, binaensleyh, bu müna - kaşada siyasi şahsiyetlere tema - sın doğru olmadığını açıkça yaz - dik. i Aka Gündüz Beyde gazeteci idi. Hattâ bizzat başka gazeteler- den fazla (Cumhuriyet) in malı sayılacak bir gazeteci! Bu mem - leketin en küçüğünden en büyü - ğüne kadar dostları teessüre dü - şüren, düşmanları © güldüren bu satırlar meb'us Yunus Nadi Beyin gazetesinde o çıkmamış mıdr? (Cumhuriyet) ertesi gün kendine gelip te okuyucularma karşı “bu satırlar ani ve beşeri bir infial ese- ridir; bir kalem sürçmesidir ol - du, af istiyoruz,, demek faziletini neden göstermedi? Kaldı ki güzellik münakaşa - larmda da (VAKIT) in neşriya - tı tecavüzi değil, sadece tedafii bir mahiyettedir. Çünkü Tokatli - yan gecesini ilk gün diğer arka - ç daşlarımızla beraber yazdığımız © İçin gazetemizin de adı katılarak Cumhuriyet tarafından hücum e- dildi. Bize garezkârlik ve kıs - , kançlık isnat olundu. Bundan dolayı hâdise etrafında hakem - lerin sözlerini yazmağa, neşriya « tımızda ne garezkörlik, ne de kış- kançlık gibi bir hissin tesiri ola » mıyacağmı ispata mecbur olduk. Madem ki kendisinin Anka - rada, İsviçrede bulunduğunu bil « dikleri bir sırada bir gazetede ya- zılan ve hattâ imzasız çıkan bir yazı yüzünden o gazete ile alâka- hı olan bir meb'us bile ahlâk suçu işlemiş bir adam gibi Cumhuri - yetin başmakale köşesinden taşa tutulabiliyormuş, o halde şu meb- us Yunus Nadi Beyin gazetesi, gazetelerine nisbet dolayısile na - sıl meb'us Asım ve Hakkı Tarık Beyleri âdeta garezkâr, kıskanç adamlar yerine koymak cür'etini takınan yazılara yer verebili - yordu? Eğer bu gazetelerde çıkan 8öz- Jerde Cumhuriyetin hoşuna gitmi- yecek şeyler var ve bunlar kendi başmuharrirleri olan meb'usun meslektaşlık masuniyetine doku - nur mahiyette görülüyorsa böy - le görenler her şeyden evvel mü- sabaka neticesini müdafaa ede yim derken ayni meslektaşlık ma- suniyetinin ayni mevkide bulu - #anları kendilerinin de tecavüz- den yüksek tutmaları için verdiği emri neden dinlemiyorlar? Bütün , bu neşriyata toptan rezalet! diye- nın da hem baş makalesi yerinde! | bakınız, hâlâ bizim sütunlarımı e 4 - Hangi gazetelerin haline acaba!.. i cek kadar ileri giden hükümler, za girmemiştir, Senelerdenberi bu sahada gö- | rüp geçirdikleri bin bir çeşit mi- sal karşısmda bize garezkâr de « mekte, bizi beş on kuruş kazanç için İnanmadığımız şeyleri söyler göstermekte hele Cumhuriyetin asla hakkı olamıyacağını neden bu gazetenin başma nadilik kür - süsüne oturan bir kalem sahibi düşünmüyor ve bu tavus kuşu ne- den bir kere eğilip te kendi ayak- larına bakmıyor? Tecavüze karşı müdafaa, tek - zibe karşı ispat neden kusur ola - rak gösteriliyor? Nitekim bugün bile hâlâ vazi- yetimiz bundan ibarettir: Çünkü Cumhuriyet Abdülhak Hâmit, Helit Ziya Beyler gibi zatların ağ- zından gazetelere yazılmış olan beyanatı tekzip ediyor. Bu zatla - rın biç biri öyle şey söylememiştir, diyor. Bu suretle meselâ (Vakıt) yoktan yalan neşriyat icat etmiş gibi bir mevkide bırakılıyor. Susalım mı? Bir adam belki kendi nefsine karşı pek kolayca yalancılığı kabul etmek tavsiye « sinde bulunabilir; amma bunu başkası için bir ahlâk dersi şek- line sokmak pek tehlikeli bir cür- et olur. | Eğer hakikaten bu zatlara at - fen (VAKIT) te uydurma beya - nat neşredilmişse neden dolayı asıl alâkadarlar bizi tekzip etmi - yor? Cumhuriyet için alâkadar - lardan doğrudan doğruya birer tekzip varakası alarak neşretmek yolu varken neden dolayı sadece kendi kavli mücerretlerile bizim sözlerimizi reddediyorlar? Hakemlerden Helit Ziya Bey Feriha Hanımın birinci çıktığı ilk intihaba rücu fikrinde bulunma - mış mıdır? Abdülhak Hâmit Bey iki güzeli bir kere daha hakem heyeti huzuruna çıkarmalı sure - tinde bir noktai nazar söyleme - miş midir? Hüseyin < Cahit Bey, bizzat bu A. D. imzasını atan zat olduğu zannolunan zatın da muttali olması iltizam olunan bir yerde bir mesai arkadaşma bu mesele hallolunmazsa bir daha hakem heyetine filân gelmiyece - ğini ifade etmemiş midir? Nazire Hanımı müsabakaya bizzat hakem Ruhi Vamık Beyin getirmesi hiç te söz götürmiyen bir iş midir? Hakemlerden dör - dünün müstenkif kalmasmda hiç bir itiraz manası yok mudur? Amma Cumhuriyet te, hakem- leri de, bu eğlenceye iştirak eden güzeller de bu neticeleri kabul €- diyorlarmış, etmiyorlarmış; hep bunlar kendi bilecekleri şeyler - dir. Cumhuriyetin şu beş buçuk de- diği - şüphesiz bu buçuğun med » lulünü tevazuu faziletleri (o sebe- bile kendilerine | alıkoymuşlar- dır « altı gazeteden beşi bu eğ - lencede hakem heyetinin geçenki intihap tarzını (değiştirmesini doğru bulmadı. Hâdisenin Tür » kiye haricinde Türkiyeye izafe edilmesi gibi bir geçmişi vardı. Tokatliyan hâdisesi gazetele- re bir cereyan açtı. Eğer Cumhu- riyet, gazetemizin bu işte ne ka- dar dürüst davrandığını hâlâ an - VAKIT'ın Hususi Telgrafları İ Neriman H. izmir güzeli yeni bir Abidesi için Mene “İmüsabakaya hazır... mende tetkikat İZMİR, 18 ( Hususi) — İzmir güzeli Neriman Hanım, bu- gün gazetecilere, müsabaka mü - rettipleri tarafından ikinci çıka - rılan Feriha H.ı, Nazire H. dan daha güzel bulduğunu, Bursa gü - zelinin kendi hakkındaki sözlerine cevap vermeğe lüzum görmedi - ğini, Nazire ve Feriha Hanımlara karşı yeniden yapılacak bir mü - sabakaya girmeğe hazır olduğu - nu söyledi. Yeni bütçe hazırlanıyor ANKRA, 18 (Hususi) — 933 yılı bütçesinin hazırlanması- na maliye vekâletince devam e « dilmektedir. Bütçe bir martta iç- timalara başlıyacak olan Büyük Millet Meclisine verilecektir, iktısat vekili Ankarada ANKRA, 18 (Hususi) — İktisat vekili Mahmut Celâl Bey bugün İstanbuldan geldi. İstaz - yonda vekiller, meb'uslar ve di - ğer zatlar tarafından karşılandı. Bir hoca hakkında tahkikat IZMIR, 18 (Hususi) — Bir müddet evel camide, dünya « nm düz olduğundan, Türkçe ezan Ef, hakkmda yapılan” tahkikata | bugün istintak dairesinde devam edildi. dan saçma sapan bahsettiği ha « | Komünistlik tahrikâtı ber verilen: Tunuslu hoca Habip | Kubilây A A eek g .. 4 . id > R > Güzel bir misal İş mi (Başmakaleden devam) “& Bununla beraber zeplinin bü dar külfet mukabilinde yolcunun mikdarı dokuz, on kİŞİ| Tal den ibarettir, ) Arkansiel'e gelince: çederi ve idare etmek için beş altı kişi k bir fi gelmektedir. Sonra şimdiye ks" : dar Bahrimuhiti geçen hava alet?! 8 İ iye İZMİR, 18 (Hususi ) — İlerinin hemen hepsinden daha $ ok ! Şehit Kubilay icin Menemende | ratli ve emniyetli bir surette te€ inşa edilecek âbide hakkında tet- | rübe seferini ikmal etmiştir. İL kikler yapmak üzere C. H. F. İz- | motörlü olan bu tayyare iki me mir vilâyet idare heyeti reisi Ha - | ile hareket ettiği ve üçüncü mo cim Muhittin Bey ve Vali Kâzrm | ihtiyat olarak durduğu için şii Paşa ile mühendislerden mürek - ye kadar Bahrimuhiti geçen b kep bir heyet bugün Menemene | vasıtaların hepsinden daha en giderek âbidenin yapılacağı ye - | dir. Bu suretle cenubi Amerika ri tesbit ettiler. Rıbtım şirketi davası) işletmek meselesi halledilmiş tekrar görülecek IZMIR, 13 (Hususi) — İzmir rıhtım şirketindeki suüisti - mal davası hakında verilen karar temyiz umumi heyeti tarafından bozuldu ve dava evrakı İzmir mahkemesine iade edildi. izmirde iskân işleri İZMİR, 18 (Hususi) — | ve terbiyecilerini alâkadar ed a . Bu Avrupa arasında muntazam p id mektir. il, i Fransız matbuatı an son tecrübelerini büyük bir iftih# ile yazdılar. Hâlâ da ya: Tag, Fransız matbuatma bu müftehi ne neşriyatlarında hak vermek , zımdır, Bilhassa Arkansiel'in hendisi hakkında verilen malâ ko, mat her memleketin id Ge İzmir iskân işleri şubat sonunda mahiyettedir. Şu itibarla ki, Arf! bitecek, iskân kapıları kapatıla - caktır. izmirdeki define?! kansiel'in mühendisi (Ren& Coviix zinet) isminde henüz yirmi yaşında bir genç imiş. Yaptığı ( b İZMİR, 13 (Hususi ) — | tin esasını bundan altı sene Kadife kalede bulunduğu haber | Yani daha yirmi iki yaşında ik verilen definenin araştırılmasına | düşünmüş bugüne kadar bü; Halkevleri bir yaşında Gençliğe iman ve kuvvet kaynağı olan Halkevleri bugün kurulmuştu ANKARA, 18 (A.A.) — Ya: rın 19 Şubattır. Bu tarih Türk gençliğine bir kuvvet ve iman kaynağı olan halkevlerinin ku - ruluşunun yıldönümü günüdür. Bu yıl dönümünün kutlulanma « sı ve yeni halkevlerinin açılması merasimi, halkımızın en geniş bir surette iştirak edebilmeleri i - çin 24 şubat cuma gününe bıra - LONDRA, 18 (A.A.) —Dün sos liğinin Londradaki bir içtimaımda Hindistan meselesinden bahseden M. Vinston Churchil, şu suretle ba ğırmıştır: “İngilizlerin şarkta haklarından ve vazifelerinden ne hazin bir fe- rağat!,, lamamışsa gelip te saklanan ve neşredilmiyen mektupları oku - mak, veya telefonla, yahut mat- baaya kadar gelinerek söylenen sözleri öğrenmek için itidalini muhafaza etmesini bilen bir ar - kadaşmı bize gönderebilir. kara halkevinden bir nutukla a- çılacak ve bu nutuk memleketi - mizin her tarafımda dinlenilebil - mesi için radyo ile de neşredile « cektir. İngilterenin Şarkta vazifesinden feragati! Sabık İngiliz malıye nazırı böyle bağırıyor ! başlanıldı. müşkülât içinde uğraşmış. Karşi izmirde bir N sına çıkan bütün zorlukları yef ku muhakeme ğa yerl e yanması, ve düşmesi gibi tehlik€ Y IZMİR, 18 (Hususi) — | ler önünde bile asla fenni imanif i alırikdtt yapmaktan Nihayet giriştiği müfy, suçlu modelci : Kerim efendi ile | delenin e pire N arkadaşlarmın muhakemelerine | almiğtir. 4 bugün ağırceza mahkemesinde Bir çok insanlar nazarmda . başlandı. X İmiiki, yahut yirmi sekiz yaş hen gençliğin tecrübesiz devrel Halbuki mühendis Ren& Couzinfii.. başka memleketlerde bu B gençlerin ne gibi harikalar ii makta olduklarını, yaratabilecefi lerini eseri ile ispat etmiştir. Bu bi misaller her memlekette gen$” 1. lik kuvvetinin ne mühim bir kıy Tu; kılmıştır. O gün eskiden açılmış | mek olduğunu gösteren birer di 1 34 halkevile yeniden açılacak o - | olarak daima gözlerimiz önündiü lan 21 halkevinde toplantılar ya | bulunmalıdır. du pılacaktır. Yeni halkevleri An - Mehmet Asım !F, Otomobi! sergisi BERLİN, 18 (A.A) —11 batta Berlinde açılan beynelmi! otomobil sergisini bugüne kad 200,000 kişi gezmiştir. Sergi gezenlerin çoğu ecnebidir. luk bir memlekete tatbikine kal! şılıyor. 3 M. Churchil, muhafazakâr fır kaya mensup kitlelerin Hindisti hercümerce sevk ve İngilterenin refini ihlâl etmek tehdidini ar2€ Mumaileyh sözüne şu suretle de den sosyalist siyasetine karşı if yalist ve komünist aleyhtarları bir | vam etmiştir: Milli denilen bir hükümet dam gası altında gözleri bağlı olarak es ki amele kabinesinin Hindistana ait proğramını kabule âmade olan muhafazakâr ekseriyetin bu yu - muşaklığını görmek ne kadar elim wüayyiddnlü'iesi: baricimde ie bir şey... Umumu intihabata iştiraki usu-| da Sovyet Rusyanın muzlim lü Avrupada iflâs halinde iken bu | didin diğer taraftan 4-5 eyaleti usulün müthiş dini ve cezri reka - | münizm boyunduruğu altında betlerle yekdiğerlerinden ayrıl -| yen içindeki hercümerce karşı mış olan müşterek hüviyetleri bu- | malıdır. yan ettiklerini görmek için pek kadar geç kalınmamış olduğu naatindedir, Uzak şark itilâfından b M. Churchil Japonyayı müd it etmiş ve demiştir ki: “Milletler cemiyeti her türlü A Japonya ile bozuşacağına Avruf” X z NR 1 lunmıyan ve entrikacı bir avuç po| (M. Churchrf netice olarak # litikacılar tarafından idare edil -| ki siyasi vaziyet dolayısile bir *h mekte bulunan 350 milyon nüfus- | kım endişeler izhar etmiştir. (9 Mİİ e a ln e İİİ İÇ