8 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

8 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ei p : VAKITın e bi e CANIM AYŞE O gün, ti; fi ertesi Kemal gene | şan, bl şi yıtlaştı. Hat | lerine dikti, Kısık bir sesle sordu: soğuklaştı, gene lâl ta, biraz daha değişti. Şefik beyi gün aşırı yokluyor, 8 Selâmi İzzet kadar tatlı geç- | Yalnız Ayşeye bakarken soğukla» | * sıcak gözlerini genç kızın göz — Sorguya mı çekiliyorum? — Hayır, sadece samimi bir Ayşeyi görmemezlikten geliyor - itiraf bekliyorum. du, Ayşe, bir fırsatını. bulup bir şey söyliyecek olsa, es çıkarmı - yor, cevap vermiyor, sıyışıyordu. Kemal ürperdi: — Neye dair? — Sevdiğine, sevgiline d Halbuki Ayşenin ondan istedi- | Söyle, kimi seviyorsun? ği bir kardeş muhabbetiydi. Ke - — Sana birini sevdiğimi k..« malden yalnız ve sadece müşfik | söyledi? Bir sevgilim olduğunu ne bir alâka istiyordu. Birkaç gündenberi Saliha ha- nimn da Bursaya bahsediliyordu. Kemal kendisiyle evlenmek iş- | buğazında düğümliyerek, reden biliyorsun? — “Güzel Kemal,, e tapmırca gittiğinden | sına âşık olan biri vardır elbette. Gözleri yaşarmıştı. Hıçkırığını sinirli temediği için terkidiyar | etmişti. | bir kahkaha attı. Saliha güzeldi, Kemali seviyordu ve çok zengindi. Kemal saatine baktı: — Ot. Tki buçuk olmuş, geç Kemal bu izdiyacı ne diye red- | kaldım. detmişti?.. Gözü kimdeydi?.. Ayşe bunu düşünüyor, şimdi de bununla sinirleniyordu: — Nereye gidiyorsun? — İşime. — Bugün cuma olduğunu unut Mademki Kemalin Saliha ile | tun galiba? alâlcası yoktu, mademki Saliha gitmişti, Kemal kimin peşinde d. laşıyordu? — Hayır unutmadım, fakat cu g- | Ma olmasma rağmen, çalışacağım. — Memurlarma işkence edi - Ayşenin bir emeli vardı: Ke: | yorsün demek... mali meşgul edeni, kendine bağ - yanı bilmek, tanmmak.. — Hayır, memurlarıma ihtiya- cım yok, onlar mezundur. Benim Eğer, Kemali zapteden kadın, | Yazılacak mektuplarım var. tanısaydı, Kemali kendisine çeken kadının kim olduğunu o bilseydi, Kemalin, derin bir şefkat, ateşli | Verdi: bir muhabbetle önünde diz çöktü- ğü, karşısında hayran kaldığı ka- — ...Maşukalarma! Kemal soğuk kanlılıkla cevap — Belki, Şefik Nuri bey, kızının, böyle Davul vetop Anadoluda ikisinin de kal- dırılması lehinde sebepler ve cereyanlar Yakında terihe karışacak gibi görünen davul ve bekçi Bu sene Ramazanda sahurlar- da davulun çaldırılıp çaldırılma- ması İstanbulda bazı tereddütle- re sebep olduğu gibi Anadoluda da ayni tereddüt görülmektedir. İzmirde sahur davulunun çalın - maması için halk müracaatlarda bulunmaktadır. Bu müracaatların en ziyade hastahaneler tarafın - dan yapıldığı anlaşılıyor. Diğer taraftan gene Anadolu - da iftar ve imsak toplarının atıl maması da düşünülüyor. Bunun sebebi iktısadidir. Afyonda bir aylık top masrafın 350 lira tut- tuğunu düşünen belediye top ye - dımm kim olduğunu öğrenseydi inceden inceye, fırsat bulsun bul- | rine elektirikli düdük çalmayı ta- muazzep olacaktı, Daha şimdiden, sanki o kadının | #38le taş atığını biliyor, söyledik- muş, tanıyormuş gibi, kalbindefbi bir acı duydu... Kimbilir Kemal | #eliyordu. bu kadının karşısında nasıl coşu- yor, nasıl heyecana geliyor, ateş kesiliyordu. (Kemal ateşli, coşkun bir gençti, Sevdiği, alâka- dar olduğu bir kadınm yanında, kimbilir nasıl kendinden geçiyor- du. Ayşe, bu düşünce ile harap ol - du. Üzüldü. Muazzep oldu. Am - ma hissetti, ki'o kadını sahiden| VA” tanısa, kim olduğunu bilse, bu ü - züntüsü, ıstırabı ile mestolacak ve bu sarhoşluktan haz duyacaktı. İlk leyleklerin göründüğü bir Yaz günüydü. Bir cuma günü... Yemekten sonra Kemal, kona ğin kapısındaki mermer sahanlı - ğa çıktı, Sigara içiyordu. i. Ayşe, ağır ağır arkasından yü- rTüdü. Biraz gerisinde durdu. Kemal havaya doğru sigarasr nm dumanlarnı savururken sordu: ği — Gördün mü, bir leylek geç- Kemal, başını çevirmeden, AY” $eye bakmadan cevap verdi: — Bir sey dilemedin mi? — Hayır, Mina görüldüğü zaman 7 Benim, hicbir dileğim yok. ve a lala > em ömür dünyanın en — Muhakkak, mek imi işlerin iyi gidiyor de- Sr giliytn yk ilmden hiç - etmiye, Kemale kılmaya yeltendi: © e — Kalb işelrin de dır öyleyse, yolunda O gün de, sanki hiçbir şey düy- nası) | Hamiş, olanın farkında değilmiş gibi, setlendi: — Efendim. — Sen bugün g liyor musun? — Gidiyorum amca. — Yazık, Eğer bana yardım | etseydin iyi olurdu. Çok yazım Sefik bey, eserini bir türlü ta - mamlıyamıyordu. Kemal derhal cevap verdi: — Bugün beni mazur görünüz amca. Yazacak mühim bir mektu- bum var. Akşam postasma yetiş- tirmem de elzem. oEmrederseniz pazar günü gitmem, bütün gün si- zinle çalışırım. — Peki yavtum. Gece beklerim. vemeği beraber yiyelim. — Ben klüpte kalacağım. — Biz topluluk gecelerini de - ğiştirdik; misafirler cuma akşam- ları geliyorlar. — Onlara dönüşte, geç vakit biraz görünürüm. Ayse, usulcacık mırıldandı: — ... Benimle de bir tango oynarsın. Kemal cevap vermedi. Odadan çıktı. Yazacak mühim bir mektubum var, dedikten sonra, üstüne bütün bütün bir hüzün ei ivenleri, acele indi. > Otomobiline bindi. sevgilisi bu Gönlünü bu otomobi- temel lanı eline alınca. ir le vermişti. Vo inden konuştu: |,|, iz “Sevgili otomobilim, hiç olmaz: sa sen bana bir şey demiyoruz kazmıyorsun, beni sorgu?a Yorsun..yş (Devamı tar) Uzülecekti.., | Masm, söz düşsün düşmesin, Ke - | savvur edivor. beende bize Yılbaşı münasebetile Hilâlah - mer Cemiyeti tarafından Ankara- da verilen baloda bulunmak üze - re bir hafta evvel Ankaraya git - miş olan 1932 dünya güzellik kra- liçesi Keriman H. dün sabahki trenle şehrimize dönmüş, İstas - yonda tanıdıkları tarafından kar- şılanmıştır. Keriman H. Ankarayı gördü - ğünden çok o memnun olduğunu söylemiştir. ——— Kadıköyünde fuka- Kadıköyü Fıkaraperver cemi - yeti dün Kadıköyü semtinde bu - lunan fakir ailelere 5000 okka kö- mür dağıtmış, 20 mektep çocuğu- na birer kat elbise vermiştir. Ce- miyet bayramda da fakir çocuk - ları sevindirmek için çalışmakta - dır; Şimdideni baytamlık elbise » ler hazırlanılmaktadır. Fakir ka- dınlara bayramda şeker dağıtı - lacaktır. — Ça Sandal bekçisinin katli Pendikte Nikonun sandal bek- gisi Süleymanı öldürmekten maz- nun Mete Mehmedin muhakeme - sine, dün İstanbul ağırceza mah- kemesinde devam olunmuştur. M. Vitolün şahit olarak © çağırılması için muhakeme başka güne bıra » kılmıştır. ——— Bir alacak yüzünden Kumkapıda Bayram çavuş mahallesinde oturan Hüseyin Av- ni Efendiyi ayni mahallede otu - ran Mehmet Efendi eski bir ala - dan yaralamıştır. w raya5000okkakömür La İyi şliyen Yara |. i Gb Mili Roman Başımı alıp memleketin beni İ biç tanımıyan bir köşeine kaç mak istiyorum. Fakat alnımda kara bir leke var gibi... Sanr yorum ki ber gittiğim yerde er geç tanılacağım. Zaten artık ça- lışma kuvvetimide kaybetmiye başladım. Hayatımı yeis içinde sörüklüyorum. 31 Ağustos Iki baftadır hasla yatıyordum. Dün ilk defa kalktım. Zafer ve tayyare bayramıydı. Bütün şehir neşe ve sevinç içindeydi. Bir kö- şeye büzülerek geçit resmini seyretmiye başladım. ilk önce askerler, tunç yüzlü askerler yerleri titreten adımla» riyle geçtiler. Onları küçük mek» tepli grupları takip etti, O mini mini gruplardan birinin yanında Avşeyi görünce bağıra bağıra ağlamamak için kendimi güç zaptettim, Baktım, pembe yüzüy- le tamamen mes'uttu. Onun mek- tebi kendisini bu cemiyet içinde bir bak ve vezife sahibi bahtiyar bir fert olarak yetiştirmişti, O mini mini mekteplileri ben- de alkışladım, bileklerim kopar- casına alkışladım; berkes durdu ğu halde yalnız başıma alkışla dım. O sırada Ayşe beni gördü; keşki görünmeseydim! Onun ba» kışlarındaki hakaret bana berke- sinkilerdeni "ağır geldi; © © Turan, bedbabt Turan! Artık “bu cemiyet seni defelmiştir. Ma- kadder akibetini kabul et. 17 Eyiâl! Dün gece annem benimle açık- ça görüştü; evleniyormuş. Halim Bey bana Odemişte bir iş bul- muş, Anladım, annemin evinden de kovuluyorum... Apnem bana bu haberi ver- dikten sonra, babamdan bir ba- tıra kalıp kalmadığını kendisine sordüm; bana çatı arasında dı ran bir sandığın anahtarım verdi, Herkes yattıktan sonra gittim, o sandığı açlım, içinden babamın elbiseleri, eski bir kalpağı, kitap- ları ve ufak tefek diğer bazı eşyası çıktı. Hepsini içim yana yana kokladım, öptüm. Nihayet sandığın en dibinde elim bir de- mire değdi; beynimden bir şim- şek çakarak onu çektim, çıkar- dım. Babamın rove veriydi. Fakat yazık ki boşmuş! Eğer dolu o'say- dı, o anda Turanm sefil hayatı nibayet bulmuş olacaktı. Yazık bu fısatta kaçtı. Şimdi yeni bir intihar teşebbü- süne bile cesaretim yok, Fakat, er geç, beni bekliyen akibet budur. Bu gün bir tarafa çıkmadım. Şimdi gece, saat biri geçiyor. Hâ'â odamda ıstıraplarımla baş başayım. Dişanda serin bir ruz gür esiyor, ben havasızlıktan boğuluyorum, içimin genişliğe ihtiyacı var, Artık buhranlarım en bâd bir şekil aldı. : iğ ai Yazın Necmettin Halil Şimdi deniz kenarına inip küçük sandalımıza bineceğim ve açılacağı. Denizin ta ortasınd bağıracağım; beni hiç kimsenin. işitmediği bir yerde ıstıraplar. mı Allaha haykıracağım. bi ; ? Netice Bir kaç gün sonra gazelelerde şöyle küçük bir havadis çıktız. Firar mı? Intiharmı: * Mütarekeden (evvelki o senelen$ şehrimizde Lise müdürlüğü yapmış (e miz ve vetanperveranç faaliyetleriyle bütün hemşerilerinin kalbinde büyük bir mevki tutmuş olan ÇA..) meb'nsu m hum Cevat Beyin oğlu üç dört £ , beri meydandan kaybolmuştur. Yalın Küçük sandalı da o gecedenbeti Ort yoktur. Zabıt: bunun bir firer olm “ ihtimaline karşı taharriyat yapmış ve DİE netiçe elde edememiştir, n Haber aldığımıza göre merhum Cev Beyin refikası Hanım eline geçen WE vesika dolayısıyle oğlunun intihar ett iş olması ihtimali üzerinde ısrar etm: ir. Polis müdürlüğü bu çihetten de tahkikgt ve taharriyata girişmişür. “Bu firari veya müntehir genç, tünde o maceraperestliği ve sedyesi bozukluğu ile marçftur., * Mesele bir hafta sonra anlar şılda : ; Turan o gece bir karaya uğr ramıştı. Açıklarda, küçük sa; şiddetli bir rüzgâr yakalamış devirmişti.Turatbâğıra bağın urun zaman dalgalarla uğraşmış ve mibayet takati kesilerek ken- dini bırakmeğa mecbur olmuştu. Biraz sonra su Üstüne çıkan sedi, şiddetli şimal rüzgârile kas baran dalgalar tarafımdan vata sahillerinden uzaklara sürüklenip atılmıştı. ö izmir, Şubat 1052 SON ” Çalınan 11 bin çuvala ait dava Aşma altında çuval ca sahibi Ropen Efendinin 11,000 tane çuvalınm — çalınmasma all muhakemeye, dün İstanbul ikinci ceza mahkemesinde devam edil « Dünkü muhakemede, Efendi, mahkemeye bir vermiş, davadaki üç m başka bazı kimseler hakkında takibat (o yapılmasımı ii ştir. Bunlar, Ropen Efendinin kendi * sinin olduğunu iddia ettiği | azı çuvalları, başkalarından satın a lanlar ve "open Efendi in * ye, parası mukabilinde geriye ve” renlerdir. Mahkeme, istidayı m deiumumiliğe havale etmiştir. İranlı Velinin vekili, Velinin kânmda bulunan çuvalların İnmış çuvallar olmadığını m sürmüş, müekkiline bunları a tanların şahit olarak çağırılma ları isteğinde bulunmuştur. . © Mahkeme, bu şahitlerin çağı» rılmalarına karar vermiştir. > m .

Bu sayıdan diğer sayfalar: