EE Yy KE «A © demek bilmem caiz mi? — Vaz ““ki pahsiyonumu bakıp Beyoğ- | “lina çıktım. Beraber bir oda tut- | Hikâye | San'ata Hiyanet ie Tramvaya bindim. Bir gazete alarak okumıya başladım. Daha ilk sayıfada, dostum ressam Av - ninin fotoğrafını görerek merak: la baktım. Evet. Onun resmiydi. yazıyı okuyuhcâ sevindim. Res - sam Avninin resimleri (Pariste büyük bir muvaffakıyet kazan « mış ve binlerce liraya satılmıştı. Arkadaşlardan birisinin mü - vaffak oluşuna sevinerek tram - vaydan inerken: karşına Avni çıktı, Hemen kendisini tebrik et- tim: -- Hay yaşıyasn Avni!, Bil - sen ne kadar sevindim.. (Senin resimler Pariste.. Avni suratını ekşitti: — Bırak allahını seversen, de | di, birak şunları! — Neden? — Neden mi? Gel öyleyse sas na anlatayım. Bir kahveye girdik. o Kahve. Sigara, | — Biliyorsun ki, diye Avni| başladı, on senedir resim yapa * rım, Resme başladığım o zaman, babam Beni bu işten — büna 4 geğirmek istedi. Ben inat ettim. | O zaman, babam, elime beş bin Hira vererek, İstanbula gönderdi ve kendisinden ârtık, OÖrmtünün ve ömrümün sonuna kadar böş para İstemömemi, istesem de ver miyeceğini söyledi. “Başının ça * resine bak, ister sözümü dinle « mez ressam olursun, ister bu pa | rayı kendine sermay& yapâr, başka bir .... olursun, diye, Samsundan vapura bindirdi. İs « tanbula geldim. Doğru o zaman “Sanayii nefise,, diye arılan gü « | zel san'atlar mektebine (gittim, çalışmıya başladım. Elimdeki pa- ranm bir gün biteceğini bildiğim için idareyle kullanıyordum. doğ: rusunu söylemek lâzım (gelirse, bütün arzuma ve hevesime rağ « men resim hakkındaki kabiliye « tim ve muvaffakıyetim, bir mu «| habbetten ileri geşemiyordu. Vas kıa, bir modeli kendisine benze « tecek kadar yapabiliyordum a * ma, açılan bütün müsabakalara İ girdiğim halde kazanamıyordum. | Bir defa olsun, Avrupa müsaba * kasını kazanıp bir türlü gideme- dim, Nihayet, her şeyin bir sonu | olduğu gibi, mektep de bitti. | Ben; gene çalışıyor, bir sürü tab | İo yapıyordum.. Bir aralık, Bey- oğlunda bir de hususi sergi aç “ tım.. Biliyorsun.. Bü serginin ne- ticssi, bana üç aylık oMmasrafıma malolmuştu. Paralar da bitiyordu.. Ancak iki bin liram kalmıştı. Bu tergi - nin netiğesi üç aylık masrafrma maloldu diyorsam, sade bu ka - dar değil.. Sergide Lili isminde bir kızla tanımama © vesile öl - Muştu. Orufla hasıl tartıştık, bil- miyorüm.. Galiba bir resim hak- kında kendisine izahat verdim. Sonra, sergi bittikten sonra, Lili ile seviştik.. Kimsesiz, fakir bir | kızdı.. Fakat çok güzeldi. Ben de yalnızdım. Onuh teklifi üzerine Sirkecide- tuk.. Lili, mevcut paramı, tarif €- | dilinez bir lâkaydiyle sarfediyor- du. Şunu da itiraf edeyim ki Lili- | i kıa şimdi. meşhur oldum amma, nin, bunda hususi bir maksadı yoktu, Beni hakikaten seviyor - du. İspatı da şu ki, paramız bit: | tikten sonra altı ay sonraya ka - ke sila dar, benimle beraber aç kaldı, sü- j ründü.. Sonra, bir gün, eve döndüğüm zaman, nasanın üzerinde bir kâ- ğıt buldum.. Bu Lilidendi. Bana “sefalet pek güç, diye yazıyordu, bu gidişle ikimiz de açlıktan ö «| leceğiz.. Ben de para kazanabili- | rim, gencim, ama, sen bu para - yı yemezsin, bunu da biliyorum İyisimi, ben gideyim, belki iki « miz de kurtuluruz. Esasen bir al- tın madeni keşfettim. Benim için üzülme..,, Mektubu okuyunca, doğrusu ferahladım. Yalnız başı» | ma —İiliye karşı olan aşkıma rağmen— kendimi daha iyi mir dafaa edebilirdim. Lilinin altin madeni dediği şey, | Amerikalı bir tüccarmış. Önü a: lip Parise gölürmüş. Bütün bun- ları, dört ay sonra öğreniyordum. Bu dört ay içinde ne yaptın?. di. ye sorarsan, sana; Liliyi unutmas ğa çalıştım ve resim yaptım diye cevap verebilirim. Nasıl yaşa * dım ?. Boya parası nereden bul « dum? diye sorma.. Ben de bilmi: yorum.. Bu müddet içinde yirmi beş kadar her türlü san'at kay * dinden azade tablo yaptım, bütün nevmidimi, gayzımı bunlarla ifa- deye çalıştım. “ Ö esnada müstakillerin sergisi açılmıştı. bir kacını oraya gön * derdim. Bir gün, sergide ârpaci kumrusu gibi pineklerken, göz « lüklü tüccar kıyafetli bir ecne « bi, tablolatımın Önünde durdu ve sordu: — Kimin bunlar? — Benim!.. — Kaç tablonuz var burada?. « Dört tane!. -— Yüzer liraya verir misiniz ?. Hayretten dona kalmışişm. Di- lim tutulmuştu. — Yüz elli olsun!.. Deli olacaktım. Nihayet! — Peki!, Diyebildim. Adam, karitnt vers di, gitti. Kartta “Levis Tem, tüc- car,, diye yazıyordu. Perapalasta oturuyormuş.. Ertesi gün gittim... Dört tabloyu götürdüm.. Herif altı yüz liralık “ bir çek i verdi ve: > Daha varsa gönderiniz!. Dedi. Daha varsa m1?. Otuz kadar tablo daha gönderdim, ve İ parasını aldım. Cem'an yekün beş bin yüz lira parasıfı aldım. , Avni sustu. Bir kahve daha 1s- maârlıyârak devam etli- Mağer bu herif Lilinin bera - bet kâğtığı Amerikalıymış. Şim- di evlenmişler. Lili behi unut - mamış olacak ki, onu göndermiş, bana yardım etmek istemiş. İşin fecii, Amerikalı benden aldığı tablolarla, Pariste bir sergi açmış ve büyük bir reklâmla şişire şişi- | ve, tablolarının tanesini 'elli bin franga satmiş, beni meşhur - et - MİŞ — Peki Avni, bunda kızacak ne var?. Avni, döndü, yüzüme baktı, .. Mukaddes bir şeye dökünmusum gibi: — Ne mi var?. Diye haykırdı, ömrümün ön sehesini değil, bülüh hayatımı resme vakfettim.. Va - bu şöhretimi kıymetime değil, bir kadınm bana olan muhabbetine | borçluyum. Ben, san'ate karşi bu nu hiyanet telâkki ederim.. An - İryor musun... Hiyanet., : DM 8 Kelek 1Y33 io Memleket Haberleri o NE AB KK MAR ASRA KA TANAL e Ae Bergamalı sürtük Nefiseyi kim öldürdü ? Sokük örtasında şiddetli bir münakaşa: — Benimle berâber geleceksin ! -— Gelmiyeceğim ! İzmirde Namazgâhta Cedit ma- hallesinde 550 sokağında, sokak ortasinda bir cinayet olmuştur. Berğamalı Nefise H. isminde yit- mi yaşmda bir kadm; kendis'le beraber bulunan, fakat adı tespit edilemiyen bir adam târafındat biğakla yedi yerinden yaralanmak suretile öldürülmüştür. Bergamalı Nefise H.; zabıtada kayıtlı ve sür- tük natnıni taşiyan kadınlardan - dır. Katilin meydana çıkarılması için zabıta ve adliye müşterekeh çalışmaktadır. Vak'a şü suretle olmuştur. Bergamalı Nefise Hanımla ya - nında bulunan kahverengi paltolü bir âdam; Namazgühta bir s6kali- tan geçtikleri sirada görülmüşler- dir. Bunların nereye gittiklerini! kimse bilmiyordu. 550 sokağı di -| ye anılân #okağa girince orada e - talarında bir münakaşa başlamış- tır. Bu münakaşayı sokakta oytu - yan iki çocuk işitmiştir. Erkek: — Hâydi seninle dama gidelim. Orada kalirız. Diyormuş. Kadın ise! — Hayır. Ben oraya gitmemi İs- tersen beni öldür. Cevabını vermiş. Bunları işiden çocuklar diyorlar ki: “— Kadınla erkek yüksek ses - le, bağırırdatına söz söylüyorlar - dı. Kadı: “Ben oraya gitmem. İs- tersen öldür,,, Diyince erkek, be - inden bir biçak çıkardı, kadına saldırdı. Kadn; biçağın kendi sü- cüdüne saplanmasma mâni olmak için elile karşı koydu. Ve sokak or- tasmda bir boğuşma başladı. On- dan sonrasını görmemek için biz sokaktan kaçtık!,, Çocuklarin söyledikleri sokak - ta; Nefise Hanımın cesedi yedi y4- rinden almış olduğu biçak yarasile öldürülmüş olarak bulunmuştur. Yaralarından birisi tam kalbi üze rindedir. Diğerleri sol memesi ü$- tünde iki, arkasında iki ve sol eli- nin bilek yerinde iki yaradır. Katil vak'adan sonra kaçmıştır. Cinayetten bir müddet sonra bü sokaktan geçenler orada bir ka - ! dinim İkan içinde ve ölü olarak yat- tığını görünce Namazgâh polis ka- dise emniyet müdürlüğüne ve müd dei umumiliğe bildirilmiştir. Kısmı adli reisi beyde katili meydana çıkarmak ve yakalamak için vak'a mahallinde tetkikat ve tahkikata memur edilerek vazife- ye başlamıştır. Ceset; muayene edildikten #on- ra memleket hastahanesine kaldı- rılmışlır. Tahkikat ve takibata *- hemmiyetle devam olunmaktadır. Halâ eşkiya baskınları Ödemişle Bayın kamyonu soydular ve bir bir yo'cuyu öldürdüler Üç gün evvel akşam Beğiilin, Ödemiş yolunda bir yolcutun 6“ İümile neticelenen bir soyguncu luk olmuştur. Ödemiş belediyesinde mukay* yet 8 numaralı kamyonet 15 yol Gu ile şoför Hasan Efendinin ida“ resinde İzmirden Ödemişe hare * ket ediyor. Otomobil Bayındır ile Ödemiş ! arasında Falaka mevkiinde iler- İediği sırada yoldan gelen bir| ses; — Dur! emrini veriyor. Bu emri yolun kenarında ak « #am karanlığında iki âdi gıra ve bir çok tabanca namılulârınım teh« didi takip ediyor. Tehlikenin fecaatini anlıyan götür gismobile azami sür'ati ves | şunların otomobilin akli ve tak tu aksama isabet ettiği hissolu - vuyor. Bü esnâda içerde bit yol - cu: — Aman vurtldum! Diye inliyor va otomobil de dürüyor. Elleri silâhlı hoydutlar- dan biri bağırıyor: — Aşağı inin paralarmızı or « taya atın! 15 yolcu emre itaat ediyor. Ye- dır yolunda bir çevirdiler je 200 lira para, bir çok saat, i köstek, yüzük atılıyor. | Otomobile atlıyan ve içeride bir yolcuyu kanlar içinde ölü ola: rak bulan haydutlardan biri dı « şarıya bağırıyor. — Heeyy! Burada bir ölü var, Bunun üzerine haydutlar yer « deki paraları alıp: — Ölü mü? Aman kaçalım! Diyip akşam karanlığına karı « #arâk kaybolup uzaklaşıyorlar. Ölen yolcu Konyanın Kara « Man kazasından mis kokuları sa * tarak geçinen 40 - 45 yaşlarında | Naci isminde biridir. Ödemiş, Bayındır, Tire jan “ darmeları vak'a mahalline yeti * | şörek takibata girişmişlerdir. Haydutlatin civar köylerden ! yeni yetişmiş delikanlılar oldu «| ğu anlaşılmaktadır. izmir muxllimleri Denizi de DENİZLİ, 7 (A.A) — İzmir muallimlerinden 62 kişilik bir ka- file şehrimizde iki gün kaldık - tan sonra İzmire dönmüşlerdir. Muallimler şerefine muallim mek- tebinde bir müsamere verilmiş Halkevi salonunda bir çaylı dans tertip olunmuştur. rakoluna haber vermişlerdir. Ha» | Bir hiç! in Koca cinayete sebep olmuş! Teşrinievvelin 5 inci gecesi Saf- tanbolunun Yazı köyünde hiçten bir cinayet olmuş, Muhittin isimli bir delikanlı, Abdullah isimli biri- sini öldürmüştür. Vak'a bir düğün evinde olmuş, Muhittin, Abdullah ve arkadaşlarını düğün evinden çikarmak İstemiş, aralarında kav- ga olmuş, neticede Muhittin bicak la Abdullahı yaralıyarak öldür - müşter. Bu hiçten cinayetin muhakeme « si Bartın Ağir ceza mahkemesin - de görülmüş, katil 5 sene hapse mahküm olmuştur. Yalmiz yaşı 21 i bulmadığı için cezasmdan 10 ay indirilmiştir. Metresini iple bağlayıp yardan yuvarlamış! 932 senesi ayi sonlarında, Filyos demiryolu amelesinden Yozgatlı Dağıstan işimli bir şahıs, başka bir erkekle yaşamak istiyen metresi Ayşeden iritikam almak için onu iple sarmış ve bir yardan aşağı tu- varlıyarak öldürmüştü!. Katil Bartmda muhakeme ödil- miş, mahkemede cürmünü müte - madiyen inkâr etmişse de, cürmü sabit görülerek beş sene hapsine karar verilmiştir. iki kaza İzmirden Kulaya gitmekte olan ve Kula belediyesinde kayıtlı üç numaralı kamyon Eşmeli bir köy- lüyü altma alarak ayağını kırmış- tır, Şoför tevkif edilmiştir. Alaşehir pazarında da bir hâdi- se olmuş, Kulalı Hasan Beye ait katıyonun şoför muavini ötomo - bil altında kalarak ayağı kırılmış tır. Şoför muavini tedavi altına a- lanmıştır. Amerikan elek- trikeileri ROMA, 7(A.A.) — Edison grüpuna mensup elektirik şirket - | eri memür ve müstahdemlerin » den 32.000 kişi dün sabah 5 hu - #usi tren içinde romaya gşelmişler- dir. Bunlar derhal bir alay halin- de toplanmışlar, meçhul askerin Mezatıhı Ziyaret etmişlerdir. Bu Amerikan seyyahlar, müsteşar M. Biagi tarafından oCampidoglio meydanında © karşılanmışlardır, öndün sonra kralih #araymn ö - | nüne gitmişlerdir. Daha sonra seyyahlar gene a- lay halinde Newedik meydanına giderek M. Mussoliniyi hararetli surette alkışlamışlardır. M. Mus - solini bir kaç-defa balkona çik - Mâğaâ mecburiyet duymuştur. meöleiiieie Yol verilmiş &mele, polis küvvetile dışarı | çıkarıldı VARŞOVA, 7 (A.A.) — Tel - graf ve telefon alâtı imalâthanesi amelesinden iş mukaveleleri hi « tam bulduğundan dolayı kendile - rine yol verilenler, fabrikayi ter - ketmek istemediklerinden, polis marifetile dışarı çıkarılmışlardır. Polis, kömünist tahrikâtçılar « dan bir çoğunu tevkif etmiştir.