el 1932 (Baş tarafı 1 inci sayıfada ) Cümlesile açılan bahsi Hikmet tamamladı. Darülelhanda başlamış, Üsküdar musiki ve Şark Musiki cemiyetlerinde çalışmışJIk konserlerini de bu teşekküllerde ve Darüttâlimi musikide vermiş. Kendisinin istidadını sezen Ziya Paşa, Ali Rifat Bey, merhum Zührap Efendi, İsmail * Hakkı Bey, Mahmut Celâlettin Paşa za- Ziya Beyle refikası İsmet Ha- İsmet Hanımın biraderi ve ekil Paşanm yaveri Atıf kendisinin yetişmesi için bü- e himmet ve alâka göstermiş- Hikmet Rıza Hanımın en bü- şikâyetlerini, musikinin piya” *a sazma inhisar etmesi ve halkın san'at eserlerinden çok, hafif şar- kıları alkışlaması teşkil ediyor, di- Yor ki; — Ah, Darüttalimi musiki... Ne Süzel bir teşekküldü . Onun da- , memleket için çok büyük ir zıya oldu. Musiki (o zevkimizi Ancak orada tatmin ediyorduk. ik musikiyi ancak orada din- Hiyorduk . Rıza Bey, burada ortaya bir iddia atıyor: — Musikimizin hali pek ber- bat Beyefendi, ruhen araplaşı - yoruz. Evet bir yandan dil inkı- lâbi yaparken, ruhi gıdamızı arap nağmeleri tatmin ediyor. Bu çok $ayani dikkattir. Yeni bestekâr- larımızın bir kısmında, ruhi delâ- let var!. «Hikmet Rıza Hanım devam e- ir: © — Şimdi umuma açılan yerler- «e musiki yok. bir şarlatanlık, bir Fültüdür gidiyor. Vakıa arada Sok güzel klâsik fasıllar yapılı- Yor, fakat ne yazık ki, buna ek- seriyet, aldırış bile etmiyor. Gü- Zel san'at eserlerini, güzel şarkı- ları ve kıymetini anlamıyor ve Yahut nazarı itibare almıyor. Fakat buna mukabil güftesi ba - sit olan, musikisi olmıyan boş e - serler, falsolu bile olsa alkışlanı - yor. İstenilen ve tutulan şeyi mu - | o sikinin ince nağmeleri, nüansla - Şe değil, mümkün olabildiği ka - dar yüksek sestir!. Öyle hanım - lar var ki, fevkalâde sesleri ve gırtlakları olduğu halde, âvazla - rı çıktığı kadar bağırabilen diğer hanımların yanında bir kıymet teşkil etmiyorlar.. Klâsik parçalarımıza çok ya - zık oluyor. Bence musikimizi biri meyhane, diğeri konser musikisi olarak ikiye ayırmaktan ve bunla Ta ayrı ayrı kıymet vermekten başka tutulacak yol yoktur. — Alâturka musikinin biraz hüzünlü olduğunu iddia -eden - var? — Kat'iyyen.. Eski musikimiz | Şok san'atli, fakat hüzünlü de - ğildir, Çifte tellilerimizi düşü - Nünüz, Alâfranga musikide hü- Zün yok mu, Şopenin parçaları - Mi unutuyor muyuz? Emin olu - Muz Beyefendi, beni, güzel bir san'at karşısında arkasını dönen - leri görmek kadar hayatımda hiç bir şey bu kadar fazla müteessir #tmemiştir. Piyasada olduğu kadar san'at Muhitlerinde de okuyuş tarzı ile ik bir şöhret yapan hanımla - Yin hemen en başımda gelen Hik - Met Rıza Hanım, içten geldiği eni olan, bu şayani dikkat söz - lerini söyle tamamlıyor: — Alkışlamıyabilirler, (fakat arkalarını döndürmek suretile tah kire ne hakları var?! — Ne vakittenberi plâğa oku- yorsunuz, kaç plâk doldurdu- nuz? — 929 danberi.. Aşağı yukarı yüze yakın plâk doldurdum. — Ne kazanırsmız? Hikmet Rıza Hanımdan evvel Rıza Bey cevap veriyor: — Acıklı hikâye.. Musikiden para kazanılır, fakat plâk işinden değil .. Çünkü burada da san'at « tan ziyade, bir plâk doldurmıya yetecek sese kıymet verenler daha çoktur. — Hayatmızdan memnun mu - sunuz? Hikmet Rıza Hanım, hiç dü - şünmeden cevap veriyor: — Asla., Bilhassa böyle sah - nelerde çalışmak istemiyorum. İçkisiz san'at muhitlerini istiyo - rum . Söylerken karşımda içki içmiyen insanları gördüğüm va - kit ruhum daha derinleşecek, maneviyatım daha (yükselecek zannediyorum . Bu itibarla iki şahsiyet taşıyorum, diyebilirim. Biri evdeki ben, diğeri bir barda söyliyen Hikmet. Doğuşumdanberi iyi bir mu - siki terbiyesi aldım. Musikiyi asıl mânasında anladım. 'Bir sarhoş tatmin edecek iktidarı ken- dimde bulamıyorum ve inanmız ki, evde söylediğim gibi burada okuyamıyorum. — En sevdiğiniz sarkı? — O kadar çok ki... Klâsikler - den Ziya Paşanın “Nişabürek,, saz semaisi vardır. Bunu çok #everim . Rahmi Beyle Ali Rifat Beyin eserlerini de severim . Ye - ni şarkılardan en sevdiğim par - çalar: “Ruhumda bahar, la “Son. hatıra, Kirpiklerinin..,, ve “An - ladım sevmiyeceksin, çok seviyo - rum,, dur . -— Arkadaşlarınız arasında be - ğendikleriniz? — Belkısla Makbule başta, be- ğendiğim bazı hanımlar vardır. Çalan, okuyan ve besteliyen erkeklerden, Celâl, Hâmit Nevres, Rüşen Ferit, Mesut Cemil, tan - buri Salâhattin, Yesari oAsım Beylerle Aleko, Artaki, Yorgi ve Nobar Efendileri beğenir ve tak - dir ederim. Muhlis Sabahatti - nin kendisine mahsus, sevilen bir tarzı vardır. Aleko Efendi bes - tekârdir da. Geçenlerde ölen oğlu için yaptığı şarkıyı pek be - ğendim . — Radyoda okurken beyecan duyuyor musunuz? * — İlk zamanlar duyardım. Fa - kat şimdi duymuyorum . Çünkü gittikçe sesime hâkimleştim. — Sesinizi muhafaza için ted - bir alır mısınız? — Hemen, hiç .. Çünkü iki ta - ne gözbebeğim yavrum var. On- lara bakmaktan, onlarla meşgul olmaktan sesi düşünmek aklıma bile gelmiyor . — Alaturka, alafranga ve baş - bir tabirle asri musiki hakkında ne düşünüyorsunuz? — Alafrangayı severim . Yal - nz İisan bilmediğim için maale - sef anlamadığım tarafları var. Fakat bir çok parçalar çok hoşu - ma gidiyor. Asri musikiyi sev - miyorum . Çünkü gözümü açtım, klâsik musiki dinledim ve onun - la büyüdüm. Gerçe bu klâsik musikiyi bir tarafa bıraksam da “Küçük Hanım bere giymiş ba - şına . ..,, yı söylesem, dinleyici - lerimin üçte iki nisbetinde çoğa - VAKIT Sayıfa 9 Muhittin Bey, belediyenin Yılbaşında şirketi idareye başlıyacağını teyit ediyor Ankara, 23 (A:A.) — İstanbul Terkos işi hakkında bazı gazete- lerde çıkan haberler üzerine, şeh rimizde bulunan İstanbul beledi- ye reisi ve valisi Muhittin Beye müracaat ettik. Muhittin Bey a- Jansımızın bir muhabirine şu be- yanatta bulundular: “Hükümetle su şirketi arasın - da bütün esaslarda tam mutabakat hâsıl olmuştur. İtilâfnamenin im- zası için şirketin (o Paristeki meclisi idaresi tarafından burada ki mümessiline salâhiyet verilme- si beklenmektedir. İmza işi gecikse bile hâsıl olan itilâfa göre İstanbul belediyesi ikinci kânunun birinden itibaren Terkos idaresini eline alacaktır. Buna muhalif olarak gazetelerde çıkan haberler tamamen asılsız « dır.,, ölüm Teessürle öğrendiğimize göre belediye mektupçusu Halük Ni- hat Beyin valdesi H., Müptelâ ol duğu rahatsızlıktan kurtulamıya- rak dün akşam irtihal eylemiştir. Cenazesi bugün öğle vakti Çen - berli taştaki evlerinden kaldırıla- cak ve Beyazıt camiinde namazı kılındıktan sonra (OEdirnekapıda toprağa tevdi edilecektir. Halük Nihat Bey arkadaşımızın büyük elemine iştirak ediyor, merhume- ye rahmet dileyoruz. Mİ yan, Lehistanda üç idam kararı Lwow, 23 (A.A.) — Grodok postuhanesine ikinci teşrinin otu- zunda yapılıp bir polis memurile bir hademenin ve iki haydudun ölümüne, yedi memurla vak'a şa- hidinin yaralanmasına sebep olan taarruzdan dolayı zannaltına alı- nan ve Ukranya tethiş taraftarla- rı teşkilâtına mensup bulunan 4 şahsın muhakemesi bitmiştir. Ma- halli mahkeme, 6 gün süren bu da va neticesinde maznunlardan Da nyly Szyn ile Bilas ve Zurakows- ky'yi “usulen lâzım gelen merasi- me hacet görmeksizin- asılma su- retile idama mahküm etmiş, dör- düncü maznun Koosak'ı cinayet mahkemesine sevketmiştir. mama ispanyada grevler SEVİLLE, 23 (A.A.) — Ame le sendikası, grev yapılmasını em- rettiğinden mürettiplerle litoğraf * lar gece vakti işlerini terketmişler- dir. Bunun neticesi olarak sabah gazeteleri çıkmamıştır. kmlaliğimekkir italya veliahtı ROMA, 23 (A.A.) — İtalya veliahtı, Nisida tayyare liımanmda bazı tayyarelerin o manevralarını temaşa ettikten sonra askeri bir deniz tayyaresile Romaya hareket etmiş ve buraya öğleden sonra va- sıl olmuştur. lacağını bilirim amma, işte bütün mesele bunu yapabilmekte ve be - reyi küçük Hanımın başıma giy - direbilmektedir!.. Bunu ben ya - pamıyorum . ği ! Kimlerdir,ne kazanırlar Terkos meselesi | Ankara ve izmirde futbol maçları Ankarada ima'âtı harbiye ve izmirde .K. S. K. takımları kazandılar ANKARA, 23 (A. A.) Ankara futbol şampiyonası maçlarına bu- gün devam edildi. Fiküstür muci- bince İmalâtı harbiye ve Alunordu takımları karşılaşacaklardı. Hükem Sedat Beydi. Karşı karşıya topladığı zaman İmalâtı harbiye takımımı maruf futbolcularımızdan Alâeddin ile takviye edilmişti, Oyun İmalâtlıların bir hücumu ile başladı. Top iyi bir kontrol al- tında Altınordu kalesine kadar in- di. Rıdvanın uzun bir vuruşu ta - hakkuk etmek üzere olan bir teh- likeyi uzaklaştırdı. Altınordulular enerjiye istinat eden hücumlarile rakıplerini taz- yik ediyorlarsa da bu tazyikler he- men hiç te müessir olmuyordu. Biraz sonra İmalâtlıların vazi- yetlerini düzeltmeğe ve yavaş ya- vaş hâkimiyeti ele almağa başla” dılar. Bilhassa Bilâl iyi tevzilerile müessir hücumlar hazırlıyor ve o- yunun yavaş yavaş Altmordulula - rn sahası dahiline intikal etmesi- ne çalışıyordu. Altmcı dakikada İmalâtın sol- dan hücumu esnasında İhsanın şü zel bir şandelini Alâeddin yakala- | dı ve bir iki atlatmadan sonra gü- zel bir plase ile İmalâtın ilk golü- nü kaydetti. Altmordulular gollerin daha zi- yade Alâeddin tarafından gelece- ğini tahmin ederek bütün mevcu- diyetlerile onun üzerine yükleni - yorlar İmalâtlılar ise açık kalan yerlerden istifade edecekleri yer- de mütemadiyen marke dilmiş bir vaziyette bulunan Alâeddin ile iş- lemeğe çalışıyorlar o ve topu her fırsatta Alâeddine veriyorlardı. 37 inci dakikada Alâeddin mü- sait bir vaziyette aldığı pası iyi kullanarak topu 30 metreden çek- tiği sıkı bir şütle ikinci defa ola - rak Altmordu ağlarına taktı. İkinci devre başladığı zaman Altınordulular sıkı bir hücum ya- parak iyi bir netice elde etmek is tediler. Fakat bu hücum derhal İmalât müdafaasında kesiliverdi. İmalâtlılar yeniden Altunordu kalesine doğru inmeğe başladı - lar. Bu hücumlar daha bidayetin den itibaren tehlikeli olmağa baş ladı. Hücumları çok iyi idare e - den Nevzat yanında oynıyan Âlâ- eddinin gol çıkarmak kabiliyeti - ni çok iyi idare ediyor, ayni za - manda sol iç Fahrinin oyun üze- rindeki tesirini müspet bir şekle sokuyordu. Nitekim çok geçme - den bu üç oyuncu arasında cere- yan eden çok güzel bir paslaşma- dan sonra oyunun hemen dördün cü dakikasmdan top Fahrinin sı kı bir şütü ile Altmordu ağlarma takıldı. Biraz sonra Cevadın atlığı pe- naltı tekrar Altınordu kalesine girdi. On altıncı dakikada İmalâtlılar tekrar hasım kalesine indiler, Alâ- eddin topu beşinci defa Altınordu kalesine soktu. Altınordulular, uzun müddet $i- kı bir tazyik çemberi içinde caba- ladıktan sonra tekrar iki sert hü- cum yaptılar ve 37 inci dakikada lehlerine verilen bir penaltıdan is- tifade ederek ilk ve son gollerini kaydettiler, Altınordunun bu golünden son- ra her iki taraf da gol adedini faz- lalaştırmak için büyük gayretler sarfetmeğe başladılar. Bir İmalât akınında Alâeddin altıncı golü de İ yaptıktan sonra maç 6-1 İmalât- ların galebesile neticelendi. iZmirde İzmir, 23 (A.A.) — Mıntaka birincilik müsabakalarına devam edildi. Birinci oyun Altun ordu - Türkspor arasında idi. Altunordu lular güzel bir oyundan sonra 5-1 galip gelmişlerdir. Bundan sonra İzmir spor-Şark #por takımları karşılaştılar. Bu oyunda İzmirsporun 5-1 galibiye- tile bitti. Öğleden sonra yapılan Altay- Buca takımları müsabakası 3-1 Altayın galibiyetile neticelenmiş- tir, Bundan sonra K. 5. K. ve Göz- tepe takımları arasmda O günün en mühim müsabakası yapıldı. Oyun bidayette mukabil hü - cumlarla cereyan etti. 5 inci daki kada K. 5. K. lılar iyi bir anlaş» ma neticesinde sol içleri vasrtasi- le topu Göztepe ağlarına takma - ğa muvaffak oldular. - Fakat, iki dakika geçmeden K. $. K. takımı di kendilerine bir gol de attı- ar. Böylece beraberliği temin e - 'den Göztepeliler açılarak hücum larını sıklaştırmağa başladılar. tepe sağ açığı W ikinci sa yıyı da YA f Devre bu suretle 2-1 Göztepeli- lerin lehine neticelendi. İkinci devrede sağ bir "akın esnasında K. 5S. K.lılar omerkez mühacimlerinin avağı ile beraber lik sayılarını kaydettiler ve oyu - nun sonlarına doğru da sağ açıl- larmın mükemmel bir surette or- taladığı kornerden istifade ede - rek sol içlerinin yaptığı üçüncü golle galip vaziyete geçtiler. O - yun bundan sonra her iki tarafın gayretlerine rağmen golsüz geçti ve maç 3-2 K.S. K.lılarm gale- besile neticelendi. i Yeni Zelandanın ingiltereye borçları Wallington, 23 (A.A.) — Yeni Zelandanın İngiltereye olan borç- larının tekrar tediyesine başlan - masına dâir yeni Zelanda hükü - meti tarafından Lozan uyuşmala - rının müzakeresi esnasında yeni Zelanda dahil olmak üzere bütün dominyonlara yaptığı omuvakkat tatili tediye teklifini geri almak veya her ne suretle olursa olsun değiştirmek niyetinde olmadığı ce- vabını vermiştir. allen italyada nafia işleri Roma, 23 (A.A.) — M. Musso lini tarafından kabul edilen Re ma valisi, Roma şehrinin tarzı ida resile bu şehirde yapılmakta olan nafia işleri hakkında izahat ver- miştir. İmpero caddesinde San Uu kilisesine bitişik takızafer, bu ki- Tisenin istimlâkinden sonra etrafı açılmış olacaktır, Devrenin son dakikalarında Göz