Sİ 24 Künunuevvel 1937 Şehadetinin yıl dönümü dolayisile azim — irtica kurbanının hatırası taziz edildi İZMİR, 23 (A.A.) — Menemen- de yapılacak Kubilây ihtifali için bu sabah saat 9 da 500 davetliyi hâmil tren Basmahaneden Mene - mene hareket etmiştir. allim ve zabitvekili Kubilâyın ar- kadaşlarile şehit edildiği günün yıl dönümü olmak münasebetile pek muâzzam bir ihtifal yapılmış- tır. C.H, Firkasınca hazırlanan proğram mucibince bu sabah 500 davetliyi hâmil hususi tren İzmir- den saat 10 da Menemene gelmiş- tir, İhtifal alayı istasyonda Mene - men kaymakamı, belediye reisi ile C. H. Fırkası kaza heyeti idare er- kânı ve âzası, jandarma ve polis müfrezeleri ve binlerce halk tara- fından karşılanmıştır. huriyetçilerden M. Fabry'nin be - yanatını dinlemiştir. M. Fabry, sosyalistlerden yar- dım gören Boncour kabinesinin silâhları bırakma hususunda 608 - yalistlerin istinat ettikleri noktai nazarları benimseyip benimsemi- yeceğini sormuş, bu noktai nazar ların emniyet ve selâmet davası - na pek az ehemmiyet verdiğini söylemiştir. M. Fabşy, sözlerine şu suretle devam etmiştir: “ Silâh kuvvetlerini umumi su- rette bırakma diğerlerine nisbet- İstasyondan kasabadaki Kubi -| Je daha zengin nüfusu daha cok lây meydanma yaya olarak gidil- miştir. Meydanda Menemen be- lediye reisi ile şirketir komisri Na- ci Bey tarafından birer hitabe irat olunarak Kubilây ve arkadaşları: nin fedakârlıkları yad ve tezkâr ve hainler, mürteciler tel'in olun - | muştur. Burada Menemen mektep tale- besinden Nusret Hanım tarafından gâyet 'veciz'bir manzüme okun- muştur. Bilâhare Kubilây mektebi ziyaret edilmiş ve mektep başmu- allimi tarafımdan bir nutuk söy- lenmiştir. Bilâhare Kubilâyın yanmda ya tan arkdaşlarının mezarları ziya- ret edilerek ruhları taziz ve tak- dis edilmiştir. Kubilây ihtfaline iştirak eden teşekküller ve mües- seseler tarafından mezara çelenk- ler konulmuş ve merasime niha- yet verilmiştir. Ihtifal alayı saat 13 te ayni trenle İzmire hareket et , miştir. İhtifal için Manisadan ter- tip edilen © heyet de sabahleyin ve sanayi sahasında daha iyi bir tarzda mücehhez olan milletlerin tefevvük ve hâkimiyetini Otemin demek olur, “12 senedenberi Alman ordusu devamlı surette yükselip ilerle - mekte, buna mukabil Fransız or- dusu yokuş aşağı inmektedir. Sulh yeni temeller üzerinde ku - rulmadığı müddetçe kuvvetlerimi zi el değmemiş bir halde müuhafa za edelim.,, Bu sözlerden sonra M. Fabry, kabinenin teşekkül tarzını ken- disini hayrete düşürdüğünü, zira yeni hükümete dahil meb'us na - zırların hepsinin 15 birinci Kâ - nun taksitinin ödermesi lehin- de rey vermiş olduklarını, halbu- ki meb'usan meclisinin ayni me - sele hakkında açıktan açığa zıt bir fikir beyan etmiş olduğunu Askeri masraflar M. Fabry, hükümetin mali prog Menemene gelmiş ve merasime iştirak etmiştir. Zonguldakta Zonguldak, 23 (A.A.) — Se - hit Kubilây günü münasebetile Zonguldak heyecanlı tezahürlerle sahne olmuştur, Saat 10 da hükü» met ve fırka erkânı, memurlar Halkevi ve diğer milli teşekküller mektepliler, ticari ve sınai ve ma Ni bütün müesseseler ve işçiler hü- kümet konağı ile Halkevi arasın- © daki meydanlıkta toplanmışlar - dır. Halkevi muzikası tarafından çalmar istiklâl marşı ile merasi - me başlanmıştır. © İki muallimin ateşin o hitabesi #e bir mektep talebesinin şiiri de- © sin teessür ve göz yaşları içinde dinlemiştir. Şehit Kubilâyın ru- Bu taziz ve Menemen faciasının &mili olan irtica tel'in ve irticar ezen milletin kutsi ve kahir kud - reti tebcil edilmiştir. ölüm otomobili Versay, 23 (A.A.) — Bir otomo- | bil dört kişiden mürekkep bir ai- İeye çarpmış, bu aile efradından (ki çocuğun ölümüne, üçüncü bir çocuğun hafif surette, ve çocukla tmun annelerinin de ağır surette yaralanmasına sebep olmuştur. ramından da bahsederek askeri masraflarda tasarruf yapılmasını kabul edemiyeceğini (söylemiş, Fransanın 1914 te harbe hazır bir halde bulunmamasının umumi harbin sebeplerinden birini teşkil ettiğini hatırlatmıştır. M.Fabry, hükümetin mali siya- setinin sosyalizm akidelerinden lüzumundan fazla ilham almasın dan korktuğunu da beyanatına ilâve etmiştir. Başvekil M. Boncour, istizah takrirleri sahiplerine verdiği ce - vapta yeni kabineyi meclisin $i - yasi istikametini nazari dikkate alarak teşkil ettiğini anlatmış, hükümetin nüfuz ve kuvvetinin eski haline getirilmesi çok lüzem | tu olduğunu açıktan açığa söyle - | miş ve demiştir ki: İ yy e Gihet, sendikalizme zıt ve mügayir değildir. Hükümet, sen - dikalizme istinat etmek suretile umumi hizmetlerde büyük deği - şiklikler yapmak ve çok lüzumlu tasarrufları temin etmek niyetin. dedir.,, Harici siyaset Bundan sonra M. Boncour hü - kümetin harici siyaseti hakkında mecliste izahat veriyor Askeri masrafların indirilmesi ; harici siyaset, Almanya ve sulh Paris, 23 (A.A.) — Meb'usan| rek bu hususta verdiği cevapta meclisi, hükümetin umumi siyase- | demiştir ki: | ti hakındaki istizah takrirlerini İ MENEMEN, 23 (A.A) — Mu i müzakere etmiş ve mutedil Cum- ! te uğramasına mâni olduk. Al. “Cenevre konferansının akame manya konferanstaki eski. yerini tekrar işgal etti. Bu hal sulh için çok esaslı bir âmil mahiyetini ha- izdir. İleride yapılacak mukavele yi Almanyanın da imza etmesi kat'i surette lâzımdır.,, X M. Boncour silâh kuvvetlerinin umumi bir kontrola tabi tutulma- sma taraftar olduğunu, ancak böyle bir kontrolün gizli surette silâhlanmaya mâni olabileceğini tasrih etmiştir. i M. Blum, sosyalistlerin yeni hü- kümete müzahir olacaklarını söy» ledikten sonra radikal sosyalist « ler hükümete itimat edilmesi tale- bini mutazammın bir takrir ver - mişlerdir. Meclis bu takriri 166 muhalif reye karşı 379 reyle kabul etmiş- tir. Boncour kabinesinin meb'usan meclisinde temin ettiği ekseriyet sosyalistlerle radikal sosyalistler- den ve bunlara yakım gruplardan mürekkep bulunmaktadır. Sol cenah radikalleri ve mer * kez fırkaları azası arasmda müs- tenkif kalanlar evvelce tahmin €- dilen miktardan fazla çıkmıştır. Sağ cenah muhalefeti hafif su- rette merkeze doğru genişlemiş « tir, » Bu suretle Boncour kabinesi evvelki kabineden biraz daha faz la sola doğru mevki almış bulun- maktadır. Eski kabinenin devamı Paris, 23 (A.A.) — Hüküme » tin meb'usan meclisi ile ilk tema» si esnasında kazandığı ekseriyet hükümet beyannamesinin müsait bir surette karşılayan gazeteleri hayrete düşürmemiştir. Bu gazeteler, Boncour kabine- #cinin, Heriot kabinesinin hakiki bir devamından başka bir şey ol- madığını, belki sola doğru biraz daha müteveccih bulunduğunu kaydediyorlar. Yine bu gazeteler, şimdiki hü - kümetin temin ettiği ekseriyetin »*Heriot kabinesini tutmuş olan ekseriyetten bir kaç reylik bir nok san gösterdiğinden dolayı - daha mütecanis gibi göründüğünü de ilâve etmektedir. Merkez ve sol cenah gazetele - ri M. Boncour'un bir başvekil sı « fatile yaptığı ilk tecrübeden tak - tirkâr bir lisanla bahsetmekte, hü kümet beyannamesine yeni kabi nenin uhdesine düşen < vazifenin zorlukları bilmezlikten gelinme * diğini ehemmiyetle kaydeylemek te ve M. Boncour'un haiz olduğu beynelmilel nüfuz ve itibara iti - mat göstermektedir. Ayni gazeteler, Chöron'un yeni kabinede bulunmasının bu güçlük lere karşı durmak hususunda ma- Wi işler âlemine telkin ettiği Wi - mat duygusuna da dikkati cel - gösterilen endişelere temas ede- betmektedir. Bu gazeteler yılbaşı l Z z Avrupadan alaca- ğını nası! alacak ? Yeni ve eski Keisicümhurlar uyuşamadılar Nevyork, 23 (A.A.) — Gazete muhabirlerinin verdikleri haber - lere göre, harp borçları hakkmda- ki muvakkat komisyonun, reisi- cümhurluk vazifesini deruhte et- tikten sonra da baki kalmasına ra- zı olmağa kendisini sevk ve ikna için M, Roosvelt nezdinde son da- kikada yeni bir teşebbüs ve gay» rette daha bulunulmuştur. Times gazetesinin muhabiri, M. Roosveltin yakın dostlarının, M. Roosvelt, M. Hoovere son telgrafı- nı gönderdikten biraz sonra M. Stimsonun mütevassıt sıfatile ha- rekete geçtiğini söylediklerini te: | yit etmektedir. Herald Tribune (gazetesi, bu! hâdiseyi M. Hooverle Roosvelt a - rasında ciddi bir inkita olorak tav-| sif etmekte, şimdiki reisicümhurla müstakbel reisicümhur arasındaki mükâlemelerin acı bir tarzda ve şekilde nihayet bulduğunu ilâve eylemektedir. M. Roosevelt'in verdiği ceavp Vaşington, 23 (A.A)— M. Roos velt birinci Kânunun 21 inde M. Hoovere cevap olarak gönder- | diği telgrafta demiştir ki: “Ecnebi memleketlerde çıkan | gazetelerde sizi ve beni kabul ede- bileceğimiz hadden fazla teahhüt altıma sokacak bir hareket tarzı yolunda tefsir edilmesi muhik ol- duğunu şimdiden göstermektedir. M. Roosvelt gene bu telgrafın- da bugünkü meseleler hakkında ihzari tetkik veya müzakereleri i- dare etmek üzere tayin edeceği kendi mümessillerini intihap et- İ mesini M. Hooverden talep re bu müzakerelerde . Marta kadar husule gelecek terakkilerden ken: ! disine malümat verilmesini tabi - atile arzu ettiğini “ilâve eylemi; ve telgrafına $u suretle ili vermiştir: “Bu devre esnasında sizinle ge- niş mikyasta müsaverede buluna | cağım.,, | ingiltere -Sovyetler Arasındaki iktısadi müzakereler Berlin, 23 (A.A.) — İngiltere i- | le Rusya arasındaki iktisadi mü - zakereler muallak bir halde bulun maktadır. Çünkü Rusyanm İngil-! tereye yapacağı ithalât (meselesi hakkında İngiliz nazırlar meclisin- de vazih bir fikir henüz belirme - miştir. Müzakereye memur Rus ve İn- giliz murahhasları ikinci Kânu- nun ilk günlerinde tekrar temas haline geleceklerdir. tatili vesilesinin dünkü - gün için parlementoda bir mücadele aç - mak fikrini ortadan kaldırmış ol- duğunu muhaliflerin bile yeni hü- kümete düşmanlık duygularından âri bir kabul tarzı gösterdiklerini mütalealarma ilâve etmektedir. i zer bir anlaşma alâmetleri Avrupada gen* harp tehlikesi mi var ? ULEKA ARE (Saşmakalemizden devem) Fakat küçük — itilâf endişeye sevkeden şey yaln? hadiseden ibaret değildir. zamanlarda Almanya hi ile İtalya arasında ittifaka ber dır. Bu anlaşma, İngiltere Fransada merkezi Avrupada man - İtalyan hakimiyetini etmek gayesine matuf olduğU dia ediliyor. Diğer taraftan ce küçük itilâfa yakın olan histanm son seneler içinde tali? siyasetine bağlandığından olunuyor. Dalmaçya hadiseleri “ Yugoslavya ve İtalya ufuk hâsıl olan bulutlar orta AyvruP”” nın umumi çerçevesinde | bu değişikliklerle bir kat daha * hemmiyet peyda ediyor. ! Dalmaçya hadisesi hakikaten A“ rupada bir harp tehlikesinin i* alâmetlerinden biri midir? Şüphesiz bu suale karşı de” hal (Evet!) diye cevap. vermek doğru değildir. Bizzat Yugosls”" ya hükümetile beraber bu defi Belgrada hariciye nazırlarını gö” dermiş olan Romanya ve Çeko lorakya da Italyanm © biddeti teskin etmek için ellerinden gel” ni yapmıya karar vermiş görü” mektedir. Bununla © beraber h€” hangi bir hareket ihtimali karş” sında aralarında birlik bulundu” ğunu göstermiye | çalışmaktadıf" Diğer taraftan İtalyanm bugü Dalmaçya meselesi için mutlak bir harp hareketine teşebbüs ed€" ceğini kimse iddia edemez. il Fakat şunu da kabul etmek icap eder ki Dalmaçya hadisesi” nin vukuu tarzı haddi zatmd manalıdır. Bu hal gösteriyor asırlardanberi Avrupanm barut fıçısı sayılan Balkanlar hâlâ bir tehlikeli mmtaka mahiyetini #9v” hafaza etmektedir. Bu barut ff çısının gene giç beklenmiyen bit günde bir taraftan siçrıyan kıvılennla parlaması, “etrafın? cehennemi alevler saçması, de ikinci bir umumi harbe sebe” olması hiç de ihtimal haricind? değildir. yu Mehmet idi j Avrupada endişe Paris, 23 (A.A.) — Temps 89” zetesi, başmakalesinde İtalya Yugoslâv münasebetlerinin günkü vaziyetinin bazı endi; uyandırmaktan hali yazdıktan sonra diyor ki: “ Açık bir surette düşünüp ren akıl iki komşu milletin türlü maceraperestlik fikrine $ı gelmelerini ve umumi faaliy* tin bütün sahalarmda geniş yasta el birliği ile çalışmak | bir anlaşma zemini bulmağa rulukla çalışmaları icap dir.,, Bu sözlerden sonra Temps zetesi, Belgrat konferansı da İtalya matbuatında mütalea ve tefsirlerin Prag, grat ve Bükreş arasındaki ların kuvvetlendirilmesinin if#” ettiği mananm Romada pek anlaşılıp kavrandığını kâfi cede gösterdiğini kay: