EMİ AZAN OT . Sa; Beyaz Kadın Ticareti EE ” Hapishaneye girerken parmağındaki yüzük nasıl olmuş da değişmiş! Yazan :? Hapse girerken kıymettar elmaslı bir yüzük var- mış bu yüzüğü usulü veçhile ba- pishane kalemine teslim etmiş; çı karken kendisine adi taşlı bir yü- zük vermişler. Buna kızarak: “Bu ne? Bu yüzük benim değil!,, de - yince hapishane kâtibi omuz sil - kerek: “Arkadaş! Çok lâfa lüzum | yok. Sen yüzüğü teslim ederken depo defterine “Bir yüzük,, yazıl muş, biz de sana bir yüzük veri - yoruz. Eğer senin yüzüğün o ka - dar kıymetli ise vaktile deftere öy le kaydettirseydin.,, demez mi? Bu sözlerin karşısında akar sular durur. Fakat işin asıl garibi şu - rada ki, Aleksi yüzüğünün değiş- tirilmiş olmasından dolayı bana içerledi. Ben ne yapabilirdim. Yü züğü verirken aklı © nerede idi. Ben hür bir adamım diye “gezen bir kimse az buçuk da akıl sahibi olmalı. Öyle kolay kolay faka basmamalı, Polis eline geçince gö zünü dört açmalı. Öyle değil mi efendim? asi8 vI Kazita Bir kaç Kazita gezip ticarete sıkarılan kadınların ne suretle ya- şadıklarını bizzat görmek lâzımdı. Hoş bundan kolay bir şey yoktu.. Büenos Ayres'te iki binden fazla Kazita yar. İş yalnız cinsini tayin ederek o cinse mahsus listeden bir €ve gitmektir, Bu cinsi evvelden tesbit etmek meselenin neden bu kadar mühim olduğunu az sonra anlatacağım., Gece oldu mu yıldız gibi pırıl- dıyan küçük bir ziya aşk mabedi Yazifesini gören bu meskenlere doğru yolcuya “rehberlik © eder. Gündüz olursa perdelerin rengi lâvha vazifesini görür. Müşteriye yalnız kapıyı çalmak ve eğer mü- saade olunursa içeri girmekten başka şey kalmaz. Evet o müsaade lâzım. Bir Ka- zitaya gittiniz mi kapı cüz'i ara- lanır. İki parlak göz insanı dik- katla süzer. Âdetta kontrol eder. Çünkü cemiyetin her tabakasına ait kimseler için Kazitalar vardır. Bazılarına kravat iğnesine bir in- cili iğine takarak gitmek icap e- der, bazılarma da yırtık pabuçla girilir. Bunlar başka başka taba- kalardaki halka mahsustur, demiş tik., Bu noktaya son derece ehem- İki Gülü şlü Tefrika : 10 parmağında | miyet veriliyor. Kravatında incili iğne olan birinin baldırı çıplakla- ra mahsus Kazitaya gitmesi ne ise, fakat baldırı çıplak bir adam | hiç bir zaman yüksek tabakaya | mahsus kazitaya gidemez. Uğradığım kazitanın kapısını çaldığım zaman beni süzen iki göz biraz teredüt etti. Çünkü şapkam eski bir şapka idi. İçimden düşün- düm. Acaba: “Haydi git, kendine ! biraz çeki düzen ver de öyle gel!,, diye beni kapıdan çevirecekler mi idi? Doğrusu böyle bir hâdise pek ide hoşa gidecek bir şey olamaz- dı.. Maamafih biraz tereddütten Jsonra kapı açıldı. Bir ihtiyar kadın gözüktü. Kadıncağızın dudağı, burnunu yutmak için olanca gayretini sar- federken burnun da ağzma düş- mek için can atıyordu. İçeri girin İ ce kadın önüme düştü, o Onunla beraber küçük bir intizar salonu- na doğru yürüdük, Bu kadın Ka- zitada çalışan hanmın hizmetçi- si idi, Kanun Kazitada hizmetçi « lik edenlerin en az kırk beş yaşın- da olmasını emreder. Bu suretle hem evin asıl sahip- leri hanımlarına hizmetçiler rakip tutmıyorlar. Hem de henüz biraz güzelliği kalmış olanlar kapı açıp yatak çarşafı değiştirecekleri yer- de daha kârlı işlerle meşgul olu- yorlarmış. Yalnız kadınlarm hem yaşlı hem çirkin olması şart değildir.. Halbuki Kazitaları dolaşırken gör düklerimin hepsi çirkinlikte misli nadir bulunur şeylerdi. e İhtiyar madam beni, sihirbaz gibi yürüye rek intizar salonuna götürdü, Bu- i rada beş kişi vardı. Büenos Ayres te Avrupada yapıldığı gibi hara» ket edilmez; Avrupada bir müş- İ teri ötekini görmemelidir. Her bi- İri ayrı ayrı kabul edilir. Muhtelif çareler tatbik olunur ve kalabalık olsa bile yeni gelen dışarı çıkanı görmez. Büenos Ay- res'te böyle teklif tekellüfe lüzum görmiyorlar. Bütün © ziyaretçiler bir salona toplanıyor ve herkes kendi sırasını bekliyor. o Benden evvel gelmiş olan beş adam bana Mikayit bir nazar fırlattılar. Bun- lardan biri kozmatik sürünmüş bir delikanlı idi. Elindeki yevmi ga- zeteyi açmış büyük bir dikkatle okuyordu. (Devamı var) Kadın! Arsen Lüpenin yeni bir macerası — 55 Yazan : Moris £öplan- Gidip yemeğini yedi. Gene Kla - Tanım yanına geldi. Hasta bakıcı kadın, onun içeri girmesine mâni oldu. Jorjöre bunun üzerine tekrar Volter rıhtımına döndü, Adresi meçhul olan marki d'Erlemontun ertesi günü geleceğini öğrendi. Ni hayet, akşam üzeri, saat dokuza doğru, Klaranın yanına girebildi. Genç kız, tek kelime söylemek - ten imina ediyor, ağzını açmıyor- 'du. Başmüfettiş, bütün mehareti - ni sarfetti, Hiçbir netice alama - dr. Sarı Klara , gayet sakin bir surette, bir tek kelime söyleme - 'den, susuyordu. Ertesi gün, Jorjöre bir gün ev İückçeye çenicen : fa. değildi. Sarı Klara susuyordu. Ad liye onu istintak etmek üzere bir tahkikat hâkimi tayin etti. Bu İ zat istintakı ertesi gününe bırak » tr. Bunu haber alan Sarı Klara, Jorjöreye, bu hadiselerden bir | şey anlamadığını, İri Polü tanı - madığını, kendisinin masum ol - duğunu, tahkikat hakiminin kar- şısına çıkar çıkmaz serbest bıra» kılacağını bildirmişti ve bu sözler onun ilk ve son sözleri olmuştu. Acaba Sarı Klara ne demek istiyordu. Bu, Raulün (kendisini K mı delâlet (ederdi. polis dikti, kendisi de &ve yemeğe döndü. Saat onda tek 18. inci Jandarma | DYE; mr Bu ne acı ihmal! Mıntaka Kumandanl!-- ğından: Kilo 60,000 256,000 500,000 500,000 Saman 400,000 o Kuru ot Yukarıda cins va miktarları Cinsi Sığır eti Fabrika unu Odun bulunan Van Piyade Alayı ihti- yacı İçin kapalı zarfla münaka- saya çıkarılmıştır. Taliplerin yev- mi ibale olan Birinci Teşrinin birinci günü mahalli mezkür sa- tınalma komisyonuna müracaat- ları, (4876) Istanbul dördüncü icra me- murluğundan ; Temamına iki bin lira kıymet takdir edilen Eyüp sultan civarında Küçük köyde eski kariye üstü yeni Çamlık s0- kağında eski 9-9 mükerrer yeni 26 numaralı arsa ve ahır ve anbar ve bir hanenin zemin ve ebniye- sinin temamları açık artlırmaya vazedilmiş olup 29-9-932 tarihin» de şartnamesi divanhaneye talik edilerek 17 teşrini evvel 932 tari- hine müsadif pazartesi günü saat 14 den 17 ya kadar açık arttırma ile satılacaktır. Artırma ikincidir birinci artırmasında 400 liraya talip çıkmış olup bu kerre en çok artıranın üstünde bırakılacaktır. Aartırmaya iştirak için yüzde ye- di teminat akçesi alınır, mütera- kim vergi, belediye vakıf icaresi müşteriye (aitti. 1424 Nolu. eski icra ve iflâs kanunu- nun İİİ uncu maddesine tev- fikan hakları tapu sicilleriyle sabit olmiyan ipotekli alacaklılar ile diğer alâkadaranın ve irtifak dakkı sabiplerinin bu haklarını ve bususiyle faiz ve masarife dair olan iddialarını ilân taribin- den itibaren 20 gün içinde ev- rakı müsbiteleriyle bildirmeleri lâzımdır. Aksihalde hakları tapu sicilleriyle sabit olmiyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Alâkadarların işbu mad- deyi kâanuniye ahkâmına göre tevfiki hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak istiyenlerin 930.5U7 dosya numarasiyle me- muriyetimize müracaatları ilân olunör. (4432 den; Fatih çırçır 18 Raşir Bey 4 ağüstos 932 tarihinde sandı- ğımıza bıraktığı para için veri- len 33231 numaralı bonoyu kay- bettiğini eöylemiştir. Yenisi ve- rileceğinden eskisinin hükmü | olmıyacağı ilân olunur. (4423) yazılı altı kalem erzak Elâziz'de | Emniyet Sandığı Müdürlüğün- Spor meraklıları “ Dün, beş mıntakanın iştirakile tertip edilen Türkiye atletizm birincilikleri müsabakalarının ikin- ci günü idi. Bir çok güzel ve esaslı müsabakalar yapılacaktı. Fakat ne yazık ki müsabakaların ehemmiyetine ve havanın güzel- liğine rağmen pek az seyirci gelmişti ve denilebilir ki müsa- bakaları ancak atletler ve mü- sabıklar takip ediyorlardı. Bu ne kadar acı ve hazin ihmal.. Bir futbol maçı beş on bin seyirci toplarken beş vilâyetin en güzide atletlerini bir araya toplıyan güzel bir grogram, bir kaç yüz seyirci bulamazsa onun vereceği mapzara herşeyden ev- vel ızıtap oluyor. Atletizm sporun ilk tabit mer- balesidir. İyi atlet olmıyan iyi futbolcu olamaz Avrupa futbolu bizim futbolumuza faiksa bunun sebebi bizim futbolu anlamayı- şımız, bilmeyişimiz değildir. An- cak atletik kabiliyetimizin sıfır denecek kadar azlığıdır. Sporcular.. Sporu sevenler “Atletizm,, i seviniz, memleket çocuklarını koşarken, atlarken görünüz ve teşvik ediniz ki “spor,, bizdede yükselsin. .. Dün 1500 metre mükavemet, 200 metre sürat koşula atılacak. 1500 X4 bayrak ko- şusu yapılacak tek adım uzun atlıyacaktı. 1500 metre mukavemet güzel oldu ve birinciliği Istanbul ka- zandı. Kazananda emektar ko- şucumuz Mehmeddi, Rekoru 4,31 dir. İkinciliği Şevki Bey (Anka- ra) aldı. (Rekoru 4,332 dir. Üçüncü de Fethi (Istanbul) dur. 200 metre sürat, seçmelerden sonra, hayli canlı oldu ve Semih (Istanbul) - birinciliği bariz bir tefevuk ve kolaylıkla aldı. Ikinci (Istanbul) oldu, 4x 1500 bayrak koşusu, me- safenin uzunluğuna rağmen haylı heyecanlı oldu, Buna üç mıntaka iş- i tişrak ediyordu. Dördüncü turda Istanbul o kaybetmeye başladı. Son koşucumuz Mehmede sıra t koşulacak, disk. Ali Rıza (Ankara) üçüncü Fuat | 25 Eylül 1932 Atletizm,,i sevin ve teşvik ediniz geldiği vakit Ankaralı k ile Istanbullu koşucu arasında mesafe kapatılamıyacak ka uzanmış bulunuyordu. Buna men Mehmet muvaffakiyetli b* İ koşu yaptı. Mesafeyi kapatamadıı fakat mahsus derecede azali# Neticede Ankara birinci, Istaf” bul ikinci oldular. i Disk âtmayı naili (Istanbul! i kazandı. 34,8 atmıştı. 30,22 ata Fethi (Izmir) ikinci, 28,24 ata Niyazi (Izmir) üçüncü oldular. Müsabaka harici Irfan (İstan bul) 35,36 attı, Tek adım atlama müsabaks” larıda güzel oldu. Haydar Istam bul 6,10 metre ile birinciliği ri zandı. Atlarken çizğiye olu kırk santim geriden basıyor Eğer böyle yapmasa 6,50 atis” yabiledekti. Semih Lutfi (Anka” ra) 5,83 ile ikinci, Sedat (Istas” buli 5,78 ile üçüncü oldular. Bugünkü müsabaka Bugün müsabakalar tamam lanacak ve Türkiye birincileri t#“ mamen tesbit edilmiş olacaktı” Bügün 400 ve 5000 metre koşu” lacak, cirit atılacak, 3 adım € sırıkla irtifa atlanacak, 4Xİ bayrak koşusu (yapılacak mükâfatlar dağıtılacaktır. | A, S. . . Bir plâk davası | Birinci ceza mahkemesi Pol dor plâkları acentesi tarafındaf | Kolombiya acentesi Blomen biraderler aleyhine açılan dava” ya bakmaktadır. i Iddiaya göre, “Bir şen gec€| nin hatırası, isimli şarkının t hakkı Polidor acentesinde bw”| lunduğu halde Blomental birs* derler şarkıyı plâklarına almış”) lardır. i Iş mahkemeye düşünce Ble"| mental biraderler telif bakkını daha evvel maariften kendi #| centeleri namına alındığını gös” termek ve bu suretle davayı k#”| zanmak için 927 senesinde es” i harflerle alınmış bir vesika ta) zim etmişlerdir. Son celsede mf”| arif idaresinden Blomental bir#”| derlere verilmiş bir vesika oluf| olmadığının sorulmasına karaf) verilmiştir. İki plâk acentesi ari sındaki bu dava alâkalı bir s4” | baya girmiştir. | Vi rar gelip, son defa olarak kızı sr- kıştıracaktı. Başmüfettiş Fobur Sentantuan Jorjöre de üç odalı güzel bir a- partımanda oturuyordu. Apartı- manın içinde zevk sahibi olduğu anlaşılan bir kadın elinin mevcu- diyeti derhal anlaşılıyordu. Fil hakika Jorjöre on senedenberi ev li idi.. Başmüfettiş tatlı ve güzel bir | sarşın ile evlenmişti. Birbirlerini sevmişlerdi.. Madam Jorjöre ko- casını derhal tahakküm altma al- mıştı. Bu güzel kadın eğlenceyi, dans yerlerini pek severdi ve söy in nazaran hafif meşrepti e... Madam Jorjöre (Ohem bunları yapar, hem de kocasının hareket leri hakkında küçücek bir tenkit- te bulunmasına du müsaade et- mezdi.. O akşam, Jorjöre eve, akşam yemeğine gittiği zaman, karısını evde bulamadı. Bu hâdise pek na- sürü münakaşalara vesile teşkil ederdi.. Jorjöre homurdanmağa başla- dr. Karısı gelir gelmez kendisini i haşlamak üzere kapınm önüne o- turdu.. Saat dokuz oldu. Kimse gelme- di.. Başmüfettiş hizmetçiyi çağırdı ve sorguya çekti. Hizmetçi, ha- nrmın en şık elbiselerini giydiği - ni söylenyince: — Her halde, dedi, dansa git- miştir.. — Evet.. — Hangisine gitti?.. — Sentantuan caddesindekine.. Jorjöre kalbinde müthiş bir kıs- kançlık hissetmesine rağmen sab- retti, Fakat saat dokuz buçuk ©- Tunca dayanamadı ve kalktı dan- singe yürüdü.. O saatte dans matinesi bitmiş, onlar masaları diziyorlardı. Mü- dir vaki olurdu ve her zaman bir | | | | bir çok kimselerle dansederk| görmüştü, Hattâ bunlardan bi kendisine bir kokteyl de ikram © mişti, Patron: — İşte, dedi, bu mösyö şura! oturuyor. Jorjör o tarafa doğru baktı, P' masayı işgal eden bu adam tından görünüyordu. Jorjöreye şahıs yabancı değildi. Her hi tanıdık, hem çok iyi tanıdık bir damdı.. Biran başmüfettiş gidip birkaç £ lis çağırmayı düşündü. Böyle * küstahlığa karşı yapılacak ye! haraket bu olurdu. Fakat, ki den yükselen bir his, vazife sinden daha kuvvetli bir his © bu suretle haraketine mani ve bir polisin, bir hayduda yapması icap eden haraketi “ yaptırmadı. Bu his, Madam * jöre'nin, yani karısının ne | duğunu anlamak hissi idi, — © » (Devam K > £