30 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ nT İ K Y E ANŞLUS Ferdi, tam iki sene evel Viyana ga- zetelerinden birinde şöyle bir ilân görmüştü: “Yirmi üç yaşında sempa- tik ve sıhhatli bir sarışın genç kız o- tuz yaşlarında bir 'hayat: ortağı arı- yor. Geçindirecek kadar parası ve bi- raz ince ruhlu olması kâfidir. Ecnebi ae olabilir.” Boş ve hareketsiz haya- tnda, bunun platonik de olsa entere- san bir maceraya vesile olabileceğini düşunmüş ve aklından geçeni derhal tatbik etmek itiyadında olduğu ıçm taaliyeti de git gide artmaktan geri durmıyordu, Mektublar tevali ettikçe, Ferdi, Maria'nın kendisine karşı gösterdiği alâkanın ve İstanbulu görmek arzula- rının hafiflediğini hissediyordu. Bu- na mukabil siyasi heyecanlarının do- zu her mektubunda biraz daha yük- selmekten geri kalmıyordu. O, kütlelerin kaynaşmasında yeni bir alâka, boş zamanlarını dolduran yeni bir meşgale bulmuştu. Partisine aidat topl k için hazırlanan müsa- hemen kaleme sarılarak mül bildiği almancasiyle ona hararetli ve romantik bir mektub yazmıştı. 'Tam iki senedenberi devam eden muhabere böyle başlamıştı. İsminin Maria Şlayher olduğunu söyliyen genç kız ona ilk önce çok ihtiyatlı bir cevab göndererek bir sürü sualler sor- muştu. Bunların arasında türk kanun- larına dair olanları da vardı. Meselâ Türkiyede erkeklerin kaç karı alabil- diklerini soruyor, birden fazlaya ka- nuni cevaz olduğu takdirde üstüne ev- lenmemeyi mukavele ile taahhüd et- mesini istiyordu. Fakat buna mukabil evelce gördüğü çarşaflı türk kadınla- rın resimlerini hatırlayarak çarşaf gıymekten yüzüne peçe örtmekten pek sevineceğini bildiriyordu. Ferdi, ken- disine endişe veya sevinç veren bu gi- bi ihtimallerin varid olmadığını, Tür- kiyenin de bütün diğer Avrupa mem- lexetlen gibi olduğuna, eski âdetlerin tarihe karıştığına onu ancak dört beş mektub ve bir o kadar da Türkiyeye a- id almanca neşriyat ve resimler gön- derdikten sonra ikna edebildi. Genç kiz bir de resmini göndermiş- ti. Açık kumral saçların çerçevelidiği son derece sevimli bir yüz ve munta- zam bir endamı aks$ ettiren bu resim Ferdi'nin çok hoşuna gitmişti. Resim- de rötuşun hissesi yüzde otuz kabul edilse bile, gene Maria'nın çok güzel bir kız olduğunu itiraf etmek lâzımdı. Buna mukabil Maria da onun gönder- diği resmi sempatik ve zevkine göre bulmuştu. İlk önce resmi bir eda ile başlayan muhavere git gide daha sa- mimileşmişti. Genç kız oradaki hayatr hakkında uzun boylu malümat vermişti. Kendi- si edebiyat fakültesini bitinmiş fakat bütün gayretlerine rağmen bir iş bul- maya muvaffak amış, bir aralık bir siğgorta şirketine daktilo olarak girmişse de az sonra şirketin iflâsı ü- zerine oradan da ayrılmak mecburiye- tinde kalmıştı. Bir iş komüsyoncusu- nun ara sıra kendisine verdiği yazıla- rı kopya ederek beş on para kazanıyor, binbaşı mütekaidi olan babasının teka- üd maaşını da buna ilâve ederek anne- si ve küçük kardeşi ile beraber dört kişilik aile bu para ile epey sıkıntılı bir şekilde geçiniyordu. Ferdinin değil üniversite mezunu, hattâ orta mekteb mezunlarının bile Türkiyede işsiz kalması mümkün ol- madığı hakkında verdiği izahat genç kızı hayretten hayrete düşürüyor, İs- tanbulun efsanevi güzellikleri hakkın- da ötedenberiden işittiklerinin de te- siriyle Türkiye'yi görmeden sevmeye başladığını yazıyordu. Maria'nın babası B. Şlayher, Avus- turya Macaristan ordularında harbet- miş bütün eski zabitler gibi, impara- torluğun hayalını kalbmde yaşıtan ine u. ler perver Kızı da, tabii bir ıevkle onun siyasi e- mellerini benimsemiş ve vatanperver- bakalarda vazife alıyor, propaganda teşkilâtında çalışıyor ve bütün bunla- rı mektublarında ona tafsilâtiyle, tıb- kı bir arkadaşa anlatır gibi bildiriyor- du. Ferdi bu halden çok müteessirdi. İçli bir çocuktu, İlk zamanları bir ma- cera hevesiyle başladığı bu muhavere yavaş yavaş onu sarmış, binlerce kilo- metre öteden kendisine gelen aşina ve samimi sesle hülyalarını beslemeye a- lışmış ve hareketsiz hayatında yegâ- ne teselli menbar diye ona sarılmıştı. Şimdi genç kızın böyle alâkasını gün- den güne kaybettiğine üzülüyordu. Artık seyrekleşmiş olan mektublar kim bilir günün birinde kesiliverecek ve, Maria artan vatan aşkiyle kalbi do- lunca orada Ferdiye ayrıracak yer bu- lamıyacaktı, İşte ferdi bir sabah, Anşlusu haber veren gazeteyi bu rühi halet içinde e- line aldı ve gazetenin kalın harflerle dizili manşeti ona bir zafer müjdesi gibi geldi. Mesele bitmişti. Artık siya- si faaliyetine devam edemiyecek olan genç kız tekrar ona, mesafeler aşırı sevgisine dönecekti. O günü ve ondan sonrakileri büyük bir neşe içinde ge- çirdi ve Maria'dan alacağı ilk mektu- bu sabırsızlıkla bekledi. Bu mektub gecikmedi, fakat onu o- kuyunca Ferdi yıldırımla vurulmuşa döndü. Genç kız, işgal ordusiyle gelen bir alman zabitiyle nişanlandığını bil- diriyor, kendisini unutmasını rica e- diyordu. Hikâyeci & YA İstanbul borsası 29-3-1938 ÇEKLER Açılış » pludtş ünakünei | eeaeiken. Londra 6z8.— bZB.— Nevyork 0.79 0.7885 Parıs 25.975 25.975 Milano 15,035 15.035 Brüksel 4.6831 4.6831 Atina 8B7,0222 87.0222 Cenevre 3.44094 3.4494 Sofya 63.6942 63.6942 Amsterdam 14283 14283 Prag 22.64 22.64 Viyana 4.22 4.22 Madrid 12.7388 12.7388 Berlin 19713 19713 Varşova 4.1894 4.1894 Budapeşte 3.981 38.981 Bükreş 106.21 106.21 Belgrad 34.6337 34.6337 Yokohama 2.7355 2.7355 Moskova 23.895 23.895 Stokholm 3.0891 3.0891 ESHAM VE TAHVİLAT Açılış Kapanış —.. 1933 Türk Borcu I. — 19.30 19.20 ( Peşin ) ” IK — 19.30 19.30 TENM L ( Peşin ) III. 19.30 19.30 ” * ” CPoğlu ) Ka ler teşkilâtma yazılmıştı. Buradaki Nöbetçi Eczaneler Pazar :? Ankara Eczanesi Pazartesi : Yeni ve Cebeci eczaneleri Salı * Halk ve Sakarya », Çarşamba : Eğe ve Çankaya Eczaneleri Perşembe : Sebat ve Yenişehir ,, Cuma : İstanbul eczanesi Cumartesi : Merkez ” HALK ve YENİ Sinemalarda matineler Hergün Cumartesi Pazar 1445 13.00 11.00 1645 * 1445 13.00 18.45 18.45 1445 21.00 21.00 1645 18.45 21.00 Pazar ve cumartesi günlerinden başka HALK sinemasında hergün halk matineleri: 12.15 Film değişme günleri: Pazartesi ve Cuma, Lüzumlu Telefon Numaraları Yangın ihbarı: (1521). — Telefon, mu:d- caat, şehir: (1023-1024). — Şehirlerara- sı: (2341-2342), — Elektrik ve Havagazı Arıza Memurluğu: (1846). — Mesajeri Şehir Anbarı: (3705), — Taksi Te- lefon numaraları: Zincirli cami civarı: (2645, 1050, 1196). — Samanpazarı civa- rı; (2806, 3259), — Yenişehir, Havuzba- şı, Bizim taksi: (2323) — Havuzbaşı: Güven taksi: (3848); Birlik taksi: (2333) — Çankırı caddesi, Ulus taksi: (1291). Otobüslerin ilk ve son Seferleri Sabah Akşam İlk Son sefer — sefer Ulus M, dan K. dere'ye 645 — 23.00 K. dere'den Ulus M. na 7.15 — 23.20 Ulus M. dan Çankaya'ya — 7.25 — 23.00 Çankaya'dan Ulus M. na 7.10 — 23.20 Ulus M. dan Dikmen'e 7.30 — 19.00 Dikmen'den Ulus M.na — 8.00 19?0 Ulus M. dan Keçiören'e — 6.30 — 21.00 Keçiören'den Ulus M.na 7.00 — 21.30 Ulus M, dan Etlik'e 6.30 — 20.30 Etlik'ten Ulus M. na 7.00 — 21.00 Ulus M., dan Cebeci'ye 7.00 — 23.00 Cebeci'denUlus M, na 7.00 — 23.00 Cebeci'den As. fabli. ra 7.00. —— As. fabl. dan Cebeci'ye —— 1700 Yenişehir'den Ulus M.na 7.00 — 23.00 S. pazarı'ndarı Akköprü'ye 6.45 — 7.30 Akköprüden S. pazarı'na — 8.00 9.45 $ U. Meydanı ile İstasyon arasında her beş dakikada bir sefer olup tren za- manları seferler daha sıktır. $ U. Meydanı ile Yenişehir, Bakanlıklar, Cebeci, Samanpazarı arasında saat 8 den 20 ye kadar vasati her beş dakika- da; saat 20 den 21 e kadar her on da- kikada; saat 7 den 8 e ve 21 den 23 e kadar her 15, 20 ve 30 dakikada bir muntazam seferler vırdır. $ Ak l Ulus Mey dan saat 23 deki son s:ferlerle bunların Ulus Mey- danına dönüşleri sinemaların dağılış saatlerine tâbidirler, Posta Saatleri Posta saat 19 a kadar İ! AVUSTURYA EKONOMİSİNİ ALMAN EKONOMİSİ İLE BİRLEŞTİRMEK KABİL Mİ? lman orduları Ayvusturya sınırından geçeli Fakat bu müddet içinde federal cumhuriyetin çehresi değişmiş bulu- daha on gün olmuştur. nuyor. Nazi kıtaları yolları tutmuş, Bay Şuşnig'in vatan- severler partisi dağıtılmış, yollardan işaretleri kaldı- rılmıştır. Kendi ananevt ve kültürel istiklâllerini mu- hafaza etmek isteyen valilerle memurlar atılmakta ve hapse tıkılmaktadırlar. Ortada Avustur- yayı ekonomi bakımından Rayh'a bağlamak ve Avus- turya servet kaynaklarını da Mareşal Göring'in dört yıllık plânı için işletmek kalmıştır. Avusturya milli bankasının altın ihtiyat akçesi Rayhsbank'a devro- lunmuştur. Mark, geçer akçe ölmüş ve gümrük maniaları yıkılamağa başlanmıştır. ilhakın çok manalı bir sembolü olmak üzere Zays İnkuart ile Viya- nadaki mesaf arkadaşları Rayhsta- ğın 18 mart toplantısında hazır bu- lunmuşlardır. İngilterede hiç bir kimse Avus- turyadaki statükonun ebediyete ka- dar muhafaza edileceğini düşün- müş değildi. Eğer Anşlus, kanunt ve nizami: yollarla yapılmış ve az- lıkların hakkr emniyet altına alın- mış olsaydı İngiliz halkının bu- nun hakkında ufak bir tenkid yü- rütmek bile akılarından geçmezdi. Lord Halifaks, geçen hafta lord- lar kamarasında, birbirini müteakib iş başına geçen bir çok İngiliz ka- binelerinin Avusturyadaki Alman menfaatlerini takdir ettiğini, o se- beble sulh muahedelerinin yeniden gözden geçirilmesini düşündüğünü söylemişti. Bütün dünyayr sarsan nokta bu Alman menfaatlerinin gayet haşin Karışmazlık, yaln:ız bir komedya dete ğil, fakat doğrudan doğruya bir yalanı dır. Franko namına harbı İtalya ve Almanya kazanmaktadır.,, Almanya Taymis gazetesinin bir baş Yazısı işlerinden Tezadlarla dolu bir nutuk “Koerespondans Diplomatik,, ga- zetesi, Çekoslovakya ekalliyetleri me- selesine dair Çekoslovakya Başvekili Hodza'nın nutkunu bahis mevzuu e- derek diyor ki: “Bu nutuk pek az memnuniyet u- yandırmıştır ve tezadlarla “doludur. Mesuliyetlerini müdrik bir devlet a- damı uyar ve yeni yola azim- dir. Her halde Tuna devletlerinin ticaretini normal olan mecrasından ayırmağa çalışmak akla getirile- mez; fakat Tuna devletlerine Rayh ile müsavi şekilde muamelede bu- lunabilecekleri yeni pazarlar açmak meselesi ehemiyetle düşünülebilir. N azi Almanyanın liderleri e- konomik vasıtaları politik ve diplomatik maksadlara vasıl ola- bilmek için gayet iyi bir surette kullanmışlar ve maksadlarma nail de olmuşlardır. Almanyaya göre ti- caret, mutlaka, bayrağı takib etmi- yorsa da bayrak, muhakkak, tica- reti takib etmektedir. Son zaman- lardaki İngiliz politikasının en za- yıf noktalarından birisi de ekono- mi ile siyasetin beraber yürüyece- ğini gereği gibi anlayamamak ol- masındadır. Ümid olunur ki Anşlusün ingiliz ticareti üzerinde yapacağı tesirler ingiliz hükümeti tarafından lâzım gelen dikkatle takib edilecektir. Kambiyonun yeni kayıdlara tabi tutulacağı ve Avusturyariin yabancı devletlerle yapmış olduğu ticaret hedelerinin özden ge- bir surette ele geçiril kalkı- şılmış olmaxdır. Her halde Bay Hitler, sulh ha- mektub kabul eder, Teahhütlü 18 e kadardır, Tren Saatleri Haydarpaşa'ya : Her sabah 8.20.Her akşam 19,15 ve 19,45 de (salı, perşembe, cu- martesi Toros sürat.) :Herıun 9,35 (Kayse- ri, Sıvas, Amasya bu hat üzerindedir.) Samsun hattına Diyarbakır hattı —: Hergün 9,40 Zonguldak hattı : ” 15.00 Kırıkkale'ye rayotobüs ,, 16,05 GÜNDELİK mamaaaaAmAARAMA Hicri - 1357 Rumi - 1354 Muharrem: 27 Mart: 17 s, D. . D. 8. D, Güneş: 5 46 Akşam: 18 31 ADD>Lİiz »< bplul- P<oRiribinNbDİN <B < rilAamı” D 60 4I ©G n - U1 MA — NİDİ<L A Y â P < p Dünkü çapraz kelimelerin halledilmiş şekli 'linde bulunduğu — bir leketi içinde dahili harb çıkmasına mani olabilmek için on binlerce polis ve silâhlı yüz binlerce askeri Avustur- yaya göndermeğe mecbur kaldığı hakkında kendi vatandaşlarını ik- naa muüvaffak olmuştur. Fakat Dr. Göbis bile Alman ordularının dost Ayusturyayı bu şekilde zaptetmek- te haklı olduklarını söylemekte ve bu iddiasına deliller bulmakta müş- kilât çekecektir. Bir taraftan kral- cıları, sosyalistleri ve yahudileri tevkif ederken bir taraftan da A- vusturya ekonomisini Rayh ekono- misi ile birleştirmek işi de kolay olmıyacaktır. Eğer Avusturya sa- nayii de dört yıllık plânın gerçek- leştirilmesi için çalıştırılacakca, bugün onlarda kullanılan bir çok kimselerin oldukları yerde bırakıl- maları lâzım gelecektir. Alman işçilerini Avusturyaya gönderip orada çalıştırmak da bah- se mevzu olamaz. Çünkü bugünkü çirileceği şimdiden ilân edilmiş bulunuryor. » Avusturyanın yol sistemlerini, su kudreti kaynaklarını, bakır, kurşun ve altın istihsalini kuvvetlendirmek için esaslı tedbirler alınacaktır. Böylece çekilen ekonomik sıkıntı- lardan sonra Avusturya milli ban- kası tarafından vücude getirilen bu servet kaynakları enflasyoncu al- man finansının dibi bulunmıyan ku- yusu içinde kaybolacaktır. Yalnız ortada ne olacağı sonradan belli olacak bir mesele kalıyor: A- vusturyanın yabancılara olan borç- ları, “Anlaşma zamanı gelmiştir” İspanya hâdiselerinin son inkişa- fından bahseden Deyli Ekspres diyor ki: “Bugüne kadar bu derece sabırla günde Almanyada da mütel işi az ve pahalıdır. ir muhabirimizin yazdığı bir makalede de sölediği gibi, Almanya Avusturyanın demir madenlerinden ve ormanlarından azami derecede faydalanmak ve bunların verimini artırmak emelin- dedir. Bu verim iki, hattâ, üç mis- line çıkarılabilir. Fakat bunun için usta işçiyi artırmak lâzımdır ki bu- nun sağlanması kolay olmasa gerek- tir. Avusturya ormanlarına gelince bunların harbdenberi geniş ölçüde V uğuğ W 03613169 yok edilmesinden hem Almanya, hem de Avusturya mesuldür. Eğer bundan sonra bunlar adam akıllı korunmıyacak olursa o zaman Â- vusturyanın orman serveti uzuün müddet fayda vermekte devam et- miyecektir, Ek ik anl ile Almanya, şimdiye kadar yapamadığı bir şe- kilde cenub şarki Avrupası üzerin- de hâkim bir vaziyete gelmiştir. Bu vaziyet karşısında Çekoslovakyanın 15 G0 H ©W H y L — Soldan sağa ve yukardan aşağıya: 1 — Bir nevi muhacir kuş 3 — Nemli 4 — Beyaz 5 — Bir nevi deniz kuşu 6 — Bir erkek ismi 7 — Kemikten eğer — yumurta ile yapılan bir yemek 8 — Bir göz rengi 9 — Sicim — herkese çatan. ek ik bakımdan tecridi demek olan Şaht tekniğini inkişaf ettir- mek çok güç olmıyacaktır. Muhabirimizin de dediği gibi, Tuna devletlerinin başlıca müşteri- leri olan Almanyaya karşı o kadar bağlanmış bir vaziyetleri vardır ki bunlar, Şaht tarafından ileri sürü- lecek her hangi bir kliring anlaş- masını kolayca kabul edeceklerdir. Bu itibar ile İngiltere hükümeti, ıstırab çekmiş olan yüz binlerce ka- dın ve erkeği kurtarmak için anlaş- mak zamanrı gelmiştir. Güzel bir bah- çe olabilecek İspanyayı çöle çevir- mek reva mıdır? İspanyolların büyük ekseriyeti, akıtılan kandan mesul de- ğildir. Bu masumların son bir vahşi katliama kurban gitmeleri doğru mu- dur? Franko mütarekeyi kabul edin, herhalde mezarlıklar üzerinde hüküm sürmek arzusunda değilsindir.,, **Acı tecrübe bitmeli” Deyll Telegraf diyor ki: “İspanyadaki harbın nihayet bul- ması, çok derin bir ferah getirecektir. Zira, Eden'in dediği gibi, İspanyol meselesi halledilmedikçe, Avrupada sükün mevzuu bahs olamıyacaktır. İs- panyanın bütün dostlarının arzusu, bu acı tecrübenin bütün memleket ta- mamiyle harab olmadan nihayete er- mesidir.,, Bütün ingiliz gazeteleri, ispanyol anlaşmazlığının pek yakında nihayet bulacağına kanidirler. Bu hususta müttefik olan gazeteler, yalnız şu me- selede ayrılıyorlar: Zaferin sebebi nedir ? Muhafazakâr gazeteler, nasyona- listlerin muvaffakiyetli ileri hareke- tini, baş kumandanlığın askeri kabi- liyetine atfetmekte, sol cenah gaze- teleri ise mart ayı zarfında general Frankoya Almanya ve İtalyadan ya- prlan yardımlar hakkındaki Barselon tebliğini tebarüz ettirmektedir. Deyli Herald diyor ki: şimdi azami dikkatini ini $ siy ekonomik tarafına tevcih etmeli- “Barsel hükümetine, silâh ve mühimmat almak hakkı verilmelidir. le girerdi. Halbuki Hodzanın nutku bu vasıflardan mahrumdur. Ekalliyet ler meselesinin müstacel ve mübrem mahiyetini inkâra ve meselenin sebeb lerini mümkün olduğu kadar gizleme- ğe çalışıyor. Çekoslovakyada hiç bir şeyin de- ğişmiyeceği —hakkındaki şüpheleri Hodza'nın nutku giderememiştir. Çe- koslovakyada ekalliyetler için mem- nuniyet verici bir vaziyet ihdası bu- gün her zamandan ziyade lâzımdır, zaruridir.,, (ekoslovakya Ekonomik işbirliği Çekoslovak gazeteleri başvekil Hod zanın nutku ile meşgul olmakta ve hü- kümetin ekalliyetler meselesini sulhcu bir tarzda halletmek için alman ekalli- yetiyle doğrudan doğruya temasa ge- lerek en iyi tesviye suretini araştıraca ğını yazmaktadır. “Narodni Lizti” diyor ki: * Almanya, Çekoslovakyanın mülkt tamamlılığını tanıdığına dair teminat vermiş olduğundan ekonomik işbirliği- ne yol açılmış bulunuyor. Çekoslovak- ya ekalliyetler meselesinin halli için sa- mimi gayretlerde bulunacaktır. BİBLİYOGRAFYA Mayis gecesi Gogol isminin, klâsik rus edebiya- tında büyük bir mevkii ve ehemiyeti vardır. Puşkin nasıl rus nazmının ba- bası telâkki ediliyorsa, Gogol da, tıp- kı öyle, rus romanının yaratıcısı sayı- lır, Rusyada hakikt ve Avrupat mana- sında ilk romanı yazmış olan Gogol- dur. Romantik ve suni bir edebiyata alışmış olan muasırlarının şiddetli hü cumlarına uğramış olan Goğol, ilk defa olarak realist bir müşahedeye istinad eden canlı ve hayattan alım - mış eserler vermeye başladı ve bu su- retle yetişecek olan Tolstoy'lar, Dos- toyevski'ler ve Turgenyef'lere üstad- lık etti. Gogol'un büyük ve en güzel ese- ri hiç şüphesiz “Ölü Ruhlar” dır, di- limize geçen sene çevrilmiş olan bu e- serden sonra Gogol'un şimdi de “Ma- yıs gecesi,, isimli nefis bir büyük hi- kâyesi Hasan Âli Ediz ve Vasıf Onat tarafından tercüme edilerek Remzi kitabevinin “Dünya muharrirlerinden tercümeler serisi,, külliyatı arasında neşredilmiştir. Realist metodla yetiş- mek istiyen genç muharrirler rus klâ- sik edebiyatını ve bilhassa Gogol'u. çok okumalıdırlar. Bu eseri bilhassa tavsiye ederiz, Arı Belçikanın fransız diliyle yazan ediblerinin en meşhuru olan Maurice Maeterlinck, kıymetli bir şair, filo- zof, temaşa muharriri olduğu kadar derin tetkikleriyle şöhret almış bir ta biat âlimidir. Onun karıncaların ve a- rıların hayatını uzun tetkiklerden sonra anlatan eserleri büyük bir şöh- ret kazanmış ve hemen her dile ter- cüme edilmiştir. Karıncaların hayatı daha evelce türkçeye çevrilmişti. Şim- di de Hilmi Malik Evrenol, arıların hayatı hakkındaki eseri ingilizce bir hulâsasından dilimize çevirmştir. İl- mi olan eser, bu telhis sayesinde her« kesin ve bilhassa genç mekteblilerin kolaylıkla ve zevkle okuyacakları bir sadeliğe bürünmüştür, Bize basit bir böcek şeklinde gö- rünen arı'nın ferdi ve içtimaf haya- tında ne dikkate değer hususiyetler bulunduğunu bu kitabr okuyanlar çok iyi anlayacaklardır. Mütercimin te- miz ve sade bir dille kütüphanemize kazandırdığı Bu güzel ve çok faydalı eseri okumaktan zevk duyan herkese tavsiye ederiz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: