——— 6-3- 1937 ULUS Fodern aile evi | Fransada tek keşfedildi mi? (Başı 6. ıncr sayfada) layıdır ki, onun düşüncesi, sadece kon- | for, teknik ve rahatlık hustıslarına ta- | kılıp kalamaz; bunlar zaten tabü olan şeylerdir. Çünkü, hiç kimse yoktur ki, evinin kullanışlı, teknik bakımdan mümkün mertebe mükemmel ya- hud kabil olduğu kadar hoş ve ra- hatlıklı bir şekilde yapıldığını — iste- mesin . Fakat mutlak olan bir şey varsa, o da, bir ev fikrinin bu kaygılarla asla yaratıcı bir mahiyette olamıyacağı key- fiyetidir. Bu kaygılar, tipi meydana ge- tiremezler. Eski türk evi, japon evi, ha- sılı hepsi de, kendilerini insanın kzndi hayata uyup intbak âlemine, kısacası, etmek düşüncesine borçludurlar. Bu bususu bir münsebetle (La Turguie Ke- maliste, ağustos 1936, numara 14) es- ki türk evi mevzuunda izah etmeğe ça- Tışmıştrm. Avrupadaki ev; bir avlu etrafında i- çe doğru gruplaştırılmış olan Akdeniz evinden alınarak, nihayet bir ev fikrini bize verinceye kadar şekilden şekle gir- dikten sonra, tek ailelik ev tipi biçimin- de ve içine odalar yerleştirilerek pen- cereleri diışarıya açılmış olan dört kös şeli bir blok halinde inkişaf etmiştir. Villa şekli: Münhasıran bu ev tipi üzerinde israr etmeklç, aile evi tertib et- mek için daha başka imkânların mevcud olduğunu unutuyoruz Bugün, villa şeklini Anadoluda ta- mim ettiğimiz takdirde, doğru hareket edip etmediğimiz düşünülmesi icab e- den bir meseledir. Şimdilik bunu büs- bütün reddetmeğe imkân yoktur. Yal- mız şunu bilmemiz zımdır ki, Avru- pada da 1800 senesindenberi tek ailel'k karakterini esaslı bir surette de- ğiştirmiştir. Bugün orada da bir buh- ran geçirmektedir. Avrupa aile evini, bu veya şu dü- şünce dolayısiyle yeni bir şekle sokmak hususunda, son yirmi otuz yıl içinde bir çok tecrübeler yapılmıştır. Biri demir beton sütun ve levhaların terkibiyle, bir diğeri drvar ve mobilya- larla, bir üçüncüsü ananevi tipleri de- ğiştirmek suretiyle ve birçokları da stil oyunları yüzünden insan, güneş, rüzgâr, arazi, tabiat, bağ bahçe arasında kay- bedilen münasebet ve rabıtayı tekrar temin etmek maksadiyle aile evinin ö- zünde değişiklik yapmağa çalışıyorlar. Bütün bunlara rağmen, Avrupadaki tek ailelik evin yeniden doğmuş yahud sa- nat şekli olgunlâşmış ve taammüm et- miş olduğunu iddia edemeyiz. Modern tek ailelek ev artık keşfedil- di mi? diye sormamalıyız. Çünkü, orta- da bu kadar şümullendirilmeğe değeri olan bir şey yoktur. İyi bir şey meyda- na gelirmek istiyen bir kimse mimara giderek demelidir ki: özü türk ve bu memlekette — Bana, nasıl bir evde yaşamak lâzımgeldiğine örnek olacak bir ev yapmağa çalışınız. Bu evle bahçe ve etrafı biribirine iyi- den iyi uymalıdır. Yazın oturulacak se- rin ve havadar yerler, kışın ise, sıcak- lığını muhafaza edecek odalar yapınız. Sokakların tozuna karşı mahfuz, gürül- tü ve patırdıdan azâde olmak istiyorum. Pencere ve kapıların mükemmel bir su- rette açılıp kapanmalarını temin edece- ğinizi, gaz, elektrik ve icab eden bütün hususların mevcud olacağını ayrıca kay- da bile lüzum yoktur. Bu suretle, mimarlar kopyalar üze- rinde durdurulmaz da yeni hal çareleri aramağa sevkedilirler ve milli miras a- raştırılıp modern fikir ve ruha göre şe- kil verilecek eser meydana getirilirse, muvaffakiyet de o nisbette büyük olur. Türkün aile evini temsil etmeğe de- ğer kuvvetli ve özlü tipler bulunduktan sonra, bunlar iskân bölgelerinde imar uniteleri olarak tecrübe edilmelidirler. İşte bundan sonzadır ki, şehir imarına lâzım olan hakiki esasları memleket i- çinde kazanmış olacağız. Bu hususta gecikmiş olmadığımızı ümid ediyorum Ancak, alınacak olan netice yalnız mi- mardan — beklönmemelidir. Bütün bir millet çalışıp kendi evini meydana geti- rir. Aksi takdirde gayesine asla vara- maz. Hatâlı Romantik (başı 6. ıncı sayfada) killeriyle beliren bir tezahürüdür. Kendimizi aldatmıyalım: Öyle an- laşılıyor ki, dünyanın harabelere ihti- yacı vardır; ihtiyarlık ise, faniliğin kay gısını duymak için, harabelerde dolaş- maktan ve koltuk değneklerinin ucu ile öteyi beriyi eşeliyerek kaybolmuş cen- net masalını tekrar teyid eder gibi gö- rünen şeyleri meydana çıkarmaktan daha elverişii bir vesile bulamaz . Yanlış anlaşılmamak için, şunu kay- detmek lâzımdır ki, gururlu bir mille- tin mazisiyle meşgul olması, anıtlarına iyi bakıp koruması, insanlığın hafıza- sından artık silinmiş olan müşterek ra- bıta ve bağları ilmi bir surette araştır- ması gibi şeyler milletlerin ve insanlı- ğın yiğitçe, sağ ve sağlam bir hayat ifadesi olduğundan bunların romantik ile hiç bir alâkası yoktur. Fakat, imkânını bulup her - tarihi şehirden bir Pompei meydana getirmek, muasırlarına sağlam ve kuvvetli bir hayat sahnesi gösterecek yerde, şairle- ri, gezip dolaşmağa çıkanları cezbede- cek bir tiyatro haline girmiş bir şehir yaratmak istiyen mantaliteye karşı koymak mecbüriyetindeyiz. Biz, bu romantiğin yabancısı deği- liz! Nitekim, İstanbulda da dar ve hara- be halini almış olan sokaklardan, yam- Tu yumru evlerden, yerden fırlamış kı- rık sütunlardan mürekkeb — bir fon önünde, alâcalı bulacalı grupları da görüyoruz, tanıyoruz. Biz, can çekişen mahalle kahveleri- nin, fokurdayan nargilenin, esrarlı Bo- ğaz içinin, siyahı kapıcının ve ölüm tehlikesiyle dolu aşk maceralarının ro- Mantiğini bilmiyor değiliz. Hele o, ezeldenberi — gaşyolup kendilerinden geçmiş ve başlarını bugünden başka bir tarafa çevirerek kaybolmuş güzellik önünde inadla biraz daha göz yaşı dök- mek istiyenleri pek iyi tanırız. Bu durmadan göz yaşı döken dik kafalılar ve romantikçiler zümresi, her yerde ve daima kinlerini göstermek i- çin vesileler aramışlar ve sanki kendi- lerinin romantik sahnelerini yabancı- lar çirkinleştiriyormuş gibi, bu - türlü fikirler ileri Sürmekten geri durmamış- lardır. Bu itibarla, İstanbulun bazı mu- hitlerinde hüküm süren bu mantalite- ye, bu gibi yankıları hatırlıyarak hay- ret etmemek lâzımdır. Ancak, asıl hayret edilecek şey, bu gibi kimselerin her gün ve her adım ba- şında karşılaştığımız çirkihliklere hiç ses çıkarmayışlarıdır. Yıllardanberi gıcırdıyarak sallanıp duran saçaklar, artık srva tutmıyan du- varlar, teselli bilmez oyuk gözler gibi bizi müteessir eden camsız çerçevesiz pencereler, avlu ve merdivenler, yan- gn yerleri, çöplükler, yıkık dökük sokaklar, başlan:p yarıda bırakılmış bin bir çeşid şeyler, hasılı, cumhuri- yetten önceki devirlerin yürekler acı- sı bir mirası olarak Şşehir idaresine kalmış ve bu idarenin, bugün kahra- manca bir mücadele ile ya büsbütün or- tadan kaldırmağa veya hiç olmazsa is- lâh etmeğe çalıştığı daha nice çirkin- likler vardır ki bunlar hakkında bu gi- biler, tek bir söz bile söylememektedir- ler. Bu vaziyet karşısında, sırf kinden, cahillikten ve canlıyı güzel — görmek istemiyen romantikten akseden seslere kulak vermemek ve yeni hayata, milletin istikbâline hizmet edenlere yardım et- mek her ferdin vazifesi olduğu kanaa- tindeyiz. Cumhuriyet Türkiyesi zaferlerini, Büyük Önderinin işaret ettiği realite ve yalnız realiteler üzerine kurmaktadır ki, o, koltuk değneğini bir damla fazla göz yaşı ıslatacakmış diye, milletin, ilmi, kültürel ve sosyal hayatını orga- nize etmekten ve daima muvaffakiyet- le neticelenecek realiteler ve yeni ya- pılar ortaya atmaktan geri durmıya- caktır. Romantik, ancak bir şartla, mücade- kumandanlık Parlamento ordu grupu B. Daladiye'nin fikrini kabul etmedi Paris, 5 (A.A.) — Parlamentonun ordu encümeni toplanarak Daladiyenin düğşünceleri tersine milli müdafaa için bir tek kumandanlık kurulması ve bu- raya getirilecek zatın da şimdiden ta yini hususundaki kararında ısrar etmiş- tir. Daladiye, kara, deniz ve hava ordu- larının şefleri arasından bir başkuman- dan seçmeden önce harbın başlamasını beklemek ve harbın hafif noktasını tes- bit ettikten sonra bu işi yapmak lâzım geldiği kanâatini izhar etmişti. Komisyon, bundan başka memlene- tin hava müdafaas.nı başvekilin oto.i- tesine vermeyi ve başvekilin harb çık- masında hukukça hava müdafaa nazırı tayin edilmesini teklif etmeğe vermiştir. Bu teklife göre, Başvekil bu husustaki salâhiyetini başkasına da dev- redebilecektir. karar Londra belediye seçimi yapıldı İsci a vi ci sçi partisi meclisin çoğunluğunu elde etti Londra, 5 (A.A.) — Londra kontlu- ğu belediye seçiminin şimdiye kadar a- lman neticeleri şunlardır: İşçi partisi 54, belediye ıslahatçıları adı da verilen muhafazakârlar 40 azâlık kazanmışlardır. 30 azâlık hakkında he- nüz bir netice alınamamıştır. 1934 senesinde yapılan seçimde işçi partisi, muhafazakârlar tarafından ka- zanılan 55 azâlığa karşı 69 azâlık elde ederek çoğunluğu temin etmişlerdi. Dünyanın en büyük belediyesinin azâ- larını seçmek için 12 milyon Londralı kadın ve erkek reylerini kullanmışlar- dır. Seçim bitti Londra, 5$ (A.A.) — Londra beledi- ye meclisinin yeni 6 azâlığı için yapıl- mış olan seçimin neticesi, bu sabah, i- lân edilmiştir. Seçilen azânım 6 sı da işçi partisin- dendir. Bu suretle işçi partisi belediye meclisi çoğunluğunu temin - etmiş bu- lunmaktadır. ı Türkkuşu tayyarecileri şerefine ziyaet Hava kurumu Türkkuşu tayyareci- leri şerefine dün akşam Kültürpark ga- zinosunda bir şölen vermiş ve şölen sa- mimi görüşmelerle geç vakte kadar de- vam eylemiştir. B. Saran hava kurumu- na bin lira verdi İstanbulda kuyumcu Saran 29 birin ci teşrinde Ankarada açılan elişleri ser- gisinde kazanmış olduğu mükâfauın bin lirasını Hava kurumuna vermiş ve kendisine kurum tarâfından bir alt.r madalya verilmiştir. Yakalanan kaçakcılar Geçen bir hafta içinde gümrük mu- hafaza örgütü, ikisi ölü, ikisi yaralı 105 kaçakçı, 2891 kilo gümrük kaçağı, 93 kilo inhisar kaçağı, 3703 defter sigara kâğıdı, 10 silâh, 62 mermi, 422 türk lira- sı, 114 kesim hayvanı ile 53 kaçakçı hay vanı ele geçirmiştir. ——— lesinde muzaffer olabilir: Döktüğü göz yaşları ile, bizim — gözlerimizi de ortadaki çirkinliklere karşı yumdura- bilir ve “hal,, i didik didik edilmiş bir resim haline sokan, heyecan ve güzel- liği ise yalnız mazide bulunan kurun- tusuna bizi kaptırabilirse. Değişmiyen zaruretlerin sayesinde bugünkü hayat güzelliğinin hâkim olacağına bizim itimadımız var- dır. kuvveti Romantik beşeri oluşun bir parçası- dır; fakat, çocuklarına, kendilerinden sonra bir harabe değil, temiz ve murita- zam bir yuva bırakmak için, insanların yaşamak, yemek, çalışmak ve nihayet mücadele etmek mecburiyetleri karşı- sında bu romantiğin yeri yoktur. T —— İIspanyada Kontrol bu geceden itibaren tatbik ediliyor Londra, 5 Ç(A.A.) tali komitesi bugünkü toplantısı ile asıl komitenin gene bugün yapacağı u- mumi bir toplantısı, yarın İspanya'nın kontrolu pânının yürürlük mevkiine konulmasiyle alâkalı olarak deniz mü- tehassıları tarafından verilmiş olan ra- porun tetkikine ayrılacaktır. Öğrenildiğine göre, kontrol, cumar- tesi günü gece yarısından itibaren tatbik edilecektir. Bununla beraber kontr»l ,a- şağıdaki sebeblerden dolayı, yavaş ya- vaş yürürlüğe konulacaktır: 1. — Alâkalı hükümetlerin a'ınmış olan kararları tetkik etmeleri gereltir. 2. — Gemilerin ziyaretine ve kont- rol memurlarının gemilere girmelerine aid tedbirlerin bitirilmesi, 3. — Gemiler göndermeleri için bir- lik devletler bakanlıklarına haber gön- derilmei. Kontrolu tatbik için Londra, 5 (A.A.) — İspanyanın ka- radan ve denizden kontrolu plânını tat- bik için enternayonal bir komisyon teş- kili kararlaştırılmıştır. Hafta sonunda wazifeye başlayacak olan bu komisyon karışmazlık komitesinin tayin edeceği bir reisin başkanlığı altında bulunacak ve İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Sovyet Rusya mümessillerinden mü rekkeb olacaktır. Bu beş devletin her biri umumi masrafların yüzde 16 larını deruhte edecek ve geri kalan yüzde yirmiyi de diğer 22 devlet aralarında taksim edeceklerdir. Kontrolunu yapa- cak devletler gemilerinin gidiş — gelis masraflarnı kendileri ödeyeceklerdir. Umumi masraf ayda 70 bin sterling tah- min ediliyor. Cebelüttarık'taki ispanyol hududuna beş görmen yerleşecektir. General Franko, Fransayı protesto etti Paris, 5 (A.A.) — Siyasi mahfiller, general Franko'nun Algeziras anlaşma- sını imza etmiş olan devletler nezdin- deki teeşbbüsünü “diplomasi manevra- Fransada para kontrolu &... . için tedbirler Paris, 5 (A.A.) — Nazırlar mecli nin bu sabahki toplantısının sonunda neşredilen bir tebliğde, geçen eylül a- yının 25 inde imzalanmış olan ingiliz fransız - amerikan para anlaşmasının Fransanın mali politikasının esasını teşkil etmekte devamda olduğu bildi- rilmektedir. Bu sebebden dolayı kambi- yoların her ne suretle olursa olsun kon- trolu ortadan kaldırılmıştır. Hükümet, Bank dö Franstan memleket altınının serbestçe girmesine ve serbestçe alın:p satılmasına izin vermesini istemekte- diç. Bu ayın 8 inden itibaren Bank dö Frans altını, günün fiatı üzerinden sa- tın alacaktır. B. Labyri, B. Rirst, B. Bodoin ve B.» Ruef'ten mürekkeb bir komisyon, franğın müdafaasını temin etmek ve dev- let eshamı piyasasını kontrol altında bulundurmak maksadiyle kambiyolarır. müsavileştirilmesi sermayesini idareye memur edilecektir. Büdceye munzam hiçbir kredi konulmıyacaktır. - Yalnız milli müdafaaya lâzım olan para temin edilmek üzere ödünç para alınacaktır. Blum, yarın akşam saat 19.30 Ja, bugün nazırlar meclisi tarafından ve- rilmiş olan kararlar hakkında biz nu- tuk söyliyecek ve bu nutuk radyo ile neşredilecektir. Milli müdafaa istikrazı tahvilleri, pi yasaya pazartesi günü çıkarılacaktır. Bu iş yapılmadan evel, pazar günü saat 19 da Cumhur reisi B. Löbrön, radyo i- le bütün Fransaya bir nutuk söyliye cektir. Fransız tayyarecisi Rossi'nin bir teşebbüsü Paris, 5 (A.A.) — Tayyareci yüzlba- şı Rossi, beş buçuk aylık bir çalışma- dan sonra “Kodron tipon,, tayyaresinin bütün hazırlıklarını bitirerek:hava na- zırmmın emrine vermiştir. Yüzbaşı Res- uçuşu — yaparak si, ilk önce tecrübe — Karışmazlık | sı” diye vasıflandırmakadır. Bu mahfil- ler, general Frankonun notasında T'rine sanın ispanyol Fas'ında karğaşalıklar çıkarmak ve bu suretle fransız askerf makamlarının bu mıntakayı istilâya ka- rar vermesi için bir fırsat çıkarmak su-« retinde ileri sürmekte olduğu iddiayı kati surette yalanlamaktadır. Bu mahfiller, - Fransa'nın ispanyol Fas'ı hakkındaki hareketini bir çok de« falar tarif etmiş olduğunu ilâve eyle« mektedir. Bu mahfiller, bu mesele hakkında, 11 ikinci kânunda B. Hitler, general Fran- ko ve Fransanın Berlin elçisi B. Fran« sisko Ponse arasında verişilmiş olan garantiyi hatırlatmaktadır. Generan Frankonun protestosu, Pariste gazete ha« berleri ile malüm olmuştur. Paris'e res« mi hiç bir haber gelmemiştir. General Frankonun protestosu Londraya gelmedi Londra, 5 (A.A.) — Havas ajansı muhabiri bildiriyor: " Franko'nun protestosu henüz Lond-« ra'ya gelmemiştir. Siyasi mahfiller ne olursa olsun, Burgos hükümetini tanı« mıyan devletlerin bu teşebbüsü göz ö- nüne almıyacaklarını - bildirmektedir; Bundan sonra önceki hükümetler tara- fından imza edilen enternasyonal an- laşmaları bahis mevzuu etmiye ancak Valensiya hükümeti izinlidir. Fransız gazetelerinin yazdıkları Paris, 5 (A.A:) — Matbuat, İspan- ya meselesine uzüri makaleler tahsis ede- rek, bilhassa kontrol plânının tatbik mevküne konulması, ispanyol Fas'ı hududunda yapıldığı rivayet edileri fran« sız manevraları dolayısiyle Burgos hü- kümetinin protestoları ve İspanya'da çarpışan ecnebi - gönüllülerinin iadesini kabul eden Valensiya hükümetinin ka- rarı hakkında tefsirlerde bulunmakta- dır. Fakat en çok bahsedilen hâdise, bu sabah yapı!lan kabine toplantısıdır. Sovyet Rusyanın dış ticareti Moskova, 5 (A.A.) — Neşredilen ise tatistiklere göre, Sovyetler birliği dış ticareti 1937 son kânununda 186.300.000 rubleye yükselmiştir. 1936 ikinci kânu- nuna nisbetle 46.271,000 ruble fazlalı! vardır. İhracat 80.389.000 ithalât 105 milyon 991.000 rubledir. Endüstri mamulleri bütün ihraca- tın yüzde 73.9 unu ve tarım mahsu!leri de yüzde 26.1 ini teşkil etmektedir. Çek-Leh münasebetleri Varşova, 5 (A.A.) — Mebus Val! kinin, Bükreşteki Çekoslovak — elçi: nin kitabındaki Lehistan düşmanı poli- tika hakkında yaptığı bir istizaha ce « vab veren dış bakanı B. Bek, parlamen« to reisine gönderdiği bir mektubda me« busun itirazlarını tamamiyle yerinde bulduğunu ve Çekoslovak hükümet'nin Lehistana karşı olan hareketini tesbir hususunda bu kitabda yazılı düşünce« leri göz önünde 'qulundur.ıcığını bil- dirmiştir. | Amerika Habeşistan konsolosunu kaldırdı Vaşington, 5 (A:A.) — Hariciye ne« zareti habeşistandaki siyasi ve konso- losluk mümessillerini geri çekmeğe ka- rar vermiştir. Habeşişstanın — italyaya ilhakının tanınması meselesiyle bunun hiçbir alâkası yoktür. Hariciye nezare- tinde demiliyor ki: Adisababadaki ame- rikan konsolosluğu bu ay içinde kapana caktır. ve bu da amerikan menafii icab- ettirmediği. zaman her nerde olursa ol« sun konsolosluk faaliyetlerine nihayet verilmek taamülüne uygun olarak ya- pılmaktadır. beş bin kilometre dünya rekorunu kır- maya teşebbüs edcektir. Bundan soara merhalesiz İstres - Karaşi uçuşuna te- şebbüs edecek ve müteakiben de Paris - Say- Nevyork gidip gelme ve Paris - gön uçuşlarını yapacaktır.