3 Kasım 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA 4 URUS 3 SONTEŞRİN 1936 SALI 4 Belediye meclisi dün açıldı Meclis, reis vekillerini, kâtiplerini ve encümen azalarını seçti Ha el ae C Dün, i altım- et intihab devresinin yedınu toplantı. Bına başladı. Ekseriyet olduğu anlaşıl- drktan sonra vâli ve belediye reisi B. Nevzat Tandoğan şu söylevle celseyi açtı : “— Altıncı intihab devresinin yedin- * ci toplantısınır açıyorum. Bu devrede de sevginize ve itimadınıza güvenerek, me- saimize, arzularınızı tahakkuk ettirmek suretiyle devam edeceğimi arzederim.., Ru: in birinci dd gö- re, intihab yapıldı. Reis vekilliklerine, kâtibliklere ve encümenlere adlarını a- şağıya yazdığımız zatlar seçildiler : REİS VEKİLLERİ : Birinci reis vekili İbrahim Ayaşlı, Ikinci reis vekili Feyzi Kütükçü. KÂTİPLER ; Makbule Eideniz, Mecdi Sayman. DAİMİ ENCÜMEN AZASI : İbrahim Ayaşlı, Feyzi Kütükçü, Zi- ya Arkand. İMAR ENCÜMENİ : Ahmet Hanif, Cemal Germen, Muh- lis, Süreyya, Sakip Ejder, İbrahim Ke- mal Oran, Veli Ulus. BÜDCE ENC€ÜMENİ : Makbule Eldniz, İskender Artm, HMayrullah Özbuduün, Rauf Baykan, Re- şat Erbeyli, Cafer Tayyar, Vehbi De- mir. HESABLARI TETKİK ENCÜMENİ : Fethi Yaman, İskender Artım, Hamit Eseniş, Ziya Arkand, Müzaffer Gürcan, Nurettin Arzuman, Nusret Erhin. TARİFE VE KANUNLAR ENCÜMENİ : İbrahim Ayaşlı, Naşit Toygar, Ri- fat Çulha, Feyzi Kütükçüoğlu, Mecdi Sayman, Ekrem Ergun, Reşad Çalış. SİHİYE ENCÜMENİ : Samiye Börekçi, Hüseyin Eti, Yusuf Hikmet Oktar, Ali Vahit Yaşat, Bilâl Akba, İsmet Yenen, Osman Öntürk. Ruznamedeki maddelerin müzakere- sine geçilmeden önce B. Mecdi Sayman'- ın şu takriri okundu : “ Belediye meclisimizin yeni çalış- ma devresinin açılması münasebetiyle aziz büyüklerimize Türkiyenin en ma- nalı şehri Ankaranın şükran ve bağlılı- ğınm münasib şekilde arzına karar ve- 'Tilmesini teklif ederim.,, 'Takrtir alkışlarla kabul edildi. Bundan sonra sırasiyle şu işler mü- zakere olundu : Büdce fasılları araşında yapılacak münakaleler hakkındaki tezkere, büdce encümenine gönderildi. Yeni teşkil olunan Çankaya kayma- kamlığında çalışan belediye Tarı- nın haziran 1936 danberi maaş ve ücret masrafları ve mali yıl sonuna kadar sar- fedecekleri tahsisat kabul ve tasdik edil- di. Tasdik edilmek üzere meclise tak- dim edilen 1934 mali yılıma aid hesabr kati cedvelleri tetkiki hesab encümeni- ne havale olundu, Hazırlanan projesine ve evvelce mec- listen alınan salâhiyete istinadla müte- ahhide ihale olunan 497 bin Tiralık yol inşaatı hakkında reisliğin teklifi nafia encümenine gönderildi. Yenişehirde satın alan tarafından bir diğerine devrolunan arsa hakkında be- lediye encümeninin verdiği karar mu- vafık görüldü. Günden güne büyüyen şehrin ihtiyaç- larına vaktinde yetişebilmek üzere bah- çeler ve fen müdürlükleri emrine hirer binek kamyonetinin satın alınması hak- kında teklif nafia encümenine havale olundu. Cemiyetlere yardım için 2500 liralık tahsisat verilmesi ve nomretaj için sar- fedilen 3604 liranın kabulü hakkındaki belediye reisliğinin teklifi büdce encü- menine gönderildi. Meclis, pazartesi günü saat 17 de toplanacaktır. Çimento ihtikârı hakkında İktısad Vekâletinin bir tamimi Çimento fabrikaları geçen seneki is- tihlâkin bu seneki istihlâkden az olma- sını ileri sürerek istihsallerine geç baş- Tamışlar ve ihtiyaç arttıkça mevcud stok. lariyle bu ihtiyacı karşılayamamışlardır. Fabrikalar istihsalâtımın karşılayamadı- ği ihtiyaç mikdarı evvelâ on günlük ve sonra on beş ve nihayet 29 günlük te- ahhürlerle teslimata sebebiyet vermiştir. Bu vaziyet vilâyetlerde fiatlar üzerinde ihtikâr yapılmasına da meydan vermiş- tir. İktisad vekâleti iabnkah:m geç is- tihsalâta başlamalarını şidd etmiş ve vılayetlere bı: tamim yaparak kanunt mevzuata rağmen ıhtıkara sapıl- İ A L İktısad vekâleti, bu tamimde asgarî bir çuval üzerinden yapılan satışlarda cari olacak fiatın - 1 haziran 935 tarihli resmi gezetede ilân edilmiş olan İstanbulda vasıta üzerinde teslim 20 lira olarak tes- bit edilmiş toptan fiata ancak nakliye masraflarının ilâvesinden ibaret olacağı- nı ve bu suretle husule gelen fiata ria. Mareşal F. Çakmak Bül Ka ga (Başı 1. inci sayfada) Mareşalın teşyi merasimi Kadıköy rıhtımında yapılmış ve bu törende İs- tanbul vâli ve belediye reisi Muhiddin Üstündağ, İstanbul komutan vekili ge- neral Ali Fuad ve bir çok askeri erkân bulunmuşlardır. Mareşalı hamil olag Muş Hamidiye- ye yanaşır yanaşmaz gemiye başkuman- danlık forsu çekilmiş ve gemi derhal hareket etmiştir. Gemi boğaza doğru a- çılırken, limanımızda bulunan Emden kruvazörü mareşalm gemisini 19 parça topla selâmlamış ve Hamidiyeden de mukabele edilmiştir. Ziraat Bankası Trakyada koyun sahiblerine avans veriyor Edirne, 2 (A.-A.) — Geçen sene pey- nir mandıralarına süt veren koyun sa- hiblerine ziraat bankası geniş bir kredi açmakla koyuncuları çok sevindirmiş ve bütün hayvanlar kışın iyi bakılmış ve köylü de tam zamanında borçlarını öde- mişti. Bu yıl da koyun başına verilecek kredi ve avans hakkında bankadan e- mir gelmiş ve umümi müfettişlik bu em- ri bütün köylere yaymıştır. Ulusal Kostümlü Balo Çocuk esirgeme kurumunüun her sene verdiği ulusal kotsümlü balo bu sene de 1 inci kânunun 5 inci cumartesi günü ak- şamı verilecektir. Hazırlığa başlarımış- tır. Sanayiden alınan istihlâk vergisi inecek Maliye vekâleti sanayiden alınmak- ta olanı istihlâk vergisinin tenzili hak- kmda mühim bir kanun lâyihası hazır- lamatkadır. Bu hususta alâkalı vekâlet- lerin mütalâaları sorulmaktadır. Baş pehlivan müsabakası Çocuük esidgeme kurumu tarafından her sene yapılmakta olan ve stadyomun bitmemiş olması hasebiyle bu sene yapı- lamayan baş pehlivan müsabakası ilkba- harda mayısta yapılacaktır. Kurum bu 3 ea ît etmiyerek daha yüksek da bu- 'I > d İ ÇA en- düstriyel mamülâtın fiatlarını tesbite mü- teallik kanun mucibince takibatta bulu- nulmasını bir çuvaldan aşağı mikdarda satışlar için belediye nizamatı mucibince fiat kontrol yapılması lüzumu da bildi- rilmiştir. Vekâlet diğer taraftan icab e- - den başka tedbirleri de almakta tered- düd etmiyecektir. LT DETE TPT DORARRE Doktör - Operatör Nejat Kulakçı ANKARA, CEBECİ HASTA- NESİ KULAK, BURUN VE BOĞAZ MÜTEHASSISI Ankara, Kooperatif arkası Ali Nazmi ap. 16 telefon: 3911. ÇAA G ICIT TI Ş ID GARRIO üsabakalara büyük ikramiyeler kaya- cak ve milli sporu bu suretle teşvik et- miş olacaktır. Müsabakalar için hazırlı- ğa şimdiden başlanmıştır. G LRPAR LAT ÇLRRMOG YA .. Nöbetçi eezaneler 1-11-936 dan 31-12-936 akşamına kadar eczaneler gece nöbet cetveli 1— Pazar — Merkez Eczanesi 2 — Pazartesi Ankara Eczanesi 3 — Salr Yeni ve Cebeci eczaneleri 4 — Çarşamba Halk Eczanesi $ — Perşembe Ege Eczanesi 6 — Cuma Sebat ve Yenişehir eczaneleri 7 — Cumartesi İstanbul Eczanesi ARARR AAT ŞAŞRETIĞRIPI Hıfzıssıhha mektebi açıldı Açış söylevinde Sıhat Vekilimiz B. Refik Saydam; halk hayat ve sıhatin- | de Bakanlığın prensiplerini izah etti Türkiye Hıfzıssıhha mektebi, dün saat onda, Sıhat ve İçtimaf Muavenet Vekılnmı Doktor Refik Saydam tara- medeni dünya tıb mensublarımın, kendi memleketleri idare teşkilâtları üzerine kları hayırkâr tesirleri ve bundan e h l Açılış tör de say- le gelen müsbet neticeleri görüyor, lavlar, proieaotkr, Sıhat Bakanlığı er- kânı ve doktorlar hazır bulunmuşlardır. Sıhat Vekilimiz, mektebi, şu çok dikkate değer nutukla açmıştır: — Sayın hocalar ve arkadaşlarım; Bugün senelerdenberi takib ettiği- bulunuyoruz. Türk hrifzıssıhha mektebi açılıyor. Bu vesileden istifade ederek, halk hayat ve sıhatına taallük eden iş- lerde sıhat vekâletinin takb ettiği pren- siplerden de bahsetmek fırsatını buldu- ğum için ayrıca sevinç duyuyorum. On beş sene evel.. Ben, 1921 de vekil olarak işe başla. dığım zaman - ki henüz milli mücadele bütün şiddetiyle devam ediyordu - mes- lek hayatında inzibatı bir bidat addeden zümrelerle karşılaştım. Çünkü, "Türkiye- de tıp sanatını icra etmekte olduğu ka- dar, halk sıhat işlerinde de idarede de, bu meslek mensublarının kendi yolları- nr intihabta serbest olduğu hakkında bir fikir vardır. Yani, tıb tahsilini yapan her meslekdaş, tedavide olduğu kadar koruyucu tedbirlerin alınmasında da yal- nız kendi bilgi ve görgüsünü kâfi görü- yordu. O devirde, bir vilâyet merkezinde çı- kan ufak bir gazetede, sıhat vekilinin halkın sırhatinin korunması ve yahud mevcud bir hastalıkla mücadele için dev- let sıhat memurlarına usul göstererek yaptığı bir tamimi tenkid ediyor ve bunların bilinmez şeyler olmadığını ve her tabibir bunları bildiği gibi tatbik e- debileceğinden buna karışmanın mesleğe bir tecavüz olduğu yazılarak mesleğe bir bidat sokulmaması taleb ediliyordu, Bir telakki.... 'ani, bunu yazan arkadaşlar milli sı- hat işlerinin çerçevelenmesini devlet sı- hat idaresinin her hangi bir direktifini ilimlerine, sanatlarına karşı, âdeta şah- si hüriyetlerini tahdid eden bir tecavüz- Bunun sebebleri vardı: Gördüğü- müz tahsil mücerret ilim halinde idi, dersanelerde yalnız tedavicilik zihniye. ti hâkim idi. Arada hamle gösteren bir iki hocanın sesi her hangi bir harekete kâfi gelemiyordu. Binaenaleyh, yetişen nesil de, kendini yetiştiren nesle uyu- yordu. Bundan dolıyı karşısında halk hayat ve sıhatini muayyen p ibler da- h.ıhnde, korumaya matuf her hangi bir kete bittabi boyun eğ di, fakat, dünya gidişi başkalaşmış, koruyucu tıb usulleri yepyeni bir sahaya girmişti. Ananesine bağlı mekteb Bir asırdan fazla bir müddettenberi yeni usülde tıb tahsilini kabul etmiş ©- lan türk tıb mektebi arada vukua gelen inkilâblardan haberi yokmuş gibi görü- nüyordu. Yani halk hayat ve sıhati için okuyor, fakat ananesine çok bağlı kala« rak leketimiz idare şı i üzerin« de müessir olmaya bir türlü başlayamiz yordu. Bundan dolayı da kendisinin sa« lâhiyet hududu hasta koğuşundan veya tedavi ettiği hasta odasından dışarı çı« kamıyordu. Eğer, son bir asırlık içtimaf tıb ta- rihimiz göz önüne getirilecek olursa, ammenin hayatını tehdid eden işlerde, ı çok dar isimlerini ve gahıslarını bir tarafa bırakarak o vakıtki idare heyetinin bu işler için başka mem- leket mütehassıslarına müracaat ettik« leri bir çok defalar görülür. el Bir teklife verilen cevab Binaenaleyh, bizde yani kanun mü- eyyideleri henüz tebellür etmemiş genç sıhat vekâleti ne kadar çalışırsa çalışsın ve ne kadar uğr”şırsa uğraşsın kendine mensub olanlar tetafından bile iyi gö- rülmiyen bir yolda yürüdüğü zannı al- tında idi ve vâktalar göstermeksizin bü. tün meslek erbabına ve bilhassa devlet sıhat memurlarına bir defada bu fikirle- Ti aşılamak ve anlatmak imkânı yoktu. O dereceye kadar ki, mülga tıb fakülte- sine, talebeye son ders senelerinde ko« ruyucu sıhat işleri hakkında bir kaç dera değil hiç ol bir kaç konf ve- rilmesi hakkında, sıhat vekâleti tarafın- dan yapılan bir teklife (bizim vazifemiz yalnız tıb tahsil ettirmektir.) cevabı a- Iınmış ve meselenin hallinin ne kadar zot olacağı bir kerre daha anlaşılmıştı. Senelerdenberi devam eden . mücadele Devlet idare şubelerine, koruyucu tıb ve içtimaf hıfzıssıhha fikirlerinin so- kulması için, o vakıtlırde başlayan mü- SinTartik danb i devam ediyor, halk hayat cereyanı nihayetsiz bir nehir gibi akarken devlet sıhat idaresinin de, bunun istikametini milletin sağlamlığı ve hayatiyeti noktai nazarından müte- madiyen göz önünde bulundurmak ve i- cabeden tedbirleri almakla mükellef ol- duğumu ve bunun da bir devlet işi bu- lunduğunu bütün devlet teşkilâtı taba- kalVarma h irmek için Ce Ve senelerce çalışmak icabetmiş ve bugün gözle görülür ve el ile tutulur derecede müsbet işleyen sıhat mücadeleleri, ve or. ganizasyonu o vakit inanmayanların müstehzi gülüşleri karşısında işe başla- maş ve varlığını vakıalarla isbata mec- bur olmuştur. Arada 925 martında yeni usuülde bir sıhat idaresinin ne demek ol- duğunu gösteren (sıhatı umumiye ida- resi esasatı) isminde bir kitabı ingiliz- ceden tercüme ettirerek takdim ederken biliyordum ki bu da maksadı temine kâ- fi değildir. Fakat o vakıt vasıtalarımız © kadarına müsaid olduğu için, ancak o kadarını yapabilmiştik. Hattâ o eserin başına yazdığım ufak bir mukaddimede (Türkiye cumuriyetinin girdiği yeni yol: | da türk milletinin hayat ve sıhatı, takib Tefrika: No: 79 BİLİNMİYEN İNSAN Yazan: Dr. ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BAYDAR r' H RE ı ın! mayılennbuıhıııalaxmmvehumykd.' genç- Iîklumınhamıhmthdn Eğer hastaların nesic- ve ka darı muvakkat surette mmekhbilolıaydımhîamdıyelermııfaı çok daha kolay olurdu. Şüphesizdir ki, höcrele- mçosllmaılmtunmedaı;ımıkmı&hla de kullanılacaktır. Nesiclerin tamiri hâdiselerinin bılpımeııdheryuntuakkıwmhhgmchmu— tekabil terakkisini intaç edecektir. Fakat, çölde veya ormanda, yahud en mütekâmil hastanede dahi yaraların iyileşmesi, her şeyden önce, inti- baki foknsiyonlara bağlıdır. VI Hastalıklar. — Hastalığın manası. — Hasta- lıklara kraşı tabil mukavemet. — müktesep muafiyet Sama Bir takım mikroplar veya virüsler, vücu- dun hududlarmı aşarak, iç muhite girer girmez, uzvi foknsiyonlar tahnvvule uğrar: hastalık ken- dini gösterir. karakterleri, nesiclerin muhite aid patolojik değişikliklere intibak edişi- ne tâbidir. Mesela ateş, bazı bakterilerle bazı vi- nıılerm wücudu istilâsıma karşı bir cevabtır. Ne- siclerin bizzat zehir imal etmeleri, tegaddiye el- zem maddelerin eksikliği, bazı guddeluin ifraz bozukluğu diğer bir takım intibakt aksi l Mikraoplarla virüsler havada, suda, yiyecek- lerimizde, her tarafta mevcud, ve, cildin, burun, ağız, bogazvelmzmmhızlangışahrmm sathın- da daima hazırdırlar. Böyle olmakla beraber, bir çok kimselerde, zararsızdırlar. İnsanlardan - bir kısmı bazı hastalıklara istidadlı ve bir kısmı da böyle değildir. Bu mukavemet hali, nesiclerle iç mayilerin patojen unsurların vücuda girme- ler tevlid eder. Bright hastalığının, skorbütün, gırtlak fırlamasının alâmetleri hasta bobregm tasfiye edemediği maddelere, herhangi bir vita- minin eksikliğine, derekt guddece ifraz edilen zehirlere uzviyetin alışkanlığmı ifade eder. Has- talık getiren (patojen) âmillere intibakm iki gö- rünüşü vardır: bu intibak hâdisesi, bir taraftan, bu âmillerin vücuda girmesine ve onları tahribe mani olmak istemektedir, ve, diğer taraftan da bunlarca meydana getirilen âfetleri tamir etmek te ve bakterilerce veya bizzat nesiclerce ifraz edi- len zehirli maddeleri yoketmektedir. Hastalık, bu oluşların inkişafından başka bir şy değildir: has- talık, vücudun şurişçi bir unsura ve onun za- man içinde istikrarına karşı mücadelesine mua- dildir. Fakat hastalık, aynı zamanda, kanser ve- ya delilik gibi, bir uzvun veya şuurun pasif in - hitatının ifadesi de olabilir. lerini veya girdikleri takdirde onları tahrib eden hususi bir bünyeye malik olmaların- dan ileri gelmektedir. Buna tabif muafiyet de- nir. Bu tabii muafiyet bazı kimseleri hemen bü- tün hastalıklardan korur. Ve insanın arzu ede- bileceği en değerli hassalardan biridir. Onun ma- hiyeti meçhulümüzdür. Görünüşe bakılırsa bu hal, ırsi ve gelişme esnasında iktisab olunan di- ğer bazı hassalara tâbidir. Bir kısım hastalıklara karşı hassas veya mukavim ırklar vardır. Vere - me, apandisite, kansere ve zihin hastalıklarına tutulmağa istidadlı insanlar görülmektedir. Di- ğer bir takım insanlar ise, ihtiyarlıkta zuhur eden tereddi ettirici marazlar müstesna, hemen bütün “hastalıklara mukavemet etmektedirler. Fakat ta- bit muafiyek bünyenin wei bir hali değildir; Re- id Hunt'un çok zaman evvel isbat etmiş olduğu gibi, hayat ve tegaddi tarzından da ileri gelmek- - tedir. Muayyen bir besleme şeklinin farelerde, tifoya istidad tevlid ettiği görülmüştür. Zatürre- enin sık tekerrürünün gıda ile tadil edildiği va- kidir. Rockfeller enstitüsünün fareliğinde yaşa- makta olan temiz kan fareler, mutad rejime tâ- bi olduklarr zaman 9o 52 nisbetinde zatürreeye tutulmakta idiler. Bunlardan büyük bir kısmına rlahn karışık yiyecekler verildi; ve, zatürree ne“ ticesi olarak ölüm Yo 32 ye - yiyeceklere bir ta« kım şimik maddeler karıştırıldıktan sonra - 9o 14 ve daha sonra sıfıra düştü. İnsanda, intanlara karşı tabif surette mukavemeti hangi hayat tar- zınm temin edeceğini henüz bilmiyoruz. Aşı ve husust? seromlarla her bir hastalığım önüne geç-“ enin, halkm sık sık hekim muayenesine tâbi tutulmasının, büyük hastaneler inşasmın, bir | millette sıhati geliştirmek bakımından, çok pa4s halı ve az müessir vasıtalar olduğu ıııul'ıa.lııkaıkt!lj Sıhat, kendisiyle uğraşılmıyacak tabit bir şey ol — mak icab eder. Bundan başka, hastalıklara karşt | tabif surette mukavemet, hayatlarınım idamesi- ni ijiyene ve hekimliğe borçlu olanların biç bile* medikleri bir kuvvet, bir cesaret verir. Hekim* lik bilgileri, bugünden tezi yok, tabit muafiyeti veren âmillerin neler olduğunu bulmak için | araştırmalar yapmağa tevcih etmek gerektir. — (Sonu var)ı »-

Bu sayıdan diğer sayfalar: