h LKKANUN 1934 PAZARTESİ daha çoök verimli olmuştur. Ja- fünyanın Bornco ve Teksas'ta petrol / İütiyazları vardır; ancak her ikisinde R ,&_hım sayılır bir şey bulunduğu bu- “Hüne kadar işitilmemiştir. Borneo'daki Mtiyaz sahası topoğrafiya bakımından ÜN lverişli bulanmryorlar; Tekras'er: ğ_' € gelince, burddakiler değerli bir f üde bile olgalar, gavüş olunca bun- İcın da Japonya'ya stratejik bakırmdan Yikalmaz. Japorlyanın — içinde Ve müstemlekelerinde işe yarar bütün İler ele alınmış olsa, Rusya ile bir “Wvaş yapılınca Sahalin adasında kaza- Alan 150,000 ton mazot da hesaba ka- Hlacak olursa, gene Japonyanmı kendi İtiyacının üçte ikisi açıkta kalmakta- Japonya'nın böyle canla başla uğ- Tümasının ne demek olduğu, ileride Yapılacak olan “büyük savaş,, göz önü- A ketirilince anlaşılabilir. Ancak ne | e elde bulunan istihsal miktarı ve N de kazılmakta olan petrol - kuyula- Oİadean artık büyük bir umud yoktur. | B 'atuvarlarda cayır cayır çalışılma- rağmen kömürden çıkarrlar Ben- 6 yahud da Mançurya'nın petrolleri ı.“'l)’î'ya petrol temini meselesini ğ temizliyememiştir. — İşte bu nmdan — Japonya bu — sıkıntısını Wtün petrol İşlerini yeni ve köklü bir altına alarak kendine dışardan | temin etmek suretiyle gidermek Or, Japon petrol kontrol yasası, mazot, iZİn, ve 1sıtma yağının tlke içine gir- |Ntini vluş Tisansına bağlamaktadır. Lisans şartlarına göre, lisansı ala. olan, 1 nisan 1935 tarihine kadar z tç aylık, 1 ilk teşrin 1935 tarihi. kadar da altı aylık petrolü deposun- İ hlmdumnyıeıl olursa en ağır ce- ü çarpılacağını onaylaması lâzım. Bu miktar bütün limanlara dağıtı- itar, Bunun da kolayca yapılabil- için petrol getirecek olan firma- p tanktarını büyütmeleri mecburf ' biçime sokulmuştur. Herhangi bir lisansı alınca, işten vaz geçmiş ! Olsa ister istemez depo mevcudu- » Yilaştığı ölçüde bulunduracaktır. itlarda yakılacak olan yağlara ge- bunun hakkında henüz daha ka- T şey kararlaşmamıştır. Ş Htans'taki petrol miktarı her yıl n tesbit edilebilir. Bundan baş- * İâpon hükümetinin, ileride — Ülke j Bgeçecek olan fiatlar Üzerinden lardaki petrolleri satın almak bak- . Hasılı daha birçok tedbirler Ktadırlar. Bu tedbirlerle — bususi leri devlet işlerinde kullanmak güdülmektedir. Noye Zürher Saytung'dan Romanı: 4 ULUS Türk inkılâbı dersleri C, H. F. Genel Kâtibi Bay R. Peker dün inkılâb hareketlerinin özünü anlattı (Başı 1 inci sayıfada) biraz daha — kısıyorlardı. - Bir çok işçi, kendisine iş istiyor, halbuki ticaret va. sıtalarının yaptığı hizmet, çok ürünü makledemiyecek bir hale geliyordu. Fab- vikacılar işçi bolluğu karşısında günde- Hikleri dilediği gibi düşürebiliyorlardı. Arkadaşlar, Ökonomi! işlerini takib et. miş olanlar pek iyi bilirler ki o zaman. dan bu #amana kadar dünyanın pek bü. yük şeyler geçirmiş olmasına Tağmen bu alanda halledilmemiş bir çok mesele- ler de vardır. “Salaire, yani çalışma sa- atinin karşılığı gibi netiycelenmemiş bir çok işler vardır ki bugün dünyayı sıkı . yor. İşçi ile patron arasındaki vaziyeti bel. N eden basit Çareler, ulak tefek kanun . lar yapılıyor “Trade union,, teşkilatı, iş- gi ile patron arasında o zamarın şartla- rına göre alış verişi, iş saatlerini günün telakkilerine Uygun olarak teshit ediyor. dü. Bu kanunların başlıcası çalışma sa. atını on ikiden fatla yapmamak kaydı. mtn konulmasıdır. — Vani bir gündeliği hak edebilmek için azami çalışma saati, ©n iki olarak tesbit edilmişti. O zamanki işçiler ermayenin bollu- Bunu, işin büyüklüğünü istiyorlardı. İş- te “Trade unlon,, bu isteğin mahsulüdür. Arkadaşlar, “trade union,, denilen Ve bilhassa İngiltere'de sosyalist cere- yanlarını tevsi eden topluluk teşekkül. leri bu sırada cereyanlanmıştır. - Yal- nız “trade umion,ların bu cereyanlar doğarken vaziyetleri ve hayatı bugün- kü gibi değildi. Bütün bu hareketler içinde üzerinde duracağımız mühim bir nokta vardır. O zamanki kanunla. Tın yapılışı, bu çekişme mevzuu serma- ye aleyhinde bir bareket değildi. Bil- akis işçiler sermayedara kendilerini beğendirip diledikleri yolda kullanıl- mak istiyorlardı. On dokuüzuncu yüzyılın ilk dörtte biri arralarında buhar keşfedildi ve ilk tatbikatı üstün ve muvaffakiyetli ncti- ce verdi. Buharın bulunması küçük fab. Tikacıklara geniş bir iş hacıni ve geniş bir mahiyet verdirdi. ; Buharın bu 'hayata girişi yalnız fab- rikaların kurulması; el tezgâhlarının yerine kendi kendine İşliyen makinele- rin konmasından ibaret kalmıyor, tüc- car nakil vasıtalarına da girerek ticaret ve nakil alanında büyük bir inkılâb ya- pryordu, Zaten her bilgi ilerledikçe her Vasıta biraz daha ilerliyor, basit bu. har vasıtaları büyük deniz vasıtaları halinde büyüyör ve dünya ürünletini sınırlar aşarak dört bucağa götürüyor- dü. Bütün bu ilerleyişler neticesi işçi- ıı.ıu.u münasebetleri derinleştikçe de- rinleşiyordu. İşçi-patron çekişmelerini #öylerken dünya ökonomisinde adı çok Anılmış olan Rober Oven isminde bir tagiliz fabrikacısının, şimdiki telak. kilere göre sosyalizmin doktcinlerin- den bir kummı, işçilerin cebri, zoru — Tefrika 15 iBenün Günahım ç ANyı aa lE VIVANTI OSlan arifesi... düğünü için tes- güne daha on gün vardı. ü Tüzgâr hamlesi, Nil'in tat- İ Çlam rüzgârı, yüzüne sürtün- "hlfiîbir titreme ile Astrid Üna (. Odanın dibindeki büyük yalini, fantasitik ve göl- Settirdi. e U, kaybolmuş geniş göz- » k kendine baktı. gç ldini tanımıyor gibi - idi. On, yarıgınına veren maşa- , tlinde sallıyarak, üzerin- b î!. rubunda ve yüzünde t damgasını — bırakmıştı. Yüzünde de. Esrarlı gözle- VA e dikdiği bu hayal, ar- t ' Richmond ve Maylair a) Büsuz Astrid değildi. Bu "e bir yeni parıltı dalgala- 3 Yeni bir hırs parıldı - aRan. (MEA CULPA) Ttalyanca aslından türkçe, NÜSHET HAŞİM ,m,':,,m Astrid, derin bir iç sızısı ile geriledi; akşamın alaca karanlığı ile dolmuş sakin odada etrafına bakındı. 4 Yedi gün önce, bu odadan de- Hi gibi kaçınıştı. Dün gece de, tra- jediye hazırlanmış bir ruhla, eşi. ğini yeniden aşmıştı. Çöl gecesinin derin sükünun- da, beyaz çadırın ılmdı,“nbu dö- ü, o, kaç defa gözü önüne ge- :'üıışııişd! bunu düşündükçe da - marlarında kanının donduğunu duymuştu. Saad Nasir, ateşli ve korkunç sevgili, onun duyduğu dehşet yü- zünden, çadırları söktürüp söktü- rüp gittikce çölün daha kalbine taşıtıyor, kervanların takib ettik- leri izlerden ve daima mola veri- len yerlerden kaçıyordu. Tehlike duyusu, kâbusu gibi altında olmaksızın, kendiliğinden tat bik ettiğini söylemek gerektir. Rober Oven fabrikasında çalışan &- mele yurddaşlarına şefkatle muamele onların yorgün — hayatlarının rahatı, aile ve çocuklarınmı is. tediği alâkayı ve nihayet çalışan ve didişen bu insan kütlesinin. umuml manzarasının hassas varlığı üstünde bıraktığı tesirle onların iş saatlerini ve hayatlarını isteklerine uygun bir şekilde hazıtlıyor, fabrika dışındaki ya. şayışlarile de alâkadar olarak yüz güldürücü bir hayat t yordu. Rober Öven'in kendi iç duygüsu- nun eseri olarak yaptığı şeyler, işçile- tin patronlardan zorla aldıkları hakla- Tın başlangıcıdır. Rober Öven'in tat. bik ettiği soysalizmi o zamanır. edebiya. tı “patriarcal,, soxyalizm diye isimlen- dirmişdi. Biz şimdiki ifademizle buna “babaca sosyalizm,, diyebiliriz. Makine devrinin açılması; makine. nin “force motrice,, le, insan kuvvetinin gayrı kuvvetlerle işlemesi ve fabrika ü. rünlerinin bu ilerliyen nakil vasıtalariy. le bir taraftan bir tarafa götürülmesi pat- tonların kâr yapmak hırsını gittikçe ar- tırıyordu. Kür arttıkça ihtirasları ka. baran iş sahibleri, patronlar, insanlık yü- reğinde yer bulmasr lazım gelen Rober Oven'in duygularından mülhem duygu. lar yerine onun tam aksi duyguların tat. bikine gidiyor ve işçiler her gün biraz daha tazyika uğruyordu. Mesela o za- man açılan kantin'lerde işçilere verilen para karşılığı olarak onlara mal veriliyor ve işçi patronun anlaşmış — olduğu bu yerlerden alış verişe mecbur ediliyordu. Netiyce olarak da isçinin parası ayrı bir kanaldan gene patronun cebine giriyor. du. İşçi çalışma saatleri üzerinde tazyik ediliyor, gündelikleri azaltmak için uğ. raşılryor, gittikçe insanlık duygusuna a- Bır gelecek bir manzara doğuyordu. Si- ze bundan evelki derslerde Aanlattığım hürriyet ihtilalinin getirdiği Hiberal fi - kirlerin bir kolu olan çalışma serbestliği- ni patron sınıfı işçinin aleyhine kullanı. yordu. Tabit bunun netiycesinde genc, dinc kütlelerden kurulan işçi amıfında da patronlara karşı bir sımtf şuuru pey. da olarak, bu, evvela dargınlık. sonra nefret ve en sonra da bir İntikam dile. ği haline varıyordu. Tktrsadi Tiberalizm de bu liberal hür- riyet inkılabının getirdiği geniş fikirler. den istifade eden patronların — ilerleme yolunda işçilerin zararına ortaya koy. duklar: başlıca iki şekil vardır; Biri ser. best ve geniş ticaret yapanlarla geniş sa. nayi sahiblerimin işçiler aleyhine birleş- meleri, ikincisi de aynt serbest yolda ça- Tışan büyük sanayf sahiblerinin araların. da anlaşarak müstehlik olan halk kütle. lerine haksız surette ve değerinden yük. sek karşılıkla mal satmak arzuları. Bu, bizinçi şekil yalaız işçi sınıfını patronlara karşı birleştirmekle kalmı « çöken tehdid duyusu bir taraftan onun hırsına alevler, sayıklama - larına nöbet katarken, Astrid, ka- ranlık kollarındaki beyaz gani - met, çok yakın cezalanma düşün- cesi ile titriyor, çırpımıyordu. Onun orada bulunmadığı şu sırada, Kahire'de ne gibi bir dram oynanmakta idi?... Arka - sında ne gibi bir ıstırab, bir iç sı- zısı bırakmıştı?.. Hiç şüphe yok, bu saatte, adını şayialar, iskan- dallar sarmış, çölün Khamâsim'i gibi etrafında savrularak — onu berbad etmişti. O zaman, Astrid'i, daha derin bir sarsıntı ile, düşüncesi alırdı. Shepheard's Hotel'in eşiğin « den nasıl aşacaktı? Mary halanım veren bakışını nasıl kar - şılıyacaktı?. Onun iten ve kogan lönet dolu jestini... Ya Norman?.. onu düşününce nefesi birdenbire dungyorau. Norman, mağrur ve temiz asker, şerefine ve rkına yapılmış lıılııı tea;üıgmı' intika - mını nasıl alacaktı yüzü morarmış, dehşet içinde, urmak ve lânetlemek için elini kaldır - mış olarak düşünüyordu, öyle gö- rüyordu. Astrid'in ve günahının CettcaN riğ Vei 3 SAYIFA 8 _Radyoğî Moskovadan Ankaraya Yeni bir radyo gecesi Moskova radyosu İstanbul ve Anka- Ta için yeni bir radyo gecesi hazırla: mıştır. Bu geceki konserin mevzuu, bizde şimdi başladığı gibi, Rusya'da vaktiyle başlamış olan musiki inkılâbı. dir. Radyoda evvela eski rus musikisin. den garb musikisine nasıl geçildiği bir konferansla anlatılacak, sonra birçok örnekler çalınacaktır, Konser 20 ilkkânun 1034 gecesi, Tür- kiye saati ile 8,30 da başlıyacaktır. le- tasiyonun dalga uzunluğu 2107 metre. dir. Program şudur: Rus müziğinin değişimi üzerine kon- ferans: Glinka: Kamarintkaya Dalğomiski: Üç kişi tarafından oku- nulacak türkü. Borodin: “Bagatir,, senfonisinin ilk parçası, Çagkovski: Piyano konserinin son parçası. Rimski « Korsakof * Leh türkileti (Kontralto) # T ”“çarın — yavuklusu" operasından : Liköfun havası (to- nor) 1 Dolinuşka, halk ttir- ktisül (orkestre) * Kitej şehrinin efsa- mesi, — operasından (Kerjeneç) muharebesi adını — taşıyan parça Borodin: “Prens İgor,, operaaı Wo- Yosu, Müsurğski: Kovançina operasınm koroları. Çaykoveki : 4 Üneti senfoninin tonu. yor, halk tabakalarında da kendi aleyhi- ne birleşen bu kuvvete karşı blr nefret uyandırıyordu. Şunu İlave edeyim ki o zamanki İşçiler, çalışma saati, gündelik, kantin meveleleri yüründen tazyik gör . dükleri için değerinden fazla Natla mal alan müstehlikle birleşip kooperatiflerle patronların soyguncu hareketlerine kar . gı müdafaa tedbirleri alıyorlardı. (Yerimiz az olduğu için bu dersin sonunu yarınki sayımıza koyacağız.) we Genel Kâtibimie Bay R. Peker'in dnkılâb kürsüsünde verdiği bu çok de« Kerli dersi elimizden geldiği kadar düzgün ve söylendiği gibi mot etmeğe çalıştık. Bu candan isteğimiri, diledi. imiz gibi yerine getirememişsek okur- darrmızla Genel Kütibimizin aflarını rica ederiz, dehşeti, kendisini böyle azami de- recede şiddetli harekete sevkede- cekti. Keşke öyle olsa idi! değersiz- leşmesinin soğuğundansa, ölüm daha kolay olacaktı. Ölüm! işte hayatmımın düğüm halindeki dava- sımşn biricik halli.. Onu altilst et- miş olan kısa passiyon dramının tek finali. Artık Saad Nasir'e bir daha dönmüş olmıyacaktı. Çölün sesi onu boşuna davet etmiş ola- caktı, » « * * Böyle, ruhu çatlaymcıya kadar gergin, solgun avare, kade- rin, kendisini, kılıcı havada bek - lediğini sandığı o eşiği bir gece önce aşmıştı. #4b Halbuki.... hiç bir şey yoktu. Tahmin ve tasavvur ettiklerinden hiç biri olmamıştı. Elsy ile Lady Taylor, kendisini sevinç çırpın - maları ile karşılamışlardı. Öpü - cükleri arasında bir iki rikkatli ve Heyecanlı serzeniş mırıldanarak Ankara radyosu Dün akşam Avıkara radyosu, İçerliş, ler bakanımız Bay Şükrü Kaya'nın bis söylevi ile çalışmasına başladı. Bu çok değerli ve asığlığ (istifadeli) e#öylevin birinci sepimizde ayrıca okunmatını di« leriz. İkinci söylevi Bay Mehmed Ali Tüye yar, tarım artırımı Üzerine söylemiştir, Konferanscinin bilgimizi artıran ve tü. mümüzü kıvançlandıran söylevinden 8. türü kendisini burada alkışlamak borcu . muzdur. Üçüncü söylevi elektrik mühendisl Bay Mazhar verdi. Bütün radyo amatön lerinin kulak kesilerek dinlemiş olduk larr besbelli olan bu konferanstan ötürü değerli ustamızr övmek isteriz. Radyo makinelerinin en geri bir yöne leri olan parazitler, radyo İstatyonlarıe nn çoğalmasından dolayı dalgalardak! karışmalar.. Ve günün birinde radyo is. tasyonları kurulmasının uluslararası bir yasaya bağlanacağı yolunda anlattıkla . rmdan büyük aslar (faydalar) elde eta tiğimizi söylemek gerektir. Muzik programınt Necdet Remzi — Ulvi Cemal ve Ankara Palas orkestrası eksiksir ve beğenilecek gibi yerine ge tirdiler. Ankara radyosunuh bu akşamki pro- gramı şudur: 10. — Milit Müdafaa Vekili Apayp dm konuşuyor. 15. — Muslklı Soarlatti — Piyâano parçaları Ferhunde Ulvi (Piyano) 10, — Türk dili araştırma Kuzumu saati 20. — Musikl: Falkonyeri ve Payıziyello'dan para, çalar Mozart — Marlage de Pigaro, va » Don Juan'dan iki arya K. Çekatovuky (Teganni) VUilvi Cemal (Piyano)y 10, — Çocuk esirgeme kurumu saatl 15, — Dans musikisi Haberler, Tarih öğreniyorum Çocuk tarihi bakkında bir. Ukfikir wermek amacile Ünlü tarihgi Bay Ahe med Refik terafından yazılmış bir esor dir. Büyük kıtada 60 sayıfadan mürele keb olan bu kitabta çok açık bir dil kula Janılmış ve tarihin son derece kısaltıla ve escre ana çizgileri İlkokullula , n-: seve seve okuyacakları bir masal geşnisi verilmiştir. Geniş bir bilginin verdiği salhiyetle çok eyi seçilmiş ba- hisleri ve resimleri koynunda topluyan bu kitabtan, çocuklarda tarih bevesi u. yandırmak istiyen her ana baba birer tane edinmelidirler. Basanı: Akşam matbaası, tanesi 30 kuruştur, Lady Taylor her şeyi bildiğ her şeyi affettiğini söylüyordu... Norman Grey'se uzakta idi, Norman hiç bir şey bilmiyordu; hiç bir şey bilmiyecekti. Nişanlısının bu çocukça kaçt- şını, bu budalaca ve zararsız kap- Tisini ona ne diye anlatsınlardı! Bir ıhenmly:tık hafiflik için, düğünün mesud arifesinde onu azaba sokmak doğru olamazdı. Lady Taylor böyle düşünüyordu. * Norman, Astrid'i Shepheard's Hotel'de bırakmıştı; dönüşünde onu gene orada bulacaktı. Her şey burada bitiyordu. İşte o ka: dar. Ona bir şey söylenmiyecekti. Astrid titriye titriye düşünü - yordu: fakat nasıl! demek hayat, onu hiç bir katastrof altüst etme- miş, değiştirmemiş gibi, yeniden mutad akışını alabilecekti? Kasır- gadan ve fırtınadan sonra, O sa- yıklatıcı passiyon dramından son ra, demek, böyle sakin, eski hale dönülüyordu? Düğün çanlarının şen âhengi, şenlikli tonu genc GŞ e LA ..