17 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

17 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 İkinci senfonik konser Bu satırları, ikinci tenfopik prog- rzamın M. M. M. ev halkevi salonların- daki üç dinletilişinden — sonra yarryo- zum. Ortada bir iki istek dolaşmakta- dır; Her programın bir verilişi olsun yalnız küçük mekteblilere ayrılamaz marx? diyenler var, Arasıra “koro, ya Ha neden yer verilmiyor? diyenler var... Yerinde dilekler... Artık her programa bir de türk par- gaar katılıyor. Çok yüklür, dedik!.. Ah- Bay Enver, med Adnarım ” “Manastır türküsünü,, Hayranlıkla görenlerdenim; İÇİ! ve mi. Bahlı bir musikl minyatÜrlür türkülerie Mizin büsbütün şahsi olan bir armoni Yonu içinde hiç değiştirilmeden peli Mâ söylenebileceğine Adnanın bu par- gasr en güzel Dir örnektir. Şuphesiz Bf Beknisyen kompozitörlerimiz bütün yan B1 denemelerinde bu yolda galışacak de- Hillerse de her halde böylesine de ih- Hiyae vardır, Adnanın bu yarzı deneme« #inin orijinalliği hakkında bir PHkir yermiş olmak için diyeylm ki: koro ta« gafından tek see Üzerine söylenen asıl türküyü kaldırdığınız zaman armonik fon gene orkestra tarafından kendi ba- Şuna bir eser imiş gibi çalmabilir. ve Ginlenebilir. Programda Schubert'in Bitmemiş Benfonisi ile, 18 inci asırdan Tele- B'in çok ince bir. parçası olan “şölen Müziği,, vardı. Programların tertibinde pekilerden yenilere doğru çok — bilgili Bir sıra gözetilmektedir. Ayrıca her Bonser için mini mini risaleler halinde Meahatlı programlar da bastırılmağa Başlanmıştır. Bütün bunlar, halkın din- Jediklerini daha eyi anlıyabilmelerine pek çok yardım edecektir. Baş kemancı Bay Halilin üstadca Bololarını, ona ikinci kemanda kargılık Beren gene viyolonist Bay Sedadı, obua artisti Efdal ile sanatkâr talebesi Prhanın sürekli sololarını, hele korno artisti Bay Burhandan üçüncü tekrar- #a dinlediğimiz temiz gencleri (ki Burbhanın bastalığı yüzünden geçen konsere çıkamamış olmasından ileri ye- hen açıklığı apaçık görmlüştük) çok gevdik. Klârnet Bay Tahir ile Tenbal Bay Kemal her zamanki gibi üstaddılar, ı.ı Ayrıca M. M. Okulu da kendi tale- Belerinin istifâdeleri için aylık hususi Konserlerine başlamıştır. Perşembe ak- yamı verilen ilk konserde; ilkönce son — gimıf talebesinden Nuri Çelik, Betho- wen hakkında çok eyi hazırlanmış bir #öylev verdi: Dahinin yaşayış ve eser- Kerini inceden inceye anlattı. Bu tale. Bede, her fırsatta olduğu gibi bu sefer 'de, âerin hit meslek aşkının heyecanla- tımı gördük, Gene son sınıf talebesinden Bayan Werhunde, bütün hocalarınca takdir 0- Tunan düygülü tüşesile Bethovenin Kay ışığı) sonatını çaldı. - Genc artist, Geğerli bir solist vetişmeğe namzettir. Son sımftan Salâhattin, Bethovenin değerli çalışları başladı; adlarını saygı ve sevgi ile yazayım: Enver, Edib, Sadri Baylar. Üçü de bitibirinden ü tad. “ Enver — Edib — Sadri triyosu”, hiç ölmiyecek olar alman dühisinin üç nefis triyosundan üçüncüsünü (De mi- nör, No. 3 op.1) bütün derinliği içinde çaldı. Enver, duygülu ve bilgili çalışı ile jJör Romanze'yi (op. 40) dinlet- bin, derinliği değerinde emin ve anlayışlı yaylarından gene Bethoven'in bütün bir sonatını dinledik. Dinliyen geneler üstad hocalarını kadar alkışladılar ki ptogram hariti - Jarak Glazunotf'un arab melodisini daha Hetün bir istekle çaldı, Üstad Sidrinin piyano refakatlerindeki emniyetli halin ber xaman olduğu gibi hayranıyım... Kâmilen Bethoven'e ayrılmış - olan bu Küzel akşamıa son ksmı küçük biz *fonograf konseri,ne ayrılmıştıı fay- Galt bir yenitik: bu sayede Dokuzuncu yürekten v Benfoninin koral parçasını dinliyebil- Gik; çok yazık ki makinanın haut-par- Yenr'ü yoktu; gelecek könzerlerde bu- nun da temini ile ses hacminin tabii orkestra sadasına yaklaştırılmasını bek deriz,., MI, M. Okulu her ayın bir akşa- anını bu suretle büyük müzik dahilerin- Bay Edib den birine ayıracaktır; faydasını anlat- mağa lüzum var mı? Bu münasebetle Hstad artistlerden Edib ve - Enver'in ele geçirebildiğimiz birer resimlerini do Baygı ve tebriklerimizle birlikte ko- yuyoruz, Mahmud R. Akıncılar, Çocuk bakımı hakkında öğütler Çocuk Esirgeme Kurumu (Hi- mayei Etfal) annelere çocukları- süt çağ aydan başlayıp 12 inci aya kadar ne şekilde bıkıluıimı bildirir. İstiyenlere her ay için bir öğüt parasız olarak gönderilir. Ankara. da Çocuk Esirgeme Kurumu Baş- kanlığına bir mektupla adres bil. dirmek kâfidir. Çok değerli bir kitab Avrupada otomobil ile 9000 kilometre Yazan: A, Şükrü ESMER Satış yeri; Ahmed Halid Kütübhanesi Kendisi sıyasal tarih hocası olan Ahmed Şükrü Esmer, bu kitabta a. $ kuyucusuna, anlatmak istediği şey- leri, yarmadan, belli etmeden oku. tan tam ve olgun bir gazetecidir. (Ulus) «ex Kitabı okurken insan bu memle. ketleri geziyormuş gibi his duyu « yor. ğ (Akşam) Kitabı — okuduğunuz dakikalarda ULUS Yeni kitablar arasında Yeni ispanyol romanları. Sön yillarda, sinemaların halkta ha yal mahsulü olan romanlârı okumak ih- tiyacıma cevab verdiğini göz bulundüran ispaayol kitabcıları daha fazla felsefe, soysal ve ökönomik bilgi ler üzerinde kitaklar basmaktadırlar. Buridan başka, İspanya cenub Ame- rikasının Avrupa medeniyetile olun bağlarının ispanyolca vasıtasile edebileceği — kanaatini beslediğinden Avrüpa dillerinden birçok tergümeler de yapıyor, Bu kabil sebeblerin biribiri üzerine binmesi ispanyol pan kârma kesad vermekte ise'de önlar gene bol bol eser yaratmaktan - geri durmamaktadırlar. Bir Bazk yazıcıs: olan Pio sön aylarda “Los visionatiz,, ve “Silu etas Romantices, isimli iki yeni eser bastırmıştır ki bü ikinci eter, yazıcır nn bastırdığı altmış dokuzuncu kitab- tır. önünde romancıları- Baroja “Loa visionaris,, eserinde İspanya- nın cenubundaki zeytin ve asma bahte- lerinde toprak - sahihlerile rençberler arasındaki mücadele tasvir olunmakta, dexpotizme toprak çocuğumum is - yanı anlatılmaktadır. Bu mevzu, Blasko İbenez'in eserle- rTinde de işlenmiş olduğu için ispanyol okuyucuları tarafından — yadırğanma - mıştır, Fakat Pio Burjuva tesvirlerinde ileriye gitmiş ve bazı anarsistlerin bi- le inkılâb işini gerçekleştirmek yolun- da ne kadar milessir olduklarını anlat- mıştır. > Bu eserde kıral an üç Alfan- sun, ailesinin sürdüğü hayatın aleyhin- de de birçok sayıfalar vardır. Bir taraftan ispanyol gencleri fas- hlara karşı giziştikleri mücadelede can verirlerken öte tarafta kıralın av eğlen celerile meşgul oluşu, kendisine gerek- H yoht gösterecek tek bir dostu olma- dığı için milletin sevgisini kayyettiği bu kitabda kudretli bir dille tasvir olu- nuyor. Eserde kabinenin ulusal vazife- sini hakkile yerine getirmeyişi de aer bir ditle anlatılıyor. Baroja, bir besk olduğu ve yaratı lışta kara görüşlü olduğu her şeyi karanlık göstermiştir. Bu eserde iktidar mevkline çıkmış olan adamlar ister sosyalist, ister anar- şist olsunlar, ikbal yoluna tırmananlar diye gösterilmişlerdir. Burada gerçek sosyalist sosyalistlı gerçek çiftçi çiftçi partisinin, gerçek terakkici ve muhafazakâr olmiyan tetakkici ve mu- hafazakârların mücadeleleri de nakil ve tahli! olunmaktadır. Kitab, yazıcı - mrn birçok eserlerinde olduğu gibi ufak anekdotların romanlaştırılmasile vücu- de getirilimştir. Siluetas Romanticas eserinde İse yazıcı, kendine daha sevimli gelen tip- leri kahraman olarak seçmiştir. Bun- lar külhanbeyleri, ihtilalciler, politika. cılar, macera adamları, askerler ve on dokuzuncu asır tipi oları hülyalr adam. lardır. Bu kitab da, yaritının Öteki eğöfleri gibi hem roman, hem mütalea kitabı sayılahilir. Barajo'ya göre İspanyada şöbret ka- zanmış olan adamlardan çoğu Kortes, Pizarro, Servantes, Zurbaran, Valdes Lesl, Goya bep birer hülya adamı idi- ler. Dz. Gris Vold Uorley'in “İspanya edebiyat tarihi,, kitabında dediği gibi hayatta pembe bir taraf görmiyen ve lümsemesini öğrenmemiş olan Baro- Jan'ının bu eseri kadar görürlüğün kendine mahsuş bir örneği sayılsa yan- lış olmaz. İlk kitabları ilmi eserler ve roman. Tar olan Alfons de Askanio da “El in- vencible,, ismi altında yazdığı bir de- niz tomanile büyük bir şöhret kazan- mıştır. Bu hikâye 1918 yılının sonunda başlamaktadır. Hikâyenin baş kahrama nr Elsa Stamper isminde bir alman kı- zıdır. Bu kız, yurdseverlik - vazifesini kendisini çağırdığı için, bitaraf bir Danimarka gemisi imiş ve çimento ta- şıyormuş gibi hareket eden bir alman misindeki kaptanın karısı vaziyetin- dedir. Bw gibi ingilir abluka hattını yarıp Motoihi adasında bir kampta mahpus olan bir dııı valisini ve başka alman için hemen elmtyan olmryan 17 İLKKANUN 1934 PAZARTESİ — — İzmir meyva ve sebze kooperatifi Bu başlığı taşıyan yazılmış bir yazıyı “Karınca” arkadaşımız- dan alarak evelki gün basmıştık. Bu yazının ikinci bölüğünü bu: gün basıyoruz: Narlidere köyünde - köylülerin ver- dikleri malümata göre - ahalinin arağı yukarı 240 evlik bir kusmı, mülksizdir, ortakcılık ve ırgatlıkla geçinirler. Bun lar eheramiyetli bir mesele mevzuu dur: Ziraf işçiler meselesi. Bu 240 evli! fusuna yakın , yani küyün yarı nü- bu yurddasların ge. Ortakçılık ve ırğatlık. Ortakçılık bir nevi toprak kirala - maktır. Topruk sahibile kararlaştır lan şartlara göre mahsulün bir kısmı, ekseriya yarısı ortakçıya aittir. İşte bu mahsulün kendi ihtiyaçlarından fazla. sınr ortakçı da satmaktadır, ki çimi iki çeşitti gerek bu gatış ve gerek - az da olsa muhtaç olabileceği ist disi * ortakçıyı kooperatifin azası olmaya namzet yap. maktadır. Yalnız 240 aileden takriben 40 kada- rı, para İle ve krkmen ayniyat ile öde: asal ir. Bunlar da iki çeşittif: Bü. yük bit kısmı usta bahçevanlardır. ve günde en az bir lira gündelik alırlar, kalanı da daha az kabi İşte bu isçi zümresi lerle birleşik vasfr, her i lü olmalarından ileri Onua için işçiler, gerçi eğer ileride köylü birlikleri kurzulursa, oralarda mal ve mülk sahibi, müstakil köylülerle birle- şebilirlerse de, işlerinin iktısadi mahi. yeti başkadır. Bunlar, madam ki öteki köylülerle birlikte ve onların besabına çalışıyorlar, o halde tıbkı onlar gibi müstahsildirler. Fakat emeklerine kar-« gılık kendilerine ödenen (para Ücret) ten yiyeceklerine ayıracakları sebzre parası ölçüsünde fazla müstehliktirler. Yiyecekten başka ihtiyaçlar için vazi- yetleri tıbkı öteki köylüler gibi müs. tehlik, yani satın alıcıdır. Narlıdetede halk, sebze ve meyvadan maada bütün gitmez. ihtiyaçlariyle çarşıya bağlıdır. Ücretle çalışan toprak irgatlazınım işleri, öteki köylülerinkinden mahiyet itibariyle başkadır, demiştik, Filbaki- iş yüklenici, öteki iş vericidir. Birisi, yaptığı işe veya o işin zaman iti barile uzunluğuna biçilen bir Hctetten başka, istihsal işinde ne kredi bakımın- dan ne de satış ve cihazlanış bakımın. dan hiç bir alâkkası olmryan bir yarı adamdır. Öteki İse İşi peşin ölçüb bi- gen, kendisini kendisi bulan, istihsal cihazını kendi tedarik eden, mahsulü iklimir, kendinin ve piyasanın ihti- yaç ve şartlarına göre bitiren, onu sa. tış süretiyle kiymetlendiren, hulâsa her yönden çeşitli mesuliyetler yükle « nen insiyatifi ve enerji drna dipdiri olması icabeden bir tam insandır. ——— bi bulunarak gemiye hakikaten bitaraf bir ticaret gemisi manzarası vermek için binmiş bulunuyor. Bu kız, boruba- lar, silahlar ve cephanelerle dolu bir zemin Üzerinde yatıyor ve düşman tara fından bir araştırma yapılacak — olursa şüphelenilmesin diye daha önünü de ilâç şişelerile dolduruyor, Nihayet, bir mayıs günü öğleden sonra bu gemi yola çıkıyor. Bu sırada Jütland harbr yapılmaktadır. Burada «henkli bir ispanyel dilile bu harbın güzel bir tasviri yapılmıştır. Gemi yolda giderken denizde boğul- mak üzere olan bir adamt kurtarıyor. Bu adam, batan ingiliz invincible zırh lısından sağ xalmış biricik adamdır. Bu adama bakmak işi Elsa'ya düşü- yor. Aradan bir zaman geçtikten sonra önüne geçilmiyecek olan alâka uyanı- yor. Nihayet sevgi 9 dereceye varıyor ki bunları Kanarya adalarından birine gçıkarmak mecburiyetinde kalıyorlar. Onlar orada birisi ingiliz, birisi al- man oldukları halde aşktan başka her şeyi unutarak yaşıyorlar, Batan gemi- nin adı “invincible, mağlüb edilmez manasına gelmektedir. İspanyol ramancısı romanının son kısımlarında ise ünden ziyade sevgi dehilen 'alâkanın mağlüb edilmiyeceği- ) ııı.ııııil!ııııımıı canlandırmakta- | KA . İşçi ile iş verici arasındaki münaser bet; sanayi zümresinde helki bir dere, ceye kadar kollektif is mukaveleleri (Ücret tarifleri) ile halledilerek, işci- nin varlığına ve yaşayışına bir emni- yet ve bir istikrar verilebilir, hattâ te. menni edile'i 7 aksi takdirde san işi gibi binbir çeşit manevi ve mad- di unsurlar tasıyan aziz bir kıymet ; ba., yağı bit piyasa mevzüu olmuş olur. Sanayi lu ve büyük sanayi merkerlerinde işci meselesi; mutlaka değil - belki böyle halledilebilirse de, ziraatte - buna aslâ imkân görmiyoruz. Ziraat te işcinin üe reti yer yer değişikli şartlara v sa da, bu yuddaşlarımızm her bi de daima yükselen bir milletdaş gör. me külküşünü; sermayesi kıt, istihsa- Ni dar olan memleketimizin hususi şart- latını da göz önünden kacırmadan ger. çeklestirmek, hunların bilir ticret normlarma bağlamak hekir hir dilektir. Fakat bununla da - ziraf İşçi mesele . si kökünden halledilmiş olmas. A& alr nacak tedbirler, bu yurddaşlarımızı da mresinde ve bilka-sı top- emeğini kendi teşebbüsile çalışan hür ve müstas kil insanlar haline getirmeği. bunları yer yer mülk sahibi ederek kökleştir. meği dilek edinmelidir, sanıyoruz. Bu çeşit tedbirlerin her zaman için lâzma olduğu şundan ileri gelmektedir. Eğer bugün bütün köylü nüfusu da hi verimli birer mülk sahibi olsa, her gün artacak çiftçi nüfusu, büyük şehir lere toplanmaktan korumak — Jâüzmmdim, Bu, garb medeniyeti içindeki milletler rin son asırlarda edindikleri tecrübe e nin dertidir. Bu korunma dileği için ise, aklımıza şunlar gelmektedir. 1 — $imdi zaten hükümetimizin yet yer yapmak teşebbüsünde — bulunduğu gibi, topraksızlara miriden toprak veğe mek. 2 — Kurutulacak bataklık yerleriyli topraksızlara mal etmek, hattâ kurüte mayı bunların kuracakları — birliklere yaptırmak. 3 — Kurulacak örnek köylerine Bu topraksızları yerleştirmek. 4 — Siyasi ve askeri düşüncelere dâ yanan nüfus bareketlerinde bu topralka inde bulundurmak. $ — Nihayet topraksızları kiracı ko. operatifleri halinde derlemek. Kiracr koperatiflerini İtalya'da vea daba iyi örneklerini de Romanya'da gö rüyoruz. Bir çok topraksız veya miras bölümleri ve nüfus artması yüzünden toprağı yetmiyen yurddaşlar, bir oe operatif halinde derleniyorlar ve uzun zaman için çiftlikleri sahiplerinden ki ralıyorlar, Mukaveleyi kooperatifia murahhasları imzalryorlar, Kooperatif, kiralanan toprağı, uygunluğuna göre ikdi, Üç, dört cince ayırıyor ve her bir cinsi küçük parçalara ayırarak, ortake Tarın her birine bunlardan birer parça veriyor. Ekib biçme, ve mahsule ta. sarruf ber ortağın kendisine bırakılı- yor. Kooperatif idare meclisi; kredi alım ve satım işlerine vasıtalık yapı - yor ve ortaklar arasında imza edilen ortaklık mukavelesi hükümlerini saye dırma kişini yükleniyor. Seçilen mü- dür ve fen memuru idari ve fenni işle- ri yapıyor. Romanya'da hükümet bu kiracı kooperatiflerine yardım ediyor. Kooperatif ortakları kira faizi diye bif şeyi kooperatife veriyorlar, ayrıca Ofe taklık germayesi payı, ki bununla dâ birlik idare masrafları kapatılıyor. Kiracı koperatifin bir şekli de çift- Ti ksahibile bir ortakçılık mukavelesi imza ederek yapılanıdır. Bu şekilde çiftlik sahibi meselâ: Tohumun yarısı- nı, para sermayesini; ortakçılar, Taha Gdoğrusu ortakların Koaperatifi de hay- van ve makine.. ilh.. tedarik tı!lyn'ı"l Mahsul ekseriya yarı yarıya veya Ka” rarlaştırılan ölçüde bölünüyor. f Kiracr kooperatifleri, topraklandırı.. Jacak, kökleştirilecek köylü yur: için yakarda sayılan dört e sızları göz “ tatbik uuwı.um

Bu sayıdan diğer sayfalar: