Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
TAN 041 y elediyenin senelerdenberi Flor- İ yada başaramadığı bir işi, bir üteşebbis kendi cermiştir. Yani, Suadiyede, plâj de- nilince; gözönüne gelen başlıca şey- der, otel, gazino, kum ve deniz var, Amma bütün bunlar icap ettiği ka- idar tertipli değilmiş, kazıkmış, bir nevi derebeylik vaziyetindeymiş, o dim, yapmıştır, demedim. Maamafih bir boşluğu doldurmaktadır. Süadiye, İstanbulun ızamanda teşekkül etmiş mahallele- yindendir. Tramvay yolundan plâja iden yoluün iki tarafındaki evleriyle Avrupal bir manzara almak iddiasın- da ise de, burası zevksizliğimiz'n, taklitçiliğimizin ne feci neticeler ve- rebileceğini isbat için — muhafazaya eğer ve hiç olmazsa bu bakımdan kıymetlidir. — Suadiye plâjı da mahallesine uy- ndur, Biliyorum, bu “mahalle,, sö- (zü birçoklarını belki kiızdıracak, Ta-' kâat ne diyeyim? Suadiye modern ve la mode,, bir plâjdır, diyeceğim ve öylece hem bir hakikati ifade, hem bunları teskin etmiş olacağım, erli ve Avrupa sinema ve moda mualarının resimlerindeki bütün kıyafetlerini orada — görebilirsi- . Hattâ, plâja yalnız model moyas mi ve şortlarını teşhir için gelen Br, ekseriyeti teşkil ederler, jyanlardan çoğu, her plâja gelişle- nde birkaç defa “tuvalet,, değişti- lâsiktir denilebilir. Yani boyunların- İlerin dörtte birinden yapılmış bi- ” Genç Bayanların saçları yapılmıştır yüzlerinde su ile çıkmıyan bir jakiyaj vardır, güneşten yanmamak Üçin değil, güneşin yakışını İstedikle- şekle ve manzaraya sokmak için, takım hususi yağlar sürünürler, mimi dostlarına yağın — formülünü Jatırlar, - Genç Baylarm saçları da yapılmış- ve piril piril yağlanmıştır. Saçlar köklerine kadar iner ve eski sturya - Macaristan İmparatoru inçois - Joseph'in meşhur — sakalı idir, o derece itina ile taranmıştır, tlar tunç rengindedir, ekseriyet ni Weismüller'i nümune ittihaz et- İştir. Şeklen muvaflak da olmuş - dır, Bunların plâjda salınarak do- klarmı görünce, yüzmelerini de ak ettim, Fakat plâjda kaldığım > gün, denize girenini görmedim. İ- in garibi, benim denize girip çıktı- 1 görenler, bana müstehzi ve mer- hamet eder bakışlarla baktılar. Me- , denize bir atlasalar Adalara gi- gelecek zannettiğim bu dleikan- rdan çoğu, kendi sımnıflarma men- p kızlarla argo konuşmaktan, zorba arla fiyaka yapmaktan — henüz tüzme Öğrenmiye vakit bulamamış- ta seyirciler teşkil ediyor. Böyle bir — SUADIYE o Yazan: FİKRET ADİL Suad'ye plâjından bir görünüş başına Suaâdiyede' diyenin müşterileri karışıktır, her sı- | | başka, Esasen biraz yukarıda bir mü- | kaç kotra, motör, sandal ve padlbot- ! ebbis kendi başına becermiştir de- lar bulunur, Motörlerde, ne de olsa, Suadiye plâjı, şehirde hâ- | beraber pek kısa bir| saklıyacaklardır. | Genç lem, | der, Genç Baylarım kıyafetleri için Meselâ, yüksek diye iddia edilen sot- da, eskiden hamalların evlerine öte- | karla anılmasıma en, taşıdıkları renkli mendiller gibi hemen hemen yegâne mükâleme mev “şey, avret mahallerinde, silip veya | ZUUnu tçıkıl_ eqen ve tarihte mqhur 'acke - Ske,, İsmi verilen, bu men- ' bir kraliçenin ismini taşıyan bir Ba- r don. (Bu don sözüne de kızacak- | Zino masaları arasmda bir kovalama- ş | uadiyenin müdavimlerini, ekıex'i-' $ yete birçok meraklıların gelmesin.ca tabil ne olabilir? Bu bakımdan Suüa- nıf halktan gelenler var, Civarda ö- turanlardan devamlı müşterilerin hu- susi kabinleri mevcuttur, bir kisim da yazlık evlerde olduklarından, plâ- ja soyunmuş vaziyette geliyorlar, Plâjın koyunda hemen daima bir- 30 Agğustos Ve İstanbullular Türkün Eşsiz Tarihinin- Büyük Zaferi 30 Ağustosun, İsterbul ve İstanbulluların Ruhunde Çok Başka Türlü ve Şümullü Manâsı Vardıı :stanbul. dün yine en heye- canlı günlerinden birini va- sadı. Cünkü Türkün #Sesiz tarıhi- nin en büvük zaferi 30 Ağnsto- sun. İstanbul ve İstanbıullu'arın ruhlarında cok baska türlü — ve sümllü mânası vardır. Cünkü bu tarihi ve güzel sehir müstevli düsman ordularının i'k avak bas tıği ve n sön eıkitör vatan nar- çasıdır. İstanbullular. ces'tli düs man kuvvetlerinin her türlü mü messillerini sene'erce irinde ve bağrında görmekle, ıstıranların €En acısın? ve veislerin #n büyü- öünü bir kalp ağrısı gibi benli Binde tasıdı. Bunun irin ağladı. Ruhunn temiz ve asil hevecanı nı vine kendi irine eömetrek ve büvük bir tevekkülle — ge'ecek muhabbetli giünü hekledi Bu me lâlli günler, bütün. memlekatte olduğu gibi 19 Mayıs 1919 mu- habbetli günü ile ümide ve ima- na verini terketmis bulunuyordu. 1919 senesi. bir ilkhahar günü erfane ile çıkmış, meze ve içkilerini getirmiş zevk ehli vardır, | Suadiye safalarını bir hetira olarak gezmiye * * Bilmem dikkat ettiniz mi, plâj- larda vücutlarmı — bilhassa gö- beklerini ve traşlarını — sıvazlıyarak dolaşan tipler bulunur. Bunlar, de- niz hamamiları devrini yaşamış 'nsan- lâardır. Tamamen Şarka, Şarklılara mahsüs olan bü “hareket, artık gö- rünmemiye yüz tuttu Cünkü, o ne- şil devrini bitirmek üzeredir, plâja gelecek hali kalmamış, yahut da ta- mamen Garp hareketlerine uymuüş, Garplı halini almıştır, Suadiye plâjındaki erkeklerin, yaş- ları itibariyle olsun, muhite intibak- larından olsun, hareketleri Avrupai- leşmiştir. Bunun için plâjdan sonra gazinoya gidiliyor,; z Gazina, plâjdan bambaşka — bir-dim Birçok musiki tezahürlerine, müsabakalarına sahne olan bu yerde eğlenceli hâdiseler de eksik. değildir. yete Bayanlarımız tarafmdan istih- rağmen, bunların yan ile, biri arasımnda o akşam, ga- ca oyunu oynandı ve rivayete göre, hâdise bir darp vüakasiyle neticelen- di, Hülâsa, Suadiye plâjı ve gazinosu hareketli bir yer. Otel nasıldır. bil- miyorum, birkaç gün geçirmek için kalacaktım, fakat yer yoktu, En İdareli LAMBA HELİOS MÜESSESATI 086 Si Büyük Dâhi ve Ebedi Sef “Dağ basını duman almış., türküsünü dudaklarımda tekrarlıyarak dağ- lar, tepeler astı. Sivasa ve Eszu- ruma vardı ve Ankarada yerleş- ti. Fakat bu gidis. Samsuna sıkış. Sivaslar, Erzurumlar, ve Anka- râlar, icinde ne büyük hâdisele- rin tarihini saklar ve haykırır Hepsi birer ayrı destan olan bu hâdiseleri burada yeniden sayma ğa ne imkân var ne de lüzum On lariı hepimiz vakından biliyoruz Cünkü. o hâdiseleri bu büyük millet yasadı ve yasattı. Fakat o günleri hangimiz unuttuk ve kim unutabilir ki!... İste o, bazan endiseli, bazan ümitli ve neseli. kâh ısttraplı kâh üzntülü günleri, İstanbul cok asil bir kalp carpıntısı ve cok temiz bir heyecanla yasadı. Bü- tün dünyanın — gözünü üzerine toplryan bu güzel sehrin kendi gözleri, san, şeref, istiklâl. ümit zafer, cesaret ve kahramanlık kâbesi Ankarava çevrilmişti x ışte bu heyecanl günlerde idi. İstanbula, Essiz Dâhinin es- siz arkadası İnönü'nün. İnönün- de. milletin maküs talihini yen- diği haheri ulasmıstı. O günün büyüklüğünü anlamak icin O ta- rihe takaddüm eden günlerin ıstırabını ve © büvük #ünün bhiz lere verdiği sevinci. ümidi ha tırlamak her seye veter... Ar- tık ümit kanrları alabildiğine a- eılmış, acı günler vavas vavas ta- rihe, ve kısa maziye karışmış- &. Nihavet 26Ağustos 1922 sa- bahin ilk saatlerinde her seyi- miz Mustafa Kemal, canımız İsmet ve onların muhterem ho- cas Maresal, Afvonda Kocante- penin yamaclarında buluştular. Yeni bir tarih yazılacaktı. Onu konustular. Biraz aşağıda, si- lâhlanmıs, ayaklanmıs ve ümi- di gömülememiş bir millet bir an bile kaybetmeden ileri atıl- mak icin emir bekliyor. hattâ bu kumandayı Trica ediyordu. Bağrımızı kirletmek istiven düs- manı bir lâhzada ezmek, koğ- mak ve yok etm;k için... Dâhi Kumandan Ordular aat 5,30, emrini vermisti: İleri!., * Top seleri, bir cığ koparmıstı ki yerinden, önüne durulamadı. Rüştü Sezginoğlu Dağlar. tepeler. nehirler. orman- lar öerildi. günü düsman tamamen imha ve nerisan edilmis nldu. Bu imanlı ileri etilrs. “Ordular: Hedefini7 Akdeniz! Emrivle ve a”cak 9 Fe'ğlda her zaman bizim ulan ve ebedivven bizim kalacak gü- zel Eoe kovilarında — satvetli dn- nanmalarivle, ütülenmis hir sarsaf kadar sakin ve dümdür Kot sırlarını. mmvakkoaten virta- rak karan. hem de arkacna hak- maAda cezareti olmarlan firar adan istilâcı sürü'erin arkasından. se- vine vaslarivle doln gözlerle sev toAiisben, dirrahildi. İstanbul. tarihi günleri, sevinr ten tıkanırcasına bir hevecan dü- varat #övmüş. beklemiş ve içine sindirmişti. ' asil sevincin heyecanını 19 ncu defa olarak. ve bu büyük güne varasır bir istekle candan kutla- dı. İşte bunun içindir ki, — İs- tanbulluların ruhunda 30 Ağus- tosun daha baska türlü ve sumül lü bir yeri ve mânası vardır. Koca asırlık sehir, daha bir gün evvel bastanbasa bayruklar la, elektriklerle donanmıştı. Sa- bahın ilk saatlerinden itibaren hemen bütün İstanbullular feve fevç, essiz bayramın kutlanaca- ğı Taksim meydanının — yolunu tutmustu, Sehrin dört kösesin- den Taksime giden tramvay'ar, otobüs ve otomobillerde yer bu lan vatandasların yüzünde, mos- ut ve memnun insanların sevin- ci okunuyordu. — Böylece, , kesif bir kalabalık -koca Taksim mev- danını ve civarını tamamen dol- durmustu. Tafsilâtını bir baska sütunumuzda okuvacağınız &'bi büyük bayram, saat tamam 10 15 te istiklâl marşsivle başladı. Bu- nu nutuklar ve gecit resmi ta- kip etti. O büvük kalabalık, 19 sene evvel, kahramanların ço- cuklarını, büugünün Mehmetcik lerini görmek için nasıl sabırsız- lanıyordu. Sabırszlığın hevecanı icinde güclükle gecen dakikalar bitti. Kahraman Mehmetcik. ön de bandosiyle meydanın uc'ın - »“dan görünmüstü. Toprak renkli bir dalga gibi, vakur, sert ve Haa aa Yazan: ...........î Nihavet 30 Ağnıstos şte İstanbul, dün yine bu çok iman verici ad'mlarla vaklaşı vordu. Hepsinin gözlerinde. b mukaddes vurttan bir karıs al mak istiyenin “vay haline!.. di ven. “gelemezsin, alamazsın! diye havkıran bir eda okunuvor du. Kahraman Mehmetcik, ko: ca meydanı dolduran o köca ka- labal'öı sevretmive dövurama - dan gelin gecti. Bir iki dakika sonra, sakıiz gibi bemheyaz el- hiselerivle temiz silâhendarları sörünmüstü. Gök sürültüsüne benziven bir alkıs tufanı, gökle- re vükselivordu, Barharos co- sokleari. kalcadan fiır'ivan adım- lariy'e. ha kânükliü hir dal- ga mihi süzülerek kösevi döndü ter. Onları. vurt ici emnivetinin. venilmez hekcisi jİandarma kı- tası, takdir ve srvsi hisleri top lvarak takin etti. Sıra şanlı sü- variler gecmisti. Türk atlıları, tinkı hütün tarih bovunca aldu- ğu s#ihi ve tozu dumana katarak bir rüzeÂâr #ihi sgecmek ister gibi beyecanlı. fakat vakır ve âhes- te gözden kavbo'dular. On!'arı kahraman Türk ordusunun, tek- nik kudretini temsil eden. mo- törlü kıta'ar ve bindirilmis bir- likler takin etti ve daha geride senelik teskilâtı. atletler, tale- heler nolis ve diğer tesekkül'ler hüvük havramı, İstanbınllılara temiz hir heyecan ve ümit ve- verok #ertiler İste İstarhul — böyle hüyük 30 Ağustasu, x aslı başına bir destan »lan 30 Ağsetnsu bize yaratan ve yasatan .Ebedi Sefi tekrim ile, teheil ile, büvük kavgada en hövük vükü omuzlarına a'an İnönünü, en büvük sevgi ve tâ- zim ile, hütün kumandanları ve orduvu savgı ile anmağı bir va zife bilirim. ş Ehedi Sef, 30 Aöwetos kavda- sında ölen'ere hitaben kısaca sövle demisti: “— İnandnız, öldünüz.., Büvüök Ata: Biz de onlar gibi inanıyoruz. İcap ederse, biz de onlar gihi düğüsrrek ölrceğiz En büvük sehit Ata, Sen ve 20 Ağilstosu bize vasatmak icin ölen mukaddes sehiter. Ebedi istirahatgâhınızda rahat uvuyun. Biz, sizlere lâyik birer kardes ye evlât olduğumuzu ishattan hir an bile geri kalmıvacağımıza ah detmis ve andiemisizdir. Siz ra- hat uvumnun, rahat uyuyun. kutladı dövüştünüz ve Zafer Piyangosunu Milli Piyangonun: 30 Ağustos kesidesi, dün İzmir Enternasvo- nal Fuarında saat 19 da çekilmis ve bu çekilişi kalabalık bir halk kütlesi takip etmiştir. Bu cekiliş te kazanan numaraları aşağıya yazıyoruz: 40.000 lira kazanan Numara 4909 10.000 lira kazanan No. lar 257314 353932 5.000 lira kazanan No. lar 43391 277237 281363 342777 İstif No, âdet M3, $ 2651 1585 1 1 2 927 563 3 oo 615 u 4 1967 1137 lanmıştır. diğer istiflerin numara j Şmir j Satılık Çam ve Köknar Devlet Orman İşletmesi Bolu - Seben Revir Âmirliğir.den M A AĞA Beher M8 banın D3, Cinsi Muhamimen bedeli 97,8 muvakkat teminat Li, Krş, Li, Krş, 183 Köknar 12 08 1433 80 278 Cam 3 36 1 28 . 1435 d8 TRT Köknar b 06 509 B0 839 Köknar ( 06 557 03 049 Köknar ı2 06 1028 416 180 Çam 13 36 3 18 1030 64 1 — Revirimirin Karacasu dennsunda yukarıda her, birinin hizatmda mikdar: &ins, adet, muhammen edel ve müuvâkkat teminat yazılı Vam, köknar tomrukları acık ârttermâ ile sâtılâcaktır. 2 — Tomrukların ayrıca bâş kesme payları mevcut ölup hacim kabuksuz otrta kutur üzerinden hesap- Satış 3-9-941 tarihine müsadif Carsamba 'günü saat 16 da başlar, Ve her strasiyle satışma geçilir, * * — Tomruklara ait satış şartnamesi Ankara Örman Umum Müdürlüğü ile Bolu, İstânbul, Ankara, Orman Cevirga Müdürlükleri ve Adapazarı Orman Bölge Şefliğinde görülebilir. $ — İsteklilerin 3-9-941 Çarşamba günü saat 16 da Boludaki Revir Âmirliğine müracaatları, Tomruğu istifin satışmı müteakip BULMACA ı A .B0 4.5..6 8 Talililer 2.000 lira kazanan No. lar Son dört takkamı 6052 ile hi- ten 40 bilet. 1.000 lira kazanan No. lar Son dört rakkamı 2297 ile bi- ten 40 bilet 500 lira kazanan No. lar Son dört rakkamı 1188 ile ve 8705 ile biten kırkar bilet. 100 lira kazanan No. lar Sön üç rakkamı 379 ile biten 400 bilet. 10 lira kazanaan No. lar Son iki rakkamı 64 ile bıten 4 NAN bilet. B 2 lira kazanan numaralar Son bir rakkamı 4 ve 8 ile bi- ten kırkar bin bilet ikramiye ka zanmışlardır. Kazananlar Bu çekilişte büyük ikramiyeleri ka- zanan yerler şunlardır: 40. 000 Hira Ankra, 10, 000 lira izmir, 10,000 lira İstanbul, 5.000 lira Gümüş hane, 5,000 lira İstanbul, 5,000 lira Balya, 5,000 lira Malatya, 2 ser bin lira kazanan yerler 6 parca Ankara, 6 parca İstanbul. 3 parça Adana, 2 parca Bursa, 2 parça Eskişehir, 2 parça Samsun, Birer parça: Kemalvpasa, Tek'rdağ. Soldan sağa 5 — Fransır Amiralı 7 — Baş — Bir sinir hali 8 —- Tabii kuüvvet 9 — Bir n ul Yukarıdan aşa; bir ahs ğt 1 — Bir Fransır sehri rmiş — Aklından zoru olan Tol ağlama edati Bir hayvan — Ters:; tire, demir ip & Büyüt — Tarihi bir şehir — Bir nota ? — denirlerde seter yapâan gemi 8— — Bir sayı 9 — Esk ibir Mısır sehı Evvelki bulmaca — Soldan tiltere 2 — niah (hain) — Erik 3 A — Milano 4 — Mabet $ — salep — dö € (7431) — Tan — Rakan. 7 ilit — mi & — *i — Kira 9 — İnat — Ev Çankırı, Urla. Gelibolu. Erzurum, Tarsuüs, İzmir. Zonguldak, Trabzon, Antalva, Mus, Antakya, Bo- yabat, Tavas, Urfa, Zile, Afyon. Şehir Tiyatrosu —Yaz Temsilleri: Hazım ve arkadaşları 381 Ağustos 941 Pazar akşamı saat 9,30 da d ir Harp Hikâyesi ; HARP SAHASINDA. Ceviren: Ha - Ca “ Zabnin Laşlıği hizasına ipekli Dir - Şuzdü, neresimi Tutmaliyam... An, Ü. örürccek ağı düşüyordu! Ne'er:llümü kırpmadan, bir durabilsem!... — Ona dokunacak mı, qu“_-,m,", Geniş mahmuılvın sallanan ik! çiz- cak mı? Diye düşündü Eğer doku- | meli ayak, neferin bu — sade, bu dai nursa,., O vakit... dünyasına girmişti., Düşüncesini tamamlıyamadı.. Nefer, kesik kesikı — Zabit. başın. geri atarak: — Şimdi, dıye düşündü, Tam bey — Dikaat! Kumandasını vermişti, | nime... Yalnız biraz çdbuk olsa,. Bi- Örümcek ağı omuz başındaki apo- | Taz çabuk.., " 4 K letine sürtündü, ve büyük bir tünç | — Yapışkan, ağir kirpikleri arasından topun kızgin nemlisina yayıldı. İüzmtı'“ EUlElıİYOquı.. .M:şımn kıv Yüzü tekra; ciddileşti. safi hiddet | Tımları ni kurşuni bir toz bulu- kes'lmişti, — Makineli tüfeğin yanına | tü sıvanmıştı. b gi çömeldi, ve gözlerini vukarı kîldırdı_l _Lîa!ımuı kayışları bir tuhaftı: Biri Zabit eliyle işaret ederek: İsiyah, öbürü sışımçxl b:r_hzm deri, — Sola! Emtini verdi, Küçük parmak hizasında bir ucu yu- Takım, karmaklarısşık ve parça par- k:ırf'kalknıış. sökük bir yama yeri gö- ça bir hat halinde &ola döndü, Züküyordü, —— — — ç Ölüm. © anda hırsından morirmiş Böcek, hele şükür, mhayet.. te_keı:lek bir vüzle bu 48 adamm yolunu kes- | iZinin üst kenarma tırmanabilmişti, mişti, Kısık ses: k * — Bu mu? diye sordu. Uzun bir kırbaç ıslığı ve yanıbaşın- Bt scak toprağın nemli ko- | da bitmiyen bir inilti... kusu genizlerine yapışıyor, sert, Belki bit silâh,, atılmıştı; fakat ne- keskin buğday kökleri — yanaklarına | fer, onu işitmedi. Yalnız, yapağı sa- batıyordu. rılı elin, ihtilâçlı bir hareket içinde, * Nefer, yüzükoyun uzanmıştı, başın- ' sivri buğday saplarını kavtadığını, ve da kurşunlarıı kahredici borası gürlü- | bir avuç toz toprakla ters yüzü dön- yordu, dükten sonra, yavaş yavaş açıliıp gev- Bir arva fırtma dindi. Tam yanıba- | şediğini gördü. Sarılı parmak uzadı, şında biriki, muntazam fasılalarla acı | titredi, ve kaskatı dondu, kaldı,. acı inliyordu: Sonrâ, o geniş mahmuzlu çizmeler, — Offf! Or*frt , onun o dar, o sade dünyasından çık- Bir top gürled'. nefer göğsünü top- | tılar, ve yerlerine tekrar, toprağın, de rağa, daha, daha çok bastırdı. rin, ağır sükütu çöktü, İnilti kes'lmisti Süküt kulak tır - * malay dı, ve kurşun kadar ağırdı; sanki “lâcivert, toprak bir destiyi ağ- zına kâadar doldurmuş gibi...,, Sağ yandan, karmakarışık sesler geliyor- * Bît çayır kuşu, kâh kes'k kes'”, kâh sürekli bir şarkı tutturmu; tu, Nefer, bir an için tekrar kendine geld ği vakit; orada, arkadaşınım s0- du; konuşma sesleri... Tok nal sesle-| guk ve cansız elini, burada, kuru buğ- ri,.,, Tek tük kurşun sesleri... Bir,'day sapları içinde debelenen böceği sonra iki, daha sonra, daha bışkıh-lgördü_ Halsiz, halsiz: Ti — Kanım iç'me akacak! diye dü- * * şündü Öleceğim! Ve uyuştu, kaldı... 'oprak duyurucu — bir ana kokıııll—r kair;)le_râe bineyal SOnrA .'.mâ;îd' a tütüyordu, Nefer, birdenbire, al- | î et aywsıapmm ÜN v ninın uzun bir çizgi halinde yandığı- UKS DEN AM z $ y Öt pi I Akşamın alaca karanlığında âşina nın, ve göz çukurunda biriken, ağır, sesler duyulur gibi oldu; tanidık ses- koyu bir kari prhtismın gözünü kapa- | || f SA dığının farkına varmıştı. Onu — yavaş ler. yavaş, yarı açtı; şimdi, neferin dün- yası, dar ve sadeydi: — Sivri, keskin buğday sapları, bır kenarına, küçücük bir böceğin tırınanmağa çabaladığı de- rin bir tekerlek izi,.., Ve,, bir el; nık ve, canlı bir el, güneşin pişirdiği F Or, İHSAN sSAMI ÂN kızgın toprağı, hafif hafif tırmalı- TİFO AŞISI yordu. Nâ'er. bu elin, pis bir paçavraya Tifo ve paratifo hastalıklarma sarılı parmağından, kendi koğuş arka- tutulmamak için tesiri kat'i, mu- daşını hemen tanımıştı. ifiyeti pek emin taze aşıdır. Her Aiı!r.i“t:k bir. & ıdlî;n baş ucunda: eczanede bulunur. Kutusu 45 - yaşıyor, dedi, Kısık ve âş'na diğer bir ses: AaRRa kuruştür — Hangis'? diye sordu. — İşte, şu,,, Ölü gibi duran, b * * Mıdeni bir parlaklıkla — ışıldıyan böcek, tekerlek izinin kenarına tırmanmağa uğraşıyor fakat, kuru top rak öonün kısa, usta bacakları altından durmadan kayıyordu, Alnına bir si- nek konmuştu: dayanılmaz, iğneli bir kaşıntıyla bütün yanağı boyunca yü- rüdü, sonra tekrar tam yaranın üze- rine geldi, oturdr Nefe arlada serili, delik deşik vilcut - lardan yalnız altısı, henüz yaşı- yordu; yedincisi de neferdi.... KAYIP —Bozkırın Ahırlı na- hiyesinden aldığım hüviyet cüzda nımı kaybettim. Yenisini alaca - ğımdan eskisinin hükmü yoktur. Sapran köyünden Abdullah oğ- lu Ahmet Akyüz. KAYIP — Vefa lisesinden al- dığım 162 numaralı belgeyi kay- bettim. Yenisini alacağımdan e€s- kisinin hükmü yoktur. Sabi Soran — Gözümü kırpmamalıyım, dıye dü- Zas PP u/ 7360050/75 YATIRILAN”<“PARA Falz aetirir o Emniyette duru: Suadiye - Şenyol —Buketpark'da HERKES KENDİ YERİNE : Vodvil 3 Perde l Tiylatrodan sonra Tramvay vardir,