20-9-939 20 Eylül 1959 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi M0 Kr ! Sene 2100 Kr. rs » say 1800 * “o » 3s Ay mo * . * VAY 309 — Mületleraram posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet. srasiyle 30, 10, © 3.5 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değişürmek 25 kuruştur. Cevap Için mektuplara 10 kuruşluk pul ülâvesi lizimdır. Bir Küçük Millet Yazan: Naci SADULLAH B" mini mini milletler; yeryü- zinde büyük ve kanlı kavga - ların kopuşunu, kendi o menfaatleri lehinde bir fırsat sayıyorlar. Meselâ, şarki Avrupanın müthiş bir kıyamet manzarası arzettiği şu günlerde, Lit- vanyanın toprak davasına kalkışma- sı, ve zavallı Polonyadan bilmem ne vilâyetini koparmağa o hiyetlenmesi vurguna çıkmak için bir yangın kar- gaşalığı gözleyen küçük O kurnazları hatırlatmıyor mu? Yukarı Baltık sahillerinde, Sov - yet hududu ile şarki Prusya arasına sığınmış olan Litvanya, Letonya, ve Estonya © cümhuriyetleri, (bütün yeryüzüne telkin ettikleri geniş sem- patiyi, bilhassa sevimli küçüklükle. rine medyundurlar. Dünya, burnunu Baltığa sokan, sırtını şimal denizine çeviren, ve Avrupaya zilmrüt bir sulh dalı gibi uzanan (İskandinav toprakları ile, şirin İsviçre ile, İspan- yanın bir köşeciğinde, bir kuş sessiz. liği ile barınan Portekizle birlikte, nyayı, Estonyayı, ve in ufacik ülkeleri, ük evlât şefkalile sever Bu- nun içindir ki Leh-Alman kavgası baş ladığı zaman, şarki Avrupayı saran ateş fırtınasınm, Letonyayı, Eston - yayı ve Litvanyayı, #risiii yuyarlaması ihtimali, bütün insanlığın içini sızlatmıştı, o Fakat şimdi, Litvanyanın fırsatçılığı, im - sanlara hiç te sempatik görünmü » yor. Bilâkis, bu hareketiyle Litvan. ya, kendi kendisini, masum, mazlöm, şirin, tombul bir yavru inden çıkarıyor, fena emellerini, gözlerinin dibinde gizleyen sinsi ve köse bir eü- ce haline sokuyor: Zira şimdi bütün dünya, o mini mini milletin bugüne kadar sarsılmayan derin sulhperver- liğini, Baltık suları ile yıkanan kal- binin ve gil, zâafına vermek mecburiyetinde kalıyor. Acaba kendi kendisini bu yaziye- te sokan Litvanya, uyuşmuş hursla- rını şahlandıran o toprakları kazana- bilecek mi? Biz, bu anda, bu suale cevap ye. rebilecek vaziyette değiliz. o Fakat Litvanyanın bir daha kazanamamıya mahküm göründüğü bir hazine var; Ve bu hazine, o milletin kaybettiği sevgidir, Eğer Litvanya, bu dünya dolusu sevginin bir avuç topraktan çok da- ba kıymetli olduğunu unutmasaydı, küçücük vatanının yeşil eteklerini saran bu kara ve kızıl yangından çok daha kârlı çıkmaz mıydı? ————— ——— Büyük Millet Meclisi İçin Sığınak Yapılıyor Ankara, 19 (TAN) — Yenişehirde Bakanlıkların arkasında o yapılacak olan Büyük Millet Meclisine alt olan tahsisatın 350 bin lirası, © münakale suretiyle ayrılmış ve bir sığınak İn - şasına tahsis olunmuştur. Bu hususta hazırlanan bir kanun projesi Meclis encümenlerinden geç miştir. Umumi heyetin Yakın toplan» tılarından birinde görüşüleceği anla- şılmaktadır. Diğer taraftan da Dahiliye Ve- kâleti, pasif korunma mecburiyetine dair, şehir ve kasabalarda daire v£ müesseselerin memur ve müstah- demleri için korunma $iperleri yap” tırmağa karar vermiştir. Sığınak vap mağa müsait olmıyan evlerde otu Tanlar için de bahçelerde siperler yaptırılacaktır. Dahiliye Vekâleti, bu işlerin bir an evvel ikmeli için hazır- lıklara anar ii Kolan. alğka- Baltık dalgaları! TAN Lloyd George'un mühim ve heyecanlı hitabeler irat ederken alınmış muhtelif pozları ihvercilerin Plânlarını ürkiye Altüst Etmiştir I ngiltere ile Fransanın Al manya İle tarihin en kanlı muharebesine son veren mütareke- yi imza etmelerindenberi yirmi se- ne geçli. Fakat bügün ayni muha- rebeyi tekrar yapıyo, Müteca. viz yine Almanyadır. Ve bu defa öyük küçük millet- in müsavi haklarını korumak, bu milletlerin komşularına ait hak lara müdahale etmedikçe müsta - kil yaşamalarını temin etmek için vuku buluyor. Mücadele, tarihin doğuşundan- beri devam ediyor. İnsanlığın. bu prensipleri, sarsılmaz hak olarak kabul etmesine kadar, belki de a- #ırlarca daha devam edecektir. Mü- tecaviz, tecavüzün çok pahalı ve ,İ çok güç olduğuna değil, çok kolay ve çok faydalı olduğuna inanmâa- ğn devam ediyor. Bu yüzden de - mokrasiler 1914 ün korkunç der sini, ayni mütecavize bir o dahs vermek lüzumunu hissetmişlerdir. Her şeyden evvel anlaşılması lârım gelen nokta bu herbim gecen harpten daha: güç olacağıdır a”... kat bu defi, müvaflakiyetsizliğe uğramak, 1918 senesine nisbetle çok felâketli ölur. B ugünün askeri meselesi, bir kaç bakımdan değişmiştir. Gerçi İngiltere 1914 te de asker - likçe bugünkü derecede hazırlık - sızdı. Çünkü, İngiliz ordusu kuy - vetli idi, fakat sayıca Avrupanın diğer orduları ile nisbet kübü! et- meyecek derecede küçüktü. Onün için İngiltere diğer devletlerin kuv- veti derecesinde kuvvetli bir ör - du çıkarmak için iki sene uğri #. Almanyaya İse Avusturyanın muazzam, fakat gayri müsavi or - dusu, Türkiyenin cesur, fakaf fena silâhlı, fena teşkilâtı ordusu yar- dım ediyordu. Garp devletlerine gerçi Rusya sk etmişti. Ve Rusların asker. leri çoktu ve cesurdu, fakat kâfi derecede silâhlı değildi. Mitralyöz. leri, ağır topları, nakil vasıtaları ve mühimmatı azdı. Rusyaya hâ- kim sınıflar mütereddi idiler, ve son derece ehliyetsizdiler. Yalnız Almanya ile Fransanın tam teşki - lâtlı, tam techizatlı, orduları vardı. Bu iki ordunun en büyüğü ve en İyisi Alman ordusu idi. o Mareşal Foş harbin devamı sırasında Al - manların sayı, techizat, talim ve terbiye bakımlarından en mükem- mel orduyu çıkardıklarını (o bana söylemişti. Bugün Almanların va- ziyeti bir kaç bakimdan bu mer * kezde değildir. Ş erait çok değişiktir ve bu şartların bir kısmı demek * rasilerin lehindedir, bir kısmi âleyhindedir. Bunların ikisini de muhakeme etmek lâzımdır. Bir kere Almanya yalnızdır ve İtalyanın yardımından da istifade etmek istememiştir. Bunun sebep- leri henüz tamamiyle tavazzuh et- memiş bulunuyor. Fakat İtalyanın Saiklerini tahmin etmek mümkün dür, Çünkü bunlar stratejik ba - kımdan tetkike lâyıktır, İtalya, Almanyadan fazla de- Mmokraşilerin kara ve deniz kuv- Vetlerinin tâarruzuna açıktır. Almanya ise bitaraflarIa mu « hüttır, İtalya harbe girmiş olsay- Li Almanyaya karşı amele için | Yazan: Lloy d George Eski hindi Başvekili bir mahreç daha temin etmiş olur- du, Çünkü İtalyanın mağlöbiyeti üzerine Almanyanın cenüp cena - him açık bırakır. Almanya hükü - meti ise buna karşı tedbir almış vaziyette değildir. Sonra Almanya, İtalyan ordu. su hakkında emniyet besleyecek vaziyette bulunamıyor 1917 de bir kaç Alman fırkasının o Brennerde görünmesi, üzerine © İtalyanlarm bozguna uğramaları, Almanlar ta rafından unutulmamıştır. Fakat o zaman İtalyan çiftçisi harp lebin » de değildi ve onun için (askerlik meziyetlerini gösterememiştir. Sinyor Mussolini İtalyan ordu- sunun techizatını ve kuvvetini art- tırmıştır. Fakat o da milyonlarca insanı bir dava #hanmadıkler: ölüme sevk edemez. Herhalde Hitler de İtalyan işçi ve çiftçisinin, Alman devletini bü- yütmek için dövüşmek islemediği- ni çok iyi biliyor. İtalyanlar, kendileri gibi kato- lik Polonyalılar ile dövüşmek için davet edilmiş olsalardı muhakkak. ki Caporettoda olduğu gidi mağ - lâp olurlardı. Bu yüzden İtalya dost ve raf bir devlet olarak Almanya için daha çok faydalıdır. Çünkü bu ş6- kilde Fransanın Alp hududu üze - rinde bir kaç fırkanın vaziyeti gö- zetlemesine sebep olur. Sonra İtalya, İngiliz donanma- sının harekâtına açıktır. Çünkü Akdeniz, İngiliz ticaret gemilerine kapansa da İngi iz o zırhlıları bu denizin h e kalmaz İtalya harbe girdiği takdirde, LOKMA İKİ KİLO ğrsan, sadece kendi nefsine, günde iki kilo armut yiye - bilmek için - bizdeki yemiş piyasa- sına göre « pek zengin olmak lâzim denilemezse de hali ve vakti epey. ce yerinde bulunmak gerektir. Be- reket versin ki günde iki kilo ar- mut, en çoğu, on gün sürecektir. Zaten şahsi bütçeleri biraz dar o- lanlar günde bir buçuk kilo ile de iktifa edebil! En yeni haberlere göre, damar- larındaki twnsiyon yüksek olanlar günde bu kadar armut yiyebi lerse on günden sonra büyük fay- da göreceklerdir; İdrar artacak, tansiyon azalacak, — vücutlerinde sişler varsa onlar da kaybolacak - tır. Yaşlıca ve böbrekleri bozuk 0- Tanlar bile armut yemekten İstifa» de edeceklerdir. Yalnız, bu kadar armudun hep- sini kabukları ile birlikte yemek- | ten sakınmak lâzımdır. Yem vitaminleri daha ziyade kabukla” rında bulunmakla beraber, armu - dun kabuğunda büyücek nisbette - tnnen ile tutkallı bir madde var- dir. Tannenin fazlası insana inli - baz verir. O tutkallı O maddede hazmedilecek bir şey değildir. Ar- mut kabuğunun bir taraftan vita - minlerini büsbütün kaybetmemek, bir taraftan da mahzurlarından sa- kınmak için en iyisi armudun ka - buğunu mümkün olduğu kadar in- ©€ Soyarak yemektir. Armudu sevmemek - hele En - gürünün yumuşak ve gevrek ko - kulu armudu olürsu - hata olmak. la beraber, tabiatten bahsedilmez, bazıları bu mevsimde elma ile şef- taliyi armuda tercih ederler, On - dan dolayı, armudun tansiyon ü- zerinde tesirini araştıran hekimler elma İle şeftalinin de bu İşte nr. mut gibi olup Se e ara « ler, N.. e ARMUT... mışlar fakat armuda nisbetle on- ları pek geri bulmuşlardır. Tansiyon fazlalığına karşı bazı, ları sarmısak yemeğe bile razı o- lurlar, Halbuki sarmısağın bu tür- lü tesiri pek muvakkattir. Üç dört gün sonra tansiyon tekrar çıkar, Armudun tesiri sarmısağın tesiri- ne nisbetle çok devamlı olduğu gi bi, sarmısağın başkalarını kaçıran kokusu ile armudun - onunla bes- lenen ineklerin sütüne bile lezzet veren - güzel kokusu arasında ise kıyas olamaz. Armudun bir fazileti de terki. bindeki fosforla kirecin tamam ta- mam ayni nisbette bulunmasıdır. Böyle olunca bu iki madenden de istifade tamam olur. Yaşlıca adam» ların kemikleri - çocukların ke - mikleri gibi - bu iki madene pek ziyde muhtaç olduklarından tan » siyon düşürmek için armut yiyen yaşlıca adamlar ondan bu suretle de istifade etmiş olurlar... Armu - dun terkibinde yine ehemmiyetli nisbette bulunan potasyom made. ni yaşlanmış vücudün etlerine dir- lik vereceği gibi 2 kilo armut ta 3 mi ligram kadar bulunacak çinko ma- deni de ilerlemiş yaşta çocuk ba - bası olmak isteyenlerin ehemmi - yet vermiyecekleri bir şey değil - dir. Her derde deva olarak bu ka - dar türlü türlü we her biri süslü kâğutlara sarılmış şişeler içinde i- lâçlar varken armudu Mâç diye ye- meği biraz tuhaf bulursanız, ar - mut derken güzel kokulu bir idro- kinom tatlısı yediğinizi | düşünebi. lirsiniz. Tansiyonu düşüren armu dun terkihindeki bu O maddedir... İki kilo armudu bir öğünde yeme. yi de güç hulursanız üç 5 Zünde, dört öğünde yemek te mümkin - Afrikadaki © impâratorluğundan mahrum kalır, sahil boyundaki şehirler hasara uğrar ve Almanya ona bu taraflarda yardım edemez. nıti değerini küçültmek isteme - mekle beraber onun şimdiki bita. raflığı, yahut husumeti, Rusyayı kaybetmek derecesinde, bir kayıp teşkil etmezdi. 1914 te İtalyan or- dusunun vazifesi, Avusturya ordu- sunun Fransaya karşı muharebe- ye iştirakine mâni olmak, Alman - yanın Avusturyayi Rus taarruzun- dan kurtarmasına mâni olmak & çin kuvvetler göndermekten alı - koymaktı. Rusların 1914 te şarki Prusyaya taarruz etmeleri Parisi kurtardı ve Almanları Rus cephe. sinde bir milyon asker bulundur - mağa sevketti Fakat bu defa Alman hava *i - lolanı, ayni derecede kuvvetli olan Rus hava filoları ile karşılaşırış olsalardı, ve Rus ordularının. biri şarki Prusya, biri Kerakovn ileri - lemiş olsaydı vaziyet bambaşka o- lurdu. Voraşilofun Moskovada askeri heyetimize teklif ettiği plân buy- du. Fakat bu plânın reddi fac'ası henüz anlaşılmamış bulunuyor. Bununla beraber 1914 te lehi - mizde olmıyan bir kaç âmil, bu- gün lehimizdedir. Rim ile İtalyanın bitaraf kal. malarına mukabil Bulgaris- tan da bitaraftır, Türkiye de bi - zim tarafımızdadır. Büyük Harpte İngiltere ile Kran- sa Türkiye ve Bulgaristan ile har- betmek için bir milyon asker kul- Janmışlardı. Bugün Türkiyenin yenilenmiş ordusu ile İngiltere ve Fransa ile beraber bulunması, Sin. yor Mussolininin ihtiraslı plânla- rı üzerinde yıkıcı bir tesir yapmış. tar. Roma lejyonlarının Sudan, Mı- sır, Filistin ve Tunus üzerine yü rümeleri rüyaları, kuvvetli Türk ordusunun Suriyeden ilerlemek ü- zere hazırlanması ile, bertaraf ol- muştur. Türkiye şimdiden mihver plân. larını altöst etmek hususunda bü. yük bir rol ifa etmiştir. Diğer âmil Leh ordusunun bü- tün Alman ağırlığını üzerine al - masıdır. Bu ordunun en büyük fa- ikiyet karşısında yıkılması muh- temeldir. Fakat acaba Polonya geners) - leri arasında o Pilevne kahra - manı Osman paşa, yahut Ameri - kalı general Lee, yahut Sivasto - pol müdafii Todelbern gibi bir mü- dafaa dehası yok mu? Varsa, mesele yoktur. Çünkü Fransız ordusu, ile İngiliz ordusu. nun Alman ordüsuna faikiyeti şüp- he götürmez. Bugünkü Alman or- dusu ise Kayser Vilhelmin o *914 teki ordusuna benzememektedir, Min olduğu üzere (Versay muahedesi Alman ordusu - mu yüz bine indirmiş ve Alman yada mecburi ahzı asker usulünü kaldırmıştı. Bilhassa ben bu mâd- de üzerinde wsrar (o etmiştim. Bu yüzden Alman gençleri 1918 den 1934 senesine kadar askeri serh; OPÜŞLER Ne Mağlâplar Ağlasın, Ne Galipler . Pr Sevinsin Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel GG seniemlenberilir biz insaniyet ve musavat taraftarı muhar -. rirlere mersiye yazmak (düşüyor, Şimdi de Lehistana bir mersiye yaz- mak lâzım. Çinle Japon boğuştuğu zaman, e- saretin asırlardanberi zincirlerini ta- giyan uzun saçlı Çinlileri ne © yanık yanık müdafaa ettik. Afrika kıyılarında nazar boncuğu gi- bi müstakil olarak tek kalan Habe. şistan krallığı yıkılırken, o kıvireik saçlı, çukulata tenli zenciler için ne derin ahlar, vablar çektik. İspanyada Karmenin ruhunu ta. şıyan, müsavat için, varlığın İnsana hayatla beraber bahşettiği hürriyet için, kadinı ile, çocuğu ile şövalye gi- bi adövüşen, insanlığın o hafızasına misli görülmemiş bir destan yazan İspanyollar için ne candan, ne yü. rekten mersiyeler yazı Avusturyalılar, milli hâkimiyet - lerinden, Çekoslovaklar istiklâllerin- den mahrum edildikleri gün, kürci arzın Üzerinde adedi artan mahküm milletler hesabına, ne şuurlu endişe- lerle isyan ettik. Hele tek tayyareli Arnavut mil - leti, bütün yokluğunun içinde can havliyle dövüşürken, bu yavru imil lete ne için için acımıştık. Dört bir tarafı düşmanla çevrilen ve daha hâlâ mukavemet eden Var. şova, tarihte belki bir Pilevne ola- caktır. Fakat ne çıkar?... Hâdisat ve hayatın sevri, bugün, beşeriyetin ba. şı üstünde öyle bir kasırga süratiyle esiyor ki, bir yandan birine, öte yan- dan bir diğerine merhametle sızla yan yufka' yüreklerimizi rüzgürini& nüne çekmiş, bir devirden öteki bir devre savuruyor. Makine medeniye- tinin, makine ve motör barbi, İnsan şuurunun çizdiği harp plânının üs - tünden metör süratile geçiyor. Bu süratin karşısında artık mersiyenin, lirik ve romantik inceliğin, bulutlu bir insaniyet hissinin ne kadar göl ge olduğunu, mesafeleri, kilometre » leri rüzgür süratiyle geçen motörler isbat etti. Artık küçük milletler için mersi. ye yazmiyalım. Beşeriyetin ve mil - letlerin mukadderatını tayin edecek olan, büyük İmparatorlukları birbir. lerine yıktırmak için harp meydanı na çeken, tarihi seyrin motörüne bağ landık. O insanlığı nereye gölüre » cekse oraya varacağız. Bu hareket noktası ile, varış noktası arasındaki mesafeyi ne tahmin edebili ratorlukların kendi canlarını kurtar. mak için giriştikleri bu güreş saha. sında, amatör bir pehlivan eesaretile dünyaya meydan okuyan küçük or- duların cesaret destanları, okan bir şelâlenin önüne dikilmiş O mukavva bir set mahiyetinden öteye geçemi - yecektir. Hükümlerimizi ne muvsk- kat zaferlere, ne muvakkat mağlü - biyetlere bakarak veremeyiz. Bu dö- vüş, larihi seyrin bir çok hâdiseleri öne salarak hazırladığı, ve beşeriye. ti sürüklediği mukadderatın dövüşü dür. Ne mağlüplar ağlasın, ne galip. ler sevimsiz mmm s&y yüzünden Alman ordusu za « bitsiz ve küçük zabitsiz kalmıştır. Halbuki Fransız askerleri mü- temadiyen talim ve terbiye gör - müş ve Fransız zabitan heyeti da- ima vazifesini ifa etmiştir. Fakat mücadeleyi, yalnız Fran- Siz ordusuna bırakmak doğru de « ğildir. İngiltere ve İmparator. luğu, dakika kaçırmadan, Hitler - eiliği yıkmak için Fransaya her yardımda bulunmalıdır. Şayet İngiltere hükümeti, zil. letaver yeni bir sulh düşünüyorsa, insanlığın hürriyet davasını, kâ -