On Lira Ile Uç Dakikada Uç Lirayı Kazanıvermiş Bir kış günü, akşam sat altı su- | parayı bozmüş, liradan artan 46 ku-|na yanarak paraları toplarken bir de larında, Wozefin künina Pangaltıdaki dük- imişlerdi. Dükkân deyince büyük bir şey aklımıza gelmesin. İ- çinde bir kişinin zor oynayabildiği u- facık bir kovuk.. Onünde müşteri ile | muamele yapmak için küçük bir tez- gâh.. Duvarlarda şişeler, şişeler ve ufak camekânın içinde beş on paket çikolata, Kışm soğuklarına rağmen tirtir tit- riyerek müşteri bekyen Jozef biri uzun ve biri şişman sarışın bu iki yağlı müşteriyi görünce se- esmer, vinmişti. Gelenlerin biraz kafası tüt- sülüye benziyordu, fakat bundan Jo- zefe ne idi? O müşterilerin parasını düşünüyordu. Sarhoşun eli açık olur- du. Iki yirmi ikilik, iki de çikolatayı kâğıda sarmış ve vermişti. Derken uzun boylu esmer zat cebinden bir ön liralık çıkarmıştı. Jozefin dükkâ- nı küçük, fakat kesesi büyüktü. Bu| - i — - iBergamaK'erme Bergamadan yazılıyor: Bir bafta sürecek olan Bergama kermesi, elvardan gelen binlerce halkın huzurunda, İzmir vali vekili | Cavit Ünverin nutkile açılmış, Parti Başkanı Hamdi Arıkan da kermes hakkında bir nutuk irat etmiştir. Bunu müteakip eğlenceler başla- yüzlerce atlının ciritleri hava- da uçar va atları şahlanırken, yine yüzlerce efenin milli kiyafetlerile çöküp kalkarak oynadıkları, milli havalar terennüm ettikleri görül müştür. Tavşancılda Verdikleri Müsamerede zeybek oyunu Tavşancıl (TAN) rilmiştir. Halk müsamereyi çok beğenmi, sil ettiği “Eski mahalle mektepleri, ruşu tezgâhın üzerine koymuş, do- kuz kâğıt lirayı da ellerine vermişti. Fukat alişveriş böylece tamam oldu- ğu halde müşteriler sonradan azıt- işlar, beşer kuruşluk çikolataları yüzer paraya almak istemişlerdi. Jo- z0f te bu fiyata veremiyeceğini, İs- terlerse malı geri alacağını söylemiş. ti ve İşte o zaman pandomima başla- mıştı. Müşterilerden birisi malt be rakmak, diğeri alıp gitmek fikrinde idi. Malı bırakıyorlar, kâğıt paraları vererek on iralığı aliyorlar, sonra cayıp tekrar on liralığı vererek ma- lı ve dokuz kâğıt lirayı alıyorlardı Pazarlık bir düzeliyor, bir bozulu - yordu. Nihayet paraların bu de kuşu üç defa tekerrür ettikten sonra müşteriler on liralıklarını almışlar, bozuk paralara dokunmamışlar, çi- 'kolata ve rakıyı bırakarak kâğrt li ları da tezgâhın üstüne atıp gitmiş. erdi Jozef boşu boşuna çene patlattığı- diz sindenResimle Eğlenceler bir hafta devam ede- cek, kırk kader çocuk sünnet edile- cek, çocuk balosu, müsabakalar yapı- lacak, karagöz, kukla oynatılacaktır. Bü arada Trakya Umumi Müfettişli- ği tarafından gönderilen projeksiyon makinesile Trakya kalkınmaları, as- keri manevrslar, Bergamanın tarihi yerleri ve âbideleri, yurdumuzdan güzel köşeler, Milli Şefimizin resi leri gösterilecektir. Çandarlıda bir deniz eğlence nü yapılacak, Kozak çamlıklarında da nefis bir gün geçirilecektir. Talebelerin Müsamere > ir oyntyan küçük talebeler — İlkmektep talebesi tarafından bir müsamere ve bilhassa on yedi çocuğun tem- piyesi herkesi eğlendirmiştir. İne görsün? Liralarm üç tanesi yok tane eksilerek altı liraya inmişti. ( kurtaran yok mu diye bağırsa fayda- si yoktu. Yapacak bir tek iş vardı. İ Hemen dükkânı kapatarak karakola koşmak. Filhakika Jozef te öyle yap- | toğraflardan ikisini de tanımıştı: Sa- Jim ve Ömer Suçlulardan yakalanmış olan O- mer suçunu inkâr etti, Jozefi tanıma- dığını, hâdiseyi bilmediğini söyledi | Ömer ve Saimi fotoğraflarından ta- mdığım ve yüzleştirmede de bunu teyit ettiğini söylediler. Muhakeme, Saimin de serian tevkifi için müzek- -İkere yazılması Zimnında başka güne İ bırakıldı. Üç dakikada üç lira kazanç. Doğ- rusu mükemmel! iDeniz Dibinde 20 Dakika Kalan Adam Hopa, (TAN) — Burada bir deniz kazası olmuş ve felâketzede ender görülen bir tarzda kurtarılmıştır. 'Taf silât şudur: ispirin Hontuz köyünden Mehret oğ- lu 18“yaşında Celâl denize girmiş, yüzme bilmediği için müşkül vaziyet» te kalmış, arkadaşlarından imdat is- temişse de, onlar da yanına yaklaşa- eamarela” | Hâdise şayi olunca zaktaki kahvede tavla oynıyan tüccardan Ha- & Karaloğlu Hüseyin Çakır sahile doğru koşmıya, koşarken de soyun- miya başlamıştır. Deniz kıyısına geldiği zaman ara- dan tam 20 dakika göçmiştir. Hüse- iyin Çakir, hemen denize dalmiş v yirmi dakikadani dipte upuzun yatan Celâli denizin yüzüne çıkar - i mıştır. Bir sandala konulan Celâlin ağzından kan ve su gelmiştir. Doktor Muzaffer hemen suni te- neffüs tatbikine başlamış ve on be şinci dakikeda Celâl nefes alarak kurtulmuştur. Bundan evvel vukubuları başka bir kazada, denizin dibinde on dakika kalan Köseoğlu Ragıba diğer bir dek- torun “ölmüştür. diye hattâ bakma- dığını bilenler, bu kurtarıştan fevka- lâde mütehassis ve müteşekkir kal rdır —— e Polonyadan Kozana Gelen Leylek Kozan (TAN) — Işıklı köyünde bir leylek vurulmuş, ayağına geçirilmiş bilezikteki yazıdan, Polonyadan gel- miş olduğu anlaşılmıştır. Yazı şudur: “Museum - Zoolog. B. Polonia Var- sovin, İnform : 503763" yi İR Köy Salmaları Ankara, (TAN) — Köy kanununun köylerde yapılacak salmalar hakkın- daki hükümlerini tadilen hazırlanan İ kanun lâyihası Büyük Millet Meclisi İ raznamesine alınmıştır. Yeni lâyiha- İye göre, köylülerin salmaları senede yirmi lirayı geçmiyecektir. Ancak bir nisbet dahilinde tahakkuk ettirilecek ma yekünu köy işlerini gören kö- yün aylıklı adamlarının ücretlerini karşılamıya kâfi gelmezse salma mik- tarımın bir misli arttırılmasına Dahi- liye Vekâletince izin verilecektir. rile mecburi işlerden başks hiçbir iş için hiç bir nam ve maksatla salma alınmıyacağı gibi bu suretle topla- nan paralar bu işlerden maada hiç- bir yere ve hizmete tahsis olunmıya- caktır. Alpulluda Mahsul İyi Alpullu, (TAN) — Havalar mü- İsait gittiği için mahsul vaziyeti iyi İve köylü memnundur. Dokuz lira tiç defa gidiş gelişte birer ! mıştı. Karakolda kendisine sabıkalı» | ların defterini göstermişler, o da fo-| Fakat diğer şahit polisler de Jozefin | Köyün aylıklı adamlarının ücretle- | TAN Bir Seyahatin Notları: Etnoğrafya Müzesinin udapeştede gezdiğimiz müze- ler her bakımdan "Türkleri a- lâkadar eden eserlerle dolu idi Ziraat müzesinde ileri Macar zira. at tekniğinin gelişmesi ile alâkadar eserleri, çift âlet ve makinelerini gördük, Hayvan yetistirme, besle- me ve üretme “işlerinde, tabiati verdiği geniş ve mümbit ovaların rolünü kabul etmekle beraber Ma- carlarin gerek ziramt tahsilinde, ge- rek köylüyü ileri ziraat usulleri ile teçhiz etmekte büyük emekler, gay- retler sarfettikle: bugün de bü- yük bir hızla köylünün iktisadi ha- yatmı tanzim için uğraşmalara de- vam olunduğunu müşahede etvk Budapeşte ziraat müzesi dünyadaki ziraat müzeleri arasında ön safta geliyor. Elçiliğimizin bitişitinde bulunan, Şark müzesinde ae, Höbp #-, dındaki bir zatın bütün Asyayı do laşarak satın aldığı ve topladığı ko'- leksiyonlar içinde Türk tarihi te kikleri için kıymetli vesikalar bulun duğu muhakkaktır. Burada Orta As ya Tibet, Japonya ve Çinden geti- rilmiş bir çok kıymetli madeni s nat eşyası küçük heykeller, tezyi- nai ve süs eşyası bulunmuyor. Etnografya müzesine giderken bu- rada etnografya tetkikierile uğraşan bir Türkle karşılaşacağımız söyle-| dikleri zaman merakımız arttı. Mü-! zede zeki bakışlı güler yüzlü bir zat bizi karşıladı. Bizi gördüğüne cok memnun olduğunu anlattı, Türkçe izahat veriyor ve müzeyi gözdiri- or: — Bir milletin hayatımı, örf ve &- detlerini yaşayışını, kültürünü gös- termek vazifesi Btnografya müzesi- ne aittir. Cihan harbinden evvel ku- rulan bu müzede bilhassa Macar. Türk, Japon, Çin ve diğer memle- ketler halkının yaşayışına ait eser- ler var. El işleri, dokumacılık gibi halkın giyimine müteallik sanatlar, mutfak eşyası, mesken tarzları, çift âletleri, çoban hayatı, balıkçılık, av- çilık, arıcılık, üzümcülük, şorapçılık gibi halk sanatlarma ait sayısız eşya müzenin küçük büyük salonlarını, katları dolduruyor. oktor D Alimcan Tağan bütün bu orijinal eşya ve nümüneler önünde bir bir duruyor, uzun ve kıymetli malümat veriyor: — Şimdi gördüğünüz eşyalar harpten evvel büyük Macaristan hu- dutları içinden toplanmıştır: Kepe- nekler (çoban elbisesi), Ulah. Tran- silvanya, Macar dokumaları, Palotz mobilyaları, Kuman Türklerinin el işleri. (Bunlar yas alâmeti olarak be- yaz giyerler.) Müzenin Anadolu kısmında da do- | kuma, sırma işleri, ziraat, $leteri dü. ven, sapan, semer gibi ham yaşa- yışına ait fikir verici orijinal eşya var. Bunların arasında en kıymetli» leri bazı kilimler, dokumalar ve iş- lemeli eğerlermiş.. Macaristan Etnografya tetkikleri iibarile yüksek bir ilim seviyesi gösteren memleketlerden, Rtnograf- ya Profesörü Görfi İştira Ankara Üç Kapılı Harman Dalı (Dr. Âlimcan'ın Anadoluda çektiği resimlerden) İ nografya mevzuu İda gezmiş, Peşte Müzelerinde Kıymetli Eserler Var Müdürü Dr. Âlimcan, Ankara Etnoğrafya Müzesini Pek Beğeniyor aşireti çadır önünde Etnografya müzesinde çalışan Yiysa- ruş Dulâ ve Kuman Türklerinden - Kuman Türkleri bugün Macarlaş- | mıştırlar, türkçe bilmezler - Nimet Cula isimleri bu sahada tanınmıştır- lar. Macaristanda takdir edilen ve senelerdenberi Etnografya tetkikle- rlle uğraşan Doktor Alimcanla Et- etrafında uzun boylu görüştük. Ural Türklerinden- miş, birkaç lisan biliyor, Halk Bilgisi adi: Etnografya mecmuasında bir- çok ilmi yazıları çıkmış. Etnografya cemiyefinde, radyoda Anadolu Bt- nografyası hakkında konferanslar vermiş, bütün bu faaliyetle Türk harsını Macarlâra daha iyi tanıtmak gayesini güdüyor. — Bu hususta bazan türkçe eser- lerden de istifade ediyorum. Fakat ne yazık ki Etnografya hakkındaki türkçe eserler çok azdır. Son za- manlarda yeni Türkiyede Etnograf- ya tetkiklerine hız verilmiş olduğu na çok memnunum, Hattâ bu tetkik- lerin mahiyeti hakkında geçende bir yazım çıktı limcan, geçen yaz Türkiyeye gelmiş. İki ay kadar Aradolu- Yürüklerin, Bahşişlerin. Karahacılıların yanmda haftalarca misafir kalmış. Budapeşte Etnograf- ya müzesi hesabına çektiği yüzlerce enteresan resmi gösterdi. Bu seva- hatle uğradığı Ankarı Etnografya müzesinde de bilhassa Mevlevi kıs- mmı çok beğendiğini söyledi. Halen Anadoluda kuyular, süt iş- leri hakkında iki yazi hazırlıyormuş. Bundan evvel de Kırgız ve Başkırd "Türklerinde at hastalıkları ve teda- visi, hayvanlara damga vürmek ve damganm ehemmiyeti, atları ehlileş- tirme, otlatma usulleri at at hırsızlığına müt ve cezalar, Kil ve keçe işleri, nakil vasıtaları, Altay kevimlerinde şa- manlık, Moğolistanda daire şeklinde yapılar gibi birçok kıymetli etüdler neşretmiştir. — Macarlar, diyor, çok sevdikleri Türkler hakkında malâmat edinme- ğe büyük bir kiymet verirler. Macar dilinde yüzlerce türkçe kelime var Meselâ kapı, arpa, elma, biçka (be çak), finca (fincan), şizma fcizme), kopenek (kepenek) gihi.. Bütün bu —İ 2-6-939 ANKARA RADYOSU Türkiye Radyodifüzyon (Post! Türkiye Radyosu Ankara Rads” Dalga Uzunluğu 1639 m. 1974 in, 31,70 m, Cuma, 2. 6. 1939 isa Kor 19057 15195 Kes, 28 0458 Kes. 29 1330 Program, 1225 Türk müziği “5 İ 18.00 Memlexzot #nat syarı, ajans ve 315 - 4 Müze - PU) 1900 Program, 1905 Müzik (Opa 1), 1930 K 1945 Türk MÜŞ 10.30 Neriteket sasi olojl haberleri, 1 1 — Suzinak paye yarı, ağans ve meti firkat), 11 — Mustafa çavuş (Ci p dir), 21.80 Konüşma, 21.45 Esham, #88 Mit, kambiyo - rukul ve ziraat b (Gat), 2156 Neşeli piâi 1200 ME (Riyasetirümkur o Filirmenik (ork Praetorfun). L. Van Beethoven: 2 nel SÜ , Re majör Op, 3 4) Adaglo molto - Allegro con bri Larghetto, Echerzo - Tria, Allegro me G, Bizet : Roma Süit Andante trangalllo « Allegro saf Allesro Vivace, Andante molto, Tilegro viyncissimo. rleri ve FA k (G: 6 ar © © © progr Lİ 4 ASKERLİK İŞLERİ i Nama» Yedek Subayların Yoklamalara Daveti Kadıköy Askerlik Şubesinden: 1 — Kadıköy Şubesinde içayıtlı BÜ nan yedek subayların o yoklamaları Haziran 939 da başlanacak ve 30 Hes” 039 da bitecektir. ” i siler relede*#AhaKİer hire pll diğer meral saatlerinde sant 9 dan 16 ar yoklamaya, gelebilirler, bizzat asırı yap olanlar çifte etibbadan alınacak ve diyeve iaedikli bir ropdrunu şubeye HÜ dereceklerdir $ — Gerek hasin İstanbul haricinde b husunatı mektup ile şubeye receklerdir. A) Hali ikameti yet adresleri mü Tiyette müstahdem isa ücret miktari ci) şube defter kayıt No. ri >. açık yazılmış soyddı” (Remiz kulla. yacaktır. F) Yabancı dillere vukufü kellim ve tercüme derecesi G) Top fen sınılına mensup yedek subayla yabancı dillerden başka sınıflarının Dİ hazır ya e aldığı maaş ve” m bcayıt must i ve gın Bi kısımlarında Doktorların ihtisas slkalarının tarih ve gerlerin ihtısas şubel, 7) Deniz sup yedek subayların da sınıflarının gi kısımlarında ihtiras sahibi olduğü 8 — Yoklemalari nında yep mıyanlat 1016 sayılı Kanunun 10, maddi mucibince Ceza görecekleri ilân olani”, Kadiköy şubesinde kayıtlı olup ERİ e bulunan yedek tabib YÜZ 7) Hasan Fehmi oğlu ASİ Eaibin K. köy şubesine mürmenati Vİ İ keli hâzır durumunu bildi esi LİN Oyuklu Traş Bıçağ! ataşesi Dd başı (427 — ALM LİL İlgi im” sözler Macsrlara kardeş 'Türk DSİ sının değerli bir hatırası değil dir? Dr. Alimcana kıyrsetli izahatırd”” dolayı teşekkür ederek © ayrılır&”” çalıştığı branşı zevk »dinmiş müs vazı bir ilim adammın yaşayışmd”, sade ve temiz memnuniyeti takd” karştlıyorduk. Salâhattin BİRKAN