2-6.939 Nutkundan Sonra Yazan: ömer Rıza DOĞRUL övyet Birliği Başvekili ve Ha - riciye komiseri Molotofun Sünküş nutku Sovyet Birliğinin sulh *phesi tesisine karşı takip ettiği si- tin bilhassa üç esas üzerinde te-| tküz ettiğini gösteriyor: iş, © Münhasıran tedafüi mahiyet bir pakt yapmak, ag Servet Rusyanın bütün komşu- a teminat vermek, ,3 — İcabında karşılıklı 'esinde hareket etmek. Molotof, nutkunda bu üç esası İ- etmiş ve"Sovyet Birliğinin bu €- ip” Üzerinde israr edeceğini de arüz ettirmiştir. Mı, Sihver mahafili ile taraftarları *lotofun nutkunu İngiliz - Fransiz liflerini ret mahiyetinde telâkki ap orlarsa da İngiliz, Fransız maha- bu kanaatin tam aksini | besle - te ve bu nutuktan sonra Rusya kati anlaşmaya varmak için ara- bir esaslı güçlük kalmadığını tmaktadır. R, Söhkü İngiltere ile | Fransa da| "Ya ile yapılacak paktın — tedafüi İyette olmasını istiyor. Sulh cep in i de bir kimseye teca - YÜZ değildir. Bilâkis her © tecavüze gelmektir. Sovyet Rusyanm bütün komşula- m teminat vermek bahsine gelince Vag usta da mühim bir ihti- ç bulunmadığı göze çarpıyor. Sov- itlerin maksatları Baltık devletle - > de teminat vermek ve bu suret- Şarki Avrupada tecavüze karşı <M bir set vücude getirmekti İn- o ile Fransanın buna muhalefet ikleri, bilâkis İngilterenin bu Mevzu üzerinde Baltık devletleriyle may iyelik maktadır. İngiliz - Fransiz teklifinin resmi va li henüz neşredilmemiş olduğu İ- » Yaziyetin asıl tafsilâtına vâkıf eğiliz. Fakat İngiliz mahafili tara- n verilen malümata göre bu hu- dar da Sovyet mahafilini tatmin e- k mahiyette bir hattr hareket ta- edildiği anlaşılıyor. Bütün bu delili, sulh cephesinin adımlar attığını apaçık göster - tedir, a, Nitekim bütün alâkadar mahafil ? bu fikirdedir. listin, i: ea meselesi ; yardım vardım, bal merkezde olduğu anla - h ee arapları İngilterenin Fi - Mey? takip edeceği si içinde mutediller diye tanılan “emaat, bu siyasete taraftan Süyor, fakat, kahir ekseriyetin bu yele olmadığı gayet sarihtir. Bu den Filistinde bir an evvel tees- ie #tmesi beklenen sükünet ve istik- ve gpzun bir müddet muhtel kala 2, »Silizlerle umumiyetle araplar a- meki münasebetler © gergince İsetini muhafaza edecektir. m bir koltuğa iki karpuz sığ - » deriz ki çok doğrudur. Avuç içi ir bir yurda da iki millet sığmaz. a işin Filistine hem © arapları yahudileri sığdırmağa teşebbüs hiç daima gtçlükler ve karışık - * çıkaracak bir iştir. Son İngiliz Beyaz Kifabı, arap - Pay rinde bir inkişaf arzediyordu. tiki karpuzu bir koltuğa sığdır. #sasına istinat ettiği için bu ki- İhtiva ettiği siyaset te bir neti- *rmemiştir İngiltere hükümeti bu Weti takibe devam edecek, yâni! Kıç FBüzu sığdırmağa uğraşacaktır. baki, bir tecrübe neticesinde bunun Ye, ızlığı anlaşıldıktan sonra vazi- ii araplar lehinde daha fazla in - Böstermesi bekleni yane aşa Bir İngiliz Tahtelbahiri Battı Yan la 1 (Hususi) — 73 kişi taşı- hiz itis tahtelbahiri bugün 1.20 de “erübe dalışı yapmış fakat hâlâ © Dülmyy Sikamamıştır. Tahtelbahiri (Vak için tedbirler alınmıştır. taban, “iy, e AR ZE etmekte olduğu bildiriliyor. | yine de va). İngilterede Yeniaskeri Teşkilât Londra, 1 (A.A) «- Deniz aşrı kuvvetler umumi müfettişi, bundan böyle imparatorluk büyük erkim harbiyesinin gaybubetinde askeri ma xevra ve talimlerin idaresine otoma-| tik surette memur edilecektir. Kara kuvvetlerinin umumi müfet- milislerin, garnizonlardaki mun- tazam kuvvetlerin, tayyare dafii kuv vetlerin, sahil müdsfsasi kuvvetleri- nin ve ihtiyat ordusu cüzütamlarının teltişinden mesul olacaktır. Ordu meclisine iki umumi müfettiş dahil bulunmaktadır. Diğer taraftan General Sir Robert | Gordon, Finlayson, terfi edilmiştir.| General H. M. Vilson, Musırdaki In- giliz kuvvetleri başkumandanlığına tayin edilmiştir. Ankarada Sovyet Kitap Sergisi Ankara, 1 (A.A) — Bugün sat 1830 da Halkevi salonlarında “Sov- yetkitabı” ve Sovyet artistik fotoğ- raf sergisi açılmıştır. Serginin açılma töreninde Başve- kil Doktor Refik Saydam, Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, birçok me- buslar, Hariciye ve Maarif Vekâlet- leri ileri gelenleri, kordiplomatiğin birçok âzası, birçok Türk münevver- leri ve gazeteciler hazır bulünmüş- tur. Sovyetler Birliği Büyük Elçisi Te- çarken, türkçe ola- İrak”bir Mutük söylemiş ve demiştir İrentiev, sergi “Sovyetler Birliği milletleri, dost Türk milletinin ekonomik ve rel terakkilerini, derin bir alâi İve büyük memnuniyet hisleri ile ta- kip etmektedir. İki memleketin başa- nlarının karşılıklı olarak tanınma- sında bilhassa büyük bir ehemmiyet vardır. Kültürel işbirliği siyasetleri- nin esas prensipini sulh İçin müca- dele teşkil eden hükümetlerin müna- sebetlerinde olduğu o gibi o ayni zamanda, çalışmalarının ve başarıları nın semerelerini toplıyabilmeleri i- çin milletlere elzem esaslı unsurlar. dan biridir. Bu serginin vücude getirilmesi yo- lunda göstermek lütfunda bulunduk” ları kıymetli yardımlardan dolayı sa- yın Maarif Vekili Hasan Ali Yücele, Halkevi Başkanı Ferit Celâl Güvene, Halkevi arkadaşlarına Sümimi min- nettarlığımı arzederim.,, Hasan Ali Yücel, Sovyet elçisinin sözlerine cevap vererek demiştir ki: “— Türkiye cümhuriyeti ile Sov- yet Sosyalist cümhuriyelleri birliği arasında ötedenberi mevcut dostluk münasebetlerinin yeni bir tezahürü olan bu serginin bugün halkevimiz- de açılma törenine büyük bir mem- nuniyetle İştirak ediyoruz. Bu eserler, ayni zamanda dost ve komşu memleketin basım tekniğin- de elde ettiği yüksek başarıları can- W olarak bize göstermektedir. Senelerdenberi sıkı bir dostlukla komşu olduğumuz Sovyet Sosyalist .Cümhuriyetleri Birliği ile aramızda meycut ve sulhün devamıma matuf caktır. Lİ arazi genişlemesi hakkındaki tedir. Bu protokola göre Avru, kısmı ile Arnavutluğun İtalya! TA SON HA SİMA: N BERR L DENİZ! Boa tar “la yağı “ İCEZAR ME ESEK. 1936 senesinden bu seneye kadar Mihverciler tarafmdan Avrupa kıtasında yapılan muhtelif hare. ketlerle bu sene Avrupa memleketlerinin mihver veya sulh cephesine karşı olan meyilleri itibarile p * JÜPOLOMCA EDA SUDE Yi aran GR vaziyetlerini gösteren İngiliz haritası. ELER TA ievenler | MADAM erevene üremi. au TAL MARŞI SENE ALANLAR Yugoslavya Kral Naibi Berline Vardı 70,000 Hitlerci Genç, Prens ve Prensesi Selâmladılar, Hitler, Markoviçi Kabul Etti Berlin 1 (Hususi) — Fevkalâde merasimle karşılanan Yugoslavya kral naibi prens Pol ile refikasi prenses ve Yugos. lavya Hariciye Nazırı Markoviç, şehre muvasalat ederek is rahat ekmişlerdie. Yetmiş bin Hitlercı genç misafirleri alkışla- mışlardır. Her Hitler Markoviçi kabul etmiş ve kendisiyle ya- rım saat görüşmüştür. Prens, ve prenses istasyonda Hit-| ler, Göring ve Ven Ribbentrop tara- fından istikbal edilmişlerdir. Prens ve prenses; saat 16 da ika- metletine tahsis edilmiş olan Belle-| vüe şatosuna gitmişlerdir. Führer ve maiyeti orada kendilerinden ayrıl -| mışlardır. Saat 20,30 da Hitler Führer evinde bir ziyefet verilecek- tir. Yarın Brandeburgdan Charlot - tenburga giden “Zafer yolu" nda bir geçit resmi yapılacaktır. Yügoslav gazetelerinin neşriyatı Belgrat 1 (A. A.) — Yugoslav ge- zeteleri, Yugoslav kral naibi Pol ile prenses Ölganın Berline ya: tarafından prens tıkları resmi ziyaret hakkında çok haberler neşretmektedirler, Ga » zeteler, bu tezahürün ehemmiyetine işaret etmektedirler. amam ya olan siyasi münasebetlerimizin, bu- gün burada güzel bir örneğine şahit olduğumuz kültürel ve artistik mü. nasebetlerle © kuvvetlendirilmesini memnuniyetle telâkki ediyoruz. İki komşu ve dost millet arasında böyle yeni bir dostluk tezahürüne vesile hazırlamak lütfünde bulunan Söv- yet Büyük Elçisi sayın B. Aleksey Terentiev'e samimi teşekkürlerimi bir) Samouprava gazetesi, başmaka - lesinde, Almanya - Yugoslavya mü - nasebatının bir tarihçesini yaptıktan İsonra şöyle demektedir: “Yugoslavlar, Alman dostluğu - nun bizim için ne demek olduğunu ve bu dostluğun yalnız bizim için de- Bil, Balkanlardaki ve bu itibarla bü- İtün Avrupadaki bütün dost ve müt- İtefiklerimiz için bir sulh zâmanı teş- kil etmekte bulunduğunu pekâlâ bi - İliyorlar. İtalya ile olduğu gibi Alman İ ya ile de çok tabii ve dostane koraşu- luk münasebetleri idame ediyoruz ve bunu yaparken hattı hareketimizde evvelce tesis edilmiş olan direktif - lerden ve tesbit edilmiş bulunan yol- dan inhiraf ettiğimiz takdirde bü - iyük bir mesuliyet altma gireceğimi- İze kani bulunuyoruz. Bu gazete, bundan sonra kral nafbi prens Pol ile prenses Ölganın varetlerinin Yugoslavyanın Almânyaya karşı yapicı siyasetinin mutantan bir tezahürü olacağını yaz» maktadır. Samouprava, şöyle devam ediyor: Prens ve prensese bu seyahatle - rinde bütün milletin sempatileri re- fakat edecektir. Çünkü millet, bu - gün hudutlarındı hüküm sürmekte olan sulhten ve küçük büyük bütün komşuları tarafından Yugoslavyaya karşı gösterilen itimat ve hürmetten dolay: prens Pole şükran borcu oldu- sunarak sözümü bitiririm.,, beraber çalışmaları teşkilâtını yapmak üzere Ro- maya gitmiştir. İki memleket arasında tayyare, pilot ve tayyare levazımı mübadelesi yapıla. Milâno paktma bağlı gizli siyasi protokol, mihverin emellerini tesbit etmek. panın Cenubu Garbisi ve İspanya İtalyanın nüfuz sahası olarak kabul edilmiştir. Bundan maada Almanya, Balkan devletlerinin Garp ın protektorası altına alt nobileceğini kabul etmiştir. Şimali Afrika da İtalyaya ğunu müdriktir. RNA İİ © Göringin muavini General Milch, yeni ittifak mu- cibince İtalya ile Almanyanın hava kuvvetlerinin Polonya Almanya Ticareti Lehliler Mahsulât, Demir ve Çuval İhracını, Azaltıyorlar Varşova; 1 (A.A) — Ayan maci. intıbak ettirmek üzere Almanya aktedilmiş olan munzam ticaret iti Iâfnamesini, Sovyet Rusya ile mü ya - Estonya itilâfını tasdik etmiştiir. edilmez meriyete gireceklerdir. Polonyanın önümüzdeki üç cat, şimdiki mıktarına nazaran yarı den bilhassa demir, hububat ve hay: vanat ve mahsulâtı mevzuubahistir. Polonya - Almanya hükümet ko İihracat mıktarında yapılması karar laştırılmış olan bu tenzilât, Polonya lunan matlubatının teraküm yüzün. den zaruri bir hal almıştır. Yeni Sovyet büyük elçisi islehmhura takdim edecektir. ? kısa ka Ar Franiz mebuslardan Jean de mont, perlâmentoyn ettiği karun Bir teklifte Fransız mandası altında bur Junmakfa olan Togo ve Cneroun'uh 'in temleke haline getirilmesini isteme! * Roaseveli'in bu ay içinde mi kendi siyaseti hakkındeki hissiyatını: biz. nmek üzere Alaskuya kadar yük Okyanus sahillerinde bir seyaba yapacağı haber verilmektedir. HABERLER Bili nalında ilâveten bir takım müteha: karşı 50 rey ile kabul etmiştir. müstemlekelerini, ve buradaki deniz ve hava üslerini alacaktır. manyaya ilhak edilecek, Bulgaristanda Romanya ve Macaristan Al. Alman hima- yesi tesis edilecek ve Adriyatikte Almanyaya bir ser. best mahreç verilecektir. Almanya bu sahil şehrine bir demiryolu yaptıracaktır. “Bundan maada Almanya 1914 te sahip olduğu bütün araziyi alacaktır, Cenubi Amerikada da tektora tesis edecektir. İtalya Sayol'yi iktisadi pro- dır almaz pet- rolü Almanyaya verecektir. “Mihver, iki tarafın istilâ ve nüfuz mmtakalarmı gös- teren bir de harita tanzim ederek protokola raptetmiş- lerdir.,, si, mübadeleleri son arazi tadilâtına nakit ticaret müahedesini ve Polon- Bu itilâflar, resmi ceridede neşredilir ay zarfında Almanyaya yapacağı ihra - ya indirilecektir. İhracat maddelerin misyonlarının son içtima devresinde nın Almanyada donmuş bir halde bu Charo- Pov, itlmatnamesini 2 haziranda Re. Benu- 3 « FELEK a A e e A m Sadaka, Bahşiş, Hediye, Rüşvet! Yazan: B. FELEK G erçi hepsi verilir ve alınır şey. lerdir amma mahiyetleri ay- rı ayrıdır. Sadaka verilmesi sevap, — bahşiş verilmesi zaruri, hediye verilmesi ki- bar bir şeydir. Rüşvet verilmesine gelince alınması gibi cürümdür. — Peki efendi! OoAmma bana verilen şeyin ne olduğunu ben ne bi- leyim? Rüşvet dediğin şey sarmısak kokmaz ya! Telâş etme ey gafil Sadaka, bir lokma ekmeğe muh- taç, malakasız — fakirlere verilir. Bir kuruştan başlar, mürüvvete göre beş liraya kadar çikar. Daha fazla 0- lunca sadaka ismi verilemez. Yardım olur. Bahşiş diye hizmet eshabına ve- rilen ve memnuniyet ifade eden pa - tadır. Bunun mıktarı da beş kuruş - tan başlar on, on beş, yirmi İira hattâ İsirasınn göre daha fazlasını kadar gi- der. Hediye dengine verilir, İlk iki rakam para olabildiği gibi eşya da olabilir. Lâkin hediye olarak para verilmez. Verilir ama kibar ol - maz, Rüşvete gelince; o nasıl verilir, nasıl İstenir bilmem. Ne veren, ne de alan görünür, Bir mahfi iştir. Sa- de rivayeti dolaşır. Tesbiti güç bir günahtır. Öğreniyoruz ki; yüzde on servis alan müesseselerdeki © garsonların müşterilerden ayrıca bahşiş isteme. leri menedilecekmiş. Ben hayatımda bahşiş isteyen a - damlara yalmz Pariste rast geldim. Örada revü ve sinemalarda program satarlar. Önvreuse yâni iskemle a- çan kadınlara meselâ bir frank ve « rirseniz: — Yalnız program bana bir #ran- ga mal oluyor! Diye sizden en az iki #rank ister. Biraz yüzlerinin “derisi kalm mahlâklardır. Lâkin Türkiye- de böyle zorla bahşiş isteyene tes - düf etmedim doğtusu, Ancak garsonlar bahşiş verme - yen müşterilere iyi hizmet etmez - er, hususi bir itina göstermezler. Sis parişini geç getirir, adamı muazzep ederler, Onun içindir ki; herkes bu nu bir nevi haraç diye verir. Halbuki iyi garsonlar insana © ka- dar güzel hizmet eder ki, bahşiş ve rilmesi yasak bile olsa insan gizli 0- larak o adamı memnun etmek ister. Bu'bir şey değil. Bazı vilâyet o - tellerinde, hattâ Avrupanın ufakça şehirlerindeki otellerde oteli terke - den yolcuyu oda hizmetçisi, garson, kapıcı, kapıcı yamağı, asansörcü ve salreden mürekkep bir heyet kapıda sıralanıp teşyi eder. İşte ayıp ve sıkıcı olan budur. Bence lokantalardaki yüzde onla» n yüzde beşe indirmeli ve müşterile- ri de bahşiş vermede serbest bırak - malı, Çünkü nasıl olsa yüzde doksan bu bahşiş verilmektedir. Bundan baş- ika bir de faturaya yüzde on koymak i * İiki kavrulmuş bir şey olur. Bu ara - «e | da yataklı vagon bahşişleri hakkın - tin | da da söz söylememek kabil değildir. İ Bu bahşiş bilhassa Avrupa hatla- İrinda daha yüksektir. İki gecelik bir * | yolculuktan sonra kondüktöre ancak # Amerika #yan meclisi, Pınama Ke- | bir İngiliz lirası yâni altı lira verebi- lirsiniz, Bizim para ile beş lirayı şöy- sedler inşasına dair olan kanunu 16 reye)je böyle kabul ederler. Daha aşağısı nı almak istemezler. Bizim hatlarda bu iş yarımla iki İlkan karine iye VE det ulm diye veriliyor ama neye mukabil İ nedendir orasını bilen gören yok! İOİki sene evvel Romanya seyaha - timde Sinayadaki Kral şatosunu #i- yaret etmiştim. Orada galiba Sultan Aziz zamanında hediye edilmiş bir Türk odası mefruşatı var. Klâptanla dokunmuş yâni bizim bugünkü dilde lâme dediğimiz şekilde telli ve ipekli kumaşlardan yapılmış yastıkların bis rinde bir türkçe darbımesel var. En güzeli olarak şunu buldum: “Bahşiş atın dişine bakılmaz.” Onun için bahşiş alanlar aza ço- ğa bakmamalıdır. Çünkü para deni- len nesne kolay kazanılmıyor eren- ş ler. * / buçuk lira arasında ve ekseriya bir “ 1