Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ü * 265030 | .. v | Nİ | | ee V ı7 Unti —— at Bin dm]ll Tefrika No. 56 Halim Tekrar Yakalanmıştı Fakat Karakol Kumandanı Cevdet Çavuş Onu Bırakmıya Hazırlanmış ve İşi de Tamamlamıştı _Hâdise, yalnız Yenimahalle ve Sİvarını değil, Itilâf devletlerinin i karargâhlarını da telâşlan- d“'îluştı. Halimin ve arkadaşları- fin tutulması için, hâdise mahalli- he, binbaşı (Bover) kumandasın- ' bir polis müfrezesi gönderil- Mişti, Sarıyer ve Büyükderede ©- “İüran bütün İslâm evleri basılı- yf"»'ı aranılıyordu. Her aranan e- Vİn sahibi Halimi kaçırmakla it- a ediliyor ve tabii söyletmek İÇİn tazyik ve işkenceden de çeki- "ümiyordu_ Bu vaziyet karşısında Nafiz Bey ve arkadaşları karar- lamrdıkları ikinci akına çıkama- ve saklanmak mecburiye- tinde kalmışlardı. Çünkü Kemer- ürgazdan ve İstanbuldan getir- tilen iki düşman bölüğü Boğazın ümeli Kavağından Kefeli köyü- he kadar olan kısmını dağ tara- Ihdan sarmışlar ve bütün mah- Teçleri göz altına almişlardı. Na- fiz Bey, bu sırada göz önünde bu- Unmamak ve fırsattan istifade İle, Beykozla 'Ömertli arasında da Yeni bir teşkilât yapmak üzere Sa- Tiyerden ayrılmış, köy köy dolaş- Mağa başlamıştı. Pek az bir za- Manda o havali köylülerini uyan- dirmış, düşmanlara karşı milli ve Müşterek bir harekete hazırla- Mıştı, Halim, hâdise günü Yenimahal- leden Sarıyere kaçmış ve bir dost Sandalı ile Beykoza atlamıştı. Fa- N kîtv orada da kendini emniyette k. S“I'emeylm;g Alemdağı ve Ömerli Mişti, Fakat, bir gün Ömerli civa- - Tinda yakayı ele vermişti. O sıra- Ömerli jandarma karakol ku- mandanhğında Cevdet isminde Bedikli bir başçavuş bulunuyordu. il“l'm Bursada züccaciye ticareti * meşgul olan bu milliyetini ve 'h?mhketini sever delikanlı, Hali- "e © sırada kendinin de dahil bu- Uhduğu Nafiz Beyin teşkilâtına Tensubiyetini anlamıştı. İstanbula Sevki halinde idam edileceğine hiç Şüphe etmediği bu yuürt kulunu Serbest bırakmağı bir milliyet bor- şı“ Şaymıştı ve borcu muhitin ve ı;u"lcin fark ve şüphe edemiyeceği T tarzda ödemişti. Yapmağa mec- ÜT olduğu muameleyi tamamla- Mış, tanzim etiği evrakı Halimle İrlikte maiyetinde bulunan Kon- Yalı bir jandarma neferine teslim Et_mişti. Cevdet Efendi, yaradılışı ve milliyetçi olan bu aslan r“f_erin muhit ve civarda yapılan & ümlere, hele üzerlerinden hiç k__Slk olmıyan düşman tahakkü- TMüne tahammül edemediğini ve U sebeple memleketi olan Konya- Ya kaçmak üzere fırsat gözledi- Ni biliyordu ve onun arasıra co- hissini beğeniyor, zihnini ke- Tmekte olan firar teşebüsünü mamıya tahammül etmekten daha ağır geliyor bana. Bu delikanlıyı bir başkası götürsün, çok yalvarı- rım sana. Demiş ve başını yere eğmişti. Başçavuş masasının başında, Halim de bulunduğu köşede ağlıyorlardı. Odayı matemli, hıçkırıklı bir ses- sizlik sarmıştı. Üçü de derin bir düşünceye dalmıştı. Nihayet baş- çavuşun yaşı katrelenen kirpikle- ri oynamış, nemli ve kızarık gözle- ri açılmıştı. Halecandan sarsılan yüreğine elini bastırmış, kısık bir sesle mırıldanmıştı: — Bölüğe gidecek değilsiniz ki. Mehmetçik başını kaldırmış, baş şavuşuna hayretle bakmış, bak- mış ve nihayet meraklı bir tavır- la sormuştu: — Bölüğe gidecek değil miyiz, Başçavuş?.. — Evet. — Ya nereye gideceğiz?.. — Dilediğiniz yere. Onu yolda kendi aranızda kararlaştırırsınız. Bu söz Mehmetçiği de, hayalinde, uğrıyacağı acı akıbeti yaşatan Ha- limi de şaşırtmıştı. Uzun uzun baş çavuşa bakmışlar, bakışmışlaf, niha- yet dayanamamış, Cevdet Efendi- nin üzerine atılmışlardı. Üç yurt dertlisi biribirine sarılmışlar, öpü- şe öpüşe ağlaşmışlardı. aşçavuş, masasının çekme- sinden çıkardığı Halimin ta- bancasını Mehmetciğe — uzatmış, ve: (Devamı var) BÖCEKLER VE MİKROPLAR Havada uçuşan, yahut oturdu- lerde, yatakl d. Slsreler b Tık Pa bile, dolaş bö, mikropları getirmeleri hekimliğin epeyce yeni bilgilerinden biridir. Fakat onların insanı sadece rahat- sız etmekle kalmıyarak kötü bir şey getirdiklerine de halk arasın- tel dolaplardan bellidir. Bunlar, tabil, sinekl, bizim yiyecekleri- mize ortak olmasınlar diye değil, onların üzerine zararlı bir şey ge- tirip te kokutmasınlar diye ittihaz edilmiştir. Yiyeceklerin kol il Bizi 1sırmasından ziyade, çir- kinliği, dokunması ve kötü koku- siyle rahatsız eden tahta kurusu da verem mikroplarını getirir, O- nun daha başka hastalıklar getir- diğine de misaller vardır. Fakat bit gibi, pire gibi ısıran böceklerin getirdikleri hastalıklar fl&!ım igıülıimleı'iı'lir. Lekeli hüm- Lanığının PLlUCLie BULUŞLURA nı, şüphesiz, bilirsiniz. Lekeli hum- maya tutulmuş bir hastanın ken- disi başkaları için hiç bulaşık de- ğildir. Vücudünden çıkan madde- lerin hiç birisi hastalığı hulaştır- bulaşık hastalıkların hemen he- men ayni hâdise olduğu da bu za- manın buluşu değildir. Pek eski zamanlardaki hekimler de hasta- hğı mayalanmağa benzetirlerdi... Ancak bu bilgi yakın zamana gelinciye kadar fence ispat edile- memiş bir kanaat halindeydi. Hal- buki şimdi böceklerin bize hasta - lhk mikrobu getirmeğe çok defa vasıta oldukları iyice sabit olmuş bir şeydir. : Böceklerin bazıları bizi hiç sok- madan mikrop getirirler. Bu mari- feti yapanlar en ziyade kara si- neklerdir. Bu marifeti nasıl yap- tığını anlamak ta pek kolaydır. Kara sinek hastalık mikrobu bu- lunan bir yere, en ziyade kirli maddeler üzerine konar, oradan kanatlarını bulaştırır, hattâ o mad- deleri yerken mikropları karnına indirir, sonra bizim yiyeceğimiz şeylerin üzerine, oturduğumuz yer- lere gelir, kanatlariyle, yahut kar- nından çıkardığı şeylerle bize m.ik- dığı halde, ancak hastanın vücüdünüz ürertadı, hat Bi ler başkalarına hastalık götürür- ler. Hastanın üzerindeki bitler te- mizlenince, — bulaşmak tehlikesi kalmaz.. Hastalığın bulaşması için mutlaka bitin hastayı ısırarak — 0- rodan mikrobu alarak sağlam » dama — gene ısırarak — götür- mesi lâzımdır. Bitler h yı racia hastalığın bulaşmasına da vasıta A Zettt molurlar, Fakat insanı ısırarak de- ğil, Bu hastalığın sebebini almış olan bitin insanı ısırmasında teh- like yoktur. İnsan ondan hastalığı kaşındığı vakit alır. İnsan kaşınir- ken bitin incecik ayakları kırılır, kırılan yerden bitin beyaz kanı çı- kar. Sonra insan, o beyaz kanı kendi eliyle; parmaklariyle oradan alarak gözüne götürür, hastalığın sebebi olan ispiroket gözden yvü-n cüde girer.., Haftalık Radyo Programı Ankara Radyosu Programını Büruda Bulabilirsiniz Pazar, 28. 5. 1939 12.30 Pragram, 12.35 Müzik (Küçük or- kestra - Şef: Necip Aşkın) 1 — J. Strauss (Neşeli vals operetinden) Buseler valsi. 2 — Lindermann (Volga) Potpuri. 13.00 Memleket saat ayarı, ajans ve meteorolo- ji haberleri. 13,15 Müzik (Küçük orkes- tra - Şef: Necip Aşkın) 38 — Niemann (Çarliston) Dans, 4 — J. Strauss (İlkba- har sesleri) Vals, 5 — Paduk (Paraphra- se), 6 — Tschaikowsky (Romans). 13.50 - 14.30 Türk müziği, 1 — Nihavent peşrevi, 2 — İsmail Hakkının nihavent bestesi: (Feryat ile yad..,), 8 — Rahminin niha- Poppy (Endülüs valsi), 3 — Flotow “Mar- tha” operetinin uvertürü, 4 — Ch. Silver “La belle au bois dormant” operetinden seleksyon. 18.30 Program, 18.85 Müzik (Neşeli plâklar) PI; 19.00 Konuşma, 19.15 Türk müziği (Fasıl heyeti), 20.,00 Memleket sa- at ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 0.15: Türk Mmüziği: — Mahur peşrevi, 2 — Şeref İncilinin mahur şarkı: (Alamam doğrusu), 3 — Dedenin mahur şarkı: (Sa- na lâyık mı), 4 — Klârnet taksimi, 5 — Kürdili hicazkâr şarkı (Aşkınla dolan si- neme), 6 — Kürdili hicazkâr saz semaisi, 7T — Artakinin eviç şarkı: (Aşkınla harap X, 8 — Yesari Asımın eviç şarkı: vent şarkı: (Saçlarına bağlı lı), 4 — Ni- havent şarkı: (Söyle nedir...), 5 — Arta- kinin nihavent şarkı: (Koklasam saçları- nı), 6 — Haci Arifin nihavent şarkı: (Şa- Tap iç gülfeminde), ? — Saz eserleri. 17.30 Program, 17,35 Müzik (Pazar ça- yı - Pl.), 18.15 Çocuk saati, 18.45 Müzik (Pazar çayı - Pl.), 19.15 Türk müziği (Fa- sıl heyeti), 20.00 Memleket saat ayarı, a- jans ve meteoroloji haberleri, 20.15 Türk müziği: 1 — Hicazkâr peşrevi, 2 — İsma- il Hakkı - Hicazkâr ağır semai: (Benim servi.,)) 3 — Udi Semil - Hicazkâr şarkı: (Lâyık mı sana), 4 — Ürviğin - Hicazkâr şarkı: (Mestim bu gece), 5 — Hicazkâr türkü: (Akşam olur), 6 — Hicazkâr türkü: (İzmirin içinde), 7 — Hicazkâr saz semai- si, 8 — Bedriyenin hicazkâr şarkı: (Müm- teziç aşkınla), 9 — Nobarın hicaz şarkı: (Ağlamış gülmüş), 10 — Mustafa Nafizin hicaz şarkı: (Göğsünde açılmış), 21.00 Ne- şeli plâklar - R. 21.10 Müzik (Feyha Ta- lay - Violonsel). 14 yaşında genç violo- nistin kardeşlerine konseri, Piyanoda - Dr, Markovitz, 1 — Sen (Seans) Kuğu kuşu, 2 — Brahms - Ninni, 8 — C, Cui - Ori- entale, 4 — D. Popper -Mazurka, 21.25 Müzik (Riyaseticümhur Bandosu - Şef: İhsan Künçer). 1 — Louis Ganna - Marş, 2 — F. Von Blon - Çiçek dergisi (Fantezi), 3 — Beethoven - Koriolan Uvertürü, 4 — Debussy - Küçük süit, a) Vapurda, b) Resmigeçit, c) Manuetto, ç) Bale, 5 — A- dolflotter - Hint tabloları. No, 1. 22.00 Anadolu ajansı (Spor servisi), 22.10 Mü- zik (Cazband) PL 22.45 - 23 Son ajans haberleri ve yarınki program. Pazartesi, 29. 5. 1939 12.30 Program, 12.35 Türk müziği - Pi, 13.00 Memleket saat âyarı, ajans ve me- teoroloji haberleri, 13.15 - 14 Müzik (Ha- fif müzik) PI. 18.30 Program, 18.35 Müzik (Oda müzi- FYÜŞMa VUÜRYOLUN Damtl), 19.15 Türk müziği (Karışık program - Fa- sıl heyeti), 20.00 Memleket saat âyarı, a- jans ve meteoroloji haberleri, 20.15 Türk müziği: İdare eden: Mesut Cemil. Ankara Radyosu küme heyeti, — 21.00 Konuşma, 21.15 Esham, tahvilat, kombiyo - nukut ve Ziraat Borsası (Fiat), 21.25 Neşeli plâk- lar - R. 21.30 Konuşma: Folklör (Halil Bedi Yönetgen), 2145 Müzik (Virtüoz- lar) PL 22.00 -Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın), 1 — Walther Schrader Akşam üzeri (hazin parça), 2 — Zieh- rer « Eşkiya öperetinden - Potpuri, 3 — (Benim öksüz benliğimde), 9 — Halk tür- küsü: (Elâ gözlerine kurban), 10 — Sarı kurdelâ. 21.00 Haftalık posta kutusu, 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo - nukut ve Zi- raat borsası (Fiat), 21.25 Neşeli plâklar - R. 21,30 Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın), İ — Backer (İlkbahar) me- lodi, 2 — Oscar Fetras (İkinci avcıları) Fantezi, 3 — Demersseman (Aranjuezde bir bayram), 4 — Drigo (Serenat), 5 — Paul Lincke (Olimpiyatlarda) Marş, 6 — J. Straüss (Artist hayatı) “vals”, 7 — Chopin (Nokturne) mi minör, 22.30 Müzik (Melodiler - Pl.), 23.00 Son ajans haber- leri ve yarınki program, 23.15 » 24 Mü- zik (Cazband) Pl. Perşembe, 1. 6. 1939 12,30 Program, 12.35 Türk müziği (PL), 13.00 Memleket saat ayarı, ajans ve me- teoroloji haberleri, 13.15 - 14 Müzik (Caz- band) Pl. 19.00 Program, 1905 Müzik (Dans mü- ziği - PL), 19.30 Konuşma (Ziraat saati), 1945 Türk müziği (Fasıy heyeti), 20,30 Memleket saat ayarı, ajans ve meteorolo- ji haberleri, 20.45 Türk müziği: 1 — Sali- min hicaz peşrevi, 2 — Rıfatın hicaz şarkı: (Sislendi hava), 3 — Şevkinin hicaz şar- kı (Sen bu yerden gideli), 4 — Faikin hi- caz şarkı (Ateşi suzani firkat), 5 — Tan- buür taksimi, 6 —Koşma (Ebruların zah- mi), 7 — Rahminin kürdilihicazkâr: (San ey canımın canı), 8 — Osman Nihadın kürdilihicazkâr şarkı: (Akşam güneşi), 9 — Salâhattin Pınarın kürdilihiçazkâr şarkı: (Aşkınla yanan gönlüm), 10 — Sa- lâhattin Kaynak muhayyer: (Ne zaman görsem onu). 21.30 Konuşma, 21.45 Es- ham, tahvilât, kambiyo - nukut ve ziraat borsası (Fiat), 21.55 Neşeli plâklar, 22.00 Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aş- itn) © — Becce (Namalfi serenadı), 2 — Levine (Humoresgue), 3 — Wilhelm Wa- cek (Marş), 4 — Michsli (Üçüncü küçük sült), 5 — J. Strauss (Viyana kanı) vans, 6 — Becce (Sı d), T —T ky (Uyuyan güzel, baletinden: Vals), 8 — Rubinstein (Kostümlü balo), 23.00 Son a- jans haberleri ve yarınki proğram, 23.15 - 24 Müzik (Cazband) PI, Cuma, 2. 6. 1939 12.30 Program, 12.35 Türk müziği - P. 13.00 Memleket saat ayarı, ajans ve mete- oroloji haberleri, 13.15 - 14 Müzik (Ka- rışık program - Pl.) 19.00 Program, 19.05 Müzik (Operetler - PlL), 19.30 Konuşma, 19.45 Türk müzi- ği (Fasıl heyeti), 20.30 Memleket saat a- yarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 20.45 Türk müziği: 1 — Suzinak peşrevi, 2 — Müstafa Nafizin sunizak şarkı: (Sensiz bu sabah), 3 —Mustafa Nafizin suzinak şar- kı: (Ümliasiz bir sevişle), 4 — Ahmet Ra- sim suzinak şarkı: (Söyle ey cananı ru- hum), 5 — Leminin hüseyni şarkı: (O gü- zel gözlerle), 6 — Saz semaisi, 7 — Ke- mençe taksimi, 8 — Arifin (Bir melek si- ma peri), 9 — Şevkinin (Düçarı hicri var) 10 — Mahmut Celâlettin paşanın (Nari tirkat), 11 — Mustafa çavus (Canım tez- dir), 21.30 Konuşma, 21.45 Esham, tahvi- lât, kambiyo - nukut ve ziraat borsası (fiat), 21.55 'Neşeli plâklar, 22.00 Müzik (Riyaseticümhur Filârmonik ork. Şef: Praetoriüs). L. Van Reethoven: 2 nci Sen- foni, Re majör Op. 36: a) Adagio molto - Allegro con brio, b) Larghetto, €) Echerzo - Trio, €) Allegro molto. ç G, Bizet : Roma Süiti: b) Allegro Vivace, c) Andante molto, ç) Tilegro vivacissimo. 23.00 Son ajans haberleri ve yarınki orogram, 23.15 - 24 Müzik (Cazband) PL Cumartesi, 3. 6. 1939 13.30 Program, 13.35 Müzik (Neşeli mü- zik » PL), 14,00 Memleket saat ayarı, a- jans ve meteoroloji haberleri, 14.10 Türk — müziği: 1 — Peşrev, 2 — Artakinin kür- dilihicazkâr şarkı: (Cismin gibi), 3 — Se- hak: (Çılgınca sevinç), 4 — Kemençe tak- simi, 5 — Faizenin: (Badel vuslat içilsin), 6 — Şemsettin Ziya: (Ey gönca açıl), 7 — Muhtelif saz eserleri, 14.40 - 15.30 Müzik (Karışık program - P1.), 15,30 Milli küme müsabakaları (19 mayıs stadından nak- len), 19.00 Program, 19.05 Müzik (Dens saati Pl), 19.30 Türk müziği (Fasıl heyeti), 20.10 Konuşma (Dış politika hâdieleri), 20.25 Neşeli plâklar - R, 20,30 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 20.45 Türk müziği: 1 — Refik Fersan: (Cihanda biricik sevdiğim sensin), 2 — Şevki: (Bil- miyorum bana ne oldu), 3 — R, Fersan: (Göğsümden kaçıp gittin), 4 — Şemsettin Müzik (Muhtelif seçilmiş beste, şarkı, ve semailer), 21.20 Temsil (Nedim — gecesi, Yazan: Ekrem Reşit), 22.00 Haftalık pos- ta kutusu (Ecnebi dillerle), 22.30 Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın: 1 — Fried Walter (Rüya) Keman solo ve or- kestra için, 2 — Volgraf (Kalbimi aşkla doldur) ağır vals, 3 — Rahmaninoff (Prd- lude), 4 — Borkiewicz (Gavot), 5 — Baff (Kavatin), 23.,00 Son ajans haberleri ve yarınki program, 23.15 Esham, tahvilât, kambiyo - nukut ve ziraat borsası (flat), 23.25 - 24 Müzik (Cazband) PI. Hans Stlip - Marş, 4 — Carl Rob - Te- zat operetinden - Potpuri, 5 — J. Strauss (Cenup çiçekleri), 28.00 Son ajans haber- leri ve yarınki program, 23.,15 - 24 Müzik (Cazband) Pl. , Salı, 30. 5. 1939 12.30 Program, 12.35 Türk müziği (PL), 13.00 Memleket saat ayarı, ajans ve me- teoroloji haberleri. 13.15. Müzik (Karişik program - P1,), 13,45 --14 Konuşma (Ka- dın saati - Ev hayatına dair.). 18.80 Program, 18.35 Müzik (Operetler - Pl.), 19.00 Konuşma, 19.15 Türk müzi- Bi (Fasıl heyeti), 20,00 Memleket saat a- yarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 20.15 Türk müziği, 1 — Udi Eşrefin Hüzzam peşrevi, 2 — Ahmet İrsoyün hüzzam şar- kı: (Hatırında kalsın), 3 — Faiz Kapan- cının hü: şarkı; (Seni gördü o şafak), 'Vel_ıı h pirelerle bulaşır, Bir pire bu hastalığın mikropları- nı İ dan insana, yahut fareden Mi hakı, buluyordu. Bu coşk zünden bir gün, bu yurt yavru- Nün tahammülünün ta robu bulaş Kara sineklerin kara h ikrobu getirdikleri luğu | epey danberi bilinir, bazı yerlerde haylice geniş salgınlara sebep oldukları bile vardır... Ko- A lera hastal salgın olduğu yer- * civarda düşman müdahalesini cel 'decek bir hâdise çıkarmasından k_korkuyordu. Halim ile evrakını irken; hy*Arkadaş. Demişti. Bu delikan- 1 sen götüreceksin. Haydi hazır- T ve şimdi yola çıkın. A slan yaradılışlı Mehmetçik ölma kendisine uzatılan. evrakı mıştı. Titiz bir hareketle baş- çav“Şllnu selâmlamıştı. Yaşlı göz- K “riyle odanın köşesinde ve ayak- lerde hastalığın sineklerle başladı- ğına ve sinekler kaybolunca, has- talığın da söndüğüne dikkat edil- mişti.. Kara sinekler hayvanlar - dan gelen şarbon hastalığının bu- laşmasına da sebep olurlar.. Di- ğ h v YA Kİ l Şi Ber göı ını, küçük çocuklara is- hal hastalığı getirdikleri de olur. Vei miksonl bul dığ da misaller vardır. Kara sineklerin — başka böcek- lerin de — bize hastalık bulaştır- j FUN ları için yiyeceklerimi- İ4 düran Halimi işaret ederel Aax Başçavuş, bir ricam var sana. kerim, balâdan gelen emre itaa- çok. Emret, şuracıkta öleyim. ":ı at., yurdumuza saldıran düşma- bir polisini öldürmeyi ben suç tü Bil, bilâkis vazife sayanlarda- !nim Verdiğin bu vazife, köyleri- 28 saldırılan küdurukların gözü l;:z“h önünde yaptıkları alçaklık- &, zulümlere karşı bir şey yapa- zin, yahut — göz hastalıklarında lduğu gibi — h ııırl" 1 uzuv üzerine konmalarına lüzum yoktur. Sinek her hangi bir yeri- mize, meselâ elimizin üzerine, ko- nar, Oraya mikropları bırakır. Sonra biz orasını kaşırız, mikro- bu tırnaklarımızın arasına alırız. insana götürür.. Fakat mikropları bfl'lkmısı insanı ısırmasiyle değil- dir, Pire insanı ısırdığı vakit ilk kan damlasiyle karnını temizler, 4 — Santur taksimi, 5 — Şükrü Şenoza- nin mahur şarkı: (Bu sevda ne tatlı), 6 — Hicaz türkü (Bağa girdim üzüme), T — Halk türküsü: (Şu dağları delmeli), 8 — Ali efendinin hicaz şarkı: (Samur kaşlım), 9 — Suzinâk şarkı: (Sensiz geceler), 10 — Musa Seyyanın hüzzam şarkı: (Sen san- emdiğini çıkarır. Sonraki daml ları karnında saklar. Daha önce Veba_lı bir hastanın kanını emmiş te mikropları almışsa, sağlam bir adamı ısırdığı vakit karnından çı- kardığı madde ile hastalığı bulaş- tırır, yani hastalığı ağzından değil de, öteki tarafından verir., Sıtma hastalığının da - sivri si- ıı_eklerle geldiğini bilmiyen artık kimse yoktur. Bizim memleketi - ııtiıde bulunmıyan hastalıkların boce'klerle nasıl geldiklerini söyli- yemiyeceğim, Böceklerin getirecekleri mik- roplardan korunmak için böcek- lerin kendilerinden sakınmak lâ- zim olduğu şüphesizdir. Fakat bu da dile kolay bir şeydir. Onların her birinden nasıl “korünulacağı ayrı ayrı birer bahistir. Ancak onlardan önce, i mikrop bakımından en büyük düş- manını bilmesi lâzımdır. Çünkü böcekler de çok defa bir insandan daha sonra gözümü ğ gölürürüz. Sineğin başladığı işi kendimiz tamamlarız. aldıkları hastalığı başka bir insa- na götürürler, İRAR ki baharın), 21 | 2115 Esham, tahvilât, kambiyo « nukut ve Ziraat bor- sası (Fiat). 21.25 Neşeli plâklar - R. 21.30 Müzik (Radyo orkestrası - Şef: H. Ferit Anlar), a) Adagio - Allegro, b) Andante, €) Menuetto - Trioı ç) Tilegro spiritoso. E. Grieg: Norveç dansları, Op. 35. a) Al- legro marcato, b) Allegretto tranguillo' e Brazioso, c) Allegro moderato alla Marcia, €) Allegro molto, - A. Dvorak: Slav dans- ları a) Nr. 8B, Grazioso e lento, b) Nr. 7, Allegro vivace, - J, Brahms: Macar dans- ları, Nr. 5 ve 6. 22.80 Müzik (Opera arya- ları - Pl.), 23,00 Son ajans haberleri ve yarınki program, 23.15 - 24 Müzik (Caz- band) Pl. Çarşamba, 31. 5. 1939 12.30 Program, 12.35 Türk müziği, 1 — Osman beyin hüzzam peşrevi, 2 — M. Ce- lâlettin paşanın hüzzam şarkı: (Kerem eyle mestane), 3 — Hüzzam şarkı (Çıkar yücelerden), 4 — Leminin (Yeter hicranlı sözler), 5 — Leminin (Sön aşkımı cana), 6 — Taksim, ? — Halk türküsü (Yürü dilber yürü), 8 — Halk türküsü (Demirci- ler demir...), 13.00 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 13.15 - 14 Müzik (Riyaseticümhur bandosu-Şef: İh-, san Künçer), 1 — G. Gesesse (Marş), 2 — (Başı 7 incide) Şimdiye kadar bizi taşıyan otobüsü, şimdi bu felâketli zamanda, biz mi taşıyacaktık? Makine çalışıyor, tekerlekler etrafa arasıra çamurlu bir su saçarak dönüyor. Omuzlar dayalı olduğu halde, araba itiliyor fakat o, rahatını bulmuş gibi, kati- yen ne ileri ne de geri gidiyor- du. B utün güç iİşlerin — başında ve başarısında olduğu gi- bi, burada da — etrafımızda bulunan köylüler, sapanlarını bıra- karak, imdada koştular. Yeni bir hamle, fakat ayni netice: Makine- nin feryadına Trağmen otobüs ça- murdan kurtulamıyordu. Bunu gören “Vakit,, in sakin, sa- mimi ve nükteli tahrir müdürü Bay Refik Ahmet birdenbire, bir itimadı nefisle: — —-Arkadaşlar, yürüyelim! Di- ye cesürane bir surette ileri atıldı. Otobüsle gitmek yürümetken daha kolay geliyordu. Beklemek yürü- meğe galebe çaldı. Bu zamanda, sa- hibinin başlarından gittiğini anlı- yan iki öküz, arkalarında sapanı sürükliyerekten, bize doğru geli- yordu. Köylü bunu görünce var kuvvetiyle: — Ovah, ovah diye bağırdı. O- küzler bir an için kulaklarını di- kerek, bulundukları yerde dura- rak, sesin geldiği tarafa baktılar. Arkasının kesildiğini görünce ye- niden yürümeğe başladılar. Otobüs kenarında ayakları çamura gömü- Köyün Ekonomik, Kültürel - Manivelâsı: Eğitmen lü, terli alınli köylü, dikildi ve bu defa daha kuvvetli, daha yüksek ve daha kızgın bir sesle: — O..Vah.. O...Vah diye bağır- di. Oküzler durdu; sesin geldiği ta- rafa tekrar baktı; sonra başların- dan biri çekiyormuş gibi, geriye dönerek, geldikleri yere doğru iler lediler. Hayvanların buahareketi, bu felâketli zamanımızda, bir neşe havası yarattı. Bay Hasan Âli Yü- cel gülerek: Z — İşte tabii eğitim, dedi. Hepi- miz güldük. On, on beş insanın birleşmiş kuvveti, küçük bir motörün işini göremiyordu. Otobüs bataklıktan kurtulamıyordu. Mandalara müra- caattan başka ümit yok denildi. Anlaşıldı ki, yalnız kuvvet, hiç bir iş görmüyordu. Onunla birlikte ze- kânın da işe karışması icap ediyor- du. Üç dört eski çuval bulunarak tekerleklerle çamur arasına sıkış- tırıldı. Sonra makine son bir ham- le ile geriye doğru işliyerek, zekâ ve kuvyetin yardımiyle, kendini kurtarmıya muvaffak oldu. Bu defa “yürüyelim arkadaşlar,, yerine “otobüse binelim arkadaş- lar,, denildi. Köy yolu üzerinde, biraz önce bilgisizliğin acı netice- siyle karşılaştığımız için, tecrübe- ye dayanan bir ihtiyatla ilerlemiye başladık. * (Köydeki tetkiklere ait intiba- ları müteakip yazılarda okuyacakl sınız.) A) Andante trangulllo - Alleğro aglitato, — — Ziya: (Denizin dalgasını dinliyorum), 21.00 —