11 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b e e v ; ) sadiyatının biribirini 10 -Almanya İle 150 Milyonluk Kredi Anlaşması (Baş: 1 incide) letleri de Alman iktısadi esaretinden kurtulmak için mahsullerine yeni müşteriler jaramağa başlamışlardı. Hattâ İngiltere, Türkiyeye 16 milyon Ingiliz liralık bir kredi açmış bulu- nuyordu. Doktor Funkun Balkan devletleri- ne ve bu arada Ankaraya seyahati, böyle bir zamana tesadüf eder. Al- man İktısat Nazırı Yugoslavyada, Romanya ve Bulgaristanda da t mas- lar yapmış, orada da bir takım iktısa- di anlaşmalar imzalamıştı. Doktor Funk bu seyahati esnasın- da maksadını saklamağa lüzum gör- memiş, Almanyanm bu memleket mahsullerine ihtiyacı olduğunu, ona mukabil de bu memleketlerin Alman mamul eşyasına muhtaç bulundukla- rını söylemişti. Hattâ Arıkarada ken- disine verilen bir ziyafette irat etti- ği nutukta fikrini aşağı yukarı şöyle ifade etmişti: — Biz, sizin bütün zirat mahsul- lerinizin müşterisiyiz, ne çıkarırsa- nız hepsini almağa hazırız. Buna mu- kabil de siz sanayi eşyasına muhtaç- sınız. leyh iki leket ikti- tamamlayan Ri karakterinden istifade etmek istiyo- — ruz. Bunda sizin de, bizim de men- ü “ manlarla anlaşmaktaki noktai naza- , faatimiz vardır. Biz bu fikirde değildik. Bizim Al- — rımız şu idi: Türkiye iktısadiyatında müstakil ve hürdür. Kiminle isterse onunla iş yapar. Almanlarla olan ik- —— tısadi münasebetlerimiz İngilizlerle iş yapmamıza mâni olmadığı gibi, In- gilizlerle yaptığımız iktısadi anlaşma- lar Almanların açmak istedikleri — krediden istifadeye bir engel teşkil S “edemez. Bu sebeple Almanların 150 — milyonluk kredi tekjifini de kabulde bix' mahzur görmedik. | İşte evvelki gün »Büyük Millet Maeliıimn tasdik ettiği Türk - Al- — man kredi anlaşması ;,budür. Balmı ” Bazılarmın kafalarında bir sual var: İngilizlerle siyasi müza- — kereler yaptığımız bir sırada Alman- ların açtığı krediyi kabul etmenin — mânası nedir? İngilizlerle yapmak ü- zere olduğumuz anlaşma, Almanlarla —- Olan iktısadi ve ticari münasebetimi- — ze halel vermiyecek midir? — — Bu sual varit değildir. Biz dahilde t İ ve hariçte, Türkiye için ve dünya i- çin sulh istiyen ve bunun için çalı- şan bir milletiz. Şu veya bu devlet- le yaptığımız müzakerelerde tecavüzi İ mahıyetı haiz hiçbir şey yoktur ve bu anlaşmalar hiç kimsenin aleyhine müteveccih değildir. Binaenaleyh şu veya bu devletle yapacağımız siyasi Ş anlaşma, diğer devletlerle olan ticari münasebetimize dokunmamak lâzım- dır. Nitekim Hitler, Nazizmin en bü- yük düşmanı bolşeviklik olduğunu ve Nazi Almanyanın en büyük gayesi Sovyet Rusyayı yıkmak ve parçala- 5 Mmak olduğunu ilân ettiği halde Nazi Almanya ile Sovyetler arasında tica- |ri münasebetler durmamıştır. Hattâ, İtalya Sovyet Rusya için yaptığı Taş- — kend krüvazörünü daha iki hafta ev- Öi vel teslim etmiştir. Ingiltere ile Al- manya arasındaki ticari münasebet- — Jler olduğu gibi devam etmektedir. 4 Binaenaleyh, bir devletin siyasi /— anlaşmaları, ticari ve iktısadi müna- sebetleri üzerinde zannedildiği kadar müessir değildir. Biz herkesle dost — geçinmek niyetindeyiz. Bütün gaye- miz bütün devletlerle normal ve mü- — savi şartlar içinde âöst yaşamaktır. Boksör Ekrem Dövüşe Hazır - Geçende hoksör Ekreme, Nurinin meydan okuduğunu yazmıştık. Bü 'hususta boksör Ekremden aldığımız — mektubu aşağıya dercediyoruz: “Askerlik durumum belli olduğu — için gerek evvelce bana meydan 0- — kuyan Nuriye ve gerek bir akşam gazetesinde maça davet eden Hristo- ya kendilerile karşılaşmağa her za- — man hazır olduğumun bildirilmesini mllhtcrom gazetenizden rica ede- Boksör: Ekrem Millet Meclisinde Arap Harflerile Yazılı Kitaplar Münakaşalara Sebebiyet Verdi (Başı 1 incide) dır. Eskiden mektep, şimdi okul de- diğimiz şey, içinde okutanlarla oku- yanların bulunduğu yerdir. Binaen- aleyh üniversite de bu ümumi şe- yin içerisinde dahildir. O halde o- kul, ilk mektepten en yüksek dere- celere kadar bütün tahsil müessese- lerini içine alan yerdir. Ziya Gevher Etili —Çanakkale— ilk mektepler de mi? Hasan Âli Yücel —devamla— e- vet ilk mektepler de.. “Kültür kurumları;t tâbirine ge- lince, kurum eskiden kullanılan ve şimdi de kısmen kullanılmakta olan “müessese,, nin mukabili “kurmak,, tan gelen bir kelimedir. Böylece “k rum,, tâbiri çıkmıştır. Kültür kuru- mu maarif cemiyetinin ismi hassı- dır. Burada kullanılan ismi cemidir. “Kültür kurumları,, deyince “maa- rif müesseseleri,, mânası anlaşılır. Onun için cemi ve müfret olduğuna göre bu kelimenin mahiyeti değişi- yor. Kitaplar meselesine gelince,' ilk- okullarda, orta okullarda ve İiseler- de okul kütüphanelerine alınacak kitapların listesini Maarif Vekâle- tiniz bu mekteplere gönderir. Bina- enaleyh falan ilk okuldaki başöğret- men arzu. ettiğine göre kitap alıp çocuklara veremez. Eğer böyle yap- mış olsa Maarif Vekâletinizin yap- ması lâzım gelen murakabe vazifesi ni yapmamış olur. Bu vazife yapıl- maktadır.,, Evvelce çıkmış olan kanun bu şe- kilde tefsir edildiği takdirde her- hangi bir başöğretmenin ilk okula keşfüzzunun, kitabını alırsa biz onu İzmir mebusu Mehmet Aldeım'ır. inhisarların anason fiyatlarını düşür- düğünü, 195 kuruşa satılan anasonun 50 kuruşa kadar indiğini, bu halin kesif bir müstahsil kütlesini zarara soktuğunu anlattı ve tedbir alınması- nı istedi. Bu arada rakının bizim mil- Ni içkimiz haline geldiğini ve bunun artık memlekete tamamile yerleştiği- ni söyledi. Bu cümleler üzerine bazı sözler yükseldi. “Bizim milli içkimiz ayran- dır” denildi. Iki saat kadar süren müzakerelerden sonra ve bütçenin heyeti umumiyesinin münakaşasın- dahn sonra İnhisarlar Vekili kürsüye gelerek şu izahatı verdi: İnhisarlar Vekilinin izahatı “— Alkolün mazarratı, alkolden nasıl kurtulunur bunlar — hakkında söz söylemek bendenize düşmez. Mü saade buyurursanız yalnız Vekâlete taallük eden kısma arzı cevap ede - yim. Yüksek Meclisce — malümdur. Hükümetin programında yüksek al- kollü içkilere karşı mücadele edile - ceği yazılıdır. Buna uyarak İnhisar- lar Vekâleti tetkikatta bulundu ve şöyle bir program çizdi ve bunu da Heyeti Vekileye Aarzetti. Program şudur: Biranın ve şarabın resimleri- ni indirmek bunların satışını müm- kün olduğu kadar kolaylaştırmak, rakı satışını kolaylaştırmamak ve şimdilik kırk derecelik bir rakı yapıp piyasaya çıkarmaktır. Bu program tabii bir başlangıçtır. Hükümetin ar- zusu yüksek derecedeki — alkolleri mümkün olduğu kadar ortadan kal- dırmağa çalışmaktır. (Bravo sesleri) Fakat bunu tedrici yapmak zarure - tini hissetmiştir. Bu başlangıçtır. Ga- yeye doğru gidilecektir. TAN Alman - İtalya Askeri İttifakı (Başı 1 incide) İtalya - Mısırla dostluk muahedesi yapmak istiyor Kahire 10 (A. A.) — Mareşal Bal bo bugün akşam yemeğini Misir Başvekilinin davetlisi olarak yemiş - tir. Yarın sabah hareket edecektir, Mısır gazetelerine göre, mareşal Mısır - Libyâ hududunun tahdidi ve bir dostluk paktının akdi için müza- kerelere bâşlanmasını istemiştir. Varşova gazetelerinin mütaleaları * Varşova, 10 (Hususi) — Varşova gazetelerini meşgul eden bir mesela Alman - İtalyan ittifakıdır. Gazeta Polskanın Berlin muha- birine göre “Almanyanın hedefi, İ - talyayı, mühim bir meselede karar vermekte 'serbest davranmasına im- kân bırakmıyacak surette kendisine bağlamaktır.” ) “Doby Wiezer” ları yazıyor: *“Yakm bir istikbalde Avrupanın vaziyeti bir “sinir harbi” şekline in- kılâp edecektir. Polonya her husus- ta böyle bir harbe hazırdır ve şahidi bulunduğumuz bütün — manevarları tam bir sükünetle takip etmektedir. Kurjer Polska gazetesi, Alman- ların Lehistan hudüduna yakın Bo- gumin civarına büyük — hoparlörler yerleştirerek propaganda yaptıkları- nı ve ayni hareketin hududun diğer taraflarında da yapıldığını anlatıyor. Lehistandaki Almanlara mensup olarak kargaşalıklara sebebiyet ve - ren 30 Alman muhtelif hapis ceza - larına mahküm olmuşlardır. Diğer cihetten Leh matbuatı Al- man polis kuvvetleriyle Doviliai köy lüleri arasında vukua gelen bir çar- pışma neticesinde üç ” Litvanyalının öldüğünü bildirmektedir. Köylüler, Alman koömiserliğine gıda maddele - rini vermek istememekteydiler. Köy lüler bir alay teşkil etmişlerse de polis silâh kullanmak suretiyle bun- ları dağıtmıştır. Macar gazetelerinden Peşter Loyt, Leh gazetelerinden bir kıımımn Ma- " PŞ A BĞ YS gazetesi ise şun- tecziye ederiz. Çünkü b verdi- ğgimiz Tisteye dahil değ#mm Vekâletiniz hangi kitabın ilkokulda okunması lâzım geldiğini herhalde takdir eder. ö Bundan sonra İbrahim Tali bir zamanlar başında bulunduğu 14 vi- lâyette eski harflerden hâlâ istifade edildiğini, şimdi de bazı dairelerde daktilolara âmirleri tarafından eski harfleri bilip bilmedikleri soruldu- ğunu söyledi ve bazı sualler sordu. Hasan Âli Yücel, ilk mektep kü- tüphanelerine eski yazı ile, Arap harflerile olan kitapların kullanıl- masmma müuvafakat ediyor musu- nuz? Yolunda İbrahim Tâli Öngö- ren tarafından sorulan bir suale kar- şı olarak ta şunları söylemiştir. Mevzuu bahis o değil. Yalnız şunu arzedeyim ki, şimdi maruzatta bu- lunduğum gibi okul tâbiri mutlak bir tâbirdir. Orada müstesna zikret- miyoruz. Bu izahatı müteakıp kanundaki o- kul kelimesinin kaldırılmasını ileri süren bir takrir okunarak reddedil- miş ve mazbata olduğu gibi tasvıp olunmuştur. Kırk Derecelik Rakı Çıkarılacak Ankara, 10 (Tan Muhabirinden) — İnhisarlar bütçesinin müzakeresine başlandı. Ziya Gevher, Mihri Pek- taş, yüksek dereceli alkollü içkiler- den halkın tehlikeye düştüğünü, bu- nun bir varidat meselesi olduğu ka- dar bir sıhhat davası da olduğunu, inhisarlar idaresinin içki iptilâsma karşı milletin sağlığı noktasından bu işi tetkik etmesi lâzım geldiğini ileri sürerek ufak şişeler içerisinde rakı satılmasının çok büyük tehlikeler meydana getirdiğini ilâve ettiler. Ziya Gevher bu işte memleket dok- torlarını salâhiyetli mütalealara da- vet etti, Rasim Kaplan gençlikte iç- ki iptilâsının yavaş yavaş azalmakta olduğunu söyledi, bundan sonra dök- tor Osman Şevki Uludağ, doktor Mü- nir, doktor Sadi Konuk söz aldılar. Meselenin yüksek veya alçak derece- li alkollü içki meselesi değil, bir kül- tür davası olduğunu, bir zamanlar ickinin tamamile menedilmiş olduğu halde bütün bahis mevzuu olan ip- tilânın aynen devam ettiğini söyle- diler, İnhisarlar İdaresine geçmesi mukar- rerdir, devri hazırlanmaktadır. Anason için mübayaatta müşkü- lât olduğunu yahut aşağı fıyat veril- diğinden mühterem mehuslar_:ian bi- risi şikâyet ettiler. Eğer bu muayyen bir yerde vaki bir hâdise ise lütfen sonra gelip tafsilât verirlerse meşgul olurum. Yanlış harekette bulunan - lar varsa alâkadar olur ve tekerrü - rüne mani oluruz. Bizim esaslı siya- setimiz anason ekicilerini himaye et- mek anasonlarımıza fazla İfiyat ver- mektir. Çünkü anason bize lâzımdır. Bu sene istisna olarak Suriyeden a- nason aldık. Çünkü mahsul bizde iyi olmadı. Bittabi olsaydı hariçten al - mazdik. Ümit ederim ki gelecek sene mahsulümüz iyi olur ve ihtiyacımızı tamamen memleketimizden temin e- deriz, a Barut meselesi 1 Barutun ve inl ın bahsetmekte ve şu;sözleri söylemek- tedir: “Öyle görülüyor ki, Polonyada Ma- caristana karşı rehberi hüsnü niyet olmayan bir hateket uyanmıştır.” Polonyanın Danzigteki umum ko- miseri Şodaki serbest şehirde bulu- nan Polonyalıların memlekete ve o- nun ihtiyaçlarına karşı çözülmez bağ- larla merbut bulunduklarını izhar etmek üzere hava müdafaa istikrazı- na ve milli müdafaaya 500 bin zloti- den fazla teberrü ettiklerini beyan etmiştir. Almanya - Litvanya ticareti Almanya - Lıtvanya ticaret itilâ- fını müzakere eden Alman murah- hasları tekliflerini Başvekil General” Cerniusa bildirmişlerdir. Murahhas- lar Litvanya ticaretinin yüzde 45 i- nin Almanya ile yapılmasını ve bü- tün Litvanya ihracat mallarının Me- raelden geçirilmesini istemişlerdir. kalkmasını arkadaşımız Kemal Ünal temenni ettiler, Barütüun ucuzlaya - bilmesi için evyelâ maliyetinin ucuz- laması lâzımdır, Barutu askeri fabri- kalar imal ediyor. İnhisarlar İdaresi de satıyor. Bu satışa mukabil ancak yüzde on kâr temin ediyor. Bu yüzde ondan vaz geçmekle, tetkik ettik, esaslı bir ucuzlama ol - mıyacaktır. Mevaddı iptidaiyesini ve imaliyesini ucuzlatmak lâzımdır. Ba- rut üzerindeki inhisarın kalkmasına gelince, bunun üzerinde ta eskiden- beri inhisar mevcuttu. Bunun sebe- bi varidatı mevzuu bahis olmaktan ziyade inzibat noktasından da evvel- denberi böyle olmuştur. İnhisar kalksa dahi bundan daha ucuz olacağ şüphelidir. Tütün işi Tütün için yüksek fiyatla piyasa açtığımızdan şikâyet — buyurdular. Yüksek fiyatla açarlar ki, tüccar da ona göre fiyat versin diye.. Demek bunun bazı yerlerde aksi tesiri olu- yor. Zürram mümkün olduğu kadar yüksek fiyatla, tütünü satabilmesini temin için alâkadar larımıza Papanın Sulh ' Teşebbüsü (Başı 1 incide) ciktirebilecek bir mahiyet arzetmek tedir. Ocuvre gazetesinde bayan Tabou- is diyor ki: İngiliz zimamdar mahfillerinin elinde bulunan vesikalara göre, bu teşebbüs hiç olmazsa bugün netice verecek gibi bir mahiyette değildir. Populaire diyor ki: Vatikanın dünkü tekzibi bilhassa şu bıkımdan lüzumlu idi: Küçük bir komite vasıtasiyle Danzig mese- lesinin halli belki bundan sekiz ilâ on beş gün evvel düşünülebilirdi. Fakat 48 saatten beri yani Milâno- daki Ribbentrop — Ciano görüşme- lerinden sonra hal sureti mühim Bu- rette değişmiştir. Bailby, Jour gazetesinde diyor ki: Danzig, bir Strazburg, bir Metz ve bir Paris'tir. Polonya serbest kal- mak istiyor. Avrupanın ve Fransa- nın arzusu da budür. —— direktif verilmiştir. Bu izahatı müteakip heyeti umu- miyesi üzerindeki müzakere kâfi gö- rülerek maddelere geçilmiş ve inhi- sar idarelerinin 1939 yılı bütçesi tas vip edılmışhr Mezktüir idarenin 1939 yılı masa- rifatı karşılığı olarak verilen tahsi - sat 8.658.468 lira tahmin edilip, va - ridatın ise 50.763.260 liradır. B. M. Meclisi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti teşkilât ve me - murini hakkındaki kanuna ek lâyi- hayı da tasvip ederek cuma günü toplanmak üzere içtimtâa nihayet ver miştir. Sovyet < — e — * *i1- 05 - 939 İngiliz Mukabil Teklifleri (Başı 1 incide) Cumartesi günü Cenevrede buluna- cak olan Potemkinin bu cevabı biz- zat Lord Halifax'a getirmesi ihtimal dahilindedir. Polonya - Rusya müzakereleri Varsova, 10 (Hususi) — — Sovyet Birliği Hariciye Komiser Muavini Potemkin Bükreşten buraya gel- miş, bugün öğle üzeri Hariciye Nazırı Bek tarafından kabul olun- muş ve ikisi uzun görüşmeler yapmış ve akşamleyin 16,45 te Moskovaya gitmiştir. Görüsme- Jerin mevzuu ve hedefi hakkında sıkı bir ketumiyet muhafaza edil- mektedir. Fakat Varşovadaki Sov- yet mehafili neticeden memnun görünüyor. B. Potemkin, nasyonal partisinin gazetesi olan “Curiyer Warszaws- eki” ye verdiği bir beyanatta ezcüm- le demiştir ki: Ankarada yaptığım görüşmeler- den pek ziyade memnunum. Bu gö- tüşmeler, sulhün takviyesine yar- dım edecektir. B. Gafenko ile yaptı- ğım görüşmeler, Sovyetler Birliği, büyük dostumuz Fransa ve Türki- ye de dahil olmak üzere tam bir se- ri devletin sulhün teminini ve tarsi- nini istihdaf ettiği hakkındaki dü- şüncelerimi teyit eylemiştir. Polonya — Saovyetler Birliği mü- nasebetleri hakkında da B. Potem- kin şunları söylemiştir: Ekonomik münasebetlerin — inki- şafı, iki memleketin menfaati ikti- zasımdandır. Polonyanın sulhün or- ganizasyonu — faaliyetindeki rolüne büyük bir ehemmiyet atfeylemekte- im. Gazeteler, Sövyet Birliğinin Var- şovaya yeni bir sefir tayin etmesin- den memnuniyet gösteriyor ve bü hareketi Sovyetlerin Lehistan ile mü- nasebetlerini normalleştirmiye bü- yük ehemmiyet verdiklerine bir delil telâkki ediyor. Sovyet birliğinin Var- şova sefirliği 1937 ikinciteşrininden beri münhal idi. Fakat bu vaziyet te iki taraf arasındaki münasebetlerin inkişafına mâni olmanmcıştı. Polonya ile Sovyet Rusya arasın- daki ademi tecavüz itilâfını teyit e- den geçen senenin sonteşrinindeki beyanat bu siyasetin bir ifadesi ol- muş ve Polonya ile Sovyet Rusya a- rasında normal komşuluk münasebet- lerini tesis etmiştir. Sefir Charnövun tayini, iki mem- leket arasındaki münasebetlerin nor- malleşmiş olmasının bir nişanesi ol- duğu gibi Sovyet ticaret mümessili Nikilinin tayini ile Sovyet Rusya - Polonya ticaret muahedesinin meri- yete girmesi de iktısadi münasebetle- rtin normalleşmiş olduğunun delilidir. Sovyetlerin mukabil teklifleri Londranın Sovyet mahfillerinde öğrenildiğine göre Moskovanın İngi- liz plânına iştirak etmek için ileri sürdüğü asgari şartlar şunlardır: 1 — Sovyet taahhütlerinin askeri anlaşmalarla tamamlanması, 2 — Garantinin Baltık devletlerine de teşmili. Hükümete yakm İngiliz mahfille- rinde söylendiğine göre, erkânı har- biyeler arasında görüşmeler yapılma- sı ihtimali imkânsız değilse de, i- kinci nokta yani Baltık devletlerinin de garanti meselesi yalnız İngiltere- hin iradesi ile yapılacak bir ış değil- dir. Ayni mahfillerde Ingiliz - Sovyet müzakerelerinin bir müddet daha de- vam etmesi kuvvetle muhtemel oldu- ğu ilâve edilmektedir. Prens Paul'ün 'Roma Seyahati (Başı 1 incide! yemişler, daha sonra Sinyor Mus- solininin ziyaretini iade etmişler ve daha sonra Roma valisini ziyaret et- mişlerdir. Prens: Pol, M. Markoviçle birlikte Pateona gitmişler ve akşam layın Kapitulde tertip olunan buyuk kabul r inde hazır bul şlar- dir. Kralım sarayında prensler şere- 'fine büyük bir ziyafet verilmiştir. Kont Ciano da bugün Markoviç şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Gazeteler, uzun: makaleler neşre- derek bu Zziyareti selâmlamakta, Prens Paul'un halk arasında kazan- dığı şöhretten bahsetmekte ve Pren- sin siyasi faaliyetinin muhtelif saf- halarını hatırlatmaktadırlar. Bugün Mussolini ile Prens Paul kırk dakika görüşmüşler, daha son- ra Mussolini, Kont Ciano ve M. Mar- koviç 50 dakika müzakerelerde bu- lunmuşlardır. ——— Deri İhracatı Hava kurumu, ve tuzlu kuru ko- yun derilerinin Almanyadan ve yer- li imalâthanelerden vâki olan talep- lerin artmış olmasından fiyatlar üze- rinde yükseliş olmuştur. Hava Kuru- mu olanların kilosu 60 - 62, tuzlu kurusu 50 - 52 kuruştan verilmiştir. Sığır derilerinden Kayseri mallarm- dan 12 bin kiloluk bir parti yerli fabrikalarımız tarafından kilosu 62 kuruştan satın almmıştir. -Talepler artmakta ve piyasa canhhğı da inki- şaf eylemektedir. ——— İngiltere Tiftik İstiyor Maruf Ingiliz fabrikatörlerinden birinin mümessili dün şehrimize gel- miştir. İngiliz mümessil piyasamız- dan mühim miktarda tiftik almak ü- zere alâkadarlar ile temasa girişmiş- tir. İngiliz müesseselerinin buü sene piyasamızla büyük işler yapacakları haber verilmektedir. çarR Va Yapak Satışları Dün Karabiga yapaklarından beş bin kiloluk bir parti kilosu 65 kuruş- tan yerli fabrikalara satılmıştır. Sov- yetlere satilan yapak ve tiftiklerin bugün yüklenmesi için hazırlıklar va pılmıştır. Sovyet vapurunun gelme- sine intizar edilmektedir. Dün Gelen ve Satılan Buğdaylar Toprak ofisi dün piyasamıza 144 ton buğday çıkarmıştır. Yumuşaklar 5,32, sertler 5.06.5. kuruştan satıl- mıştır. Yemlik çuvallı arpalar 4.25, dökme Mersin arpası 3.30, çavdar 4, sarı mısır dökme 4.16 - 4.20, ufak fa- sülye 12, ince afyon 550, susam 19.30 kuruştan satılmıştır. Piyasaya 55 ton arpa, 135 ton un, 25 bin kilo beyaz peynir ve 24 bin kilo zeytinyağı ge- tirilmiştir. Piyasa Hareketini Muhafaza Ediyor Dün piyasamızdan dış memleketle- re epeyce mal satılmış ve ihraç mu- leleri ikmal ir. Satılan mallar arasında Almanyaya tütün, yumurta, kepek, tiftik ve av derisi vardır. Italyaya kuş yemi, Bulgaris- tana balmumu, İsviçreye afyon, Da- nimarkaya susam küsbesi, İngiltere ve Kanadaya Mikset, Mısıra tütür gönderilmiştir. , s—irğiim n Niğdede Bahar Neşesi Niğde, (TAN) — Şehrimiz ve mu- hiti, senenin en güzel günlerini, ba- harı yaşamaktadır. Bu müstesna mey va ve elma diyarı, şimdi baştan a- şağı yemyeşildir, ağaçları beyaz, pen- be, kırmızı çiçeklerle ve havası, çi- çek rnyihalarıle doludur. Dereleri gü- rül gürül akmaktadır. Denilebilir ki Niğdeliler, bahara başka her yerdekilerden daha düş- kündürler. Her sene 13 nisanda baş- layan ve Kayabaşı, Kır bağları, Kaya ardı, Tepebağları cumaları diye mev- kilerinin adı ile anilan seyranlar her pazar biribirini takip etmekte, bütün aileler çoluğu çocuğile küzülar kese- rek, oyunlar oynayarak neşelenmek- te, bahardan istifade etmektedirler. Tilmict Kızıltepede Bir Çocuk Bir Çocuğu Kurtardı Kızıltepe (TAN) — Bakkal Meh - medin dört yaşındaki oğlu Adil ku- yuya düşmüş, kadınların feryadı ü - zerine yetişen mektep talebesinden on dört yaşında İbrahim Erdinç ku- yuya inmiş ve çocuğu kurtarmıştır. * Kızıltepe (TAN) — Ekmekleri iyi pişirmediği için fırıncr Abdülka- dir Yedikardeş, belediyece para ce - — zasına çarptırılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: