20-4-939 Kral Zogonun çok sevdiği kızkardeşlerinden bir merasim sırasında.. eraldin Nasıl Sevdi, Evlendi? Ke Jeraldinin kendisi, bana Kral Zogo ile geçirdi- ği aşk macerasını, Arnavutluğun hükümet merkezi olan Tirandan birkaç mil mesafede yanyana do- Jaştığımız sırada anlattı. Hikâye, tesadüfen buluşma bir saray balkonunda izdivaç teklifi, ve küçük bir sarayda müşterek ha- yat hikâyesidir. Kral Zogonun, gaçliği sırasında dostları çoktu ve Vıyananın müzi- ğini çok sevdiği için bu şarap, ka- dın ve nağme şehrini sik sık zi- yaret ederdi. Kral Zogonun saray onun bir gün bir İtalyan prensesi ile evleneceğini sanıyor- lardı. Fakat kralın kendisi “evle- neceğim kadin hakkında ancak kendi kalbimle istişare edeceğim... diyor ve bu sözü tekrar ediyordu. Hattâ bir gün kendisine münasip biz kadınla evlenmek lüzu nd bahseden ve bir çok nazırları, me- büslari toplayan bir mecliste de ayni sözü söylemişti. Mecliste bu- lunanların biri Macaristanın Ro- ma sefareti ataşelerinden Kont Bethlen'di ve Kontun bir kuzeni vardı ki, adı Kontes Jeraldin Ap- ponyi idi, Kontes bir kâtipti örüyorsunuz ki, hikâye tam bir müzik komedisi gibi baş yor. Kontes Jeraldin genç, güzel ve son derece cazipti. Budapeşte müzelerinin birinde kâtiplik edi - yor, bir müddettenberi Arnavutlu- ğun sanati ve Arnavutluk işleri ile alâkadar oluyordu. Kuzininin Arnavutluğa gidece « Eini anlayınca kendisini de bera- ber gölürmesini istemiş, o da razı olmuş, Jeraldin de valizine iki kat elbise, iki gecelik, bir çift çorap ve bir diş fırçası koyarak yola çıkmış. t.Çünkü Arnavutluk seyahati niz İki gün devam edecekti. Fa- din saraya gitmedi ve manzaralarını temaşa et- mekle iktifa etti. Ertesi günde Kont Bethlen onu şehirde gezdi- recekti. İki kuzin, kol kola girerek gezip dolaşıyorlardı. Ana yoldan saparken siyah bir otomobil gö ründü. Kont, “Kral!” dedi. Genç kontes alâkadar olarak yürüdü ve kralın geçişini seyretti. Otomobil yavaşlamış ve ktal da genç konte- si görmüştü. Gördükten sonra # damlarından birine sordu: — Bu kız kim Güzel değil mi? Kim olduğunu tahkik ediniz de da- na bildiri: İzdivaç teklifi ir saat sonra kral, genç kr- B zın kim olduğunu öğren - miş, ve onu o akşam sarayda Ve- tilecek ziyafete davet etmişti. Genç kontes, o gece saraya var rp kabul salonuna girdiği zaman kralın gözleri onun üzerine dikil- Mişti. Kralın onunla alâkadar ol- duğu besbelli idi. Kabulden sonra verilen yemek- te kral, genç Macarliya kendine çok yakın bir yer vermek istemiş. Buna imkân bulamamıştı. Fakat, yemekten sonra kontesi balo salo- mia ma lan Yazan S ğkiremenmiz | Marianne Oesterreicher nuna götürmüş ve çalgı “Tuna dalgalarını” çalmağı başlamıştı. Ikisi dansediyor ve almanca ko- muşarak anlaşıyorlardı. Daha sonra ikisi balkona çıktı. lar. Kral, gözlerini dağlara dike- rek sordu: — Arnavutlukta misiniz kontes? — Elbet, çok güzel bir memle- ket.. Fakat kraliçe Jeraldin, teklifin bir izdivaç teklifi olduğunun far- kında değildi. Bunu sonra anladı, O akşamdan sonra kral nişanlı sını yalniz bırakmadı. Fakat Je- raldin, âlemin ortasına çikmağa yarar elbiseler tedarik etmek ihti- yacında İdi ve bunun iiçin Roma veya Parise gitmek istiyor, fakat kral razı olmuyordu. Nihayet Je- raldinin ölçüleri alındı. Ben Viya- naya, diğe rbir arkadaşı da Parise, yapmak üzere kalmak ister onun siparişlerini gittik. Jeraldinin Arnavutluğa ayak bas masından beş hafta sonra kral ile nişanlandığı ilân olundu ve birkaç gün sonra kocam, krala bir takım mücevherleri göstermek üzere ça- darildı. p Kocam, mücevherleri masanın ü- zerine yaymış, kral da dilediğini seçmek üzere nişanlısını çağırmış» Kraliçe JERALDİN tı. Tam onun odaya da kralın gözüne zü: lip ilişmiş, o da bu salibi alıp ce- bine koymuş ve bunu umulmıyan bir hediye olarak takdim edeceği- ni söylemişti. Kralın kendisi Müs- lümandı. Fakat karısına ilk hed yesi, onun dinine hürmet gösteriyordu. ğini Jeraldin, nişahlılığı sırasında, bu gün Ttulyan askeri memurların ikametine tahsis edilen küçük otel- de ikamet etti, Fakat çok geçme den ilk anlaşılan nokta, ftalyanla- rın bu izdivaca muhalefetleri odu. İtalyanlar daha yüksek seviyeli bir kadınla evlenmesi lehinde idi- ler. Fakat, Kral Zogo kararmı ver- miş ve dediği gibi gönlünün İlha- mı ile evlenmişti, Bir bahçıvan kızı irkaç yıl önce Kral Zogo, Viyanalı bir kızı sevmiş ve kocamdan ona mücevherler alıp he- diye etmişti. Bu kadın Franzi Janko idi ve bir bahçıvanın kızı i- di, Kral, bu kızı operada görüp be- ğenmiş ve ona Tiranda bir vihi yaptırmıştı. Fakat kralın anası, o- nun bu kadınla evlenmesine razı olmamış, bunun Üzeri Franzi se- yahate çıkmış ve Şanghayda hum- maya tutularak sıhhati harap ol- muş ve bir daha kralı görmemişti. Kralın sarayı 20 odalık bir ko- naktır, Kral Zogo, sarayın tefrişi; karısına bırakmıştı. Fakat bu 5 da Avusturya Almanya tarafından ilhak edilmiş olduğu için, kocam ancak gizli bir zabıta memurunun nezareti altında seyahat etmiş, ba- Ba da ona refakat için müsaade &- dilmemişti. iü Kocam krala, 30 bin Ingiliz lira- | sı değerinde mücevher satmış, fa- kat geri döndüğü zaman, parayı birlikte getirmediği için, hapse a- tr. Alelâde bir müşte ra için sıkıştırmak mümkündür. Fakat bir kra rilmazdı ya bir mektup ya: diği takdirde onun başına neler gelebileceğinden * bahsettim Para bir Çekle gönderilmiş, ben de xo- camın tahliyesini beklemiştim, fa- kat kocam tahliye edilmemiş ve ye- di ay mahpus kalmıştı. Niha kral Zogo bana da, kocama da Ar- navutluk pasaportu verdiği için Arnavutluğa gidebildik Zogonun hususi hayatı Kral Zogo anası ile altı hemşi- resini son derece seven bir adam- dir, üç sene evvel ölen anasının, üzerndeki tesiri çok derindi. Kral Zogo anası için, bir tepe Üzerinde yeşil granitten bir türbe yaptır - mıştır. Türbenin üzerinde mer- merler kar gibi göze çarpar. Kral, çalıştığı zaman anasının türbesi ni görmek için bir takım duvarla. Ti yıktırıp pencereye çevirmiştir. Kralın altı hemşiresi de sporcu modern kızlardır. Kraliçenin re simlerine baktınız mı onun boya kullandığını sanırsiniz. Halbuki bir gün de dudak boyası, hattâ pudra kullandığını — görmedim. Kralın hemşireleri de aşağı yukarı ayni vaziyettedirler. Kocam, ilk defa saraya davet o- lunduğu zaman kral, Franzi Jan ko'yu seviyordu. Kral kocamı sâ- rây mücevhercisi tayin elmiş ve en nefis mücevherleri getirmeyi is- temişti, Kocam, Tirana vardığı zaman kralın huzuruna nasıl çıkmak lâzim geldiğini sormuş, trak giymesi ve madalyalarını takması söyleimi ti. Kocam da bu şekilde hareket etmiş, gönderilen bir etomobille saraya gitmiş, sarayın "kapıları â- çılmış ve huzura kabul olunmuş- tu, Bir de ne görsün, kral deniz es- vabile oturmuyor mu? Bir gün kraliçe Jeraldin ile oda- sında oturuyorduk. Bana şunları an lattı: — Arnavutlukta öpüşmek Sdeti yok. Burada yalniz erkekler biribirlerini öper. Fakat erkek kadının yahut kadın erkeği öpmezi Kraliçe sonra bunları ilâve etti. — Sonra burada hiçbir kadın kaç yaşında olduğunu bilmiyor. Hattâ kral bile akrabası olan kadınların yaşlarından haberdar değil Cün- kü kadınlara nüfus kâğıdı verilmi- yor. Bu yüzden bütün kadınlar hep otuzdan aşağıdırlar. Erkekler de, bunu hoş görüyorlar. Sinema Âleminde: Komik Şarlo Elli Yaşında BU SEVİMLİ “ DİKTATÖRLER,, SANATKÂR ŞİMDİ İSİMLİ. YENİ BİR FİLM ÇEVİRMEKLE MEŞGUL odvil oyuncusu ana babanın oğlu olan Şarl Chaplin, ge- çen pazar günü hayatınm ellinci yıldönümünü kutlamış ve bütün dünyanın kendisini tebrik etmek- ten zevk aldığını görmüştür. Şarlo, geçen şubatta “Diktatör- ler” adlı bir film hazırladığını ilin etmiş, diktatörlerle alay edeceği- ni anlatmış, bu haberler derhal bü- tün dünyayı dolaşmışı ve o zaman Şsrlonun hiç bir sinema yıldizının cüret edemediği bir işe teşebbüs iği anlaşılmıştı. Çünkü Şârlo, siyasete karışıyordu. Şarlonun mevzuunu ilân etmesi üzerine, her yerde, herkes, onun neler yapacağından bahsediyordu Verilen malümata göre Şarlo mar- tın 15 inde bu filmi çevirmiye baş- ıyacaktı. Başlayıp başlamadığı bel- Hi değil Bütün malüm olan şey, o- nun yeni tesisat yapmak ve hazır- iklarını tamamlamak için yarım milyon dolar sarfettiğidir. Sonra Şarlonun Pariste bulunan kardeşi Syd Shaplin'i Holiyuda çağırdığı bildirilmektedir. Bu da son derece mânidar bir harekettir. Çünkü Şar- lonun karde ni çağırtması, bir iş yapmağa ar verdiğini ifade &- der. Syd Chaplin, kuvvetli bir kome- diyendir ve kardeşi başka bir mes- leğe sıçradığı takdirde onun yerini kolaylıkla doldurur ve şöhretini ü- zerine âlabilir. arlo, 1910 da Amerikaya gi- derek Fred Camo kumpan- yasında çalışmış, iki sene bu kum- panya ile birlikte çalıştıktan son- Tâ sahneden ayrılmamak Üzere In- giltereye dönmüştü. Onun Ameri. kaya tekrar gitmesi üzerine bir hâ- dise vuku buldu. Şarlo, yine Fred Cems ile birlikte çalışıyor ve bir sarhoş adam rolünü yapıyordu. Fa- kat Adam Kessel namında paralı bir adamın nazarı dikkatini cel - betmişti, Ikisi bir müddet için be- raber çalışmışlar. Kısa bir zaman sonra, Şarlo ayrılarak kendi teş- pacağı işin müdürlüğünü kardeşi- ne vermişti. Syd ile o zamandan başlıyarak Şarlo ile beraber olan Alfred Reeves te hâlâ öndan ayrıl- mamıştır, Nitekim. “Diktatörler" adlı filmde de yine bunlar kendi- sine yardım edeceklerdir. Şarlonun stüdyolaru her eseri tamamladıktan sonra dört yıllık bir -ahat geçirir. Fakat yirmi iki senedir çalışan ve bunlara bakan ylıklı memurlar vardır. Şarlonun metodu çalışmak. dü- ŞARLO zeltmek, tecrübe etmek, bırakmak, tekrar almak ve da'ma işi ile mektir. Bu yüzden Holivudun bü- tün kralları ona dalma n derin say» giyı gösterirler ve onun ne yapa- cağını beklerler. Fakat bunların hepsi Şarlonun kendine ait olan kanunu tanıdığini ve başka bir kanun tanımadığını söylerler, arlonun insanlığa karşı me- saj sahibi bir sosyolojist o- lup olmadığ ıbahsine gelince, Ho- İlvut bu gibi mesajların eri ol madığını sanıyor. Şarlonun sosyolojist olup olma- düğü Holivut haricinde de müna- kaşa edilmiş ve şu neticeye varıl- mıştır: Nasıl, Şarlonun dostu olan Velis bir komediyen değilse; Sar- lo da sosyolojist değildir. Nitekim onun modern zamanlar adlı eseri sosyoloji bakımından orijinal sâyı- lamıyacağı gibi derin de sayılamaz. Fakat bu eser, Şarlonun iiğer e- serlerini, fikir bakımından son de- rece çıplak göstermiştir Bununla beraber onun “Dikta- törler” adıyla hazırladığı * eserin. diktatörlerin gülünç taraflarım teş hir ederek herkesi güldürdüğü miu- hakkaktır, Şarlonün elli yaşına vardığı gün bütün: insanlıktan gördüğü “şey, şükrandan ibarettir. Fakat bu şük- ramın sebebi onun sosyolojik dü- şünceleri değildir, Onun komik de- hasınadır, , büyük herkes, Şarlonun sinema perdesinde kazandığı muvaffakıyeti alkışlıyor.