10 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v Ğİ a gğ aj e BaLa a çe m Ki AA Beiiğü, eee a çe e PENCEREMDEN Edebiyat Kamusu Yazan: M. Turhan TAN enç Maarif Vekilimizin bir ede. istediğini ve sözle değil bilgice edip olanlardan bir iki güzideyi bu iş için seçtiğini gazeteler beş on gün evvel yazmışlardı. Bence çok büyük bir ih- tiyaca cevap verecek olan bu isabetli düşüncenin yürüyüp yürümediğini bilmiyorum. Fakat gazetelerde ede - biyat kamusuna dair yeni bir haber yok. Böyle bir eserin - mümkün olduğu kadar hızla - vücuda getiril - mesi bence Türk edebiyatının Türki- yede anlaşılması için gereklidir. Çün kü muhtelif âmillerin ibramile edebi- yatımız sıfırdan aşağı düştüğü gibi daha dün denilecek kadar yakın bir tarihte ve meselâ otuz yıl önce yazılk- mış edebi kitaplarımızı okumaya da imkân kalmamıştır, Edebiyat muallimi var ki Nefi'yi dürüst okumaktan . âciz demeğe di - lim varmıyor - müstenkiftir. Çünkü Nefi'yi Türk saymıyor. Edebiyat der- si alan gençlerimizin içinde Fuzuli'yi anlayanlar Şeyh Galibi kekelemeden okuyanlar ya hiç yoktur, yahut par- makla sayılacak kadar azdır. Fakat bu vaziyetin hicabı ne o mu- allime, ne de talebeye aittir. Türk - çeyi türkçelikten çıkaran Eslâfın bu günahtaki hissesi kolay kolay unutu- lamayacak kadar büyüktür. Lâkin Türk edebiyatının Türkiyede anlaşı - lamaması ve bugünün her hangi bir Türkü kadar Türk olan eski şairleri- mizin yabancı bir millete mensup - muşlar gibi hissen yadırganması, milliyet bakımından göz yumulması- na imkân olmayan başka bir vaziyet daha vücuda getiriyor ki o da yirmi, yirmi beş yıllık bir edebiyata ancak malik olduğumuz zehabını ran garip tegafüldür, Açık konuşalım: Mekteplerde ta- rih dersi verirken asil ve necip mille- timizin bütün haklarını, bütün şeref- lerini öğretmeğe çalışıyoruz ve bu pek gerekli vazifeyi ifa sırasında yer yüzündeki kıdemimizi de tebarüz et- tiriyoruz. Lâkin edebiyat dersi verir- ken koca koca asırları - bütün şahsi- yetleriyle ve —bütün eserleriyle - atlayıp dikkatimizi — yirmi — otuz yıllık kısır sahası içinde sürün - dürüyoruz. Bu suretle tarih ve ede - biyat dersleri arasında adetâ bir tea- ruz ve tenakuz husule geliyor. Bunun sebebi eski edebiyatın - dilimizde beliren o güzel sadelik do- layısiyle . anlaşılamamasıdır. Şüphe yok ki Eslâfı okumak ve yüzlerce yıllık bir edebiyat sahibi olduğumu- zu anlamak için dilimizin bugünkü güzelliğini feda edecek değiliz. Lâkin kökü çok eski devirlere kadar uza- nan ve muazzam bir tarih teşkil e - den edebiyatımızı da inkâr etmek gafletinde ısrar etmemeliyiz, Birbirine zıt gibi görünen bu iki noktayı telif için neler yapılmak lâ - zım geleceğini düşünenlerin ilk lâh- zada hatırlayacakları tedbir, itika - dımca, bir edebiyat — kamusu yap - maktan başka bir şey olamaz, Şu hal- de - tanınmış bir edip olan . Maarif Vekilimizin ortaya attığı düşünce bütün edebiyat severlerin dilekleri - ne uygun düşmüştür. Elverir ki ©o düşünce, coşkun bir canlılıkla yürü- sün, hedefini bulsun ve edebiyatı - mız da soyu sopu belirsiz bir şey du- r da kalmak kurtul: x 1 — Beyazıtta Tabanca sokakta ylrmi numarada Bay Niyaziye: uyandı - resini bildirirseniz arzunuzu daha iyl.bd[; biçimde yerine getirmeğe çalışacağım. 2 — Kiymetli bestekârimiz Bay Leml- ye Mektubunuzu aldım. — Adresinizi de Jütfederseniz müteşekkir olurum. M. V. biyat kamusu tertip ettirmek enı'zbank Umum Müdürü AnkarayaGitti Denizbank umum müdürü Yusuf Ziya, dün akşam Ankaraya gitmiştir. Umum müdürün hareketinden evvel ilk defa olarak yeni Denizbank idare meclisi bir toplantı yapmıştır. İdare meclisi reisi Hâmit, Yusuf Ziya, ve Ziyanın iştirakile yapılan bu toplan- tıda Denizbanka ait işlere dair An- karada İktısat Vekâleti ile yapılacak temasların esaslar: tesbit edilmiştir. Müdür muavinlerinden Harunun Al- manyaya gideceği hakkında verilen haber doğru değildir. Harun bir mu- harririmize böyle bir tasavvuru ol- madığını söylemiştir. Etrüsk hakkmım- da sorulan bir suale cevaben de ge- mi seferden alıkonulmamıştır. Sefer- lerine devam edecektir. Gelen Alman heyeti gemiyi gezdiler. Fakat yazıl- dığı gibi gemide sefere mâni olacak bozukluklar yoktur, demiştir. POLİSTE : Hırsizlik Vakaları Çoğalıyor | Hırsız Nizamettin ile yatakları Haydar ve Bayram Aylardanberi evlerin damlarını duvarlarinı delip içeri girerek bir çok eşyalar aşıran sabıkalılardan Nizamettin dün yakalanmıştır. Ni- zamettin en son Beyazıtta Kethüda caddesinde İmam Abdüleşkerin e- vine girmiş 250 lira ile bir küpe, bilezik vesaire aşırmıştı. Dün suç- larmı itiraf eden sabıkalı çaldığı eşyaları kendisine yataklık eden Haydar ile Bayrama sattığını söy- lemiş biraz sonra bunlar da yaka- lanmıştır. Suçlular bugün adliyaye verileceklerdir. Denize Düştü İstinyede Dok Fabrikasında çalı- şan Ali çalıştığı Tavanç vapurunun güvertesinden denize düşerek muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. Ya- ralı tedavi altına alınmıştır. * Beyoğlunda Yazıcı sokağında oturan 55 yaşında Yuvanidis İstik- lâl caddesinden geçerken birdenbi- re düşüp ölmüştür. Yapılan muaye- nesinde kalb sektesinden öldüğü anlaşılmış defnine Truhsat veril- * Çemberlitaşta Mustafanın kah vesinde oturan ve ikisinin de adı Mehmet olan iki genç arasında ©- yun yüzünden çıkan bir kavgada bunlardan birisi sert bir cisimle ba- şından yaralanmıştır. Yaralı teda- vi altına alınmış, suçlu yakalanmş- tır. KAN 10-3-939 — Maarif Şürası İçin Hazırlanan Rapor Maarif şürasına arzedilmek üzere İstanbuldaki orta tedrisat milessese- leri hakkında hazırlanan rapor, dün Maarif Vekâletine gönderilmiştir. Bu arada en fazla üzerinde duru- lan noktalar şunlardır; Liselerde Mektep binalarının, bütün teşkilât ve teferrüatını içine alabilecek bir şekilde olması, ders vasıtalarının ta- mam ve modern bulunması, bü vası- taların istimalini gösterir bir broşür hazırlanması, her sene, ders malze- mesinin istimalini öğreten kurslar a- çılması, mektep kütüphanelerinin zenginleştirilmesi, muallimlerin ba- remdeki mebde maaşlarının bir de- rece yükseltilmesi, yüksek muallim mektebi kadrosunun genişletilmesi, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya fakül- tesinden orta tedrisat için elemanlar yetiştirilmesi, Ankarada bir yüksek muallim mektebi tesisi, muallimlerin haftalık ders saatlerinin azami — 24 saate indirilmesi, nazari derslerin her gün öğleden evvel verilmesi, öğ- leden sonraki zamanların tatbikata ve serbest çalışmalara tahsisi, ilk mektep mezunlarına mahsus muhte- lif meslek mektepleri tesisi, yazılı Raporda Ders Saatlerinin İndirilmesi ve Bir de Eleme İmtihanının Yapılması İsteniyor imtihanların, senenin gayri muayyen zamanlarında yapılması, askeri kamp ların esaslı surette islahi ve kamp- ların mektep binaları haricinde ku- rulması, olgunluk imtihanından ev- vel bir eleme inıttihanı yapılması. Ortaokullarda 4 Raporda orta mekteplere kabul e- dilecek talebelerin yaş hadleri değiş- tirilmiştir. Rapora nazaran orta mek- tepler ancak 12 ile 15 arasında bulu- nan gençleri kabul edeceklerdir. 15 yaşını ğeçen bir genç orta mektebin ilk sınıfına kabul edilmiyecektir. Bunlardan başka raporda şunlar talep edilmektedir: Orta mekteplerde müdür muavin- lerinin yalnız büro ışlerile değil, ay- ni zamanda disiplin işlerile de meş- guül olmalarının ve stajyerlere ait ta- limatnamenin tamamen tatbikinin temini, mektep müdürlerinin. mua- vinler arasından seçilmesi. orta mek- teplerde kurulacak olan terbiyevi te- şekküllerin faaliyetlerine dair — bir ana yasa kabulü, hâkimlerin vazife esnasında elbise giydikleri gibi mu- allimlerin de ders ve vazife zaman- larında bir iş elbisesi giymele-inin mecburi tutulması. BELEDİYEDE : Müntehibi Sani Seçimi Başlıyor İntihabı mebusan teftiş heyeti, ge- rek İstanbula, gerekse civar kazalara ait müntehibisani listelerini hazırla- mıştır. İstanbul vilâyeti için 1670 müntehibisani tesbit edilmiştir. Bu miktarın 1311 i belediye hududu da- hilindeki kazalara aittir. Geri kala- nından 62 si Silivriye, 36 sı Yalova- ya, 34 ü Kartala, 94 ü Çatalcaya, 39 u Şileye aittir. Teftiş heyeti gerek kazalarda, ge- rek şehir dahilinde rey sandıklarının konulacağı yerleri de tesbit etmiş bu- lunmaktadır. Bu yerler, intihabatın başlıyacağı 15 marttan bir gün evvel ilân edileceklerdir. Cezelandırılan Esnaf Belediye müfettişlerile zabıtai be- lediye memurları grup halindeki tef- tişlerine devam etmektdirler. Dün Tahmis sokağındaki ekmekçiler kon- trol edilmiş ve bu ekmeklerden 30 tanesinin vezni noksan zuhur etti - ğinden, satıcılarına ceza verildiği gi- bi ekmekler de musadere edilmiştir. Ayrıca Bahçekapıda bir sütçü, Sir- kecide bir lokanta temizliğe riayet etmediklerinden, Şehzadebaşında bir sinema fazla müşteri almak ve izdi- hama sebebiyet verdiğinden, Beyoğ- lunda bir kasap ağır kâğıt kullanmak suretile müşterilerin haklarını yedi- ğinden dolayı tecziye edilmişlerdir. DENİZ ve LİMANDA : Güneysu Fırtına Yüzünden Gecikti Evvelki akşam başlıyan lodos fırtı- nası gece yarısından sonra kara yele çevirmiş ve şiddetli yağmuru mütea- kıp dün sabah sehrin muhtelif yerle- rine kar yağmıştır. Karadenizde de şiddetli fırtma de- vam etmiştir. Üç gündenberi süren fırtınanın tesirile Güneysu dört gün- lük bir gecikme ile ancak dün Kara- denizden gelmiştir. Antalya vapuru da yirmi dört saat gecikerek gelebil- miştir. Karadeniz vapurunun da ev- velki gün gelmesi bekleniyordu. Fa- kat henüz gelmemiştir. Geminin fır- tınadan Karadeniz limanlarından bi- rinde yattığı anlaşılmıştır. Denizde ehemmiyetli hiçbir kaza olmamıştır. Si Yıkılacak Binalar Yakında Eminönü meydanının ge- nişletilmesine ait ikinci plânın tat- bikine başlanacaktır. Bu plânla Ba- hkpazarındaki camiin arkasında ka- lan binalar istimlâk edilerek yıktı- rılacaktır. Bu ada üzerindeki emlâk 13 parça olup hepsi küçük ve ahşap binalardan ibarettir. İstimlâk komisyonu bu emlâke top yekün 110 bin lira kıymet koymuş, ve her binaya ait kıymeti sahibine îebliğ etmiştir. Genç Bir Kız Sevmediği Adamı Öldürdü Ayancık, (TAN) — Ortalık köyün- de yirmi yaşlarında bir kız, bir deli- kanlıyı öldürmüştür. Facianın tafsi- lâtı şöyledir: Bayraktaroğullarmdan Kadir oğlu Mustafanın kız kardeşinin kızı olan yirmi yaşlarında Esma, Ahmet oğ- lu Rasimle nişanlıdır. Fakat 'neden- se Mustafa bu işi bozmak ve Esmayı Esat Özere vermek istemiştir. Es- manin dayısına yalvarmaları fayda etmemiş ve kendisi zorla Esada tes- lim edilmiştir. Esat, ellerini bağlıyarak evine gö- türdüğü Esmaya tecuvüz etmek iste- miş, kız kendisini müdafaaya çalış- mışsa da muvaffak olamıyacağını kes tirmiş ve tuz, buğday döğmek için orada bulunan dibek taşını kaptığı gibi Esadın kafastıa indirmiştir. Ye- re yuvarlanan Esat, bir kaç taş dar- besinden sonra ölmüştür. Esma ve dayısı Mustafa tevkif e- dilip Sinop ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir. İzmirdeki Cinayetin Tahkikatı Katil Osman ve öldürdüğü Ayşe Münevver İzmir, (TAN) — Tepecikte vuku bulan cinayet hakkında müddeiumu- milikçe yapılan tahkikat neticelen- miş, hastanede bulunan katil Ali Os- man ağır ceza mahkemesine verilmiş tir. Yapılan tahkikata göre Ali Os- mana bıçağı Neşet isminde bir ârka- daşı vermiştir. Bunu bilen Salih te vaziyeti zabıtaya telefonla ihbar et- miş, Neşetin kardeşleri Dur baba ve Bozağa kendisini bir berber dükkâ- nında yakalayarak tehdide kalkış - mışlar, bıçağı Neşetin verdiğini söy- lememesi için 25 lira da hakkı süküt teklif etmişlerdir. Adliye, bunlar hakkında da taki- bata başlamıştır. Yaralılardan Hida- yet ve Necmiyenin sıhhi ahvalleri bozuktur. Şükran ve Ayselin yara- ları hafiftir. Katil Ali Osman da has- tanede bulunmaktadır. — Hayvanlar İçin İhraç İskelesi Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti İb- rice limanını da hayvan ve hayvan mahsulleri için ihraç iskeleleri ara- sında almıya karar vermiş ve alâka- darlara bu yolda tebligat yapılmıştır. GÜNÜN RESİMLERİ : Anamurda Şiddetli Fırtına Anamur, (TAN) — Şubatın sonun- cu günü başlıyan gündoğdu fırtınası tam üç gün sürmüştür. Kereste yü- kile sahile yakın demirli bulunan Mı- sırlı Hafız isminde birinin 16 tonluk motörü, bu esnada yükün ağırlığın- dan iki tahtası koparak, batmıştır. Nüfusça zayiat yoktur. Bifâ'l.ıare dal- galar, keresteleri ve motörü karaya atmıştır. Fakat motör, tamir edile « miyecek derecede harap olmuştur. c ümhurreisimiz Ankarada MİLLİ ŞEF İSMET İNÖNÜNÜN ANKARAYA AVDETLERİNDEN IKI MUHTELIF INTIBA ,|rak yapılan ilk meşrutiyet SUAL CEVAP? Darülâcezeyi Kim ve Ne Zaman Yaptırmıştır ? S — Darülâcezeyi kim yaptı? mıştır ve hangi yılda yapıl mıştır? C — Darülâceze 1895 yılında Ab dülhamit tarafından tesis ve küşat € dilmiştir. Binayı yaptıran, masrafli rın karşılığını bulan da odur, Bu h? yır mü inin ikil ini, hatt üçleşmesini temenni etmemek elimi den gelmez. * S — Sevgili Anadolumuza bi güzel adı takan kimdir v hangi tarihte bu ad takıl miştir? C — Anadolunun Anatoliede! gelme olduğu ve Anatolinin de Yü nan dilinde şark demek olup o ülke nin Yunanistana nisbetle doğuya dü! müş olmasından ötürü bu şekilde ad landırıldığı rivayet olunur. Bununla beraber eski Yunanlı ' larla Romalılar Anadoluya Kü' çük —Asya (Asie Mineure ) dahi derlerdi. Bizce Anadolu — topraklar öz ve tarih bakımından ne kadâl Türkse Anadolu kelimesi de o kadâ! Türktür. * S — Meşrutiyet — devrindeki devlet bütçesi ne kadardı? C'— Meşrutiyet devrinde ilk büt çeyi (1909 yılı için) Maliye Nazırı Zi ya paşa tanzim ve meclise takdim et mişti. Fakat bu bütçenin ilmi kıyme” ti ve hakiki rakamlarla münasebet! şüpheliydi. Güya ilmi ve hakiki olâ* bütçı 1911 de yapılmış olup Sadrazam İb * rahim Hakkı paşanın ve Maliye Naâ” zırı Cavit Beyin imzalarını taşımak” taydı. Bu bütçede Osmanlı İmpara * torluğunun geliri 2,601,510,100 VE âdi masrafı da 3,299,772,197 kurüf olarak tahmiri'edilmişti. İratlâ'mas * raf arasında 6,982,620 altın unhîj bir açık vardı ve bu açık, borç 8l mak- suretiyle » ikapatılacaktı. : Cavit bey bu açığı mebuslar meclisine ha?” mettirmek için “bütçe açığının tef * biyevi fazileti vardır,, vecizesini - yi dızlı bir hap gibi - kullanmıştı. İmparatorluk batıncaya kadâf bütçe bu rakamlar üzerinde dalgalâ” nıp durdu ve açık ta daima büyüdü: * | S — Tomiris isminin edebi ve tariht manaları nedir? C — Tomiris, tarihçilerin Herodotun rivayetine göre eski boylarından İskitlerin kraliçesi o!dq İran hükümdarı Keyhüsrevi bir haf? te mağlüp edip öldürmüş ve kafasif? da kan dolu bir kaba sokarak “yâ ” şarken kana kanmadındı, bari şiı'l'dl doya doya iç,, demişti. Fleman re$ İ samlarından Rubensin bu rivayed canlandıran bir tablosu vardır. Bu İ$” min edebiyattaki manası da ayni vayeti hatırlatmasından başka ey olamaz. şey —| TAKVİM ve HAVA — 10 Mart 1939 CUMA — Büncüay — Gün: 31 — Kasım: 123 | Arabt: 1358 Rumt 1355 Muharrem: 19 Şubat: 25 | Güneş: 6,20 — Öğlet 12,2$ | İkindi: 15,40 — Akşamt! 18,10 | Yatsı: 19441 — İmsâk: 4,44 ti Yurtta Hava Vaziyeti Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan * hnan malümata göre, hava yurdun Li tün bölgelerinde kapalı ve yağışlı miş, Trüzgârlar Trakya, Egenin S"“m ve Karadenizin Garp kısımlarında GÜ istikametinden küvvetlice, — diğer böl gelerde Cenüptan, Eğenin Cenup ki lari ile Orta Anadolu ve Karadeniz Lall yılarında fırtına şeklinde, Akdeniz M larında küvvetlice diğer yerlerde çn" küvvette -esmiştir. | Dün İstanbulda hava kanalı ve kif” men yağışlı geçmiş. 24 saat nırh""" yağışım metre murabbaina — bıraktığ! Ki miktarı 11,8 kilofram — olarak ölçülü tür. Rüzgâr Şimali Garbiden 8—5 re hızla esmiştir. Saat 14 te hava "îj 756,9 milimetre idi. Sühunet en yüF'| 12,4 ve en düşük 1,3 santigrat olarak cülmüstür. * | y 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: