13 Şubat 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Diğer Memleketlerle Yaptığımız Ticari Mübadelenin Esasları (Başı 6 ıncıda) Kleringli memleketler Serbest dövizle işliyen memleket. lerle vaki ticaretimizde şayanı tafkil bir cihet yoöktur. Bu memleketlerden yıpıl_acak ithalât, Türk kanunları hü kümleri dahilinde serbesttir. Bu memleketlere yapılacak ihracatıri be- deli olan dövizler 12 numaralı karar- nNamenin 14 üncü maddesi mucibince on beş gün zarfında Türkiyeye geti- rilip bir bankaya (Mısır ve Filistin i- çin Merkez Bankasına) satilmalıdır. İthalât bedeli ise, malın gümrük rü sumuna müteallik makbuzun ve ta- turanın ibrazı suretile kambiyo mü- dürlüklerinden istihsal olunacak dö- viz müsaadesi mucibince serbest dö- viz tediyesile ödenir. Bugün bizim tetkik edeceğimiz mevzu kliringli —memleketlerdir. 7005/2 numaralı kararnameye gö- re, bu memleketler ithalât setbestisi bakımından ikiye ayrılmıştır: 1 — 2 inci maddede dahil memle- ketlerden vaki olacak ithalât Türk kanunları hükümleri dahılinde ser- besttir. Bu memleketler ithalât ve ih Tacat arasında Türkiyeye yüzde 20 den aşağı olmamak üzere döviz te - min edenlerdir. İsimleri şunlardır: Almanya, Belçika, Fransa, Holan- da, İngiltere, İrlanda, İsveç, İsviçre İtalya, Yunanistan, İspanya. : 2 — 3 üncü maddeye giren mem- leketlerden ise, ithalât bu memleket- lerin kliring anlaşması hükümleri dahilinde yapılabilir. Bu memleket- ler ithalât ve ihracat arasında Tür- kiyeye yüzde 20 den az döviz veren veya hiç döviz vermiyenlerdir. Bun- ların da isimleri şunlardır: Çekoslovakya, Estonya, Finlandi - yaâ, Macaristan, Norveç, Polonya, Ru- manya, Sovyet Rusya, Yugoslavya, Letonya. Biz tetkiklerimiz bakımından baş- ka türlü bir tefrik yapacağız: 1 — Memleketimizin döviz ma- kan?atı tediye mMmuvazencsine —far ki bunlarla ticart göyef ucari'her nevi tediye, kliring mukavelesi hü- kümleri dahilinde cereyan eder. 2 — Tediye müvazenesine müste- nit olmıyanlar ki, bunlarla yapılan kliring anlaşmaları yalnız ticari mü- badelâttan mütevellit tediyelere şa- mildir. Hangi memleketlerin birinci, han- gilerinin ikinci kısma dahil olduğu her mukavele hususiyetleri tetkik edilirken görülecektir. Japon ve Bulgar mukavolelerini ayrı bir kısım olarak tetkik edeceğiz. Hususi takas muamelâtına imkân ve- yen kliring —mukavelelerinin bu k- sımlarını takas muamelâtı arasında izah edeceğiz. İnegöl Yolunda Bir Otomobil Kazası Bursa, 12 (Tan Muhabirinden) — İnegöl yolunda bir otomobil kazası olmuş ve dokuz yaşında bir çocuk, ezilcrek ölmüştür. Şoför Seyfinin idaresindek? 34 nu- rnaralı otomobil İnegölden Bursaya gelirken Kalbur köprüsü civarında birdenbire önüne Çeltik köyünden 9 yaşında Ahmet adında bir çocuk çık miş ve tekerlekler altına giderek e- zilmiştir. Bu sırada otomobil de devrilmiştir. Başından ve vücudünün muhtelif yerlerinden ağırca yaralanan çocuk, yarını saat sonra ölmüştür. Bu dev - rilme esnasında otomobil de hasara uğramış ise de içerisinde bulunan 4 yolcu kazayı tehlikesiz atlatmışlardır Şoför Seyfi hakkında takibat yapıl- maktadır. ' çocuğun ağzını bulürken, — öteki eliyle çocuğun kapkara şişen du- dakları arasına memesini tıkma - ğa uğraşıyordu. Ölü nâşın yüzünü memesinin kaniyle, kan revan için- de bırakıyordu. Bir aralık tırnak- larmı göğsüne saplamağa çalıştı. Bağrını açarak çocuğu, yüreğine ciğerleri arasına sokmağa kalkış- tı. Muhafızlar, çocuğu hem elin - den almak istiyorlar, hem de kı- yamıyorlardı. İstemiye istemiye onu son tesel- lisinden mahrum — ettiler. Onu mümkün mertebe incitmeden sü- rüklüyorlardı. “Çocuğum! Çocu - ğum!,, diye bağrışı sokak araların- dan uzaklaşıyordu. Fakat..... Fransa İle Ingiltere Frankoyu Bu Hafta İçinde Tanıyacaklar ee * (Başı 1 incide) Çünkü aksi suretle h rasyon arasında mevcut ticaret mü- ko ile arasının açılmasına ve İs- panyanın iki kısma ket, Fran- betleridir. : Nasyonalistler hududu ay £ S & AoI sebebiyet verebilir. Halbuki İtalya ile Büyük Britanya sulh”lehinde ü ek mesai sarfedecek olurlar- sa bu gayretlerinden onların da İevle TikataEına HÜrant olamübt lir. İspanya ile münasebetler Observer gazetesi, bir fwsat gö- rüldüğü takdirde, Fransa ile İngilte- renin Minork adası için tatbik edil- miş olan tarzı halli, Madrit hakkın- da da kullanmıya âmade olduklarını şu tarzda devam etmektedir; “Franko idaresi bütün İspanya İş- lerini tedvire başlar başlamaz Büyük Britanya ile Fransanın Frankoyu bilfiil tanıyacaklarında ve bu tanıma keyfiyetini hukuki cepheden de icra için lâzım gelen esbabı arıyacakların- da şüphe yoktur. Diğer taraftan ec - nebi askerlerinin İspanyadan ihracı- nı temin etmek de doğrudan doğruya ve münhasıran general Frankoya ait bir haktır.” Ayni gazete, John Garvin, General Miyaja'ya karşı olan hürinetini ve takdiratını bildirdikten sonra kendi- sinin de bundan sonra harbı idame ettirmesinin insafsız ve faydasız bir hareket olacağını tasdik otmesi lâ - zım geldiğini söylemektedir. General Franko, kendisine karşı bu kadar kuv vetli müzaheret göstermiş olan tota- liter hükümetlere karşı ancak min - nettarlık hissi besliyebilir. Fakat bu, İspanya ile bir dama taşı gibi oynan- masına general Frankonun muvafa- kat edeceği manasına gelemez. Fran- sa ve İngiltere İspanyâya büyük hizmetler ve yardımlar yapabilirler, ve yapmıya hazırdırlar. Buna muka- bil bekledikleri ise samiıni bir bita- tTaflıktan ibarettir.” Giornale d'ltalia'nın bir izahi Roma, 12 (A.A.) — İspanyadaki İ- talyan muhacirlerinin ancak Franko- nün siyasi zaferinden sonra çekilecek leri hakkında bu günlerde bir maka- le neşretmiş olan Giornale d'İtalia, bugün fikrini şu suretle tasrih etmek tedir: “İtalya, Frankoya olan yardımına ancak henüz dışardan tehdit edilmek- te olan bu siyasi zaferin müdafaasına lüzum hasıl olduğu takdirde devam edecektir. Fakat İtalya kendisine siya si zaferi asla empoze etmek tasav - vurunda değildir. İtalya yarınki İs- panyanın siyasi rejiminin şu veya bu tarzda faşizmin ayni olmasını id- did etmemektedir. O yalnız bu reji- min, doğru yoldan şaşırtabilecek ya- bancı tesir ve nüfuzlarından âri, yani “İspanya, İspanyalılarındır” formülü ne uygun hale gelmiş bir İspanyanın milli arzusuna tekabül etmesini arzu ediyor. Roma itham ediyor Roma, 12 (A.A.) — Fransa ile İn- gilterenin, Frankist İspanyaya karşı ittihaz etmiş oldukları hattı hareket, İtalyan gazetelerinin tenkitlerde bu- lunmalarına sebebiyet vermekte ber- devamdır. Bu gazeteler, Londra ve Parisi Frankoya düşman olmakla mu aheze ettikten sonra Fransızlarla İn- gilizlerin Burgos ile mukarenet pey- da etmeleri ihtimalinden kuşkulan - maktadırlar. « Voce d'İtalia gazetesinde Vidginio Gayda, şöyle yazıyor: “Londra ile Parisin başka türlü hareket etmelerine imkân olruadığın- dan dolayı, Frankonun muzafferiye- tini kabul etmiş oldukları bedihidir. Hendaye, 12 (A.A.) — İspanyol mültecilerinden olup İspanyaya dö- nenlerden 48 saattenberi İrun'a ge- lenlerin adedi o kadar çoğalmıştır ki, nasyonalist makamlar Katalonya mi- lislerinin geçmesini muvakkaten dür- durmıya karar vermişlerdir. Hudut, saat 13 tenberi İspanya tarafından kapalıdır. Memleketlerine dünmekte olan bu mülteciler Hendaye garının avlusunda ve beynelmilel köprüye giden yol üzerinde emir beklemekte- dirler. Hududun bu suretle kapan - K A N Divriği (TAN) — —Kasabamızın yeni teşkil edilecek bir vilâyet mer- kezi olması ihtimalinden bahsolunu- yor. Divriğinin inkişafa çok müsait ması hiç düşünülmemiş olduğund. bir yer öld şüphe yoktur, Fransız makamatı mültecilerin iaşe ve iskânları hususunda müşkülâta maruz kalmışlardır. Saat 17 de İrun kumandanı yalnız kadınlarla çocuklara ve Hendaye'de hazır bulunan harp esirlerini kabul edeceğini bildirmiştir. Diğer taraftan, nasyonalist makam lar, sali gününden itibaren İrun hu- dut karakolunun günde 6 bin kişi kabul edeceğini tebliğ etmişlerdir. Temps'ın mütaleası Paris, 12 (A.A.) — Temps gazetesi yazıyor: Minorka adasının nasyona'istlere devri hâdisesi istiklâl prensiplerinin bizzat Burgos hükümeti için de ne kadar mühim olduğunu kâfi dercerde isbat etmektedir. Frankonun salâhiye tini haiz bir mümessil İngiliz bayra- Binin himayesi altında Devonshire zırhlısında adanın kan dökülmeden işgali hakkında müzakerede bulunur ken Majorka üssünden gelen İtalyan kuvvetlerinin hüsusi bir - politikaya hizmet ettikleri ve İspanyol milliyet- perverliği davasile hiçbir alâkaları olmadığı düşüncesini tevlit ediyor, bir menfaat güttüğüne ve Batı Ak- denizi staatüsünün idame edileceğine dair teminatı kıymeti hakkında bazi mahfellerde mevcut şüpheleri idame edecek mahiyettedir. Bu şüphenin bir an evvel izalesinde bizzat Fran - ko için otoritesinin teyidi bakımın - dan, bilhassa Fransa ve İngiltare ta- rafından tanınması mevzuubahis ül- duğu şu sırada, büyük fayda vâardır. Bu tanınmanın ancak müstakil, mu- kadderatina hâkim bir surette sahip ve bundan başka Avrupanın batı ce- nubunda, Akdenizde ve Âmerikanın şimalinde hayati menfaatler yine hiç bir surette zarar ve halel getirilme- sine müsaade etmiyecek olan dev - letlerle itimat verici iyi komşuluk mü nasebetleri idame fevkalâde alâkadar bir İspanya için yapılabileceği aşikâr dıy.” Yaptırılmış olan plâna tevfikan ka sabamızın tanzimine yazın hız verile cektir. Yeni belediye reisimiz Rıza, Divriği imar işleri için hazırlıklarda bulunmaktadır. Burada bir motörlü tayyare fabri- kası açılması takarrür etmiş, fabri - k Muğladan yazılıyor: nunda bir müsamere vermişlerdir. “Oğuzlar,, piyesi Uğgucur pıyesiru ı.'ı_y'uıîyı.uî'y Tayyare Fabrikası Açılıyor Divriğinin umumi manzarası ka yeri de satın alınmıştır. Muhitimizde başka madenler de bulunacağı anlaşılmakta, Etibank ta- rafından maden araştırmalarına de- vam olunmaktadır. Civarımızda yeni bulunan demir madeninde faaliyet hararetle devam ediyor. Çıkarılan cevherler mütema- diyen istasyona taşınmaktadır. Divri- ği demir madeni, Karabük fabrika- larının ihtiyacını mükemmelenr temin edecektir. uğla Gençlerinin Müsameresi temsil olunmuş, milli zeybek, kazas- Halkevimizin temsil ve musiki şu-| ka, beş kaza oyunları oynanmış ve besi gençleri, halkevi sinema salo -| müzik parçaları çalınmıştır. Seyirci- ler, iyi bir gece geçirdikleri için çok muvaffakıyetle| memnun olmuşlardır. (Başı 1 incide) nın atacağı yanlış bir adım, harp de- ğil, fakat ihtilâle sebep olur. Sonra Duçe, Führerden pek de e- min değildir. Roma — Berlin mihve- rinin doğ 1 mihver, hep Al ön SÜÜ Nafile Konuşmak Hüneri (Başı 3 üncüde) lenip imlâmız fonetik olunca kaşlı g dediğimiz harfi telâffuzuna yakın olsun diye mümkün olduğu kadar y yazmıya başladık. Eğer $ doktor bu kelimeyi dügme ş telâffuz ediyorsa İstanbul şivesine uygun olmadığı işaret müsaade etsin! Yazılarımın Rumeli şivesine kaç- ması iddiasına gelince; maalesef Rumelide ne oturmuş, ne gezmiş ol- duğum için böyle bir şivenin tesiri altında kalmış değilim. Daha fenası türkçeyi İstanbul şivesile doğru ko- kelindi mnnyanîn “istifadesi ve İtalyanın za- rarı için çalışmıştır. Düşünen faşist- lerin bir çoğu, memleketlerinin bü- yük Almanyaya tâbi bir halde yaşa- masından endişe ediyorlar, Berlin - Roma mihveri Umumiyetle İtalyanlar, Roma — Berlin mihverinden memnun değildir ler. İtalyan şehirlerinde, üniformalı, Alman polisi vardır. İtalyanlar için- de bir kimse de Tunus, Korsika veya Nisi alabileceklerine inanmadığı i- çin yakın atide Cibuti gibi bir yeri veya Süveyş kanalında bir hisseyi kapamadıkları — takdirde, mihveri, Her Hitlerin lehine işletmekten vüz- geçeceklerdir. 1938 ikinciteşrininde İtalyada bu- lunduğum sırada bir çok İtalyanın Fakat şimdi bu muzafferiyeti balta- lamağa uğraşıyorlar. Gayda, nasyonalist zimamdarlara, mutlak surette itimadı olduğunu be- yan etmekle beraber onlara Fransız- larla İngilizlerin İspanyaya karşı it- tihaz etmiş oldukları hattı hareket muvacehesinde ihtiyatlı davranmayı tavsiye etmektedir. İsviçre de Frankoyu tanıyor Paris, 12 (A.A.) — B. Maotta'nın Bern'deki cümhuriyetçi İsparıya orta elçisine yaptığı beyanata nazaran, fe- deral meclis gelecek hafta Franko hü- kümetini hukukan taniımak tasavvu- rundadır. Bunun sebebi, İspanya ile bir çok İsviçrelinin ikamet etmekte bulunması ve İspanya ile konfede - ğ ğ dülr “dolağ tevatüre inananlar da vardır. Onun için bir kelimedeki ö harfinin ü şek- linde dizilmesi ile bir Rumelili gibi konuştuğum iddia edilemez. Kaldı ki; bizim gibi her gün ya- zanlar için böyle ufak tefek değil daha büyük hatalara düşmek daima mukadderdir. Bunlar bazan muhte- rem doktorun mektubundaki: “Dün koca başlık Tükezl o- ) İngiltere ile harbetmek istediklerini anlattılar. İtalya 1915 te, müselles it- tifaka muahedelerle bağlı idi. Son- ra bunu bırakmış ve daha yüksek be- del mukabilinde karşı tarafa #!tihak etmişti. Yıllarca önce Bismark, İtal- yanın bir millet değil, bir -oğrafya decek kadar lnsaf;ızlılîet;e—y'-îı.. Mesele şudur. ki; okuyucular, h PCi ğ kuduk” cümlesi gibi ibare düşük- lüğü; bazan da “Biraz Rumeli şive- sine kaçan yazılarınızın İstanbul şi- vösile | Fi Hü hai BÜ d in y Şi arar. Bu merakı tatmin için her gün elin- de yeni bir saha yani yeni bir ma- kale vardır. da okunması ihtimalini elbette ister- siniz” cümlesi gibi mânasızlık şek- linde olabilir. Bunları y kla ka- Muharrirler ise doktor gibi lisan meraklılarından ender olarak gelen ders mektuplarını - mahza hüsnü rilmizin türkçe bilmediğine hükme- kabele olsun diye - tahlil ile ik- tifa ederler, B.F. Italya Fransaya Karşı Taleplerini Resmen Niçin öne Süremiyor ? tabiri olduğunu söylemişti. Onun i- çin İtalyanın mihverden vazgecerek daha az tehlikeli bir haya*: sürmesi ihtimal haricinde değildir, , Fakat bir diktatör, yalnız bir isti- kamette yürüyemez. İtalyanlar kuv- vetli olduklarına inanarak, haysiyet- lerini korumadan geri dönmiyecekle- ri bir vyaziyet almış bulunuyorlar. Fransızlar, imparatorluklarının bü- İkinci Münih Konferansına Doğrü (Başı 1 incide) nında olduğu gibi, tekrar bir milyon askeri silâh altına almağa karar ver- diğini ilân etmiş bulunuyor. Bu suretle üçüncü perde için sah- ne hazırlığı tamam olmak üzeredir. Pek yakında perdenin açılmasını bek- liyebiliriz. J * u defa hedef Fransadır. Fran- sa, Çekoslovakyayı kaybettik- ten sonra tamamen İngilterenin ku- cağına düşmüştür. Bugün Fransaya harici siyasetinde müstakil bir devlet nazariyle bakılamaz. Londra kendisi. ne, ne dikte ederse onu yapmağa mecburdur. Nitekim İspanyada Fran- ko ordularının zaferi karşısında sesi- ni çıkaramamiş, İtalyanın bugünkü mütehakkim vaziyeti almasını temin eden bu zaferi önliyecek tedbirler alamamıştır. Fransa bir çıkmaz içindedir. İtal- ya ve Almanyaya karşı tek başına kafa tutamaz. İngiltereyi dinlemekte devam ederse Çekoslovakya gibi bir çok fedakârlıklara mecbur olabilir. Bu iki ihtimal dışına çıkamayınca şerrin ehveni olarak İngiltereye sa- rılmağa mecburdur. O halde bu işte hâkim rol sahibi olan devlet İngilteredir. İngiltere ne düşünüyor? İngiltere şimdilik şu düşünce ile mütesellidir: Herhangi bir devletin harbe mecbur olması ancak iki şar- tın tahakkuku ile mümkündür. Biri, harbe girdiği takdirde mutlaka mu- zaffer olacağından emin olması, ikin. cisi elde etmek istedği şeyi harpsiz kazanamıyacağına kani bulunması. Almanya ve İtalya harbe girmeden evvel bu iki noktayı düşünmeğe mec- burdurlar, Bugün diktatör devletler karşılarında Fransa ile İngiltereyi beraber bulacaklardır. Amerika da g onlara yardım edecektir. Binaenaleyh | Almanya ile İtalyanın harbi mutlak | kazanacaklarına —emin olmalarına t imkân yoktur. İkinci noktaya gelince, kârlıklarına mukabil bir şeyler veri- lir, ve ortalık yatıştırılır. Bu maksatla İngilterenin takip 'ettiği yol şudur: Almahya, İtalya, Fransa ve İngilterenin iştira- kile bir dörtler konferansı akdet - mek, Bu konferansta hem müstemle- ke meselelerini, hen de bu devletle- ri alâkadar eden Avrupaya ait diğer münaziünfik meseleleri halletmek ve bunun arkasından da silâhları tah- dide doğru yürümek. Zaten Almanya ile İtalyanın da istediği budur. Çünkü Münih konfe- ransında olduğu gibi, bu dörtler kon- feransında da ateş etmeksizin, kan dökmeksizin arzularını tatmin edebi- leceklerine kanidirler. Yalnız bu defa böyle bir konfe - ransa gitmeden evvel demokrasiler kendilerini hazırlıklı göstermeğe ça- lışıyorlr. — İngilizler — Fransızlarla beraber olduklarını temin ve tekit ediyorlar. Silâhça hayli hazırlanmış bulunduklarını ilân ediyorlar ve Mü- tünlüğüne karşı vukubulacak her ta- arruzu silâhla karşılıyacaklarını söy- lemişlerdir. İtalya ile Fransa arasın- da kopacak bir harbin ise, ancak bir neticesi olabilir. İtalyanın isteği ye- rtine gelsin diye, Almanyanın Fran- sa ve İngiltere ile harbe girmesi bek- lenemez. İspanyadaki gönüllüler İhtimal ki, Sinyor Mussolini, İs - panyadaki vaziyeti yüzünden durak- lamaktadır. Frankist İspanya, mem- leketlerindeki İtalyan gönüllülerden hoşnut değildirler. Şayet, İtalya bu askerlerle Preneden Fransaya h edecek olursa bunlara belki de ricat hatlarının İspanyol menfaatleri tara- fından kesildiğini görürler. İspanyolların hepsi de İtalyanları memleketlerinden çıkarmak hususun da birlesiktirler. Bu da çok güç bir iş değildir. Mussolini bu yüzden durak! K nihte olduğu kadar fedakârlığa kat- lanamıyacaklarını anlatmak istiyor - lar, İşte bugün ortada gördüğümüz gürültünün hakiki mahiyeti budur. Perde arkasında görünecek olan dram bundan ibarettir. rini söylemiş olduğunu iddia etmek kolaydır.,, | Flandin'in nutku Paris, 12 (A.A.) — Saine - et - ol se, demokrat ittihadı federsayonunur tertip ettiği ziyafette bir nutuk söy liyen parti başkanı eski başveki! Flandin ezcümle demiştir ki: *«« Avrupa barışı meselesi ara" zi ve müstemleke değişiklikleril halledilemez. Eğer Hitler'in son nut' kunu iyi tefsir edebilsem, beynelmi! lel münasebetlerin iktısadi cepheâ şimdi münakaşa edilmek icap eder ta ve generallerile müzakere etmek- tedir. General'erin. Fransaya karşı ih Zira Avrupa teşriki mesaisinin anah tarı buradadır. Avrupanın büyül hsil ve hlik memleketle tiyatlı hareket tavsiye etmiş olmaları muhtemeldir. Gayda, İtalyanların askeri zafer - den sonra değil, siyasi zaferden son- ra İspanyayı ve bulaşık yerleri terk etmeleri lâzım geldiğini yazıyor. Bu- nun manası, İspanyaya taarruzun mü temadiyen düşünüldüğüdür. Fakat Sinyor Gaydanın, yalnız kendi fik- ri bu noktai nazarın doğruluğun' kabul ederler ve devletleri harp es€' lerinden kurtararak gayretlerini mi cadele ve refahm tedricen tekrar t€ sisine hasrettirecek olan iktısadi Vi mali müzakerelere samimi ve a: bir surette başlarlarsa, barış kurt: muş olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: