aaa 6 e Beş Hava Şehidinin Aziz Hâtıraları TAN lb -l- 4vdu TA Gündelik Gazete Önünde Bir Dilek 2 se imara“ erğiyl Yazan: Celâl DİNÇER eke yem (Yedek kurmay binbaşı) elmak, “karlin gazetesi ölmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi Gi bayramı için ba“ zırlanıyorlardı. Bir kazanin kurbanı oldalar.,, 4 Bu satırları 1937 yılınm sonlar na doğru gazete sütunlarında ok bedeli müddet sırasiyle 30, 16. 9, 3,5 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 235 © kuruştur. Cevap için mektuplar 10 kuruş lik pul iâvesi bizımdır. te ? $ GÜNÜN MESELELERİ j Arttırma ve Eksiltme Kanunu evlet mübaysatında suiistima- lin önüne geçmek için bulu- nan usullerden biri de, bütün alış verişleri açık münakasa veya miza yedeye tâbi tutmak, muhtelif rakip- lerden en makul fiyat vereni tercih ederek haksızlığın önüne geçmektir. Zahirde pek makul görünen bu g- sul tatbikatta bir çok mahzurlar do- ğuruyor. Bazan münakasaya konan eşya, yalnız bir fabrikanın inhisarı altın- dadır. Onu diğer fabrikaların verme- sine imkân yoktur. Meselâ aspirin, Yalnız bir Alman fabrikasının malıdır, Ondan başkası bunu veremez. Böyle bir mal için münakasa açmak yerinde değildir. Yahut ayni cins eşyayı verebile- cek olan firmalar, münakusaya git- meden evvel kendi âtalarında uyu teklif ediyorlar, Hakiki fiyatla teklif edilen fiyat arasındaki farkı aralarmı- da paylaşıyorlar. O vakit devlet mü- esseseleri bile bile aldanıyorlar. Yahut memlekette siyasi maksat- lar güden bazı devletler, büyük mü- Mörn tesviyesi en büyük, en pahalı siyasi ameliyatın neticesi idi, Ameliyata iki milli a- kıl hastalığı mütehassısları iştirak etmişlerdi. Bunlar Chamberlain i- le Bonmet idi. Bunlar modern te- rapi ile Almanyanın ifratlarına karşı gelmek istemişlerdi. Bunla « rın teşhisine göre, Almanya bazı sebepler yüzünden muztariptir. A- raza göre, Büyük Harp neticesinde Almanyanın izzeti nefsi zedelen - miş, haysiyeti kırılmış, fakirleş - miş, cılızlaşmış, Versay muahedesi de bu vaziyeti hâd bir safhaya gö- türmüştür.. Yeni fennin ortaya Saçtığı işık sayesinde anlaşılıyor. du ki, Almanyayı tedavi için ev- velâ onun saygı (görmesi lğzım- dı. Ona kuvvet vermek, onun ge- nişlemesine İmkân temin etmek Jâ- zımdı. Bu sayede hasta yetağından kalkar, yeniden mesuliyet deruh- te eder ve yaşamak için çalışırdı. Tesis ve tedavi, makul ve münasip O görünüyordu. Chamberlsin ile Bonnet'nin bu te- davisine göre, Almanya kuvvetle nirse ve İyileşirse Avrupaya mü- nakasalara iştirak eden firmalara Girmaler. işi, say maşa .—.. im * Son zamanlarda arttırma ve ek. siltme kanununu tatbik imkâm ol mıyan yeni vaziyetler hâdis olmuy- tur, İngiltere ve Almanya İle birer kre- di anlaşmamız vardır. Bu krediler. den istifade edebilmek için devletin bu iki memleketten mühim miktar- da mübayastta bulunması icap et- mektedir, Fakat mevcut arttırma ve eksiltme kanunu ile bu mübayaatı Yapmağa imkân yoklur. Bu sebeple hükümet bu kanunda bazı tadilât yapmayı düşünmektedir. Hattâ lâzım gelen tadilât Büyük Millet Meclisine arzedilmiştir. Bu vesileden istifade ederek arttır. ma ve eksiltme kanununun yukarıda zikrettiğimiz mahzurlarını da gözö- nünde bulundurarak ona göre lâzım elen tadilâtı yapmak faydalı olur. * Maarif Vekâletinin Mühim Bir Tamimi Yeni Maarif Vekili, iş başına gelir| gelmez kırtasiyeciliğin icap ettirdiği Yüzumsuz meşguliyetler içinde vak- tinin kaybolduğunu görmüş olacak ki, bütün maarif teşkilâtına bir ta- mim göndermeğe mecbur olmuştur. | Tamimin gayesi, maarif teşkilâtın- da kırtasiyecİliğin önüne geçmektir, Bunun için de: “Ne yolda yürütülecekleri ve hal- lolunacakları bir kanun veya nizum- name, talimatname, veya emirle ta- yin ve tasrih edilmiş olan işler için müracaat sahiplerine idarelerce mis- bet veya menfi cevap verilmesi, mümkün olan işlerde Vekâletin lü- zumsuz yere işgal edilmemesi bildi- ir, eri yalnız Maarif Vekâleti teşkilâtına has bir hastalık değildir. Bütün devlet dairelerinde Argem ası ve erin- esat yeti şana dökmesi asıldır Bu mühim bir davadır ve tamim ile | halledilemiyecek kadar esaslı bir da. vi at Dahiliye Vekâleti #it olur, Yoksa bir tehlike teşkil “eder, Fakat bu tedavi arar bip yiz çeşit kumarlardan çekinmezler. Chamberlain ile Bonnet de böy- le yaptılar, Fakat Almanya bir fert değil bir millettir. Chamberlain ile Bonnet de kendi şöhretlerini, yahut bir tek ferdin hayatını değil, Avrupa- nın mukadderatını, belki de bütün medeniyetin mukadderatını tehli- İ keye koymüşlardı. Doktor ile dev. let adamı arasındaki fark da bu - dur. Bu yüzden geçen eylül âyın- da bir hastane köşesinde vulcubu- lacak hâdise bir mucize değildi. Hasta bir millet tedavi olunarak ortaya çıkacaktır. Münih mülâkatı tedavinin son uw yazıma “Edebiyat üstatlı rile hasbuhal,, başlığını koy- mayı pek İsterdim, fakat maalesef bizde bu “Üstat, tâbiri o kadar gelişi güzel bir şekilde ve gelişi güzel seçilen kimseler için kull, nılıyor ki, hakiki “Üstat, lara bi le, bu ismi vermekte tereddüt ot- mekte ve bu kelimeye karşı gay- ri ihtiyari bir soğukluk duymakta kendimi haklı buluyorum. Ancak, yazıma seçtiğim başlık ne olursa, olsun, maksadım edebiyatımızın büyüklerile ve salâhiyetlileriyle konuşmak ve dertleşmektir. Eğer fikrimi istediğim gibi anlatamaz. sam, onların beni mazur görmele- rini, hüsnü niyetle yazılmış olan ve hiç bir gizli gaye gütmiyen bu satırların ifade etmek istediği ha- kiki mânayı anlamalarını rica & derim, >> lerle bu zihniyetin önüne geçmeğe çalışmışsa da muvaffak olamamıştır. Onun için kırtasiyeellik derdini bir devlet meselesi olarak ele almak ve kökünden halletmek lâzımdır. Cümhuriyet İdaresi için bir zaaf teşkil eden bu sisleme bir nihayet dı a eniye A defalar bu kabil emir. vermek zamanı gelmiş olsa gerektir. Geçen Eylülde Münihte yapılan toplantıya iştirak eden devlet adamları birarada: Büyük Tehlike Başlangıcı: 208 i MÜNİH ı Ken Mecmuasından Nİ günü idi, Almanya daha önceden bir hayli kuvvet ilâçları almıştı Versay muahedesi yırtılmış. Ren vadisi işgal edilmiş, Almanya or- du ve büyük hava filosu sahibi ol- muş, ve bütün bunları yeni şahsiyet başarmıştı Bununla raber en kati tedavi Münihte pılacaktı. Almanya, yalnız vat kazanmıyacak, askerlik ve ikti- sat bakımlarından üstün bir im - paratorluk olacak, âdeta bütün Av rTupaya hkim ve şarka döğrü yâ - yılmakta serbest kalscakti Almanya, Münihten sonra bütün sıhhatini, kuvvetini, istirdat ede- rek muhterem ve mütevazin bir millet olarak hür yaşıyacaktı, Te- davinin gayesi bu idi. Fakat böyle olmadı ve Almanya bütün kuüve- müsa- er Tezli yep gi emma id j gecen harpten daha cok feci o'a - Münih, tetmin siyasetinin zaferi olacaktı. Onu anlaşma yarışı ve re fah devri takip edecekti. Fakat böy le olmadı. Münihi, tedhiş ve korku devri takip etti, Nis böyle olduğuna göre, Chamberlain ile Bonnet ne zamana kadar iş başında kalacak- lar? Bunlar, kendi şahsi prestijle- rini korumak için iş başımda duru- yor ve tuttukları tedavi siyasetine devam ediyorlar. Bütün emelleri Almanyadaki feveranın yatışması ve siyasetlerinin kurtulmasıdır. Çünkü Almanyaya verilecek bir he diye daha var. O da müstemleke - lerdir. Bu da Almanyaya verile Edebiyatçı Ağabeylerimle Ve Ablalarımla Hasbuhal f Yazan: vazzez Tahsin Berkand Bizde, her devirde, eline kale- mini alan bir edebi makale yar- mak hevesine düşüyor ve ilk sa- tırlarda “Bizde edebiyat yoktur, bizde İyi eser yazılmıyor, İlâh...., nakaratını tekrar etmeğe başlıyor. Ben burada, bizde edebiyat var. dır veya yoktur münakaşasına gi- değilim; fakat çocukluğum- danberi, zevk ve İstifade ile oku- duğum bir çok eski ve yeni güzel nesir ve şiiri inkâr etmenin cidden 4 kastetmek tedikleri mâna, Türkiyede bir Tolstol, bir Shakspeare, bir Goe- the veya bir Balzac çıkmadığı ise, lerine bu gibi Cevkalâde şah- tarihte bile kaç tane ol- duğunu araştırmaların ve alacak. tek olursa Başbaşa ölürüp Silâh- ları tahdit etmenin ve dörtler pak tı yapmanın mümkün olacağı sa * salıyor. Fakat bu vaziyet, Chamberlain'e karşı gittikçe büyüyen bir ihtilâl hazırlamaktadır. Onun için İngil- i ile temaşaya L Tamış bülünüyer. Chamberlain ile Bonnet düşecek olurlarsa yerlerine doktar değil, mı gelecek ve bu devlet adamları telilikeyi katşılıvarak tes- limiyet siyasetinden vazgececek ve Almanyaya karşı duracaklardır. Bu nun da mânası harntir. caktır, Yalnız bu harp bir söneden önce vukubulursa. Almanyayı tek- rar yenmiye imkân vardır. İngiltere ile Fransanın kuvvetleri büyümektedir. Almanya ile İtslya- nin kuvvetleri. bu kuvvetlere mu- adil değildir. Fakat bir sene gec - tikten sonra Almanya, karı cağı muhasaraya karşı gelebilir. Br» Almanya, Minihten evvelki devre sazaran da- ha kuvvetlidir. Çünkü Çekoslo - vakyaya karsı ordu avrımıya mec- bur değildir, Fakat Fransa ve İn- gilterenin kuvvetleri onun küvvet- lerine üstündür. Amerikada hita - raflık kanununu tadil ederek İn- ları cevapla müteselli olmalarını tavsiye etmek isterim, kat edebiyat münakaşasını ve geçmişleri bir tarafa bi- rakalım; yukarıda söylediğim gibi bu yazımda “Var... Yokuş, mev- zuuna takılacak değilim. Evet, bizde bugüne kadar ede- | biyat sahasında beynelmilel bir şöhret olacak bir dahi yetişmedi; fakat bunda toprağınızın verim- sizliğini mi âmil olarak gösterece- #iz? Hayır... Bugüne kadar yaşa- dığımız hayat tarzının ve kültür ve fen cihetinden geride kalmamı. zn, yalnız ilim sahasında değil, - debi bakımdan da Avrupadan aşa- ğı bir derecede hulummamıza bü. yük bir sebep teşkil ettiği şüphe- sizdir, Hal böyleyken, eskilere ait mü- nakaşaları bir tarafa birakip yal. Diz, şu son on bes senelik Cümhu- riyet devrinin bilânçosunu yapar- sak, memlekette fen ve İlim saha- larında görünür bir kalkınma ol- duğunu ve bu yolda Avrupaya yak laşmak için fen ve ilim adamları. mızın eldden biyik bir azimle ve çok kere büyük bir feragati nefis- le çalışmakta olduklarını inkâr et. memize imkân yoktur. Fakat bu bilânçoyu edebiyat sahasına da teş- mil etmeli istersek o maalesef, bu yolda hemen hemen hiç bir hare- ket yapılmadığını da itiraf etmek mecburiyetinde kalırız. (Arkas 10 unruda) Mussolini, Hitler, Daladier ve hamberlain giltere ile Fransaya silâh ve cep- hane verirse harp daha sürstle ka- zanılabilir. Harp olmazsa, teslimiyet siya - seti devam edecek, demektir. Çün- kü Alman devleti, mahiyet itibari- le yapabilir, yahut patlar. Onun bütün iktısadi sistemi yapılmak ©- sasına müstenittir, Milletin bütün enerjisi servet yapmıya değil, kud- ret yapmıya sarfolunuyor. Kudret de kendini ifadeye mecburdur. Ya ni fethetmek ister. O halde Al - man kuvvetine meydan okunmazsa ona teslim olmak lâzım gelir. Bundan: “Almanyanın yakında herkese meydan okuyacağı Ssanıl- mamalıdır. Çünkü Almanlar şarki Avrupada bir iktisadi imparator - luk kurmıya devam edecekler, Çe- koslovakyada nazi rejimi #urula- cak, ve Macaristan da onun eşi yapacaktır. Daha sonra Rumanya- ya gelecek ve daha sonra Ukranya ekalliyetleri oyununa başlanacak - tar. Bütün bunlar uyandırılacak, e- , On lektriklenecek, nazileşti dan sonra Ukranya işi başgöstere- cek ve Alman nüfuzuna tâbi Uk - ranya vücude getirilecektir. Danzig ile Memel gelecek sene - İn içine atılmış bir kaç patates tane- sinden ibarettir, Almanya şarki Avrupada bütün bu işlerle meşgul olduğu halde ce- nubi Afrikayı da iktısaden İstilâ- ya devam ediyor. Cenubi Ameri - ka, her memleketten fazla Alman- ya ile alış veriş ediyor. Burada da Yahudi düşma ve propagan - dası yapılıyor. İtalya ile Japonya da ayni siyaseti takip etmektedir. ler. Göretlerle maziler arasında bir harp vukuu pek mühte- mel değildir. Çünkü Almanya, ken disile boy ölçüşebiletek birini seç- miş olur. Almanya İse kendini mü- dafasya muktedir bir devletle döğüşmek istemez. Belki zayıfları yutmak ister, Bunun için bir Alman - Rus an- laşması beklenebilir. Alşnanya, Mü nihten sonra Baltık devletlerini iki nüfuz mıntakasına ayırmak için üç kere müracaat etmiştir, Almanya ile Rusya anlaşacak o- lursa siyasi ve iktisadi büyük is tifadeler temin ederler. Çünkü İn- giltere imparatorluğunu parçalar - lar, İngiltere, Fransa ve Felemenk imparatorluklarını aralarında pay- laşırlar. Belki de Azsyaya hâkim o- larak Hindistanı İngilizlerin elin- den alırlar. Buna mukabil bunla - rın biribirlerine karşı yapacakları fedakârlık pek mühim değildir. Onun için Rusya ile Almanyanın anlaşması, Avrupanın en korkunç kâbusudur, Bugünkü gösterişlere göre, Fran- $a bir sene, İngiltere iki sene için. de demokratik sistenilerinin zaafa uğramasile karşılaşacaklardır. Fransada dahili bir harp tehli - 1400 Kr. 1 Sene 2800 Kr. , 150 6 Ay 1500 muştum. O anda, birden, ve ©, 3Ay 800 yanan kalbimin sızısı; günler ge AM YE e de Ankaradan bu mevzua dair Milletlerarası posla iüihsdına dahil ağar obilimler geldikçe bi dimeyes melidir dola abone a gel mezi. na $ıralanmiş duran beş taze mer rın © saman göz Yaşlarile nemi” miş toprakları altında yatan beş kö” pe vücut, kalplerimizden kopmuş birer parçadır. Fakat, sayısız asırların ardından tarihe gururla bakan mazimizin han gi gününde biz böyle kurbanlar ver medik ki?... Türk yurdunun semalarından Ankaranm topraklarına düşen bu körpe vücutlar Türklüğün en yüce, en olgun idealini gökün bulutlarma, denizin dalgalarına, kürenin taşma toprağına tanıtan Türk çocuklarının ne öncüler ne de artçıları; onlar, yatağma sığmıyan coşkun bir nehir gibi ezelden gelip ebede (o akan kahramanlık selinin birer damlasi- dırlar, Berraklıkları yanında denizlerin incileri donuklaşan bu saf ve temiz İhadsiz ve hesapsız damlalarm kay» İnaştığı o haşmetli sel bundan böyle de, bir an durmadan, skmakta de- vam edecektir. Buna en büyük, en canlı delil: Kan, yurt, iş ve ideal kar deşlerinin şehit ve aziz vücutları henüz düştükleri yerde yatarken göklere havalanan Türk çocukları- nin eşsiz cesaretleridir. Çeyrek asırlik mazinin o Nurisi, Sadıkı, Fethisi; Bllyük harbin © ve milli cidalin İsimsiz havacısı, deniz- <İsi, piyadesi, süvarisi, topçusu ve diğerleri... Kumandanı, subayı, Meh- metçiği; geçen yılların Eribesi, Hay- risi ve nihayet beş körpe şehidi © kudretli selin yer değiştirmiş, ruh » ları yerden göke çikmiş katreleri - T, güneş deniz yutar. Fakat sel yine o hay metli seldir, çağlıya, köpüre akar: Ezelden ebede doğru! ,, Evet, bu sel ebödiyen akacaktır. Önüne. çıkacak her seddi kâh yika. rak, kâh aşarak; bazan yatağından tuşarak, bazan da » lav gibi - sedle- ti eritip yakarak, Bu selden daha beş katreyi gök aldı, susamış toprağa verdi, Topral evvelkileri ve adin ve luyor, Taze bir kaynaktan fışkırarak coşkun sele yeni bir kol vermek için. * Geçen yıl 16 yaşında bir kız çocu- ğu ile 35 lik dinç bir erkek yurttaş, “Türkkuşu, ba yazılmak İstediler; ikisi de benden yol güstermemi dile. di. Baş vurdukları yerden, kendile- rine “On sekizden küçük, otuz beş. ten büyük yaştakileri alamayır!,, de- nildi; iki katre, vice sele katılmak- tan malırım oldu. Biri genç kız, > yarın bu imkânı bulsa bile - öteki boynu bükük, mütehassir kalacak - tar. İki, üç yaş farkı için? Bana öyle geliyor ki insan yaşı. nm, küretiğin güneş etrafındaki tam devrini otuz veya elli defa rak edişile ölçüldüğü zamanlardan hayli uzaktayız. Bakımsız bir vücut 30 yaşmda da Yıpranmış bir hale ge- lebilir. Fakat 50 yaşmda bile genç kalmış vücutlar asrımızda “Hilkat nadiresi,, değildirler, Bir arkadaşım anlattı; 27 de Fransada (galiba Mödon. da) bir av tayyaresinin kanatların « da — kopmuş. İçindeki | pilot, paraşütle atlıyarak, sapasa; lam re inmiş., Bu, kimmiş Zile ila 57 yaşında bir albay (miralay)! Türk Hava kurumu yaş hudut - larını ne kadar genişletir, daha ziya. kesi de vardır. Belki de o'ada fa. şist bir sistem teğsstis eder. de bünye ve âsap ölçüsünü göz önün de tutmakla iktifa ederse, umarım ki ucucularmın dafnası mevzuunda “7 den 70 yay ve Almanya ile sulh yapmaları İna kadar. esasını kabmle doğru gi- muhtemeldir. Fakat bu da pek va- rit değildir. Hulâsa Münih bir tehlike mukad. dimesi İdi, Fakat bu tehlike yal. wz Avrupaya münhasır. değildir. Çünkü bütün medeniyet dünyası. nı tehdit ediyor, derlerken, bizim gibi nüfusları ara“ zilerine nisbetle az olan milletler & çin. her sahada ayni yolu tutmak esaslı bir zaruret olsa gerektir. O zaruretten İlham alan bü satır lar, içten gelen hir dileğin mahsnlü- dür,