e V pı j Ulus Basımevi B z li"eSI Çankırı Caddesi, Ankara Dunlyurdun her tarafmd'a spor hare 1 ketleri olmuştur. Ankara'da yapılan 6 Telgraf: Ulus - Ankara maçta Demirspor Galatasaray'ı yenmiş KÂN İstanbul ve İzmir'deki müsabakalarda SON UN İmti TE:IEŞON sürprizli neticeler alınmıştır. Muhafız mtiyaz sahibi 1144 ŞU K S b 193 9 Baçmr.ıı-.an-iı-ı Ş 1371 Gücü ve .Atlx_sp.or binicileri mutat haf İ aai Yazı işleri X talık binişlerini yapmışlardrı, Tafsilât şleri 1062-1063 atbaa müdürü 1061 iç sayfalarımzdadır. 5S .KURUŞ. | <Natb 1061 ADIMIZ ANDIMIZDIR iç sayfalarımzdad âare Frankistler Reus ve Taragonu aldılar bazna ROMA GÖRÜŞMELERİNDEN BİR ŞEY -ELDE EDEMEYİNCE... İtalya politikasına İspanyol sivil harbinin gidişine göre veche verecek D | R Fransız Başvekili B. Daladiye'nin Afrika seyahati esnasında alınmış bir resmi Radikal partisinin kongresinde B. Dalâdye mühim bir nutuk verdi: Hükümet hiç bir şey feda cimek İslemiyour O, Fransız kanı için hasistir, fakat fransız menfaatlerinin bekçisi dir ! Paris, 15 a.a. — Saat 15 te “Mütüalite,, sarayında radikal par- tisinin küçük kongresi açılmıştır.' B. Daladiye kongreye alkışlar arasında gelmiş ve derhal söz almıştır. Başvekil, kendisine müzaheretten geri kalmamış olan bütün partiye teşekkür ettikten sonra bundan on ay önce “bu vazifeyi kabule çok istekli” bulunmadığı bir zamanda hükümeti teşkil et- tiğini ve o zaman cümhuriyeti, demokrasiyi ve yurdu hüriyet u - sullerine göre kurtarmağa âmade olan bütün insanlara müracaat kadeniz'de İngiliz ve Fransız filoları manevra yapacaklar Paris, 15 a.a. — Massip, Pöti Parizyen gazetesinde bu sabahki ekseri gazetelerin de mütaleasına uygun olarak şu satırları yazı- yor: “Bundan böyle, italyan hükümetinin diplomatik icraatı İspan- yol buhranının istihalesine sıkı bir surette bağlı bulunmaktadır..,, Jur - Eko de Paris gazetesinden: “Musolini ,İspanya'daki emellerinin yalnız bolşevizmin ezilmesi olduğunu tasrih etmiştir. Bu maksat hasıl olun - ca, bundan istifade etmek istiyecektir. Bize karşı, haklı veya haksız olarak, i talya “istiyen,, vaziyettedir. İspanyol topraklarının tahliyesi gibi bir kozdan kendi kendini mahrum edecği ıîıasıl ta- savvur edilebilir? Hiç şüphesiz evelâ bizzat ispanyollara güvenmek icap ede cektir. Fakat varılacak netice açıktır. Burgosta hazır bulunmaklığımız lâ- zimdir. Son saatte geç kalmış vaziyet- te kalmamalıyız. Epok gazetesinde Donandicu yazı- yor: “Diktatörlerin zihniyetlerinin mü - sait bir istikamette istihale etmesi için Frank ltâandaki sığınaklardan dan sonra yer çıkan sivil halk zn bir hava hü Taragon limanındaki üklü vapurlar da frankistlerin elinde Barselon kışlalarının kapılarında Kadınlar ve çocuklar cepheye gidenlerle vedâlaşıyorlar Bilbao, 15 a.a. — Katalonya cephesinden bildirildiğine göre ge- neral Yague kumandansındaki ordu Reus soknklnnşıın gı':ımi!“" Şehir içinde muharebeler yapılmaktadır. Diğer taraftan gen Moslşnrdq Aıfglezo_lu’yı işgal etmiş ve diğer askeri kollar Figye - zoza'ya girmişlerdir. (Sonu 8 inci sayfada) hararetli temennilerde bulunmakla be- raber, Fransa ile İngiltere'nin hâlen Akdeniz'de almakta oldukları emniyet tedbirlerini alkışlıyoruz. İki memleke- |€ tin filoları üç ay zarfında Fas sahille- rinden, Cezair, Tunus ve Mısır'ı geçe- rek Suriye sahillerine kadar şümullü manevralar yapacaklardır. — General Gamlen ve amiral Darlan şimal Afrika- sında bir teftiş seyahati yaparken im- Fıkra Bizim teknemiz “Bugünkü buhran üzerinde hüküm yürütenlerden birçoğu, yeni bir harp olursa, onun arkasından yeni bir ni- zam teessüs edeceğini zannetmekte - ettiğini hatırlatmıştır. B. Daladiye yaptığından pişman ol- madığını ilâve etmiş ve çok alkışlan- mıqtır. Müteakiben ekonomik kalkınmadan bahseden B. Daladiye, fransız sâyinin en az diğer memleketler sâyine müsa- vi olması lüzumunu kaydetmiş, 40 sa- at kanununun ahvale uydurulması ve bunun istihsâle karşı bir silâh olarak kullanılmaması icabettiğini söyliye - rek şü suretle devam etmiştir: “— Evelce de söylediğim gibi, sâ- yin gönüllü bir şekilde gayretleri ol- maması beynelmilel politika terazi - sinde ağır bir tazyik husüle getirmiş- tir. Bugün tekrar ediyorum; son ey- lül ayında memleketi harbe sürükle- mek cinaft bir delilik olacaktı.,, Milli kalkınma hareketi başlayınca İç politikadan bahseden B. Daladi- ye, sosyal ihtilâfları, B. Çemberlayn- in Paris'i ziyareti esnasında Röno fabrikalarının işgalini ve nihayet 30 teşrinisanideki umumi grev teşebbü- sünü hatırlatmış ve demiştir ki: “— Aynı gün, italyan parlâmento- sunda nümayişler yapıldı. Uzlaşma maksadiyle gönderdiğimiz büyük el- çiye karşı italyan hükümeti merke- zinde tezahürat vuku buldu. Bugün size soruyorum: Umumi grevi akim bırakmasaydık ne olacaktı? Memleke- te müracaat ettik ve, siyasi hayatım- da en sevinçli bir hâdise olarak, işçi sınıfının büyük bir ekseriyeti fena çobanların nasihatlarını reddettiğini gördüm. İşte hattı hareketimizi hak- h: gösteren en mühim sebep budur ve milli kalkınma başladığı içindir ki ileri sürülen mutalibata kati red ce- vabı verebildim.,, (Sonu 8 inci sayfada) ___ Sultan Ahmet Han İstanbul'da Yeni Sefir Feyz Muhammed Han şubat içinde geliyor İstanbul, 15 (elefonla) — Afganis- tan'ın Moskova büyük elçiliğine tayin edilen Sultan Ahmet Han bugünkü trenle Ankara'dan şehrimize geldi. Sultan Ahmet Han, refikası biraz rahatsız olduğu için, bir hafta' kadar şehrimizde kalacak ve ondan sonra Moskova'ya hareket edecektir. Sultan Ahmet Han bugün gazeteci - lere şu beyanatta bulunmuştur: “— Türkiye'de bulunduğum müd- detçe hükümet ricalinden büyük bir yardım gördüm. İki kardeş devlet ara- sında mevcut olan sıkı iş birliği Sâdâ- bat paktiyle bir kat daha tarsin ve tak- viye edilmiştir. Dört devlet arasında aktedilen Sâdâbat paktı yalnız pakta dahil devletler için değil, dünya sulhu için de kuvetli bir zâmandır. Epeyce bir zamandanberi Türkiye'deyim. Bu güzel memleketten hiç unutamıyaca- ğım hatıralarla ayrılıyorum. Vazifemi ifa sırasında türk matbuatından gör- düğüm yardımları bilhassa kaydede- rim. Türk matbuatının memleketime ve Türk - Afgan dostluğuna karşı gös- terdikleri yakın alâkaya bilhassa te- şekkürler ederimi,, Sultan Ahmet Han Karadeniz fırtı- nalr olduğu için Moskova'ya kara yolu ile gideceğini ve Ankara elçiliğine ta- yin edilen Afgan hariciye nazırı Feyz Mohammed Han'ın şubatın ilk haftası içinde geleceğini söylemiştir. Musolini paratorluk genel kurmay başkanı Lord C:ıref de Mısır ve Filistin'e gidecek- tir.. Kayak ! Havalar müsait gidince ka- yak meraklıları da Ayaşbeli'ne akın etmeğe başladılar. Yorucu ekzersizlerden sonra, bu ka- yakçı bayan ne büyük bir iş- tah ile yemek yiyor! (Kayakçı- ların dünkü gezintileri hak- Macaristan'ın da iştirâk ettiği antikomintern paktı imzalanırken kında yazımız 7. sayfadadır.) Macar Hariciye Nazırı dün Berlin'e gitti deapeşte, 15 aa. — Macaristan Hariciye Nazırı Kont Çaki bugün öğ- Iı':den sonra saat 13,15 de resmi bir ziyarette bulunmak üzere Berlin'e ha- reket etmiştir. Hitler - Bek ve Çemberleyn - Mu- solini mülâkatlarının ve Macaristan'ın antikomintern pakta resmen iştirâki - nin akabinde yapılan bu ziyaret, bun- dan dolayı, hususi bir ehemiyet iktisap etmektedir. B. Çaki Berlin - orta Avrupa mese- leleri ve bilhassa son zamanlarda ma - car - alman münasebetlerini karıştır - mış olan Ukranya meselesi hakkında leh, italyan ve ingiliz noktai nazarla - rıma tamamen vakıf bulunarak hare - ket etmektedir. (Sonu 8 inci sayfada) dirler. Fakat o kadar yakın bir ihti- mal daha var: barbarlığa dönmek! Yeni bir cihan harbinde, zehirli gaz ve mikrop, belki de kesif insan yığınla. rinı mahvedecektir. Geri ye kalanlar ise yeni bir nizam peşinde koşmıyacak - l_zf. son şalgam ve pancarı kapışmak için biribirlerinin boğazlarına atıla - caklardır.,, Muharririn hatırlattığı üzere, Ho- mer :ısrından evel Miken medeniyeti tahr'ıp edilmişti; Yunanistan'da onun yennğ yeni bir medeniyet zuhur et- mek için asırlar geçmiştir. Tarih, te- rakki kadar uzun inhitat devirlerinin hikâyesi ile de doludur. Eğer harp olmazsa, insani faziletle- rı'.n sönüp gideceğini ileri süren id- dia, yirminci asrın ağzından duyul - mamalı idi. Bu asır, fazilet imtihan- ları için hudutsuz imkânlar yarat- mıştır, 1914 te: “— Bu muharebe harbi öl« dürecek!” kâhinliğinde bulunanlar, acaba bugünkü silâh çatrlarının altın- da ne düşünüyorlar? Bari 1918 den sonra, hattâ muzafferler için, mah- rumları imrendirecek bir refah devri başlamış olaydı! Hazırlanmak, maddi mânevi hazır olmak lâzım! Her tarafta harbe doğ- ru belki bilerek ve istiyerek git - mek değil, fakat ister istemez bir sü- Tüklenme var. Kin denizi gittikçe ka- barıyor, azıyor! Dalgalar, daha şim- diden, kaptansız ve mukavemetsiz tekneleri sallayıp savuruyor! Biz bir selâmet haldeyiz: yani hazırız, birli- ğiz, uyanığız. Barometre, “güzel ve sabit hava” üstünde istikrar gösterin- ciye kadar, hazırlığımıza, birliğimize ve uyanıklığımıza kuvet verelim. Ne yapalım, rüzgâr allahı değiliz kı: denizi dindirelim. Ama teknemizin dümeni şaşmaz ellerdedir. Bizi pek deniz de tutmadığı için, rahatça uyu- yabiliriz - Fatay