Ulus 16 Ocak 1939 sayfa 2 | Gaste Arşivi

16 Ocak 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

16 Ocak 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şi yapmışlardır. Atlı Spor Kulü- © İnsan ve küllür: Eski kitaplar Bugün yetişmekte ve yeni bir görüşle düşünmekte olan genç nesle, hiç olmazsa tanzimat devrine ait kitapları yeni yazı ile vermemiz lâzım - dır. “Kültür” dendi mi, bu işte “abalı ” vazifesi gören Maarif Vekâletine, ister istemez bundan da pay düşecektir. Muayyen bir tahsisat ile, her yıl bir kısım kitapları ucuza bastırıp sattırması kabildir. Üç dört, bilemedik, beş altı senede, tanzimat devrinde kaleme alınmış olup fikir, edebiyat ve politika hayatımızda belli başlı bir rol oynamış olan külliyat, bu suretle, sahaflar'dan şahsi kütüphanelere göç etmiş olacaktır. Bu eski kitaplardan bir kısmını, şu sıralarda bir tetkik yapmakta ol- duğumuz için, karıştırmaktayız. İçlerinde öyleleri var ki, bülüğa ermemiş çocuklar tarafından kaleme alındıklarını sanırsınız. Meselâ bir tanınmış muharririn biografiası, baştan aşağı onun methedilmişinden ibarettir. Hayatına ait malümat bile, muharrir tarafından anlatılmış olandır. Ne şahsın ne eserlerin tahlili vardır. Böyle olmakla beraber, bu ufacık ki - taplarda, bunların sevgi ile yazıldığının delilleri mevcuttur. Gene bazı kitaplar elinize geçer ki, bunların benzerlerini kaleme al- mak âdetten düşmüştür. Bilhassa hatırat kısmına giren bu kitapların a - rasında öyleleri vardır ki, eğer zaman fikirlerin daha serbest ifadesine mMüsait olsa imiş, avrupalıların hatıratı yanına konmalarında mahzur görmesek de olurdu. Umumiyetle, tanzimattan beri yazılan kitaplarda, ifade düzğün, ki - tap vasfı az çok mevcuf, tabı hataları ise nadirdir. Bugünkü matbuat ve matbaa hayatımız aleyhine yepılabilecek bu müşahedeler, genç nesil ta- rafından da yapılmalıdır ki, zaman içindeki fikir inkişafımız kesintiye uğramasın. Kaldı ki, tanzimat'ı iyice anlaması, yetişen nesil için, fikri olgunluğunu ve erkekliğini yapabilmesinin en büyük şartıdır. Burhan BELGE Atlıların D e . gezintileri Her hafta olduğu gibi dün de Muhafızgücü atlıları bir av bini- bünün binicileri de bu gezintiye sonradan iştirâk etmişler ve iki kulüp âzaları beraberce güzel bir spor günü geçirmişlerdir. Re- simlerimiz bu gezintilerden muh- telif görünüşleri tesbit etmekte- dir. Bugünkü Kamutay Kamutay bugün toplanacaktır. Ruz- name şudur : İkinci müzakeresi yapılacak mad - deler : 1 — Adli evrakın posta, telgraf ve telefon idaresi vasıtasiyle tebliğine dair kanun lâyihası ve nafıa, adliye ve ve dahiliye encümenleri mazbataları, 2 — Türkiye - Holanda ticaret an - laşmasına mütedair protokolde tadi - lât yapılması için teati olunan notala- rın tasdiki hakkında kanun lâyihası ve hariciye ve iktisat encümenleri mazba- taları: 3 — Türkiye Yugoslavya ticaret ve seyrüsefain mukavelesine munzam pro tokole merbut A listesindeki “Levure (Maye)” kelimesinin 565 tarife numa- rası önünden 165 tarife numarasına nakli hakkında kanun lâyihası ve ha - riciye ve iktisat encümenleri mazbata- ları. Birinci müzakeresi yapılacak mad - deler : 1 — Askeri fabrikalar tekaüd ve mu- avenet sandığı hakkında kanun lâyiha- sı ve milli müdafaa, maliye ve büdce encümenleri mazbataları. K Çağrı X Dahiliye Encümeni bugün sâat 10 da toplanacaktır. X Milli Müdafaa Encümeni bugün heyeti umumiyeden sonra toplanacak- tır, X Ziraat Encümeni bugün heyeti üumümiye içtimamdan — sonra topla - nacaktır. X Büdce Encümeni bugün saat 10 do toplanacaktır. Gazi köprüsü İstanbul, 15 (Telefonla) — Gazi köprüsünün Unkapanı cihetine tesa - düf eden dubaların biribirlerine bağ - lanması bitmiş, dubaların üst tabakası olan beton ve âsfalt inşaatına da baş- lanmıştır. Bu inşaat biter, bitmez, A - zapkapı cihetine yerleştirillecek du - baların yerlerine konulmasına başla - nacaktır. Yeşilay gençlik kurumu sekizinci İstanbul, 15 a.a. — Yeşilay gençlik kurumu, sekizinci kongresi Bay Fah- rettin Kerim Gökay tarafından açıl- mıştır. Ebedi Şef Atatürk'ün hatırasını teb- cil için bir dakika süküt edildi mütea- kiben hep bir ağızdan istiklâl marşı o- kundu. B sonra İsmet İnönü'ne ve sair makamata tazim tel- grafları çekilmesine karar verildikten sonra bazı hatipler söz alarak içki a - leyhinde ve mazarratları hakkında nu- tuklar söylediler, Kongreye, heyeti idareyi seçtikten sonra içtimaa nihayet verildi, a Dolmahahçe - Ayaspaşa yolu İstanbul, 15 (Telefonla) — Altr ay- dan beri üzerinde çalışılmakta olan Dolmabahçe Ayaspaşa mozayık yolu kısmen bitmiş ve dünden itibaren na - kil vasıtalarına açılmıştır. Yolun ke - narlarındaki genişletme faaliyeti de - vam etmekle beraber yol nakil vasrıta - larına da açık bulundurulacaktır. Bir tramvay kazası İstanbul, 15 (Telefonla) — Bugün Şehzadebaşı'nda bir tarmvay kazası ol- du, Şerife adlı bir kadıncağız araba al- tında kaldı. Fakat bu kazadan birkaç hafif yara ile kurtuldu. Merhum B. Hicri Acı bir kayıp Uzun seneler Maarif Vekâleti ilk tedrisat umum müdürlüğü şube mü- dürlüğünde çalışan ve bir iki sene evel Bilecik maarif müdürlüğüne tayin e- dilmiş bulunan B. Hicri düçar olduğu hastalığın pençesinden kurtulamıya- rak dün sabah saat 7,30 da dünyaya gözlerini kapamıştır. B. Hicri kendisini maarif ailesine tanıtmış ve sevdirmiş bir memur, ar- kadaşları içinde vefakârlığiyle ve sa- mimiyetiyle tanınmış bir zattı. Ölümü, kendisini tanıyanlar arasında büyük bir teessür uyandırmıştır. Vazifesine bağlılığı o derecede idi ki ölümünü in- taç eden hastalık, hayatını birçok kere ciddi surette tehdit ettiği halde o, va- zifesini bırakmamış ve hastalığına e- hemiyet vermek istememiştir. Büyük bir keder içinde bulunan ailesine, dost- larına ve maarifçi arkadaşlarına başsa- ğı dileriz. B. Hicri'nin cenazesi bugün Nümu- ne hastanesinden kaldırılacak ve öğle namazı Hacıbayram camiinde kılın- dıktan sonra Cebeci mezarlığına defn- olunacaktır. Hatay menşeli mallar tesbit edildi Hatay menşeli mahsullerin Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince bir listesi - nin yapılmakta olduğunu yazmıştık. Bu listeye göre Hatay mamül ve mah- sülleri şunlardır : dali, kayısı, şeftali, kabuklu ceviz ve badem, yeni dünya, narı erik, armut, elma, ayva, dut, portakal, mandelina, limon, şeker kamışı, hanbalas, — keçi boynuzu, patlıcan, taze fasulye, sakız nak ve bal kabağı, domates, bamya, patates, lahna, karnebahar, kırmızı bi- ber, bezelya, soğan, sarımsak, ıspanak, turup, bakla, pancar, hiyar, şalgam, en- ginar, mercimek nuhut, leblebi, buğ - day, arpa, yulaf, burçak, Fig, ak darı, mısır yer fıstığı, miyan kökü, pala - mut, hindyağı tohumu, tütün, pamuk, zeytin, zeytinyağı, çam ve nar kabuğu, nebati katran, zift, odun ve odun kö - mürü, domates peltesi, üzüm ve nar pekmezi, defne yağı, ceviz, çam ve me şe kerestesi, sığır ve camuş, koyun, ke- çi, sade yağı, ipek kozası, manda deri - si, küzu ve cglak derileri, keçi kılı, ba- ğgırsak, bal, balmumu, alçı, kil, mer - mer, somaki mermer, krom, balık, ba- lık yumurtası, İstakoz, sabun, yerli kö- sele, deri, keçe, yerli kilim, ada, kaba yün mensucatı, iplik ve ipek döşek çarşafları, yemeni, dokuma kilim, mo- bilya (ceviz ve sair ağaçlardan), hasır, tuğla ve kiremit. Bu malların yerli malı olduğuna da- ir Hatay resmi makamlarından verile- cek menşe şehadetnamesi ibraz edil- mek şartiyle gümrüklerimizde yüzde doksan dokuz gümrük resmi tenzilâtı - na tâbi tutulacaktır. Memurlar kanununda değişik_LiI_Ş_ Memurlar kanunu muvakkat kildir. Projenin mucip sebeplerinde, bil - hasas, yeni memur telâkkisi ile bu te - lâkkinin yarattığı ihtiyaçlar izah edil - mektedir. Devlet memurunu, otoriteye karşı olan vaziyetleri noktasından ta - rif eden proje diyor ki: “— Memuru memur olmıyanlar - dan kati surette tefrik edecek ve bü- tün memurları şümul dairesine alabi - lecek bir kıstas yoktur. Bilâkis me- muru mühtelif bakımlara göre muhte - lif vasıtalar ile taysif etmek zarureti vardır. Meselâ memurini muhakemat kanunu ile türk ceza kanunu, bir me - murun hareketlerinin muhakemesi ve cezalarının tayini hususunda o memu- run mâaaşlı veya fahri olması ve hiz - metinin daimi veya muvakkat bulun - ması arasında hiç bir fark aramaz. Halbuki bugünkü memurlar kanunu - nun hükümlerine göre memurun esaslı vasıflarından biri maaşlı olmaktır. Kezalik memurların yaptıkları mu- amelelerden dolayı halk tarafından i- kame edilen tazminat — dâvasının Devlet Şürasında görülmesi sıra- sında memurun — yaptığı — mua - meleler hizmet hatâsı veya şahsı hatâ olduğu tetkik edili.ken aranıla - 788 numaralı memurlar kanununun hükümlerini memurlarımız için yeni ve mühim hükümler koyan kanun proje* sinin müzakeresine başlamıştır. Üzerinde tetkikler yapılan proje- ler, Tekirdağ mebusu ve Kamutay Reis Vekili B. Faik Öztrak'la dokuz arkadaşının kanun teklifi ile hükümetin memurlar kanu - nunda değişiklik yapılmak üzere hazırladığı lâyihadan müteşek- Muhtelit encümen projeler üzerinde tetkiklere başladı encümeni evelki gün toplanarak değiştiren V€ rıldığı zaman, gene aynı mahzurlak vardır, Şu kadar ki askerliğe yarama * dıkları anlaşılanları da memurluğa al * mamak için hiç bir sebep yoktur. . 4 — Memurların sıhatinin tam ol- ve başk geçecek bir has- talığı olmamalarına dikkat etmek lâ « zımdır, 5 — Orta tahsili bitirmiş olmanın memurluk için esaslı bir şart olduğu şüphesizdir: Şu kadar ki vazife isti - yenler arasında ilk tahsilden daha yüksek malümata sahip olan bulun - madığı zaman, o devlet hizmetini me « mursuz bırakmak zaruretini de karşı - lamış olmak lâzımdır. 6 — Yabancı ile evli yaşamanın türk kültürü üzerinde yapacağı fena tesir « ler, bugün münakaşaya lüzum bırak - mıyacak kadar vuzuhla anlaşılmış bu- lunmaktadır. Bunun için lâzımgelen takyidler konulmuş ve nikâhtan evel türk tâbiyetine geçerek ondan sonra nikâhlanmak suretiyle memurların ha- lerin bu türlü teşebbüslerinin de ne geçilmek için bir madde t mıştır. — önü- Memurluk şerefi ve kıymeti lâ l cak nokta un âmme hi ini i- fa l 1 dır. Bu hi in is - ter devlete, ister belediyelere ait ol - masr, ehemiyeti haiz değildir. Halbuki lâyihada memuru tarif ederken, yapı - lan âmme hizmetlerinin yalnızca dev- lete ait olması, ve belediyelerde âmme hizmeti ifa edenlerin tarif haricinde bırakılması esası muhafaza edilmiştir. İşte bu mülâhazalara ve tatbikatta tesadüf edilecek ihtilâtlara meydan bı- rakmamak düşüncesiyle bu tarifin ba- şında (bu kanuna göre) kaydının.ko - nulması muvafık görülmüştür. Bugünkü memurlar kanununun memuru tarif eden vasıfları d: nok! kayıtlar bir maddede ifade edilmiştir. 8 — Memurluğa mani olan mahkü « miyetlerin nevi ve derecesi gösterilir « ken, bu cezaların çekilmiş olması ve böyle bir ceza tehdidi altına girilmiş bulunması hallerinin de memurluğa mani olduğu tesbit edilmiştir. Bugünkü memurlar kanunu nam - zedlik müddetinin en az ve ençok ©- lan hadlerini tayin ederek bu hadler da bir müddet tesbit edil husust kanunlara bırakmıştır. Halbu- ki devlet memurluğu namzetlerinin geçireceği tecrübe müddetinin biribi - rine £ i ve fakat buna mukabil (umumi ve hususi büdçelerden maaş almak) ayn; bir paranın (ücret) kelimesiyle i- fade edilmesi yoluyla kendilerinden kanuni şartlar aramak icap edenlerin bu şartlardan istisna edilmesi gibi ka- rışık ve mahzurlu hallere meydan ver- miştir. Bu mahzuru ortadan kaldırmak için tarife (maaş) kaydımndan sonra bir de (ücret) kelimesi ilâve edilmiştir.” Memur olabilmenin şartları: Projede memur olabilmenin şartla- rı tesbit edilirken şu esaslara istinat e- dilmiştir: 1 — Milli hizmetleri, kendi öz ev- lâdlarına hasretmek, otoritenin hakkı olduğu gibi bir ecnebiyi âmme hizme- tinde kullanmak istiyen hükümetin hu susi mukavele ile bunları istihdam et - mesi de her zaman için mümkün bu - lunmaktadır. 2 — Askerlik, kendi kanunununa gö re, yirmi yaşın ikinci kânununda baş - lamaktadır ve yirmibir yaştan evel me- murluğa alımmanların askerliğe çağırıl- maları üzerine, devlet hizmetlerinde birden bire mühim bir durgunluk vü - cuda gelmektedir. Bundan başka ken - dilerini yetiştirmek için de verilen e- mekler bu yüzden tevakkufa uğramak- tadır. Bunun için de memur olabilmek Üaşının yirmi bir olarak tahdidi muva- fıktır. 3 — Askerlik hizmetini yapmadan memurluğa alınanlar, fili hizmete çağ- Üniversitede Sömestr tatili başladı İstanbul, 15 (Telefonla) — Üniver- site dünde nitibaren sömestr - tatiline girmiştir. Tatil 20 gün devam edecek, fakülteler 6 şubat pazartesi günü yaz sömestri tedrisatma başlıyacaklardır. Talebeler seyahate çıkıyorlar İstanbul, 15 (Telefonla) — Hukuk ve iktısat fakültelerinden 40 kişilik bir grup başlarında doçent Hıfzi Veldet bulunduğu halde sömestr tatili müna - sebetiyle bugün bir Avrupa seyahati- ne çıkacaklardır. Grup, Romanya, Po- lonya, Almanya ve Macaristan'a gidip dönecektir. Hukuk talebesi dün akşam Tokat - liyan'da bir tanışma çayı vermiştir Çayda Rektör, profesörler ve talebe bulunmuştur. Yüksek Ticaret mektebi bugün elli altıncı kuruluüş yılını kutliyacaktr. Mektebin salonunda merasim yapıl- dıktan sonra mezunlarına Tokatliyan- da bir çay ziyafeti verilecektir. Uummalar Kırk beş yaşında kırk beş sabıka | İnfanbul'dn muhakemesi yapı- lan bir ı_uçlunun 45 yaşında oldu- gu ve şimdiye kadar 45 sabıkası bulunduğu öğrenilmiş. Bu hesapç ömrünün her yılına bir sabıka dü- şüyor. Birçoklarına dua ederken : — Allâh uzun ömürler versin! denilir. Bu sabıkalıya böyle bir temen- nide bulunabilir misiniz? Ona böyle bir duada bulunmak, “daha nice nice sabıkalar işliye- sin!,, mânasına gelmiyecek midir? Yaya kalan bir gazeteci! 29 may:s 1936 da Kopenhag- dan hareket eden gazeteci Karl Hordfort, yaya olarak 30 bin kilo- metre "ol yürüdükten sonra bir- kaç gün evel İstanbul'a gelmiş. Bu danimarka gazetecisi, bütün dünyayı dolaştıktan sonra 1945 te n ZALEM İ Bakındı çapkının marifetine ! Ayol, © koltukları çalıp götür- mek değil, üzerlerine parasız o- k bile yasaktır! yormuş. Dünya hâdiselerini lektrik, tayyare, otomobil, hiç ol tren süratiyle ilerlediği bir devir- Muhbir ! de yaya kalan bu lekt a- caba ,tekrar Kopenhag'a döndüğü zaman, coğrafya ve harta malü- matı işe yarıyacak mıdır? Koltuk hırsızı! İstanbul zabıtası, Şehir tiyatro- suna musallat olan küçük bir hır- sızı yakalamış. Bu şimdiye kadar oradan 24 koltuk çalmış- tır. Gazetelere haber getirip yazan l p ; | a öt | S : “, ah 5, adı verilir. Eskiden bu bardaydı. Bir takım ga: ”» kelime iti- * Fakat ne olursa olsun, tayyare kaçakçılığı hakkında yapılan neş- riyat dolayısiyle İstanbul gazete- cilerinden, hem deileri gelenle- rinden beş kişi adliyede “muhbir,, sıfatiyle dinlendi. Bu arkadaşla: artık, — Biz muhbir değiliz! diyemi- yecekler; çünkü kelime bu sefer, bir gazetecilik tabiri değil, bir ad- liye ıstılâhıdır! Yugoslav Gandi'sil Yugoslavya'da Gandi ismini a- lan bir delikanlı, beş kuruş muka- bilinde beş dakika konuşuyor ve aldığı parayı fakirlere, işsizlere veriyormuş, “adliye muhbiri”, “zabıta muhbi. ri,, gibi şöhretler de yapmışlardı. Son larda, her $ kelime beğenilmez oldu. Yeni ga- zetelerde istihbarat işi ile uğra- şanlar da kendilerinden “muhbir,, diye bahsedilmesini istemezler. A Demek ki bu delikanlının sü- kütu değil, sözü altın yerine geçi- yor. Bizde de bir atalar sözü vardır: “Beş para ver konuştur; beş ku- ruş ver sustur!,, deriz. Ama yu- goslavyalı Gandi, her halde böyle öi v ll tecrübe müddetinin hitamından evel DE SK di a Bizondi âe memurluğa Ela:.nbğl Ellenlerin nem- zetlikte geçirdikleri müddetin de me-s < murluk hizmetinden sayılması muva - fık görülerek madde metni buna göve hazırlanmıştır. Memurların sicilleri: Memurların sicilleri ne suretle tu- tulacağına dair esaslı kayıtlar ayrı biz fasılda gösterilmiştir. Tabiidir ki tat- bikatın icap ettireceği şekiller ve usul- ler hakkında talimatnameler yapmak- ta hükümet serbest olacaktır. Devlet teşkilâtında bütün memurların vazi « felerine ve hususi yaşama tarzlarına ait hareketlerini takip etmek lüzumu aşikârdır ve bunun için * (umumi sicil dairesi) tesisi lâzımdır. Şu kadar ki (Sonu 9. uncu sayfada) Suğuk Kars'da 14 dereceyi buldu Dün şehrimizde hava bulutlu ve rüzgârsız 4 Çi yetfe geçmiştir. En miştir. 24 saat içindeki yağışların — metre murabbarma bıraktıkları su miktarı Ş. Karahisar'da 4, Sivas ve Zongul - dak'ta 3, Giresun, Kastamonu, Amas - ya, Ordu Çarşamba, Bayburt ve Dört- yol'da bir kilogram, diğer yağış gö- ren bazı yerlerde cüzi miktardadır. Karla örtülü bulunan yerlerde karın toprak üstündeki kalınlığı Karsta 1, Bolu'da 8, Van ve Sarıkışla'da 9 san timetredir. Uludağ'da ise 1.55 metre- dir. Rüzgârlar Kocaeli ve Ege bölgesiy - gelerde umumiyetle garpten saniyede en çok üç metre kadar hızla esmiştir. Yurtta en yüksek ısılar Zonguldak ve Islâhiye'de 10,Trabzon, Konya ve Diyarbakır'da 11, Çorlu, Balıkesir ve Sinop'ta 12, Bursa ile Kocaeli'de13, İz- mir'de 14, Adana ve Çanakkale'de 15, Bodrum'da 16, Antalya'da 17 derece - dir. En düşük ısılar da sıfırın altında ol- mak üzere Siirt'te 1, Kastamonu — ve Niğde'de 2, Eskişehir, Afyon, Ulukış- la ve Malatya'da 3, Sivas, Kırşehir ve Diyarbakır'da 4, Elâzığ ve Kayseri'de 5, Erzincan'da 7, Erzurum'da 12, Van- 'da 13 Kars'ta 14 derecedir. — ) yatı arasına karışmak istiyen ecnebi « yüksek ısı 9 derece olarak kaydedil- — Sivas'ta 3, Erzurum'da 5, Kangal'da 7, | le doğu Anadolu'da şarktan, diğer böl- | BESSKEEİALELESEYERESER EKeVSSBSLEİNESESESAE

Bu sayıdan diğer sayfalar: