16 Ocak 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 9

16 Ocak 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—İS -1. 1939 ULU S . A İ HİKÂY E ANDAÇ Memurlar ASKERLİK n NÖBETÇİ ECZANELER ka dap tti nda l çe el Al havaların - e © ' Pazar “ $ İstanbul eczanesi deg Işıklık ma nya qva a rl n u ü a k Pazartesi — : Merkez eczanesi ; fad ee W slle 5 Xati ve Eeler aa ğeledak| bğyi bi tee0l SO ratak bidü A Haa M e Cebeci eczaneleri | böyle bir tesisi birden kur: İT tt Yazan: F. Zahir Törümküney | Giğerbe : Hakk Y Çankaya sezancleri | sunda güçlük olduğu inkâr edilemez. hâ kl mı yetl nı e I d ee | Muallâ, işine geç kalmamak için te - | sinin üstüne bıraktı. Hizmetçi kızı ça- | Tmartesi Sebat ve Yenişehir cczaneleri | Bu işi kolaylıkla başarabilmek işinjik adımda yalnız bir kısım memurlar için işaret etmiş bulunuyor. Yalnız te- Kâşla evden çıkan kocasının arkasın - » köşeyi dönüp kayboluncaya ka - u !Hk'tı. Sonra pencereden ayrılarak ini çekti. Belkide; Şükrü'yü haya - tında bir daha göremiyecekti. Kararı - At vermişti. Bugün, on senedenberi Yaşadığı bu evi geri dönmemek üzere terkedecekti. Masanın başında kendi kendine sü- dünü içen, küçük yavrusunu uzun, u- Zun süzdü. Gözleri yaşardı. Onu da bı- Takıp gidecekti. Sükrü ile on sene evel sevişerek ev- işlerdi. Birlikte yaşadıkları müd- det zarfında kocası ona daima neza - €tle muamele etmişti. Kazancı mü - eldi. Mesleğinde parlamış bir Mühendisti. Yumuşak tabiatli, güler Yüzlü bir adamdı. Yalnız, mühim bir ysuru vardı, karısiyle hemen, hemen Mmeşgul olmazdı. İlk zamanlar, o - Dun bu halleri Muallâ'nın pek gücüne Sitmemişti. Fakat, seneler geçtikçe bu genç kadının sinirleri üzerinde a tesirler yapmağa başlamıştı. Gü- Zel, hem de çok güzel bir kadın oldu- ğjlnu biliyordu. Kalabalık bir yere 8irdiği vakıt, bütün erkek başları ona Oğru çevrilir ve arkasından takdirle, Arzuyle bakarlardı. Evlendikleri gün- d'.hberi kocası bir defacık olsun, ona Büzelliğinden, gözlerinin teshir edici dretinden bahsetmemişti. Güzel vü- Cüdunun bütün kıvraklıklarını meyda- ha çıkaran tuvaletlerini, kocasına gös- terdiği zamanlar, o şöylece bir bakar, Sonra tabii bir sesle: , — Güzel olmuş, güle güle eskit, der- İşte, böyle anlarda Muallâ'nın âsâbı Zulur, odasına giderek saatlerce ağ- ğırdı; — Pervin, dedi. Benim bugün mü- him bir işim var. Akşama belki biraz gecikirim. Sen çocuğa iyi bak. Sakın ağlatma. Her şeyden habersiz, rahat, rahat südünü içen yavrusunu kucakladı. U- zun, uzun öptü. Çocuğu sandalyesinin üstüne oturttu. Hızlı adımlarla oda - dan çıktı. Bir taksiye atladı. Yolda düşünü - yordu. Şimdi, Fikret onu görünce ne kadar sevinecekti. Hele, bundan sonra ondan hiç ayrılmamak üzere geldiği- ni öğrenince ellerine sarılıp nasıl te- şekkürler edecekti. Gözlerini yumdu: Başını otomobilin camına dayadı. Vü- cudunu tatlir bir ürperme dolaştı. *4 4 Fikret giyinmiş, sokağa çıkmak ü - zereydi. Muallâ'yı görünce sevinçle haykırdı: — Vayl! Böyle sabah, sabah nereden aklına esti. Muallâ, çantasını karyolanın üzeri- ne fırlattı. Koşarak Fikret'in boynuna sarıldı: — Fikret'ciğim!.. Bundan sonra hep senin yanında kalacağım... Lond- ra'ya beraber gideceğiz... Lakırdısını tamamlıyamadı., Fikret, kollarını boynundan çözdü. Kaşları çatılmış, rengi sararmıştı. Dudakları titriyerek mırıldandı: — Sahih mi söylüyorsun, bunu? Ço- cukluk ediyorsun Muallâ... yavrunu düşünmüyor musun?.. Hem, ben seninle evlenemem... Kocasından ayrılmış bir kadın benim kariyerime mani olur!... Muallâ, neye uğradığını şaşırdı. O, bu buluşmayı nasıl ştu? Fikret, 'drı. Şükrü, onu o kadar kendisi zediyordu ki; kur yapmağa, gönlü- Nü alacak güzel sözler söylemeğe lü - Züm bile görmüyordu. Akşamları, eve 8S€ç gelirdi. Yemek arasında bir kaç ırdı konuşur, sonra gazetesine bir Böz gezdirip erkenden yatardı. Hep Yorgunluğundan ve işlerinin çoklu - Sundan bahsederdi. Yatağa yatmasiy- le derin bir uykuya dalması bir olur- du. Aman allahım, ne bitmez, tüken- Mez uykuydu bu. Muallâ, kocasını bu dan vaz geçirmek için bir hay- l;_ uğraşmış, emeklerinin boşa gittiği- Sukmlişta. Seneler geçtikçe Muallâ'nın kalbin- den Şükrü'nun aşkı yavaş, yavaş Si - ti. Artık, hayat onun için bir 1s- tırap halini almıştı. İşte, bu buhranlı devrelerinde Fik - Tet'le tanışmıştı. Bir gün öğleden sonra kocası eve te- '©fon etmiş ve akşam yemeğine bir ar- kadaşını getireceğini haber vermişti. Fikret, ilk gördüğü dakikadan iti - onu nasıl karşılıyordu. Bir anda her şeyi anladı. Bu adam, bayağı bir avan- türiyeden başka bir şey değildi. Ona karşı gösterdiği aşk yalandı. O, bura- da kalacağı kısa bir zaman için kendi- ne bir eğlence aramıştı. Çantasını aldı. Gözlerinden şimşek- ler çakarak erkeğin yüzüne baktı. Bo- ğuk bir sesle haykırdı: — Alçak!... Arkasını döndü. Oda kapısını hızla çarparak gitti. Ankara Belediyesi İki dükkân müzayedesi Ankara Belediyesinden : 1 — Yenişehir'de Sağlık Bakanlığı karşısında otobüs durağındaki iki dük- kân ayrı ayrı on beş gün müddetle a- çık arttırmaya konulmuştur. 2 — Büyük dükkânın bir senelik l bedeli (210) liradır. baren fevkalâde hoş gitmişti. Ha - Yatı, Avrupa memleketlerinde sefa - Tetten sefarete dolaşmakla geçen bu adam, kadın mizacından çok iyi anlı- Yordu. Aynı zamanda güzel ve gayet Şik bir erkekti. Kocasının çocukluk ar- kadaşı olduğuna göre aşağı yukarı bir Yaşta olmaları lâzımdı. Halbuki; Fik- Tet kocasının yanında hiç değilse on Yaş genç görünüyordu. Neşeli, şakacı, tam mânasiyle bir sosyete adamıydı. Şükrü, onun yanında pek sönük kalı - Yordu. Yalnız, tavır ve hareketlerin - den biraz kendini beğenmiş ve avru - Palı bayanlar tarafından bir haylı şı - Martılmış olduğu anlaşılıyordu. Müuallâ ile pek çabuk ahbap olmuş- lar ve bu dostluk kısa bir zamanda coş- kun bir aşkı doğurmuştu. Biribirleri- ni çılgınca seviyorlardı. Fikret, her fırsatta onsuz yaşamıyacağından bah- sediyor ve aşkın ne demek olduğunu Ondan öğrendiğini tekrarlıyordu. 'Genç kadın, artık kocasının her ha- Teketini kaba ve tahammül edilemiye- cek kadar bayağı bulmağa başlamıştı. İki senedenberi süren mesut günler- den sonra müthiş bir haber Muallâ'nın benliğini alt üst etmişti. Fikret'e Londra sefaretinde bir vazife vermiş- lerdi, On, on beş güne kadar hareket edecekti. Muallâ'dan ayrılmak mecbu- riyetinde kaldığı için derin bir tees- Sür duyuyor, fakat bunu belli etme - Meğe elinden geldiği kadar gayret e- diyordu. Muallâ, ondan çok daha feci bir va- Ziyetteydi. Fikret gidince gene haya- tının bir mânası kalmıyacaktı. Eski ü- Züntülü, buhranlı günler yeniden baş- İiyacaktı. Genç kadın, uykusuz geçen gecele - Tinde hep bu ayrılığın acılarını düşü- Nerek buna mani olacak çareleri ara- Mış ve nihayet kararını vermişti. Ne o- lursa, olsun. Her şeyi terkedecek ve Fikret'le birlikte kaçacaktı. *& & Muallâ, pencerenin önündeki kol - tuktan kalktı. Süratle hazırlandı. Kü- , Sük bir el çantasına en lüzümlu eş - Yalarını yerleştirdi. Kısa bir veda e yazarak kocasının yazihane- ll a klke e İ . Muvakkat teminatı (15,75) liradır. 3 — Küçük dükkânın bir senelik muhammen bedeli (150) liradır. Muvakkat teminatı (11,25) liradır. 4 — Şartnamesini görmek istiyenle- rin her gün yazı işleri kalemine ve is- teklilerin de 20-1-939 cuma günü saat on buçukta Belediye encümenine mü - racaatları. (20) 10045 37 Kalem malzeme alınacar Ankara Belediyesinden : 1 — Su işleri ambar ihtiyacı için a- lımmasımma lüzum görülen 37 kalem malzeme on beş gün müddetle açık ek- siltmiye konulmuştur. 2 — Muhammen bedeli 2781 liradır. 3 — Muvakkat teminatı (208,60) li- radır, 4 — Şartnamesini görmek istiyenle- ACELE İMDAT Bir yaralanma, bir kaza, fevkalâde bir hastalık vukuunda acele imdat istemek | bi için belediyeler hastanesine (2257) numara ile telefon edilir. Lüzumlu Telefon Numaraları Yangın hibarı: (1521). — Telefon müra- racaat, şehir: (1023-1024). - Şehirlera- rası: (2341-2342), — Elektrik ve Hava- gazı ârıza memurluğu: (1846). — Me- sajeri Şehir anbarı: (3705). — Taksi telefon numaraları: Zincirlicami civa- rı: (2645-1050-1196). - Samanpazarı ci- varı: (2806-3259). - Yenişehir. Havuz- başı Bizim taksi: (2323). - Havuzbaşı. Güven taksi: (3848). Birlik taksi : (2333), - Çankırı caddesi. Ulus taksi: (1291). - İstanbul taksisi : (3997). Otobüslerin ilk ve,zon seferleri ÇI rI bu usulü tatbik ve yavaş yavaş diğer ün memurlara teşmil etmelidir. Bu düşünce kabul edilen 2919 numaralı tadil kanunu ile de teyid edildiğinden bu kanun ile mevzu hükümler lâyiha- ya küçük bazı fıkralarla nakledilmiştir. Memurluğa tayin ve terfi ve takdir usulü: Memurluğa ilk alınacak olan ehli - yetlileri arasında seçilebilmesi için, a- k memurluğun ilân edilerek her alâ- kalının bundan malümat almasını te - min etmek ve bu memurluğu istiyen - ler birden fazla olduğu zaman, arala - nda müsabaka imtihanı yapılarak eh- Kocanı, Bahçeli Evlerden Ulus M. na 7.45 U. M. dan Bahçeli Evler'e —— 10.00 $ U. Meydanı'yle İstasyon arasında her beş dakikada bir sefer olup tren za- manları seferler daha sıktır. U. Meydanı'yle Yenişehir. Bakanlık- lar. Cebeci, Samanpazarı arasında saat 8 den 20 ye kadar vasati her beş daki- kada; saat 20 den 21 e kadar her on da- kikada; saat 7 den ve 8 e ve 21 den 23 e kadar her 15, 20 ve 30 dakikada bir muntazam seferler vardır. Akşamları Ulus Meydanı'ndan saat 23 deki son seferlerle bunların Ulus mey- danı'na dönüşleri sinemaların dağılış saatlerine tâbidirler. Dd beraber kıdemi ve kıdemin olduğu bir hakkı da hiç tanrmamak bir haksızlık olur. Ulu: M. dan K. dere'ye — 6.45 23.00 |liyeti daha çok olan memurluğa almak K. dere'den Ulus M,na — 7.15 — 23.20 faydalı görüldüğünden proje, bu mak- Ulus M. dan Çankaya'ya 7.25 — 23.00 | sadı temin edici bir madde ilâve edil- Çankaya'dan Ülus M.na 7.10 — 28:20 |. dekir Si kadar ki ilânmn nasıl yapıla- Ulus M, dan Dikmen'e — 6.30 20,00 | cağı ve müsabakanın ne gibi şekillere Dikmen'den Uluş Müna © 7.00 — 2030 İ ay; tutulacağı kanun mevzuu olmak - Ulus M. dan Keçiören'e — 6.00 — 21.00 | tan ziyade nizamnamelere girecek mad Keçlörcu'den Ulüa Mo'ha: 650' 2180 Vp a olduğu için ayrıca bir metin Ulüs M. dan Etlik'e 6.30 ğl—gg yazılmamıştır. AĞ DECE AD YO VOĞ Bugünkü memurlar kanunu, terfi- Ulus M. dan Cebeci'ye — 7.00 — 23.00 | de kıdemi esas tuttuğuna dair li Di yanlış Habeetibn HİNRÜ v v HMA LAĞID İkakteamaat Varık Taaldüki T kiğemizi Cebeci'den As. fabl.ra 7.00 . —— | mutlak bir hak olarak kabulü asla dü- i*, —— 17.00 BEği ; v s MA 55 FABI ni GüDERi Y ee şünülemez. Zira böyle bir hal idare Yenişehir'den Ulus M.na 7.00 : ; ğ ğ yi Ulus M. dan Yenişehir'e 710 2300 | Pekanizmasının ehliyetli ellerde bü vi KŞKT lunmasrı imkânını sekteye maruz bırak 8. pazarı'ndan Akköprü'ye 6. 4 İLeLE d b Akkörrü'den 8. pazarı'na 730 — 045 mak neticesini doğurur. Böyle olmakla vermekte Bu sebepledir ki bu husustaki mad- denin yazılışında terfi hususunda ehli- yet ile kıdemi birleştirerek ikisini bir- den göz önünde bulundurmak esasını temin ve başka türlü düşünmek ihti - malini tamamen ortadan kaldıracak sarih bir ifade kullanılmıştır. Memurların teşrifat ve elkap husu- satı ve gerek muhaberelerde kullanı - lacak tâbirler için bugünkü kanunda 1 S Posta Saatleri t Teahhütlü saat (18) e kadardır. — Posta saat (19) a kadar İstanbul ciheti- ne mektup kabul eder, Tren Saatleri Haydarpaşa'ya : — Her sabah 8.20. Her akşam 19.15 ve 19.50 de (Pazartesi, Per- Cumartesi 'oros sürat.) 4 ları ihtiva leleri ve tahvil sebepleri, inzırbat ceza- ları, inzıbat komisyonları, memurların 1 in projeye lüzum görülmemiştir. Takdirnamele - re dair olan maddeler bugünkü esas - lar dairesinde hazırlanmıştır. Projenin diğer fasılları şu kısım - ktedir: Tahvil Samsun hattına : Heı'sııun 9.35 (Kays;- mMezuniyeti ve hastalıkl: BAFT | » Bivas, Awl Ka ; d T N ) hat üzerindedir.) tan ayrılma şartları, yapa- Diyarbakır hattı : Her gün 9.35 mıyacakları hareketler, vekâlet emri, Zonguldak hattı : Hergün 15000 — |azil, işten el çektirmeni nhusust neti - celeri ve son fasıl olan on ikinci faslr *eskil eden müsterek hükümler... Devlet Hava Yolları İki otobüs, iki traktör, iki silindir iki biçme makinesi |1 ve fırmık, bir adet pulluk Devlet Hava Yolları Umum Mü- dürlüğünden : 1 — Aşağıda adet ve cinsleri ile mu- hammen bedelleri yazılı vasıta ve le- vazım kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. “ 2 — Otobüslerin eksiltmesi 28.1.939 çumartesi günü saat 11 de, diğerleri- nin eksiltmesi aynı günde ve saat 12 de umum müdürlük binasında yapıla- caktır. 3 — Muvakkat teminat: İki otobüs ri Tapu tesçili Ankara Merkez Tapu Sicil Muha fızlığından : Anhrı.nn_ı Bağlum nahiyesinde bağ- Mahmudiye köyünde Akşap çayırı mevkiinde cenuben Ömer oğlu Ahmet Poyrazı Halil oğlu Nazif batısı Hasan oğlu Mehmet doğusu Halil oğlu Mus. tafa tarlalariyle mahdut yarım ar ça- yır ve yine Çaltepe mevkiinde doğusu Beytüllah oğlu Ömer batısı mera kiblesi Beytüllah oğlu Poyrazı Ahmet oğlu Mustafa tarlala - gün Ömer, yle mahdut 30 dönüm mıktarındaki tarla Hasan dayının senetsiz olarak tasarrufunda iken bilâ varis ölmesi i- le mahlülen hazine namımna tescili def- terdarlıktan talep edilmektedir. Bu gayri menkullerin kitme ait oldu- Bu tasarrufu hakkında 11.2.939 cumar- Lgıi günü öğleden evel mahalline tah- 1 memuru gönderileceğinden bu (Başı 5 inci sayfada) ra'da yapılan deniz anlaşması aza- mi 10.000 tonluk A sınıfına mensup hafif deniz üstü gemilerinden hiç birinin, muahede aktinin sonu olan 1 sonkânun 1934 den önce tezgâha konamıyacağını kaydediyordu. albuki 1937 de imzalanan Ingiliz - Alman munzam an- laşması, Almanya'ya A katogo_nsı%-ı den 10 gemi inşa etmek selâhiyeti- ni veriyordu. Bu gemilerden 5 üçü tezgâhtaydı, Alman hükümeti ye- niden tezgâha kruvazör koymamayı kabul etti, fakat bunun bir taahhüt ifade etmiyeceğini, beş kruvazör in: şa etmek hakkını muhafaza ettiğini tasrih etti. Görüldüğü gibi Alman hüküme- ti, ilk önce 1935 de, sonra da 1937 de, geçen ay giriştiği hareketi haklı göstermeye matuf tedbirler almış- tır. Versay muahedesi alman donan- masının inşası önünde ciddi setler çekiyordu. Alman deniz kuvetlerin- de hiç bir denizaltı bulunmıyacak- tı, diğer tip bütün gemilerin mik- dar ve tonajları da sıkı surette tah- dit edilmişti. (10.000 tonluk altı zırhlı, 6.000 tonluk 6 hafif kruva- zör, 800 tonluk 11 destroyer, 200 tonluk 12 torpito.) Vaymar rejimi esnasında alman- lar kendilerine bahşedilen im- kânlardan âzami surette istifade et- meye çalıştılar. Buna muvaffak- oldular ve Doyçland'ın meydana çıkması gösterdi ki, kendilerine ic- bar edilen hadlere hürmet etmekle beraber, yanlız kuvetli bir sahil muhafaza gemisi değil, açık deniz- lerde harba muüktedir kudretli bir zırhlı yapmışlardır. Admiral Şeer ve Admiral Graf Spee gemileri, hiç bir donanmada muadilleri bulunmıyan bir gemi sı- nıfinı takviye etti. lmanya, Versay'ın ask'erî hükümlerini feshettikten ve sonra İngiltere ile bir ilk anlaşma imzaladıktan sonra klâsik tipte ge- milerden mürekep ve bizi Doyç- land nevinden sürprizlerle karşı- Hkmk rin her gün yazı işleri kal ve is- teklilerin de 20-1-939 cuma günü saat on buçukta Belediye encümenine mü - racaatları. (21) 10046 500 Adet su saafi sandığı yaptırılacak Ankara Belediyesinden : 1 — Şu işleri için yaptırılacak 500 adet su saati sandığı on beş gün müd- detle açık eksiltmeye konulmuştur. 2 — Muhammen bedeli 2250 liradır. 3 — Muvakkat teminatı (168,75) li- radır. 4 — Şartnamesini görmek istiyenle- rin her gün yazı işleri kalemine ve is- teklilerin de 20-1-939 cuma günü saat on buçukta Belediye encümenine mü - 10047 bına yatırılması lâzımdır. . için 863 lira, diğerleri için 1365 .lira— dır, Nakden verilecek teminatın Ziraat daki 3667 No:lu idare hesa- 4 — Taliplerin ihaleden bir saat e- veline kadar teklif mektupları ve şart- namede yazılı vesikalariyle birlikte müracaatları lâzımdır. Postada olacak teehhürler nazarı itibare alınmaz. Bayri/menkuller üzerinde her hangi bir aynı hak iddiasında bulunanların iddialarını ispat edecek resmi vesika- lariyle birlikte 15 gün zarfında mu- hafızlığımıza veya tahkik günü ma - hallinde tahkik memuruna müracaatla itirazlarını bildirmeleri ve tahkik gü- nü hem hudutlarının da mahallinde bulunmaları ilân olunur, (167) 10196 laştırmıyan bir muharebe filosu meydana getidir. Fransanın Dünkerk ve Strasburg zirhlrlarına bir cevap teşkil eden ve hizmete başlamış olan 26.000 tonluk — Şarnborst ve Gnelsenau zırhlılarını ve şimdi tezgâhta bulu- nan 35.000 tonlük iki zırhlıyı hatır- lattıktan sonra kruvazör sahasın- da neler yapıldığına bakalım; _Dor?anmalarmı inşa işine giriş- tikleri Zaman, almanlar — Versay muahedesi — hudutları dahilinde, 5—.5_00 ilâ 6000 tonluk 6 zırlılr kruva- zörü inşa ettiler. İkisi 10.000 ton- luk ve ikisi 7000 tonluk diğer dört kruvazör inşa halindedir. Birinci sınıftan hiç bir kruvazör henüz hizmette değildir. Yakında tezgâha konulacağı anlaşılan iki bi- rinci sınıf kruvazör 10.000 tonluk- tur, 203 lük sekiz ve 105 lik havaya karşı 12 topu bulunan bu tip gemi- ler, aynı gemi üzerinde birleştiril- mesi istenilen tezatlı kaliteler yü- zünden rağbetten düşmüş bir tipe mensupturlar. Bu neviden gemilere diğer milletlerden sonra başlamış olan almanlar başkalarının tecrübe- lerinden şüphesiz ki istifade etmiş. lerdir. Kruvazörleri kuvetli bir ko- ruyucu zıha malik olacaktır. Fakat ne de olsa, büyük hare- ket sahasına malik kruvazörlerin sayısını artırmak arzusunu izhar etmekle Almanya deniz politikası- na vermek istediği yeni istikameti 5 — İstiyenler şartnameleri Devlet Hava Yolları Ankara ve - İstanbul a- centelerinden alabilirler. (119) 10129 reçete “Ankara halkının büyük iti ve ilâçlarınız büyük bir dikkat ve 4 mi itidal. Resmi ve hususi müessesata toptan mübayatta her hu- susta azami teshilât gösterilir. Ulus Meydanı İş Bankası Gannmmünm keeye ü 201 itina ile yapılır. Fiyatlarda dai- n büyük piyangosu Dördüncü keşide 11 Şubat 939 dadır Büyük ikramiye 50.000 Liradır Bundan başka 15,000 12,000 10,000 liralık ikramiyelerle ve 10,000 Liralık iki adet mükâfat vardır. .Bu tertipten bir bilet alarak iştirâk etmeyi ihmal etmeyi- niz. Siz de piyangonun mesut ve bahtiyarları arasına gir- 20,000 miş olursunuz, Adedi — Cinsi — Mul bedeli 2 Otobüs 11.500 lira r 2 alındir M OYT ürk Hava Kurumu $ Pulluk ü TeT A dafüt hazırlık formülü bir kenara bırakılmıştır ve bize artık sahil mü dafaasından bahsetmiye cesaret e- dilemiyor. İskeleti 35.000 tonluk iki ve bel- ki üç 26.000 tonluk iki zırhlı ve üç cep kruvazöründen mürekkep bir donanma açık denizde harbı kabul etmiye muktedir kuvetli bir varlık teşkil eder. Fransanın imparatorluğunun i- cap ettirdiği donanmaya sahip olma- dığı çok defa ileri sürülmüştür, Al- manya bugün bir imparatorluk do- nanması inşa etmektedir, ileride bundan taleplerini müdafaa için istifade edebilir. Şunu da ilâve edelim ki yanlız bir tanesi suya indirilmiş olan bu beş ağır zıhlının karşısında, biz 1928 ile 1934 arasında hizmete gir- miş 10.000 tonluk yedi zıhlı sıra- lıyabiliriz. Fransanın komşusu üze- rindeki bu üstünlüğü hafif kruva- zörlerde daha barizdir. Almanların 6000 tonluk kruvazörlerine muka- bil 7.500 tonluk altı kruvazör kar- şı koyabiliriz. Bu sahada İngiltere'nin üstünlü - ğü aâdetâ ezicidir, Çünkü !ngilvte- renin hizmet halinde on beş ağır kruvazör ve ikinci sınıftan kırk beş kruvazörü vardır Bunlardan on al- tr tane inşa, ve yedi tane de proje halindedir. Bu aynı sahada İtalya'da da sekiz ağır ve on dört hafif kruvazörle mihver ortağından üstündür. S övyet kuvetlerine gelince, bunları hesaplamak müşkül- dür. Sovyetler birliği Londra'da 1937 de yedi birinci sınıf kruvazör inşa etmek hakkını elde etmişlerse de (Sovyetler 8000 :tonluk. fakat 203 lük toplarla mücehhez olduk- ları için ağır sınıfa dahil olan bir kruvazör tipini intihap etmişler- dir) bunun ne dereceye kadar ta- hakkuk ettiğine dair elde malümat mevcut değildir. Almanya'nın denizaltr filosu ne- vinden yektadır. Hiç bir büyük bir devlet harptan beri 600 tondan kü- çük üniteler inşa etmemiş olduğu halde Almanya, daha 1934 de 250 tonluk denizaltıları tezgâha koy - müuştur. O zamandan beri daha bü- yük tipte denizaltılar da inşa et- miş fakat hiç bir zaman 600 tonu geçmemiştir. Bgün gerek hizmette, gerek inşası tamalanmak üzere, hep modern olan 60 kadar üniteye sa- hiptir. (250 tonluk 30, S00 tonluk 20, 712 veya 740 tonluk 10 ünite) neden Almarnya bu kadar küçük to- najda gemileri tercih etmiştir? bunda birçok faydalar görüyordu: Evelâ daha ucuz bir maliyet fiyatı- nı, daha büyük mikdarda üniteler yapmak imkânı, Fakat Almaanya bütün deniz devletleri içinde de- nizaltı harbında en ziyade tecrübe- ye sahip olanıdır, bu itibarla ne teknik, ne de startejik bakımdan mazinin derslerini ihmal etmemiş olduğu düşünülebilir. mdi, harp esnasında hizme- te konulan alman denizaltı- lafm_dan hiç biri 1200 tonu geçme- miştir ve denizaltı harbının tarihi f-'m.ı.ttefiklere en ziyade hız veren ünitelerin küçük tonlarda gemiler olduğunu gösterir. Her biri 300 ilâ İOO bin tonluk gemi batırmış olan üç denizaltf 680 tonluk gemilerdi. Harbın en şaşılacak hâdisesi 500 tonluk bir denizaltısının 20 eylül 1914 günü şimal denizinde üç in- giliz kruvazörünü batırmasıdır. Bu itibarla Almanyanın hafif to- najlı denizaltı gemileri inşa etmesi maksatsız değildir. Bugün vaziyet öyledir ki yakında tezgâha konu- lacak gemilerle birlikte Almanya isb hafif bir tonajla (30 ilâ 35000 ton) denizaltı gemile- rinin mikdarı itibariyle üçüncü de- niz devleti haline gelme yolunda- dır. Şüphesiz ki İngiltere 1934 de bu neticeyi beklememişti. İngiliz- lerin denizaltılar hususunda vasa- ti tonajları 1000 tondu ve almanla- ra nispetle bu devletin otuzdan faz- la ünite inşa edemiyeceğini san- mişlardı. Hitler hükümeti tarafından bu yakınlî:a yapılmış teşebbüs de- nizaltılar hususundaki alman poli- tikasında bir değişiklik olacağını göstermiştir. Şimal denizinde veya Baltıkta harekette bulunmıyan muk- tedir ünitelerden sonra Almanya şimdi okyanoslara mahsus denizal- tı tiîgnin inşasına girişecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: