16 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e 16 -1- 1939 BUGÜN . oe H Suriye - Filistin Federasyonu d . Fikri : Yazan Ömer Rıza DOĞRUL s uriye, günün meseleleri arasın- daki ehemmiyetini muhafaza da devam ediyor. İstiklâle kavuş- mak arzusunun gecikmesi, avuç İçi kadar memleket İçinde yaşıyan un- surlar arasında milli şuurun uyan- maması, her unsurun kendi hususi menfaatlerini milli menfaatine üs- tün tutarak ayrılık peşinde koşma- sı, hattâ yabancı yardımdan istifa- de etmek İstemesi gibi birçok se- bepler, ve bu yüzden ortaya çıkan hâdiseler, bedbaht komşumuz Suri- yenin sık sık bahis mevzuu olması- na sebep oluyor. Son günlerde Londra gazeteleri de Suriyenin mukadderatı ile alâka- darlık göstermeğe ve Suriye mese- lesinin hallini temin edecek yeni ça- reler aramıya başladılar. (Taymis) Suriyeye dair yazdığı bir başmakalede diyor ki: meselesini hal için ileri sürülen ve İngiltereyi alâkadar eden bir çare, Suriye — Filistin federasyonu vü - cude getirilmesidir. İngiltere hükü- meti, İngiliz mınmtakası içindeki A- rap memleketlerin federe edilmele- ri için teklifin bizzat Araplardan sadir olması lâzım geldiğini, — pek haklı olarak ilân etmiştir. Fransa hükümetinin bu çeşit tekliflere yan baktığı anlaşılryor. Fakat... Muhta- riyetli Yahudi ve Hrristiyan devlet- lerini ihtiva edecek bir federasyon, coğrafi bir birliği parçalamaktan doğan kötülükleri karşılamak için biricik çare olarak görünüyor. Yok sa bu fenalıklar devam edecek ve iki mandater devleti de (İngiltere ile Fransayı) ciddi bir surette rahat sız edecektir.., (Taymis) in bu ifadesinden İngil *terenin federasyon fikrine taraftar olduğu açıkça görünüyoar. Bilhassa Suriyede hâkim olan -oğrafi birlik içinde Yyaşıyan Arap- lar evvelâ Filistin ve Suriye namla- rı altında iki parçaya ayrıldılar. Da- ha sonra Filistin, Arap Filistin, Ya- hudi Filistin diye iki kısma bölün- dü. Suriyeye gelince onun kaç par- çadan Müteşekkil olduğunu kayvra- mak kolay bir iş değildir. Suriye sahili boyunca Lübnan devleti namı- nı taşryan bir devlet kuruldu. Suri- yenin geride kalan iç kısmımnda Su- riye cümhuriyeti adını taşıyan bir devlet var. Bu devlete bağlılığı cok şüpheli olan muhtariyet sahibi Lâz- kiye var, Dürziler var. Daha başka taraflardan da Suriyeden ayrılmak için sesler yükseliyor. Yabancı idarenin bu ayrılıklarda mühim bir mevkli bulunduğu şüp- he götürmez. Yoksa son yirmi sene- lik tecrübeler ve imtihanlar bütün Suriye Araplarımı — olgunlandırmak yolımda bir hayli İleriletirdi, Suriye ile Filistinin bu şekilde bölük börçük hale getirilmesi, bu memleketleri hem iktisadi sefalete uğratmış, hem burada yaşıyan kit- lelerin milli ruhunu geriletmiştir. Onun için Suriye ile Filistin ara- srnda ygpılacak federasyon herşey- den evvel iktisadi aefaleti tehvine yardım eder, sonra bugün göze çar pan ayrılıkların da süratle kapan - “Suriye masına saik olur. Fakat Suriye ve Filistinde Hıris- tiyan, Yahudi, Sünni, Şii, — Aleyi, Dürzi bir sürü devletcikler vücude getirilmesi, federasyondan — yegâne neticeyi belki süratle temin etmez. Fakat Araplar arasındaki Sünnilik, Şiilik, Hıristiyee Ek, Yahudilik gibi ayrılıklar muvakkat mahiyette ol - duğu ve ergeç milliyet şuurunun bu ayrılıkları bertaraf edeceği için bu . ismir ve müessir olması B AR ŞD (Taymis) e göre Fransa hüküme- ti bu çareye yan pakıyor ve omlaı: şüplıo!&nîyor. fakat ayni gazete, coğ rufi beraberliği patçalamaktan. do- gan kötülükleri izale için başka ça- çarenin mü beklenir. h man A olduğunu gösterir. Çünkı_ı © zaman Amerika zayıf telâkki edilmekte idi. Goering de | Belgrada Mareşal Goering Belgrat, 15 (Hususi) — İtalya Ha- riciye nazırı kont Ciano, bir av par- tisinde bulunmak üzere Belje'ye ge- lecektir. İtalya Hariciye nazırı iki gün avlandıktan sonra Belgrada gi- decektir. Kont Ciano, bu suretle Sio- yadinoviçin geçen yaz Venedik'e yap mış olduğu hususi ziyareti yine hu- susi olarak iade etmiş olacaktır. Yeni bir anlaşma veya muahede akdi mev zuubahis değildir. Diğer bazı ecnebi devlet adamla- rmın da Belgradı ziyaret edecekleri- ne dair dolaşan rivayetlerin doğru olmadığı söylenmektedir. Maamafih Havas ajansı Mareşal Göring'in ayın 25 inde Belgrada geleceğini, iki gün Belgratta kalacağını bildirmektedir. Londra, 15 (A.A.) — Reuter ajan- sı bildiriyor: Arap mahfilleri Filistin konfe « ransında aşağıdaki esaslara müste - nit bir plânın müzakeresini derbiş etmektedirler: t 1 — Suriye, Filistin ve Erdeni lahın idaresinde Şamda bulunacak olan büyük bir federal Arap devle- * ti ihdas edilmesi. 2 — Filistin mandasının on sene * müddetle İngiltereye bırakılması. Bu müddet zarfında Filistinin cenu- bundaki Necidde bir Yahudi mem - leketi tesisine çalışılacaktır. Bunun- la beraber, Yahudi mühacereti Filis tinin diğer bölgelerindeki nüfusun yüzde otuz beş nisbetine indirilecek tir. 3 -- Fransız - Suriye muahedesile tesis edilmiş olan Lübnan cümhuri- yetinin Fransız mandası altında kal- Ması, 4 — Türkiyenin eski Halep vilâ- yetinde tatmin edilmesi. Mısır mümessillerinin konferansta İngilizlerle Araplar arasındaki mese- lelerde mühim bir rol oynıyacakla- rı zannedilmektedir. Konferansın toplanması Arap nas- yonalistlerinin Londraya gelmeden önce Kahirede elde edecekleri neti- celere bağlı bulunmaktadır. vekili Nuri Sait Paşa, Şamdan bura- ya gelmiş, Şam yolunda Ammana da uğramıştır. Şamda, Suriye ricalile temas eden ihtiva eden ve merkezi emir Abdul- ,4 — Yuvarlak Masa Konferansında Türkiyenin Halepte Tatmin Edilmesi İşi de Görüşülecekmiş x- Kahire, 15 (Hususi) — İrak Baş- Londrada Arap mahfillerinin plâm- nı müdafaa edecek olan Irak Başve- kili Nuri Paşa Sait linde müzakere etmek istememesin- Nuri Sait Paşa, Kahirede Mısır rica- den doğmuştur. Mutedil - Arapların lile ve Arap heyetlerile konuşacak, başında, Arap davaîma hıyun_et ît- SELEK Yazan: B. FELEK adı ile çocuk büyütmek bizde, her halde Ayvrupanın bir çok memleketlerinden evvel başlamış ol- malı ki, dilimizde bunun için müsta- kil bir isim var. Hattâ iki isim var: kalması arzu edilen Fahri Nashaşibi bulunmaktadır. Yüksek komite kati bir karar ver- meden evvel İrak Başvekili Nuri Sa- it Paşanın mütaleasını sormuştur, Ne tice halen Kahirede toplanmış olan Arap memleketlerinin murahhasları- na bildirilecektir. Yahudiler, geçen ay konferansa İş- tirak etmiye taraftar görünmemekte idiler. Bununla beraber bu menfi tar zı hareketlerinde ısrar etmiyecekleri zannedilmektedir. Amerikalılar da Yahudilerin Filistine nakledilemiyeceğini söylüyorlar Vaşington, 15 (A.A.) — Orta Av- rupa Yahudi mültecilerinin Filistin- de yerleştirilmesi imkânını tetkik et- mek için ÂAmerikanın 44 devletinden gelen 1500 Yahudi önünde söylediği nutukta, “United Palestine Appeal,, in başkanı doktor Abba Hillel Silver, Amerika Yahudilerinin Alman Ya- hudilerinin muhaceretini kolaylaş - tırmak için Alman mallarını satın al- mak teklifini kabul etmiyeceklerini, zira bunun diğer milletleri de ayni suretle harekete sevkedeceğini kay dettikten sonra, demiştir ki: “Filistinde ancak 100 bin Yahudi bulunabilir. Yahudi liderleri Avrupa- 'ya açıkça söylemelidirler ki, altı mil- yon Yahudinin tehlikesi imkânsız hal Çocuğu büyüten kadına, beyaz olur- sa dadı, siyah olursa taya denirdi. Dahası var: Çocuk biraz büyüdük- ten sonra onu gezdiren adama da lâ- lâ derlerdi. Şimdi bunlardan lâlâ ortadan kalk tı. Çocukları erkeklere gezdirtmiyo- ruz, Taya yani siyah renkli dadılar- da artık gelmez oldu. Kala kala elde bir dadı mefhumu kaldı ki, maalesef o da şeklini, şemailini değiştirerek bize faydalı mı, zararlı mı pek belli olmıyacak bir mahiyet aldı. Gerçi bir çocuğu doğuran ananın ona bakması en doğru ve haklı bir iştir ama, çocuk büyütme usulünün yarı hekimlik haline gelmesi ve şehir hayatının sıkışık şartlarını tadil için çocuk bakımına bir takım külfetler ilâve edilmiş olması, bu işin tek ba- şıma analar tarafından başarılmasını hayli güçleştirdi. Bana: — Her bebeği dadı mı büyütür? Bu kadar köylülerin, fakir fukara- nın çocuklarının dadıları mı var? Sualini tevcih ettiğinizi tahmin e- diyorum. Ben de sizin gibi bu sual- leri cocuk hekimlerine sordum, BEv- velâ köylüyü bu aradan çıkarmalı- yız. Çünkü köydeki hava ve ziya şartları tamamen ayrı olduğu gibi köylü çocuğun daha ana karnınday- ken hareket ve sarsıntıya, gayri mü- sait hayat şartlarına alışmış olduğu muhakkaktır. Fakir fukaraya gelince; zaruret ve yoksurluğun çocuk sıhhati üzeri- dedir. Zira bunları almak için hazır- lanmış bir memleket veya koloni yok tur ve muhaceret mümkün olsa bile icap eden para da mevcut değildir. Yahudiler orta Avrupada kalmalı ve bu mesele de bütün Avrupa ekalli - yetleri meselelerile birlikte halledil- ne pek müsbet tesiri olmadığı şüp- hesizdir. Bütün bunlardan sarfınazar heki- min de bana sorduğu bir sual var ki, ona cevap veremedim. — Evet köylü çocuklarını karpuz gibi görürüz. Fakir fukaranınki, ke- in bunlardan ne kadarının İki gün sonra Almanyaya avdet e- geçtiğinin yıldönümü merasiminde hazır bulunacaktır. Büyük Harbe Ait Mühim İfşaat — Amerika Bahriye Nazırı Neşredilmemiş Evraktan Bahsediyor Vaşington, 15 (A.A.) — Harbiye müsteşarı Luis Johnson söylediği bir nutukta bütün Amerikalıları Roose- velt'in milli müdafaa programını müdafaaya davet etmektedir. Johnson Amerika haklarına riayet edilmesi için milli müdafaanın kuv- vetlendirilmesi lâzım geldiğini söy- | lemiştir. Hatip iddialarını büyük harpteki vaziyete dair şimdiye ka- dar neşredilmemiş olan evraka isti- nat ettirmiştir. Bu evrak meyanın- da Amerikanın müdahalesi üzerine Hindenburg ve Ludendorf tarafından dermiyan edilen mütalealara ait bir vesika bulunmaktadır. Bu generaller o zaman Amerika ta rafından yapılacak müdahalenin e- hemmiyetsiz olduğu kanaatini izhar etmişlerdi.' Alman donanmasının se- fi olan Von Holzendorf o zaman Kay- zere şöyle söylemişti: « — Bir tek Amerikalının bile ka- raya ayak basmıyacağına dair mejes- telerine bir asker sıfatile söz veriyo- rum.,, Bu sözler Amerikan haklarını Al- yanın hiç nazarı itibara almamış Ö- Halepte Bir Vaka Halep, 15 — BEREYE fki. Haai ee falet | aecek tin Avkplarmın davasını müdafaa e. decektir. Yuvarlak masa konferansına İisti- rak edecek olan Amman delegeleri Londraya vâsıl olmuşlardır. * Beyrut, 15 (A.A.) — Dört günden- beri müftünün makarı olan Cuniye- de büyük müftü ile büyük Arap ko- mitesinin azası ve Seysel adalarına nefyedilmiş iken geçende seğbest bı- rakılan zevat arasında mühim mese- masa konferansına iştirake karar T çilmesinde tereddüt vardır. Bu te - lerini mutedil Arapların plânı dahi- ti Daladier Dün Mühim Bir Nutuk Söyledi " Batı Medeniyetine Anlaşmamazlığın Hudu Paris' 15 (AA. — Saat 15 de İçpolitikadan bahsederek demiştir ki: leler hakkında müzakereler cereyan Dışutua"lite sarayında radikal partisi- etmektedir. Yüksek komite yuvarlak |/PİP küçük kongresi açılmıştır. Da - adier, kongreye alkışlar arasında vermiştir. Yalnız murahhasların se- | Selmiş ve derhal Söz almıştır. Başvekil, kendisine müzaheret - reddüt yüksek komitenin Filistin iş- ten geri kalmamış olan bütün pav- | SOTüyorum: Umumi grevi akim bırak ye teşekkür ettikten — sonra ö a * b kınındaki Hori Berkamber köyünde es- ki bir rekabet yüzünden bir' hâdise çık- re görmediirine gö vaş yavaş İkişaf ededeği sanılır. re bu fikrin ya- | . 4, beş kişi ölmüştür. Birkaç yaralı vardır. Bulgar kralının kızı prenses Mari ya Luiza evvelki gün yedi yaşı- ada Merasim yapıjmış, Sarayda Vai BELLR ) ştır. Bu betle de Sofy: defteri h İ l ştır. R d men Bul, dan başka, F Al daha yedi yaşında olmasına rağ- konuşan prensesle kardeşi Bulgar v'oliıhü pre ve İtalyancayı gayet iyi Nihayet Verecek Bir suna Mâni Olacağız,,Dedi “— Ayni gün, İtalyan parlâmento sunda nümayişler yapıldı. Uzlaşma maksadile gönderdiğimiz büyük elçi- ye karşı İtalyan hükümeti merkezin- de tezahürat vukubuldu. Bugün size masaydık ne olacaktı? Memlekete müracaat ettik ve siyasi hayatımda en sevinçli bir hâdise olarak, işçi sı- nıfının büyük bir ekseriyetinin fena çobanların nasihatlerini reddettiğini gösteren en mühim sebep budur ve milli kalkınma başladığı içindir ki, ileri sürülen mütalebata kati red ce vabı verebildim.., K Daladier bundan sonra seyahati hakkında izahat vermiş ve dahili ka- rışıklarla harici zorlukların ayni za -|©' «— Karışıklık zail oldukça, Fran sanın arzu ve iradesini teyid müm - kün oluyordu, Bundan sonraki gün- ler, Fransanın ve imparatorluğun bü tünlüğünün ve milletin hayati men - faatlerinin her türlü iç politika en - d li barış, hem de milli müdafaa politika- sıdır. Hükümet hiç bir sergüzeşt pe- şinde değildir. Fakat hiçbir şeyi feda etmek iste- miyor. O, Fransız kanı için hasistir,| fakat Fransa menfaatlerinin bekçi- sidir. di mi m la Hükümet bütün enerjisi ile batı medeniyetine nihayet verecek bir anlaşmazlığın hudusuna mâni olacak tır. Fakat Fransız menfaatlerinin ge- rek kuvvete ve gerek hileye müra- caat edilmek suretiyle tehlikeye ko- bi te ns Si görüyı nu l kabul etmiyecektir.., yalnız:; nim var. Buna doğd Alman Şveste tuk. Gizli gizli sigara İ getirilmiş, Her kimseyi sokmaz oldu. mizlik kaidelerine o kada asaya dnynnnıadığını Yerken yanında ti: biliyor musunuz? dedi, Tabüî bil- miyordum ve o ilâve etti: — Bereket ki; köylü ve fakir ta- bakada çocuk tevellüdatı şehirliye nazaran çok fazladır da ber hayat kalabilenler doğum muvazenesini te- min eder, Ben bu satırlarla çocukların mut- Jlaka dadıyla büyütülmeleri fikrini müdafa etmek istemiyorum. Maksadım bugün şehirlinin biraz hali müsait olan sınıfında çocukları- nı bir dadıya büyütmek usulünün artık bir emrivaki olduğunu ele al- mak ve eskiden de mevcut olduğunu kısaca izah ettiğim bu itiyadın bu- günkü sakatlıklarını izah etmeklir. Biraz görenek, biraz da mecburi- yet sevkiyle Türk çocukları bugün, ekserisi yabancı ve bilhassa Alman olan dadılar elinde büyümektedirler. |Bu dadıların kabiliyetleri, çocuk bakımındaki ni kınd gördüm. İşte hattı hareketimizi haklı tariz, huyları, marifetleri hak- a madde tasrih ederek hiç bir hattâ ima yapacak değilim, ü Benim henüz küçücük bir yeğe- | uğundan üç gün iki diploması olan bir r yani “Hemşire,, tut- çtiğini ve ge- e ses çıkarmasın diye, küçücük ağ- onra elinde manlara tesadüf ettiğine işaret et -İZIna emzik verdiğini ve temizliğe miş ve demiştir ki: riayetsiz olduğunu keşfettik ve s.î dık. ş Arkasından daha yükseğini . uk, Sevindik, Avr K RER upadan bilhassa yaşta çocuğa bakabi- yor. Ağırca mali şartlar koydu. Ço- cuğun salya bezini bile yıkamıyaca- dişelerinin üstünde tutulmasını istij- &Mt — bir sabık Kraliçe kurumiy- zam edecek derecede zorluklarla do-|!© — Anlattı. Ne yapalım; luttuii ludur Hükümet politikası hem bir | F*SUğa tesahüp eder etmez odasm.. Haydi bunu bir sıhhi — tedbir ye kabul ettik. Lâkin kendisi te . T zit şeyler n o bakımdan bir düşünmeğe Yemek beğenmedi, bir sofracı asımı, sabahları bir rı bir duş istedi. Bunların hepsine katlandık. Lâkin T şey nazarı dikkatimimizi celbhet- O gelmeden evvel, iki saat bir Vviye ancak uyuyan bebek ondan (Arkası 10 uncuda) Pti ki, bu yasağı ecbur olduk, bulun- banyo, akşam-

Bu sayıdan diğer sayfalar: