Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
E VTT ŞYŞ P M TAN 27-4-938 :AA', a AT AUKULUCUNU CUU U UKUU OO A KUC UAO OUU AAA UUU DA CO GKL GAO AA GEKU UUU FOU DAG KARAU UDU HIK A YE Vatandasşla R Mülakat a ETŞETIT T- A — yaz — rin idmansızlığını, . -Yusuf İki başta: Tasfiyeye uğramıyanlardan Hüseyin ve Saim. Ortada: Tasfiye edilenlerden Yaşar Avrupa Güreş Şampiyonasında Arada Bir: Son Fenerbahçe Hâdisesi Çıkmıyabilird.! Evet, bu nâhoş hâdise çıkmıyabi- lirdi; Eğer: Başta teşkilât adamları olduğu halde bütün bu meselede âmil olan- lar hislerine tâbi olacaklarına nizam, aklı selim ve hüsnüniyetle ve hele sportmence hareket etselerdi de: 1 — Milli Küme talimatnamesini bu müsabaka başlamadan evvel alâ- kadarlara tebliğ edip deplasman maç larının geçen senekinin aksine ola- rak yalnız Taksimde yapılacağını bil dirselerdi; 2 — Istanbuldaki deplasman maç larının nerede yapılacağı meselesini hnlletme'yi, ötedenberi Fenerbahçeye til kurum muh becisi üstüne almış olmısaydı. 3 — Fenerbahçenin deplasman maçlarını kendi sahasında yapması Radyoda Milli Marş Lâzım Beyoğlu Kamerhatun mahallesi 12 numaralı apartıman ikinci katta oturan Hüseyin Hasan yazıyor: “Ben de heves ederek herkes gi- bi bir radyo aldım ve bir senedenbe- ri de çalmaktayım. Başka lisan bil - mediğim' için pek bilmiyorum, fakat rumcayı türkçe gibi bilirim. Her ak- şam saat 21,15 te Bari radyo istas - yonu Rumca neşriyat yapıyor ve Ba- ri radyo istasyonu olduğunu söyle- dikten sonra, evvelâ Elen milli mar- şını ve sonra da Başvekil Metaksa- sın şarkısını çalıyor. Bilâhara ajans haberlerini verir. Ve saat 21,30 da da Elen musikisi ve şarkıları çaldık- tan sonra saat 21,55 te tekrar Elen milli marşını çalar. Ve bu her ak - şam hiç unutulmadan tekrar edilir. Çaldıkları milli marş plâktır. Geçen haftalarda Y istand. yapılan istasyonun provası yapılır - ken de yine evvelâ Elen milli marşı ondan sonra Elen Kralının konferan sı ve bittikten sonra da tekrar Elen ğ milli marşı çalındı. AACAOAACAACDA A KRE AM ll&lmlll.lll“ KOLECAALEREER CA GA EAET LA GUU HELELERDA Ill'l DD E Yazan: B. GABRİLOVİÇ Iımmıımumıuııııı Bir gün mütercim Kisin'in evi- Muharrirler Çeviren: B. TOK —C VUKUCULUURACA UA GU DAUA — Peki, siz bu kadar tanınmış :akl( mdalc n temen.n isini' kabulkî:ı; Yukarıdaki — yazıyı yazmaktaki ne birkaç arkadaşı misafir gelmiş — olduğunuz halde nasıl oluyor da Aıd N +. ı " a;ıcığım dedini :ımm başl maksadım şu ki: Bizim radyo İstas -| ti... Gelenlerin içinde yab yok — hâlâ “yedek aza” sayılıyorsunuz?. 7 * icin: ş “ » eeei BK Ğ inimi, v ığlmıı e ıce e bu vadihi-tutsaydı, yonu niçin: tu. Hepsi de “yazıcı meslektaş” lar akiki azalığa tayinimi, da Estonyanın merkezi olan Tallin şehrinde yapılan Avrupa Greko — Romen güreş şampiyonasına giden güreş takımımızdan gelen haberler maalesef parlak değildir. Mamafih alâkadarlar da fazla bir muvaffakı- yet beklemiyorlardı. Dün akşama ka- dar gelen ajans haberleri ve husu- si telgrafların verdikleri malümatı toplıyarak vaziyeti hulâsa ediyoruz: #irinci devre — İkinci devre Küçük Hüseyin sayile mağ. tuşla galip Yaşar tuşla mağ. tuşla mağ. tas Yusuf Aslan sayile mağ. tuşla ,, Saim tuşla galip sayile mağ. Mersinli sayile mağ. tuşla mağ. tas. Mustafa güreşi yok mağ. (hasta) Çoban tuşla galip tuşla galip Şu halde takımımızdan Yaşar, Yusuf Aslan ve Mersinli Ahmet ikin ci devre sonunda tasfiyeye uğramış- lardır. Buna sebep olarak biz Yaşa- Aslanın yenici olmayışını ve Mersinli Ahme- din büyük sıklet farkını az günde düşürerek zayıf kalmasını buluyoruz. Hastalığı yüzünden güreşmiyen Mustafanın üçüncü devrede güreşe- ceği şüpheli olduğu için ondan da ümit yoktur. Kala kala iki galebe ile duran Çoban ve birer mağlübiyetleri bulunan Saimle, Hüseyin var. Uma- lım ki; gazetemiz makineye verilme- den evvel güreşin son devresine âit Tasfiyeye uğrıyanlardan Mersinli Ahmet gelecek haberler yüzümüzü güldüre- cek mahiyette olsun. Tebliğler: Yeni Bir Voleybol Turnuvası Yapılıyor T.S, K. Istanbul Bölgesi Voleybol Ajanlığından: Bölgemizde bu seneki voleybol Klüplerde: Beşiktaş Klübünden İstifalar Başladı Beşiktaş klübünün pazar günü yapılan son idare heyeti seçiminden bazı sporcuların memnun kalmadık- 4 — Milli küme başlangıcında nu- maralar çekildikten sonra maçların tarihlerile beraber saha ve hakemle- ri de tesbit edilerek geçen sene oldu- ğu gibi alâkadarlara bildirilmiş ol- saydı; 5 — İzmire gitmesi için “Feriere verilecek yol parası talimatname mu cibince pazartesi günü 800 lira ola- rak tediye edilmiş veya mıntâka as- başkanı kendisinden rica edildiği veç hile “Fenerin mütebaki parasının avdette verileceği telefonla umumi merkezden bana bildirildi,, şeklinde bir kâğıtcık vermiye razı olmuş bu- lunsaydı; 6 — Ve bütün bunlara rağmen u- mumi merkez âzası bizim gibi her- kesin de öğrendiği şekilde “Biz Fe- nere gösteririz.,, tarzında husüumet ve kin hislerile hareket edeceğina tali- matnameyi ve sporun içaplsrım ken- dine rehber ittihaz etseydi; Bu bitti. Şimdi ikinci bir bahis bulunuyoruz: Birkaç Fe- nerlinin. kendi klübünü gazetelerde teşhir etmesi. Herşeyden evvel ka- bul etmeli ki; Fenerbahçe memleke- tin en nezih, en büyük Ve parlak ma- zisi olan bir klübüdür. Şimdiye ka- dar onun dahili idaresinde başkala- rında görülen karışıklık, ikilik gö- rülmüş de değildir. Eğer bu klüp, bugünkü talihsiz vaziyette olmasa ve kurum mahafilile arası eski hınç- larını çıkarmak istiyen birkaç kişinin tesirile şimdiki kadar açık bulunma- saydı kimse ses çıkaramazdı. İstanbülda bugün hakikaten da- hili buhranlar geçiren iki büyük klüp vardır. Bunların şu veya bu taraftar l A karş — Muhterem dinleyiciler burası İstanbul radyosu.. Dedikten sonra hemen dans plâk- larına veya Türk musikisine başlı - yor. Bizim radyo istasyonu da milli bir plâğı “Muhti dinleyiciler,, den sonra çalsa ve on- dan sonra plâklara başlasa ve saat 14 te bitince yani “Akşam saat 18.30 da tekrar görüşmek üzere Allahasmar - ladık,, dedikten sonra tekrar milli marşımızı çalsa olmaz mı?.. Yalnız gündüz değil akşam neşri- yatı da başlayınca yine evvelâ marş, sonra dans plâkları veya konferans.. Saat 23 te de yine ertesi günün prog- ramını verdikten ve “geceniz hayrol- sun,, dedikten sonra tekrar milli mar şımıziın çalınması taraftarıyım. Ek- seri temas ettiğim rum aileleri “niçin sizin istasyon evvelâ mlli marş çalmı- yor,, dedikleri zaman verecek cevan .bulamıyorum. Radyoda 20,48 de A- rapça söylev söyliyen ve gazeteniz muharrirlerinden olah üstat Bay Ö- mer Rıza da bu işe tavassut edecek olursa biran evvel bu istek yerine gelmiş olur. Yalnız ben değil benim gibi birçok kimse de bu isteğin taraf tarıdır zannındayım.,, OKUYUCU Mektupları Dükkânların açılma saati Bir kısım müstahdemlerin, akşamları ol duğu gibi, sabahları da dükkânların açılış saatlerinin tesbit edilmesi için belediyeye müracaat ettikleri yazılmıştı. Evvelce dört dükkân sahibi iken, dükkânların muayyen saatlerde kapatılmaya mecbur bırakılma- sı üzerine ikisini kapattığını, diğerlerile de geçinemediği için memuriyete atıldığını bildiren Nusret adlı bir okuyucumuzdan dandı. # Misafirler, günün "meselelerin- den, “yazıcılar birliği” nden, şun- dan, bundan, velhasıl herşeyden bahsettiler... Münekkitlere bol bol küfür ettiler.. Tam akşam yemeği yemek için lokantaya gitmiye dav randıkları bir sırada kapının zili çalındı. Kapiyı açmıya bizzat Kesin git- ti. Birkaç dâakika sonra da, uzun boylu, kırmızı yanaklı genç bir kı- zı elinden tutmuüş olduğu halde i- çeri girdi. Arkadaşlarına hitap e- derek: — Karımın akrabalarından Son ya, dedi. Sonva, Moskovamızı zi- yaret etmek için tâ Tambovdan geliyor. Bu gördüğüm adamların hepsi de, Sonuçka, memleketimi- zin en meşhür muharrir ve şairle- ridır savA ll sil eden bnmdnki hısanla.rm düşün celi yüzlerini dikkatle gözden geçi rerek: — Doğrusunu isterseniz, dedi, ben ömrümde bu kadar kalabalık bir yazı kafilesile karşı karşıya gel memiştim. Sonuçkanın bu sözleri üzerine herkes gülümsedi. Hikâyeci Gera- sim Konski ise: — Sonuçka dedi, karşinızda bü- tün bir yazıcılar birliği duruyor. Bunların içinde aza da var, yedek aza da var... Sonuçka saf bir eda ile: — Nasıl dedi, anlıyamadım; ya- ni bunların bir kısmı yazıcı, diğer kısmı da yedek yazıcı mı,. Ben ye- dek yazıcı diye birşey duymamış- tım,!. Böyleleri de olur muymuş?. — Yani “Yazıcılar Birliği” nin yedek azaları demek istedim.. Sonya: ha doğrusu geçirilmemi bekliyo- rum. — Daha çok bekliyecek misiniz?. — Allah bilir. İki senedenberi listenin en başında ben geliyorum. Fakat “Yazıcılar birliği”nin bu işle meşgul olan komisyonunun işleri başından aşkın... Bir türlü vakit bu lup ta bunu halledemiyor. Sonuçka büyük bir canlılıkla: — “Yazıcılar birliği” nin eski a- zalarından birine müracaat ederek niçin yardımını rica etmiyorsunuz? dedi.. Ve odada oturmakta olan ve tıpkı “Noel baba” ya benziyen be- yaz sakallı ve dazlak kafalı bir ya zıcıya hitap etti: — Meselâ, siz, dedi, affınızı ri- ca ederim, isminizi bilmiyorum. Genç, istidatlı bir şair olmak itiba- rile Studenev yoldaşa niçin yar- dım etmiyorsunuz?. ki, can sıkıntısile beyaz sakalını sıvazlıyarak: — Çok garip bir rica dedi. Ben kendim “mühtaci himmet /bir de- de” yim, “gayri”"ye nasıl olur da “himmet” edeyim?. Ben bizzat ken dim de genç, istidatlı bir namze- Sonya, ev sahibinin, kendisini ih. tiyatlı olmıya davet eden işaretle- rini görmeksizin: — Ah!.. diye haykırdı.. Demek siz de “yedek” siniz?. Halbuki siz Studenev yoldaşın babası yerinde- sihniz! Prenlonski, bayağı canı sıkılmış bir halde: — Evvelâ, dedi, ben Stüdenevin değil babası yerinde, fakat dedesi yerindeyim... Saniyen, bunun hiç bir ehemmiyeti yok.. Burada genç- lik, ihtiyarlık mevzuü bahis değil. Biz Studenevle, dede - torun vazi- | birincilik müsabakalarında bazı ta- | larını ve bu yüzden klüpten çekilme- | ları kendi kirli şamuşırlannı gaze- |bir mektup aldık. Bu mektupta, okuyucu- — Anlıyorum, dedi, yani bu gi- — yetinde olduğumuz !?ald.e. ikimiz — — kımların sebepsiz olarak çekilmele- | leri ihtimali olduğunu kaydetmiştik. | te sütunlarına dökmekten hazer et- "::îeb“b:"fın", kl;'b“'mt Jağ;';?:' bğlhîsî biler henüz tamamen yazıcı değil- — de “genç şairler cemiyeti” nin aza —— D ri, bu spora karşı efkârı umumiyede Dün haber aldık ki, istifaları şa- | mektelerken Fenerbahçenin müessis îar'. :ğ";:;ğmıey:m:kmd" vîobu ta- | ler.. Rütbece yazıcılardan bir dere- - SIYIZ... Ş | Ç bir alâkasızlık uyandırmıştır. Sirf bu | yia halinde Gdolaşan sporculardan âzasından olan bazı zevatın işlerini diasını isbat için halkın ekseriyetinin tram | Ce aşağı olmuş oluyorlar. Meselâ — Peki siz ne zamandan beri ya- 1 Be: vaziyeti önlemek maksadile müsaba- | Hakkı ve Hasan dün mıntaka baş- | klüpte halledecek yerde gazetelere | vaylarda canı sıkılmaması maksadile bir | eskiden trenlerde bir kondüktör — Zi yazıyorsunuz?. ! | kalara muntazam bir şekilde iştirak | kanlığına gönderdikleri birer mek- | Mmakale vermesini ımatörşüğüx_ı esası | gazete aldıklarını, herkesin iş ve gücüne | vardı; bir kondüktörden yüksek o- Preklonski derin derin içini çeke —— |— etmiş ve muvaffakıyetli oyunlar gös | tupla Beşiktaş klübünden ayrıldıkla | lan klüpçülük hissile telif edilebilir :îızı'::“ îo'“;“ bayîet:’î'ıım; aîl;':î:; larak ober - kondüktör vardı. rek: K | | termiş olan dört takım arasında iki | yını resmen bildirmişlerdir. görmedik. bi aHa bek ;nî::kt: ve binlerce esna. | — Köndüktörle mukayese edilme- — Otuz seneyi geçiyör; dedi. / f haftada bitmek üzere bir tüurnuüva ter | — Bir rivayete göre, bu istifaları di- Bır klüp Aznsı_ mensup olduğu | fın zarar görmesine sebebiyet verilmemesi | Sinden canı sıkılan “yazıcılar birli- — Peki, eserleriniz nerede bası- — tibi kararlaştırılmıştır. Kura çekmek üzere Eyüp, Fener Yılmaz, İstanbulspor, Hilâl klüpleri murahhaslarının 27.4.938 çarşamba günü saat 18 de Bölge merkezine gel meleri rica olunur. Bu turnuva galibine hatıra olmak üzere bir kupa verilecektir. GEMLİKTE: . Fakir Çocuklara Bedava Sinema ğer bazı sporcuların ayrılışları da takip edecektir. Mıntaka Merkezindeki Toplantı Dün mıntaka merkezinde mınta- ka başkanı vali Muhittin Üstünda- ğın riyasetinde ve bütün spor ajanla rının iştirakile bir toplantı yapılmış- tir. 19 mayıs spor bayramı için bir program hazırlanmış ve 938 — 939 senesi bütçesi tanzim edilmiştir. Bu bütçe bütün spor şubelerimiz lmesini kendi bağ- lı olduğu nizamlara göre temine çalı- şır. Bundan nevmit olursa, ya vazi- yete razı olur, yahut o müesseseden çekilir. Hem oraya mensup olmak, hem de teşkilâtı, şunu bunu “bizm klübün işleri bozuk gidiyor. Gelin şuna bir bakın,, diye çağırmak her- şeyden evvel kendi aczini ve klüp idaresindeki tesirsizliğini itiraf et- mek demektir. Biz küçük büyük bü- tün amatör klüplerimizin idare se- lâmeti namina bu hareketi tamamen zararlı buluruz. Geçmiş ve geçmekte olan hâdiseler bu fikrimizin doğru- için bu usulün kabul edilmemesini tavsiye etmektedir. » Uykusuz hasta Sürp Agop Elmadağı caddesi Arifpaşa apartımanı 10 numarada eski mutasarrıf- lardan Mehmet Rauf yazıyor: “Geceleri pek az uyuyabilen bir hasta- mızı rahatsız etmemek için; evde yüksek sesle konuşmamaya mecbur iken, dün ge- ce sabaha kadar çan ve silâh seslerinden bütün ev halkı gözlerimizi kapayamadık. Halkı rahatsız eden bu gibi gürültülerin kaldırılması için tedbirler alınıyor. Bu gü- rültülerin bütün bütün önüne geçemez mi yizt." ği” yedek azalarından genç yazıcı Stepan Studenev müstesna olmak üzere yine herkes, Sonyanın bu söz lerine de gülümsemişti... Yedek aza, Sonyanın bu müka- yesesine itiraz ederek: — Biliyor musunuz Sonuçka, de di, biz yazıcılar insan ruhlarının mühendisleriyiz!. Bu itibarla kol işçilerinden sayılan kondüktörlere benzetilmemizi muvafık bulmuyo- rum... Sonra, misal olarak kendim den bahsedeyim: Ben şekil itiba- rile “yazıcılar birliği” nin yedek liyor?. — Benim gibi genç bır yazıcının eserlerini bastırmaya acele etmesi, ne, bence, hiç bir lüzum yok. İn- san biraz olgunlaşmalı.. Meselâ beni senelerdenberi olgunlaşmıya çalı- şıyorum. Arada da şuraya burayâ ufak tefek yazılar veriyorum. Me- selâ dün “Arı” mecmuası idareha- nesine gitmiştim... Mecmua için bif yazı bıraktım.. Yazımı hemen he- men kabul ettiler gibi birşey... — Ne demek “kabul ettiler glll birşey”?, ai iği de Gemlik, (TAN) — Halkevi temsil | düşünülerek bundan evvelki senelet | yısunu isbata kâfidir x azası olmama rağmen kendimi ha- — | Cç T CİRUn vazının orasn kulşı gençleri, çocuk haftası münase- | e nazaran daha geniş tutulmuş ve ' Otobüs bilet üğcreti k!kî bir muharrir sayıyorum.. Be- raşfım çıîz:ırmayı tavsi;::q ttit K h betile hazırladıkları “Aynaroz Kadı- bütün ihtiyaçları karşılıyacak şekil- Bir okuy Yariror nim koskocaman üç şiir kitabım W sı,, ve “Makasıcı,, piyeslerini zelzele felâketzedeleri menfaatine temsile karar vermişlerdir. * Gemlik, (TAN) — Çocuk Esir- geme kurumu, çocuk haftasının de- vamınca, kasabamızın bütün çocuk- larına sabahtan akşama kadar beda- va sinema göstermek için tertibat al- | le_ karşılanmışlardır. Istanbul snorcu de hazırlanmıştır. İstanbulspor Oyuncuları Edirneden Dönüyorlar Tekirdağ, 26 (TAN) — Trakyada bir geziye çıkan İstanbul spor klü- bünden 35 kişilik bir kafifle dün E- dirneden buraya gelmişler ve tören- ları Tekirdağ muhtelitile yaptıkları maçı 2—1 kazanmışlardır. Bugün Çorluya giden misafirler oradan 1İs- tanbula döneceklerdir. “Edirne Öğretmen okulundan 30 kişilik bir kafile Tekirdağına gelmiş ve burada bir müsamere vermiştir. Edirneliler bir gece Tekirdağında menizi rica ederim..” “Geçen gün Tepebaşından bir otobüse bindim, Harbiyeye kadar 7,5 bilet ücreti aldılar. Bu etobüsün numarası 3412 dir. Halbuki her zaman bu mesafe için 6 ku- rüş alıyorlar. Bu otobüsün acaba diğerle- rinden fazla para almasının sebebi nedir? ÖOtobüse bindiğim zaman 7,5 kuruüş mu- kabilinde aldığım bileti de size gönderiyo- rum, Biletin numarası da 87801 dir. Bu hu- var. Belki de siz benim “Devedike- ni” mi okumuşsunuzdur?. S onya sevinçle ellerini biribi- rine çırptı ve “Devedikeni” nin en sevdiği kitaplardan biri ol- duğunu söyledi. Ve şu dakikaya kadar giyaben tanıdığı ve çok sev susta belediyenin nazarı dikkatini celbet- diği bu yazıcıya, âdeta aciyarak, sordu: Ben ortasını attım bile.. debiyat etrafındaki konu$” ma Tambovlu misafirin € , hoşuna gitmiş olacak ki, Kisin 0"“ mutfaktaki karısının yanına götüf meye bir türlü muvaffak olamadı Yüz itibarile de güzel olan St“d" nevin hazin talihi, genç kızı ; (Devamı 8 i