24 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YEDEK SUBAY OKULUNDA 1800 Genç Yarsubay Dün Orduya (Başı 1 incide) Atatürk.. Önünde hürmetle eğilir- ken, yine büyük sözünü tekrarlıyo- rum: Türküm ne mutlu bana.. Bundan sonra, yeni - yarsubaylar- dan 1155 Bülent Esen kürsüye geldi, Çok heyecanlı bir hitabe söyledi. De- di ki: — Tarihin dolambaçlı ve ekseriya karanlık dehlizlerinde gizlediği en küvvetli hazine Türk ordusunun za- fer destanlarıdır. Türk ordusu, tari- hin her safhasında daima kendinden sayı itibariyle üstün, silâh ve teçhi- zatça daha yüksek kuvvetlerle karşı karşıya bulunmuş ve muzafferiyet yine kendi tarafında kalmakta sebat etmiştir. Bu muzafferiyeti Türk as- kerinin ucu bucağı olmıyan kabiliyet ve metanet kaynaklarında aramak lâ zımdır. Geçit resmi : Çok alkışlanan bu hitabelerden sonra, gençler hep bir ağızdan Ye- dek subay marşını söylediler. Marşı müteakip, mektep komutanı kurmay albay Şükrü Kanatlı, bu devrede bi- rinci, ikinci ve üçüncü çıkan yarsu- bayları davet ederelu(. kendilerine â- bidenin hatıra defterini imza ettir- di. Birinci çıkan Rauf Başoğlu def- tere şu cümleyi yazdı: “Son damla kanımızı uğrunda a- kıtmak için burada and içiyoruz..,, Bu cümleyi ikinci Nihat Erat ve üçüncü Fuat Ülkümen de imzaladı- lar. Arkasından okul komutanı Şük- rü Kanatlı deftere şu cümleyi yaz- dı: “Vatan uğrunda her . fedakârlığı yapacaklarına kumandan olarak şe- hadet ederim.,, Bundan sonra da, İstanbul komu- tanı Korgeneral Halis şunları kay- detti: “Türkiye cümhuriyet ordusu- - Iltihak Etti KİR Genç subaylar Taksim meydanında geçit resminde.. yet ve vazife uğrunda seve seve ha- yatımı feda edeceğime namusum ü- zerine and içerim.,, Yemin merasiminden sonra, genç Yarsubaylara birer birer diplomala- Ti verildi. Mektepten birincilik, ikin cilik ve üçüncülükle çıkmış olanlara birer kıymetli saat hediye edildi. Gündüzkü merasim bu suretle ni- hayet buldu. Genç subaylar dün ge- ce, mektepte bir veda | müsameresi vermişlerdir. e nun faziletli ve fedakâr safları için- de bu kutsal günümüzde kahraman rühlu ve yetişkin genç arkadaşları- mı görmekle bahtiyarım.., Müteakiben, genç yarsubaylar, Istanbul komutanının önünde güzel bir geçit resmi yaptılar. Geçit res- minden sonra, yeni subaylar, mekte- be doğru yürüdüler. Diploma tevzii : Öğleye doğru mektepte hep bera- ber yemek yenildi. İstanbul komuta- nı Korgeneral Halis, vali muavini Hüdai yemekte bulunuyorlardı. Ye- mek çok neşeli geçti. Bundan sonra, diploma tevzii merasimi için, genç yarsubaylar, mektebin geniş avlusun da yer aldılar. Evvelâ hep birden Is- tiklâl marşı söylendi. Marşı mütea- kip, okul komutanı Şükrü Kanatlı kısa bir nutuk söyledi. Dedi ki: “— Bugün ayni zamanda mekte- bin yirminci yıldönümünü kutluyo- ruz.,, Komutan, Ihtiyat Yarsubay oku- lunun kısa bir tarihçesini yaptı. Ih- tiyat Yarsubayların Büyük Harpte ve İstiklâl savaşında gösterdikleri yararlıkları anlattı. Ve yeni mezun- lara dönerek: “— Sizin de bütün varlığınızla ça Tıştığınıza kaniim. Her yerde, her za- man canınızı seve seve vereceğinize | | şahadet ederim.,, dedi. Müteakıben, yeni Yarsubaylar, generaller ve komutanlar, huzurunda and içtiler. Bir masanın üzerinde ha- zırlanmış olan Türk bayrağı ve muh- telif silâhlar önünde her Yarsubay || şu cümleyi tekrar ederek yemin edi- || yordu: — Hazarda, seferde ,karada, de- nizde, havada her zaman, her yerde milletime, cümhuriyetime doğruluk- la, muhabbetle hizmet edeceğime, ka nunlara, nizamlara, âmirlerime itaat edeceğime, Aaskerliğin — namusunu, Türk sancağının şanını hayatımdan Zelzelenin Zararları Yıkılan Evlerin Sayısı 5000 den Çok Fazla (Başı 1 incide) lü ve hayvanlar açıkta kalmış- | lardır. Kaleucu 1, Ayvalıda 2, | Karaovada 7 ölü ve Kaleucunda | 1 yaralı tespit edilmiştir. Çiçekdağı hükümet konağının dıvarları tehlikeli bir surette çatlamış, mektep zarar görmüş, köylerdeki karakol ve bazı mek- l tep binaları sarsıntıdan mütces- sir olmuştur. Büyük Abdiuşağı köyündeki insan zayiatı henüz tesbit edilememiştir. Buraya da bir sıhhi heyet gönderilmiştir. Bu köylerde henüz yıkılan ev sa- yısı da tesbit edilememiştir. Yal nız bu köylerde 800 ev bulundu- | gu tesbit edilmiştir. ! Kırşehir vilâyetinin Mucur / kazası içinde Kurugöl köyünde ,3 ev kısmen, İnaç köyünde 5 ev tamamen, 8 ev kısmen, Bahçecik w köyünde 2 ev tamamen yıkılmış || tır. Kırşehirin merkez nahiyesi- | ne bağlı Göllü köyü evlerinde de tahribat olmuştur. Köşker mıntakasında Alpınar köyünde 55, Elidelekli ve Ortao- bada altışar, Demircide 2, Kara- oğlanda 8, Deveci obasında 16, îKırşehir merkezinde 17 ölü tes- bit edilmiştir. Akpınarda halen 4 çocuğun enkaz altında bulun- duğu haber veriliyor, Diğer köy- lerde de ölenlerin tesbitine de- vam ediliyor. Sıhhiye Vekâleti tarafından, zelzele mıntakasına yeniden dok torlar gönderilmiştir. &a Ü Dü eei icabında vatan, cü uei -Birçok Köylerdeki Hasar Miktarı | Henüz Kati Olarak Tesbit Edilemedi | Niğde vilâyetinin Aksaray ka- zasında bir cami ve beş evin dı- varları yıkılmış, iki mektebin de divarları çatlamıştır. Yozgadın Salmanlı nahiyesine bağlı Yakuplu köyünde 4 ev ta- mamen, 6 ev kısmen, Poyraz kö- | yünde 2 ev tamamen, 6 ev kıs- men çökmüş, birkaç hayvan en- kaz altında ölmüştür. Terzili kö- | yünde 4, Aslan Hacılı köyünde | 4, Koruk köyünde 2 ev kısmen | çökmüştür. Buruncuk köyünde | 21 ev tamamen, 10 ev kısmen yı- kılmıştır. Kecerli köyünde 15 ev tamamen, 6 ev kısmen yıkılmış- tır. Bu son iki köyde sarsıntı es- nasında 50 kadar hayvan telef olmuştur. Son vaziyete , göre, Köşker | mıntakasında 22 köy, Çiçekdağı | kazası dahilinde 14 köy tama- | men harap olmuştur. Kısmen harap olan köy sayısı 18 dir. Afgan büyük elçisi Sultan Ah- met Han hariciye Vekili Dok- | tor Tevfik Rüştü Arası ziyaret ederek hükümetinin taziyetleri- | ni bildirmiştir. Türk Tiyatro sanatkârları bir- liği Kırşehir — felâketzedelerine yardım için büyük bir müsame- re vermeyi kararlaştırmıştır. Bu müsamerede elde edilecek hâsı- lât zelzele mıntakasında zarar gören vatandaşlara gönderile- || uğrıyan bir bünye; müşterek bir ko- ||runma, tedavi ve tamir hareketi ya- || larımızın derecesi, içtimai bünyemiz- || deki birliğe ve tesanüde ölçü olacak- | çalışmak pek ziyade lâzımdır. — — TAN (BAŞMAKALEDEN MABAT) Kendi Kendimizi İmtihan (Başı 1 incide) sarsıntısını çok yakından düyuyoruz. Yol yapma usullerimiz tenkitten ge- çiyor, biribirine kaynamaz tarzda de- re çakılı kullanan müteahhitler hü- cuma uğruyor. Büyük külfetlerle ya- pilan yolların bakımsız kalması acı şikâyetlere sebep oluyor. Yanımda oturan esnaftan vatan- daş diyor ki: — Ah, büyüklerimizden birinin bu taraflara yolu düşse.. Yol derhal yapılır. Kendisine anlatıyorum: Artık işle- rimiz talihe, tesadüfe, büyük »ir a- damın bir noksanı görmesine bağlı değildir. Herşey sıraya konrmnuştur. Ihtiyaç çok, imkânlar daha azdır. O- nun için her işe birden sarılmak mümkün olmuyor... Bahîs dönüp dolaşıp hep zelzele felâketine dönüyor. Herkesin kalbinin bir köşesinde açık bir yara var. En küçük bir vesile ile kanıyor. Zelzele yüzünden sevgililerini kaybedenlerin elemi hepimizin ele- midir. Uzun seneleri dolduran e- meklerin mahsulünün bir dakikada hiçe inmesinden teessür duyuyoruz. Bizden birer parça olan birçok va- tandaşların bu saniyede yurtsuz, gı- dasız, yaralı, hasta olduğu gözümüz önünde canlanıyor... Insan duyuyor ki tesadüfün bir, iki saat için bu otobüs içine doldur- duğu bu sekiz kişilik vatandaş gru- pu, bu saniyede her Türkün kalbini dolduran acıları temsil ediyor. Orta Anadolunun geçirdiği âfet; bütün memlekete çok yakından ıstı- rap vermiştir. Çünkü Türk milletinin hassas bir milli bünyesi var. Bünye- nin herhangi bir uzvunun uğradığı acı, bütün bünyeyi ve her uzvu te- essüre uğratıyor. Bam birlik hazzını duyuran ve uykusuzluğu, maddi rahatsız- lığı tamamile unutturan buü otobüs yolculuğundan sonra düşüncelerim Teğaken b a yril dı. Şu fi- kir, içimde yer etti: Müşterek acıya par. Binlerce Türk vatandaşının uğra- dığı âfet karşısında biz de yalnız acı- yı duymakla kalmamalıyız, milli te- sanüdümüzün kuvvetini yardım ve alâka şeklinde de göstermeliyiz. Tür- lü türlü yaralara, milyonlarca zarara karşı bizim göstereceğimiz alâkalar küçük birer damladan ibaret kalır. Fakat ihtiyaçların büyüklüğü ve şid- meti vardır. Bu yardımların milli rolü olduğunu da hatırdan çikarmamalıyız. Alâka- tir. Çok vermek, kendimizi mahrum mez. daşlık imtihanı * geçiriyoruz. Her Türk evinde erkek, kadın, çocuk her- kes kendini yoklamalı, imtihandan geçirmelidir. Milli birliğini duyan şuurlu bir Türk sıfatile milli vazifesini yapıp yapmadığını kendi kendine sormalı- dır. Ahmet Emin YALMAN ÇANKIRIDA: İstasyona Büfe Yapılıyor Çankırı, (TAN) — Devlet Demir- yaptırtmaktadır. Bunun alt kısmı is- tasyonun büfe ve lokantası, üstü de tren memurlarının yatakhaneleri o- lacaktır. stasyonun önündeki yolcu gezinti yeri de beton döşenecektir. b Çankırı, (TAN) — Halkevinin on 'beş günde bir verdiği konferanslar 12 yi bulmuştur. Bu konferanslar maalesef rağbet görmemektedir. Kon ferans günlerini muhtelif vasıtalarla hâalka bildirmek ve alâka teminine deti karşısında bu damlaların da kıy- ı | etmek, gösteriş yapmak lâzım gel- Fakat binlerce vatandaşın açık ya- | rası karşısında hepimiz bir vatan- || yolları idaresi, istasyonda bir bina || 24 - 4 - 938 BAYRAM GÜNÜ KIRILAN KALPLER : Çocuklar matbaamıza Dün, şehrin bin bir köşesinde bay- ramlarını kutluyan neşeli çocuklar- dan bir grup, akşam üzeri matbaa- mıza geldi. Fakat, bu yavruların yüz- leri asıktı. Bir şikâyetleri vardı. Bi- ze bunları anlattılar: — Bugün tramvaya bindik. 5,5 kuruş bilet parası istediler. Halbuki bizim yanımızda ikişer kuruşumuz vardı, geldiler, anlatıyorlar.. 23 Nisan bizim bayramımız.. Bay" ramda bütün taşıyıcı vasıtalar bizi ucuza götürüyor.. Tramvaylar neden pahalı, anlıyamadık.? Üstelik, bir kontrolör de bize âdeta hakaret etti: Sert bir lisanla azarlıyarak, araba * dan indirdi. Çocuk gururuna en fazla kıymet verdiğimiz Çocuk Bayramında, bü yavruların şikâyeti haklı değil mi?: Moskovada Akisler (Başı 1 incide) Ayni mahfillerde söylendiğine gö- re son hâdiseler ve bilhassa Habe- şistan meselesi hakkında İngiltere- nin son tarzı hareketi Moskovanın Milletler Cemiyeti ve büyük demok- rasilerin sıyaneti hakkındaki inkisa- rını artırmıştır. Zannedildiğine göre Sovyetler şim dilik Milletler Cemiyetinin mesaisine iştirak etmekten içtinap edecekler ve bu hareketleriyle Cenevre müessese sinin mutavaatını takyit etmiş ola - caklardır. Sovyetler, Milletler Cemi- yetine ancak bu cemiyet daha kuv- vetli prensipler kabul ettiği zaman avdet edeceklerdir. Bu müddet zar - fında resmi mahfiller Cenevrenin prensiplerine sadık kaldıklarını te - yit etmektedirler. İngiltere Harbiye Nazırı, Mussolini île:vgörüştü Londra, 23 (Husust) — Tngiltere harbiye nazırı B. Horbelişa bugün Sinyor Mussolini ile uzun bir mülâ- kat yaptı ve mülâkatı müteakip ga- zetelere beyanatta bulunarak İngil- tere Başvekilinin son İtalyan — İn- giliz anlaşmasından son derece mem- nun olduğunu, İngilterenin bu anlaş mayı maddi ve manevi bakımlardan harfi harfine tatbik edeceğini söy- lemiş, İtalyada gördüğü hüsnü kabul den memnun olduğunu ilâve etmiş- tir. B. Horbelişa hu akşam Kont Cia- nonun ziyafetinde bulunmuş ve daha sonra İngiltere sefaretinde bir res- B A — mı n Birinci sayfadan devam 9 50 Karaköy İnhisarlar toptan | İçki satış deposu memur- ları, Teğmen Selim Soley. Galata Yakut Hanında a- vukat Hayati Özgenalp. Beyoğlu Meşrutiyet cad- desi Budi apartımanında | Bayan V. Özgenalp. - Tepebaşı Mesrutiyet cad- desi No. 85 Sümer Oteli, 5 Tüccar Ösman Neşet Der- viş. : Atiye Mustafa Eren. Yeşildirekte Mola taş ha- hında Şeb Çorap Fabrika- sı İşçileri. Yeşildirekte Mola taş ha- | nında Molisyahni Çorap | Fabrikası Işçileri. | Yeşildirekte Nedim Ha- | marat ve oğulları fabrika. | sı İşçileri. * Yeşildirekte Çanta Fabri- kası İşçileri. | Yeşildirekte Mola taş ha- | nında masura İşçileri ve- saireden, | 85 1 70 5 40 26 Yekün. * “ Işık Lisesi talebesinin teberruu 1636 kuruş olduğu İçin birinel günkü liste- miz yekünuna o şekilde İşaret edil- miştir. (|KAŞTA : B. Ca'âl Bayar Şehrimizde (Başı 1 incide) hürat yapmışlar ve Başvekili hara' retle alkışlamışlardır. B. Celâl Ba” yar, talebenin tezahüratına samim mukabelede bulunmuş ve üniversit€ rektörü ile kısa bir görüşme yapmii tır. Başvekil ve Hariciye Vekili, kendi' lerini karşılıyanlarla beraber Haydâ! paşadan Akayın Heybeliada vapuru na binmişler ve İstanbula geçmişlaf dir. Heybeli vapurunun limana gi rişi, limanda bulunan bütün vapurli rın düdük sesleri ile selâmlanmış tır, Topane rıhtımına çıkan Bnşvekîı' Hariciye Vekili ile beraber Perapa ' las oteline inmiş ve saat 13 e kadaf istirahat etmiştir. B. Celâl Bayar vi B. Rüştü Aras, öğleden sonra Tak' sim stadına giderek askeri liseler ıpaâ bayramında hazır' bulunmuşlardır Başvekil, buradan tekrar otele ait müş ve akşam üzeri şehirde otomo! le bir gezinti yapmıştır. ZİLEDE: | Bir Çoncuğu Zehirlemişler Zile, (TAN) — Savcu köyünde Taban oğlu Alinin bir aylık çocuk” ölmüştür. Olümün şüpheli —olduğ"; Alinin kardeşi Şehribanın Kantnffî oğlu Ali karısı Ayşe vasıtasile z ı bulduğu, bunu da çocuğa bizzat nesi Hasenenin içirdiği ihbar ed]J miştir. Çocuk mezardan çıkarılmış | otopsi yapılmış, fakat kat'i netice bm hınamamıştır. Küçük ceset, Istan Adli Tıb işlerine gönderilmiştir. Beş Kumarbaz Tutuldu Zile, (TAN) — Yazıcı mahalles” de Ali Gülün evinde geceleyin *” bir araştırma yapılmış, Osman, Ibf” him, Ahmet ve Omer oğlu Osman * minde dört kişi kumar oynarken * tulmuştur. Hepsi adliyeye verilm” ler, Ali Gül bir gün hapse ve 50 ra para cezasına, diğerleri de bi lira para cezasına mahküm olmu$” dir. ——— Fırtına Bir Sandalı Batı Kaş, (TAN) — Burada iki gün ” vam eden şiddetli bir firtına olt bu esnada gümrük muhafaza kuf? danlığına ait bir sandal batmı: ** Kaş, (TAN) — Kalkan na sine yeni tayin edilen müdür R Coşkun, bilhassa köy yollarının İf? sına çok ehemmiyet vermektedir kında nahiyeyi buraya bağlıyan — yol vücude getirilmesi bekleni;

Bu sayıdan diğer sayfalar: