İ © İletmesi beklenebilir. Sin, Hitler burasını da büyük Alman- , < manyanın olacaktır. Holanda mis ——— 14.4.938 TAN Gündelik Gazete TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her- 9oyde temiz, dürüm, samimi olmak, Karin gazetesi olmıya çalışmaktır. 0 ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 400 Kr, 1 Sene 2400 Kr, 150 Kr, 6 Ay 1500 Kr, 400 Kr, s Ay 800 Kr, 180 Kr, vay 300 Kr, Mihetleraramı posta tttiharlına dahil ol- Huyan memleketler için 80, 18, 8. 3.5 tire dir. Abone bedeli peşindir. Adres değe tirmek 25 kuruştur. Cevap için mektup Pera 10 kuruslük Do) Hüveri itrmdir Almanya, Holandayı İşgal Edecekmiş Yazan : M. ZEKERİYA Almanya © Propaganda © Nazırı Goebels, Avusturya plebisiti müna sebetile irat ettiği nutukta Hitlerin an sonraki programım aşağı yu- karı anlattı, “Biz, dedi, adım adım gideriz. Fır. satlardan istifade ederiz. Avusturya dan sonra Almanya için halledilecek | dava koloni meselesidir. Zamanı ge- lince bunu da halledeceğiz.,, Koloni meselesi Almanyanın en na- zik meselesidir. Çünkü eski Alman kolonilerinden bir kısmı İngilterenin elindedir. Almanya, her koloni mese- esini ortaya attıkça İngiltere binir- lenir, Hattâ Chamberlain'in Musso- Tiniyi Almanyadan ayırmak isteme- sinin sebeplerinden biri de budur. Almanya da İngiltereyi şimdilik gü <endirmek İstemez, © halde, Almanya, koloni mese- lesini nasıl halledecektir? Hitler, bunun da çaresini bulmuş. Bakınız nasıl? Büyük Almanya programı içinde Baltık denizi sahilindeki devletler de vardır. Hitler, harpten sonra doğan bu küçük devletleri şu veya bu şekil- “m bağlıyacaktır. Dani- Yaya ithal edecektir; Bu “arada Al Manyanın şimal komşuları arasında bir de Holanda vardır. Holanda, ge- BİŞ müstemlekeleri olan bir memle- kettir, Hitlerin mazariyesine göre kü- sük devletlerin yeryüzünde hayat hakları yoktur. Hele Holanda gibi küçük bir devletin deniz aşır müs. temlekeleri olan bir imparatorluk kurması eniz değildir. Hitler, bu kü- Sük memleketi büyük Almanya hu- dutları içine sokmıya karar vermiş- tir. Holanda ilhak edilince, tabiatile onun bütün müstemlekeleri de Al temlekelerinde Almanyanın muhtaç olduğu bütün ham maddeler vardır. Bu kolonilerde petrol, lâstik, de. mir madenleri vardır, Ayni xamanda Pasifik te kuvvetli bir deniz üssü teş- kiline müsaittir. Küçük devletlerin istiklâli, Millet- Cemiyetinin garantisi altındadır. Bu garantinin hükmü kalmadığı A- Yusturya tecrübesile sabittir, İngiltere kendi müstemlekelerine dokunulmıyacağı için böyle bir hal ça Fesinden memnun olacaktır. Fransanm tek başına ses çıkarması varit değildir Onun için Almanyanın Orta Avru. Pa, hattâ Çekoslovakya, Danzig ve Memel meselelerinden evvel Holanda Yı istilâ ederek koloni meselesini hal- * Bu bir tahmin değildir. Hitler, İn- Bilterede bu yolda teşebbüslere gi- tişmiştir. Holanda tehlikeyi sezmiş- tir. Ve Holanda veliahdi Prens Ben- ho, bu tehlikeyi izale için gizlice Re- Muya giderek Mussoliniyi elde etmi- Ye teşebbüs etmiştir. Fakat İtalyada |! hüsnü kabul görmediği için Londraya #iderek İngiliz hükümetinin bu teh- like üzerine dikkatini çekmek iste- Fakat bu teşebbüsler akim kalmış- tar, Şimdi Berlin, Göcbels'in dediği gi- bi fırsat kollamaktadır. Şu halde Avrupa, belki de, Çekos- lovakya meselesinden evvel bir Ho- landa meselesile karşılaşacaktır, TAN Almanya, Orta Avrupada kendi hükmü altında bir birlik kurmak istiyor. Rus- yanın öncüsü vaziyetinde bir Çekoslovakya, Fransanın dostu bir Polonya ve- ya Romanya oi fena halde kuşkulandırıyor. Bu vaziyette bir Polonya - Ro- manya cephesi Orta Avrupanın Doğuya karşı bir seddi vazifesini görebilir mi? Aşağıdaki yazıda bu mevzuu tetkike çalışacağız. Kurmak İstedi Yazan: Imanların, bir Orta Avrupa teşekkülü için düşündükle- ri doğu sınırın Finlandiya körfe- zinden, Diniester ırmağı boyunca Karadenize ve oradan da İstanbul Boğazına indiğini biliyoruz; bu hudut, Almanlarca, Orta Avrupa- inn doğuya karşı korunması “için bir askeri ihtiyaç ve bir tabiye za- rureti olarak öne sürülüyor. Fil vaki Almanyanın bugünkü doğu sınırı düz bir hat değildir; girin- tili ve çıkıntılı olduğundan uzun- dur. Pölonyanın doğu hududu İse, Baltık devletlerinin ve Rumanya- nınkilerile (e birlikte, Finlândiya körfezinden Karadenize, hemen dümdüz gider. Fakat, Almanlara Orta Avrupa tasarında, Polon- ya ve Rumanyaya ehemmiyet ver diren cihet, yalnız bunların doğu sınırlarının düzgünlüğü ve kıss- lığı dolayısiyle müdafaayı ko- laylaştırması değildir, Ayni za- manda bütün kuvvetlerile ve mem leketlerinin bütün derinliklerile, şarktan, Sovyet Rusya cihetine gelmesi melhuz tehlikelere karşı bir demir set, kuvvetli bir tampon teşkil etmeleri arzu ve ihtiyacıdır; Çünkü Orta Avrupa, şimal ve bil hassa cenuplarda, Akdeniz ve Af- rikada hareket serbestisi elde et- mek için, doğu ve batı cihetlerin- den emin olmak İster, Almanyanın Polonya ile olan ekalliyet ve Dan zig ihtilâfım ikinci dereceye bıra- karak, bu orta devlet ile, 1930 dan DehkBsihde, dökük ve samimiyet tesis etmesinin ve son zamanlarda görüldüğü üzere, Rumanyayı bu devletle kenetlemek istemesinin sebep ve hedefi budur. Del F ilvaki, Orfa Avrupanın, do- Buya karşı kuvvetli bir art çi (dümdari devletleri olmaları iş- tenen, kenetlenmiş bir Polonya — Rumanya cephesi sayesinde hem muhtemel bir Rus tehlikesi, 600: 800 km. uzağa atılmış, hem de Rus Yanın, Çekoslovakyaya yolu kapa tılmış ve nihayet Rumanya sahil- lerine çıkacak Rus kuvvetlerinin Tuna boyunca, Orta Avrupanın bağrına doğru tehlikeli yürümesi ihtimali karşılanmış olur. Fakat a- caba bu iki memleket bir Orta Ay rupa birliği, yani ve doğrusu AL manya, ile iş birliği edecekler ve bağlanacaklar midır?. Bu hususta Almanlar şöyle düşünüyor ve şu noktalara dayanıyorlar; Her iki şark devleti bilir, ki mil İiyet ve tamamiyetlerini, Orta Avrupa, dolayısiyle Almanya, ei hetinden hiç bir tehlike tehdit et mez. Onlar komünizmden ziyade, nasyonalizme yakındırlar. Ekono- mik ihtiyaçlarını, bir sanayi diyarı olan Orta Avrupadan tamamlar. lar. Buna mukabil her iki memle- ketin mühim petrol servetleri var. Rurfanya son senede 8,7 milyon ton petrol çıkarmış. Polonyanın is tihsalâtı daha az isede, her iki memleketin çıkaracağı petrol, bir harpte, büyük bir devlet ordusu- nun ihtiyaçlarına kâfi gelir. Her iki devlet, nihayet, düşünürler ki komünizme karşı bitaraf kalmak açıkça vaziyet almaktan, ihtimal, daha tehlikeli olacaktır. Şarka karşı müşterek tahaffuz ihtiyacı Rayeh ile Almanyayı bir- İeştirmektedir; bu sebeple, ekalli- yet ve Danzig ihtilâfları ikinei de- recede kalırlar. Şark tehliksei kar- Şasında, Almanya ile Polonyanın mukadderatı müşterektir. Polon- ya, komünizm ile melâf mühim e- kalliyetleri yüzünden, melhuz bir komünizm tuğyanma karşı, Al manyanın himayesine, yalniz as. keri bakımdan değil ayni zamanda diplomatik ve politik eihetlerden de muhtaçtır. Polonyanın GENERAL o. H. EMİR Orta Avrupanın nüfus vaziyetini gösterir harita kâfi bir sahil ve serbest bir Ji âiüki YURLUL faka, iakü Dİ Polonya politikası, bu noksanları Almanların zararına telâfiye ça- Uışmaz ve bu sayede müstemleke- lere malik olmak imkânlarını el de eder! Polonyada, 388,000 km. murabba üstünde 34 milyon in- san yaşıyor. Bütün hudutlarının çevresi 5500 km. tutar, Bu mem- lekette, 18 milyon Lehliye karşı 16 milyon azlık var. Karpat cep- hesi müstesna bütün hudutları ta- bil mânilerden mahrumdur. Rus- hududu boyundaki Narew batak- Bir dağsın ki aşılmaz: bir. ummansın, geçilmez, Yerde bulsak izini yel kararır, seçil. mez. Ses verirsin, yerden ml, gökten mi, des nizden mi? Bir söz mü, bir kelâm mı, bizim dili- mizden mit Enginlerde ararken güneşte görünür- dn; Bir buzlu kasırgada ateşe bürünürcün; Vedi kat gök dar gelir çırparken kana» dıniz güneş, şimşek bilir adını. Tanrı İlhamı gibi iniyordun göklerden; Sir volkandın. bap vermiş yedi kat ka: ra yerden; Bir sarsıntı halinde her şiirini ekür- duk; Hıçkırarak ağlardık, taş kesilir, durur- duk. Hasretini çektirdin bire yükseklikterini Sen öğrettin ruhlara inmeyi derin derin. , Varlığından sezilen, bir ilâhi uğu! Yıkılsın filerimizin, zekâmızın hududu; Neydin, mesin; bu sesler, bu gürleyişler. Nedir? Gizlediğin mâna ki bitmiyen bir haz- nedir; Koşmak isteriz sana, bulmak İsteriz senli; Bulmak önce toprağa bizi zinclrliye: Huamakat dudak büktü karşında; acz, ağladı; Başı döndü Idrakin, sanatkâr yan bağ- tadı. Sonsuz tevazuunla zarif, İnce, büyük- süt Ellerin vecdiçinde öpülürken daha dün. $anat, bitmiyen tek aşk, ttriyen alla- rinde; Bir kâlmat ses verdi, ruhunun telle Yıldırım, rüzgâr, HÂMİT Uk bölgesi (Poleslef, bugün artık ehemmiyetli bir engel değildir. Ve bütün bu sebeplerle Lehistan, Al- manyasız mevcudiyetini Ukoruya- maz. İşte, Almanların Lehistan hakkındaki askeri ve siyasi düşün celeri budur. , imdi Rumanyaya gelelim: Bu devlet, milliyet cihetiy- le güzel tatmin edilmiş olduğu için politikası müdafaa prensipine dayanır. Melhuz bir şark tehlikesi onu Polonya ile menfaat birliğine sevkedeli beri, (Berlin — Roma) Yazların ve kışların vardı, tabiat gibi; Sanat kadar büyüktün ve hürdün sanat gibi. güzeldin, güzel öl- dür; Ne güzel bir bahardı, bir akşamdı, gö- müldün... Güneş yol vermek İçin çekilmişti yo Tundan, Gökleri tüllemişti, bir altın renkli du- man... Önünde çelenk çelenk çiçeklerden he- diyez Ova yeşiller giymiş sen geçeceksin, di- Güzelliğe tapındın. ya Mer bakışta eriyor, bir damla kızıl ya- kut Boşlukta yükseliyor bir sırma renkli tabut. İHAhI bir dram mı önümüzde çevrilen? Bu maveradan sese na anlatıyor Şopen? Efsaneye benziyen bu akşam, Bilim, gü- “geli Bu hazin melosiyle hayatı Aksaçlı ihtiyarlar, genç (kızlar, çocuklari “Bir büyük ölmüşl,, diye koşuşan yav. rusuklar, Sevenler, yaş dökenler ardında ordu ardu, Sir tepeye vardılar, rözgür uğulduyar. duz Bakışlar taş keslidi, nedir bu toprak yığın; Yuldızlarkan mezarı bir Bimiyen Büyük Hâmide veda. Büyük ölüye ve- dane Ürnerdi tepecikler, gökler eğildi kat kat; Görmek istemem; dedi ve örtündü ta- biat... Şüküfe Nihal Almanyanın Doğuya Karşı Duvar mihverine doğru yaklaşmasından konuşulmıya ve korkulmıya baş Yandı, Rumanya, topraklarının ve hu- dutlarının biçimi itikariyle, Avru- panın en müsait bir devletidi; he- men, büyük bir çember şeklinde- dir ve dolayısiyle hudutlarının bo yu kısadır. 19 milyon nüfus ve 295,000 km. Jik bir arazide, hudut larının boyu ancak 350 km. dir, ki adam başına yalnız 0,16 metrelik bir hudut parçası düşer. Bu nisbet eski Avusturyada 0.38, Çekoslo- vakyada 0.27 dir. Memleketin va sati, 600 km. lik derinliği iyi bir müdafaa durumudur. Rumanyanın komşuları, Sovyet Rusya müstes- na, ya ayni kuvvette veyahut on- dan zayıf küçük devletler oldukla rından, bu durum, onun teslihatı- nı tehdide yarıyan diğer bir fay- dadır. Şimali doğuda, Sovyet Rus- ya ve cenupta Bulgaristan ile olan sınırları, geniş nehirlerle, Dinies- ter ve Tuna ile korunmuşturlar, O sun yalnız Çekoslovakya ile olan hudut parçası dağlardan geçer. Po lonya, Macaristan ve Yugoslavya hudutları tabil arızalarla mahfuz değildir; bu sebeple onun Maca» ristanla olan sınırı, bir küçük Ma- ginet hattı halinde tahkim edili- yor. ehlikeli hudutlar, öte taraf- larındaki devletlerle iyi münasebet korumak ihtiyacını do ğurur; bu devletler Polonya ve Yugüslavyadır. Bura- lardan Rumanyayı hem cephe ve hem de yandan kavramak müm- kündür; Halbuki o, Rusyaya karşı bem kara ve hem de deniz cihetle- rinde yalnız cephe teşkil eder. İş- te, Almanlara göre, Rumanyanın dış politikası, kendi coğrafik te- şekkülünden başlıyarak tabi! isti- kametini bulmaktadır. Rumanya, gerçi Yugoslavya ve Çekoslovakya ile, Küçük Antanta mensuptur, ayni zamanda Balkan Htifakının da âzaşıdır; fakat Almanlar onun elâstik dış politikasının, Polon- yaya yaklaşmakla doğru yolu bu- lecağından ümitvardırlar; çünkü, Çekoslovakyanın Rusya ile sami mi münasebette bulunmasının Kâ çük Antantın müşterekcephesini gevşettiğine kanidirler, Rumanya dışında az Rumen vardır. Abelisinin ei sı Rumen- dir. Onun azlıkları arasında 750.000 Alman ve 1,2/3 Macar var dır, Polonya — Rumanya cephesi, tahakkuk ederse, ehemmiyetli bir askeri kuvvet vücude getirir. Po- lonyanın bârış zamanında kuvve ti 330.000 insandır. Seferi kudret! 3.5 milyon talim görmüş nefere varır. Barış, ordu teşkilâtı, 10 ko- lordu bölgesine taksim edilmiş 30 Piyade ve bir S. fırkam İle 12 5. li- vasıdır. Kabili istifade uçakları 1500, savaş arabaları 500 kadar olmalıdır. Deniz kuvveti henüz ehemmiyetsizdir; 2 modern muh- Tip ile birkaç denizaltıdan ibaret- tir umanya, Balkan devletleri a rasında sayıca en kuvvetli orduyu çıkarabilir. Fakat mali müş küller ile mücadelededir. Onun harp endüstirisi, bütün Balkan devletleri gibi, kâfi değildir: dola yısiyle yabancı memleketlere muh taçtır. Bu yüzden ordunun maddi teçhizatı tamam değildir. Şimdi yabancı (Çekoslovak) kredilerile bu noksanları tamamlamıya çalışı yor. Bir harp halinde, 140,000 ki- şiden mürekkep barış ordusu fle, 2 milyon kadar insan seferber ede- hilir. Barıs teskilâtı. 22 P.. 2 avex. GÖPÜŞLEP Allahaşkına '6 6.31 Bana Sormayın! dj Yazan : SABİHA ZEKERİYA Dünyanın her tarafında halkın ih- tiyaçlarını, dileklerini, şikâyetlerini tesbit etmek, veya mühim siyasi ve kültür meselelerile, dahili, harici ha- yatla alâkası olan meseleleri daha ge- niş bir şekilde izah etmek için gaze- teler anketler yaparlar. Bu hususta bazan halka, bazan ihtisası olanlara müracaat olunur. Bu suretle halk ta, alâkadarlar da gazetelerde fikirlerini söylemek fırsatını bulurlar, * Bizde gazetecilerin bir derdi var. Herhangi mesele hakkında ne doğru- dan doğruya alâkadar olanların, ne de bu hususta ihtısası olanların fikri- ni almak mümkün değildir. Muhabir anlatıyor: ğ — Efendim, mahallenizde sular o | sık sık kesiliyor mu diye, bir evin kapısını çalıp sordum. Ev sahibi pen- cereden başını çıkardı: — Bana ne soruyorsun, komşuya sorsana... dedi. ? Adliyede yapılan ıslahat hakkında fikrini almak üzere salâhiyettar bir gi zatı gördüm: 3 — Sakın ha, bunu banâ sorma, de- di. Mektep kitaplarının yeniden ya- zılması münasebetile bir maarifçiyi gördüm, İlkmektep kitaplarının mü- tehassıs bir heyet tarafından yapıl- dığı halde, neden tekrar yazılmasına lüzum gördüklerini sordum: — Allah aşkına bunu bana sorma, dedi, Mektep kitaplarının yeniden ya- zılmasının kitapçılar arasında yapa- cağı tesiri anlamak için bir kitapçıya gittim. Uzun, uzun anlattı; ” — Amma sakın benim ismimi ve- rerek bunları yazma dedi. i Hulâsa borsacı, tüccar, maarifçi, edliyeci, hukukçu, halktan, kültür ve Pekâlâ, size sormıyalım Bilene sor- mıyalım, alâkadar olana sormuy: di kü mesul olur) Fakat halka ihti niçin sormıyalım? Edebiyatçıya, âli- me, mütefekkire, mütehassısa neden bildiği şeyi sormıyalım, ve cevap ak mıyalım? O halde kime, neyi ım, ve ne yazalım? y Bütün bunlara rağmen kari ne im safsızdır. Gazeteyi eline alır, şikâyet” $i bir eda ile dudaklarını büker: Ç Sonra tanıdığı bir gazeteciye rasf- | ladı mi; — Azizim, dahilde, hariçte bu ka- . dar mühim meseleler var. Hâdiseleri niye bu kadar üstün körü veriyorsu. nuz? der, O zaman gazetecinin de; — Allah aşkına bunu bana yın demek, hakkı değil midir? ERZURUMDA : Transit Yolu Otobüsleri Erzurum, (TAN) — Trabzon — £ ran transit ylu otobüs servisleri, dow letdemiryollarından ayrılarak müş « © takil bir umum müdürlük halinde idare olunacaktır. Umum müdürlü- ğün merkezi Trabzon olacak ve ba- şına Ömer Lütfi getirilecektir, Bi . © zim otobüslerimiz, yollar müsaft biz hale gelir gelmez, Tebrize kadar iş lemeye başlıyacaktır, 5 Hayvan Başına Kredi Erzurum, (TAN) — Bu havı Zıraat Bankasının, Sayım kayıtların geçmiş koyun başına bir, keçi başın b yarım, İnek ve öküz başına dört lira kredi açması düşünülüyor. Bu tak - dirde asgari beşer. kişilik grup müteselsil kefil olarak borç taah dü altına girecekleri gibi, hayvan © lar da alâkadar ihtiyar heyetleriniz yedieminliği ile bankaya rehin miş olacaktır, ai di 4 5. tümeni (fırkası keptir. Şimdilik 800 kadar a savaş arabası var ki balam JE rn i Ear Yapacağı siparişlerle k J nden müreki Almanyanın şarka mak istediği beton ların mahiyeti