Ky İZMİRDE: Belediye Reisi Yapılacak İşleri Anlatıyor Ankara 22 (TAN muhabirinden) Burada bülunan İzmir Belediye Rei- si B. Behçet Uz, 1938 beynelmilel İz- mir fuarı ve İzmirde Belediye faali- yetleri hakkında bana şü izahatı ver di: — Entemasyonal İzmir fuarı ha- zırlıkları ilerlemektedir. 20 Ağus- « tos günü, iyi bir eser takdim edece- ğimizi umuyoruz. Bu sene saha da- ha çok güzelleşti ve büyüdü. Fuarı| her sene ağaçlandıriyoruz. Fuar e$- Te pe yumurta ve elma da ihraç olunmak- tadır, Arazi dağlık ve ormanlık ol- duğu için zirsate müsait değildir, bu yüzden de köylü fakirdir. Civar köy lerin 5600 nüfusu ve kasabalıların hemen ekserisi Zingal şirketinde ça- lışarak maişetlerini temin eylemek- tedirler. Hükümetin yardımile san Plâna Göre, Kasabanın Inkişafı İçin | Çocuk Bahçeleri Bir Karayolu Lâzımdır Ayancık, (TAN) — Sinop vilâye- tinin şirin bir parçası ve İnebolu — Boyabat ile hem hudut olan kasaba- mız, tarihi pek eski olmakla beraber, evvelce bir köyden farksızken şim- di hayli ilerlemiştir. Bu inkişafı, bol ormanlarına ve kereste sanayiinin merkezi olmasına borçludur. Burada ilk nazarda iki kasaba gö- ze çarpar: Ayancık ve Zingal. Açılacak Gazlantep, (TAN) — Profesör Yan- senin hazırladığı plâne göre, şehir i- çinde birçok çocuk bahçeleri açıla » caktır. Camilerin civarına düşen met rük arsalardan bu iş için kolayca isti fade edilebileceği anlaşılıyor. Maarif enddesi, 30 metre genişliğinde olacak tır.Hükümet dairesi ve büyükpark ta bu sırada inşa edilecektir. Fevzi Paşa, Narlı ve Maraş gibi yer lerden gelip giden kamyonlar ve di - 23-3-938 Niçin Herkes Tarafından Tercih Edilir? Çünkü: GRİPİN Bütün ağrılara, hastalık nasında geçen senelerden daha çok eğlence yerleri olacaktır. Deniz yol- yine £ yapacaklardır. Bundan baş- ka diğer Avrupa trenlerinin yaptığı) larımız her sene olduğu gibi tenzi tenzilâtı bizimkilerle mezcederek Avrupadan gelecek seyyahlardan fuara iştirak edecekleri memnun e- deceğiz. Geçen seneki fuarı görenler 808 bin ki i. Bu sene bir milyom- dan fazla seyirciyi memnun etmek için tedbirler alınmıştır. Belediye Faaliyeti Yapılması takarrir etmiş bulu- Ayancığın evleri eski tarzdadır, yolları taş ve topraktandır, halkı ma- halli lehçe ile konuşan bakır ve tunç renkli Türk çocuklarıdır. Zingalın evleri asri ve kübiktir, yolları betondandır, sakinleri Istan- İbul dilile konuşan Türk çocukları - dır ve bu iki kasaba biribirine nasıl yakınsa, halkı ve kalpleri de öylece iribirine yakındır. Ayancıkta idman yurdu, Zingalda Zingal spor klüpleri vardır. C. H. Par tisi, halkevi, Kızılay, Çocuk Esirge- İzamanlarda fındık yetiştirilmeğe de başlanılmıştır. Ayancığın en büyük derdi, kara yollarından mahrum bulunuşudur. Bilhassa kış aylarında denizin fena oluşu yüzünden vapurların uğrama ması, burada yiyecek maddeleri Üze- İrinde buhranlar husulüne sebep ol- İmaktadır. Böyle vaziyetlerde evvelâ un ve et fiyatları artmaktadır. OSMANİYEDE: Yeni Mekteplere İğer nakil vasıtaları, ilerde şehir için- İden geçmiyecektir. Ticari mıntakaya ancak İsmet Paşa caddesi üzerinden ve şehir kenarından gidilebilecektir. Belediye, ağaçlama faaliyetine şim - diden büyük ehemmiyet vermiye baş lamıştır. Belediye, yeni su tesisatı işi biter bitmez, yolların inşaatına geçecektir. Bunun için ıslaha muhtaç vaziyette olanlar birer birer tespit olunmakta- dır, Çocuk Muayene Evi Gaziantep, (TAN) — Geçen yıl şeh rimizde 769 doğum vakası kaydedil ğ başlangıçlarma karşı tesiri yüzde yüz olan ve hiç zararsız en kuvvetli müsekkindir. GRİPİN: Nezle, soğuk algınlığı, grip rahatsızlıklarmda, baş, diş, mafsal romatizma, âsap ve adale ağrılarında icabında gün- de 3 kaşe kullanabilirsiniz. .. .....aaaaeei nan garaj santralin inşaatı ihale edil miştir. Bu garaj 1000 - 1200 otomo- bil ve otobüs alabilecek bir genişlik- te olacaktır. Garaj santral bütün mo törlü vasıtaların merkez istasyonu olacak ve ayrıca belediyeye mühim mikdarda bir gelir temin edecektir. Basmahene civarında 500 bin lira sarfile büyük bir hal santral yapıla- caktır. By halin inşaatına pek yakın «da başlanmış olacaktır. Bundan baş- ka b de bütün şehrin ekmek ihti- yacını temin etmek üzere büyük bir| ekmek fabrikası inşa olunacaktır. me kurumu lar, ekmek imal edebilecektir. Bir de süt| fabrikası yapılacaktır. Belediye her| türlü konforu haiz büyük bir otelle mütedddit gazinol#r yaptıracaktır. e e eri mfiyon liralık kanalizasyon, yollar;| seylâba karşı tedbirler, Gözteperle sahili takip edecek bir rıhtım ve da- ha birçok işler vardır. Ziraat Vekâleti de Kültür Parkta! bir ziraat müzesi yaptıracaktır. Sihhiye Vekâleti de Vilâyet ve Be İediyenin yardımile İzmirde 150 ya- takli bir çocuk hastahanesi yaptıra- caktır. İLÂN Şifa, Moda, Kalamış ve Suadiyeye kadar olan kısımda üç veya dört o- dalı deniz kıyısında satılık bir ev a- Tanıyor. Satmak istiyenlerin Arka- rada Yenişehir Posta kutusu 1018 e müracaatları. Büyük harbin ilk yılında Çanakkaleye gidip bir da- ha geri dönmiyen bir daha kendisinden haber gel miyen, yıllarca ölümüne ağladığımız Fahir ağabey, ölinemişti... Bir çarpışmada birçoklarile beraber o da vurulmuş; bir ölü gibi cansız, toprağa serilmişti. Arkadaşları onu öldü sanarak bırakıp kaçmışlar; Fahir Ağabey İngilizlerin eline esir düşmüş... Ondan sonra bin türlü macera geçirmişti... İngiliz- ler esirleri Mısır taraflarında bir yere göndermişler- di; Fahir Ağabey tam iyileşeceği ve muharebenin bi- terek esirlerin iade olunacağı zaman bir Türk arka- daşına bir İngiliz zabitinin yaptığı hakareti çekeme- miş; zabiti dövmiye kalkmış, ondan sonra kendisini yurduna göndermekten ve herkesle ihtilâttan menet mişler, hapse atmışlardı. Lâkin, Fahi r ağabey hapis te çok kalmamış, affedilmişti. Galiba bir Türk çocu- ğunun harikulâdeliğinden ürperen gözler araların- da verdikleri bir kararla onu serbest bırakmışlar, ce zasım, memleketine gitmemiye ve bir haber gönder. memiye çevirmişlerdi... Fahir ağabey uzun yıllar bizlerden habersiz, son- Suz bir ıztırap içinde yaşamış, lâkin kuvvetini, irade sini kaybetmemiş, orada okumuş, çalışmış, İngilizce- Yi bir İngiliz kadar öğrenmiş, daha ziyade yükselmiş. Hayat ne kadar çirkin ve hayat ne kadar'güzel!, Kirli kurşuni bir buğu arasında karmakarışık yorucu, İğrendirici, öldürücü, ağlatıcı sahneler görü yorum. Bunlar benim gözlerimden ne zaman geçti? Hangisi hangi zamana ait? Biribirinden ayıramıyo- rum. Ara sıra cesaretsizlikle, yatağımın yanına 80 kularak: “Nasılsın, Yıldızcığım?., diyen cılız, mâna- gız, inandırmıyan bir ses.. Bu maskeli sesi işitmek istemiyorum, Sonra saçları sklaşmış, yaşından daha fazla çök“ müş, ezilmiş annem... Hep eskisi gibi, çok söylemi yen, ıztırabinı gözlerini doldurmakla, boğazındaki düğümü yutkunmakla geçiştirmiye çalışan mazlüm areket ve varlıklar gös | termektedir. Belediye dahilinde imara çalışıyor. elektrik temin etmiştir, elliye yakın radyo dir. Bir de asri mezbaha yapılmıştır. Yazın halkevi köycülük kolu azası köylere gidip temsil ve konferans - lar vererek irşat vazifesini yapıyor- Bir hastane ve iki ilkmektep var- dır. Tleride ortamektep teşkili için çalışmaktadır. ük ihracatı kereste teşkil Bu fabrika bugünkünden daha ucuz| etmekle beraber, mühim HENDEKTE KIZILAYCILAR : İhtiyaç Var Osmaniye, (TAN) — Kasabamızda iki ilk, bir ortamektep vardır. Fa - kat, ihtiyaca kâfi değildir. İlk mek - teplerden birinin mevcudu 470 e çık- mıştır, Önümüzdeki ders yılı başında yeni bir ilkmektep açılacaktır. Ortamektep 171 talebeye dar geli- yor. Bunu gören yeni müdür, binsy? ya bir kaç paviyon ve salon ilâvesi İiçin lâzemgelen tahsisatı temin etmiş ve işe başlanılmıştır. İnşaat gelecek yıla kadar bitirilecektir. fasldir, plân Bu sene Bu sayede çalışabilmekte- miktarda Hendekte talebeler arasında Kırılay teşkilâtı kurulmuştur. Bu resimde, İsmetpaşa okulunda Kızılaya üye olan talebeden bir grupu görüyoruz. YAL, DONU AZAN: Ş Yengem iki saadete birden kavuşmuş; durmadan gülüyor, durmadan ağlıyor... Ayşe kadın, hep öyle... Yüzüme bakip bakıp o yürekten gelen hıçkırıklarını bana göstermemek için ne zaman yanıma girse beş dakika sonra avucunu ağzına kapıyarak kaçıp gidiyor... Yanıma her giren yüzde hayatımın bir hatırası canlanıp uyanıyor... Konuşmak, konuşturmak isti- yorum; hastabakıcı onlara işaret ediyor; odadakiler birer birer çekiliyorlar. Yanımda en çok kalan Fahir ağabey... Galiba dok tor da anladı; o bana herkesten çok sıhhat ve şifa ve- riyor.. O gelince daha sakin oluyorum; fazla konuş- muyoruz; Fahir ağabeyin yüzünde, gözlerinde ne faz la üzüntü, ne fuzla sevinç var.. Zayif bir hastayı Sarsacak, heyecana getirecek hiçbir şey yok!.. Yalnız, 6, başımı okşarken, gözlerime bakarken büyük bir korkudan kurtulmuş ta emin bir yere sığınmış gibi- yim. Şakaklarımdaki zonklamalar, ezikler yavaş yavaş diniyor... Ben hastanedeyken Hasan Şişlideki o apartımanı bırakmış, Cihangirde, tâ denizin karşısında bir yer tutmuş. Penceremden görüyorum; hava koyu sisli; bir ba- har fırtınasına hazırlanıyor... Ara sıra camlara çar- nan hirken damla vağmur.. Can sıkım sünler Has tedbirler alınmıştır. Belediye, bir çocuk muayene evi aç mıştır. Mütehassıs bir doktor burada, fakir yavruları parasız tedavi etmek- tedir, ERZİNCANDA: Halkevinin Yeni Binası Bitiyor Erzincan (TAN) — Yeni yapılmak- ta olan Halkevi binasının ikinci kat bitmiştir. Binayı bu hale getirmek için, merkezden gönderilen 62 bin li- ra sarfolunmuştur. İnşaatın tamam- lanması için 60 bin liraya daha ihti - H isi TA İSereleiğiden" istenilmiş» tir, Halkevinin eşyası, belediye ve hu- susi muhasebe tarafından müştereken temin olunacaktır. DİYARBAKIRDA: Yenişehir Civarında İnşaat İlerledi Diyarbakır, (TAN) —Şebirle istasyon arasındaki Yenişehir mıntakasında inşaat günden güne ilerliyor. Bu kı - yazın fazla sıcak olmuyor, bu yüzden de çok rağbet görüyor. * Diyarbakır, (TAN) — Halkevi- nin ve büyük tiyatro salonunun tefrişatı tamamlanmıştır. miştir, Gizli doğumların tesçili için! sım, kale arasında bulunmadığı için | | Hikâyeden Mabaat | Otel Emperiyal (Başı 6 ıncida) ğzını açmıya vakit kalma - dan otelin en küçük garso- nu on bir yaşlarındaki Mişa Şapkin ileriye doğru atıldı ve bir çırpıda: — Stanislav Adamoviç'i bu ge- ce cürmümeşbut halinde yakala - mışlar, dedi... Kuşakov sallanarak; — Bu kabil değil, dedi. yani ellere de N yonlu Yeni direktör sessizce Kuşakovun masa- sındaki çekmeyi temizlemekle meş guldü.. Birkaç dakika Kuşakovun notlarını gözden geçirdi.. Bu nit- notlarını gözden geçirdi. Bu not- lara nazaran Kuşakovun kartal bakışlarından hiç, amma hiç bir şey kaçmamıştı. Bu notlarda ka- pıcı ihtiyar Gasribükten, kaybo- lan bulaşık bezinden, daktilonun bişanlısından velhâsıl her şeyden bahsediliyordu... Yalnız bu notlarda ismi geçmi - yen bir tek kimse vardı: o da sabik “Emperyal, otelinin, muhterem Metr doteli, ve birçok sabıkaları 0- lan Stanislav Adamoviçti. YENİ NEŞRİYAT: Tornada Pratik Diş | Sanayi mektebi mezunlarından Ns ri Armç “Tornada pratik diş hesap” ları,, ismile tornacılara mahsus kü - çük, faydalı bir eser neşretmiştir. B8 küçük eser, endüstri hayatımızda çok muhtaç olduğumuz küçük, fakat ok gün ve dolgun bir risaledir. Refik Fenmen'in YENİ ELEKTRİKÇİLİK Çikır. Ciiyemae imtihanlarına hazırlar. 40 K, Akba Kitapevi An ROMEO - JÜLYET — W. Şb kespeare'in bu şaheseri dilimize Ef tuğrul İlgin tarafından geyet açik bir ifade ile tercüme edilmiş ve İnk” lâp kitabevi tarafından neşredilmiş” tir, : VARLIK — Bu sarint ve fikir mecusi nın İi3 üncü sayısı çıktı. TASHİN — Gazetemizin 17-3-1088 tari ve 1083 numaralı nüshasının TI inel sahi” fesinde neşredilen İstanbul 3 ncü İcra Me” murluğunun 837-1485 dosya numaralı Mİ“ bin Y7 nel satırmda artarma şartnamesi” nin mahalli muhsusuna asıldığı tarih J“80 998 olduğu yanılacak ilen sehven 1-6- pe 2 — — ORUM ÜKZÜFE NI 19 — taneden döneli iki hafta oldu; hâlâ yataktayım. Dürbün elimde, hergün köprünün üzerinde dalgı- lanan hayatı, kocaman tarihile Saraybumunu, ge- lip geçen vapurları, akşamları Kızkulesinin durma- dan yanıp sönen fenerlerini görmekten usandım. Şakaklarım zonkluyor; yine tepem bir demir çem- berle sıkılıyor.. Bu hain zonklamayı kim dindirir? Başımı öyle bir kola dayamak istiyorum ki, o kolun bende hiçbir kötü hatırası olmasın... Başucumda öy- le bir ses istiyorum ki, bana hiç yalan söylememiş; beni hiç aldatmamış olsun!.. Ellerime bakıyorum, parmaklarım birer ince ka- lem gibi.. Kuvvetimi denemek için avucumu açıp kapıyorum. Küçük el aynasında benim olmıyan bir yüze ba- kıyorum; solmuş bir zambak yaprağına benziyen bir yüz.. Kaşlarımın ince çizgisi daha çok meydan- da... Gözlerim daha koyu, daha büyük." Benim olmıyan bu yüz hiç te fena değil; kızıl ya- naklı, kızıl dudaklı bir çocukken böyle yüzlerin has- retle rüyasını görürdüm. .. Bıraktığım aynayı bir daha aldım; bir daha dik- katle baktım; o zaman gördüm ki, tanımadığım bu yüzden çok tanıdığım yalnız bir şey kalmış: Gözlerim! şeklinde yazılmıştır. Tashih olunur, miye hazır. Onlardan kendi kendilerini kurtara- caklarına inanmamış insanların sönmez umudu, sön- mez ateşi parlıyor. Parmaklarımla şakaklarımdaki saçları tarıyorunn; bu saçlar da biraz bana yabancı. Alnımda eskiden daha koyu bir çerçeve vardı; bu kadar açık saçlı de gildim. Elimi başımdan çekerken parmaklarıma iki tel saç takıldı; o ne? Hayatımda yeni bir hâdise: Saç- arım beyazlaşmış!.. Elimi bir daha başıma götürür yorum; bir tutam saç çekiyorum; Bir, iki, üç, beş... Saçlarımın yarısı bembeyaz. — Hanımefendiciğim, Fahir ağabeyiniz geldi. Aralık kapıyı itip, Fahir ağabeyin geldiğini haber veren Ayşe kadına sevinçle haykırır gibi cevap ve" riyorum: — Gelsin, buraya al, Ayşe kâdim.. Hiçbir şeyim yok gibi yatakta doğruluyorum. Ha yır, başım zonklamıyor, bir şeyim yok; o kadar iyi yim ki... Bu kadar iyi olduğum halde hâlâ yatakts kalışıma utanıyorum. — Nasılsın, küçük hanım? Üç gündür gelemedim, kusurumu affet... i — Şimdi çok iyiyim, Fahir ağabey; yalnız... — Yalnız? Ne var? — Bana küçükhanım filân deme! Artık büyük ha am değil, ibtiyar bile olmuşum — Neden bü kadar telâş, Yıldız? Acelen ne? İhti- yar olmıya daha çoook vakit var. — O kadar da çok bir şey kalmadı; Fahir ağabeYi Bir defa otuz yaşını geçtim; Sonra... bak!.. — Ne onlar, Yıldız? Hâlâ avucumda, parmaklarımın arasında kıvrılıp Kalan beyaz telleri Fahir ağabeye uzatıyorum: (Devamı var)