Nasıl doğu d7?- Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? ırka — IKINCI KISIM — Yazan: Ziya Şakir Merkezi, Aczini İtirafa Mecbur Kalıyordu İstanbulda mevcut olan fırkalar, milli kongrenin bu duygusuna iş- tirak etmişler; ve büyük bir mem- Buniyetle birleşmiye karar vermiş- lerdi, Hürriyet ve itilâf firkası, bu ka- Tar karşısında, fena halde sendele- Mişti. Çünkü, karşısında teşekkül &den ekseriyet, mühim bir kuvvet- ti. Ayni zamanda memleketin dü- Şünceli halkı da, (fırkacılık) entri- rından bıkıp usandıkları için, Hürriyet ve İtilâf fırkasına taraf- tar görünmiyeceklerdi. Şu halde frkanın bütün kuvveti, yalnız kliplerde kayıtlı olan efrada inhi- Sar edecekti. Bu müşkül vaziyette, ne yapar €aklarını şaşıran (İtilâfçılar), bir- kaç gün bocaladıktan sonra, fırka İçinde ayrılığı külliyen bertaraf e- derek rakiplerine karşı kuvvetli bir cephe göstermiye.. ve hiç ol- Mazsa İstanbul ve İzmir intihabın- da bir muvaffakıyet elde etmiye karar vermişlerdi. Derhal Sadık Beye bir poz ve- Tilmiş.. İşin başına geçirilmişti. Sa dık Bey, karşılarına dikilen rakpi- in müttehit cephesini oyarabil- Mek için yine o mahut ve kokmuş Idiayı ortaya atacak. Anadoluda- ki (milli hareketler) i gözden düşür Miye çalışacak. (efkârı umumiye) Yi bu suretle bulandırarak Hürri- Yet ve İtilâf fırkasının kiymet ve isini arttıracak.. böylece de; diğer fırkaları, Hürriyet ve İHLAf PP ürka ti telâşta haksız değil di. Çünkü memleketin ha- Va, birdenbrie değişivermişti. Rumlarla Ermeniler; intihaba işti- Fak etmiyeceklerini söyledikleri , halde şimdi, Patrikhaneler birleş- mişler; bütün faaliyetlerile intiha ba iştirak etmekle beraber, müm- kün olduğu kadar fazla mebus çi- karabilmek için hararetli müzake Telere girişmişlerdi. Hürriyet ve İtilâf fırkası erkânı, bu vaziyet karşısında ince hesap: larla harekete mecburiyet hissey- Yemişlerdi... Büyük harpten evvel- ki intihaplarda 244 mebus çıkıyor du. Şimdi anavatanın mühim kı- sımları parçalanıp ayrıldığı için, Mevcut olan nüfusa göre 160 me- çıkarılacağı hesap ediliyordu. © bu hesaba nazaran Mecliste ek #eriyeti ele geçirmek için, hiç ok 80 - 100 mebus çıkarabil- Mek lâzimgeliyordu. Fırka erkân, Patrikhenelerle anlaşma meselesini bir kere daha İccrübe. etmişlerdi. Beyoğlunun büyük salonlarından birnlde, Sa- Beyin riyaseti altında bir top- Ynt Yapmışlar; patrikhanelerden birer heyet istemişlerdi. Fakat, Patrikhaneler. bu talebe karşı ce iü Emi lüzum bile görmemiş Pirka, artık aezini idrâke başla- x Fırka merkezindeki hararet a MED ei büsbütün sıklaş- yi Sırada, (mill! kongre) büyük İçtima daha yapmıştı. Ve Hür- e - İdilâf fırkasının murahhas- da çağırmıştı. pa liralay Sadık Bey, bu içtimaa >zat iştirak etmişti. Gerek ken- W Ve gerek yanında bulunan fır- Murahhasları söze karışmıya- Sü Yalnı diğer fırkaların hatip- ini dinlemişlerdi. #tiplerin nutukları ve bu nu- etrafında hâsıl olan cere- Yan, Sadık Bey ile arkadaşlarının itleri üerine kuvvetli bir dar- in irmişti.. O zaman, bu zat başbaşa vermişler.. kendi ara- Pina kısa bir müzakere geçir- Lİ er. Artık, ekseriyeti temin e İstanbulun işgal kuvvetlerinden tahl'yes* sırasında Dolmabahçe önünde yapılan merasimde Fransiz askerleri 7 — İşte, bu salâhiyetle de, bu gün memlekette esen korkunç ha vayı hissetmekte. birtakım (âsit kuvvetlerin karıştığı intihabın ne- ticesini de çok tehlikeli görmekte. dir. (Arkası var) Açık muhabere : (Remzi) imzasiyle mektup gönderen za» ta: Zatiilerile en kise bir zamanda görüş- mek İstiyorum. İkametgâhım, Çemberlitas karşısında (Turan) apartımanıdır. Her sa- beh, İkiye kadar bulunurum. Eğer. teşri- finiz mümkün değilse, arzu buyurulan ye- re gelebilirim. İŞ. rını hissederek son bir tehdit ça- resine başvurmak İstemişlerdi. Ss adık Bey, ayağa kalkmıştı. Her ihtimale karşı evvlece hazırlanmış olan bir beyannameyi okumaya başlamıştı. Bu beyanname; âdeta oradaki fırkaları protesto mahiyetinde idi. Hülâsa olarak: (Senelerce İttihatçıların zulmü- ne göğüs geren.. ve bugün de İtti- hatçıların milli mücadele hamı al tında, Anadoluda yaptıkları hare- ketlerle gizliden gizliye mücahede ye girişen Hürriyet ve İtilâf fırka TAN | deritmiştir Satılan mallar lira ola -| EK ON-O'Mİ İHRACAT: Bir Haftalık İhracatımız 300,000 Lira Şubatın son günlerinde Almanya ve İtalyaya yaptığımız ihracat harıç olmak üzere Istanbul gümrüklerin - den ihraç muameleleri yapılmış olan Türk mallarının kıymeti 193,758 İk rayı geçmiştir. Ihraç olunan malla - rımız başlıca Fransa, Yunanistan, Ja ponya, Çekoslovakya, Romanya, Fin lândiya, Isveç. Suriye ve Mısıra gön- | rak; 24,066 muhtelif balıklar, 63.248 oğlak derisi. 22.960 muhtelif koza ve | ipek mensucat. 15.934 yünlü çorap parçaları, 11.443 tiftik. 10.388 kitre 8.212 iç fındık. 2.630 lüle taşı. 454 Kabuklu fındık, 2599 barsak. 1.747 razmol. 950 nümunelik eşya, 1.869 keten mensucat. 146 elektrik leti. 283 princten kahve değirmeni 1.212 cöven, 3,315 nohut, 117.5 incir. 1725 havyar, 1.627 tütün. 940 zırnık. 9.6090 | kuzu derisi, 2.294 yün halı. 197 seb- 706 konservesi, 604.5 ağaçtan çember. 502 cantiyan kökü ile Japonya için | Konyada çıkarılan “yerli civadan 5.745 liralık mal ihraç olunmuştur. Bu ihracata Finlândiya. Almanya ve Tlalyaya gönderilen malların bedel- leri de ilâve edilirse. bir haftalık ih- racat yekünu üç yüz bin lirayı bul- maktadır. Sıvas Postası 30 seneden fazla zamandanberi matbaacılık, kitapçılık ve gazeteci - likle uğraşan Kâmil Kitapçı, Sıvas- ta Yukarıki isimli haftalık bir gaze- te çıkarmağa başlamıştır. Bu yeni gazete, yine Sıvasta 4 nüx ha çıkarılmış olan “Kepenek” gaze- tesinin yerini almaktadır. Muvaffa- İkıyet dileriz. sına İltihak etmiyenlerle fırkamız hiç bir işe girişemez: böyle mahi- yeti meşkük bir intihaba da. Hür- .İLOKM mez.) Denilmekte idi, Sadık Bey ile arkadaşları, bu be yannameyi okuduktan sonra, içti- ma salonunu terketmişlerdi. Ve doğruca fırka merkezine gelerek; biri padişah Vahdettine, diğeri de sadaret mevkiine hitaben iki muh tıra yazarak derhal göndermişler di. Ayni mealde olan bu muhtıralar da bilhassa şunlardan bahsediliyor du: 1 — Anadoludaki milli bareke- ti bir Ittihatçı oyunudur. Hükü- met gaflet gösteriyor. Bu gafletin cezasını, bugün Anadoludaki halk çekiyor. Yarın da, hükümet mer kezi ile Saltanat makamı çeke- cektir. 2 — Hürriyet ve İYlâf fırkası, senelerce İttihat - Terakki Cemi- yeti ile mücadele etmiş. Bugün de, İttihatçıları istihlâf eden mil Iicilerle ayni mücahedede sonuna kadar devama karar vermiştir. 3 — Ne çare ki; bu fedakâr fır- kanın bu büyük hizmetleri tak- dir edilmemiş. Hükümetin gefilâ- ne müsabahası yüzünden, mahiye- ti meşkük birtakım fırkalar türe- miştir. Yakın vakitlere gelinceye kadar hn'da karışık bir mesele sayılırdı. “Kimisi çocuklar için et yemek!s- rini biç münasip bulmaz, aman co- *ekların temiz böbreklerini etin *eksinlerile yormayınız, diye onla- “a sade yumurta ve mercimek ve- drmeyi tavsiye ederdi. Buna kar- nlık çocuklara o et yedirenler de ardı ama, onlar da ancak dört, beş saşından sonra çocuklar için et yes möklerine izin verirler ve zaten, etin sekl iüzerinde ittifak edemez Verdi. Bazısı külbastıyı, bazısı da baslanmış tavuk etini tercih eder- di. Hayatın kimyası daha iyi tetkik edildiğindenberi çocukların et me- selesi de daha iyi aydınlanıyor. Şim di biliniyor ki insana şu kadar yağ, şv kadar şeker şu kadar da albü- min gıdası lâzım olduğunu söyle. mek yetişmiyor. Albüminli gıdala- vw seklini de tayin etmek lâzım. Mercimek yemeğinde de alhiimin sarsa da onun şekli etteki albümi- 4 — Bu fırkalar, İttihatçıların | win şekli gibi değil gizli ellerile idare edilmektedir. Çocuğun büyümesi » çocuk olmı- Ve bu fırkaların müessisleri de, yüz| yanların da viicut hinasını muhafa lerinde maske taşıyan İttihatçılar | za etmek için - albümin seklinin e- dan başka kimseler değillerdir. hemmiveti var, Yediğimiz albümin 5 — Hürriyet ve İtilâf fırkası, | WU mdaların bir kısmı yasamıya lü- milliçiler, yani İttihatçılar tarafın | zumlu olan kalörileri hâsıl etmek dan birçok gizli davetler ve tek- | için vanar. hir kısmı da corukların lifler karşısında kalmakla bera- | vücudünü büyütmek. büvtklerinkini ber, hiç bir zaman nezahatini ih- | muhafaza etmek icin. hina tası gibi, lâl etmemiş. maskeli siyaset oyun | iş görür. Yanacak albüminleri seb larına girişmiyerek Saltanat ma- | zeden. yahut etten almanın belki kamına karşı beslediği hürmet, u- | farkı voktur. Fakat vilcut binasına budiyet ve sadakatini bir an bile | tas olacak albüminlerin hepsini haleldar edecek işlere girişmeye te | sebzelerde bulmak mümkün değil, nezzül eylememiştir. Zihinlerde yerlestirmek icin birkaç 6 — Hürriyet ve İtilâf fırkası, | defa daha söylediğim gihi bu tür. İttihatçıların (enva mezalim) i a) | lü alhiminleri “ bizim vücudümüz tında senelerce inledikten ve ma. | kendi kendine vapamiyer. onları ruz kaldığı hadsiz hesapsız fecayie | ancak ette buluyor Onun için vü. göğüs gererek bir hayli kurban ver | cutları büyüyen çocukların da et dikten sonra artık siyaset sahasın | yemeklerine ihtiyacları oluyor. da kudretini göstermek suretile Meselâ lizin denilen bir albümin isbatı rüşt etmiş. Bütün hayatını, | insan gibi memeli hayvanların bü memleketin siyasiyatı âliyesine | yümesi için lüzumludur. Bunu çe ği Oİ cuğu - mülki dk ee a ea N e OG TLERİ Çocuklara Et Yedirmeli mi? mız - buğday ekmeği temin ede mez.. Vâkın sade ekmekle beslenen çocuk ta büyür, büyür ama, et ye- meklerinde o türlü albümini bulan çocuk gibi büyümez, onun gibi gü zel vücutlü, dinç olamaz. Sonra zekâ meselesi. Çocuğun ve büyüklerin, obeynundaki | tiroid guddesinin zekâ ilç çok münasebe- ti vardır. Zeki adamların tiroit gud deleri iyi işler, yahut aksine tabir- le, o güddeleri iyi işliyen rın zekâsı daha parlak olur. Bu gud deyi tenbih eden, iyi işleten albü. minler de otlarda. sebzelerde bu- lunmaz. Çocuğunuzun güzel büyü mesini, hem de zeki olmasını İster seniz... Vâkıa yalnız sebzeyle bes- lenen çocuk ta yusyuvarlak. kırmı zi yanaklı, yağlı olur, fakat biraz da hımbıl olursa onu ayıplamama. hıdır... Çocuğun ne vakit et yemiye baş lıyabileceğini en iyi belli edecek şey dişleridir. Dişleri yirmi tane olunca külbastının kanlıca tarafın dan ince ince doğranarak o küçük parçalar biraz da ekmek içiyle ka GUNLUK PIYASA Fenike 've civarından piyassmiza getirilen pamuklar kilosu kirk ku- ruştan, Anadolu moli oğlak tiftikle- ri 13) — 140 kuruştan, mal tiftikler 122.5 — 125 kurustan ve Anmdolu yapakları 81 — 55 kuruştan. satıl- &r. * Piyasamıza getirilmekte olan eski ve taze peynirlerin satışları davam etmektedir. Son bir parti beyaz bey- nir 39.14 — 40 kurus arasında satıl- miştir. Yağlı kaşerler 53 — 55 kurus, ve yağsırlar 45 — 48 kuruş #rasında/ verilmektedir. * Nebati yağlardan, hasnaş, pamuk yağlarının satışları genişlemiştir. Ay çiçeği yağları 45 — 46. parhukyağı 33 — 34, haşhaş yağı 40 — 42. susam yağı 465 — 41. Bezir yağı pismiş ki- Vomu 44 — 52 kuruş arasında satıl maktadır. . Yumurta o piyasasında fiyatlarda düşüklük devam etmektedir. Yu- murta ihracatı tam sıcaklığını mu- hafaza etmemektedir. 1440 tanelik bir sandık yumurta 19 — 1980 lira arasında sarılmıştır. ERE EEE, BORSALARDA : Türkkorcu 19,20 Liradan Satıldı Dün Pariste Unitürk evvelki güne razaran dört frank noksan, yani 354 frank olarak gelmiştir. Borsamızda ise değişiklik olmamış 19.20 liradan muamele olmuştur. Merkez Bankası hisseleri 100. Sıvas - Erzurum 95.50. Ergani tahvilleri 99 liradır. Anado- lu tahvillerinde fiyat değişmemiştir. Aslan Çimentosu biraz düşmüş ve 12.85 lirada kapanmıştır. Bir ster - lin 627 — 630 kuruştur. Londra bor. sasında bir sterlin 154.125 franktır Evvelki güne nazaran Frank yeni - den elli santim kadar düsmüştür. Bir stertin karşılığı 5.0167 dolar ola- eee Günün Zah're Fiyatları Şehrimiz piyasasına yirmi bir va- gon buğday, on iki vagon arpa. bir vagon bulcur. üç vagon mısır geti - rilmiştir. Evvelki gün getirilen mal- larla beraber dün fazlaca buğday satılmıştır. Yumuşaklar 6.30 — 5.32. sertler 5.15 kuruştur. Anadolu arpa- ları 4,05. beyaz mısır 4.35. sarı mi- sır 4.38 kuruşa verilmiştir. Piyasa kendini muhafaza etmiş ve fiyatlar. da ehemmiyetli bir değişme olma - mıştır, PARALAR Alaş Mm 133.— Sat, Dolar Belçika Fr, Drahmı Isviçre Pr, vera Florin Kron Çek Silin Avusturya Mark Zet venge Ley Dinar rıştırılır, üzerine de külbastının kanlıca suyundan katılır. Çocuk bunu pek güzel ciğner ve hazme- der. Hem de yüzüne daha iyi renk gelir, Demek oluyor ki, çocuk iç yaşı- na gelince günde bir defa, iyisi öğ. le yemeğinde, ona biraz et yediri - lir, İsterseniz tavuk etinin beyazi- le başlarsınız, fakat biraz sonra kül bastı, kızarmış et te verirsiniz. A- rada sırada et yerine beyin. balık ta verilebilir. Fakat balığın beya- zı, yağsın olmak şarttır. Uskumru gibi vağlı balıklar cocuk iyice bü. yüdükten sonra vedirilebilir. Yağ- hı balıkları, vağlı etleri hazmetmek daha güç olduğunu, zaten, bilirsi- DİZ. İzmirde B. İhsan — Gözler mi- yop olunca. gözlük taktıktan sonra, herkesten başka türlü, ne yemek lâ om olduğunu, doğrusu, ben de bil. Kron Isveç Sterlin ÇEKLER “SANAYI : Zeytinyağı Fabrikaları İçin Yeni Bir Karar Ankara, 2 (A.A) — İktisat Vekâ- letinden tehliğ olunmuştur: 935 ve 936 yıllarında zeytin mah- sulünün azlığından dolayı zeytin- yağı fabrikalarından bir kısmının noksan çalıştığı ve bir kısmının da hiç çalışmadığı anlaşılmış ve bu fabrikaların mahsul azlığı dolayısi- le yukarıda yazılı yıllarda çalısma- maları mücbir bir sebep olarak ka bul edilmiş olduğundan zeytinyağı fabrikalarının muafiyet ruhsatna » meleri sınıflarının bu yüzden ten » hut ruhsatnamelerinin ip- tal edilmemesi takarrür etmiştir. kelime İC PİYASALAR: Mersinde İPortakal Mahsulü Bereketli Mersin ticaret odasının hazırladı. ğı bir istatisuğe göre, 1937 senesinin ilk on aylık dış ticaret yekünü 12.392.658 lira tutmaktadır. Bu müd det zarfındaki ihracat yekünu 7.819.134 ve ithalât yekünu da 4.513.524 lira olduğuna göre lehimi- ze 3.245.610 lira bir fazlalık kayde- dilmiştir. 1936/37 senelerinin mukayesesin- de ithalâtın geçen seneye nazaran 227.820 lira eksildiği ve ihracatın da 450.613 lira fazlalaştığı görülmek « tedir. f Mersinin bü seneki ihracatı, gerek miktar, gerek kiymet bakımından diğer senelere nisbeten yükselmiş » tir. 1935 - 36 senelerinin ihracatı 8.10 milyon lira, bu senenin on ay lık ihracat yekünu ise 8 milyon lira- yı geçmiştir. Iki ay zarfında yapıla- cak ihracat yekünu büna ilâve edil? ce miktarın diğer seneler yekünunü tecavüz edeceğine şüphe edilmetök tedir. Yeni yıtın portakat mansuu Narünciyye ağaçlarının yetişmesi. için iklimin bütün hususiyetlerini ha iz olan Mersin ve havalisi bu vadide azami bir surette terakki ve inkişaf etmektedir. Mersinde narünciyye bahçeleri 700 hektar araziyi işgal etmektedir. Bu suhadaki âğaç ve fidan miktarlar öyledir: Portakal 126.600 Limon 9.000 Mandarin 18400 Yekün 154.000 Mersinde, Yafa, Traylos, Yerli, Şeker, Kan ve Dilimli olmak üzere altı cins portakal yetişmektedir. Bunların hepsinin fevkinde Yafa cinsidir, Bu cins bundan otuz sene evvel Mersine getirilmiştir. 1930 - 36 seneleri zarfında istih » sal olunan muhtelif cins portakalla- rım miktarı aşağıdadır: 1930 da 6.000.000 1931, 5.850.000 1932 ve» 7.360.000. 03 , 12.960.000 1934 , 10.000.000 1935 , * 10.000.000 1936 ,, 10.160.000 Mersin portakal rekoltesi henüz ınkişaf devrinde bulunduğu için ha- riç memleketlere sevkedilememek - tedir. Yetişen mahsul sırf memleket iahilinde istihlâk edilmektedir. Finikede portakalcılık — “ Fenike, TAN) — Türkiyenin en nefis portakalları yetiştiren Fenike- de bu yıl Vaşington cinsi portakal yetiştirilmesi için geniş mikyasta tec “übelere başlanmıştır. Çok iri olan su cinse Fenike toprağı yetiştirdiği yerli ve Yafaların lezzetini verebi - lirse dünya piyasalarında nam ala « saktır. Sevkiyatı güclüğü yüzünden Ts- anbul ve İzmir piyasalarına Fenike * »orlakah nefasetini kısmen kaybet. miş. yüzde 30—40 çürümüş olarak “önderilebiliyor Deniz yolları eks » »resi Mersin dönüşünde" ve yalnız yortakal mevsiminde Fenikeye uğ - camış olsa, buradaki bahçecileri 12- trtptan kurtarmış, portal na Mai, 2 İğne seksli be düğme ek aği,