3 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K ü Bi S ĞÜM R c——n AAA AAA AA AAA / Güreş Federasyonunun Nazarı Dikkatine: Ş Resmini koyduğumuz, Balıkesir Alp Avrupa şampiyonası için y pil idman bırlığı güreşçılerlnden Ahmet k çalış disinin de bir kere davetini ve tecrübe edilm i güreş federasy d rica etmektedir. -HÂDİSELER VE FİKİRLER: Serbest Güreş Türklerin Malıdır (YAZAN: EŞREF ŞEFİK ) Tekirdağlının Parise gidişi her ci- hetten hakkımızda iyi bir propagan- da vesilesi oldu. Dün, Paristen Lon - |— draya hareket etmek üzere bulunan ibnşpehlivanımızdan bir mektup, bir de güreş programı içinde nizamname bülâsası aldım. Serbest güreş nizamnamesinin baş langıcında, o güreşin hangi milletten çıktığı yazılıyor. Raul Paoli imzasını taşıyan o makalede, serbest güreşin 'Türk güreşi olduğu ve Amerikalılar tarafından kabul edilerek yağsız ve daha yumuşak bir hale getirildiği i- fade ediliyor. Serbest güreşin Türk güreşi olduğunu Fransız halkına sa- lâhiyet sahibi bir imza ile bildirilme- si, Tekirdağlının Pariste kazandığı müsabakadan sonra tesadüf ediyor. Diğer bir makale daha okudum. Henri Desgrange yazmış. Bu zat Fran sâfriih en eski ve tanuımış spor mu- harriridir. L'auto gazet nın Avrupa pehlivanlarının şöhretle- rini nasıl yıktıklarını, silip süpürdük lerini, güreş âleminde âdeta bir ihti- lâl yaptıklarını anlatıyor. Bu yazılar Türk pehlivanlığı ve Türk kuvveti nâmına kazanılmış şeylerdir. böyle tesir ve kazançlar temin etti. Muvaffakıyetleri devam ettiği tak - dirde daha neler yazılacağını tahmin edebiliriz. " Tekirdağlı yağlı güreşten sonra ku ru güreşe geçen pehlivanımızdır. Yağlı güreşin antrenörsüz, alât ve erevatsız kendiliğinden en uzak köy- lerimizde yaşadığını defalarca yazmış tım, An'anesi kahramanları olan bu güreşimiz bize, ismini unutamıyacağı mız babayiğitler yetiştirmiştir. Rins icinde muayyen bir statta vi harrirlerindendir. Fransız spor teşkı- lâtında mühim mevkiler almış, ve bü yük işler yapmış bir mütehassıstır. Bu evsafta olan H. Desgrange Tekir- dağlının güreşinden bahsederken ma ziye dönüyor ve bizim büyük pehli- vanlarımızın Avrupayı nasıl hallaç pamuğu gibi attığını hatırlatıyor, ko- ca Yusufları, Kara Ahmedi, Kurtdere liyi anan muharrir, o güreş aslanları güreşi t maz. Zahmetsiz ve kendiliğinden de- vam edegelen yağlı güreşe merkez - lerden uzak Halkevleri biraz himmet ğalmış olur. kirdağlı çıkarmamız hariç ve dahilde ki güreş propagandası bak di pek lüzumludur. Kayak: Olimpiyat Ihtilafları Başladı Helsinski'den: Burada toplanmış olan 15 inci kayak kongresinin ilk günü çok ehemmiyetli — kararlarla geçmiştir. Kayak hocalarının olimpi- “yat oyunlarına iştirak ettirilmemesi hakkında Almanya tarafından yapı- lan teklif 6 y akarşı 9 reyle reddedıl— miştir. Al yanın yapmış olduğu tekli- fe, Japonya, İtalya, Finlândiya, Ma- caristan ve İsveç lehde, Norveç, A- vusturya, Estonya, — Çekoslovakya, Yugoslavya, Fransa, Lehistan, İngil- tere, ve Isviçre aleyhte rey vermiş- lerdir. 1940 da yapılacak olan karşılaş- malar için henüz bir karar verilme- miştir. Maamafih, Norveç, Avustur- ya ve Japonya daha şimdiden kendi- lerini kaydettirmişlerdir. ——— Yüzme: Bu Soğuk Günlerde Müsabaka - Yapılıyor Roterdamdan: Dildönümü münase betiyle buradaki kadınlar yüzme klü bü Danimarka şampiyonları olan ba- yanları davet etmişti. Yapılan müsabakalarda günün en Antrenörler: Kurs İIçin Seçilen Namzetler Ankara, 3 (Tan muhabirinden) — Türkspor Kurumunun Ankarada aça- cağı yerli antrenör yetiştirme kursu- na muhtelif spor mıntakalarından 68 namzet müracaat etmiştir. Bunların içinden ancak 21 tanesi aranan şartlara uygun görülerek ka- bul edilmişlerdir. Kabul edilenleri sırasile yazıyoruz: İstanbuldan: Haydar, Enver, Orhan, Feyzi, Hüseyin. Ankaradan: Firuzan, Salâhaddin, Faik. İzmirden: Fuat, Mustafa. Kocaelinden: Tahir, Alâad- din. Bursadan: Ramazan, Mustafa. Aydından: Kadri. Balıkesirden; En ver. Boludan: Mustafa. Çanakkale - den: Nihat. Edirneden: Hüsnü, Eski- şehirden: Muhsin. Çorumdan: İhsan. Verilen karar mucibince namzetler mart sonuna kadar kursta bir aylık tecrübe devresine tabi tutulacaklar, ve muvaffakıyetlerinin dereceleri öl- çülecektir. Muvaffakıyet dereceleri kâfi görülemiyen sporcular kurstan çıkarılacaklardır. sebetle Holandahı Van Neen bu me:- safeyi 2 dakika 24,6 saniyede yüze- rek yeni bir dünya rekoru tesis etmi- ye muvaffak olmuştur, ç Danimerkalı — yüzücü Ragnhüd , enteresan yarışınını 200 metrelik ser | Hveger bir kulaç farkiyle müsabaka myümmnmwum :ıkubıtmlour Futbol : Milli Kümenin Bu Haftaki Maçları şılaşacaklardır. Spor Kurumu merkezi ile saha me selesinden aralarında bir ihtilâf çı - kan Fenerbahçelilerin milli kümeden çekileceği yolunda bir şayia çıkmış i- se de bu haftaki Beşiktaş maçını oy- niyacak olan Fenerlilerin bu şayiayı maça iştirak etmekle bilfiil tekzip e- decekleri tabiidir. Bu karşılaşma Taksim stadında sa- at 15,30 da yapılacaktır. İki klüp ida- recileri bugün toplanarak maçın ha- kemini tespit edeceklerdir. Haftanın Şilt Maçları İstanbul futbol ajanlığı tarafından tertip edilen ve milli küme maçları- na halel vermemek üzere Pazar sabah ları yapılan şilt maçlarına bu hafta da Şeref stadında devam edilecektir. Bu haftaki karşılaşmalar arasında Güneş - Beylerbeyi ve Galatasaray Topkapı maçları vardır. Güneş - Bey lerbeyi karşılaşması saat 11,15 te Ga- latasaray - Topkapı karşılaşması sa- at 13 te yapılacaktır. Maçlarda Nuri ve Adnan Akın hakemlik yapacak - lardır. Bir Mısır Takımı Mısırın kuvvetli teşekküllerinden biri olan Kahirenin Nasyonal spor stanbulda dört maç yapmak arzusun da bulunduğunu bildirmişitr. Önümüzdeki temmuz içinde şehri- mize gelebileceği tahmin edilen Mısır klübü ile muhabere devam etmekte- dir. Şartlarda uyuşulduğu takdride takım şehrimize gelecektir. Beşiktaş Klübüne Para Cezası Verildi Milli küme maçları için bu hafta Beşiktaş ile Fenerbahçe klüpleri kar- N - 3 - 938 DAN OKUYUCU Mektupları Otomobiller Sarı Işık Vermeli Bir okuyucumuz yazıyor: “Şehir Meclisinin son müzakereleri es- nasında şehir içinde işliyen otomobil ve o- tobüslerin, seyriseferin selâmeti için, Işık- larını karşıya değil, aşağıya, tam yere ver- melerinin temini için yeni bir madde ko- nulması kabul edilmiştir. Bu karar da matlüp faydayı temin etmekten uzaktır. Bilhesap ve fennen bunuün böyle öldüuğunu ispat edebilirim. Birçok Avrupa şehirlerin de olduğu gibi otomobillerin öndeki lâm- baları sarı iIşık veren cinsten olmalıdır. Sa rı ışık gözleri kamaştırmaz. Karşı karşıya gelen iki araba da biribirlerini iyi görür- ler., * Kesilmiş Gelen Etler Fındıkh kesik etler muayene ve satış imzasiyle aldığımıı mekıupn deniyor ki: la dışarıdan kesilmiş olarak ge- len etlerin kilosundan 5 kuruş resim alı- nıyor. Halbuki bu kesilmiş hayvanlar, gel- dikleri yerde resme tâbidirler. Kesik et- lerden alınan bu resim indirilmelidir. Se- nede 7 — 8 bin koyun ve kuzu üç bin sığır kesilmiş olduğu halde !stanbulı gchyor Hiç ol sığır ve 3 kuruş resim alınmalıdır. Bu suretle et daha çok ucuzlar.,, * CEVAPLARIMIZ : İlkokul öğretmenlerinden Hikmet Seç- kin'e: “Kıdem zamları meselesi Sıehlr Meeusi- nin bu l zamların Hazirana kadar ödenmesi lçln, Valiye, bütçede münakale yapmak salâhi- yeti verilmiştir. Ayrıca, Divanı Muhase- bat, kidem zamlarına mahsuben şimdiden avans verilmesini kabul etmiştir. Avans işine de yakında girişileceğini ümit edi- Tekirdağlı ikinci müsabakasında Flübü Galatasaraya müracâât ederek | voruz. Darüşşafaka 65 inci Yılına Girdi Yurdumuza yıllardanberi binlerce münevver yetiştiren “Darüşşafaka,, 65 yaşına basmıştır. Bu münasebet- le, Darüşşafaka mezunları kurumu tarafından önümüzdeki' Pazar günü mektepte bir bayram hazırlanmıştır. Darüşşafakalılar, bu bayram günün- Milli küme maçlarının ilk haftasın | de ananevı Darüşşafaka sofrasında üi Ataa dâ yapıyan Beşiktaş — Cat &y ina lunmuş ve bu itiraz umumi merkeze havale edilmiştir. Haber aldığımıza göre umumi mer nız lisansını milli küme talimatname bünden para cezası alınmasına ka- rar vermiştir. Beşiktaş Klübü Kongresi Beşiktaş jimnastik Klübü Umumi Kâtip liğinden: 1938 senesi kongremiz 20 Mart 1938 Pazar günü ıaıt 10 da Beşiktaşta Akaret- lerde Klüp merk icra edil asli âzanın teşrifleri rica olunur. —— — — Atletizm : Türkiye Kır Koşusu Birincilik Müsabakaları Türkiye kır koşusu birinciliği bu ayın 20 sinde Ankarada yapılacaktır Bu musabakalara İstanbul, Ankara, Bolu, İzmir, Kocaeli, Balıkesir, Eski- şehir, Muğla, Kastâmonu, Ordu mın- takalarından birer takım girecektir. 6000 metre mesafe dahilinde yapı- lacak olan bu koşuya mıntakalar üçer kişilik takımlarla iştirak edeceklerdir Müsabakayı kazanan takıma bir ku- pa, derece alan atletlere de madalya lar verilecektir. İsimleri yazılı olmıyan mıntaka at- letleri de masraflarını kendileri ver- mek ve müsabakada derece almamak şartile bu bakaya iştirak edebil ceklerdir. Parise mi Gidiyoruz? Atletizm federasyonu - tarafından, temmuz içinde Pariste yapılacak olan Avrupa atletizm şampiyonasına iştirâ kimiz hakkında Bir karar verildiğini ve en iyi derece alan birkaç Türk at- letinin bu müsabakalara iştirak için Parise gönderileceğini öğrendik .. Acaba Paris müsabakalarına hangi 'hireeıuıe ) atletlerimizle iştirak edeceğiz? Bük- reş Balkan oyunlarındaki atletizm va ziyetimizden sonra Parise gitmiye kalkmayı hakikaten hayrete değer "saymaktayız. hat S samat a. ahari pılacak serbest güreşlere kalabalık | çında Beşiktaş mühacim oyuncuların yerek eski hatıralarını anacaklardir. merkezde devam edebiliriz. Fakat |dan Muzaffere lisansının olmadığı id | Darüşşafakalıların bayramını kutla- ile bırakmasak fena 01l- | diasile Galatasaraylılar itirazda bu- | rız. Ortamektep Müdürleri Arasında Üsküdar birinci ortamektebi mü- dürü Tevfik Kadıköy ikinci ertamek ederse, yarın öbürgün yetişecek ve |kez bu itirazı tetkik ederek Muzaffe tebi müdürlüğüne, Usküdar üçüncü kuru güreş yapabilecek elemanlar ço | rin vaziyetinin nizami olduğuna, yal- | ortamektebi müdürü Emin de Üs- küdar birinci ortamektebi müdürlü- Her dört senede bir birer ikişer Te- |sine göre hazırlamıyan Beşiktaş klü- | ğüne tayin edilmişlerdir. * Sarıyerliler, Sarıyerde bir orta- mektep açılmasını istemişler, bu iş için münasip bir bina bulunduğu. ki- ra bedelini ödemiye hazır oldukları- nı da bildirmişlerdir. Hayattan Çizgiler : Yazısız Hikâye —— KARMAADLAMAAA LA AA AUAUA AA GG OLA GA A KA AA ERA DGU A CO G OA UAO RU LT DA AAA GA HI K A Y “MİRASYEDİ,. B Yazan : Leonid Lenç “SLLEOCUDOCUM AMAD UUU D ulicev Tesmi bir mubayaa işi için Moskovaya gidiyor- du. Maiyetindeki memurlarla arka- daşları ve karısı Elena Sergeyevna istasyona kadar onu geçirmiye gel- mişlerdi. Arkadaşları, sessiz Kuliçevin sır- tını okşuyorlar, ona bin bir tavsi- yelerde bulunuyorlar ve biraz da gipta ile: — Kuliçev, diyorlardı, tabii Mos kovaya gitmişken oranın Müzik - Restoranlarına da — uğrayacaksın değil mi?. Doğrusu Elena Serge- yevna, siz onu yalnız başına bırak- makla hatâ ediyorsunuz!.. Kuliçev babacan bir tavırla ce- vap veriyor: — Rica ederim, diyordu, siz ne yapıyorsunuz?. Ben bu Moskova seyahatimden büsbütün başka bir mânada faydalanmayı düşünüyo- rum., Kendime orada, kelimenin tam mânasile, bir kültür ziyafeti çekeceğim.. Evvelâ Sanat Tiyatro- suna gideceğim, bu bir, sonra Bü- yük Operayı ziyaret edeceğim, bu iki; daha sonra X WII inci yüzyıl Boyar evini ziyaret edeceğim, bu Kavuna benziyen kocaman yü- zünün hatlarında daimi bir hayret ifadesi okunan uzun boylu ve şiş- man Elena Sergeyevna, ikide bir kocasına tekrarlıyordu: — Bana 52 bedeninde bir blüzla Nataşkaya 33 numara bir ayakka- bı getirmesini sakın unutma!. Ri- ca ederim, sen bunu bir kenara not et; unutursun!.. — Burada unutacak birşey yok ki.. Sana 33 bedeninde bir blüz, Nataşaya da 52 numara bir ayak- kabı alınacak, — Tamamen aksi. Daha şimdi- den unuttun gitti. Kuzum şunu not ediver!.. — Sonra, vagonda not ederim.. Bak ikinci kampana çaldı.. Allaha ısmarladık Elena!. Nataşayı benim için öp.. Allaha ısmarladık arka- Üdazidi .. Kuliçev vagona girer girmez paltosunu çıkardı. Bavulu- nu yerleştirdi. Keyifli keyifli bir sigara tellendirdi. Dikkatli bir göz bu bir iki dakika içinde Kuliçevin umumi vaziyetinde vukua gelen de ğişikliği derhal farkedebilirdi. Doğ rusunu söylemek lâzımgelirse. bu gibi büyük şehirlere gidiş esnasın- da Kuliçevin halinde daima böyle bir değişiklik olurdu. Peronda karısiyle ve arkadaşla- riyle vedalaşan kısa boylu, pısırık Kuliçev şimdi vagonda ayak ayak üstüne atmış, “küçük dağları ben yarattım!” diyen Kuliçev'den ta- mamen başka idi... O şimdi büyük bir şehire kâm al mıya, eğlenmiye giden bir miras- yediden farksızdı. Kuliçevin mi- rasyedi ruhu şimendiferde kendi- ni pek belli etmedi... İstasyondan istasyona birkaç kadeh sıcak votka içmek, biraz da havyar atıştırmak tan ileri geçmedi... Iştahını Mos- kovaya sakladığı belli idi... K uliçev, Moskovadaki beşin- ci gecesini de “Napoli” iş- mindeki Müzik - Resturanda geçi- riyordu. Tek başına bir masada o- turuyor, şişmiş ve bulanık gözler- le önündeki votka şişesine ve meze tabaklarına bakıyordu. Kafası, bo- 'şu boşuna, dün gecesini nerede ve nasıl geçirdiğini hatırlamakla meş guldü. Kafası, rüzgârdaki bir telgraf direği gibi zonkluyordu... Ancak hayal meyal: çingene romansları- mı, hesap yüzünden garsonla vaptı ği kavgayı. kama niyetile eline ge çirdiği çatalla Çerkes dansı teşeb- büslerini hatırlardı. Bir pişmanlık nöbetile: e — Fena, çok fena!.. diye düşün- dü. Hiç olmazsa bir defa olsun ti- — Çeviren: B. Tok SAT TT raya geleli 1 numaralı bardan ve Livorno Müzik Restaranindan baş- ka birşey görmedim. Fena, çok fe- na!.. Paralar hemen hemen suyu- nu çekti. Yol parasını bile ödünç almak mecburiyetinde kalacağım... Kuliçev bu arada bir kadeh vot- ka daha yuvarladı. Eli meze ta- baklarında dolaştı. Etrafına ba- kındı. Birdenbire, köşede hariku- lâde güzel, efsanevi denecek ka- dar güzel esmer bir kadın gördü. Kadın, tembel tembel Narzan suyu içiyordu. Kuliçevin meraklı bakış- larını kendi üzerinde durduğunu hissedince hafifçe gülümsedi ve bo yalı uzun kirpiklerini indirdi. K uliçevin içindeki mirasyedi ruh, daha kuvvetle hare- kete geçti. Önündeki votka kade- hini havaya kaldırdı; güzel kadı- nın önündeki Narzan bardağiyle tokuşturur gibi bir işaret yaptı... Kadın bu defa daha âşikâr bir su- rette gülümsedi Bunu gören Kü- liçev cesaretle ayağa kalktı. Güzel kadının yanına giderek ayaklarını biribirine vurdu ve kendini takdim etti: " — Kuliçev. Vazife ile merkeze gelmiş bir taşra memuru. Sizinle ayni masada oturarak üç beş lâf atmak saadetine ermek istiyen bi- risi... Güzel kadın tatlı ve baygın bir sesle: — Rica derim, buyurunuz, dedi. Adım: Tamara Pavlovnadır. Oturdular.. Konuştular.. Bu ko- nuşma sonunda Tamara Pavlovna- Kuliçevin bu güzel kadın sayesin- de Büyük Operada kolaylıkla yer bulabileceği, yalnız bunun için. Ta mara Pavlovnanın artist arkadaş- larından bir başka kadına kadar gitmek icap edeceği anlaşıldı. Onlar da böyle hareket ettiler.. Bir taksiye atlıyarak Tamara Pav- lovnanın arkadaşına gittiler.. Tama ranın arkadaşı, sanat tiyatrosunda artist imiş... Böyle bir kadının ya- nına boş elle gitmenin müuvafık ol- mıyacağını düşünen Kuliçev iki şi- şe votka ile bir hayli meze satın aldı.- Bunları paketledi. Tamara Pavlovnanın arkadaşı olan Sanat Tiyatrosu artistlerin Ni- na Sigizmondovna fevkalâde misa firperver bir kadınmış.. Tamara Pavlovna ile Kuliçevi bir türlü bı- rakmak istemedi: — Tiyatroya yarın da gidebilir- siniz. dedi. Bu akşam. tanışmamız şerefine bizde oturup içelim... Oturdular ve içmiye başladılar.. Artistler, yüzlerini buruşturmaksı zın bardak bardak votka içiyorlar- dı. Bu hal “mirasyedi” nin âdeta tuhafına gitmiye başladı... ece yarısına doğru, eve, ar- tistlerin “Stepa Amea” de-. dikleri uzun boylu bir Ermeni gel- di. Bu da hoşsohbet bir adammış.. Bu geldikten sonra meclis büsbü- tün şenlendi... Artistlerden geri kalmamak için Kuliçev de Ermeni ile beraber bar dak bardak içmiye başladı.. Opera artisti Tamara Pavlonadan biraz şarkı söylemesini rica etti: — Ben de sanate bigâne bir a- dam değilim, dedi. Ben de danset- mesini bilirim... Tamara Pavlovna: — Çok iyi, şu halde. diye cevap verdi. Siz bu akşam bize danseder siniz, yarın akşam da tiyatroya ge- lir benim nasıl şarkı söylediğimi işitirsiniz!.. Kuliçev güzel artistin hatırını kı ramadı... Kalktı dansetti... Sonra da gayet mühim ve gizli birşev an- latacağını söyliyerek “Stepa Amea” onu avluya çıkardı.. Sabahleyin gözünü polis direk- törlüğünde açtı.. İlk gözüne çar- pan şey âdeta çıplak denecek btr halde oluşu t!l.. Cüzdım. Devamı 7 ivıeüie)

Bu sayıdan diğer sayfalar: