10 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

cektir. Geçen gün haber vermiştik: Subaylarımızın iştirakiyle Anka- — «ada bir ordu atı müsabakası tertip edilmişti. Müsabakalara Pa- zar günü başlanmıştır. İştirak eden genç subayları burada hep bir arada görüyorsunuz. Müsabakalar birkaç gün daha devam ede- T Devam - Futbol Grup - Birinciliği Maçları Milli kümeye iştirak etmiyen mıntakalar arasında tertip edilen ve ayın dördünde başlıyan Türkiye futbol birinciliği grup müsa- bakaları muntazam surette devam etmektedir. Gelen haberlere göre, bu maçlar çok hararetli geçmektedir. Bilhassa Afyon ve AÂ-| dana grupunda yapılan ilk maçlar çok heyecanlı olmuş, oyunlar " kalabalık seyirci kütleleri önünd Ediyor Ki a cereyan ştir. Bu husust Kongresi Çok Hararetli Oldu — (Altınordu spor klübünün senelik kongresi bu pazar günü, kalabalık bir aza kütlesinin iştirakile yapılmış mü — zakereler cok harareli ve heyecanlı — Mmemiştir. Eski idare heyeti kongre- — nin toplanmasını muvafık görmemiş- İ ler, fakat kongre heyeti toplantıya — devam etmiş ve riyaset divanı seçil- dikten sonra müzakerelere başlan- . mıştır. — Kongre heyeti eski idare heyetin- ; den hesap aramak istemiş, fakat bu- - na imkân görülemediği için alâka- |— dar resmi makamlara müracaata ka- | Tar verilmiştir. Bundan sonra idare son aldığımız haberleri aşağıya sıralıyoruz: Altınordunun İti mpiyoni Akyeşil karşılaşmış ve 2—0 galip gelmiştir. Final maçı Af- yon ile Akyeşil arasında oynanacak- — heyeti seçimi yapılarak reisliğe ecza- — ©€ Celâl Ergun, ikinci reisliğe Suat /— Keskin, umumi kâtipliğe İzzet Bora, — Mühasebeciliğe Orhan, v lığa Faruk, murahhaslığa Şevki, umumi | kaptanlığa Avni, azalıklara da Fikri, — Kâmil Bora, Vildan ve Doğan seçil- — Mişlerdir. İtalya - Fransa Milli Maçı Önümüzdeki aym beşinde Pariste — Oynanacak İtalya — Fransa milli .'mıçı için Fransız tek seçicisi Gas- ton Baro milli takım namzetlerini tiç cemi idmana davet etmiştir. / İtalyanlar da geçende Holandayı — kazanan Fransaya karşı kuvvetli bir y takım göndermek üzere kadroların- — da tadilât yapıp isviçre ile berabe- H 've kal_an ayni takımı Parise gönder- — Memeğe çalışmaktadır, V KA Tet DEĞMAZ :vrııpa Yarı Vasat oks Şampiyonluğu 4 Belçikalı profesör Vuters'g uhde- "ıinde bülunan Avrupa — yarı vasat — Biklet şampiyonluğu için İtalyan bok - sörü Lukatelli — Brükselde 15 devre — Belçikalı ile dövüştü. Fevkalâde çetin ve harikulâde he- — Belçikalı puvan hesabile galip gele - B.tir. ——HH——— İspanyol Takımının İlk Beynelmilel Teması — k bir maç yapacaktır. — yecanlı geçen 15 devre nihayetinde Afyon grupunda; Denizli ile Koca- Akyeşil 2—1 kazamıştır. İkinci ma- çi Afyon ile Eskişehir şampiyonları yapmış ve Afyon 4—2 galip gelmiş- tir. Üçüncü olarak Bursa şampiyonu Acar idman ile Kocaeli Şşampiyonu Akyeşil karşılaşmışlar ve Akyeşil tır. Adana grupunda: Maçın temdit e- dilmesine rağmen beraber kalan Mer sin ve Konya takımlarınmın ikinci kar şılaşmasında Mersin 4—1 galip gel- mştir, İkinci maçı Mersin ile Diyarbekir yapmış ve Mersin 2—1 galip gelmiş- Ti Manisada Nazilli ile — Çanakkale şampiyonları karşılaşmış ve Nazilli 2—0 galip gelmiştir. — Adanada Son Maçı Adana İdmanyurdu Kazandı Adana, 9 (TA# muhabirinden) — Grup birinciliklerinin final maçmı Adana ve Mersin takımları oynadı- lar. Maç grup birincisini tayin ede- ceği için çok heyecanlı oldu, Netice- de Adana 1 - O gibi az bir farkla galip geldi. Bu suretle bu yilm grup şampiyonluğunu Adana İdman Yüur- du kazanmış oldu. —— Güreş ve Deniz Federasyonları Reislerinin Vaziyeti Ankara; 9 (Hususi) — İki sene evvel Türk Spor Kurumunun ilk u- mumi merkezi intihap edilirken Fe- derasyon reis ve âzalarınım Ankara- da ikamet etmeleri hakkında çıkan bir cereyan üzerine bir kısım eski re- isler intihap edilmemiş, bir kısmı da Ankaraya nakledilmek üzere seçil- mişti. Futbol Federasyonu Reisi Ham _* rek şampiyonuğunu muhafaza etrniş — Dahili harp içindeki İspanyada ye-|lan güreş federasyonu reisi Bay Ah- — piden ve beynelmilel federasyona kay | met Fetgeri ile denizcilik federasyo- — dedilmek üzere müracaatta bulunan ş — İspanyol futbol federasyonu bu ayın |zerine de Ankaraya nakletmedikleri — 21 inci günü Portekiz milli takımi- | takdirde istifa etmiş sayılacakları u- di Eminin de bundan beş altı ay ev- velki istifası bu yüzden olmuştu. B. Hamdi Emin işini bırakıp Ankaraya gelemediği için çekilmek vaziyetinde kalmıştı. Ayni vaziyette bulunan ve 19 ay- danberi Ankaraya gelememekte 0o- nu reisi Bay Celâlin son bir ihtar ü- mumi merkezce karar verilmiştir. id t a GÖTA Ğ e7 TAN 10 - 11 - 937 AAA ei (İlk kısmı pazar nüshamızdadır.) ' Iki günlük hikây ; Bilhassa manastırda söylenen İ- lâhiler Vladimir İvanoviçe pek do- kunur, ve bu anlarında mnastırm bir kadın manastırı olmadığına çok üzülürdü. Velhasıl, yukarıda da söylediği- miz gibi, Vladimir Ivanoviç manas- ttrın en muhterem bir ziyaretçisi İ- di.. Anlatmakta olduğum hikâye de bu yüzden oldu: Manastır civarında büyük ve gü- zel bir malikâne vardı. Burası, asil zadelerden birine aitti.. İsmi (Dub- ki) malikânesi idi. - Malikâne çok zengin, toprağı çok iverimli idi.. Ge rek manastırın baş papazının, ge- rekse bütün papasların bu malikâ- nede gözleri vardı.. Işte bu Dubki malikânesi günün birinde satılığa çıkarıldı. Manastırın mütevellileri bu arazi yi ellerine geçirmek, bunu da ma nastırlarınım hudutları içine kat- mak için her çareye baş vurmaya başladilar.. Onlar bunu satın alm- ya çoktan razı idiler., paraları, de ğil yalnız Dubki malikânesini, fa- kat bütün bir vilâyet topraklarmı satın alacak kadar çoktu.. Fakat gelgelelim kanun buna mâniydi. Ka nuna göre manastırlar ancak teber- Tü, iane suretile toprak alabilirler- di.. Alım, satim gibi kirli dünya işie- rile uğraşmak onlara yasak edilmiş ti.. Manastırların halkın gözünde- ki itibarlarmı düşürmek için lâ- zım olan da bu idi doğrusu!.. Ney- Be... M anastırm mütevellileri bu güzelim malikânenin göz gö Te göre elden çıkmasına göz yuma cak değillerdi ya!; Çare düşünme ye başladılar.. Nihayet hatırlarına Vladimir Ivanoviç geldi... Bu işi, bu muhterem adamdan, yani tüccar Vladimir Ivanoviçten başkası beceremezdi. Tüccar Vladi- mir İvanoviç malikâneyi güya ken- digi için imiş gibi satın alacak, SON- ra da manastıra teberrü edecekti.. Bundan mükemmel bir iş olamazdı. Neyse uzatmıyalım, Vladimir İ- vanoviçin manastırı ziyaretinde işi ona anlattılar,, Ve araziyi almasını riva Ubtllar: Talset YY a ltumat. £ viğg bu işe razı olmak istemedi: — Hayır, diye itiraz etti, ben çok MANASTIR ... .. Yazan: î Mihayil Zoşçenko $ Çeviren: ; B. Tok İA AAA RARİ tan dünya işlerinden elini eteğini çekmiş bir adamım, Hattâ bir “em- ri hayir” için de olsa, yeni bir hare ketle vicdanımı lekelemek istemem. Yapamam.. Yapamam, Israr etme- yiniz!. Ona çok yalvardılar.. Ölümün- âen sonra mezarına mermerden bir âbide dikeceklerini vadettiler,, Al- lem ettiler, kallem ettiler zor belâ- tüccarı razı ettiler.. Ayni günün akşamı ona malikâ- nenin tutarı olan yetmiş bin altın rubleyi verdiler. O da hemen ertesi sabah satın alma işine başladı.. at alma işi bir hayli uza- dı,. Bütün bir hafta sürdü. Tüccar Vladimir İvanoviç ancak bir Tavaa ü KİMARA M ARAMA bidehi MA ü terlemişti. Adeta su içinde idi. Sa- at te henüz pek erkendi, Arabasını İ n — — -e Müsabakalara iştirak eden subaylarımızdan ikisi.. DÜNYA KUPASI: Arjantin Nihayet Giriyor Dünya kupası maçlarma kayıt müddetini geçirdikten sonra müsaba kalara iştirak için teşebbüs eden Ar- jantin takımı hakkınmda istisnat bir muamele yapılmasına karar verilmiş tir. Bu münasebetle bazı münekkitler || bilhassa İtalyanlar dünya kupası ni- zamlarının daha ilk merhalede hatır ve gönül uğrunda sarsıldığını yaz- || maktadırlar. Arjantinin kabulünde Fransız mu rahhaslarının büyük yardımları ob muştur. TAN — Üç sene evvel İtalyanla- rm tertip ettikleri dünya kupası maç larına bütün ricalara rağmen Arjan- tinin ancak bir amatör takım gön- dermeğe razı olduğunu hatırlatırız. Halbuki bu sefer Fransızlara karşı bir cemile göstermek maksadile en kuvvetli profesyonel takımlarmı gön derecekleri Boenos Ayresten haber alınmıştır. —— Maraşta Koşular Maraş (TAN) — Sonbahar at ko- şularına ceman yekün 25 hayvan iş- tirak etmiş, birincilikleri topluoğlu Osmanm kızıl kırı, Bertizli Mustafa- nın al atr ve Kıyasoğlu Ömerin ati kazanarak mükâfat almışlar. BİLMECELİ ZABITA HİKÂYESİ Dolandırıcı Acaba Nasıl Tanıdı? Ankarada Şarpalas otelinin holümdeyiz. Otel müdürü, Dok- tor Ali Cankurtaran ile konu- şurken bir genç geliyor, müdüre hitaben: — Rica ederim. Bana bir da- kKikanızı verir misiniz? Ve profesöre hitaben de: — Affmızı dilerim. Sizi, gö- rüşmenizden iki dakikadam fazla alıkoyacak değilim. Sonra otel müdürüne kartını gösterip devam ediyor: — Bütün geçen hafta sizin o- telde idim. Hesabımı bugün tes- viye ettim. Daha birkaç gün kal mak niyetinde idim, fakat derhal tstanbula dönmemi icap eden bir telgraf aldım. Şimdi tayyare ile gideceğim. Fakat bugün pazar, Bankalar kapalı. Bana da gerek buradaki ilişiklerimi kesmek, ge rekse tayyare biletimi tedarik et mek için para lâzım. Eğer yarm bankadan tahsil edilmek üzere vereceğim çeke mukabil 250 lira verirseniz minnettar olurum. Siz beni tanrmazsımız. Fakat Müs- teşar Selim Taşdöğeni tanırsınız. Bir kere kendisine telefon eder- seniz hakkımda size hüsnü şeha- det edebilir. Telefona gitmek ü- zere ayrılan müdüre: — Numarası 8989 dur, diyor. İki dakika sonra gelen otel müdürü: Görüştüm efendim. Lütfen İ zz yankansden geçaler L YOMOlAN size 250 lira verecektir. Genç te hemen orada hazırla- dığı çeki müdüre veriyor, Sonra otelin vezmesine doğruluyor. Müdür, bıraktığı yerden tek- rar muhavereye başlamak üzere doktor Cankurtaranım yanma geldiği zaman profesör kendisi- ne: — Azizim, parayı vermesi i- çin veznedara emir vermeden evvel bama sorsa idin, sana bu gencin bir dolandırıcı olduğunu söylerdim. Bir dolandırıcı olduğunu söy- ledim. Müdür şaşalıyor ve soruyor: — Tamnıyor müuydunuz? — Hayrır, ilk defa görüyorum, © Acaba doktor, bu gencin bir dolandırcı olduğunu nereden an- ladı? Cevabı yarım. e BEvvelki günkü bilmeceli hi- kâyenin cevabı: Eğer B. Hüsnü Adil kendi kendini öldürmüş olsaydı, taban- cayı sağ elile çekeceğine göre, yaranın Sol tarafta bulunması Jâzım gelirdi Sonra defterin ü- zerindeki kan izleri de taze de- gildir. Bu sebeple hizmetçi tev- kif edilmiştir. VAA Af manastırın kapısına kadar getir- mişti, Arabadan inmeye lüzum gör medi, Başpapazın semtine bile uğra madı.. Manastırdaki höcresinde ka lan eşyaların arabaya getirilmesini emretti. Tüccarın geldiğini haber alan bü tün papaslar, hattâ başpapâs, kapı ya koştular.. Başpapas ona: | — Merhaha, hoş geldin. dedi, O da: | — Merhaba, hoş bulduk diye ce vap verdi. Yorgunum. Keyifsizim. Başpapas sordu: — Hayırola!, Geçmiş olsun.. Yok sa hasta mısmız?, Ne var ne yok? — İyilik.. teşekkür ederim. Sizin le vedalaşmıya, buradaki ufak te- feğimi almıya geldim, Acele işim var. Bunun için arabadan inmiyece ğim. Ds — Ne demek acele işim var? Seninle şu mesele hakkında konuş mamız lâzım, Nasil satın aldınız mı?, — Tabif satım aldım. Böyle zen- kim satın almaz?.. Hem böyle bir aşpapas derin bir nefes ak dı: — Iyi.. Çok iyi.. Pek çok iyi.. Şim di bunun muamelesini yaptırmak lâzım., İçeri gir de teberrü ettiği- ne dair birşeyler karala! — Hayır muhterem peder, ben kararımı değiştirdim. Böyle zem- | gin, böyle verimli, böyle mübarek bir malikâneyi teberrü etmek çılgım lık olur.. Bir insanm elindeki malt bu kadar har vurup harman savür ması da doğru değil!.. Değil yalnız doğru değil, hattâ günah bile,. Ben Allahtan korkarım.. Siz beni günah işlemekten koruyacağınıza âdeta gü nah işlemiye teşvik ediyorsunuz!. Bu sözleri işiten başpapasla diğer papaslar âdeta taş kesildiler.. Baş- papas uzun müddet tek bir kelime söyliyemedi.. Gâh sakalmı sıvazla- dı. Gâh saçlarını karıştırdı. Gâh burnunu kaşıdı.. Nihayet, birden bire, deli gibi yere eğildi.. Taş ara dı bulamadı. Eline geçen uzunca bir demir parçasile tüccarm üstüne atıldı.. Fakat vurmıya vakit bula- madan onu tuttular.. üccar sapsarı kesilmişti.. He men atları kamçıladı ve: — Lânet olsun, dedi, diğer ufak tefeğimi almadan gideceğim. Bu gidiş, tüccarın son gidişi idi.. Bir daha onu bu manastırda gören olmadı. Sonradan işittiğime göre şimdi o bir başka manastıra devam ediyor, oraya teberrüatta bulunu- yormuş. Fakat bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Tabif bu hâdise tesirsiz kalmadı. .Manastırdaki dini bütün papaslar, yavaş yavaş oradan çekilmiye baş- ladılar.. Ilk gidenlerden biri hiç ko nuşmıyan “süküti papas” oldu. Ta bit bu hâdise onun lâf perhizini de bozdurdu. Giderken: — Hepiniz hergele imişsiniz dedi. Senelerce lâf söylememekten imani mız gevredi. Siz, enayi gibi parala- rı kaptırdınız!.. Lânet olsun sizle- Bi Onu alıkoymıya çok . çalıştılar.. Fakat kalmadı. Yere kocaman bir tükürük fırlatarak kapıdan çıktı. Ondan sonra da ben ayrıldım. Fa kat beni alıkoyan olmadı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: