Yıldızdan San Remoya YAZAN: S.S. * Sabık Vali No. 71 Beşir Ağa İle Karşı Karşıya Gelmişti Sabık vali bastonuna dayanmış... Biraz yorgunluk almak için sırtı si da, parmaklıklı duvarın kenarr- Ba dayamıştır. Karşıki kaldırımda» ki manzaraya derin bir hasret ve ıztrapla bakmıştı. — Bahtiyar insanlar. Diye murıldanmıştı. İlk defa olarak kalbinde derin bir acı, dayanılmaz bir azap hisset mişti... Nedamet acısı; vicdan 1ztr- rabr., — Rabat ve huzur, sanki yumu- gak yerimize battı. Biz de bunlar gibi yaşıyorduk. Biz de bu masala- rm başmda kurularak, önümüzde- ki meze tabaklarma tok bir kedi gibi yan gözle bakıyorduk. O, kâfi değil miydi?.. Siyasi işler, fırkacı- klar, sanki benim neyime gerek- &... Allahm verdiğine şükretme - dik. Belki günün birinde daha bü- yük bir şey oluruz diye, sarmısak kafalı heriflerin arasma girdik. Ni hayet, bu hale geldik. Tıpkı, Mu: gleyhisselimm çölde rastgeldiği lArap gibi... Sabık vali, bu sözleri söylüyor « du. Ve o arabın hikâyesini hatırlı- yordu. (1) ikâye, hakikaten, sabrk vali nin şa dakikadaki hat pek uygundu. Musa Aleyhisselâm, Cenabı Hak ile (bin bir kelâm et- mek için) Turdağına gidiyordu. Yolda, kumların içine gömülmüş bir lAraba rastgelmisti. Bu Arapla a- ralarında şöyle bir muhavere geç- mişti, Musa — Ya, Arabi! Ne yapı- yorsun böyle”. i “Arâbi — Ne yapayım, ya Musa? “Allah, elimde avucumda ne varsa Jaldı. Beni yersiz yurtsuz, evsiz ksız, donsuz, gümleksiz bıraktı. böyle kumun içine giriyorum. 'Bu suretle setri avret ediyorum. ,, — Eh. Bunada şilkret.. Allah, Baha büyük bir felâket vermesin. Arap, fena halde hiddetlendi: — Yâ, Musa! Bu halin nesine şükredeyim. Bundan daha büyük fe Mâket olur mu?, | Dedi... Musa, Tur dağma gitti. Allah ie (bin bir kelam) ettikten sonra, dönerken yine o Araba te- sadüf etti Bu sefer Arap, bir kaya- nm Üzerinde oturmuş, bir eliyle önü nü, bir eliyle arkasını tutmuş; inim Ânim inliyordu. i Musa, sordu: İLİ — Ya, Arâbi!, nedir bu hal?, Ni gin böyle inim inim inliyorsun? Arabi, bu sefer yumuşaklıkla ce vap verdi: — Ya, Musa!.. Senin sözlerini dinlemediğime.. Ve, halime şükret- mediğime, çok hatâ etmişim... Sen buradan uzaklaşır uzaklaşmaz, bir İdenbire bir fırtma çıktı. İçinde ba- Tımdığım kumları sel gibi aldı götür 'dü. Beni bu taşm üstünde böylece <ascavlak bıraktı., Ne ise, bunada yükür.. Bu hikâyeyi böylece zihninden ge Çiren vali, bu sefer derin bir tevek- 'külle içini çekti: — Günah işledim, Yarabbi! Sen beni affet, Diye söylendi. Garip tesadür.. Tam o ande, ar- 'kasından cılız bir ses işitti. — Vay, Veli Beyefendi... Masal- Sabık Vali, bir zenberekle hare- ket etmiş gibi birdenbire geriye çevrildi. Artık vakarı, azameti, kos koez valiliği bir tarafa bırakarak, çılgınca bir sevinçle cevap verdi: — Hay Allah, hayrını versin, Be şir Ağa.. Ayol, sen burada he ari” yorsun?, : — Eh efendim!. Felek, bizi de bu Yalara attı. Beşir Ağa, yaşlı bir harem ağast Şar, V ile, kapıyoldaşlarından bi- rinin İrini takip etmek iin İzmite gitmiş. Orada, bu iş için birkaç ke- ye vali ile temas etmiş. Gördüğü ko Jaylıklardan dolayi, sabık valiye kalbinde bir minnet hissi husule gel işti, #mdi aralarında şu muhave- re başgöstermişti: — Maşallah, efendim. Sizi tek- rar gördüğüme çok memnun ol. dum. Çoktanberi mi buradasınız . — Eh.. Şöyle böyle bir buçuk ay oluyor. — Bir vazife ile filân mı teşrif buyuruldu. © Sabık vali, yulkunmuştu. Dünya hâdisatından pek o kadar haberdar olmadığı anlaşılan bu zavallı harem ağası, derhal onun kalbinde büyük bir ümit doğurmuştu. Eğer ustu- ruplu bir gekilde idarei lisan ederse, tesadüfün bu büyük lütfundan mü himee bir fayda görmek memuldü.. Derin derin içini çekerek cevap ver di: — Hayır, Ağa Efendi... Bir miras meselesi için Iakenderiyeye gelmiş tm. — Hayırlı olsun, efendim. Inşal- lah, işler yolundadır. — Evet. yolunda. Yolunda am ma, bugün benim başıma garip bir hal geldi — Hayırdır inşallah, efendim. — Efendim.. Efendim, bizim mi- ras evrakının ikmal edilmesi için beni buradaki mahkemeye gönder. diler. Uç gün evvel geldim. Bir ote le yerleştim, İşlerimi bitirdim. Bu gün, otelle de hesabı kestim. Tsken deriyeye avdet etmek için istasyo- na gittim. Baktım, trene vakit var, Şöyle bir kahve içeyim dedim. Bir kahveye girdim. Biraz sonra, kah- veciye para vermek için elimi pan- talonun cebine sokunca ne göreyim. Bizim para çantasınm yerinde yel- ler esiyor. — Vah.. vah vanah. Çantada çok para var mıydı? — Hayır, efendim.. Ehemmiyet- six. Aklımda kaldığına göre beş Tn giliz, üç Mısır, bir Osmanlı, iki Fransız, bir mikâar da ufak tefek.. — E şimâi?. — Şimdi kalakaldım, burada., Ne yapacağımı düşünüp duruyordum.. Iskenderiyede, hamdolsun, param var. Fakat mesele, bu geceyi geçir mek.. Ve yarın sabah ta Iskenderi yeye avdet edebilmek.. Saf Harem Ağası, sabık valiye inanmıştı. O gece onu almış.. (Vâ- sin) mahallesinde, pansiyon kaldığı fakir eve götürerek kendi yatağın- da Yatırmıştı. Ertesi gün de - fazla parası olmadığı için - üçüncü mev- ki bir tren bileti alark, sabık veli beyefendiyi - âminen ve salimen - Iskenderiyeye yollamıstı.. Sabık vali, Iskendoriyeye gelerek bu macerayi hüve hüvesine arka. daşlarına anlatmıştı, Ve anlattık. tan sonra da: — Arkadaşlar! Ben, bugünden i baren sizinle, ve hattâ dört sene- lik o meşum mazim ile alâkamı ke siyorum. Bundan sonra, yapara- Zım tek bir iş var: Bir köşeye çekil mek, yaptığım günahları, Allaha, ve vatanıma affettirmek... Allaha 15 marladık. Diye, sokağa fırlamış. Geniş bir nefes aldıktan sonra: — Çok şükür yarabbi... Vicda- nımdaki ağırlık hafifledi. Tevekke. li; nedamet, affulunmaktır; deme- mişler?, Diye bağırmıştı. zi Sabık valinin getirdiği bu acı ha ber, ve naklettiği macera Üzerine; büyük ümitlerle kurulan (sivasi te sebbüsler cemiyeti) de dağılmış. Azaları da, kendilerine birer iş ara mıya başlamışlardı. elelim; efendiler ve paşalar hazeratina... Vahdettine yazdıkları mektubun cevabı, biraz gecikmişti... Çünkü bu mütereddit ve mütereddi ruhlu adam, Mekke Kralının davetine ica, bet ederek Hicazs hareketi karar. Yaştırdığı.. hattâ, sabık Şeyhislâm Mustafa Sabri Efendinin mektubu 'na yazdırdığı cevabı imzaladığı hal de, yine birkaç defa fikrinden cay- mış., Kılı kırk yarmıya başlamıştı. (Arkası var) (1) Mecerasını naklettiğimiz bu sabık vali, yüzellilik listeye dahil olmadığı için birkaç sene evvel İs- tanbula gelmiştir. Ve bu macerayı bizzat naklederek tevali ettirmiş... Hattâ, İbret olmak için aynen der- cini rica eylemiştir. Atatürk Nutkunu Bugün Söylüyor (Bası 1 imelde) te milli bir programım lüzumunu A- tatürkün işaret buyuracağıdır. Türk köylüsünü tarlasından ve emeğinden rasyonel bir şekilde istifade ettirecek ve ona en büyük verimi temin edebil. mek için hükümetin de bu büyük mesele ile çok yakmdan alâkadar 0. lacağı anlaşılmaktadır. Halk ve gençlik Yine söylendiğine göre Cümhuriyet rejiminin ana temellerinden birini teş kil eden halkçılık prensipi, Atatür - kün nutkunda (bahis mevzuu olacak ve onun en iyi tatbik şekli etrafında büyük Önder direktif verecektir, Gençlik meselesinin do nutukta mii - bim yer ulacağı #annedilmektedir. Büyük Şefin cümhuriyeti teslim et. tiği Türk gençliği hakkımdaki temen- nileri sanıldığına göre esaslı bir ka- rara bağlanacaktır. Esaslı karar ola. rak kuvvetle ileri sürülen mütalea, spor teşekkülleri dahil olduğu hâlde, gençliğin alâkalı bulunduğu bütün te şekküllerin Maarif Vekâletine dev - redileceği ve bu davanm hükümetin programmda geniş bir yer tutacağı. dır. Yeni bir program Yarınki nutuk umumiyet itibarile bir program mahiyetinde telâkki 0- lunmuktadır. Celâl Bayar hükümeti. nin takip ve intaç edeceği büyük me. selelerin işaretlerini yarmki nutukta bulmak mümkin olacaktır. Başvekil Celâl Bayarın da Atâ- türkün nutuklarmdan ilham alarak hazırlıyacağı kabine ( programınm| Meelisin salı günkü toplantısında o- | kunması ve yeni kabinenin Mecliş- ten itimat reyi İstemesi ihtimali kuvvetlidir. Atatürkün yarınki tarihi nutku radyo ile bütün dünyadan dinlene - bilecektir. BULMACA Dünkü balmacanm hal edilmiş şekli 1234567189 10 BAŞMAKALEDEN MABAT Yeni Bir Devrenin Arifesinde (Bası 1 incide) ye hasretmesin? Neden birçok salâ- hiyet sahibi vekâlet erkânı, sırf kır- tasi mahiyette İşler için imza alaca- ğız diye sıra beklesinler? Celâl Beayarm düşünüş tarzı sor derecede haklı idi. Memleketin acı bir yarasına dokunuyordu. Kırtasi siste min sayısız İmzaları, derkenarları,| mesuliyeti dağıtmak usulleri her kâ-| ğıdı ister istemez uzun uzun bekleti- yordu. Halbuki her kâğıdm; bir W- muml ihtiyacın tahakkukuna, yahut bir vatandaşın işine taallâku vardır. Kırtasi usuller yüzünden işlerin Ya- vaş yürümesi, iktısadi hayattaki ha- reketin ve verimin azlığı demekti Hayatın her şubesi her adımda hükü- met makinesile karşılaştığı için hü- kümet makinesi yavaş ve fena işler- se bütün hayat elbette yavaş ve f€- na işler, B ugünkü dünyada temamile İYİ bir hükümet makinesi yoktur. Çünkü her makine, kurulu usulleri gâye bilmiye, asıl canl: gayeleri a2, çok unutmıya alışmıştır. Türk ink lâbr, içtimai işlerde eskidenberi kuru- lu itiyatları tamamile bir tarafa be rakmış ve Bazı sahalarda yeni şekÜ- ler yaratmakta, akim tam bir gale- besini temin etmekte her memlek ten ileri gitmiştir. İdare makinemiz- de ve hükümetle halkın münasebet lerinde de ecnebi örnekleri aynen ve- ya tadil suretile taklit yolundan ay- rılmayı ve kendi iktiyaçlarımızm canlı ve hakiki icaplarma göre hal km işini görecek bir varlık kurmayı istiyebiliriz ve ümit edebiliriz. | Öyle ümit'ediyoruz ki, Atatürkün yeni nutkunun inkılâp sahasmda a- çacağı yeni devir, bu canlı idealleri adım adım tahakkuk ettirecek bir| devir olacaktır. O zaman hükümetle halk iki ayrı mefhum olmaktan kur- tuldcak, biribirile"bernber ve biribiri için çalışan iki,kuvyet manzarasını, yalnız nazeri surette. değil, ameli 0- larak ta alacaktır. Ahmet Emin YALMAN —Pasasnuyk Akdenizde Yeni : ” Bir Tecavüz (Başı 1 incide) de bulunması, bilhassa mühimmat ve hava kuvvetlerinin yokluğu dolayı sile mevzilerin müdafaası çok fena şerait altına koymuş bulunuyordu. Bununla beraber, Santander'de mu- kavemet, arzı edildiği kadar kuvvetli olmamıştır. Asturies'e doğru geri çe- kilme hareketi de, aydınlatılması ica- beden siyasi sebepler dolayısile, ne hükümetin tayin ettiği zamanda ne de:tespit olunan şekilde icra edil. miştir. Mücadele şeraiti, bugün düş- man İçin değişmiştir. Maamefih or- dumun sarsilmaz imanı, cümhuriyet- gilere nihat zaferi temin edecektir. 1-11.837 Dost Misafir Romanyaya g (Başı 1 incide) tarafından hararetle istikbal edildi, bir kıta askerimiz de büyük misafi- re selâm resmini ifa etti ve mızıka evvelâ Romen ve sonra da Türk mil- Hi marşlarını çaldı, B. Tatarescu askerimizi teftiş e - derek gardan çıkarken istasyonu dol duran çok kalabalık bir halk kütle si tarafından uzun uzun alkışlandı ve dost Başvekil halkı şapkasını çı- kararak selâmladı. B. Tatarescu, Romanya sefiri, ya- nmdaki zevatla birlikte Sakarya mo- törile Haydarpaşadan doğruca Ha- liç Fenerine giderek patriği maka- mmda ziyaret ettikten sonra Perapa- Jas oteline dönüp biraz sonra patrik te otele giderek, Romanya Başveki inin bu ziyaretini iade etti, Muhterem misafirimizin “Tan,,a beyanatı Kıymetli Romanya Başvekili ek - Belâns Tatarescu dün kendisile görü- Şen bir muharririmize şu beysnatta bulundu: “—— İstanbul matbuatının, halkın terelimanı olarak hakkımda yaptığı çok dostça neşriyattan dolayı ziya- desile memnunum. Sizlere bilhassa teşekkür ederim. Ankaradaki o temaslarımdan çok memnunum. Daha buradan gitme den evvel size bir kere daha söyle miştim. Ben az konuşup çok iş yâp- mayı severim, Ankarada da böyle yaptık. Yani ax konuştuk, çok işler gördük, Güzel memleketinizde ge- çirdiğim bu beş gün İçinde Türk mil letinin bana karşı gösterdiği ve ay- mİ zamanda Romen milletine müte- veccih olduğuna şüphe bulunmıyan candan ve samimi tezahürler, Bal- kan Antantı çerçevesi (o dahilinde, Türk — Romen anlaşmasınm yaşı - yan bir dostluk bağı olduğunu ispat eden çok kuvvetli bir delildir. Bu an- laşma ve kaynaşma iki milletin tâ ruhuna işlemiştir. Bütün bunların iyi semere verme- sine çalışmak lâzımdır. İşte bizde bunu yapıyoruz ve yapacağız. Necip Türk milletine, şahsıma ve Romen milletine karşı gösterdiği kar deşçe samimiyetten dolayı teşekktir- lerimi iblâğ, etmenizi gazetenizden rica ederim. İlk fırsatta tekrar mem- leketinize gelmeyi çok arzu etmekte- yim. Hem o zaman türkçe öğrenmiş olacağım ve sizinle türkçe konuşaca- | az İstanbuldan hareket Romanya Başvekili, saat 16,20 de Perapalastan ayrılan bir otomobille 'Topaneye inmiş ve kendilerini uğur. lamiya gelenlere teşekkür ettikten sonra sant 16,40 da, Româna vapurile | Köstenceye hareket etmiştir. B. Tatarescu, Haydarpaşa garından çıkarken Aziz misafirimiz rıhtımda İstan - bul valisi, kumandanlar, Romanya el- gisi, Bükreş elçimiz, Emniyet direk- törü, Hariciye hususi kalem mildürlü, gazeteciler ve Romanya konsoloslu- ğu erkân: tarafından uğurlandı. * Bandosile birlikte askeri bir kıta- mız büyük ve dost misafire selâm resmi ifa etti, Limanda bulunan bü- tün Türk vapurları dost misafiri dü- dük çalarak uğurladılar. Romen misafirlerimiz. B. Tatsrescu ile birlikte memleke- timize gelen, Romanyada Rador A- Jansı umumi müdürü B. Hortig, Ro- manya polis başmüfettişi B, Usares- cu ve Köstence polis müdürü B. An- tonescu da Başvekille birlikte mem- leketlerine gittiler. İzmitten geçerken İzmit, 81 (Tan muhabirinden) — Dost ve müttefik Roranyanm Baş- vekili B, Tatarescu'nun İzmitten ge- çişi çok heyecanlı oldu. İstasyon ta- mamen dolu idi, Muhterem Başveki. Ii götüren tren istasyonda kısa bir müddet durdu, Vali Hâmit Oskay hal kın tazimlerini dost misafire arzotti, Ekselâns Tatarescu, halkm bü a- ilkasmdan dolayı çok sevinç duy » duğunu, İkinci defa gelişinde İzmitte iki, üç gün kalmak istediğini söyle- dikten sonra halka hitaben vetiyie.. çe olarak “Sağol, diye BABA Dost Başveldi, halkım coşkun tera- hürleri arasında İstasvondan ayrıldı, B. Tanrıöver Romanya Başvekili Ekselâns Ta. tarescu İle memleketimize gelmiş 0- lan Bükreş elçimiz B. Hamdullah Sup hi Tanrıöver, aziz misafirimizla bir. likte Romanyaya dönmemiştir. Rura. da bir müddet kaldıktan sonra Bik- İreşe gidecektir, İstanbul Liman İşletme İdaresinden: 1 — Merkez binamız karşısındaki asfalt ile döşenecektir. takriben 1625 metre mürabbar saha 2 — Bu işin Pazarlığı 311937 Çarşamba günü saat 10 da Şefler Enelimeninde icra edilecektir. 3 — Muvakkat teminatı 500 liradır. 4 — Bu İşe Mİt Şariname ve mütemmim izahat Fen Servisi Şefliğinden almacaktır. (7338) İskilip Belediye Başkanlığından : ———— Belçika Buhranı Brüksel, 31 (A.A.) — B, Deman, Nefsi İskllip on bin nufusu mütecaviz bir kasabadır. Mülhakatı ile be. raber yetmiş bin nufusa maliktir. Evvelee mevcut olan eczane Gczaçı nın askere Kitmiş olması dolayısiyle kapanmıştır. Belediyenin bir ec. zane binası mevcut olup eczacıya bilâ icar verilmektedir. Müsait şeraiti kabineyi teşkil etmekten vazgeçmiş- 1 — Bir nevi eski setre 2 — Acıklı 3 — Taşlar — Hitap edatı 4 — İşaret — Kısa zaman — Eski ölü 5 — Dağ kovuğu 6 — Dalmf mlişteri — Modern 8- raba 7 — Azerbaycanlı — Beyaz 8 — Vahşi hayvan — Damarlarda bulunur. 9 — Bir yerden kopye etmek 10 — Yemiş — Dirsek — Ehli hay- van, © YUKARDAN AŞAGI: 1 — Sporcular kırarlar — Küşat eden ; 2 — Göz — Üye 3 — Anadoluda bir vilâyet 4 — İnan — Hasat âleti 5 — Enin 6 — Küçük ağırlık ölçüsü — Kö- pek : 7 — Bir kavim — Baba yarısı 8 — Uzağı göstermek 'çin kullanı Ir — Eski bir ağırlık ölçüsü, 9 — Birkaçı şimdi muhakeme olu- nuyor — Sopa 10 — Çalgı lek idik kası ile birlikte 16 İkinciteşrin 837 meleri lâzımdır. (4048) (7851) Miktâri Partiler (oONormal (İngiliz ms- Adet kaslık Adet RE 45136 16366 15085 159 30835 24003“ 41524 yakl ünlü üleğiyi ini li İzi Nafıa Vekâletinden : Aşağıki cetvelde parti miktarları yazılı 0İ&n ceman 172949 adet normal ve 189 adet İngiliz makaslık kayn travers altı parti ve 16 ikinciteşrin 937 Salı günü saat 10,30 dan itibaren ayrı ayrı eksiltmesi yapıla cak surette kapalı zarf usulile eksilt miye konmuştur. K Eksiltme Ankarada vekâlet malzeme eksiltme komisyonunda yapılacaktır. Her partiye ait eksiltme şart- namesi ve teferrüatı cetvelde hizalarında Yazılı bedel mukabilinde Ankarada vekâlet malzeme müdürlü- Şündün almabilir. İsteklierin her parti İCİN AYrt âyrı tanzim edecekleri teklif mektupları cetvelde hizala- rınla gösterilen muvakkat teminat ve talimatnamesine göre vekâletten alınmış malzeme müteahhitliği vesi- haiz bir mevkide ecnaze açmak İsteyenlerin müracaat etmeleri ilân olunur. (7189) salı günl saat 9,30 a kadar Ankarada vekâlet malzeme müdürlüğüne ver. Muhsmmen Muvakkat Şartnamesi bedeli teminat bedeli UsK Lrk Lirak 104663 30 Kesileceği devlet ormanı 6483 17 5 Koeneli vilâyet Geyve ve kazasın- daki Karagöl ormanı. Kocaeli vilâyeti Geyve ve kazasm- daki Gümüşdere Hanyeri ormanı Koceli vilâyeti Hendek kazasın- daki Aksu Göksu ormanı. Kocaeli vilâyeti Hendek kazasında» ki Çamdağı Atbaşı ormanı, Kocaeli vilâyeti Karasu kazasında. ki Molla Hasan Pınarı ormanı, Kocaeli vilâyeti Hendek kazasında ki Keremali Harakli üstü ormanı. 37641 80 282314 183 34695 50 2602 16 13 70920 50 479603 355 55206 90 401035 276 06505 20 6025 28 418 Eksiltmelere husust orman sahipleri de girebilir.