MA 22.6-037 IT AN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. | GUNUN MESELELERİ | amam Honda ve Pariste Mühim Müzakereler Alman Erkânı Harbiye Relsi Gene, Tal Beck Pariste Fransızlarla mliza- Gere halindedir. Alman Hariciye Nazırı Von Neu- Fath'ta Londraya gitmek üzere bu: Fr, Bu iki ziyaretin büyük bir mânası Ve ehemmiyeti vardır. Çünkü Garp devletlerinin siyasetlerine yeni bir is. tikamet vermek istidadındadır. İngiltere Almanyayı İtalyadan a- Yırmak ve Fransa İle barıştırmak ar- Zusundadır. Almanya da İngiltere ile dost olmak ihtiyacımdadır. Bu dost- luğun teessüsü için ilkönce Almanya» nın Fransa ile anlaşması lâzımdır. O. nun için Almanya, İngiltere ile konuş- mak üzere Harleiye Nazırmı Londra- | Ya göndermeden evvel,ErkânıHarbiye Reisini Parise göndermiş bulunuyor. General Beck Fransada Harbiye Ne. Zareti ile temas ederek mühim müza- kerelere başlamıştır. Müzakerelerin €sasmı, bir silâhları tahdit konferansı akdi teşkil etmektedir. Fransa öte denberi Almanyaya silâhlarını tahdit teklifinde bulunmuş, fakat Almanya kuvvetleninciye kadar, böyle bir mü- zakereye girişmeyi doğru bulmamıştı. (Çünki böyle bir müzakere için Iki ta. Tafın müsavi vaziyette olması lizım- dı. Halbuki şimdiye kadar Almanya Fransanın karşısında silâhsız bir va- Ziyette idi. Şimdi Almanya da silâh. lanmış olduğu için, silâhları tahdit Müzakeresine girişebilir. , Yalnız Almanyanın bir şartı daha Sar üne e Kvk salelamı açı Wa: b , Şimdiye kadar Fransa bu dostluğa ehemmiyet veriyordu. Alman. Tanm Sovyet - Fransız ittifakını boz- Mak için yaptığı bütün manevralar Suyu düşmüştü. Fakat Sovyet Rusya- daki son hâdiseler Fransız matbua- tmda çök fena akisler yaptı. Birçok Bazeteler bu şartlar İçinde Sovyet or- güvenilemiyeceği | iddiasını İleri sürdüler. Almanlarla anlaşmak Ye Sovyet ittifakmı bozmak tarafta. "olanlar bu fırsa"tan istifade ederek derhal General Beck'i Fransaya ça- Rirdılar, Alman Erkânı Harbiye Reisi Pariste havayı müsait buldu ve mü- Yakere başladı. Bu müzskereler, Londrada Alman- Ya Hariciye Nazırının yapacağı mü. #akerelere bir mukaddime teşkil et- Mektedir. Paris müzakereleri müsbet netice verirse, Londrada yeni bir Garp misakınm esasları kurulacak ve ayi bir anlaşma vücude getirilecek- İngiltere ve Fransa şimdiye kadar Müşterek emniyet siyasetinde israr *diyorlardı. Bu müzakereler, bu si Yaseti darbeliyecek ve Garp devletle. Finin siyasetine yeni bir İstikamet Verecektir. Almanya Çekoslovakyayı teerit et- Yugoslavyayı elde etmek su- teliyle Küçük İtlâfı zayıflattıktan | Sonra, Sovyet — Fransız ittifakını, da bozmıya muvaffak olursa, seneler denberi takip ettiği siyaseti sonuna erdirmiş olacaktır. Bu sebeple Londra ve Paris müza. büyük ehemmiyeti ve mü- Bası vardır. Spikersiz. Radyo İstanbul radyosu dün İbni Sina Mhtifalini nakletti. Radyoda hatipleri Fakat söz söyliyenler kim- lerdi, Merasim nasıl yapıldı. Bunları ik. Çünkü İstanbul radyosu Üniversite We irtibatı temin etmekle vazifesini ianmış ve başka bir ted- bir almıya, merasimi takip ve nakle. den bir spiker bulundurmıya lüzum Körmemiştir. Dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde Yadyo neşriyatı yapılmaz. Spikersiz dyo neşriyatı yapılabileceğini ilk O n dört sene evvel gördü- ğüm ve yaşadığım A: merika ile bugünküsü arasın- da çok mühim birfark var. On dört sene evvel Amerika, refah ve servetin taştığı, bütün dünya proletaryasının iş ve servet peşinde büyük macera- lara atılarak kapılarma başvur- duğu bir memleketti, Bugünkü Amerikada servet toplanmış toplanmış küçük bir lâstik top gibi üç beş milyonerin avucu içine girmiş... Bir yanda müthiş bir lüks ve ser- yet, öteki yanda on dört sene ev- velkisine rahmet okutacak bir se- falet, İşsizler, bitmez tükenmez ordular gibi geçiyorlar, On dört sene içinde #€hir blyümüş, b müş, Dir zamanlar şehir halkına mesire olan yerlere kadar uzan - mış. Sky Skrappers'ler, İskambil kâğıdndan yapılan şatolar gibi sü ratle ve Kolsylıkla, başlarını gök- lere dayamışlar, Fabrikaları, Wal Street'i, korkunç tröstleri, mnaz- zam sermayelerile Amerika kapi- talist tekâmülün en son merte- besine varmış. Dışardan gelen bir yabancı için göz kamaştıracak, baş döndü- recek bir haşmet. Büyük kum- panyalarm elektrikli ilânları, şe- hir içindeki bütün faaliyeti gökle- re aksettirmiş... lektrik ışıkları içinde piril pırıl ya» narak göklerde uçuyorlar. Rek- lâm, Amerikanvari reklâm. Bü- yük servetin, büyük reklâm... ukat bu Amerikanm, ya- bancıya bir dış görünüşü. dür... İç Amerikayı anlamak için beşinci Avenue'deki muazzam otel- lere, Brodway”deki, büyük barlara, kabaretlere, nehir gibi akan Oto- mobil sellerine, bakmak, kâfi de. gildir. Bugünkü Amerikayı anla. mak için bu muazzam servetin kaynadığı membalara, bu Muaz- zam servetin, 'bu başdöndürücü tekâmülün, cemiyet içerisindeki akislerine, ve raksiyonlarma, halk kütlelerinin hayatma ve mücade- lelerine bakmak lâzım. Ben henüz dışardan gelen bir yabancı £İbİ, gözüme görünen şeyleri, Ük intibaları yazmıyorum. Amerikayı, iç Amerikayı, onu iyi- ce tetkik ettikten sonra karileri- me vereceğim, New-York'ta ilk sokağa çıkt ğım gün gözüme çarpan ilk şey. boynunda kocaman plâkartlar ta- şıyan genç kızlar ve erkekler oldu. Karşıdan bir sinema ilânı diyip geçebilirsiniz. Fakat yaklaşınca; kırmızı harflerle yazılmış: “Bize yardım ediniz,, başlığı size bir di- lenci hissini verebilir. Üç adım ö- tede bir daha... Bir sokak ötede bir daha... Sokaklar boylu boyun- ca, sağ kaldırım, sol kaldırım. dükkân kapılarmın önleri bu kâ- Zıttan elbiseli Kadınlar ve erkek- lerle dolu. merikada dilencilik mem- nudur.., New-York sokak- larmı böyle yüzlerce, binleree di- lencinin sarmasma imkân yok: Yaklaşır ve plâkartları okursu- nuz, “Bize yardım ediniz... altında şu ciimleler yazılıdır. Bu dükkü- nın sahibi Mister filân işçilerinin gündeliğini indirmiştir, Grev ha“ lindeyiz. Bu dükkânln alış verisi” nizi kesiniz., Dükkânı kapısın- dan içeriye bakıyorum. Bir veya iki müşterisi var, Bir dükkânm kapısı önüne kâğıt elbiseli kadm dikilmiye görsün... İçerde sahibi sinek avlayıp C, L, O. ya küfret- mekten başka bir şey yapamıyor. C.L, O. smai organizasyonlar kom t birçok kimse- glerin göğüslerinde gböyle lâvhalar gö. İran TAN Nevyorktan Yazan: Sabiha Zekeriya binasıdır, Amerikada bugün Rel- slcümhuru mevkiine getiren, onu yerinde tutan Ç, L. O. Amerika Iş federasyonu, sair içtimai ve siya- si organizasyonlar hakkındaki tet- kikleri ileriye bırakıp, New-York'u gezmiye devam edebiliriz. Büyük bir meydan... Union Sayare'n ö- nündesiniz. Halk, yirmi bin, otuz bin kişi toplanmış. Meydanm or. tasmdaki heykelin etrafını polis- ler sarmış.. Amerikalı bir Kadın konferans veriyor. Bağırıyor: —Sardism değil, Üniunism... Kapı dışarı grev değil, oturmuş grev... Ford, faşizmin bayraktarıdır. Ford umum teşkilâta, devlete kafa tutmuştur... Ford'un kufasmı, fa. şizmin kafasını ezeceğiz.. Union- iar birleşiniz, ir adım ötede bir miting daha... Sokağın ortasına bir kürsü kurmuşlar... göğsü bağ- rı açık bir delikanlı kürsünün Üze- rinde hem bağırıyor, hem de elin Beli benziisleri halin Meğıleğörı — Roosevelt'e yardım ediniz. Yüksek mahkeme, tekâmülün ö- nüne kale kurdu, Biz irticam İ- lelerini yıkıp yürüyeceğiz. On dört sene evveli, böyle sokak kö- şelerinde Salvation arniy dedikleri “İş ordusu,, mücahitleri kürsü ku- rar, halka, incil dağıtırdı. Onlara henliz daha rast gelmedim, Görü. nüşe bakılırsa, Unlonlar, amele teşkilâtları, Salvation army'nin ye- rini almış, Halkın arasında ş'pir $ipır ter döktükten sonra ayrılırsınız. Bir. kaç sokak ötede bir kalabalık da. ha... İspanyada Amerikalılar nâ- mına kurulan Lincoln taburundan dönmüş bir genç konuşuyor. — Size Amerikan gönüllüleri. nin, İspanyada kurdukları Lincoln taburundan selâm getirdim... İş. Panya topraklarında ölen Ameri. kalı şehitleri gelâmlaymız, Binlerle kişinin yumruğu birden sıkılıyor, binlerle ağız birden ba- Eiriyor: — Yaşasın İspanya. Yaşasın İs- Panyol. demokrasisi... Kahrolsun m. H atip konuşuyor: — İspanyol halkınm de. mokrasi namma yaptığı fedakârlı- ğa kıymet biçemezsiniz. Yalnız as- ker değil, bütün bir halk demokra- Sİ namına ölüyor. Biz onlara çok a7 Yardım ediyoruz, hiç olmazsa davalarmı takdis ediniz. İspanya büylk bir felâket içindedir, bu yal- niz İspanyanın değil, bütün dün- yanın bir felâketidir... Faşizm bay» kuşları, her memlekette yuva ku- rup, adı gcı uluyorlar.. Bir zaman- lar hürriyet için, demokrasi için, istiklâlı için kan döken Amerika. dar, siz bu davayı her milletten İyi anlarsınız. İspanyollara yar- dım ediniz. Yalnız acımak, yalnız taraftar olmak, yaraları sarmaz. Merhameti, yardıma tahvil ediniz. Mânevi duyguyu, maddi yardıma çeviriniz. General Franko, kanlı ellerile bütün bir beşeriyetin karşısında duruyor. Ellerindeki İspanyol ço- cuklarmın, Ispanyol kadınlarının, İspanyol işçilerinin, İspanyol en- tellektilellerinin, sadık (o Katolikle- rin, hürriyet ve istiklâl için ölen lerin kanıdır. Madrid sokakla- rmda ölen çocukları kurtarmak için artık geçtir. Badajaz'da bom- Dalanan Elmeira'da topa tutulan İspanyolları kurtarmak için artık geçtir. Yıkılan kiliseleri, mabetle- ri, san'at eserlerini korumak için artık geçtir. Fakat İspanyada demokrasiyi kurtarmak için geç değildir, Kadn erkek, hürriyet ve de- mokrasiye en büyük kuvvetle bağ- Janan her Amerikalı, bu cinayetin önüne geçmelidir. İspanyada ku- rulan Lincoln tâburundaki Ameri- kalı gönçler, hürriyet ve demok- râsi için ölüyorlar... Amerikalı lar, harekete geliniz. İspanyayı, hürriyet ve demokrasiyi kurtar. mak lâzım.,, Bu, New-York sokaklarının man- zarasıdır, Ve ben muhtelif kimse- lerle konuşuyorum: — Bugün münferit hiçbir mem- leket meselesi, İspanya o meselesi kadar mühim olamaz. Çünkü bü- tün memleket meseleleri bu zinci- >e bağlıdır. Fransa, İngiltere, -A- merika, bütün insanlık bu zincirin bir halkasıdır. Eğer İspanyada fa» şizm başlarsa, bütün dünya siya. setleri, bütün içtimai makanizm lar başka bir mihverde dönecek... Hürriyet ve demokrasiler o yıkıla- cak... Hürriyet ve demokresiyi kur. tarmak için İspanyayı kurtarmak lâzım, — Fakat &iz, devlet olarak A. merika, Avrupa işlerine müdaha- leye aleyhtarsmız.. — Evet... Amma, devlet olarak erika,. Amerika devlet demek değildir. Amerika, halk demektir... Halk ne isterse o olur... Biz, işçiler, en- tellektileller, ünionlar, bir kısım kilise, geniş halk kütleleri İspan- yol demokrasisi ile Deraberiz.. Her gün devlet sekreteri Hull'un ofisine, muhtelif delegeler gidiyor. Halkın, İspanyayt kurtarmak için devlet müdahalesini istediğini bil- diriyor... Yakın bir günde Ameri- kanm İspanya işlerine müdahale- gini bekliyoruz. Amerikahların İspanyol hükü- metine karşı duyduğu sempatiyi yalnız sokak içtimalarında deği, İspanyaya yardım için kurdukla- rr teşkilâtlarla da görebilirsiniz... Sinemaya gidin, bir içtimaa gidin, nereye giderseniz gidin, bütün Ü- niversite talebesi, kız erkek, kapı- larm önüne dizilmiş, “İspanyol çocuklarma, İspanyol demokrasi- sine yardım edin, diye ellerindeki kambarayı size uzatırlar.,, Gazeteleri o açınız, sokaklar güzetenin içindedir. Benim sokak- larda gördüklerimi aynen gazete- lerde görürsünüz... Yüksek mah- keme meselesi... Amerikaf emele federasyonu C. Lo O, Fordizm'i Uunlonismi ? İspanya o demokrasisi- ni kurtarmak lâzım... Bir hafta içinde benim edindi- ğim intibâa göre, Amerikanın en mühim meseleleri bunlardır. Fa kat bu Amerikaya bir kaş bakişi- dır.. Amerikayı anlamak için çok daha derinlere girmek lâzım... Büyük Amerikan sermayesinin Roosevelt'le, halkla açtığı Mmüca- Okuyucu mektubu | Aksaray Cadde- ..: * sinin. Hali Aksaraydan Hilmi K. İmzasiyle ak dığımız mektupla deniliyor ki: “Lâleliden başlıyan geniş cadde, Aksaray karakoluna kadar uzanıyor. Lâkin bu yolun Cametlar camii önün- den itibaren siltçü bostanı hizasinca uzanıp karakola kadar dayanan kıs- mi yapılmamıştır, bir toz deryası ha. Mindedir. Bu kısımda, meşhur çeyrek İasır evvelki Aksaray yangınından kalma yaya kaldırımları duruyor, ya- ni hakikatte cadde eski darlığındadır, tramvaylar, otomobiller bu yaya kal dırımları arasından geçiyor, Beri tas rafta kalmış olan kısım, kaldırımdan mahrum bir toz deryası olduğu için kullanılmıyor. Burası mübaliğasız yazın toz ve kışın çamur deryasıdır, Açılmış bir caddeyi senelerce bu halde bırakmak ve vesaiti nakliyeyi, hattâ halkı o eski ve daracik yoldan geçmiye mecbur etmek doğru mu? Ve nihayet 150 metrelik bir yere kaldı. run yapmak tahammül edilemiyecek bir masraf mı? Bu kaldırımın yapılması sade geniş yoldan istifadeyi temin etmiyecek, çirkin bir manzara da ortadan kalka, cak, ayni zamanda tozdan kurtulu- nacak, halkın sıhhatine yardım edik miş olacaktır.,, —————— larm mitingleri sokaklarda değil, muazzam otellerin, lüks hollerin- de oluyor... Fakat oralara girmek pahalı,. Kayıt ve kuyuda tâbi. He- le benim gibi, memleketinden çi- karken cüzdanında miniminicik bir para getirenler için, her bir iç- timar beş dolara mal olan Astor. ya otelinin kapısından geçmek Fakat bir cemiyeti, otelle veya sokağa dökülen içtimalaria değil, o cemiyetin makânizmasını işleten teşkilâtlarından, cemiyet içindeki © ziddiyetlerden ve çarpışmalardan anlarsınız... Bunu tetkik için ö- nümde her türlü vasta açıktır. Önümdeki kısa zaman içinde ben bunu yapmıya çalışacağım... Yok- sa, birçok muharrirlerin yaptığı gibi, Amerikanm lüks ve eğlencesi. hi, haşmetini, muazzam binaları deleyi takip etmek için, muhte. şem otellere, girmek lâzım.. On- göstermek için, Amerikaya gelmek zahmetine değmez. Büyük Hakim İbni Bugün de Yaşıyan Buluş ve Nazariyeleri D ün İbni Sinan dokuz yüzün- cü ölüm Yılını andık. “TAN,, da çıkan iki yazımda büyük üsta- dın herşeyi tabii kuvvetlerle izah ettiğini ve tabiat kanunları değiş- mediği için de birçok fikir ve büluşla- rınm dalma yeni vediri kaldığını söylemiştim. Bu iddiamı teyit için üstadın eserlerinden bazı örnekler teretime eğiyorum: HER ŞEY GÜNEŞTE Üstat Yenicami kütüphanesinde 1181 ve Serez kütüphanesinde 4009 numarada kayıtlı (BI - Asar .j)- Ulviyye) adlı risalesinde “Eeramı Ulviyye,, den bahsederken herşeyin başında güneş ve güneş ışığını bu. tuyor. İbni Sinâ “Eeramı Ulviyye, den ve bilhassa güneşten gelen ışı- ğın kevn ve fesat âlemi Üzerindeki yaratıcı rolünü anlatıyor, güneş ve “Ecramı Semaviye,, ışığının arz Ü- zerinde birçok inikâslar yaptığını kuru ve yaş buharlar kaldırdığını kaydettikten sonra zelzelelerin se. bebini şöyle izah ediyor: “Arzm içinde boşluklar bulunan mütehalhil bir cisim olduğu sanılı- yor. Hattâ öyledir ki arzın içinde u- zamluğu binlerce fersah ve daha zi- , Burada okuduğunuz satır 4 lar İbni Sinâ'nın kendi eser. X & leri arasından hulâsa olarak ; , çıkarılmıştır. ş İİ yade tulan boşluklar vardır. Rüz. gârların anası olası buhar cinsinden bir yel arzın karnımda hapsedilmiş- tir. Bir ağız açılmea ani çıkışından yer sarsıntısı, zelzele hüsel oluyor. Bunu ispat eden bürhan ise şudur: Bazı yerlerde zelzele olmuştu. Arz yer yer yarıldı, buralarda nrüzgür. e kr Sinâ'nın rada kayıtlı (Siyase - tül - Bede ve Fazail . üş - Şarab) adlı kitabında şarabın faydalarını şöyle izah e der; “Şarap insana saf kan verir, ye- meyi hazmettirir, gıdayı damarla- ra kadar sevkeder, beden mecrala., rındâki kirleri yıkar, Nefse neşat, Mmsana şecaat verir.,, Ulu hekim ayni eserinde Humarı ve İâcmı da izah ediyor, Diyor kiz “Humar çok yemekle beraber çok sarap içmekten doğan bir hastalık. tır ki tabiat yenen şeyi hazmettire- cek kuvveti kendisinde bulamıyor, Humar gasyan, öğürtü, başağrısı ? kafa dönmesi ve iç sıkıntısı verir, Mâci: Midede hazmedilemiyen yemele Gİ veyahut şarap bakiyesi kaldığı ân- denemiyecek şiddetli yeller çıktı, ze. la$ilirsa sıcak sulle karıştırmış hirli bulutlar yükseldi. Yer yer a- levler göründü, sular kaynadı. Sar. Sıntı zamanımda tipiyi andıran ses- ler duyuldu. İşte böylece o arz par- çası hızmı alıp kabaran parçalar çöktükten ve eski kesafet höstl ol- duktan sonra zelzele uzun milddet durdu. Recfe denilen hafif sarsın. tılara gelince bü da yerin altında bazı mağaraların, boşlukların rütu- bet veyahut başka bir sebeple yı- kılmasından hâsıl olur.,, ŞARABIN FAYDALARI Bgv tabip Şehit Ali Paşa Kütüpanesinde 2031 numa. sirke içmeli, kustuktan sonra da nar, koruk ve turunç şurubu gibi ekşi birşey içmeli ve sonra da bos- tanlarda (açık havada) bir saat ka dar glineşlenmeli ve temiz hava ak. malıdır ki batın suyunu çeksin. Son ra hamama giderek başa bol bol su döküp vücudun her tarafımı güzeleğ oğmalıdır. Hamamdan sonra yine rummaniye, Hısramiye, sirkeli zey, tânyağı gibi ekşi birşey yemeli. Bur na rağmen İnsan kendisinde bir kıp gınlık ve isteksizlik bulursa bir sasi at kadar uyumalı ki o vakit hiçbiri” kesel ve fütur kalmaz.,, IBRAHİM HAKKI KONY.